Şanlıurfa Akçakale

Şanlıurfa Akçakale

Şanlıurfa ilimizin Suriye sınırına çok yakın bir ilçesidir. İlçenin hemen karşısında, Suriye’nin Tall Alabyad isimli yerleşim yeri bulunuyor.

Evet, şehir merkezinin 300-400 metre ötesi sınır. Giriş için son bir not: Akçakale yöresinde: toz bulutları ve kum fırtınaları görmek mümkündür.

Peki, bu sitenin genel amacına uygun olarak, yörenin tarihi ve turistik özellikleri var mı? Hayır: yörenin herhangi bir tarihi ve turistik özelliği ve turizme yönelik etkinliği söz konusu değildir. Buranın en büyük özelliği: Suriye ile olan sınır kapısıdır.

Şanlıurfa Akçakale

ULAŞIM

Akçakale, bağlı bulunduğu Şanlıurfa il merkezine 53 km. uzaklıktadır. Buraya Şanlıurfa üzerinden gelen yol dışında, ulaşım imkanı bulunmuyor. Akçakale-Ceylanpınar arasındaki uzaklık: 107 km. Akçakale-Suruç arasındaki uzaklık: 61 km.

Şanlıurfa Akçakale

TARİH

Yöre: MÖ.9’ncu yüzyılda Asur hakimiyetinde olan bu bölge, MÖ.610 yılında ise Perslerin eline geçer. Ancak, MÖ.331 yılında, Makedonyalı İskender, Asya seferi sırasında Persleri yenerek, bölgeyi kendi egemenliğine alır.

Daha sonraki süreçte ise, Seleukoslar, Edessa krallığı, Romalılar, Bizanslılar ve Sasaniler görülür.

640 yılına gelindiğinde ise, bu kez Şam güçleri ve 661 yılında Emeviler yörede görülürler.
Emevilerin ortadan kalkmasının ardından ise, bu kez Abbasiler bölgeyi ele geçirirler. 1087 yılında ise, Selçuklular görülüyor.

1244 yılında Tatarlar, 1260 yılında Moğollar tarafından ele geçirilmesi sırasında yakılıp yıkılan ilçe: 1921 yılında Akçakale olarak tanınır ve 1946 yılında ilçe olur.

Şanlıurfa Akçakale

 

GENEL

Akçakale, deniz seviyesinden 385 metre yüksekliktedir. Yüzölçümü ise, 1250 km. karedir.
Yazının başında da belirttiğim gibi, yörenin güneyinde Suriye ülkesi bulunmaktadır. Suriye Arap Cumhuriyetiyle olan 82 km. lik sınır hattı nedeniyle, ilçe, en uzun sınır hattına sahip ilçe konumundadır.

Bölgenin başlıca coğrafi özellikleri: doğuda “Tek tek” dağları, batıda “Suruç” dağlarıdır. Bunun dışında, kuzeyden güneye düz ve geniş bir ova yerleşimi üzerindedir. Yani: bir dik kenar üçgeni şeklinde görülür.

Bölgenin iklimi değerlendirildiğinde, yazları kurak ve sıcak, kışları ise ılık geçen bir iklimden söz edilebilir. Özellikle: Temmuz-Ağustos ayları döneminde muhteşem sıcaklar, gündüz olduğu kadar geceleri de etkilidir. Yörede, kar yağışı görülmez.

Bitki örtüsüne bakılırsa, bölgede orman bulunmaması dikkat çeker.
Yöre insanının ekonomik etkinlikleri: tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Özellikle: Antep fıstığı ve nar tarımı görülür.

Bunun dışında, tarıma elverişli alanlarda: buğday, arpa, mısır, pamuk ekimi yapılmaktadır.

Şanlıurfa Akçakale Sınır Kapısı

AKÇAKALE SINIR KAPISI

Akçakale gümrük kapısı: ilk olarak 1974 yılında faaliyete geçmiş olmasına rağmen, günümüzdeki yapılar, 2007 yılında hizmete girmiştir.

