Karahallı denilince, akla ilk gelenler: dokuma sektörünün oldukça ileri olması ve hatta dokuma tezgahlarının seslerinde akşam uykularının, dokuma tezgahlarının sesleri ile olması ve bölgenin en önemli tarihi kalıntısı olan “Clandras köprüsü” dür.
Özellikle, bu köprü: bir zamanlar bir TRT televizyon ekibi tarafından görülmüş, fotoğrafı çekilmiş ve daha sonra, TRT televizyonunda her ara da, verilmeye başlanmış ve ülke çapında ün kazanmıştır.
Evet, bu yöreye yolunuz düşerse, tekstil ürünlerinden satın alabileceğiniz bir şeyler mutlaka çıkacaktır, bunun dışında, mutlaka gidin ve bu köprüyü görün, özellikle bulunduğu ortama hayran kalacaksınız.
ULAŞIM
İlçenin, bağlı bulunduğu il merkezi olan Uşak iline uzaklığı: 65 km. dir. Karahallı-Sivaslı arasındaki uzaklık: 29 km. Karahallı-Bekilli arasındaki uzaklık: 16 km. Karahallı-Çivril arasındaki uzaklık: 25 km. Karahallı-Dinar arasındaki uzaklık: 82 km.
TARİH
Yöre, ipek yolunun üzerinde bulunması nedeniyle, tarihi süreç içinde, pek çok medeniyet tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Yöre: 1907 yılında Belediyelik ve 1908 yılında ise nahiye haline gelmiştir.
Gelelim yörenin isminin kaynağına: söylenenlere göre, Karahallı ilçesini: Kara Halil adında bir Türkmen beyi: günümüzden yaklaşık 700 yıl önce kurmuştur. Hatta, Kara Halil oğulları, zamanla çevreye de yayılarak, civar bölgelerde de çeşitli yerleşim yerleri oluşturmuşlardır.
GENEL
Yörenin coğrafi konumu gereği, toprakları genellikle: tatlı meyilli ve hafif dalgalı alanlar ve düzlükler şeklindedir. Bulkaz dağının uzantıları, ilçe topraklarının doğu sınırlarını çizer ve bu dağın eteklerindeki yaylalarda, hayvancılık yapılır. Denizden yükseklik, 870 metredir.
Yörenin en önemli akarsuyu: Banaz çayıdır. Bu çay, Didim yakınlarında, Ege denizine dökülür.
Bölgede: karasal iklim hüküm sürer ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yoğun kar yağışlı geçer.
İnsanların ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve hayvancılık gelir. Ama özellikle, bağcılık çok yaygındır. Buna bağlı olarak, bol miktarda üzüm elde edilir. Bunun dışındaki tarım ürünleri ise, buğday, arpa ve nohuttur. Bunun dışında, yörede: elektrikli makinalar ile dokunan pamuklu dokumalar meşhurdur.
Günümüzde, Karahallının en önemli geçim kaynağı: tekstildir. Kara Halil yani kuruluş döneminde de yaygın olan ve çadırlarda dokunan tekstil, günümüzde modern teknoloji kullanılarak yapılmaktadır.
Hatta: tekstil hayatına giren Karahallılar, kumaş dokuma aletlerinin yetersizliği nedeniyle, yakınlardaki Denizli ve Uşak yörelerinden kumaş getirip, burada terzilik sanatını geliştirmişlerdir. Bu kumaşlardan yapılan hazır elbiseler, yakın yerleşim yerlerindeki pazarlarda satılmaktadırlar.
Bir ara, Uşak ilinden deri getirtilmiş ve ayakkabıcılık sektörüne de girilmiştir.
Evet, günümüzde yöredeki tekstil sektörü üretimini, bilgisayarlı makinalar ile yapmaktadır. Karahallı da, günümüzde her türlü tekstil üretimi yapılabilecek tecrübe ve bilgi birikimi oluşturulmuş ve ülkemizin önemli bir tekstil üretim merkezlerinden biri haline gelmiştir. İlçede tahminen 1000 civarında dokuma tezgahı bulunmaktadır.
KARAHALLI MESLEK YÜKSEK OKULU
Okul: 1993-1994 öğretim yılında açılmıştır. Uşak Üniversitesine bağlıdır. Okul bünyesinde: yörenin özelliğine uygun olarak: Tekstil teknolojisi, işletme yönetimi, pazarlama, muhasebe ve vergi uygulamaları eğitimi verilmektedir.
CLANDRAS FESTİVALİ
Karahallı, 28 Ağustos 1920 tarihinde Yunan işgaline uğramış ve 2 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. Yörede, düşman işgalinden kurtuluş tarihi olan, 2 Eylül tarihinde, her yıl: Clandras Festivali düzenlenmektedir. Bu festival, aynı zamanda “Dokuma Festivali” olarak da bilinmektedir.
NE SATIN ALINIR
Karahallı yöresinde, her cumartesi günleri Pazar kurulur. Bu pazarda, çevre köylerden gelenler tarafından yöresel ve organik ürünler ve el sanatları satılır.
NE YENİR
Karahallı yöresinde, özellikle ciğerci Arif Ustanın yalnızca cumartesi günleri satışı yapılan, ekmek arası ciğer kavurmasından yemelisiniz. Bunun dışında, burada “kar şerbeti” içmeyi sakın ihmal etmeyin. Bu şerbette, yalnızca cumartesi pazarında ve yaz aylarında satılır.
