Yunanistan Piraeus-Pire; Başkent Atina şehrinin liman kentidir. Yunanistan ülkesinde, 5’nci büyük Belediyesidir. Büyük bir denizcilik ve ticaret-sanayi merkezidir. Yunanistan ülkesinin en büyük limanı buradadır.
ULAŞIM
Piraeus, Atina arasındaki uzaklık sadece 8 km dir. Atina-Pire arasında metro hattı bulunmaktadır. Otobüs ile gitmek isterseniz, Atina merkezinde Syntagma meydanından düzenli kalkan otobüslere binebilirsiniz.
TARİHİ
Antik Yunanistan’da Pire, Atina donanmasının eviydi. MÖ 480 yılında Yunan filosu, sayısal olarak kendinden üstün Pers filosunu, Salamis Savaşında yendi.
MÖ 493-479 yılları arasında, Atina şehrinin limanını oluşturmak için, Pire’ye surlar yapıldı. Çünkü Atinalı General Themistocles; limanı savunmak için güçlü duvarlar istiyordu.
Daha sonraki dönemde Perikles: Pire’den Atina’ya giden yol boyunca yolun her iki tarafını da koruyan “Uzun Duvarlar” (Makra Teichi) yi yaptırdı.
Kuzey uzun duvarı, yaklaşık 6 km uzunluğundaydı ve Atina’nın güney batısından Pire’nin kuzey doğusuna doğru uzanıyordu. İkinci duvar ise: Phaleron bölgesinde yapıldı ve karadan limana erişimi engelledi.
MÖ 404 yılında Peloponnesos Savaşındaki yenilgisinin ardından Pire, eski ihtişamını hiçbir zaman tam olarak geri kazanamadı. MÖ 4’ncü yüzyıl ortalarında, liman bir kez daha genişletildi.
Atina, bir Akdeniz ticaret merkezi olarak önemini yitirdi ve nihayet MS 86 yılında Romalı general Sulla Atina’yı yağmalayıp limanı tahrip etti.
Ortaçağ döneminde ise, Pire liman girişinde, girişi koruyan devasa bir taş aslan heykeli bulunuyordu. Bu yüzden liman “Porto Leone” olarak isimlendirildi.
Günümüzde de, şehrin limanına bakan mermerden yapılmış bir heykelin kopyası olan Pire Aslanı bulunmaktadır.
Orijinal heykelin ne zaman inşa edildiği bilinmiyor ancak burada görülen kopya, orijinaline oldukça fazla benzemektedir. Süslü heykel, büyük bir kulenin tepesinde oturuyor ve aşağıda olan her şeyi izleyen heybetli bir figür yaratıyor.
1832 yılında Atina başkent ilan edilince, Porto Draco olarak isimlendirilen liman yeniden büyümeye başladı. Ticaret ve endüstriyel bir merkez haline geldi.
Genel olarak Ege adalarından gelen göçmenlerle birlikte Kral Otto tarafından buradaki yerleşim kuruldu.
1835 yılında Belediye kuruldu ve eski “Pire” yeniden canlandırıldı.
1869 yılında Atina-Pire demiryolu tamamlandı.
1912-1922 yılları arasında, Türkiye-Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sonucunda, Anadolu’dan buraya büyük bir göçmen akını yaşandı.
Ardından Yunanistan’ın 2’nci Dünya Savaşına katılımı sonucunda, şehrin ilerlemesinde büyük engeller ortaya çıktı.
Savaştan sonra, liman ve şehirdeki hasarların giderilmesi ve yeni eklemeler, 1955 yılına kadar devam etti.
PORT OF PİRAEUS
Liman: Ege denizinde Saronik Körfezi batı kıyılarındadır. Liman, yolcu kapasitesi bakımından Avrupa’nın en işlek yolcu limanlarının başında gelmektedir.
Kruvaziyer limanda, toplam rıhtım uzunluğu 2.8 kilometredir. 11 gemi rıhtımı bulunmaktadır. 3 seyir terminali bulunmaktadır.
Ana terminal, Pire Belediye merkezine yürüme mesafesindedir. 2019 yılında liman “MedCruise” tarafından “Doğu Akdeniz’in en iyi Kruvaziyer Limanı” olarak seçilmiştir.
UNIVERSİTY OF PİRAEUS-PİRE ÜNİVERSİTESİ
Pire Üniversitesi, 1938 yılında kurulmuştur. Yunanistan ülkesinin en büyük üniversitelerinden biridir. Endüstriyel yöneticilere: ekonomik, yasal ve teknik eğitim vermeyi planlamaktadır. Haziran 1989 tarihinde okulun adı “Pire Üniversitesi” olarak yeniden adlandırıldı.
GECE HAYATI
Şehrin gece hayatı çok hareketlidir. Şehirde çok sayıda bar ve gece kulübü vardır.
NE YENİR-NE İÇİLİR
Bölgedeki taverna ve restoranların büyük bölümü: Piraiki ve Mikroliano kıyılarında yayılmıştır. Ancak bu taverna ve restoranlarda bence fiyat yani menü listesini görmeden sakın girmeyin, çünkü aşırı pahalı bir hesap ödemek zorunda kalabilirsiniz. Hatta bineceğiniz bir taksinin şoförü bile sizi bilinçli olarak bu tür restoranlara götürecektir.
ALIŞVERİŞ
Şehrin alışveriş merkezleri: Iroon Polytechneiou ve Grigoriou Labraki caddelerindedir.
MİNİ TREN
Pire şehrindeki mavi renkli küçük mini tren: tüm ünlü turistik yerleri ve Pire şehrinin ana alışveriş bölgesini geziyor. Yaklaşık 30 dakikalık bu tur, 4 Euro’dur. Trenin ilk hareket yeri, limana çok yakındır. Ana meydanın bulunduğu Korai’de her türlü dükkan, kafe ve restoran bulabilirsiniz.
Aynı yerde ayrıca Belediye Tiyatrosu görülür. Tura devam ederken, şehrin ana marinası olan Pasalimanı görülür. Daha sonra Arkeoloji Müzesi ve Zea antik tiyatrosuna ulaşılır.
Denizcilik Müzesi yine bu yakınlardadır.
Evet, bilet günlük olarak geçerlidir, Pire çevresinde istediğiniz yerde trenden inebilir aynı biletle tekrar başka yerden trene binebilirsiniz. Mini trenler, her yarım saatte bir tur yaparlar yani duraklarda fazla bekleme sıkıntısı yaşanmıyor.