Akçakale sınır kapısının hemen karşısında, Suriye-Tel Abyad sınır kapısı bulunmaktadır. Sınır kapısından geçtikten sonra: Suriye ülkesinde: Rakka şehrine olan uzaklık 100 km. Halep şehrine olan uzaklık 210 km. Şam iline olan uzaklık ise: 580 km. dir.

Şanlıurfa Akçakale Meslek Yüksek Okulu

AKÇAKALE MESLEK YÜKSEK OKULU

Akçakale Meslek Yüksek Okulu, Harran Üniversitesi bünyesinde, 1995 yılında hizmete açılmıştır.

Yüksek okulun bulunduğu kampus içinde: kız ve erkek öğrenciler için misafirhaneler, lojmanlar, yemekhaneler, lokal, yüzme havuzu ve spor alanları bulunmaktadır.

Şanlıurfa Hilvan

Şanlıurfa Hilvan

Diyarbakır-Şanlıurfa karayolu üzerinde bulunması nedeniyle; birçok kez içinden geçtiğim bir yöredir.

Şanlıurfa Hilvan

ULAŞIM

Yöre: Diyarbakır-Şanlıurfa karayolu üzerinde bulunmaktadır
Hilvan, bağlı bulunduğu Şanlıurfa il merkezine 56 km. uzaklıktadır. Hilvan-Siverek arasındaki uzaklık: 38 km. Hilvan-Diyarbakır arasındaki uzaklık: 130 km. Hilvan-Viranşehir arasındaki uzaklık: 140 km. Hilvan-Harran arasındaki uzaklık: 95 km. Hilvan-Adıyaman arasındaki uzaklık: 120 km. Hilvan-Atatürk Baraj göleti arasındaki uzaklık ise: 7 km.

Şanlıurfa Hilvan

TARİH

Yörenin tarihi geçmişi çok eskilere gitmemektedir, çünkü diğer ilçelere nazaran yeni yerleşilmiş bir yöredir.

Buradaki ilk yerleşim, 1820 yılında, Osmanlı döneminde olmuştur.

Hacı Musa isimli bir Türkmen aşiret reisi, çevresindekilerle birlikte gelerek buraya yerleşmiştir.

Şanlıurfa Hilvan

Bu dönemde, köy meydanında bulunan “kara dibek” taşından dolayı, yöreye “Karacurun” ismi verilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise, Karacurun, Siverek ilçesine bağlı olan Uluyazı nahiyesine bağlı bir köy imiş.

Ancak, zamanla bağlı bulunduğu Uluyazı nahiyesine göre daha çok gelişmiş ve bu nedenle, 1927 yılında ilçe konumuna getirilmiş ve Hilvan ismi verilmiştir.

Hilvan isminin sözlük anlamı: bağış. Ayrıca: meyveleriyle ünlü belde anlamına da gelmektedir.

Şanlıurfa Hilvan

GENEL

Yöre: Şanlıurfa ilinin en çok yağış alan yeridir. İklim şartları: yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı olarak hüküm sürer.

İlçe arazisinin yükseltisi: doğudan batıya doğru uzanır. Bu yüzden hafif dalgalı bir plato görünümdedir. Deniz seviyesinden yükseklik: 600 metredir.

Yöre insanı: tarım ve hayvancılık ile geçimini sürdürüyor. Tarımsal ürünler denince akla gelenler: arpa, buğday kenevir, mercimek, mısır, nohut, biber, soğan ve sarımsak gelmektedir.

Bölgede, özellikle GAP Projesi kapsamında sulama suyu sağlandıktan sonra: pamuk üretimi önemli ölçüde artmıştır.

Hayvancılık ise: koyun ve keçi besiciliği şeklinde yürütülmektedir.

