Gediz denilince ilk akla gelenler, 1900’lü yılların başında önce yangın ve 1970 yılında deprem ile büyük hasar gören ve yok olan bir yerleşim yeri. Evet, bunların diğer anlamı ise, ölüm ve hüzün. Özellikle son depremin ardından, yerleşim yeri terk edilir ve günümüzdeki “Yeni Gediz” kurulur, ancak ev kiralarının düşük olması nedeniyle, Eski Gediz de onarılarak günümüzde yaşanılır hale getirilir.
Yani: bölgede, iki Gediz yerleşimi bulunuyor. Gediz denildiğinde diğer akla gelenler, tarhana çorbası ve yörenin yeraltı özelliklerine uygun ortaya çıkan Termal kaplıca tesisleridir ki, bunlar yüzyıllardır yörede etkinlik sürdürmektedirler.
Gediz yöresine yolunuz düşerse: Eski Gediz bölgesinde, tarihi hissederek gezin, termal kaplıca tesislerine mutlaka zaman ayırın ve gidin, bu arada, tarhana çorbasının tadına bakmayı unutmayın.
ULAŞIM
Kütahya-Uşak-İzmir kara yolu güzergahı buradan geçmektedir. Gediz, bağlı bulunduğu Kütahya il merkezine, 98 km. uzaklıktadır. Gediz-Uşak arasındaki uzaklık: 57 km.
TARİH
Gediz, yöredeki en eski yerleşim yerlerinden birisidir. MÖ.1800-1200 yıllarında, burada yerleşim bulunduğu anlaşılmıştır. Höyüklerde yapılan yüzey araştırmaları, bu durumu kanıtlamaktadır.
Burada: Roma dönemde “Kadohnon” yani “Kadı” isimli ve kendi adına sikke basan bir şehir bulunuyormuş.
Yöre insanı, tarihi süreç içinde, özellikle: Çavdarhisar yöresindeki “Aızanoi” antik kendi insanlarıyla, ticari ve ekonomik bağlılıklar kurmuşlardır. Atina Olimpiyat oyunlarının küçük bir benzerinin, bu bölgede yapıldığı ve bunların yörede basılan sikkeler üzerinde “Sebatsa Omobomia” oyunları olarak resmedildiği görülmektedir.
Takip eden tarihi süreçte, Murat dağının eteklerinde bulunması nedeniyle, yöreye “Dindamos” isminin verildiği görülür. Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan yerleşim: takip eden tarihi süreçte, Selçuklu ve Osmanlıların egemenliğine girmiştir.
1911 yılında, burada büyük bir yangın görülür. 1920 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Yunan işgali görülür.
Abide olarak bilinen “Kocahan” bölgesinde, yapılan mücadelelerde, Yunanlılar büyük yenilgiye uğratılmışlardır. Daha sonra, bu çatışmalarda şehit düşen askerlerimiz için, burada bir anıt dikilmiş ve Kocahan ismi “Abide” olarak değiştirilmiştir.
Evet, Gediz ve tarihi denildiğinde, aslında pek fazla gerilere gitmeye gerek kalmıyor, çünkü yörenin tarihi geçmişindeki en büyük sarsıntı-olay, yakın zaman önce olan depremdir. 1970 yılındaki deprem sonucu, yöredeki evlerin büyük çoğunluğu yıkılmıştır.
Ardından gelen yeniden yapılaşmada ise, bu kez, yüksek konutlar yerine, bahçeli evlerin ağırlıkla yapıldığı görülür. Deprem sonucu, devlet tarafından, ülke dışına çalışmak üzere gönderilen Gedizlilerin büyük bölümü: daha sonraki dönemlerde kazançlarını birleştirerek, Gediz ilçesinde küçük ölçekli sanayi tesisleri kurarak, yörenin gelişimine büyük katkı sağlamışlardır.
GENEL
Yörenin denizden yüksekliği: 735 metredir. Yörenin en yüksek yeri ise, Murat dağıdır. Gediz nehri ve Porsuk çayı, bu dağın eteklerinden doğarlar. Murat dağı ile özdeşen Gediz, dağın geçit verdiği yer yerde bulunması nedeniyle, yüzyıllardır stratejik önemini korumuştur.