GEZİLECEK YERLER
Günümüzde Pire Limanı: 3 kısma ayrılmaktadır. Şehir hayatı bu kısımlarda odaklanmaktadır.
1-Merkez-Kantharos
2-Zea Marina
3-Mikrolimano-Tourkolimano-Munichia
General Themistocies, limanın Atina şehri için değerini ilk anlayan kişidir. MÖ 5’nci yüzyılda günümüze kadar bir kısmı ayakta kalan surları inşa eden ilk kişidir.
Üç limanın tamamı, günümüzde hala kullanılmaktadır. Arkeolojik kalıntılar arasında birkaç gemi barakasının temelleri, tahkimatlar ve bir Helenistik Tiyatro bulunmaktadır. Antik çağlardan bu yana, deniz seviyesi 2 metre yükseldiğinden, Pire’nin birçok antik kalıntısı, günümüzde su altındadır ve kazılmaya devam edilmektedir.
1-MERKEZ-KANTHAROS
Bölgenin ismi, antik dönemde “Kantharos” tur.
Burada bulunan liman: en büyüktür ve ticari faaliyetler için kullanılmaktadır.
Pire şehrinin en önemli ve en büyük iskelesidir. Yolcu gemileri, kargo gemileri ve büyük balıkçı gemileri dahil olmak üzere tüm büyük gemiler Kantrahos’a yanaşmaktadır.
Buradan: tüm Ege adalarına ve Girit’e yolculuk yapılabilmektedir.
Freatida alanında antik Pire Duvarının günümüze kalan kısımlarını görebilirsiniz.
2-ZEA MARİNA-PASALİMANI
Pire yarımadasının doğu kıyısındadır.
Antik dönemde burası, Pire’deki Atina savaş filosunun limanlarından birisiydi.
Osmanlı döneminden yakın zamana kadar liman Pasalimanı olarak isimlendiriliyordu.
Günümüzde büyük yuvarlak liman oldukça sakindir.
Modern marina: en etkileyici yat ve kruvazörlerin bazılarının yanaşma yeridir. Uzunluğu 150 metredir. Toplam yat kapasitesi 670’dir. Yani burası ada feribotlarının limanı değildir.
Kıyıda, her yolcunun ihtiyacını karşılayan birçok restoran, taverna, bar ve mağaza bulunmaktadır.
Buradaki mekanlar: Saronik körfezinin ve limana demirlemiş en lüks ve pahalı yatların harika manzaralarını sunar.
Gezinti yeri: çoğunlukla yolun ortasındaki küçük restoran ve kafelerden oluşan bir şerittir. Batı ucunda, daha modern Zea Marina ve fantezi yatlar bulunur. Daha ileride ise Yunan Denizcilik Müzesi görülür.
1896 yılında Yaz Olimpiyat Oyunlarında, burada yüzme yarışmaları yapıldı.
PİRE ARKEOLOJİ MÜZESİ-THE ARCHAEOLOGİCAL MUSEUM OF PİRAEUS
Müze limandan yürüyüş mesafesinde Harilou Trikoupi Caddesindedir.
Burada iki tane müze binası bulunmaktadır. Eski müze binası: 1935 yılında inşa edilmiş olup günümüzde depo olarak kullanılmaktadır.
Giriş ücreti 4 Euro’dur.
Yeni müze binası: 1981 yılında açılmıştır.
Müze: Zea Helenistik tiyatrosunu çevreleyen ve toplam 139 4 metre kare yüzeye sahip iki katlı bir binada bulunmaktadır. Atina müzeleri kadar büyük değildir.
Sergi salonları: iki katın 10 salonundadır. Bodrum katta: kil, metal ve taş nesnelerin bakımı için laboratuvarlar bulunur. Ayrıca müzenin deposu vardır.
Müzede en ilgi çeken bölüm: müze personelinin sizi veya ziyaretçileri adım adım takip etmesidir. Büyük olasılıkla eserler açıkta yani dokunma mesafesinde sergilendiğinden, böyle bir uygulama yapıyorlar ama kesinlikle rahatsız edici bir uygulama.
Müzede: Pire ve Attika kıyılarında bulunan heykeller sergilenmektedir. Ayrıca bol miktarda mezar stelleri sergileniyor.
Müze girişinde Pire aslanının orijinal kopyalarından birisini görmek mümkündür.
Bölümlere göre müze:
1’nci Kat:
Girişte: Burası: Donanma tersanesi ve ticaret merkezi olarak Antik Pire dönemine ayrılmıştır. Burada: Pire’nin denizle bağlantısını gösteren bazı önemli noktalar vardır.
Sergiler: antik Pire kentinin ikili ticari ve askeri işlevleriyle ilgilidir. İlki: antik Agora’nın ekonomik yaşamına ait ilginç eserleri içermektedir. Pazardaki düzeni kontrol eden ve metronomoi isimli denetçiler, kullanılan malların doğruluğunu kontrol etmek için “metre” tutmakla görevlendirilmiştir.
Tipik sergilerde, Salamis’te bulunan metrolojik aletler, sıvı satışı için sayaç ve bir Pazar kontrol listesi bulunur.
Burada: üç etkileyici eser: üç seviyeli kürekçiye sahip ünlü Yunan savaş gemisi trireme’den, üç çatallı bronz bir koç, mermer bir göz ve taş piramit çapadır. Ayrıca: sıvıların satışında ölçümleri kontrol etmek için kullanılan mermer masa, bir fiyat yazısı (çeşitli et türleri için bir liste) ve son olarak: Aigaleo’dan MÖ 4’ncü yüzyıla ait ahşap tabuttur.
2 Numaralı Odada:
Çömlekçilik ve özel yaşamla ilgili objeler sergilenmektedir. Bu bölüm: Miken döneminden Helenistik yıllara kadar olan çanak-çömlek gelişimine adanmıştır. Aynı zamanda Arkaik dönemden Helenistik döneme kadar çocukların, kadınların ve erkeklerin günlük yaşamlarıyla ilgili objeler sergileniyor.
