Çandır, bağlı bulunduğu Yozgat iline 119 km uzaklıktadır. Çandır, Boğazlıyan arası uzaklık: 29 km. Çandır, Çayıralan arası uzaklık: 15 km.
TARİHİ
İlçenin bulunduğu bölgenin tarihi hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Ancak bölgede bulunan kalıntılara göre, buranın bir zamanlar Bizans döneminde bir yerleşim yeri olduğu tahmin edilmektedir. Daha sonra ise, Selçuklular ve Dulkadiroğlu Beyliği yörede hakimiyet kurmuştur.
Çandır, 1930 yılında Belediye, 1948 yılında Bucak ve 1990 yılında ilçe olmuştur. Çandır isminin kaynağı nedir? Çandır ilçesinin isminin kaynağı “Candır” yani “cana yakın, güzel, değerli” kelimesinden türetilmiş ve “Çandır” olmuştur.
GENEL
İlçe İç Anadolu bölgesinin Orta Kızılırmak bölümündedir. İlçe merkezi düz bir alana kurulmuştur. Çevresi yüksekliği fazla olmayan tepelerle çevrilidir. Bu tepeler, dere ve çaylarla parçalanarak platolar oluşmuştur. Denizden yükseklik 1225 metredir. En önemli yükselti Gevencik dağıdır. (1608 metre) Bölgede iki akarsu bulunur.
Bunlar: Mera çayı ve Kozan çayıdır. Bu iki çay, ilçede birleşir ve ilçenin batısında bulunan “Uzunlu barajı” na dökülür. Yörede karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Bitki örtüsü olarak bozkırlar hakimdir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yurtdışında da önemli oranda işçi bulunmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
ŞAHRUH BEY
İlçede, Şahruh bey tarafından yaptırılan birkaç yapı bulunuyor. Bu yüzden, kendisi hakkında kısa bilgi vermek uygundur.
Dulkadiroğlunun son hükümdarı Alauddevle Bozkurt Bey (1479-1515) in oğludur. 1485-1490 yılları arasında yapılan Osmanlı-Memlük savaşında Osmanlı tarafını tutan amcası Şah Budak tarafından, 1489 yılında yapılan bir baskın sonucunda esir edilmiş ve gözlerine mil çekilmiştir.
Ancak mil çekilmesi görmesine engel olmamıştır. Şahruh Bey’in ölmekten kurtulmasının sebebi ise: Şah Budak, sonrasında Alaüddevle Bey yani Şahruh’un babası ile karşılaşır ve yenilir, kaçar. Şahruh Bey’in, babasının bu parlak zaferi nedeniyle ölümden kurtulduğu tahmin edilmektedir. Daha sonra Kırşehir Beyi olan Şahruh Bey, yörede birçok sanat eseri yaptırmıştır.
ŞAHRUH BEY MESCİDİ
İlçe merkezinde, Boğazlıyan-Çandır yolunun kenarındadır. Burası günümüzde “Merkez Camisi” olarak geçer. Mescit: Şahruh Bey tarafından yaptırılmıştır. Yaptırıldığında iki minarelidir. Günümüzde: mescitten sadece batıda bulunan bir minaresi kalmıştır. Mescidin yerine ise, başka bir cami yapılmıştır. Orijinal minare: yuvarlak gövdeli ve kare kaidelidir.
Minare, diğer Dulkadiroğulları minarelerinde olduğu gibi, oldukça kısa bir gövdeye sahiptir. Şerefeye kadar olan kısmı tuğladandır. Yuvarlak, kısa gövdeden iki sıra halinde silmeyle şerefe altlığına geçilmektedir. Şerefe korkulukları ve pabuçluk, çokgen düzgün kesme taştan örülmüştür.
ÇANDIR KÜMBEDİ (ŞAH SULTAN HATUN TÜRBESİ)
Şah Sultan Hatun: Dulkadiroğulları Beyliği döneminde, Dulkadirli Şehsuvar Bey (1467-1473)in kızı ve Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle Bey’in oğullarından Şahruh Beyin eşidir. Babası ve amcasının hükümdar olmaları nedeniyle, saraylarda yetişmiştir. Burada bulunan zarif abide türbe, kendisini çok sevdiği anlaşılan Şahruh Bey’in eseridir.
İçeride bulunan lahdin yanlarında bulunan ifadelere göre, türbe: Şahruhun karısı Şah Sultan’a aittir ve türbe, kocası Şahruh Bey tarafından karısının ölümünden 8-9 yıl sonra yaptırılmıştır. Yani muhtemelen 1500’lü yıllarda yaptırılmıştır. Yapı: Anadolu’da bulunan eyvanlı türbeler içinde en önemli örneklerden birisidir. Çünkü altında kriptası vardır.
Sade ve düzgün çerçeveli kriptaya: 3 basamaklı bir merdivenle inilir. Kapı çerçevesi, mermer profillidir. Üstü taş kemerli profillerle sivri şekilde sonlanmıştır. Kubbenin ortasında armut veya damla şeklinde sarkıtılmış kilit taşı bulunur. Gövde kısmı, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Üzeri piramidal külahla örtülmüştür. Gerek türbede, gerekse eyvan kısmında kullanılan açık kahve ve gri renkteki taşlarla yapılan örgü sistemi, türbenin estetik değerini arttırır.
Birçok mezarlık içinde, çevresi duvarla çevrilerek ayrılan türbe, zarar görmeden günümüze kadar ulaşmıştır. Türbenin içinde, Şah Sultan’ın sembolik lahdi vardır.
Yozgat Sorgun gezi yazısı hakkındaki yazım için Sorgun