Sivas Koyulhisar

Sivas Koyulhisar

Yaylaları, ormanları, doğal domatesi ve ipek halısıyla meşhurdur.

ULAŞIM

Koyulhisar, Sivas arası uzaklık: 180 km. Koyulhisar, Mesudiye arası uzaklık: 34 km. Koyulhisar, Ordu arası uzaklık; 140 km. Koyulhisar, Suşehri arası uzaklık: 38 km. Koyulhisar, Zara arası uzaklık: 96 km.

TARİHİ

Yörenin eski isimleri şunlardır: “Koloneia, Kule-Hisar, Kuyulu Hisar” Batılı kaynaklarda ise, yörenin ismi: “Kaili-Hisar, Kuili Hisar” dır. Rum Pontus İmparatorluğu döneminde yörenin ismi “Koloneia” dır. Malazgirt savaşının ardından, yörede Türk hakimiyeti görüldüğünde ise, yörenin ismi “Muşaz” dır.

1461 yılında Uzun Hasan: bu yöreyi zapt edince Fatih Sultan Mehmet, burayı ele geçirmesi için Şaraptar Hamza Bey’i göndedir. Sonra kendisi de bölgeye gelir, Uzun Hasan tarafından günümüzdeki Yukarıkale köyünün doğusunda yaptırılan kaleyi ele geçirir ve buradan Trabzon yönüne hareket eder.

1939 yılındaki büyük Erzincan depreminde, Koyulhisar tamamen yıkılmış ve sonrasında ilçe yer değiştirerek yeniden yapılanmıştır.

GENEL

Yerleşim: İç Anadolu’nun kuzey doğusunda, batıya doğru uzanan, Kelkit vadisini, kesin bir vadi üzerinde kuruludur. Kelkit vadisi, İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin ayırım hattıdır. İlçe bu hattın kuzeyinde, Karadeniz bölgesinde kalıyor. Bu yüzden, bölgede karasal iklim değil daha ılıman olan bir geçiş iklimi hakimdir. Rakımı ortalama 850 metredir.

NE YENİR

Yaz aylarında madımak, boranlı gibi yemekler tercih edilir. Kış aylarında ise, peskutanlı aşlık, hıngel tercih edilen yöresel lezzetlerdir.

KOYULHİSAR DOMATESİ

Oldukça meşhurdur. Sofralık olarak bilinir. Salça yapımında da kullanılır. Nakliyeye dayanıklı değildir, bu yüzden hasattan sonra hemen tüketilmesi gerekir. Domates, Yukarıkale Mahallesi adıyla özdeştiği için “Kale domatesi” veya “Koyulhisar domatesi” olarak isimlendirilir.

İPEK HALI DOKUMACILIĞI

İlçede köylerde ipek halı dokumacılığı yapılır. Bu bölgede ipek halıcılığın başlaması, yaklaşık 30 yıl öncesine dayanır. Sisorta yöresindeki köylere yayılan ipek halıcılık yöre halkı için geçim kaynağı haline gelmiştir. Sisorta yöresinde ve çevresinde dokunan ipek halılarda, genellikle, çeşni bülbül, bin bir çiçek, dağ çiçeği, hayat ağacı ve benzeri motif ve desenler kullanılır. İyi bir usta tarafından bir ipek halı yaklaşık 4 ayda dokunur. Dokunan ipek halılar, Hereke Halısı ismi ile dokunur ve pazarlanır. Günümüzde ipek halıcılığı, Ballıca ve Aksu köyleridir.

KOYULHİSAR KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayı içinde, Eğriçimen Yaylası Yedigözeler mevkiinde düzenlenir. Festivalde yöresel ses sanatçıları konserleri düzenleniyor. Ayrıca domates ve bal yarışmaları yapılıyor.

Sivas Koyulhisar Duman Baba Etkinlikleri

DUMAN BABA ETKİNLİKLERİ

İlçe merkezine bağlı Dumanlı  Dağ köyündeki 2050 metre rakımdaki türbede, Ağustos ayı içerisinde 1 gün olarak düzenlenir.