3-4 Numaralı Odalar:
Müzenin en önemli ve etkileyici yani yıldız sergileri buradadır. Bunlar: 1959 yılında Pire limanı yakınında bulunan bronz heykellerdir. Bu heykellerle ilgili ayrıntılı bilgiyi aşağıda vereceğim. Burada 4 heykelin dışında, büyük bir bronz maske sergileniyor.
5 Numaralı Oda:
Müzenin bu odasında, Klasik dönemin tipik bir kutsal alanı temsil ediliyor. Kibele Moschato heykeli bir dizi adak kabartması ile çerçevelenmiştir.
6 Numaralı Oda
Müzenin benzersiz kapsamı ve kalite koleksiyonundan iyi bilinen mezar kabartmaları burada sunulmaktadır. Sergi: ölüm algısının yanı sıra klasik sanatın MÖ 5’nci yüzyıldan 4’ncü yüzyıla kadar olan ilerleyişinin mükemmel bir resmi sunuluyor.
Bunlar arasında ilgi çekenler: sevdiklerine düşkün ve veda eden kederli akrabaları tasvir eden kabartmalardır.
Zemin Kat:
7 Numaralı Oda
Beyaz mermerden yapılmış bir mezar anıtı olan devasa (3 metre) aslan bulunmaktadır. Bu, Venedik cephaneliğinde sergilenen 4 aslan heykelinden biri olan ve Venedik’in koruyucu azizi Saint Mark’ın sembolü olarak sergilenen Pire Aslanının bir kopyasıdır.
Başlangıçta Pire’de bulunuyordu. Venedikli donanma komutanı Francesco Morosini tarafından, 1687 yılındaki Savaş sırasında Venediklilerin Atina’yı ele geçirdiklerindeki yağmalanma sırasında alınmıştır.
Aslan: MÖ 360 yılında Moschato’da bir heykeltıraş tarafından yapılmıştır. Daha sonra Pire’ye taşındı ve şehrin ünlü bir simgesi haline geldi. MS 1 veya 2’nci yüzyıldan itibaren orada durduğu için önemi o kadar büyüktü ki, Liman İtalya’da “Porto Leone” (Aslan Limanı) olarak anılmaya başlandı.
Çünkü limanın orijinal adı artık kullanılmıyordu. İçi boş bir boğaz ve sırtından aşağıya inen bir boru (günümüzde kayıptır) işareti ile oturma pozisyonunda tasvir edilmiştir.
Bu: orijinal olarak bir havuzda çeşme olarak kullanıldığını gösterir. Bu, suyun aslanın ağzından ayaklarındaki bir sarnıca aktığını söyleyen 1670’lerden kalma heykelin tasviriyle tutarlıdır.
8 Numaralı Oda
Burada “Kallithea Mezar Anıtı” bulunmaktadır. Anıt: Istrian metici Nikitaros ve oğlu Polyxenos’un (MÖ 330-320)a aittir. Anıt: dönemin cenaze töreni lüksünün ve Attika’da yaşayan Yunanlılar ve yabancıların zenginliğinin bir göstergesidir.
Evet, 8 Numaralı odadaki diğer objeler: bölgelerde sarmaşık kabartmaları ve soyut desenler bulunan MÖ 4’ncü yüzyıla ait mezar lekythosları, MÖ 330 yıllarına ait, Illisos tipi bir stel (önünde bir çocuk dururken ölü genç kaldırdığı eliyle başını destekler), Thivon caddesindeki Pire mezarlığından bir obje.
Zemin kat: 9-10 Numaralı Oda:
Helenistik plastik sanatı, birkaç eserle temsil ediliyor. Ancak zerafet ve incelikle ayırt edilen olağanüstü kaliteye sahiptir. Bu dönemde Pire, Atina’dan ayrıldığı için Makedon egemenliğinin etkisi altında gerilemeyi biliyordu.
Taş kabartmalarda ilgi çekenler: Kalkanı olan bir yaralı Amazon’u takip eden bir Yunanlı ve Apollo ile Herakles arasındaki bir anlaşmazlığın anlatısı gibidir. Bu kabartmada: 4 atın çektiği bir savaş arabasındaki Herakles harikadır. Ayrıca 3 peri hareket halindeyken tasvir edilir.
Zemin katta: çok büyük cenaze steli bulunur. Bu stelde: MÖ 338 yılında Chaeroneau Savaşında ölen bir askerin kabartması görülmektedir.
Müzede: özellikle 1959 yılında Pire’de bulunan 5 bronz heykel ilgi çekmektedir. Bunlar müzede 2’nci kattaki heykel odasındadır. Özellikle: bronzdan yapılmış Pire Apollon heykelini görünüz. Bu oldukça değerli heykel: MÖ 525 yılına tarihlenmektedir ve bilinen en eski yaşam boyu tasviridir.
Diğer heykeller, daha geç döneme ait Athena ve Artemis bronz heykelleridir. Heykellerin bulunuşu ve ayrıntılı bilgiye geçmeden önce, bilmeniz gerekir ki, heykel odası saat: 15.00 gibi kapanıyor.
BRONZ ESERLER
1959 yılında, Tinaneios bahçeleri yakınındaki Pire kanalizasyonlarına ait bir şantiyede: 4 tane bronz heykel bulundu.
Bu heykeller:
Arkaik Apollo, büyük Artemis, daha küçük Artemis ve Büyük Athena heykelleridir. En önemli tarafı: ziyaretçiler ile heykeller arasında herhangi bir cam bölme bulunmaması, oldukça yakın sergilenmesidir.
Ünlü Apollo heykeli:
En eski ve en güzel bu bronz heykel: 1.95 metre boyundadır. MÖ 6’ncı yüzyıla tarihlenir. Heykel: genç çıplak bir Apollon’a (Kouros, Arkaik dönemin tipik erkek heykelleri şeklinde) aittir.
Apollon heykelinin insan anatomisi hakkında tam bilgi sahibi olduğu ve uyumlu bir bütün oluşturmak için kullanıldığı geç arkaik dönemin bir ürünüdür.
Hayatta kalan çok az bronz heykelden biridir.
Heykel: önceki formlardan farklı görünüyor ve bir tür hareketi temsil ediyor. Evet: Pire Kouros olarak da bilinen Apollo heykeli, yaklaşık 2500 yıl önce bronzdan yontulmuş ve aslında içi boştur.
Pire Athena heykeli:
Athena Mattei olarak da bilinmektedir. Heykel Paris Louvre Müzesinde bulunan Athena Mattei isimli Roma kopyasından kopyalanmış orijinal bronzdur.