Şanlıurfa Hilvan

GEZİLECEK YERLER

ULUYAZI KÖYÜ CAMİSİ

İlçe merkezine bağlı Uluyazı köyündedir. Bu cami, 1875 yılında düzgün kesme taşlardan inşa edilmiştir. Miharaba paralel üç sahınlı plana sahip olan caminin sahınları, ikişer payeye ortan kemerle birbirinden ayrılmıştır.

Sahınların üzerini kuzey-güney doğrultusunda ahşap direkler örter. Direklerin üzeri toprak damlıdır. Mihrap sade ve süslemesizdir. Caminin duvarları içten ve dıştan sıvanmış olup renkli plastik boya ile boyanmıştır.

Orijinal taş malzeme sadece son cemaat yeri kemer ve payelerinde izlenir. Üç gözlü son cemaat yerinin kemerleri yanlarda duvarlara, ortada iki payeye oturmaktadır. Camide minare yoktur. Son zamanlarda metal bir minare dam üzerine konulmuştur. Bu cami sonraları yıkılmıştır.

Şanlıurfa Hilvan Neval-i Çöri
Şanlıurfa Hilvan Neval-i Çöri
Şanlıurfa Hilvan Neval-i Çöri

 

NEVAL-İ ÇORİ

İlçe merkezine bağlı Kantara köyündedir. Yapılan resmi arkeolojik kazı çalışmalar sonunda: ilk Tunç, kalkolitik ve Akeramik Neolitik çağ tabakaları tespit edilmiştir.

Yani, höyük MÖ 8500-8000 yılları arasına tarihlenmektedir.

Yerleşme yeri, kireç bir tepenin altında, uzunluğu 100 metre, genişliği 50 metre olan kurumuş, iki dere tarafından sınırlanan bir terasın üzerindedir. Buranın dinsel bir merkez olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan kazılarda: dünyanın ilk heykeli olarak kabul edilen, kireçten yapılmış insan kafası figürü bulunmuştur. Ancak, höyük, günümüzde Gap projesi gereği baraj suları altında kalmıştır.

Şanlıurfa Hilvan Özveren Köyü-Harami Burç
Şanlıurfa Hilvan Özveren Köyü-Harami Burç

 

ÖZVEREN KÖYÜ-HARAMİ BURÇ

İlçe merkezinin güneydoğusunda bulunan ve ilçe merkezine 30 km uzaklıktaki Özveren veya halkın tabiri ile Harami Burç köyündedir.

Kalıntıların kale veya kervansaray, neye ait olduğu bilinmemektedir. Ancak köyde söylenenlere göre, kalıntılar günümüzden 80-90 yıl önce ayaktadır.

Köylüler o yıllarda buralarda develerini beslediklerini ve geçiş kemerlerinin çok daha derin olduğunu ifade etmektedirler.

Ancak herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamış olup, kalıntıların uzantılarına köylüler ev yapmışlardır. Duvarlar bakımsızlık nedeniyle yıkılmıştır.

Şanlıurfa Hilvan İnik Mağaraları
Şanlıurfa Hilvan İnik Mağaraları

 

İNİK MAĞARALARI

İlçe merkezine bağlı Kırbaşı mahallesi yakınlarındadır. İlçe merkezinin güney kısmında, kuytu bir yerdedir. 3 katlı mağaralarda, kaya mezarları ve insan yaşam izleri görülür.

Yerden yaklaşık 30 metre yükseklikte bulunan mağaralar derin bir vadinin içindedir.

Höyüklü Garoz ya da Büyük Garoz köyünden 4 km ileride, tenha bir yerde bulunan mağaralara varmadan su kuyusu, doğal su kaynağı ve çevreye dağılmış çeşitli sunarlar bulunur.

Mağaraların en üst kısmında, yine yumuşak kayaya oyulmuş su sarnıçları ve sunaklar bulunur.

Birbirine geçişli olan İnik mağaralarının içinde, yerlere ve duvarlara yapılmış ve ne amaçla yapıldığı bilinmeyen ilginç oymalar bulunmaktadır.