Yörenin iklimi: Ege ve İç Anadolu bölgeleri iklimleri arasında bir geçiş noktasındadır ve her ikisinin özelliklerini taşımaktadır.
GEDİZ TARHANASI
Gediz Belediyesi, ilçenin en önemli ürünü olan “tarhana” yı ülke genelinde tanıtmak ve markalandırmak için, “Geleneksel Gediz Tarhanası Festivali” düzenlemektedir. Festival sonucu yeterli tanıtım sağlanan tarhana, günümüzde, yılda 200 ton üretilmesine rağmen, talebi karşılayamamaktadır.
Evet, bu özel festival, her yıl Ağustos ayının ilk haftasında düzenlenir. Festivalde, tarhana ve yöresel lezzet olan sırık kebabı, konuklara tanıtılır ve konserler ile çeşitli eğlenceler düzenlenir.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN GEDİZ HAKKINDA YAZDIKLARI
Gediz Murat dağı eteğinde bir ilçedir. Suyundan içen, vücudundaki bütün zararlı maddelerden kurtulur, yüzüne renk gelir ve suyuna girilip bir süre kalındığında, hararetten eser kalmaz. Günümüzdeki kaplıcaların, yıllar öncesine dayalı şifa özelliği burada ortaya konulmaktadır. Buradan yaylaya çıkıp, alabalık zevki ettik.
GAZANFER AĞA
Gediz yöresinde, bu şahsın ismini sık duyacaksınız. Çünkü: yöreye yaptırdığı anıtlarla ünlenen hayırsever biridir. II. Selim döneminde, Sarayda, Has odaya alınarak yetiştirilen bu Macar devşirmesi: Gediz yöresinde: 1587 yılında bir hamam, 1590 yılında bir cami yaptırmıştır. Cami için, 95 dükkan yaptırarak gelirlerini camiye vakfetmiştir. Ayrıca: Şaphane dağından, ilçe merkezine su getirtmiştir.
GEDİZ KÖMÜRÜ
Gediz denilince, kömürden söz etmemek olmaz. Çünkü: 1924 yılında bulanan, Göynük köyü çevresindeki kömür madeni, 1955 yılından itibaren yoğun olarak çıkarılmaya başlanır. 1980’li yıllarda, kömür ocaklarında, yaklaşık 2500 işçinin ve 700 taşıma kamyonunun çalıştığı görülür.
Ancak, büyük kentlerdeki hava kirliliği ve doğal gaz nedeniyle, linyit kömürü kullanımının azalması sonucu, 6 milyon tonluk rezerve sahip bu kömür ocaklarındaki üretim büyük oranda düşmüştür.
Günümüzde, burada, 800 civarında işçi çalışmakta, iki özel şirket tarafından işletilen kömür ocaklarında üretilen kömür: toprak ve kireç sanayi tesislerine pazarlanmaktadır.
GEDİZ MESLEK YÜKSEKOKULU
1993 tarihinde, Kütahya Dumlupınar Üniversitesine bağlı olarak kurulmuştur. Moda-Konfeksiyon ve Hazır giyim programı uygulanmaktadır.
Sümerbank’tan alınan, 418 dönümlük kampüs alanında faaliyetlerini sürdürmektedir. Burada, yaklaşık 1700 civarında öğrenci eğitim görmekte olup, okulun imkanları gayet elverişlidir.
NE SATIN ALINIR
İlçe merkezine bağlı Saruhanlar köyünde, geçmişi çok eski dönemlere dayanan bir el sanatı yapılıyor. Bu: tahta kaşık yapımıdır. Kaşığın ham maddesi: kayıncık yani gürgen ağacıdır. Bu kaşıklar, gerek yemek yapımında ve gerekse yöresel oyunlarda kullanılıyor. Siz de, arzunuza göre, bu tahta kaşıklardan satın alabilirsiniz.