Athena heykeli, 2.35 metredir. Piraeus Athena olarak bilinir. Bir kült heykeli olarak tanımlanır ve abartılı arması olan Korint miğferi, bu çarpıcı heykelin genel ihtişamına katkıda bulunur.
Athena: sağ tarafı açık bir peplos (vücudun çevresini saran, kıvrımlara düşen tek parça kesilmemiş kumaştan yapılmış bir elbise) giymektedir. Biblo bezi, heykeldeki derin kumaş çizgilerinden de anlaşılacağı gibi ağır görünüyor.
Heykelde Athena’nın peplosu boyunca, çapraz olarak bir aegisi olduğu gösterilmiştir. Aegis’in üstünde: minyatür bir Gorgon başı ve bir yılan bordürü vardır. Küçük boyutları, onu gerçek bir silahlanma parçasından çok Athena’nın kimliğinin bir işareti haline getiriyor.
Sağ elin avucunda ve sağ başparmağında Athena’nın bir eşya tuttuğunu gösteren bir delik vardır. Ancak bu eşyanın ne olduğu belli değildir. Bazıları bunun bir baykuş olabileceğini veya zaferin temsili Nike olabileceğini öne sürerler.
Ayrıca: Athena’nın sol elinde bir mızrak veya kalkan tutmuş olabileceği düşünülür. Athena, ayrıca heykelin tarihlenmesine yardımcı olan bir kask takıyor. Bunun sebebi: Athena’nın diğer heykellerde giydiği bir Attic miğferinin aksine, MÖ 4’ncü yüzyılda çok popüler hale gelen bir Korint kaskı takmasıdır.
Pire Athena’daki miğfer,diğer heykellerde giydiği Attic miğferinin aksine armanın her iki yanında grifonlara ve vizörde iki baykuşa sahiptir.
Artemis Heykelleri:
Odada: birbirine bakan iki Artemis heykeli bulunmaktadır. Bunlar genellikle Pire Artemis A ve Piraeus Artemis B olarak isimlendirilirler.
Pire Artemis A
Heykelin boyu 1.94 metredir. İkisinden daha uzun olanıdır. Geç klasik dönem, MÖ 4’ncü yüzyılın ikinci yarısına aittir. Bir sadak kayışı, figürün sağ omuzunun üzerinden ve sol kolunun altından çapraz olarak uzanır.
Heykelin arkasındaki kayışta sadağın nereye takıldığını gösteren kurşun lehim izi vardır. Elinde hala yayını tutturmak için kullanılan bir kil parçası vardır.
Ayrıca, sağ elinde tutacağı bir phiale’nin (sunu kesesi) iki küçük, bronz kalıntısı vardır.
Bu duruş, aslında Yunan sanatında Artemis ve Apollon’un sıklıkla tasvir edildiği duruşlardan biridir. Tanrıça: omuzlarından katlanan, kalçalarına iki kat sarkan ve yuvarlak perdelik ağırlıklarla tutulan bir peplos giyer.
Sol ayağının ve sandaletinin çoğu duruşundan dolayı açığa çıkarken, sağ ayakta sadece ayak parmakları gösteriliyor. Bununla birlikte, sandalet kayışları, ayakkabının geri kalanından ayrı olarak döküldükleri için kayboldu.
Heykelin özellikleri de son derece ayrıntılıdır. Dudakları, bakırdan yapılmıştır ve bir kısmı beyaz mermerden yapılmış dişleri ortaya çıkarır.
Bronz kirpikleri ise mermer ve kestane süsenlerinden yapılmış gözlerini çevreler.
Ancak süsenlerin durumu nedeniyle heykel şaşı görünüyor. Saçları: kavun tarzında şekillendirilmiştir.
Dalgalı saçlar eşit bölümlere ayrılmış, bükülmüş ve geri çekilmiştir.
Ardından iki büyük örgüye taranmış ve başının etrafına dolanmıştır.
Pire Artemis B
Boyu 1.55 metredir. Pire kazılarında bulunan heykellerin en küçüğüdür. Aynı zamanda Erken Helenistik dönemde (muhtemelen MÖ 3’ncü yüzyılın birinci yarısından itibaren) yapıldığı için diğer heykelden daha yenidir.
Bu heykel: Pire önbelleğinde bulunan heykeller arasında en az korunmuş olanıdır. Bronz hafifçe ufalanmış ve diğer bölümler tamamen ayrılmıştır. Başının sağ tarafı da şişlik nedeniyle biraz şekilsizdir.
Figür: Artemis A’nınkine benzer bir duruştadır.
Ancak bakışları daha tekdüze ve biraz sağa bakan Artemis A’nın aksine, Artemis B çok daha çarpıcı bir şekilde sağa döner, başı eğiktir ve uzanmış sağ kolu yönüne odaklanır.
Neredeyse tamamen döndürülmüş görünüyor ve izleyicinin gözünde gerçek bir hareket hissi yaratıyor. Pire’de bulunan diğer heykellere kıyasla, kolları da vücudundan daha uzak görünüyor.
Sol eli, bir yayı tutacak şekilde konumlandırılmıştır. Ve tıpkı Artemis A’da olduğu gibi, başparmağına bağlı bronz bir dairenin kanıtı, sağ elinde bir şişe tuttuğunu gösteriyor.
Burada, Artemis A’nın göğsünün etrafından geçen iki kayış yerine, figürün sağ omzunun üzerinden ve sol kolunun altından geçerek, kılıfın sağlam olan kısmını destekleyen sadece bir kayış vardır.
Sadakın kendisi heykelin geri kalanından ayrı olarak yerleştirilmiştir. Antik çağda bir noktada heykele yeniden bağlanması gerekiyordu.
Bu da sadağı orijinalinden biraz farklı bir konuma ayarlıyordu.
Kılıf kayışının kendisi de ayrıntılıdır. Gümüş kakma ile menderes ve nokta deseniyle bezenmiştir.
Figür, beline önden bir düğümle bağlanmış bir kemer takmaktadır. Düğüm gövdeden ayrı olarak dökülmüş, kesilmiş ve dövülmüş bronzdan yapılmıştır.
Bu tanrıça ayrıca altından ayrı olarak yapılmış bir peplosun yanı sıra sağ omzunu ve sırtını saran, sol kalçasından sarkan bir pelerin giyer.