Mağaralar sadece mevsimlik göçerler tarafından bilinir ve günümüzde hayvan ağılı olarak kullanılır. Yani, sadece bilin, gidip görme şansı çok zor.

Şanlıurfa Ceylanpınar

Şanlıurfa Ceylanpınar

Şanlıurfa ilinin, Viranşehir üzerinden ulaşılan, Akçakale ilçesi gibi Suriye ile sınır kapısı bulunan ilçesidir.

Hatta: ilçe topraklarının sınır çizilmesiyle ikiye bölündüğü, ülkemiz tarafında kalan topraklara “Ceylanpınar” denildiği, Suriye tarafında kalan ilçeye ise “Ra’s Al Ayn” ismi verildiği bilinir.

Evet, burada tarihi ve turistik özellikleri olan herhangi bir yer ve etkinlik bulunmuyor. Yani, gezmek için buraya gitmek gerekmiyor. Burada: herhangi bir turistik etkinlik yok.

ULAŞIM

Ceylanpınar, bağlı bulunduğu Şanlıurfa il merkezine 141 km. uzaklıktadır. Buraya: Viranşehir üzerinden ulaşılır ve başkaca bir ulaşım yolu bulunmamaktadır. Ama bu yol, dümdüz olması, hiç viraj bulunmamasıyla önem kazanır.

Ceylanpınar ile Viranşehir arasındaki uzaklık: 50 km. Ceylanpınar ile Kızıltepe arasındaki uzaklık: 70 km. İlçe merkezini, doğudan Mardin şehrine ve batıdan Gaziantep şehrine bağlayan demiryolu mevcuttur.

TARİH

MÖ.14’ncü yüzyılda Mitanni krallığına bağlı olan yöre, daha sonra Asurlular tarafından ele geçirilir. Bu dönemde, yörenin ismi “Riş Ayna” yani Süryanice “Reş Ayna” olarak bilinmektedir. Bu isim, sonraki dönemlerde, Arapçaya “Ra’s el-Ayn” yani “Kaynakbaşı” olarak geçer ve günümüze kadar gelir.

Evet, bölge: 639 yılında Şam orduları tarafından ele geçirilir. 959 yılında ise, bu kez Bizans imparatoru I. Ioannes yağma ve talan ederek bölgeyi alır.

1394 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Suriye seferine giden Moğol imparatoru Timur, burayı yağma ve talan eder.

1921 yılında ise, Türkiye-Suriye sınırı çizilirken, bölgedeki ceylanların çokluğu nedeniyle, yöreye “Ceylanpınar” ismi verilmiştir.

1981 yılına gelindiğinde, yöre ilçe olur. Ceylanpınar ismi: Habur çayı ve kaynak başına, su içmeye gelen ceylanlardan alınmıştır.

Buranın tarihi geçmişinde ilginç bir olay var. 1980’yi yıllarda, Rusya, Afganistan’ı işgal edince, bir kısım Afgan vatandaşı ülkemize sığınır. Bunlar için, Ceylanpınar ilçesi girişinde “Evrenpaşa” isimli bir köy kurulur.

Bu köyde, kendilerine verilen topraklarda: tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan bu Afgan kökenli vatandaşlar, günümüzde de ilginç görünümleriyle dikkat çekerler. Evrenpaşa köyü, hemen ilçe girişinde sağ taraftadır.

Şanlıurfa Ceylanpınar

GENEL

Ceylanpınar bölgesinin topraklarının, yaklaşık % 90’lık bölümü tarıma elverişlidir. Yörede, derin su kuyularının açılmasıyla, sulu tarım olanakları artmış ve tarımsal verim yükselmiştir.
İlçe sınırları içindeki toprakların büyük kısmı: Tarım İşletmelerine aittir.

Ceylanpınar Tarım İşletmeleri: yaklaşık 50 yıldır, bölgede yaptığı yatırımlar, bilgi ve deneyim ile, tam bir tarımsal üretim merkezi haline gelmiştir. Tarımsal alanda, özellikle: buğday, mercimek, pamuk, mısır, yonca, tohumluk fığ, nohut ve bahçe kültür bitkileri üretilmektedir.

