Monaco

Monaco

Monaco denilince, sanırım birçok insan: öncelikle “Film Festivali” ve “kumarhaneler” ve “dünyanın en küçük ülkelerinden birisi” olduğu akla gelecektir.

Bu arada: biraz eskilere gidersek, ünlü film yıldızı Grace Klly’nin Monaco Prensi ile yaptığı muhteşem ve dillere destan evlilik ve çocuklarının karıştığı Avrupa sosyetesinde yaşananlar, evet, Monaca gerçekten bunlardan ibaret, Avrupa’nın sosyetik yani zengin bir şehri, sokaklarında son model ve yüksek fiyatlı arabalar, çoğu kere bazı ünlüler gezer, festival zamanı zaten bambaşka bir alem olur, bu arada “Grand Prix” yarışlarını unutmamak gerekir ki, dünyanın birçok yerinde düzenlenen bu yarışlardan, şehrin cadde ve sokaklarında düzenlenen yalnızca buradadır ve insanlar, çok yakınlarından geçen yarış arabalarını büyük bir ilgiyle izlerler.

Bu küçük şehir

Deniz, gökdelenler ve küçük kara parçası çevresindeki dağlardan oluşur. Şehir merkezi, İtalya’ya yalnızca 16 km. uzaklıktadır. Fransa’nın Nice şehri ise, yine şehir merkezine, 13 km. uzaklıktadır.

Vatikan’dan sonra, dünyanın en küçük ikinci devletidir. Kara sınırı: 4.4 km. dir. Sahil şeridi ise, 4.1 km. dir. Ülkenin en yüksek bölgesi: deniz seviyesinden yalnızca 160 metre yükseklikte olan Les Revoires bölgesidir.

Ama, en büyük özelliği “vergi cenneti” olmasıdır. Gerçek Monacolu sayısı, yalnızca 10 bin civarındadır. Her ne kadar bağımsız görülse de, Monaco, Fransa’nın bir parçası gibidir. Fransız Cumhurbaşkanı tarafından seçilen kişi: Monaco Prensi’nin de onayını aldıktan sonra, bu küçük ülkenin yöneticisi oluyor.

Evet, Monaco dünyanın en güvenilir yerlerinden birisidir. Ordusu yalnızca 90 kişiliktir ve bu küçük şehrin Filarmoni orkestrası 100 kişiden oluşmaktadır.

Öte yandan: 700 yıldan fazla Grimaldi ailesi tarafından yönetilen şehir: 1860 yılına gelindiğinde, halk oylamasında, Monacolular, ülkelerinin büyük kısmını Fransa’ya kaptırmışlardır.

Bunun üzerine, Monacolular ile ilişkilerinin bozulmasını istemeyen Fransızlar, şehirde bir kumarhane ve şehri dünyaya bağlayacak bir demiryolu hattı yapmaya söz vermişler ve bunlar yapılınca da, Monaco’da turizm patlamıştır.

Evet, bu küçük ülke her şeye rağmen muhteşem bir zenginliğe sahiptir. Çünkü: turizm, şans oyunları başta olmak üzere, servis sektörü çok gelişmiştir.

Monaco
Monaco
Monaco

Tüm bunların yanında, Monaco şehri sokakları, her yıl “Formula 1” Grand Prix yarışlarına ev sahipliği yapmasıyla bilinir.

Yarış: şehrin en dar ve kıvrımlı sokaklarında 3.34 km. lik bölümde, 78 tur üzerinden yapılır. Yarışın en büyük özelliği ise: seyircilerin, yarış arabalarına son derece yakın olarak yarışları izleyebilmeleridir.

Bu yüzden, yarışların en heyecanlısının burada yapıldığı söylenir. Yarışları izlemek için koltuk düşünürseniz: şehirde yaklaşık 3000 civarında koltuk için bilet satın alarak yarışları izleyebilirsiniz.

Hatta: şehir sakinlerinden bazıları, evlerinin teraslarını yarışlar süresince yüksek ücretle kiraya vermektedirler. Kapalı sezonda, yarış parkurunda yürüyüş yapabilirsiniz.

Hatta: bu yarış parkurunda, paraya kıyarsanız, yarış arabaları ile, kısa süreli tur atabilirsiniz. Monaco: zengin ve zenginlere yönelik bir şehir. Ama, öte yandan, turizme açık, turizmden yıllardır büyük paralar kazanan bir şehir.