Artemis B, Artemis A’nınkine benzer şekilde kıvrılmış Helenistik bir saç modeli takar, ancak saç kıvrımları kafasında biraz daha yüksekte yer almaktadır.
Bronz Tiyatro Maskesi
Bu diğer 4 heykelden farklıdır. Ama, bronz olması nedeniyle aynı odada sergilenmektedir.
Muhtemelen Dionysos şerefine yapılmıştır.
Heykellerin gömülmesi ve bulunuşu:
Heykellerin MÖ 1’nci yüzyıl ile MS 3’ncü yüzyıl arasında bir tarihte gömüldüğü düşünülür.
Küçük kare bir odada bulunan heykellerin dikkatlice düzenlendiği görüldü. Ancak ne zaman ve neden gizlendikleri anlaşılamadı.
Bir tahmin: Heykellerin İtalya’ya gönderilmek üzere limanın yakınlarında saklandığı şeklindedir. Ancak heykellerin yanında, bir savaş döneminden kalma sikkelerin de bulunması başka tahminleri ortaya çıkarmıştır.
Buna göre: heykeller güvenli bir şekilde saklanmak için buraya yerleştirilmiştir ve daha sonra bina yıkıldığından kaybolmuşlardır.
Bir başka tahmin: heykeller muhtemelen Romalı General Sulla’nın kuşatması sırasında, MÖ 87 yılında geçici olarak saklanmak üzere daha sonra yangınla tahrip olan binanın mahzenine gömülmüşlerdi.
Herhangi bir antik uygarlıktan hayatta kalan 40’tan az tam figürlü bronz heykel olduğu düşünüldüğünde: bir odada dördü birden olması muhteşem bir buluştur.
Çünkü bronz heykeller, özellikle savaş dönemlerinde eritilerek kötü bir kadere sahipti ve metalleri başka amaçlar için ve hatta daha sonraki bir aşamada yeni heykellerin dökümü için yeniden kullanılıyordu.
ZEA ANTİK TİYATRO
Her iki müze binası da, Zeas antik klasik tiyatrosuna komşudur.
Zea’nın Helenistik Tiyatrosunun kalıntıları müzenin bahçe bölümündedir. Merdivenlerin karşısında bulunan cam bir kapıdan buraya geçilir.
Arazinin doğu ucunda inşa edilen bir sığınak, hava koşullarından yıpranmış sütun parçaları ve heykel kaidelerini barındırıyor. Bu sığınak bir açık hava heykel sergisi oluşturuyor.
Tiyatro: MÖ 200 ile MÖ 100 yılları arasında inşa edilmiştir. Atina’daki Dionysos Tiyatrosu model alınarak yapılmıştır. Tasarım ve oranlar Atina’daki tiyatronunkiyle uyuşuyor.
MARİTİME MUSEUM OF GREECE-YUNAN DENİZCİLİK MÜZESİ-HELLENİC MARİTİME MUSEUM
Zea Marina, Moutsopoulou sahilinde Pireaus Marina yanındaki müze, 1969 yılında kurulmuş ve 1955 yılından beri bu müze binasında bulunmaktadır. Giriş ücreti 4 Euro’dur.
Yunan denizcilik tarihini öğrenmek isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Ülkenin kıyı şeridi göz önüne alındığında, gemiler ve deniz, Pire ve çevresinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Müzede: 9 müze salonu bulunmaktadır.
Bu salonlarda: 3000 yıllık Yunan denizcilik tarihini sunan sergiler bulunmaktadır.
Müzede bulunan sergiler ve modeller: MÖ 8 binden, 1821 Yunan Bağımsızlık Savaşına kadar uzanan döneme ait gemileri tasvir etmektedir.
Ayrıca: navigasyon aletleri, gemi ekipmanları, denizci üniformaları ve kişisel ekipmanlar, bayraklar, dekorasyon ve silahlar bulunur. Papanikolis denizaltısının bir kopyası müzenin önünde durmaktadır.
İlaveten: bir zamanlar Aristotle Onassis’in yatında bulunan bazı öğeler ve kemik dışında kullanacak başka hiçbir şeyi olmayan mahkumlar tarafından oyulmuş bazı karmaşık modeller bulunmaktadır.
Denizcilik resim galerisinde: 19 ve 20’nci yüzyıl deniz manzaraları ressamları (Prosalentis, Volanakis, Chatzis gibi) çalışmaları da vardır.
Gemi modelleri ve antikalar gibi sergilenen 2500 nesneye ek olarak, kabaca 17 bin kitap ve ülkenin deniz geçmişini gösteren diğer belgelerden oluşan bir koleksiyon görülebilmektedir.
3-MİKROLİMANO-MUNİCHİA-TOURKOLİMANO
Castella mahallesinin dibindedir. İsminin kelime anlamı “Küçük Liman” dır. Zea Limanından daha küçüktür.
Ayrıca “Tourkolimanı” yani “Türk Limanı” ismi de verilir. Antik Yunan döneminde ise ismi “Mounichia Limanı” dır.
Bu liman: tanrıça Mounichia Artemis tarafından korunmuştur ve günümüzde Attika’nın her yerinden insanları çeken popüler bir bölgedir.
Limanın arkasında Castella tepesi yükselir.
Burada: balıkçı tekneleri, küçük gemiler ve lüks yatlar bulunmaktadır.
Limandaki meşhur tavernalarda: balık ve deniz ürünlerini tatmak mümkündür.
Gece ise, burada hareketli bir gece hayatı bulunmaktadır.
TROUBA-TERPSİTHEA
Trouba ismi: Merarchias Street’de bulunan bir pompadan (troba) alınmıştır ve bu pompa gemilere su sağladı.
20’nci yüzyıl başlarında şehrin ticaret merkezidir.
Daha sonra, Liman nedeniyle, 1970’li yıllarda: burada çok sayıda kabare ve genelev vardı.
Genelevler, 1968 yılında Belediye Başkanı Skylitsis’in emriyle kapatıldı.
Daha sonra Trouba yavaş yavaş unutuldu. Ancak rebetiko şarkıları ve Yunan filmleri nedeniyle tarihte kaldı. Başrolünü Melina Merkouri’in oynadığı Oscar ödüllü “Never On Sunday” filmi burada çekilmiştir.
