Ulaşımın kolaylığı, uygun iklim koşulları, tarihi zenginlikler, doğal güzellikler ve pırıl pırıl kumsalı ile, masmavi denizi, yaz tatilini geçirmek isteyen turistler için, bulunmak imkanlar yaratan avantajlardır.
ULAŞIM
İstanbul iline 90 km. ve Tekirdağ iline ise, 38 km. uzaklıktadır. Çorlu’ya ise, 28 km. uzaklıkta. Silivri’ye ise: 35 km. uzaklıkta.
Marmara Ereğlisi’ne: İstanbul ve Tekirdağ’dan, E-5 ve E-25 karayollarını kullanarak, kısa sürede ulaşmak mümkün. Tekirdağ yolunu takip ederek, 1 saat 15 dakika gibi kısa bir sürede, Gümüşyaka ve Botaş’ı geçtikten sonra, Marmara Ereğlisi sapağından girebilirsiniz.
NE YENİR, NE İÇİLİR
Marmara Ereğlisi sahilleri, balık türleri bakımından oldukça zengin. Karadeniz, Boğazlar, Marmara ve Ege balıklarının göç yolları üzerinde bulunan kıyılarda: tekir, uskumru, sinarit, levrek, sardalya, lüfer, çinekop, fener, mezgit, dil balığı gibi balıklar bulunuyor. Sahil bandı üzerinde bulunan balıkçı lokantalarında: balık çeşitleri yanı sıra: kalamar, midye tava ve deniz ürünü çorbaları deneyebilirsiniz.
Balık sevmeyenler ise, Tekirdağ’ın ünlü köftesini tercih edebilirler. Ayrıca: yanında piyaz öneririm.
GENEL
Marmara Ereğlisi, Trakya kıyılarında, Marmara’nın içine doğru uzanan bir burnun ucundadır. Daha ilk bakışta, göze çarpan iki önemli özelliği vardır. Bunlardan ilki: doğusunda yer alan ve çapı 1600 metreye yaklaşan ve daireye yakın, güzel tabii bir koydur. Öteki kıyıları, sellerin ve akarsuların taşıdığı topraklar ile yüzyıllar boyunca sığlaşmıştır. Kıyı boyunca, genellikle doğal kumsallar bulunuyor. Kıyı çizgisinden sonra, 20 metreye kadar yükselen, iki kıyı taraçası var. Daha geride ise, 100-150 metre yüksekliklere ulaşılıyor.
Evet, Şarköy’de olduğu gibi, burası da Marmara denizindeki deprem fay hattının çok yakınında. Bu nedenle: depreme hassas bir bölge. Özellikle, Marmara Denizinin batı kısmında, Tekirdağ ve Marmara Adası arasındaki “Batı Marmara çukuru” diye adlandırılan bölgede meydana gelen depremler, buradan hissedilmekte. Çünkü: bu bölge, yani deprem bölgesi, Marmara Ereğlisi’ne, yalnızca 24 km. uzaklıkta. Bu nedenle, buraya gidecek ziyaretçilerin, depreme karşı her zaman bilinçli ve tedbirli olmaları gerekiyor.
Marmara Ereğlisi gezinizde: bölgeden satın alabileceğiniz ürünlerin başında: Tekirdağ rakısı, bölgeye özgü ve mevsiminde ancak bulabileceğiniz: Barbaros, Hasanbey ve Kırkağaç karpuzu en başta gelir. Bundan başka, Haziran ayının ilk haftasında yapılan kiraz festivalinde, görücüye çıkan kirazları ve süt ürünlerini de unutmamak gerekir.
Kumbağ-Barbaros arasındaki alanda yetişen karpuza, Türkiye’de, yalnızca burada rastlanılıyor. Arazinin meyilli olması nedeniyle, ovada yetişen karpuz, içi aşırı su depolayan tatsız, et karpuzu olmuyor. Barbaros karpuzu olarak da anılan bu tür karpuzu, meraklıları, ticari kaygıdan uzak, tat için yetiştiriyorlar. Tam küresel şekilli, dış kabuğu koyu yeşil damarlı, ince beyaz iç çeperli, yenen kısmının bayrak kırmızısı renginde, yeterince olgunlaşınca bıçağa dokunur dokunmaz kendisi patlıyor.
Toplam 32 km. sahil şeridi vardır. Plaj niteliğindeki kumsal yapısı, kısmen de yar niteliğinde sahil yükseltileri mevcuttur. Bu sahil şeridinde: birçok otel, lokantalar, bar, kafeteryalar, diskotek, kamping yerleri, halk plajları bulunuyor.
