Konya Bozkır

Konya Bozkır: Bir kez gittim, özellikle hatırladığım ilçenin tam ortasından geçen ırmağın güzelliği, hemen kıyısındaki çay bahçeleri, yeşillikler.

ULAŞIM

Bozkır ilçesinin, il merkezi Konya’ya olan uzaklığı: 120 km. dir. Bozkır-Seydişehir arasındaki uzaklık: 52 km. Bozkır-Hadim arasındaki uzaklık: 80 km.

TARİH

İlçenin bulunduğu yerleşim yeri, antik dönemde “İsaura” ismi verilen ve yoğun yerleşim olan bir yerdi. İlçenin kuzeydoğusunda yapılan büyük kale: İsaura Nova olarak isimlendirilmiş, ilçenin bulunduğu yer ise “Leontopolis” ve daha sonra ise “Tris-Maden” olarak anılmıştır.

Bunun nedeni, ilçede “kurşun” madenlerinin işletilmesi ve burada çalışan ustalara “Ser-Üstad” adı verilmesidir. Aslında, bu ser-üstad kelimesinin bir de efsanesi var. Şöyle ki: bir zamanlar, Bozkır’ın Ulupınar köyünde bir demir ustası yaşarmış. Ancak, bu usta, işinin sırrını kimsenin öğrenmemesi için, atölyesine kimseyi sokmazmış.

Çevrede bu durumu bilen insanlar kendi aralarında konuşurken, nereye gidiyorsun diye sorulduğunda “Sırlı üstada” derlermiş ve bu kelime zamanla değişime uğrayarak, ser-üstat olmuş. Yani, ser-üstat kelimesi, yöredeki madencilikten geliyor. Çünkü, burada, bir zamanlar: altın, kurşun, simli kurşun ve demir madenleri çıkarılıyormuş.

Selçuklular döneminde ise, yöre, Selçuklu Bozkır Bey tarafından ele geçirilir. Bozkır bey, daha sonraki dönemlerde, burada yerleşir.

Konya Bozkır

GENEL

İlçe toprakları: yüksek tepe ve dağlardan oluşmaktadır. Toroslar’ın en yüksek kısımları, bu bölgede bulunmaktadır. Tarıma elverişli saha sayısı azdır. Arazi  daha çok: orman, mera ve herhangi bir işe yaramayan taşlık arazilerden oluşmaktadır.

Bunun sonucunda, yöre halkı, geçimini sağlamak üzere, ilçe dışına ve özellikle yurt dışına göçmüştür. Bunun dışında: ilçede, elma üretimi yoğundur. Üretilen elmaların büyük bölümü, ilçede kurulu meyve suyu fabrikaları tarafından satın alınarak işlenmektedir. 

Yörede, Akdeniz ve İç Anadolu bölgesi iklimleri arasındaki bir geçiş iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak: kışlar kısmen ılık, kısmen sert ve yağışlı, ilkbahar ılık ve yağışlı, yazlar ise kurak ve sıcak geçmektedir.

NE YENİR

Bozkır yöresine yolunuz düşerse, köpüklü helva alıp yemeden sakın dönmeyin.

NE SATIN ALINIR

Bozkır yöresine yolunuz düşerse, buraya has ve burayla özdeşmiş bir lezzet var: kara tahin. Çifte kavrulmuş kara tahin; susamların birçok aşamadan geçirilmesiyle hazırlanıyor ve değişik ebatlardaki kaplarda satılıyor.

Buraya yolunuz düşerse, kara tahin almayı unutmayın. Sorgun kasabasında üretilen ve ilçe merkezinde teneke kutularda satılan kara tahin, umarım yerli susamdan yapılmış olanını (Hint susamı değil) bulup satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ BÜYÜK CAMİ

İlçe merkezinde, Çarşamba ırmağının hemen kıyısındaki cami, kitabesine göre, 1286 yılında yaptırılmıştır. Minaresi orijinal olmayıp, sonradan yaptırılmıştır. Cami yapısında, yer yer Neo-klasik özellikler görülmektedir.

Konya Bozkır Çarşamba Köprüsü

ÇARŞAMBA KÖPRÜSÜ

İlçe merkezinden geçmekte olan Çarşamba çayının üzerindedir. Mimari özellikleri düşünüldüğünde, Selçuklu yapısı olduğu tahmin ediliyor. Köprünün boyu: 22 metre ve genişliği, yaklaşık 4 metredir. Günümüzde, köprüden araçlar geçmiyor, sadece yayaların kullanımına açıktır.