Duman Baba, 1071 Malazgirt zaferinden sonra, bölgeye ilk kez gelen Türk ordusu komutanlarındandır. Türbesi: Ordu-Sivas yani Mesudiye-Koyulhisar sınırındadır. Duman Baba türbesinin bulunduğu yerde, festival ve piknik düzenleniyor. Etkinlikler, il, ilçe ve köyler ile gurbetteki Sivaslıları bir araya getiriyor. Etkinliklerde kurbanlar kesiliyor, pilavlar pişirilip dualar ediliyor.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Koyulhisar Tarihi Anıt Çeşme

TARİHİ ANIT ÇEŞME

İlçe merkezinde Camikebir Mahallesindedir.  

Çeşme: 1917-1918 yılları arasında, Türk Ordusunun, Koyulhisar halkına bir şükran borcu olarak Koyulhisar Kaymakamı Ordulu Ahmet Rıfat Bey zamanında, Türk ordusu tarafından yaptırılmıştır. Çünkü: Koyulhisar halkı 1’nci Dünya Savaşı sırasında asker nakliyesinde üstün hizmetlerde bulunmuştur.

1916-1917 yıllarında Rusların Erzincan Çardaklı Mevkiine kadar geldiklerinde Koyulhisar halkının tarihe geçecek bir fedakarlığı olmuştur. 98 ton yiyecek maddesini, ilçe halkı sırtlarında Suşehri’ne 24 saat gibi kısa bir sürede taşımışlardır. Koyulhisarlıların bu fedakar davranışlarına General Fehim Paşa teşekkür konuşması yapmıştır.

Kaide üzerindeki ilk taşa, dikdörtgen yuva içine, Osmanlıca kitabe yerleştirilmiştir. Üçüncü taşta: yıldızlı bir arma ve çeşitli şekiller bulunur. Taşın en üstüne ise, kubbe benzetmesi yapılmıştır. Çeşmenin arka tarafından su sarnıcı vardır, ancak şebeke suyu bağlanınca sarnıç devre dışı bırakılmış ve kurumuştur.

Sivas Koyulhisar Şehitliği

KOYULHİSAR ŞEHİTLİK

Şehitlik ilçe merkezinde Camikebir Mahallesindedir.  

İlçe Kurtuluş Savaşından önce işgal görmemesine rağmen, Anadolu’da şehitliği olan nadir yerleşim merkezlerinden birisidir. 1916-1917 yıllarında Rus orduları, Doğu Anadolu’dan yurdumuza girerler. Erzincan ile Suşehri arasındaki Çardaklık Mevkiine kadar ilerlerler.

Cephe gerisinde askeri hastane Koyulhisar’a kurulmuştur. Cepheden gelen yaralı askerlerden şehit olanlar için kış şartları nedeniyle ayrı ayrı mezarlar açılamamış, askerler açılan hendeklere topluca defnedilmişlerdir. Bu yüzden, bu mezarlıkta 1971-1972 yılları arasında “Şehitlik” inşa edilmiştir.

ALEMDAR CAMİİ

İlçe merkezinde Orta Mahallesi Çamlıyaka Mevkiindedir.

Cami, 1830 yılında yaptırılmıştır. Cami, Kurtuluş savaşında hastane ve 1939 yılındaki depremde ise evsiz kalan vatandaşların ikameti için kullanılmıştır. Caminin minaresi, günümüzden 15 yıl önce yıkılmış yerine demirden minare yapılmıştır. Aynı dönemde caminin çatısı değiştirilmiş ve saç malzemeden yeni çatı yapılmıştır.

Sivas Koyulhisar Yukarı Kale-Kale-i Bala

YUKARI KALE-KALE-İ BALA

İlçe merkezine 3.5 km uzaklıkta Yukarıkale mahallesindedir. Mahallenin doğusunda, sarp yamaçlar üzerine inşa edilmiştir. Yukarıda tarihçe bölümünde belirttiğim gibi, kale, Osmanlı korkusuyla Uzun Hasan tarafından yaptırılmıştır. Kalenin güneyinde Kelkit vadisi uzanır ve vadinin içinde Kelkit çayı akar.

Ünlü gezgin Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde bu kaleden söz eder. Yazdıklarına göre: “kalede yüz ev, ambarlar, cephanelik, su sarnıçları, demir kapılı kuyu vardır. Ayrıca, aşağıda bir şehir, cami ve dükkanlar bulunduğundan“ söz eder.