Günümüzde ise burada bar ve kafelerin bulunduğu bir gece hayatı merkezi vardır.
ŞEHRİN DİĞER BÖLGELERİ
CASTELLA HILL
Bu popüler Pire Mahallesi, İlyas Peygamber olarak da bilinen bir tepenin üzerinde kuruludur.
Tepenin zirvesine yürürseniz: pitoresk evlerin bulunduğu sokakları görebilirsiniz. Bu havadar güzel mahalle, dolambaçlı merdivenleri ve yüzyılın başından kalma renkli evleriyle ilgi çekmektedir.
Güzel manzara sunan sessiz yokuş yukarı sokaklarda neoklasik binalar bulunmaktadır.
Tepenin zirvesinde “İlyas Peygamber Kilisesi” ve “Veakeion açık hava tiyatrosu” bulunmaktadır.
İlyas Peygamber Kilisesi-Profitis İlias Church
Kiliseden söz etmeden önce Yunan kiliselerinin isimleriyle ilgili bir genel özellikten söz etmek istiyorum.
Dağ zirvelerindeki tüm Yunan kiliselerine “Profitis İlias” ismi verilmektedir. Ülkede gidilen her yerde, bir tepe veya dağın tepesinde küçük beyaz bir kilise görebilirsiniz.
Çünkü ister Yunan anakarasında ve ister adada olsun, Temmuz ayının 20’nci günü ülke çapında Profitis İlias (Peygamber İlyas) günü yani bayram günü olarak kutlanmaktadır.
Eski Ahit’e göre İlyas: MÖ 9 veya 10’ncu yüzyılda yaşamış, önde gelen bir Yahudi ruhani figürdür. İsa’nın doğumunu 816 yıl önce tahmin etti. İbranice adı Eliyahu idi. İlias veya Elias, Helenleşmiş versiyonudur.
Bazı rivayetlere göre: İlyas’a yapılan ibadet; antik Yunan tanrısı, bulut toplayıcısı, güneşin, şimşek ve rüzgarın efendisi ve zamanın efendisi Zeus’un bıraktığı boşluğu etkili şekilde doldurdu. Zeus’da, İlyas’ın bayram günüyle aynı zamanlarda kutlandı.
Bu yüzden, popüler inanışa göre, İlyas Peygambere dağların tepelerinde ibadet edilmesi, bir ölçüde eski Yunan inanç sistemiyle ilgilidir. Ayrıca İlyas Peygamber, dağları ibadet için seçmiştir.
Evet, işte bu inanışa bağlı olarak Pire şehrinde, Castello Hıll denen yerde de İlyas Peygamber kilisesi bulunmaktadır.
Castella tepesi üzerinde bir Ortodoks kilisesidir. Mükemmel konumu nedeniyle, Pire şehrinde halk için düğün törenleri açısından oldukça popüler bir yerdir. Daha önce yani bu kilise olmadan önce burada: St Spyridon Manastırına ait bir şapel vardı.
Bu şapel depremde yıkıldı. 1986 yılında bunun yerine Pire’in ikonografları tarafından boyanmış Bazilika tarzında mevcut cemaat kilisesi inşa edildi.
İlyas Peygamber, yıllarca tepeye adını vermiştir. Pire sakinlerinin Castella’yı Peygamber Elias Hill olarak da adlandırdıkları bilinmektedir.
Veakeio Açık Hava Tiyatrosu
Kastella’daki açık hava tiyatrosu, yaz aylarında popüler bir destinasyondur. Konserler, halk müziği gurupları ve Yunan ve Yabancı topluluklara ev sahipliği yapar.
SOTİROS DİOS BÖLGESİ
Atina şehrindeki Ermou caddesinin eşdeğeri, Pire şehrinde Sotiros Dios’tur. Pire Limanı çevresindeki bu sahil ve semt, 19’ncu yüzyıldan beri popüler bir yerdir. Burada: restoranlar, barlar ve kulüpler faaliyet göstermektedir. Son yıllarda bölge giderek daha şık hale geliyor ve genel olarak Atina yöresindeki en moda parti merkezlerinden birisi oluyor.
Bu yaya alışveriş caddesi, markalı mağazalar ve daha küçük mağazalarla doludur. Ayrıca yemek mekanları ve kafeler de vardır.
PLAJLAR
Yunanistan’da en iyi plajlar için daha doğuya gitmek gerekir. Ama bölgede zamanınız az ise ve denize girmek isterseniz: yüzmek için birkaç alan bulunmaktadır.
Pire şehrinin etrafına dağılmış, çok sayıda mükemmel plaj vardır. Plaj tesisleri iyidir ve çoğu zaman soyunma alanları, kafeler ve hatta voleybol sahaları içerir. Ancak çoğu özel olduğu için genellikle plajlara giriş için bir ücret alınmaktadır.
Votsalakia Beach
Pasalimanı ve Alexandre Meydanına yakındır. Pasa limanından buraya yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Pire ve Yunanistan’ın bu bölümünde karşılaşabileceğiniz en iyi plajlardan biridir. Plajın tam ortasında merkezi bir açık hava kafesi vardır. Pitoreks kumlu plaj, 2.5 km uzunluğundadır. Sıhhı tesisler ve plaj sandalyesi/şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür. Tam sahilde kafeler, barlar ve tavernalar bulunuyor.
Freatida Belediye Plajı
Metro istasyonlarından Votsalakia’dan biraz daha uzaktadır. Plaja giriş ücretsizdir.
Glyfade Beach
Pire şehir merkezine sadece kısa bir yürüyüş mesafesindedir. Glyfada Plajı: bazı mükemmel marinalar ve çok popüler kum alanları ile önemli bir sahil beldesi haline geldi. Turistler buraya sadece güneşlenmek için değil sunulan su sporları seçeneklerinin tadını çıkarmak için de gelirler.
Varkiza Beach
Vouliagmeni’ye yakın ve doğrudan Pire merkezinin güneybatısında bulunan hareketli bir tatil beldesidir. Alkyonidon Bulvarından uzanarak Varkiza Plajına araba ile ulaşmak kolaydır. Vari çok yakındadır ve Yunan tarzı tavernalarla dolu olan bir şeyler atıştırmak için iyi bir yerdir.
THEATRE OF PIRAEUS-PİRE BELEDİYE TİYATROSU
Şehrin merkezi meydanı olan Korai meydanındadır. Pire limanı ile Pasalimanı arasındadır.