Şehir merkezinde mevcut 3 iskele ve liman tesisinde, yük gemileri için yeterli hizmet veriliyor. Liman tesislerine; orta ve daha büyük ölçekli, çeşitli yük gemileri yanaşıp yükleme ve boşaltma yapabiliyorlar. İskele, daha çok akaryakıt yükleme ve boşaltma işlemleri yapılıyor.
Marmara Ereğli’sinde, Belediye Eğitim ve Dinlenme Tesisleri ve bunun yanında, birçok otel ve pansiyon, konaklamak için uygundur. Ayrıca: burada, Askeri bir kamp da bulunmakta. Elbette, yalnızca askeri şahıslar ve yakınlarının girebiliyor olduğunu sanırım söylememe gerek yok.
Marmara Ereğlisi’nde, 2005 yılından bu yana, her yıl kutlanan ilçe kurtuluş şenliklerine ilaveten: her yıl Ağustos ayında “Karpuz Festivali” de düzenleniyor.
TARİHİ
İlçenin tarihi, Bizans’a dayanır. Eski adı: Perinthos’tur. MÖ.600 yılında, Samos’lu kolonistler tarafından kurulmuştur. Ayrıca: deniz kenarında; MS.3’ncü yüzyıla ait, kaya mezarları bulunmaktadır. Perinthos adı, tarihi süreç içinde, Heraklia olarak değiştirilmiştir. Osmanlı Türkleri, Heraklia’ya, Ereğli demişlerdir. Diğerleriyle karışmaması için de, Marmara Ereğlisi olarak isimlendirilmeye başlanır. Bildiğiniz gibi, ülkemizde: bundan başka yani Marmara Ereğlisi yanında, Karadeniz Ereğlisi ve Konya Ereğlisi de bulunuyor.
Fatih Sultan Mehmet, Ereğli’nin gelirini, İstanbul’daki imarethaneye vakfetmiştir. Cedid Ali Paşa, fırtınadan kurtularak geldiği Ereğli’ye, bir cami yaptırır ve çok beğendiği bu yere, gelip yerleşecek olanlara da kolaylık sağlanacağını duyurur. Böylece: ilk Ereğli halkı oluşmaya başlar.
GEZİLECEK YERLER
SAHİLDE AÇIK HAVA MÜZESİ
Marmara Ereğlisi şehir merkezine girdikten sonra, sağ taraftaki yollardan sahile çıkın. Daha sonra, aracınızla 200 metre sonra sola doğru sahilden gidin. Gideceğiniz yolun, ne yazık ki yola benzer tarafı yok. Çünkü, yol, inşaat artıkları, molozlar ve her türlü yıkıntıyla kaplı, ama yılmayın, yola devam edin. Eğer doğa oluşumlarına meraklı iseniz, bana hak vereceksiniz. Bir süre sonra, aracınızı park edeceksiniz. Sonra kıyıdan yürüyüşe başlayın. Kısa süre sonra, eşini çok az yerde görebileceğiniz kayalarla karşı karşıya geleceksiniz.
Sahil şeridinde meydana gelen enteresan kaya yapısı, kendinizi uzayda, başka bir gezegende hissetmenize neden olacak. Evet, bu kaya yapısı, sahilde, binlerce yıldır meydana gelen dalgaların yarattığı değişik ve orijinal şekilli kayalar.
Açık hava müzesi görünümündeki bölgede, bu şekilli kayalara: halk arasında, “Kına Taşı” deniliyor. Ördek kafası, köpek, kaplumbağa veya tekerlek şekilli taşların yanında, güngörmez mağarasında görülebilen dehliz ve galeriler, dikkati çekiyor. Sanki, başka dünyadan bir kısım varlıkların, gelip de buralarda bir şeyler yaptıklarını düşünmemek elde değil. Ancak, başta da söylediğim gibi, buraya ulaşım biraz zorlu. Özellikle, yanınızda mutlaka yürüyüş için uygun ayakkabı bulundurmayı unutmayın. Çünkü, Marmara Ereğlisi Belediyesi, burayı turistik hedefli olarak düzeltip insanlara göstermek yerine, hiçbir çalışma yapmamayı tercih ediyor. Sanki, bu yüzden de, her şey doğallığı ile duruyor.
Ama, buraya geliş-gidişi belirleyen bir tabela konsa, sahil bir miktar düzeltilse, küçük şirin çay bahçeleri yapılsa, Marmara Ereğlisi’ne, gerek Türkiye’den ve gerekse yurt dışından gelen turistlerin sayısı hızla artabilir.