Günümüzde kalenin sadece harabe şeklinde kalıntıları görülmektedir.  Zaten kaleye ulaşmak da oldukça zordur. Kaleye: Yukarı Kale mahallesi tarafından, oldukça dik ve dar bir patikadan ulaşılır. Kalede: iki tane düzlük vardır. Tepe üstündeki düzlük iki kademelidir. En yüksek bölümünde, yapı kalıntıları vardır.

Yaklaşık 25 metre daha aşağıda olan ve daha büyük alt bölümde ise, yerleşim izleri bulunur. Kalenin bulunduğu tepe üzerinde yapılan yüzey araştırmasında, çok miktarda ot olması nedeniyle fazla bir buluntu bulunmamıştır, sadece Osmanlı dönemine ait biraz seramik kalıntısı bulunmuştur.

 

FATİH CAMİİ

Yukarı Kale bölgesindedir.

Yörenin Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinin ardından, Fatih buraya bir cami yaptırır. Caminin yapım tarihi muhtemelen 1461 yılıdır. Bu camiye, imam olarak da Mevlana Celalettin Rumi’nin torunlarından birini görevlendirir. Caminin mali desteği, Cumhuriyet dönemine kadar devlet tarafından karşılanır. Caminin mütevellisi de atanan hatip idi. Bu yüzden camiye bir dönem “Hatipli Camii” adı da verilmiştir. Yörede yaşayanlardan alınan bilgiye göre, bu cami, bir dönem yıkılarak yerine çatılı bir cami yapılmıştır.

 

AŞAĞI KALE-KALE-İ ZİR

İlçe merkezine 4 km uzaklıktaki Aşağı Kale Mevkiindedir.  

Kale, yüksekliği 150 metreye ulaşan, büyükçe ve yola dik inen bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Kelkit vadisine hakim konumdadır. Savunma ve yerleşim amaçlı kurulmuştur. Kalenin güney ve batı bölümlerinde sur duvarları vardır. Kaleden, aşağıdaki ırmağa inen merdivenler vardır. Günümüzde bu kalenin bazı duvarları yani surları durmaktadır. Ayrıca bazı yapı temelleri görülmektedir. Kalenin bulunduğu yerde yüzeyden toplanan seramiklere göre: kalenin Demir çağı döneminden Osmanlı dönemine kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır.

 

HACI MURAT HANI

İlçe merkezine 8 km uzaklıkta, Aşağı kale Mahallesinde, Suşehri-Niksar karayolu üzerindedir.

Yapı: 100 x 20 metre ölçülerindedir. Tamamı kesme taştan yapılmıştır. Günümüzde, yapının duvarları 3-4 metreye kadar ayaktadır. Üst örtüsü ise 1939 yılındaki depremde yıkılmıştır. Hanın kuzeyinde, ırmak üzerinde eski bir köprünün kalıntıları bulunmaktadır.

 

ESKİ CAMİ

Aşağı Kale mevkiinde, ırmak kenarında, Hacı Murat Hanının kuzeybatısındadır. Temelleri 1-2 metreye kadar görülmektedir. Başkaca bir kalıntı yoktur. Temellere göre dikdörtgen planlıdır. Bu caminin bir iddiaya göre “Fatih Camii” olduğu da öne sürülmektedir.

 

KOYULHİSAR HAMAMI

Aşağı kalenin eteğindedir. Hacı Murat Hanının kuzey batısında, hana 300-400 metre uzaklıkta dağın eteğindedir. Yapım tarihi bilinmemektedir.

Doğu batı doğrultusundaki yapı, dikdörtgen planlıdır. Doğuda enine sivri tonozlu, bir mekan bulunur. Onun batısında dört köşe bir mekan vardır. Doğudaki köşe mekanlar, tonozla, batıdakiler kubbeyle örtülüdür. Tonozlu ve kubbeli mekanların arasında, doğuda kubbeli, batıda tonozlu orta mekan bulunur. Sıcaklık “L” şeklinde iki eyvanlı bir plandadır. Doğu ve batıdaki tonozlu mekanların dışındakilerin üst örtüsü, belli olacak şekilde yıkılmıştır. Yani, hamam yapısı günümüze harap halde gelmiştir.

Sivas Koyulhisar Cam Kümbetli Cami

CAM KUBBELİ CAMİ

İlçe merkezine bağlı 12 km uzaklıktaki Ortaseki köyünde Bostandere mahallesindedir.