GEZİLECEK YERLER
CILANDIRAS KÖPRÜSÜ
Banaz çayı üzerinde ve Karahallı Belediyesine ait Hidroelektrik santralının hemen yanında yer alan Cılandıras köprüsü, aslında bir su kemeridir. İlçe merkezine 35 km uzaklıktadır.
Hemen yakınında bulunan antik kente, nehirden su taşımak için kullanılan su kemeri, kanyonun en dar ve en sarp noktasında, su seviyesinden yaklaşık 24 metre yükseklikte yer alır. Kemer uzunluğu ise 17 metredir.
İki ucu, dağ kayalarının yarı beli üzerine oturtulmuştur. Köprünün eni ise 1.75 metredir. Kemerin taşları, kalemle işlenmiştir ve zıvanalı olarak birbirine kenetlenmiştir.
Helenistik devir mimarisi gösteren, oldukça dar ve tek kemerli bir yapı olup, şu anda kullanılmamaktadır.
Su kanalları, nehrin batıya doğru akıntısı yönünde, sağ tarafa akmaktadır. Kayaların yontulmasıyla bazen yan yana çift, bazen de tek kanal olarak kanyon içerisinde sarp kayalara oyulmuş durumda, nehir boyunca yaklaşık 3 km kadar devam eder.
Bir diğer söylentiye göre, köprü: Lidyalılar tarafından, kral yolu üzerinde çayı geçmek için yapılmıştır. Çünkü kral yolu buradan geçmektedir. Yapım tarihi olarak MÖ 600 yılı düşünülmektedir.
Doğal tahribat neticesindeki kesintilere uğramasına rağmen, kanalların restorasyonu mümkündür. Bununla birlikte, su kemeri 2014 yılında restore edilerek sağlamlaştırılmıştır.
Muhteşem güzel bir köprü, düşünün ki yemyeşil bir ortamda, günümüzden yüzlerce yıl önce, 2500 yıl önce yapılmış bir köprü. Günümüzde, yakınlarındaki elektrik santralından boşaltılan fazla sular, beton bir kanal ile köprünün hemen yanından, 17 metre yükseklikten dökülürken, tam bir şelale havası yaratılmıştır.
Bu arada, burada bulunan elektrik santralinin sosyal tesisleri de gerçekten çok güzel ve hatta yüzme havuzu da bulunuyor. Köprünün çevresi ise mesire yeri olarak kullanılıyor. Özellikle, yöre halkı Pazar günleri ve Hıdırellez gününde burayı piknik için yoğun olarak tercih ediyorlar.
HACI GEDİK KÖPRÜSÜ
Uşak-Karahallı karayolu üzerindedir.
Kitabesi bulunmamaktadır. Ancak, bazı kaynaklarda, 1880 yılında, Uşaklı Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırıldığı yazılıdır.
Hatta, köprünün yapılışı hakkında bir söylenti bulunmaktadır. Söylenenlere göre: Hacı Mustafa Efendi: halı tüccarıdır ve bir gün sırtında halılar ile, bu köprünün öncesinde burada bulunan köprüden geçerken, düşme tehlikesi geçirir ve bunun üzerine, kendi kendine söz verir “Allah’ım, beni zengin et ki, buraya büyük bir köprü yaptırayım”
Aradan yıllar geçer ve Hacı Mustafa Efendi zengin olur ve verdiği sözü tutarak, bu köprüyü yaptırır.
Köprü: kesme taştan yapılmıştır. Uzunluğu: 26 metre, genişliği: 4.5 metredir. Köprü, 1955 yılında Uşak Valiliği tarafından onarılmıştır.
PEPUZA ANTİK KENTİ
Karayakuplu köyü sınırlarındadır. Pepuza, Anadolu’nun Frigya bölgesi antik kentidir. Hıristiyanlığın kayıp mezhebi Montanism’in merkezi olarak kabul edilir. Antik dönem yazarı Epiphanios: şehrin yaklaşık olarak 377 yılında tek tanrıcıların saldırılarıyla yıkıldığını bildirir.
Fakat, bir başka antik dönem yazarı Hirokles’in buradan bir piskoposluk olarak bahsetmesinden, şehrin tamamen ortadan kalkmadığı anlaşılır.
Radet ve Ramsay, 6’ncı yüzyılda şehrin Iustinianupolis adını aldığını ileri sürerler. Hierokles’e göre ise, şehir Büyük Menderes nehrinin sağ kolu olan, antik dönemde “Glaukos” denen Küfü çayının aşağısında yer alıyordu.
Ancak bu bilgiler kesin olmadığı gibi, şehrin tam yeri hala bilinmemektedir. Hıristiyanlığın kayıp mezhebi Montanizmin ortaya çıktığı sanılan Pepuzanın, MS 150 yılında ortaya çıktığı sanılan Montanizmin kurucusu Montanus adında bir rahip ile Maximilia ve Priscila adında iki ruhani kadın tarafından kurulduğu düşünülür.
Uşak Müzesinde bulunan bir yazıta göre: Manisa Alaşehir tarafında kurulan Montanizm, kurucusu Montanus’un kendini peygamber ilan edip, bu kanyondaki Pepuza ile Tymion kentlerini de bu akımın merkezi haline getirmesiyle, kanyonun öneminin arttığı belirtilmektedir.
Yaklaşık 2500 yıllık Clandras köprüsü de esasen köprü niyetinden ziyade, bu şehirlere su taşımak için su kemeri olarak yapılmıştır.
Karbasanli Asım efendiyi de ziyaret etmek gerek son devirde yetişmiş büyük alım zatlardandir