Bu görkemli yapıyı, Pire şehri merkezinde bulmak mümkündür.
Ulusal Teknik Üniversitesinde Profesör Mimar Ioannis Lazarimos tarafından, 1895 yılında inşa edilmiştir. Theatre d’Odeon de Paris ile aynı düzeye sahiptir. Yapının şekli dikdörtgen olup, boyutları 34 x 45 metredir. Ana giriş: dört Korint sütunu ve bir alınlık bulunan bir revaktır. Binanın tepesinde, cephesinde alınlık bulunan terasta bir çatı vardır.
Tiyatro, sonraki süreçte yenilenmiş ve Nisan 1985 tarihinde yeniden açılmıştır.
At nalı şeklindeki İtalyan tipi salon 1300 koltuk kapasitelidir. Tiyatronun ilk günlerinden beri tüm salonu aydınlatan devasa bir avize hala durmaktadır. Tiyatro sahnesi pratik olarak bozulmadan kalmış ve Avrupa çapında kalan çok az barok sanat örneklerinden biri olarak kabul edildi. Sahnenin ölçüleri 20 x 14 metredir. Sahnenin önünde orkestra çukuru vardır. Salonun dışında: eski günlerde hayır balolarının, partilerin ve görsel sanat sergilerinin yer aldığı, iki katlı fuaye bulunur.
Tiyatronun tavanındaki bazı karmaşık sanat eserlerini restore etmek için, 2008 yılında önemli ölçüde yenilenmiştir.
Çalışma birkaç yıl sonra tamamlanır ve tiyatro Ekim 2013 tarihinde gösteriler için yeniden açılır. Günümüzde yerel halk ve çok çeşitli gösterileri izlemeye gelen ziyaretçiler için çok popüler bir yerdir. Ziyaretiniz sırasında görmek isteyeceğiniz bir gösteri olup olmadığını kontrol için, web sayfasını inceleyebilirsiniz.
Son bir not: Belediye Tiyatrosu içinde: dünya savaşları arasındaki dönemde Almanya’nın en beğenilen sahne tasarımcılarından birine adanmış olan “Panos Aravantinos Dekor Müzesi” bulunmaktadır.
Panos Aravantinos Dekor Müzesi-Panos Aravantinos Decor Museum
Müze ismini Yunan ve Alman Opera manzarası ve kostüm tasarımcısı ve dekoratörü Panos Aravantinos’tan almıştır. Müzede yaklaşık 1300 Panos Aravantinos eseri bulunmaktadır. Tiyatronun 2’nci katında: tablolar, maketler, portreler, kostüm planları ve posterler gibi yaklaşık 600 eser sergileniyor. Koleksiyon, sanatçının kız kardeşini bağışı ve Pire Belediyesinin satın almasıyla oluşturulmuştur.
THE ELECTRIC RAİLWAY-METRO İSTASYONU
Atina’ya kısa bir tren yolculuğu için burası tercih edilmektedir.
Hat: 1868 yılında Atina-Pire limanı arasında bir banliyö demiryolu hattı olarak açılmıştır. 27 Şubat 1869 tarihinde, Kraliçe Olga, Yunanistan Başbakanı Zaimis, Bakanlar, diplomatlar, subaylar ve diğer yetkilileri yolcu olarak taşıyan 6 vagonlu bir buharlı tren, Thiseio’dan Pire’ye ilk seferine başladı.
Daha sonra kademeli olarak yenilenmiştir.
Mimarisi kendi başına buraya bir göz atmaya değer.
Binanın merkez salonunda geniş metal ve cam çatısı, etkileyici bir manzara sunar.
Kemerli kubbeli oldukça güzel bir binadır.
Son dönemde, buranın iç tesisleri tamamen yenilenmiştir.
Duvarlar Güzel Sanatlar Öğrencileri tarafından resimlerle süslenmiştir.
Yunanistan ülkesinin en büyük limanı ile Atina şehir merkezinin bağlantısının ardındaki hikaye: 2005 yılında kapılarını açan Elektrikli Demiryolu Müzesinde anlatılıyor.
Manolis Fotopoulos, 1990 yılından bu yana Atina-Pire Elektrikli Demiryolunun hikayesini dünyaya gösterecek bir müzenin kurulmasını öngörmüştü. 1995 yılında, eşya toplamaya başladı ve vizyonunu gerçeğe dönüştürmenin yollarını aradı. Şimdi, önemli tarihsel değeri olan tüm bulguları, Pire Elektrikli Tren İstasyonundaki bir sergide görebilirsiniz.
Müzeye girdikten sonra ziyaretçiler, eski vagonları, eski tren istasyonlarının resimlerini, eski bilet koçanlarını ve demiryolu tünelinin bir modelini gördükleri için otomatik olarak başka bir çağa aktarılıyor. Ana cazibe merkezlerinden biri, tren kontrol makineleri, bilet satıcıları, banklar, saatler ve plaketler gibi nesneler ve makinelerin eşlik ettiği eski bir ahşap vagondur.
GREEK’S PAST AT THE GENOCIDE MEMORIAL
Aslında Pire şehrindeki anıttan söz edip etmemekte kararsız kaldım. Ancak şunu bilmek gerekir ki, Yunanlılar, biz Türkleri hangi gözle görüyorlar, bunu sizlerin de bilmesi açısından anıttan söz etmeye karar verdim.
Alexandra Meydanındadır.
Evet bu anıt iddiaya göre bir “Soykırım Anıtı” dır. 2017 yılında Yunanlı bir işadamı tarafından finanse edilerek yapılmıştır.
Yine iddiaya göre: 20’nci yüzyılın başlarında, yaklaşık 350 bin Pontus Rum’unun katledildiği bir soykırım anısına inşa edilmiştir. Şehrin ortasında bir Türk düşmanlığı anıtı, aslında söylenecek çok söz var, ama yorum yapmıyorum. Niye yazdım, muhtemelen şehirde gezerken bu anıtı göreceksiniz.
PİRAY ANTİK DUVARLARI-ANCIENT WALLS OF PIRAEUS
Pire’nin geçmişine bir göz atmak için, antik çağda şehri korumak için kullanılan taş kapılar ve duvarların kalıntılarını görmelisiniz. Bu duvarların inşaatı, MÖ 493 yılında başladı ve sağlam olduklarında, şu anda şehrin hareketli modern kısmının ana girişlerini oluşturan iki büyük kapı vardı.