NE YENİR-NE İÇİLİR
Gediz yöresine yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: Gediz güveci ve Gediz tarhanası önerebilirim. Ayrıca, sırık kebabı da denenebilir. Bu yemek türü, güveçte olduğu gibi, erkeç yada oğlak etinden yapılıyor. Keçi, sırığa birkaç çivi yardımı ile takılıyor ve gerekli işlemler yapıldıktan sonra, kor halindeki ateşte pişiriliyor.
KONAKLAMA
Gediz Öğretmenevi Saygılar Mah.215.Sokak.No.17 274-4126641
GEZİLECEK YERLER
ESKİGEDİZ BELDESİ
Burada: tarihi hamam, su kemeri ve köprü görülmektedir. 1918 yılında yanan ve 1970 yılında depremde büyük hasar gören yerleşim yeri, depremin ardından terk edilmiştir. Ancak, yine de buraya yerleşenlerin gayretleriyle, çok geçmeden yöre, yeniden yaşanır hale getirilir ve 1988 yılında belde statüsüne kavuşur. 1992 yılında ise, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınır. 2008 yılında ise, Avrupa Tarihi Kentler Birliğine kabul edilir.
Evet, Eskigediz yöresi, günümüzde sahip olduğu arkeolojik ve doğal Sit alanlarıyla, müze kent görünümündedir.
Burada: 1970 yılındaki depremde ölen: 1086 kişinin anısına, Kaya Mahallesindeki park içinde; depremde ölenlerin isimlerinin yazılı bulunduğu bir panosu da bulunan bir anıt; 2007 yılında dikilmiştir. Bu mahalledeki evlerin şöyle bir anısı bulunmaktadır. Deprem sonrasında çıkan yangında, bu evlerle birlikte, çok sayıda depremzede, yanarak ölmüştür.
GAZANFERAĞA KÜLLİYESİ
Gazanferağa Camisi
Gazanfer ağa tarafından, 1590 yılında, mimar Süleyman Çavuş’a yaptırılmıştır. Büyük bir kubbe ile örtülü caminin yapımında, Antik Kadys bölgesinden getirilen sütunların kullanıldığı görülmektedir.
Yapı: 1970 yılındaki depremde yıkılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, aslına sadık kalınarak, 1994 yılında yeniden yapılmıştır.
Gazanferağa Hamamı
Gazanferağa tarafından, 1587 yılında yaptırılmıştır. Kadınlar ve erkekler için, iki ayrı bölüm bulunmaktadır. Yapının mermerleri: Antik Kadys şehrinden ve suyu ise, Kayacık bölgesinden getirilmiştir.
Yapı: cami gibi, 1970 yılındaki depremde ağır hasar görmüş ve ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek, yeniden hizmete açılmıştır.
SU KEMERLERİ
Gediz kayasının tam ortasındaki boğaz üzerinde görülen bu su kemerleri, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kemerlerin yapımında, moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. Evet, bu 3 gözlü su kemeri, Gediz ilçesinin en önemli tarihi anıtlarından birisidir.
MURATDAĞI TERMAL TURİZM MERKEZİ
Antik dönemde: “Dindymon” yani “Ana tanrıça Kybele kutsal mekanı” anlamına gelen ismiyle anılan dağ: 1313 yılından itibaren, yöreyi ele geçiren Türkmen komutan Murat Gazinin ismiyle anılmaya başlamıştır.
Murat dağı: 2311 metre yükseklikte, Gediz, Porsuk ve Banaz çaylarının kaynaklarını barındırmaktadır. Ayrıca: 100 familyaya ait, 850 çeşit bitki yetişmekte ve bu çeşitliliği nedeniyle, bilim dünyasının ilgi merkezi olmaktadır. Özellikle: kardelen, orkide ve ağlayan gelin olarak da isimlendirilen ters lale ilgi çekmektedir.
Evet, bu doğal güzellik alanı: 1987 yılında, Termal Turizm Merkezi olarak, Bakanlar kurulu tarafından seçilmiştir. 2003 yılında ise, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından “önemli bir bitki ve kuş alanı” olarak ilan edilmiştir.