Caminin en büyük özelliği: cam kubbeli olmasıdır. Cami, 2014 yılında yaptırılmıştır. Cam kubbe, çatlayıp kırıldığı için tam dört kez yenilenmiştir. Son olarak sekiz kat cam kullanılarak yapılan cam kubbe, kırılmadan yerine yerleştirilmiştir. Kubbenin yapımında yaklaşık 40 ton cam kullanılmıştır. Caminin bir başka özelliği daha var. Camide mezarı bulunan kişi: İslam alimlerinden Bekir Pehlivanlıdır. 2013 yılında ölümünün ardından defnedildiği yere bu cami yapılmıştır.

Sivas Koyulhisar Eğriçimen Yaylası

EĞRİÇİMEN YAYLASI

İlçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Yaylaya ulaşım yolu asfalttır.

En az 500 yıllık bir yayla olduğu söyleniyor. Yayla, bir vadi içindedir. Vadinin yamaçları çam ormanlarıyla kaplıdır. Yaylanın rakımı ise, Yedigözeler tepesinde 1800 metredir. Bu tepeden: Kelkit vadisi ve Suşehri ilçeleri görülebilmektedir.

Yayla içinde: saniyede 70 litre debisi olan bir akarsu bulunur. Bu derenin yayla içinde akışından ve derenin çevresinin çayırlık olması nedeniyle yöreye “Eğriçimen” ismi verilmiştir. Yayla, Karadeniz’deki yaylalara benzer ve hatta bazı üstün özellikleri de bulunmaktadır.

Örneğin: buradaki yaylalarda, nem oranı düşüktür. Bir diğer özellik, buradaki yaylalar düzdür. Yayla düz olduğu için, yaylada ata binme kolaydır. Ayrıca yaşlılar yaylada rahat yürür, bisiklete binilebilir.

Evet, yaylanın en büyük özelliği, doğal güzellikleri yanında alt yapısının tamamen halledilmiş olmasıdır. Ancak eski ağaç evlerden oluşan yayla, günümüzde yerini betonarme ve şık evlere bırakmıştır.

Koyulhisar’dan İstanbul başta olmak üzere ilçe dışına göç etmiş aileler, geçmişe duyulan özlemin bir sonucu olarak her yıl 4-5 ay bu yaylada kalırlar. Yaylada her türlü tesis bulunmaktadır.

Hatta yaylanın kuzey bölümünde futbol ve voleybol gibi çeşitli sportif müsabakaların yapıldığı spor tesisleri de bulunmaktadır. Koyulhisarlılar ve şehir dışından gelenler, her yıl burada geleneksel yayla şenlikleri düzenlerler.

Sivas Koyulhisar Sarıçiçek Yaylası

SARIÇİÇEK YAYLASI

Boyalı ve Ortaseki köyünün ortak yaylasıdır ve ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır.

Yayla, ismini yaylada bulunan sarıçiçeklerden almıştır. Yaylada ayrıca: göl ve soğuk su pınarları bulunur. Bu gölde, renkli balıklar vardır. Yaylada “Boyalı Köyü Sarıçiçek Yayla Şenliği” yapılıyor. Amaç gerek gurbette ve gerekse köyde yaşayan hemşerilerin birlik, beraberlik ve kaynaşmalarını sağlamaktır.

ARPACIK YAYLASI

İlçe merkezinin kuzeyinde 22 km uzaklıktadır. Yayla: Taşpınar, Kadife ve Hacıilyas köyleri tarafından ortaklaşa kullanılmaktadır.

TEKKE DERESİ MESİRE YERİ

İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Sisorta yolu üzerindeki derede, doğal alabalık bulunmaktadır. Ayrıca ormanlarla kaplı bölgede soğuk içme suları ve piknik alanları vardır.

KENGERCİK YAYLASI

İlçe merkezinin kuzeydoğusunda 26 km uzaklıktadır.

İkizyaka ve Kadife Akbulut Mahalleleri tarafından ortaklaşa kullanılır. Kengercik yaylasında piknik alanında “Kengercik Yayla Şenliği” düzenleniyor. Şenlikler sayesinde gurbette yaşayanlar, yılda bir kez dahi olsa memleketlerine geliyorlar. Mahalli sanatçıların sahne aldığı şenliklerde ayrıca çeşitli yarışmalar yapılıyor.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

Sivas Ulaş

Sivas Ulaş

İlçe merkezine bağlı bir köyde, iki tane muhteşem güzel yapı var. Buralara yolunuz düşerse, bu yapıları ve içlerinde bulunan muhteşem süslemeleri mutlaka görün.