Ancak, Belediye, hem antik kentin üstüne her türlü yükseklikte evlerin yapılması için imar izni vererek, buraları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Öyle bir yer ki, Marmara Ereğlisi’nde, neresi kazılsa, altından tarihi eser çıkıyor. Marmara Ereğlisi’nin altında çok büyük bir tarih hazinesi şehrin kalıntılarının bulunduğu kesin.
DENİZE GİRİLEBİLECEK YERLER
Ne yazık ki, Marmara Ereğlisi kıyı hattı, neredeyse, kesintisiz yazlıklar ve sitelerce kuşatılmış durumda. Otel, motel ve pansiyonları ile seçenekler olsa da, denize girecek yerler ne yazık ki kısıtlı. Kıyılar; yerleşim yerleri tarafından kuşatılmış. Marmara Ereğlisi askeri kampında yer alan plaj ise, yalnızca ordu mensupları tarafından tercih edilmekte ve kullanılmakta. Zaten: askeri şahıs ve yakınlarının dışında buraya girilmesi de mümkün değil. Bu seçenek azlığına rağmen, civarda yaşayanlar, Tekirdağ’a doğru uzanan kıyı boyunca, tabiri caizse, denize girebilecek yer buldukları noktadan, fırsatı değerlendirmeyi tercih ediyorlar.
YENİ ÇİFTLİK
Yoğun yazlık sitelerin dar kıyı çizgisinin; hemen ardına. Denize girmek için kısıtlı olanaklar sunuyor, ama yine de, özellikle hafta sonları yoğun kalabalıklar birikiyor. Belli zamanlarda yoğunlaşan insan baskısının yanı sıra, alt yapısı oturmamış. Bu sebeple, deniz bir çok noktada istenilen düzeyde temiz değil.
Zaten: 2009 yılında, Tekirdağ kıyıları boyunca yoğunlukla görülen “zehirli deniz anaları” sebebiyle, 2009 Haziran’ından bu yana, tatilciler, denize pek rahat giremiyorlar.
PERİNTHOS ANTİK KENTİ
Tarihi Marmara Ereğlisi’nin üstünde bulunduğu antik kentteki kazı çalışmalarında: mermer mezar taşları, kilise kalıntıları, hipodrom yeri ve dehlizler görülebilir. Ancak, günümüzde, burası yabani otlarla kaplı, bu manzara otlar arasından zorlukla görülebiliyor.
Tarihi, İstanbul kadar eski olan Perinthos antik kentindeki kazı çalışmalarında, henüz yüzeysel temizlik çalışmaları yapılmış olmasına rağmen, toprak altında Efes antik kenti kadar önemli kalıntıların olduğu belirtiliyor. Umarım, bu tarih hazinesine gerekli önem verilir, definecilerden önce, gerekli yasal kazılar yapılır ve çıkarılan eserler, Müzelerde tüm insanların ziyaretine açılır.
SONUÇ
İstanbul’a yakın. Ulaşımı kolay. Hafta sonu için uygun. Özellikle: İstanbul ve çevresinde yaşayanlar için, sakin bir tatil yeri. Her ne kadar kalabalık olsa da, yakın çevrede, zaten bir anlamda kalabalık olmaması, sakin kalması imkansız bir yer, tüm tatil yerleri gibi, yoğun yazlık konut ve tatil siteleri var. Yine de, söylediğim gibi: kısa süreli tatillerde, İstanbullular için bir değişiklik, değişik bir hava almak için, uygun ve rahatlıkla gidilebilecek bir yer. İyi tatiller.
guzel bı yer gıtmek lazm 😀
😀 😛
ORada aşk var…Nasıl gitmeden dururum…
çayır pansiyona sakın gitmeyin çok çok kötü müşteriye saygisiz kazıkçı bir yer kesinlikle tavsiye etmiyorum arkadaşlar
hiç güzel değil bn gittim
hiç güzel değil bn gittim
hiç güzel değil bn gittim
marmara ereylisi çok güzel
Biz de gitmeyi düşünüyoruz ama her yer site dolu diye duyduk denize nerede girebileceğimizi bilemiyoruz 🙁
Yaa arkadaslar denizi temiz mi biz gitmeyi dusunuyoruzda
Haziran ayında denize girilir mi???
Ah Destina’m, hala oralarda mısın?
Denizi temiz gidilebilir sahili side sahili gibi ince kum(askeri kamp)
Dallas Plajına gidip yüzüp güneşlenebilirsiniz Halka açık kum plaj