Monaco

ULAŞIM

Bu küçük ülkeye, Nice şehrinden taksi ile ulaşabilirsiniz. Ücret, muhtemelen: 65-100 Euro arasında olacaktır. Bu ulaşımı sağlayan taksiler, genellikle 3 yolcu alıyorlar. Tren tercih ederseniz, Nice şehrinden, her yarım saatte bir kalkan tren ile, 25 dakikada Monaco şehrine varabilirsiniz.

Otobüs tercih ederseniz, bu kez Nice şehrinde “Gare Routier” den her saat başı kalkan otobüslere binebilirsiniz. Otobüs yerine, treni (ücreti biraz daha fazla olmasına rağmen) tercih etmenizi öneririm.

Monaco

TURİZM

Monaco denilince akla ilk gelenler: kumarhane, saray, katedral ve Oşigoğrafi müzesidir. Ancak: gerek katedral ve gerekse Casinolara giriş için uygun kıyafet aradıklarını hatırlatmam gerek. Yani, spor kıyafet ile içeri almıyorlar.

Şehre: turistik otobüs veya özel araç ile geldiyseniz: kayalar içine gömülü asansör ve yürüyen merdivenleri kullanarak şehri gezebilirsiniz.
Tren veya Nice şehrinden buraya otobüs ile geldiyseniz; kayalık alana tırmanan merdivenler veya Belediye otobüsü ile eski şehre ulaşabilirsiniz.

Eski şehirde, şehrin ve limanın muhteşem bir manzarası ve Prenslik Sarayı sizi bekliyor. Saray: bu şehirde geldiğinizde, ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında, bir de, Denizcilik müzesini mutlaka ziyaret etmenizi öneririm ki, bu müzenin kurucusu ve uzun yıllar müdürlüğünü yapan şahıs, bildik, tanıdık biri, Custo. Son bir not: gerek kumarhanelere ve gerekse katedrale girmek isterseniz, kıyafet zorunluluğu olduğunu unutmayın, katedral için şort, kolsuz üstlük yasak, kumarhaneler için ise, yine düzgün bir kıyafet, ayakkabılar gerekiyor.

Monaco

Azur Express

Bu eğlenceli turistik trenler, şehir içinde günlük turlar yapmaktadırlar. Bu turları sırasında, şehrin birçok turistik yöresini gezerler. Tur yaklaşık 30 dakika sürer. Bu trene biniş, kişi başına 7 Euro’dur.

Monaco

GEZİLECEK YERLER

Siz şehre ulaştığınızda, en yakın turizm ofisinden bir şehir haritası ediniyorsunuz ve aşağıda yazılanları okuduktan sonra ilginizi çeken yerleri harita üzerinde işaretleyerek, kendinize uygun bir gezi rotası düzenliyorsunuz.

Benim önerim: Özellikle “Palais des Princes, Musee Oceanographique, Kumarhaneler bölümü ve film festivali salonunu” gezmenizdir.

Monaco

Monaco-Ville-Eski Bölüm

Burası: Akdeniz’e doğru uzanan, kayalık bir burun üzerindedir. Eski şehir olarak bilinir.
“Prens Albert II” nin yaşadığı saray da: buradadır. Burada: çok güzel bahçeler arasında dolaşarak, her yeri görmek mümkündür.

Monaco
Monaco
Monaco
Monaco

Palais des Princes

Burası, kraliyet ailesinin resmi konutudur. Sarayın için ücretli olarak gezilebiliyor. Ama uzun kuyrukları beklemeniz gerekiyor. İçeriye giremeseniz bile, her gün saat 11.55’te düzenlenen, Saray Muhafızlarının nöbet değişim törenini izlemenizi öneririm, ilginç bir törendir.

Bunlara “Carabiniers” deniliyor ve yalnızca “Prens” in güvenliğinden sorumludurlar. Bunların bir de askeri bandosu var. Uluslar arası müzik festivallerinde, halk günlerinde ve spor etkinliklerinde, bu bando konserler veriyor.