ULAŞIM

Ulaş, Sivas arası uzaklık: 37 km. İlçe doğu transit yolu üzerindedir. Ulaş, Gürün arası uzaklık: 99 km. Ulaş, Kangal arası uzaklık: 52 km.

TARİHİ

Yörede ilk yerleşim, Selçuklu döneminde olmuştur. İlçe girişinde yaptırılan Selçuk Hanı kalıntılarından anlaşıldığına göre, yöre, Selçuklu döneminde önemli bir ticaret merkezidir. İlçenin tarihi geçmişinde yine önemli bir olay: Cumhuriyet döneminde yurt dışından gelen soydaşlarımız burada iskan edilmiştir. Yörede 1968 yılında Belediye kurulmuş, 1990 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

İç Anadolu bölgesinin doğu kısmındadır. Arazi geniş ve düzdür. Rakımı ortalama 1350 metredir. Bölgede: tarıma elverişli, düz ve kubasar ovası vardır. Yörede karasal iklim hakimdir, buna göre kışlar soğuk ve sert, yazlar ise kurak ve sıcak geçer.

İlçe topraklarında 11 tane göl vardır. Bostankaya ve Ulaş gölü en büyük göllerdir. İlçe merkezinde Tuz gölü bulunur.

Bu göl, yaz döneminde kurur ve beyaz bir görüntü ortaya çıkarken yapılan düzenleme ile Tecer deresi buraya yönlendirilmiş, göl canlı hale getirilmiştir. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, ilçenin hemen kuzeyinden, doğu-batı doğrultusunda geçer.

ULAŞ KÜLTÜR FESTİVALİ

Ulaş gölü parkında her yıl Haziran ayı içerisinde 1 gün süreli olarak yapılmaktadır. Festivalde, yerel ve ulusal sanatçıların sahne aldığı konserler düzenleniyor ve ata sporu olarak kabul gören cirit oynanıyor.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Ulaş Gölü

ULAŞ GÖLÜ

İlçe merkezinde Esentepe bölgesindedir.

Ulaş gölü kıyısında piknik alanı bulunmaktadır. Buradaki mesire alanı yöre ve yakın çevreden gelenler tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Gölde balık tutmak da mümkündür.

ŞEYHLERDİYAR (ŞEYH MEHMET DEDE) TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Gümüştepe (Şeyh Derdiyar) köyündedir. İlçe merkezine 10 km uzaklıktadır.

Gümüşpınar köyünün yörede bilinen ismi “Karacalar Tekkesi” dir. Çünkü, günümüzden 150-200 yıl kadar önce, birkaç kişi gelerek bu köye yerleşir ve bu göçmenler nedeniyle köye Karacalar Tekkesi ismi verilmiştir.

Yine köye “Şeyhler Diyarı” ismi de verilmektedir. Çünkü, tarihi süreç içinde, burada bir medrese yapılmış ve çevresindeki 12 köyün geliri, medrese ihtiyaçları için gelir olarak ayrılmıştır. Bu medreseden mezun olan alimlerin çokluğu nedeniyle köye Şeyhler Diyarı ismi verildiği söyleniyor.

Burada köyün içindeki cami avlusunda bir türbe bulunmaktadır. Türbenin Şeyh Mehmet isimli birine ait olduğu söyleniyor. Ancak türbenin ne zaman yapıldığı bilinmez. Şeyh Mehmet’in bu köyde çobanlık yaptığı, burada öldüğü ve sağlığında çeşitli kerametler sahibi olduğu anlatılıyor. Yine söylenenlere göre, bu türbe yapısı: Yavuz Sultan Selim döneminde türbe, medrese ve çeşme olarak yaptırılmıştır. Türbe haricinde, medresenin taşları, ev yapımında kullanılmıştır.

ACIYURT KÖYÜ CAMİİ

İlçe merkezine bağlı Acıyurt köyündedir.

