Roma Şehrin kuruluş efsanesi

Roma Şehrin kuruluş efsanesi

Romalılardan önce, bölgede yerleşik toplumun kralının çok güzel ve Reina Sofia isimli bir kızı vardır. Kral: kızını, genç yaşta, rahibe olması için: dönemin en önemli tanrısı “Mars” ın (Yunan mitolojisinde Zeus karşıtı) ;  Vesta Tapınağına verir.

Vesta Tapınağında: 7 tane bakire rahibe görev yapmaktadır ve bunların insanlarla görüşmesi, erkeklerle ilişki kurması yasaktır. Bunlar: tapınaktaki kutsal ateşin sönmemesi için bulunurlar.

Günlerden bir gün:

Sofia isimli kral kızının hamile olduğu öğrenilir ve kız: ikiz erkek çocuk doğurur. Rahibelerin erkeklerle ilişki kurmaları yasak olduğundan, bunun cezası diri diri gömülmek suretiyle ölümdür. Ancak: Sofia’nın tanrı Mars tarafından hamile bırakıldığı öğrenilince, canı bağışlanır, ikiz bebeklerin öldürülmesine karar verilir.

Bebekler: bir sepet içinde, cellada teslim edilir. Cellat: Tiber nehri kıyısına gider, çocuklara kıyamaz ve sepeti, nehir kıyısına bırakarak ayrılır. Nehir suları yükselince: sepet Tiber nehrinde sürüklenmeye başlar ve bir süre sonra kıyıya çıkar. Burada, bir dişi kurt: ikiz erkek çocukları bir süre emzirir.

Çocuklar belli bir yaşa gelince, bu kez bir çoban tarafından bulunurlar ve büyütülürler. Bu arada küçük bir not: Napoli-Pompei gezisine katılırsanız, antik şehrin en iyi korunarak günümüze ulaşmış olan “genelev” bölümünde: duvarlarda kurt resmi kurulur ve Geneleve: “dişi kurdun evi” denir, çünkü antik dönemde, bu efsaneye dayanarak, babası belli olmayan çocukların doğduğu yere bu isim verilmektedir.

Çocuklar genç delikanlı olduklarında:

Çoban, onlara gerçek hayat hikayelerini anlatır. Zaten, aynı  dönemde, anneleri Reina Sofia; kendi erkek kardeşi yani dayıları kral Amuilius tarafından öldürülmüş ve taht ele geçirilmiştir. Romus ve Romulus çobanlık yaparken, bir gün kral Amulius’un askerleriyle bir tartışma yaşarlar ve bunun üzerine, askerler Romus’u yakalayarak saraya götürürler.

Sarayda: dedeleri Numitra Romus’u tanır ve kardeşinin de hayatta olduğunu öğrenince, onlarla işbirliği yaparak, kral Amulius’u  devirirler ve dede Numitor kral olur.

Bunun üzerine, iki genç delikanlı: kaderlerinde yazılı olan şehri kurmaya karar verirler. Fakat: şehri kimin kuracağına dair tartışmaya başlarlar ve sonra da tanrılardan yardım isterler. Kurdun, onları bulduğu kayaya gidip otururlar.

Bu sırada: Romus’un başının üstünden 6 kuş geçer ve Romulus’un başının üstünden ise 12 kuş geçer. Böylece kurucu belli olur ve başının üstünden daha fazla kuş geçen Romulus: Roma şehrinin kurucusu olur.

Romulus:

Bir inek ile, “Palatino Tepesi” denilen yerde; şehrin sınırlarını çizer ve sur yapmaya başlar. Kardeşi Romus: bu surların şehri koruyamayacağını söyler. Romulus: bunu kabul etmez ve bu surları geçen her kim olursa olsun öldüreceğini söyler. Bir süre sonra: Romus, bir gün surları geçer ve şehre girer, bunun üzerine Romulus; daha önce söylediğini hatırlayarak kardeşini öldürür.

Şehir nüfusunu arttırmak için gönüllü Maceraperestleri çağırır ve komşu krallık olan Sabinelerin kadınlarını kaçırır. Romulus’dan sonraki öneme imza atan Etrüsklü krallar, Roma da demokratik temeller oluşturarak, Roma’nın birkaç yüzyıl içerisinde topraklarını sürekli olarak genişleten, lider bir kuvvet olmasını sağlamışlardır.

Sonuç olarak:

Roma Şehrin kuruluş efsanesi; Günümüzde İtalyan Üniversitelerinde yapılan “DNA” araştırmalarına göre: takip eden dönemde, Roma şehrinde egemenlik kuran ve teknolojik-bilimsel yönden dönemine göre gayet ileri durumda olan Etrüsk’lerin: Anadolu kökenli bir toplum olduğunu ortaya koymuştur.

Söylenenlere göre: bunlar, Anadolu’da Truva savaşının ardından, buraya gelerek yerleşen Truvalılardır. Hatta: bu dişi kurt efsanesi: Türklerin Orta Asya’dan çıkışları için kullanılan “Ergenekon” efsanesiyle bağdaştırılmaktadır.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.