Tarımsal anlamda: Siirt yöresinde yetiştirilen Antep fıstığı üretimi yaygındır.

Hayvancılıkta ise: sığırcılık, koyunculuk ve ceylan besiciliği yapılmaktadır.

Özellikle, nesli tükenmekte olan ceylanlar koruma altına alınarak, sayılarında artış sağlanmaya çalışılmaktadır.

Bölgede: Akdeniz iklimi ve güneydeki çöl ikliminin karasal etkileri hakim olup, buna bağlı olarak yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise serin geçer.

Özellikle: Atatürk Barajının faaliyete geçmesiyle, yörede nem oranında artış olmuş, gece ve gündüz sıcaklık farkları yükselmiştir.

Evet, Ceylanpınar, ülkemizin en sıcak yerlerinin başında gelmektedir.

Şanlıurfa Ceylanpınar Çiftliği

 

CEYLANPINAR ÇİFTLİĞİ

1.7 milyon dekarlık büyüklüğü ile, dünyanın en büyük çiftliklerinden biri olarak değerlendirilmektedir.

Arazinin boyutlarını anlayabilmek için, şöyle söylenebilir. Uzunluk: 60 km. ve genişlik 30 km. olan bir dikdörtgen veya İstanbul ilinin tümünün üçte biri de denilebilir. Ancak, bu arazinin bir kısmı günümüzde mayın kaplıdır.

1937 yılında Atatürk eliyle kurulan bu çiftlik yani Devlet Üretme Çiftliği: gerek demir yolunun bulunması ve gerekse yöre insanının buradaki iş gücüne katkısı nedeniyle, çiftlik bölgenin gelişiminde büyük etkinlik göstermiştir.

Özellikle: 1943 yılına gelindiğinde: daha sonra Devlet Üretme Çiftliği adını alan kurum: biraz önce de belirttiğim gibi, Ceylanpınar yöresinin gelişimini sağlamıştır.

Yöre topraklarının büyük kısmı çiftlik idaresine aittir. Bunun sonucunda: gerekli bilgi ve deneyimle bu topraklar üzerinde yoğun tarım üretimi yapılmaktadır.

Ayrıca, hayvancılık ta yapılmakta olup, özellikle nesli tükenmekte olan ceylanların üretimi ve sayılarının arttırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülmektedir.

Adını işletmeye veren ceylan neslinin tükenmemesi için, ilk olarak 1978 yılında ceylan üretimine başlanmış ve günümüzde 1500 çift ceylan yaşamaktadır.

Ülke içinde, ceylan üretimi yapmak isteyenlere, buradan erkek ve dişi ceylan satışı yapılmaktadır.

İlçe topraklarının büyük kısmının çiftlik idaresine ait olması nedeniyle, bu durum yöredeki insanlar için iş olanakları yaratırken, öte yandan köylerin sayısının az olmasına neden olmuştur.

Yöre halkının büyük bölümü: Tarım işletmelerinde daimi ve geçici işçi olarak çalışmaktadırlar.
Ceylanpınar ile ilgili, ilginç bir not sunmak istiyorum.

1921 yılında Ankara Antlaşması ile Türkiye-Suriye sınırı çizilirken: ceylanlar ülkemiz tarafında, pınar ise Suriye tarafında kalır.

Ceylanlar, uzaktan hep pınara bakarlar. Daha sonra, ülkemizdeki bölümde de ceylanlar için bir pınar yapılır ama, onlar, hep eski pınara bağlılıklarını devam ettirirler ve oraya bakmayı sürdürürler.

CEYLANPINAR MESLEK YÜKSEK OKULU

Harran Üniversitesine bağlı olarak kurulan Meslek Yüksek Okulunda: bilgisayar, muhasebe ve ziraat branşlarında eğitim verilmektedir.