İlçe merkezine 27 km uzaklıktadır. Kitabesi yoktur. Muhtemelen 19’ncu yüzyılda Kara Papak Türklerinin halk kahramanı Mihrali Bey’in kardeşi Ali Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Köyde anlatılanlara göre: Mihrali Bey ve kardeşi Ali Bey camiyi yaptırdıktan sonra, subay oldukları için ordu ile birlikte Yemen’e giderler ve orada şehit düşerler.

Sivas Ulaş Acıyurt Köyü Camii

Caminin çevresi taş duvarlarla çevrili bir bahçe içindedir. Duvarları taş örgülüdür. Çatının bir kısmı kiremit, bir kısmı ise saçla kaplıdır. Dış duvarları 1 metre kalınlığındadır. Caminin içinde ahşap işlemeciliği ve boya süslemeleri oldukça güzeldir. Ana gövdelerde ardıç ağacı kullanılmıştır.

Özellikle, ahşap minberde kök boya ile yapılmış süslemeler dikkat çeker. Tavanda yine kök boyalarla yapılan Osmanlı motifleri süslemeleri görülmeye değerdir. Kimyasal boya kullanılmamıştır.

İşlemelerin karanfil olduğu düşünülüyor. Minaresi: kuzeybatı tarafındadır. Kısa minare taştan yapılmıştır. Cami, 1993 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

ACIYURT-MİHRALİ BEY KONAĞI

İlçe merkezine bağlı Acıyurt köyündedir.

Konağın sahibi Kara Papak kökenli halk kahramanı olan Mihrali Bey: Gürcistan Tiflis doğumludur. 1877-1878  Osmanlı Rus savaşında büyük kahramanlık göstermiş ve daha sonra devlet tarafından maiyetiyle birlikte buraya yerleştirilmiştir.

Caminin tanıtımında anlattığım gibi, Mihrali bey; Sultan Abdülhamit’in emriyle 40’nci Hamidiye Süvari Alayını kurmuş, Yemen’de çıkan isyanı bastırmak için Sivas Valisi Reşit Paşa’nın Padişaha telkinlerinin ardından 500 adamı ile Yemen’e gitmiştir. Yemen’de İngiliz ve Araplarla mücadele etmiş ve şehit olmuştur. Mezar yeri bilinmemektedir.

Mihrali Bey: o dönemde 1889 yılında köyün 5 km batısındaki mezrada, bu konağı yaptırmıştır. 1933 yılında, oğlu konağın batısında kendisi için bir konak daha yaptırmıştır. Konak: söylenenlere göre, bir konak olmakla birlikte, aynı zamanda bir kültür merkezi işlevi görmüştür. Burada: halk ozanları şiir ve türküler söyler, güreşler tutulur, at yarışları yapılırmış. Zemin katta, haremlik, depo ve kiler bulunur. Özellikle tavan süslemeleri, nadir tavanlardan birisidir. Kalem işinde, renklerin uyumu, ustanın ahşabı işlemesinde incelikleri görülmeye değerdir. 1995 yılına kadar burada yaşam sürmüş, daha sonra sahiplerinin başka yere göçmeleri nedeniyle konak boş kalmıştır.

Sivas Ulaş Mihrabibey Konağı

Konak: 2004-2006 yılları arasında restore edilerek ziyarete açılmıştır.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

Sivas Gölova

Sivas Gölova

Baraj gölü, yaylaları ve diğer doğal güzellikleriyle ünlüdür.

ULAŞIM

Gölova, Sivas arası uzaklık: 190 km. Gölova, Suşehri arası uzaklık: 45 km. Gölova, Refahiye arası uzaklık: 20 km. Gölova, Erzincan arası uzaklık: 100 km.

TARİHİ

Yerleşimin kuzeyinde “Söğütlü Göze” denen yerde, Hitit dönemine ait kalıntılar bulunmuştur. Rum Pontus döneminde, yörenin ismi “Avanıs” dır. Daha sonra bu isim değiştirilmiş ve Gölova olmuştur. Gölova, 1990 yılında ilçe olur.

GENEL

İlçe, Karadeniz bölgesi ve İç Anadolu bölgesi arasındadır. Yerleşimin bulunduğu arazi oldukça fazla dağlık ve engebelidir. Ortalama rakım 1300 metredir.