Çarşamba çayı taştığında, bu tarihi köprü, insanların ulaşımı için büyük önem taşıyor. Bu köprünün yanında, yarısı kırılmış halde duran bir “stel” var. Bu stelin sol tarafında, at üzerinde bir binici ve sağ tarafında yine bir figür görülüyor.

Atın ön ayakları, havaya kalkmış durumda tasvir edilmiştir. Ancak, stel fazlaca tahrip olduğundan diğer detaylar görülemiyor. Ayrıca, bu stelin buraya nasıl geldiği de bilinmiyor.

Konya Bozkır Zengibar Kalesi

ZENGİBAR KALESİ

Konya-Karaman kara yolunun 35.km.den batıya dönüldükten sonra, yaklaşık 25.km. daha gidilince, Yazdamı ve Işıklar köyüne ulaşılıyor. Kale, bu yörede. Kalenin yerini gösteren tabelalar var.

MÖ.7000 yıllarında, İsaurialılar, Bozkır yöresine yerleşirler. Burada, yaklaşık 2000 yıl yaşadıktan sonra, Bozkır ilçesinin bugünkü yerleşiminin 10 km. doğusunda, bu kaleyi yapıyorlar ve buraya da “Yeni İsaura” ismini veriyorlar.

Konya Bozkır Zengibar Kalesi

Kale: 1750 metre yükseklikteki bir tepe üzerine kurulmuş olup, muhteşem yükseltisi ile, tüm çevreye hakim bir konumdadır. Antik çağda: İsaura bölgesinin sınırları içinde bulunan kale, bölgenin başkent olması ile önem kazanıyor.

İlk yapılışı: Hitit imparatorluğuna dayanmakla birlikte, daha sonraki dönemde burada yerleşik egemenlikler şunlardır: Lidyalılar, Persler, Kimmerler, Romalılar ve Bizanslılar. 16’ncı yüzyıldan sonra ise, Türkler bölgede görülürler.

Günümüzde, kaleden geriye çok şey kalmamış. Büyük bir tarih hazinesi yağmalanmış durumda. Şimdi ise, kalenin çevresi, tel örgülerle çevrilerek bir nebze korunmaya çalışılmış.

Ancak, yine de burada güvenliği sağlayabilecek bir bekçi bile yok. Hiçbir resmi arkeolojik kazı yapılmayan bölgede, kazı çalışması yapıldığında, Efes antik kenti kadar büyük bir kalıntının ortaya çıkacağı söyleniyor. Ama, bir yandan da, resmi bir arkeolojik kazının, yıllarca süreceği de kesin.

Konya Bozkır İsaura

İSAURA ANTİK KENTİ KALINTILARI

Bu antik kenti çevreleyen surların uzunluğu, yaklaşık 4 km. dir. Genişlik ise, yer yer 3.20-3.30 metre arasındadır. Ancak ,büyük kısmı tahribata uğramış ve bir kısmı, tüm görkemiyle ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır.

Bu surlar, yaklaşık 300-350 metre uzunluktaki aralıklarda, kulelerle desteklenmiştir. Surların açık kahverengi taşları, kentin içindeki taş ocaklarından çıkartılmıştır. Çok az sayıda mermer de kullanılmıştır. Surların genişliğinden biraz önce söz etmiştim, bu geniş surların üzerindeki gezinti yerlerinden, günümüze ulaşan bir iz yok.

Bu surların üzerindeki kulelerin toplamı ise: 14 dür. Şehir kapısını koruyan kule: günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir. Şehirdeki bu kulelerin bir kısmı: 3 katlıdır. Yükseklik ise, 14 metreyi bulmaktadır. Aslında, tabii ki yapıldığı dönemde, bu yüksekliğin daha fazla olduğu kesin.

İsaura kentinin kent kapısı: günümüzde yıkıntı halindedir. Kapının sağında ve solunda kuleler var. Ancak, soldaki kule ayakta olmasına rağmen, sağdaki kule yıkılmıştır. Kapının çevresindeki surlar, içeriye doğru girinti yapıyor.

Kapının zemin genişliği: 4 metredir. Kapının önündeki yıkıntılar içinde: birçok silah kabartması görülüyor. Bunlar: kalkan, kılıç, miğfer, çelenk gibi savaş aletlerine ait kabartmalardır.