Kıyı şeridine gidip bu duvarları keşfetmek ve geçmişte insanların içeride nasıl yaşadığını hayal etmek mümkündür. Kalıntılar iyi durumda tutuluyor ve bazı bölümlerde vazolar ve küçük tekne kopyaları dahil sergilenen küçük eserler de görülür. Antik surlar, Pire Yarımadası çevresinde 2.5 kilometre boyunca uzanır ve birçok noktada, arka planda denizin olduğu bir tatil fotoğrafı için harika bir fon oluşturur.
Antik Themistociean surları
Pire limanının denize bakan duvar kalıntılarını “Freatide” bölgesinde görebilirsiniz. Themistocles Sahili olarak adlandırılmasına rağmen, duvarlar aslında Generalin döneminden sonra Atinalı Amiral Conon tarafından inşa edilmiştir.
HELLAS LİBERTY MUSEUM-FLOATİNG MUSEUM HELLAS LİBERTY
Müze gemisi: Pire limanına demirlemiştir.
2’nci Dünya Savaşı sırasında Yunan Donanmasında hizmet veren bir Amerikan kargo gemisidir. Geminin orijinal ismi “Arthur M.Huddel” dir. 2’nci Dünya savaşı sırasında, Amerika’da aynı gemiden 2700’den fazla inşa edilmiştir.
Çünkü Alman-Japon-İtalyan denizaltılarının onları batırabileceğinden daha hızlı inşa edildiler ve savaşın sonucunda hayati rol oynadılar. Ancak bu gemiler sadece 5 yıl dayanacak şekilde inşa edilmişlerdi.
Savaştan sonra bu gemiler 25 yıl boyunca ticaret yaptılar. Yunan ticaret filosunun yeniden inşası, büyük ölçüde Liberty gemilerine dayanıyordu. Çünkü Yunanlı armatörler, başlangıçta bunlardan 97 tanesini satın aldılar.
Günümüzde bu gemilerden 3 tanesi müze olarak kaldı. İki tanesi Amerika San Francisco ve Baltimore Limanlarında ve bir tanesi Yunanistan Pire Limanındadır.
Ülkede bu türden tek gemi olarak hayatta kalmıştır. Tadilattan sonra 2010 yılından bu yana ziyarete açıktır. Turistler, ekipmanlarını ve mürettebat kabinlerini görebilirler, ayrıca kaptan köprüsüne girebilirler.
BELEDİYE SANAT GALERİSİ-THE MUNİCİPAL ART GALLERY
29 Filonos Caddesindedir. Eski şehir postanesindedir. 1957 yılında açılmıştır. 1985 yılında ise bağımsız bir departman haline gelmiştir.
Galeride: popüler sanatçı Aziz Lazaros’un 156 eserinden oluşan Geroge Kastioritis’in 80 heykelinin yanı sıra ünlü Yunan aktör Manos Katrakis’in bağışladığı koleksiyon (tiyatro kostümleri, fotoğraflar ve tiyatro malzemeleri, kişisel eşyalar gibi) sergilenmektedir.
Müzenin en önemli eserleri: N. Lytras’ın “Güneş Banyosu” isimli yağlı boya tablosu, M. Axelos’un “Pire Limanı” isimli tablosu ve P. Vyzantios’un “Yapım aşamasında olan bina” isimli tablosudur.
Ayrıca: aralarında önemli sayıda Pire’li sanatçıya özel bir yer ayrılan birçok önemli genç sanatçının eserleri de bulunmaktadır.
THE HOLY CATHEDRAL OF AGİA TRİADA İN PİREEUS CHURCHES-AGİA TRİADA KİLİSESİ- CHURCH HOLY TRİNİTY
Şehrin ana katedralidir. Şehrin merkezinde limana bakar konumdadır. İki youn ana yol olan Ethnikis Antistaseos ve V. Georges Caddelerinin kavşağında durmaktadır.
Kutsal Üçlünün ilk kilisesi 1839 yılında kurulmuştur. Ancak 1944 yılında, 2’nci Dünya Savaşında Almanlar tarafından bombalanmış ve tamamen yıkılmıştır.
Yapı: 1956 yılında yeniden kurulmuş ve 8 yıl sonra kilisenin inşaat çalışmaları devam ederken, açılışı yapılmıştır. Mimarisi ve ikonografileri özellikle ilgi çekicidir. Kubbenin desteği kilisenin her noktasından görülmesini sağlar. İkonografilerin figürleri ise Makedon ve Girit Okullundan esinlenen yoğun insani özelliklerle karakteristiktir.
Bizans tarzında tasarlanan katedralde, içte ve dışta pirinç, mermer ve diğer malzemeler kullanılarak özenle dekore edilmiş bir yapıdır.
Yunan haçı planlı, üzeri çinilerle örtülü yayılmış kubbesi ve kare şeklindeki kule-çan kulesi olan taş bir yapıdır.
CHURCH OF SAİNT SPYRİDON-AGİOS SPİRADON-SAİNT SPYRİDON KİLİSESİ
Burada daha önce, 11 ve 12’nci yüzyıllarda Afrodit Tapınağı bulunuyordu.
Pire şehrinin koruyucu azizi olan, Agios Spyridon adına, 1863 yılında bu eski tapınağın temelleri üzerine inşa edilmiştir. Yapı 1876 yılında tamamlanmıştır.
Şehrin en eski kilisesidir. Enine koridorlu ve sekizgen kubbeli bir bazilikadır.
İki kuleli cephesi bölgeye hakim olan bir kilisedir. Saç kaplı merkezi kubbesi bulunur. Haç planlı bir yapıdır. Cephe, kemerli bir girişle ayrılmış iki kuleye sahiptir. İçeride renkli duvar resimleri görülür. Ancak günümüzde bu fresklerde: kir ve kurum birikintileri, soyulmalar, boyama tabakasının taşlaşması ve boyama yüzeyindeki kayıplar görülmektedir.
Yapı: 19’ncu yüzyıl Nazarenes resimleri içerdiğinden Kültür Bakanlığı tarafından anıt olarak ilan edilmiştir.
Atina şehri tanıtımı ve gezilecek yerler.
Atina yakın çevre gezilecek yerler.