Gelelim: saraya
Orijinal kale ve surları

1215 yılında, Cenevizliler tarafından yapılmış ve yüzyıllar boyunca Louise XIV tarzı, en lüks konutlardan birine dönüştürülmüştür. Prens Honore II. döneminde, Saraya, İtalyan ordusu için bir hastane ilave edilmiştir. Fransız devriminin ardından, kapalı kalan saray, Prens Rainer III döneminde eski ihtişamına kavuşmuştur.

Hercule Galeri üstünden başlayan ve ana avluya inen, 13’ncü yüzyıldan kalma mermer merdivenler ilgi çekmektedir.

Galeri duvarlarında: 16 ve 17’nci yüzyıllarda Cenevizli sanatçı Orazio Ferrari tarafından yapılan mitolojik figürlere ait freskler görülür. Ana avlunun kuzey ucunda: Prensliğin hamisi Aziz Adamaka adanan Palatine şapeli var.

Aşağıda “York odası” bulunuyor.

İngiltere kralı George III kardeşi, York Dükü, Monaco yakınlarında bir gemide hastalanınca, buraya alınır ve bu odada, 1787 yılında vefat eder, bunun üzerine odaya onun ismi verilmiştir. Oda süslemeleri dört mevsimi temsil eden freskler olarak, Cenevizli sanatçı Gregorio de Ferrari tarafından yapılmıştır.

Bu odanın ortasındaki mermer mozaik tablo

Resmi belgelerin imzalanması için hazırlanmıştır. Odanın mobilyaları, 17’nci yüzyıldan kalma ve süslü abanoz ağacından yapılmışlardır. Ayrıca: odada bir saat ve kraliyet portresi vardır.
Sonra “Sarı oda” bölümüne geçiliyor. Burada: Louise XV nin yatak odası bulunuyor. Odada, ressam Jean Baptiste Van Loo tarafından yapılan, Prenses Louise Hippolly’nin bir portresi görülüyor.

Subaylar odası

duvarları mavi ipek brokar kaplıdır ve resmi resepsiyonlar öncesi, Protokol Dairesi tarafından, konukları selamlamak için kullanılır. İçinde Grimaldi portreleri ve 19’ncü yüzyıl İtalyan yaldızlı ve göz kamaştırıcı avizeleri bulunur.

Evet, daha sonra muhteşem taht odasına geliniyor. Yüksek rütbeli devlet yetkililerinin yemin törenleri ve bazı resepsiyonlar, burada düzenleniyor. Odanın muhteşem tavan ve duvar freskleri görülüyor. Kraliyet tahtı: imparatorluk tarzıdır ve tepesinde kırmızı bir ipek kadife gölgelik bulunur. Odanın zemini: Carrera mermerinden yapılmıştır.

Günümüzde, saray biraz önce de söylediğim gibi: Prens Rainer oğlu ve halefi Prens Albert II tarafından ikametgah olarak kullanılmaktadır. Yaz aylarında: devlet ofislerinin bulunduğu odalar, halkın ziyaretine açılmaktadır. 1960 yılından bu yana, saray avlusunda “Monte Carlo Filarmoni Orkestrası “tarafından konserler verilmektedir.

Bu muhteşem sarayı gezmek isterseniz, ücret ödemeniz gerekir ki, yetişkinler 7 Euro, çocuklar için 3.5 Euro ücret alınıyor.

Napolyon Müzesi

Saray yapısı içinde, bir kısım odada bulunan müzede: 1000 civarında obje bulunduğu ve bunların I. Napolyon zamanında toplanan Roma giysileri, Saint Helena dini hediyelik eşyaları olduğu söyleniyor.

Ayrıca: yine burada: Fransa kralı Louis XII tarafından derlenen “Monaco sikke koleksiyonu”, pul koleksiyonu, Kral Louise XIV tarafından yazılmış bir mektup ile birlikte “Monaco Bağımsızlık Şartı”.

Müze girişi ücretlidir, yetişinler 4 Euro, çocuklar 2 Euro ödemek durumundadır.

Antik Otomobil Koleksiyonu

Burada: Monaco Prensi Rainier III, tarafından toparlanan antik otomobil özel koleksiyonu sergilenmektedir. Bu sergide: 4000 m. karelik alanda, 100 civarında araç sergileniyor ki, bunlar arasında: askeri araçlar, faytonlar, popüler, tecrübeli, eski, spor arabalar, klasik ve prestij arabaları bulunmaktadır.

Buraya da girmek ücretlidir, yetişkinler 6 Euro, çocuklar 3 Euro ödeyerek bu koleksiyonu görebilirler.

Monaco
Monaco
Monaco

Aziz Nicholas Monaco Katedrali

Yapı: ilk olarak 1252 yılında yapılmış ve 1875 yılında kutsanmıştır. St. Nicholas’a adanmıştır. Beyaz piskoposluk tahtının hemen yanındaki, büyük Carrara mermerinden yapılmış altar ilgi çeker.

Burada: “Grace Kelly” ve “Prens III. Rainer” in mezarları bulunuyor. Katedral yapısı: 13’ncü yüzyıldan kalma Romanesk-Bizans dönemi bir kilise yapısı yerine, 1875 yılında inşa edilmiştir.
Katedralin içinde: St. Roman ve Kutsal Sacrament isimli iki şapel bulunuyor. Sacrament şapeli, Monaco piskopos ve başpiskoposlarının mezar şapelidir.

Katedralin bulunduğu meydan: aynı zamanda şehrin en iyi restoranlarını barındırmaktadır.

Saray Meydanı

Meydanın batı tarafından, stadyumun bulunduğu kısım, diğer tarafta ise Monte Carlo’nun muhteşem bir manzarası görülüyor.

Monaco
Monaco

Musee Oceanographique

Saray meydanından geri dönerek buraya ulaşabilirsiniz.

Burası hem bir müze, hem de bir akvaryumdur.

Müze: Prens I. Albert tarafından kurulmuş olmasına rağmen, daha çok “Captan Cousteau” Müzesi olarak bilinip tanınıyor. Çünkü: 200 türden, 4000 civarında deniz canlısı bulunan bu müzede, Cousteau, 1957 den sonra, uzun süre müze müdürlüğü yapmıştır.

Buraya, geniş zaman ayırmanızda yarar var. Alt katta: akvaryumlar bulunuyor. Zemin katta: sergi ve film gösterileri düzenleniyor. Bodrum katta: deniz flora ve faunası izleniyor. Yapıda, ayrıca bir restoran ve hediyelik eşya dükkanı var.

Buraya girmek ücretli, yetişkinler için 12 Euro giriş ücreti alınıyor, ama elbette bu yeterli değil, uzunca bir kuyruk da beklemeniz gerekiyor.

Monaco

Monte Carlo-Kumarhaneler Bölümü

Bu bölüm: Monte Carlo Casino’sunun doğu ve kuzeydoğusunda uzanır.
İspanyolcada, kelime anlamı “Carlo’nun Dağı” anlamına gelen “Monte Carlo” kumarhaneleri buradadır. Saray bölgesinden buraya ulaşmak için uzun bir yürüyüş yapmanız gerekir.

Ama, sahilden yapacağınız bu yürüyüş sırasında, “F1” yarışlarının startının verildiği yeri görebilirsiniz. Monaco Grand Prix yarışları: 1929 yılından bu yana,
her yıl “Mayıs” ayının sonunda yapılmaktadır.

Monaco

Place du Casino

Burası, bölgenin merkezidir. Bu muhteşem meydanda, daima: ünlüleri, muhteşem otomobilleri ve turist kafilelerini görebilirsiniz. Deniz tarafında ise, Casino binası bulunuyor. Buradaki oyunlar, yalnızca Fransızların değil, İtalyanlarında ilgisini çekiyor.

Amerikan Oyunları Kumarhanesi

18 yaşından büyük herkes: Casino binasının hemen yanında bulunan buraya girebiliyor. Ayrıca, yine yan tarafta, çok büyük bir kafe bulunuyor.

Monaco

Hotel de Paris

Bölgenin en lüks ve en pahalı otelidir. 1863 yılında açılmıştır. 187 odası bulunmaktadır.

Metropole Hotel

Meydanda, yokuştan aşağıya indiğinizde, burayı görürsünüz ki, bu otelin altında, büyük bir alışveriş merkezi bulunuyor.

Monaco

Monaco Opera Binası

Yapı: ünlü mimar Charles Garnier tarafından tasarlanmıştır. Oditoryum bölümü: fresk ve heykellerle süslüdür. Yan girişi ve fuayesi muhteşem güzelliktedir. Ama içeriye girmek için, ya davetli ya da bilet almış olmanız gerekiyor. 1879 yılında açılmıştır. Yapının tasarımı, mimar Charles Garniere aittir.

Grimaldi Forum

Burası: bir kongre ve kültür merkezidir. Burada: 3 büyük toplantı salonu, 22 küçük toplantı salonu, 3 yemek alanı bulunmaktadır. 35 bin m. karelik alanda, aynı anda 3000 kişi bulunabilir.

Evet, burası tam bir seminerler, kongreler, fuarlar, sergiler, ürün lansmanları, gala yemekleri veya büyük gösteriler için yapılmış bir yer olarak önem kazanıyor. Monacolular, kongre turizminden de para kazanıyorlar çünkü burada birçok ünlü firmanın veya kuruluşun büyük kapsamlı kongreleri yapılabiliyor.

Monaco

Larvotto Plajı

Monaco şehrinin en iyi halk plajıdır. Aslında, şehirdeki tek halk plajı burası olmasına rağmen, yine de oldukça iyi olduğu söylenebilir. Plaj: II. Dünya Savaşından sonra, denizin doldurularak yer kazanılması ile oluşturulmuş, insan yapımı bir plajdır.

Son birkaç yıldır ise, plajın arka bölümünde restoranlar ve barlar kurulmuştur. Evet: bu plajı kışın ziyaret ederseniz, burada kıyıda oyalanan çocukları, anneleri ve dadıları görebilirsiniz. Haziran-Eylül arasındaki dönemde ise: plaj, muhteşem kalabalıktır ve kalabalığa yakalanmak istenmezseniz, sabahın erken saatlerinde gitmenizi öneririm.

Burada, bir konuya dikkat çekmenizi istiyorum, tatilinizin kalan bölümünün ızdrap olmaması için dikkat etmeniz gereken bir husus var. Larvotto’da çok sayıda deniz kestanesi var, eğer mümkünse denize girerken deniz ayakkabısı kullanmanızı öneririm.

Zaten, kayalar üzerine hiç tırmanmayın, çünkü burada, deniz kestanelerinin iğneleri, el veya ayaklarınıza mutlaka batacaktır. Ayrıca, yine buranın denizinde, bol miktarda “deniz anası” var. Bu yüzden: denizde yüzerken gözlük veya şnolker kullanmanız gerekir.

Evet, deniz suyu da kirli, diyeceksiniz ki, ben bu denize girmem, plaja gitmekten vazgeçtim, bence gidin ve havayı teneffüs edin.

Monaco
Monaco
Monaco
Monaco

La Condamine Bölümü

Burası, şehrin ikinci bir mahallesidir. Hercules limanının hemen yanındadır, daha doğrusu limanın bulunduğu mahaldir.

Burada: marina yani rıhtım bulunuyor ve yolcu gemileri, muhteşem yatlar görülüyor. Evet: şehrin bu bölümü modern binalar ve keyifle hazırlanmış meydanlardan oluşmaktadır. 2008 yılında tamamlanan liman ise: doğal bir kaya uzantısı üzerine yapılan beton dalgakıranın arkasındadır.

Monaco

Jardin Exotique

Şehrin en iyi bahçelerinden birisidir. Burada, dünyanın dört bir yanından getirilen nadir bitkilerin örnekleri bulunmaktadır. Burada yapacağınız yürüyüş sırasında, bunları görebilirsiniz.

Burada: bir de mağara var. Mağara için rehberli turlara katılmanız gerekiyor ki, bu turlar yaklaşık yarım saat sürüyor. Aynı zamanda, mağara gezisi için, uzunca bir merdiveni tırmanmanız gerektiğini de hatırlatırım.

Marlborough Güzel Sanatlar Galerisi

Frank Lloyd ve Harry Fisher tarafından Londra merkezli olarak kurulan topluluğun, bir galerisi de Monaco şehrindedir. Galeride görebilecekleriniz şunlardır: Pablo Picasso, Joan Miro, Davit Hockney, Henri Matiste. Bunların yanında: II. Dünya Savaşı sonrası birçok sanatçının eseri de bulunmaktadır.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.