Merkez: dağın, orman örtüsü ile kaplı, 1450 metre yükseklikteki bölümündedir. Gediz ilçe merkezine olan uzaklık: 30 km. dir.
Kaplıca bölgesinde bulunan, tarihi nitelikli 2 hamam yapısının, Germiyanoğulları Beyliği döneminde yapıldığı bilinmektedir. Bu yapılar: Kocahamam ve Hacıdana olarak isimlendirilmektedir. Ünlü gezgin Evliya Çelebi, yazıtlarında buradan övgü ile söz etmiştir.
Bunlarda kullanılan termal su kaynağı: dağın batı yamaçlarından çıkarak buraya aktarılmaktadır. Suyun sıcaklığı: 38-44 dereceler arasındadır. Yararlı geldiği düşünülen rahatsızlıklar ise şunlardır: deri hastalıkları, kadın hastalıkları, sinir ve kas rahatsızlıkları.
Burayı ziyaret etmek isterseniz: konaklama tesisleri var ve yeterli sayıdadır. Bu konaklama tesislerinin başlıcaları: 34 pansiyon (170 toplam yatak kapasiteli) ve Orman İşletme Müdürlüğü Misafirhanesi ve Kızılay Gençlik Kampıdır.
Kaplıca idaresine ulaşmak isterseniz: 274-4127496 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Buraya gitmek isterseniz: yanınızda mutlaka kalın giysiler (geceleri serin oluyor) ve rahat ayakkabılar ile fotoğraf makinenizi almalısınız.
ILICASU TERMAL TURİZM MERKEZİ
Burası, Bakanlar Kurulu tarafından, 1987 tarihinde, Termal Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir.
Kaplıca: Ilıca ırmağının aktığı vadisin güneyinde doğan sıcak su kaynakları çevresindedir. Gediz ilçe merkezine, 13 km. uzaklıkta, Simav yolu üzerindedir.
Tesislerin bulunduğu yer, denizden 750 metre yüksekliktedir. Su: 40 ile 85 derece arasında sıcaklıktadır ve suyun iyi geldiği söylenen rahatsızlıklar şunlardır: eklem ve kas hastalıkları, kadın hastalıkları, sinir hastalıkları, romatizma, deri hastalıkları, böbrek ve idrar yolu, sindirim sistemi rahatsızlıkları.
Burada konaklamak isterseniz, gerekli konaklama tesislerinin (2 yıldızlı otel var) bulunduğunu görebilirsiniz. Ayrıca: çağdaş anlayışa uygun tesisler, aquapark gibi eğlence mekanları da bulunmaktadır.
Özellikle: aquapark bölümü, açılır-kapanır özelliği nedeniyle yaz-kış aylarında da kullanılabilmektedir ve bölgenin en büyük eğlence tesisidir. Evet, bu güzellikleri yaşamak isterseniz: 274-4315200.
ABİDE KÖYÜ-ŞEHİTLER ANITI
Burada, Abide şehitliği bulunmaktadır. Çünkü: Dumlupınar bozgununa uğrayıp, İzmir tarafına kaçmaya başlayan bir Yunan askeri birliğiyle, bunları takip eden Türk süvari birliği arasında, Aksaklar köyü yakınlarında, 31 Ağustos 1922 günü meydana gelen çatışmalarda, 4 askerimiz şehit düşmüş ve bunların anısına bu anıt yapılmıştır.
AIZONAİ
Ben, bölgenin en önemli ve günümüze kadar sağlam olarak ayakta gelebilmiş bu muhteşem antik şehrini: Çavdarhisar başlığı altında ayrıntılı olarak anlattım ki, siz oraya ulaşırsanız, şehir hakkında güzel bir gezi yazısı okuyabilirsiniz.
Ancak: bu muhteşem antik şehir, Gediz ilçe merkezine de sadece 30 km. uzaklıktadır. Yani, sizin yolunuz Gediz yöresine düşerse, mutlaka zaman ayırın ve bu muhteşem antik dönem şehrinin kalıntılarını görün.
Aızonai ayrıntılı tanıtımı ve gezi yazısına ulaşmak için.