İsaura kentine giderseniz, görebileceğiniz diğer bir kalıntı: Akropol kapısıdır. Kapı, günümüze kadar ayakta gelebilmiş ve kentin en görkemli yeridir. Kapı: iki kuleyle desteklenmiştir. Bu kapıdan doğrudan Akropole girilmiyor.

Önce küçük bir avlu ve sonra sağa dönerek ikinci bir kapıdan, Akropole ulaşılıyor. Bu durum, kentin savunmasının bir özelliği. Kapı: yaklaşık 4 metre genişliğindedir. İç avlu, yıkıntılar altında kalmıştır. Burada, kente girmek için ikinci bir kapı bulunmaktadır. Bu kapının genişliği, 3.46 metredir.

Zafer Takları: İsaura kentinde, günümüzde, Hadrianus Zafer Takı görülüyor. Roma imparatoru Hadrianus’un buraya gelip gelmediği bilinmiyor. Ancak, bu tak, onun anısına yapılmıştır.

İki ayak üzerine bir kemerden oluşan tak, hemen kentin merkezinde bulunuyor. Tek gözlü bu yapının yüksekliği: 7.73 metredir. Kemer gözünün genişliği ise, 5.46 metredir. Ortadaki haç motifi, Bizans dönemi sonrasında işlenmiştir.

Agora: Sütunlu caddenin hemen yanındadır. Ancak günümüzde sadece temel taş blokları görülüyor.

Basilika: Hadrianus takının hemen yanındadır. Şehrin en büyük yapısıdır. Günümüzde, duvarları yaklaşık 1 metre civarında ayaktadır. Yapı, Roma döneminde Basilika ve Bizans döneminde ve daha sonraları ise kilise olarak kullanılmıştır.

Boyu: 31 metre ve eni 18 metredir. Duvar yüksekliği, bazı yerlerde 1.5 metreyi bulmakta, genişliği ise 1 metreye ulaşmaktadır. Duvarlar, harçsız olarak bindirme tekniğiyle yapılmıştır. Yani, sur ve kulelerin inşa şekliyle aynıdır. Basilikanın yanında bir kilise görülüyor. Yıkıntılar arasındaki bir kilise. Kentte, başka kiliseler de var.

Nekropoller: İsaura kentinde, birçok nekropol sahası bulunmaktadır. Bunlardan en öne çıkanı: şehir kapısından Ulupınar köyüne giden antik yoldaki kayalara oyulmuş mezarların bulunduğu bölümdür. Mezarların cepheleri, sütunlarla yapılmış ve ortada bulunan mezar odası ile yapı tam bir mabet görünümü almıştır.

Gelelim sonucu, buraya veya yakınlara yolunuz düşerse, bir zamanlar büyük bir uygarlık kurulmuş olan İsaura antik kenti kalıntılarını mutlaka görmenizi öneririm. Çünkü: geçmiş yüz yıllık süreçte, burası tamamen yağmalanmış ve buranın taşları, çevre köylerinin cami, okul ve ev gibi yapılarının yapımında hoyratça kullanılmıştır, yani tamamen olmasa da büyük bölümü yok olmuştur.

Hatta: Bozkır ilçe merkezindeki, Çarşamba ırmağı üzerindeki köprünün taşları ve hatta ve hatta eski Askerlik Şubesi binasının bazı yapı taşlarının bile İsaura kentinden getirildiği anlaşılmıştır. İşin ilginci, bu yağmalama hadisesi, hala devam etmektedir.

Özellikle: antik kentin çevresindeki Işıklar, Ulupınar, Hisarlık ve Acılar köyündeki birçok yapı, buradan kaçırılan taşlarla yapılıyor. Hemen gidin görün, çünkü bir süre sonra, bu antik kent kalıntıları yok olacak.

Konya Bozkır Hisarlık Camisi

HİSARLIK CAMİSİ

İlçe merkezine bağlı, Hisarlık kasabasındadır. Cami: bölgede bulunan en muhteşem Osmanlı eserlerinin başında gelmektedir. Sanat değeri bakımından ileri düzeyde olan yapı: 1282 yılında yapılmıştır.

Süslemeleri ise, Bağdatlı İsmail usta eseridir. Ahşap işçiliği mükemmeldir. Ayrıca, duvar resimleri, sanatsal açıdan öne çıkmaktadır. Çünkü, caminin tüm duvarları, hiç boş yer kalmamasına dekore edilmiştir.

Seydişehir tanıtımı.

Hadim tanıtımı.

 

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.