GÖLOVA YAYLA ŞENLİKLERİ

Her yaz geleneksel olarak düzenlenmektedir. Şenlikler oldukça hareketli geçmekte, ünlü sanatçılar şenliklerde konser vermektedirler.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Gölova Eski Cumhuriyet Okulu

ESKİ CUMHURİYET OKULU

Eski Cumhuriyet İlkokulu binası, günümüzde Çevre, Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet vermektedir.

Sivas Gölova Eski Cumhuriyet Okulu

Bir dönem Jandarma karakol binası olarak da kullanılmıştır. Halen binanın içinde: dinlenme salonu, spor amaçlı salon, sergi salonu, şark köşesi, kitap okuma odası, bilgisayar odası bulunmaktadır. Bina dışında bahçede ise çocuk bahçesi vardır.

Sivas Gölova Çoban Baba Türbesi

ÇOBAN BABA TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı 5 km uzaklıktaki Çobanlı köyündedir. Köy: eski Erzincan-Suşehri-Niksar yolu üzerindedir. Antik dönemlerde ise, İstanbul’u İran’a bağlayan yo üzerinde, Kelkit çayı ve Kızılırmak’ı besleyen Çobanlı d eresinin bu yolu kestiği köprünün başındaydı.

Küçük bir tepenin üstündedir. Yöredeki ismi Çobanlı Tekkesidir. Türbe: 5.50 x 5.50 metre ölçülerinde, karedir. Kesme taştan yapılmıştır. Kubbesi yıkılmış ve sonradan betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Türbenin cephesi, geometrik motiflerle süslüdür.

Yapının batıya açılan kapısı üzerinde, mukarnaslı bir kavsara vardır. Dikdörtgen kapının kenarlarında Selçuklu üslubunda geometrik geçmeli süsleme frizleri görülür. Türbenin içinde bir sanduka bulunur.

Tüm bunları anlattıktan sonra Çoban Baba ile ilgili bir efsaneden yani neden bu kadar çok tanındığından söz etmek istiyorum. Yavuz Sultan Selim, Çaldıran seferine giderken, uzun süre sonra Çobanlı köyüne ulaşılır.

Çoban Baba, Yavuz Sultan Selim’e, askerlerini misafir edeceğini ve karınlarını doyuracağını söyler. Bu isteği, Sultan Selim tarafından kabul edilir. Ve Çoban Baba, bir koyun keser, pilavlar pişirilir ve bütün ordu, bu koyunun etiyle doyurulur. Sonra Çoban Baba, koyunun bütün kemiklerini, postuna doldurur, dua eder ve koyun tekrar canlanır, ayaklanıp yürür.

Ancak, koyunun aşık kemiğini askerlerden biri aldığı için, koyun aksayarak yürür. Çoban Baba, durumu bilse de bir şey söylemez. Sultan Selim’e seferin başarılı geçeceğini söyler ve onun için dua eder.

Başarılı seferin ardından, Sultan Selim, geri dönerken, bu bölgenin gelirinin buraya vakfedilmesini emreder. Sonuç olarak, bölgede anlatılan efsanelerdeki kişiler, Sultan Yavuz ve Çoban Babadır. Tabii burada bitmiyor, Çaldıran seferi dönüşü buraya uğrayan Yavuz Sultan Selim, Çoban Baba’nın öldüğünü öğrenir, bu türbeyi yaptırır.

Türbenin bulunduğu alan, 1998 yılında Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

KARA YAKUP ZİYARETİ

İlçe merkezine bağlı 8 km uzaklıktaki Karayakup köyündedir.

Şeyh Kara Yakup: 13’ncü yüzyılın sonu ile 14’ncü yüzyıl başlarında yaşadığı ve Hz Ebubekir neslinden geldiği, Tokat Zile’de tekkesi bulunan Şeyh Nusret’in halifesi olduğu, söz konusu köyde bir zaviye kurduğu, evladının zaviye yöneticiliğini üstlendiği ve zaviyenin yapılan vakıflarla tekkeler kapatılıncaya kadar faaliyetini sürdürdüğü bilinmektedir.

Kara lakabını alması da kendisinin Arap kökenli ve esmer tene sahip bir kişi olmasından kaynaklanır. Ancak Kara Yakup Zaviyesi günümüze ulaşmamıştır. Zaviyenin halen türbenin bulunduğu yerde olduğu tahmin edilmektedir.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas