Rize Güneysu

Rize Güneysu

Her taraf yeşil, her taraf engebeli (hiçbir düzlük yok), her taraf dereler ile dolu, işte tam bir doğa cenneti. Güneysu, ziyaretçilerine, tarihi kalıntı ve eser göstermez, ama eğer doğayı yaşamak isterseniz, burası tam size göre.

Çünkü, burada doğa ziyaretçilerine bambaşka güzellikler sunuyor. Buranın tüm bunların yanındaki en büyük özelliği: Sayın Başbakanın, baba ocağı olmasıdır.

ULAŞIM

Güneysu ile bağlı bulunduğu Rize il merkezi arasındaki uzaklık: 15 km. dir. Güneysu-Çayeli arasındaki uzaklık: 22 km. dir. Rize ile Güneysu arasındaki yolcu taşımacılığı, minübüsler ile yapılmaktadır. Güneysu-Trabzon arasındaki uzaklık: 92 km. Güneysu-Çaykara arasındaki uzaklık; 66 km. Güneysu-Ankara arasındaki uzaklık: 835 km. dir. Güneysu-İstanbul arasındaki uzaklık: 1188 km. dir.

TARİH

Yörenin bilinen en eski adı “Potomya”dır. Çünkü; yerleşim yeri, Taşlıdere havzasının iki önemli akarsuyu olan Salarha ve Potamya deresi arasında kalmaktadır. Bu iki akarsu arasında kalınması nedeniyle, yöreye “Potamya” ismi verilmiştir.

MÖ. 606 yılında, yörede Med’lerin hakimiyeti görülür. Daha sonra ise, sırası ile: Persler, Pontus Devleti, Roma ve Bizans imparatorluğu, yörede hakimiyet kurarlar. Malazgirt savaşından sonra ise, Selçuklular bölgeyi ele geçirirler ve 1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından, yöre, Osmanlı hakimiyetine sokulur.

Güneysu, 1987 yılında ilçe olmuştur.

Rize Güneysu

GENEL

İlçe: Rize ilinin, iç kesimlerinde kalan bir ilçedir. Yani, il merkezinin güneydoğusundadır. İlçe merkezinin, deniz kıyısına uzaklığı: 14 km. dir. Rize ilinin en gelişmiş ilçesidir.

İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği, yani rakımı ise: 152 metredir. Yerleşim yerinin çevresi ise, tepelerle çevrilidir. Bu tepelerin rakımı, 150 ile 2000 metre arasında değişmektedir. Çünkü: akarsu kenarında kurulmuştur. Bu tepeler arasındaki vadilerde bulunan çok sayıda dere, daha sonra birleşerek Güneysu yani Potamya deresini oluştururlar.

Hatta: ilçenin köylerinde bile, bazen aynı köy içinde, 2-3 km. mesafelerde, rakım, birkaç kata yükselebilmektedir. Yani: yerleşim yerleri, yamaçlara, dağınık olarak kurulmuştur. İlçe merkezinde ve yörede, çıplak arazi ve düzlük arazi görmek mümkün değildir.

Bölgenin iklim özelliklerine bakılırsa: en büyük etkinlik, sürekli yağış olmasıdır. Bunun sonucunda: heyelan ve sel gibi doğal felaketler, sürekli olarak yöredeki yerleşimi tehdit etmektedir. Geçmişte, 2001 ve 202 yıllarında, büyük sel felaketleri görülmüştür.

Yöre insanının en büyük ekonomik etkinliği: tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Özellikle, çay tarımı önem kazanmaktadır. Son yıllarda ise, çaya alternatif olarak, kivi üretimi yaygınlaşmıştır. Çay üretiminin bu kadar yoğun olması sonucu, ilçe merkezinde, Çaykur’a ait 2 fabrika ve özel sektöre ait 35 çay fabrikası bulunmaktadır. Bu fabrikalarda, sadece yörede yetiştirilen çay değil, çevre yörelerde yetiştirilen çay bitkisi de işlenmektedir.

Rize Güneysu Feretiko Bezi

FERETİKO BEZİ

Çay üretiminden önce, yörede, iklimin uygun olması nedeniyle, yoğun oranda “kenevir” üretimi yapılmaktaydı. Kenevirden yapılan “kendir ipi” üretimi de yaygındı. Buna bağlı olarak: Rize bezi, çay öncesinde, Rize yöresinde, ekonominin en büyük etkinliklerinin başında gelmektedir.
1960’lı yıllarda, çay bölgeye gelmeden önce, yörede her evde “feretiko bezi” tezgahı bulunuyordu.

Kendir bitkisinden çıkarılan ip: çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra, feretiko özel tezgahlarında dokunup bez haline getirilmektedir. Oluşturulan bu beze “feretiko” denir. Bu bez: gerek kalitesi, gerek sağlıklı olması ve gerekse zarafetiyle, giyim alanında ve üzeri işleme yapılarak süslendiğinde, yoğun olarak kullanılmaktadır.

Evet, konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Ama, yörenin bu ünlü bezinin mazide yoğun olan ve günümüze kadar yoğunluğu ulaşmayan üretimi, bugün yine arttırılmaya çalışılıyor ve yöredeki resmi makamların desteği ile, yeniden feretiko bezi üretimi yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.

Bunları anlatmamın sebebi şu: buraya yolunuz düşerse, mutlaka feretiko bezi veya bu bez ile üretilmiş bir şeyler satın alabilirsiniz, zaten gördüğünüzde beğenmemeniz mümkün değil, ama öte yandan bu bezin sahtesini satın almamaya dikkat etmelisiniz.

Rize Güneysu

NE YENİR-NE İÇİLİR

İlçe merkezinde, 150 kişi kapasiteli, güzel bir “alabalık” restoranı bulunmaktadır. Ayrıca: yine, Asmalı ırmak köyü ve Gürgen köyünde de, alabalık satışı yapılan, alabalık çiftlikleri bulunmaktadır.
Bu çiftliklerin restoranlarında: mutlaka alabalık tatmalısınız ki, bu lezzeti, başka bir yerde bulmanız mümkün değildir.

NE SATIN ALINIR

Yukarıda da belirttiğim gibi, buralara yolunuz düşerse “feretiko” bezi ve bu bezden üretilen güzel şeyler bulup satın almalısınız.

KONAKLAMA

Güneysu ilçesinde, çok güzel bir öğretmen evi bulunuyor. Özellikle, mimari yapısıyla dikkati çeken öğretmenevi: 2008 yılında hizmete açılmıştır. 8 oda ve 500 kişilik salon bulunmaktadır.
Öğretmenevi, ilçe merkezinde, Sağlık caddesindedir. Telefon numarası: 0464-3442082.

Rize Güneysu

GEZİLECEK YERLER

Güneysu ilçesinde, özellikle “Handüzü” yaylasında, yaz aylarında, dağ ve yaylacılık turizmi yapılıyor. Özellikle, 1999 yılından bu yana, her yıl Ağustos ayı içinde düzenlenen Yayla şenliklerine, birçok insan katılmaktadır.

Ancak, yaylada, herhangi bir konaklama tesisi bulunmadığından, ziyaretler, günübirlik yapılmaktadır. Yolu derseniz, beton kaplı yol, ulaşım için uygundur. Handüzü yaylası, ilçe merkezine 16 km. uzaklıktadır.

KIBLEDAĞ CAMİSİ

Kıbledağ köyü merkezinden, Çamlıca köyü Ilıca mahallesine taşınmıştır. 1862 yılında yapılmıştır. Çamlıca köyü: ilçe merkezine 20 km. uzaklıktadır.

Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Taşınma sırasında, beton bir zemin kat üzerine oturtulmuş, kuzeyine yeni bir kısım ilave edilmiştir. Bununla birlikte, caminin orijinal unsurları korunmuştur.

Caminin harimine kuzey cephenin ortasındaki iki kanatlı kapı ile girilir. Harim: 6.70 x 8.40 metre boyutlarında, enlemesine dikdörtgen planlıdır. Giriş kısmının üzerindeki ahşap ayaklarla t aşınan mahfil U şeklindeki kıble duvarına kadar uzanır. Cami, yan yüzlerdeki iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır.

Düz tavanın ortasında, ahşap oyma süslemeli bir göbek bulunmaktadır.
Cami ahşap süsleme bakımından çok zengindir. Giriş kapısı, minber, tavan, mahfil, köşk ve korkulukları dönemin yaygın barok karakterli mahalli üslubu ile bezenmiştir. Bu unsurları, son yıllarda, sarı-lacivert olarak boyanmıştır.

Kapı kanatları üzerinde stilize vazolar içinde çiçekler S ve C kıvrımları yer almaktadır. Ahşaptan oyulmuş mihrap da yine stilize yapraklı kıvrım dalları, rozetler, S ve C kıvrımları ile süslüdür. Minberin yan yüzlerinde çok kollu, dairevi bir yıldız çevresinde S ve C kıvrımları, kartuşları yer almaktadır.

Dikdörtgen şekilli tavan göbeği bitkisel motiflerle bezeli bir bordürle çevrilidir. Zemini S kıvrımları kaplıdır. Ortada dairevi merkez bulunmaktadır. Mahfil köşkünde, büyük kıvrımlı bir bördür görülmektedir.

Kapı motifleri bakımından, diğer ahşap işçiliği ile benzerlik gösterir. Kanatlar, ikili örgünün çerçevelediği panolar halinde düzenlenmiş, yüzeyler birbiriyle bağlantısı zayıf olan bitkisel motiflerle dolgulanmıştır.

Minber, özenli bir işçilik göstermekle birlikte, iri motifler boyanınca, fazlasıyla dikkat çekmektedir.

Minber kapısının üzerinde, iki ay yıldız arasındaki tarihe göre, cami 1862 yılında yapılmıştır.

Rize Güneysu Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camii

KİREMİT KÖYÜ AŞAĞI MAHALLE CAMİSİ

Bir medrese ile birlikte yapılmıştır. 19. yüzyılda yapılmış, bölgenin geleneksel taş ve ahşap malzemeli, kırma çatılı camilerinden birisidir.

Doğu cepheden birkaç basamakla cami ve medresenin önündeki hayat kısmına çıkılır. Buradan, bir kapı ile medreseye ve bir kapı ile de camiye girilir. Bu kısmın üzerinde, camiye içten bağlanan bir dış mahfil bulunur.

Bu mahfile, doğu tarafından ahşap minare bitiştirilmiştir.
Esas cami mahfil seviyesine kadar bütünüyle taş, üstte ise kıble yönünde taş, diğer kısımlarda ahşap yığma duvarlara sahiptir. Harim, derinlemesine dikdörtgen planlıdır. Giriş kısmının üzerindeki mahfil korkuluğu kıble duvarına kadar uzanır.

Caminin giriş kapısı, minberi ve mahfil köşk ve korkulukları ahşap süslemelere sahiptir. Taş mihrap yenilenmiştir. Kapı kanadı, kare panolara ayrılarak üzerine stilize ağaçlar, rozetler ve dairevi motifler yerleştirilmiştir. Söğeler üzerinde geniş bir kıvrım dal bordürü vardır. Minber ve mahfil süslemesinde yüzeysel geometrik motifler, şeritler yer alır.

Caminin kesin yapılış tarihi bilinmiyor. Mahfil korkuluklarında bulunan 1819 tarihini, inşa tarihi olarak kabul edilmektedir.

Son bir not: ilçe merkezine 1 km uzaklıkta bulunan Kiremit Mahallesinde, bir de çok eski yıllardan bugüne kadar süregelen “Katarahte Şelalesi” bulunmaktadır. Bu şelale, özellikle yaz aylarında, serinleme ve piknik amacıyla kullanılmaktadır. Burayı da gezip görmenizi öneririm.

Rize Derepazarı

Rize Derepazarı

İlçe merkezinden Trabzon-Hopa kara yolu geçer. Derepazarı, Rize arası uzaklık: 7 km. Derepazarı, İyidere arası uzaklık: 6 km. Derepazarı, Trabzon arası uzaklık: 71 km.

TARİHİ

Yörenin ismi, tarihi süreç içinde “Filandoz” olarak bilinirmiş. Filandoz yani günümüzdeki Derepazarı, hemen Rize il merkezinin yakınında olduğundan, Rize il merkezinin yaşadığı tüm işgallerden etkilenmiştir. Derepazarı, merkez ilçeye bağlı olarak 1949 yılında bucak olur. 1954 yılında Belediye teşkilatı kurulur. 1990 yılında ise ilçe olur.

Rize Derepazarı

GENEL

Karadeniz sahilinde kurulmuştur. Yörede Karadeniz iklimi hakimdir. Arazi tarıma elverişsizdir. Bu yüzden, ilçe ekonomisinde gurbetçilik önemli yer tutar. Halkın yüzde 90’ı çay tarımı ile uğraşır, bir kısım ise balıkçılık yapar. İlçenin deniz sahili temizdir ve denize girmeye elverişlidir, ancak kumlu plaj yoktur.

NE YENİR

Derepazarı bölgesinde yerel bir lezzet tatmak isterseniz, tek öneri “pide” olacaktır. Pide, burada markalaşmıştır. Derepazarı pidesi: peynirli, açık kıymalı, kapalı kıymalı, karışık, kavurmalı, sade olmak üzere altı çeşit yapılır. Yapılında tereyağı ve doğal kaynak suyu kullanıldığı için lezzeti özeldir.

Rize Derepazarı Pide ve Turizm Festivali

PİDE VE TURİZM FESTİVALİ

Derepazarı Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenleniyor. Festivalin amacı: yörenin yemek kültürünü tanıtmaktır. Festivalde, 2 metre uzunluğundaki pide kesilerek vatandaşlara ikram edilmiştir. Konuşmaların ardından, 3 bin pide, vatandaşlara ikram edilmektedir. Yerel sanatçıların verdiği konserin ardından, havai fişek gösterisi ile festival biter.

Rize Derepazarı

GEZİLECEK YERLER

Rize Derepazarı Park-ı Derya

PARK-I DERYA

İlçe merkezindeki bu park alanı oldukça meşhurdur. Belediye tarafından yaptırılan park alanı içinde: yürüyüş yolu, çocuk oyun alanları, lunapark ve eğlence yerleri bulunuyor. Ayrıca deniz manzarası eşliğinde mangal yakabilirsiniz. Zaten özellikle hafta sonlarında oldukça kalabalık oluyor.

ESKİTOĞLU ŞELALESİ

İlçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Deniz kıyısına 500 metre uzaklıktadır. Şelale, yaklaşık 40 metre yükseklikten, iki kademe halinde dökülür. Şelale, kayaların üzerinden birkaç farklı noktadan dökülür. Yarım ay şeklindeki kayalık yamaçlar ilginç görüntü oluşturur. Şelalenin bulunduğu vadiden, eskiden maden çıkarılıyormuş. Şelalenin bulunduğu yerde: restoran ve kafe hizmeti veren bir de tesis bulunuyor.

 Rize Çayeli hakkındaki gezi yazım için  Çayeli

Rize Kalkandere

Rize Kalkandere

Ülkemizin bu şirin yöresinde: herhangi bir tarihi kalıntı veya eser bulunmamaktadır. Burası: daha çok doğal güzellikleriyle öne çıkan bir yerdir. Konumuz turizm ve tanıtım yaptığımız yörelerin turistik özelliklerini ön plana çıkarmamız nedeniyle: ben şahsen, buranın turistik özellikleriyle ilgili yazacak çok şey bulamadım ve 2022 yılında, buradan geçtiğimde ki yarım gün kadar kaldım; turizme yönelik herhangi bir yer veya etkinlik göremedim.

Zaten, internetten Kalkandere hakkında araştırma yaptığımda, gerek kamu kurumlarının ve gerekse özel kişilerin internet sitelerinde de, yörenin turistik özelliklerine ait herhangi bir bilgi ve belge, hatta fotoğraf yok. Yani: sanırım turizm pek umursanmamış.

Öte yandan, buranın insanı, gerçekten, doğa olarak cenneti andıran yörede yaşarken, çay dışında bir şey düşünmemiş ve düşünmüyor, yani yaşamın her döneminde çayın büyük önemi ve yeri var, bunun dışında pek bir şey düşünülmüyor, ama unutmamak gerekir ki, büyük şehirlerde yaşayan insanlar, doğaya, sessizliğe, yeşile hasret ve bu güzellikler, bu insanları cezp edebilir, ama elbette en büyük eksiklik olan “TANITIM” şart.

Evet, ben yine de, Kalkandere ilçemizin güzelliklerini ve özelliklerini bir nebze de olsa, siz okurlara tanıtabilmek açısından, kısa bir yazı sunuyorum.

ULAŞIM

Kalkandere ilçesinin, denize uzaklığı: 13 km .dir.
Kalkandere ve bağlı bulunduğu Rize ili arasındaki uzaklık: 33 km. dir. İlçe merkezi ve il merkezi arasında, yoğun toplu taşım aracı seferleri bulunmaktadır. Kalkandere-İkizdere arasındaki uzaklık: 40 km. Kalkandere-İyidere arasındaki uzaklık: 15 km. Kalkandere-Trabzon/Of arasındaki uzaklık: 22 km. dir.

TARİH

İlçenin ismi, ilçe merkezinden geçen “Karadere” isimli derenin yatağında bulunan ve suyun rengini kara gösteren taşlardan gelmektedir. Yani, önceleri “Karadere” olarak isimlendirilen ilçe, sonra “Kalkandere” olarak isimlendirilmiştir. Derenin birçok kez, aşırı yağışlar sonucu kabarması nedeniyle de, “Kabaran dere” anlamında “Kalkandere” isminin verildiği düşünülmektedir.

Evet, bu isim kökeni tamamlandıktan sonra, yörenin tarihi geçmişine kısaca bakalım. Yörede: sırası ile, Kimmerler, Persler, Selçuklular, Trabzon Pontus Devleti ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Türkler, ilk olarak 11’nci yüzyılda, bölgeye gelmişlerdir. 1048 yılında, bir Selçuklu askeri birliği, yörede görülür. Çünkü: Rizey bölgesini, Erzurum bölgesine bağlayan bir yaya yolunun, buradan geçtiği bilinmektedir.

Evet, 1461 yılında, bölgenin diğer yerleşimlerinde olduğu gibi, burası da, Fatih Sultan Mehmet tarafından, Osmanlı egemenliğine sokulmuştur.
1916 yılında kısa süreli Rus işgali görülür. 1957 yılında, Kalkandere ilçe yapılmıştır.

GENEL

Kalkandere ilçesi, Rize ilinin, deniz kıyısından uzak, iç kesimlerde kalan 4 ilçesinden birisidir. İlçe merkezinin denize uzaklığı 13 km. dir.

İlçe arazisinin büyük bölümü engebelidir. Düzlük denecek yer, yok denecek kadar azdır. Bu arazinin: % 77’lik bölümünde tarım yapılır ve bu tarım yapılan arazinin % 97 de, çay üretimi yapılmaktadır. Bu çay üretimi: ilçede bulunan Çaykur’a ait 2 ve özel sektöre ait 6 fabrikada yürütülmektedir. Bunun yanında, ilçe halkı, yalnızca kendi ihtiyacını karşılamak adına, küçük ve büyükbaş hayvan besiciliği yapmaktadırlar.

İlçe sınırları içinde, yükseklikleri 1000 metre civarında çok sayıda tepe vardır ve bunların arasında, birçok irili-ufaklı dere bulunmaktadır.

Genel olarak, hareketsiz bir yaşamın egemen olduğu bir yerdir. Çay üretimi dönemi dışında, yöre insanı, zamanının büyük bölümümü: ilçede bolca bulunan kahvehaneler ve lokallerde geçirmektedirler.

Çünkü, ilçede, ekonomik etkinliklerin başında, çalışma hayatı, tamamen çay üretimine dayanmaktadır. Hatta, yine ilçede yaşayanların büyük bir bölümü, çay fabrikalarında daimi veya geçici işçi olarak çalışmaktadırlar. Yani, sonuç olarak, ilçe ekonomisi büyük ölçüde çay üretimine dayanmaktadır.

Bölgenin iklimi: ılıman ve yağışlıdır. Buna bağlı olarak, aşırı soğuklar görülmez.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Burada tadabileceğiniz en başlıca gıda: baldır. Yörede, yılda yaklaşık 30 ton civarında bal üretimi yapılmaktadır. Bunun dışında yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: mısır ekmeği, kara lahana yemekleri düşünebilirsiniz. Bu arada, turşu kavurmasını da unutmamak gerekir. Bunların yanında, elbette “hamsi” ile yapılan çeşitli yemekleri tercih edebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Yöreye yolunuz düşerse, çay fabrikalarından çay ve yörede yetiştirilen bal satın almanızı öneririm. Özellikle, burada yetiştirilen balı başka yerde bulamasınız, mutlaka satın almanızı öneririm.
Bunun dışında, burada da, keten ve kendir tohumlarından üretilen feretiko bezi ve bu bezden üretilen muhteşem güzellikte el sanatı ürünleri var, bunlar da ilginizi çekebilir.

GEZİLECEK YERLER

PİKNİK ALANI

İlçe merkezine 3 km uzaklıkta, Kalkandere-İkizdere kara yolu üzerinde, dere kenarındadır. Belediyeye ait piknik alanı, özel şahıs tarafından işletilmektedir.
Buraya yolunuz düşerse, özellikle alabalık yemenizi öneririm.

ZIVANE KÖPRÜSÜ CAMİSİ

Cami, Of’un Keler köyünden sökülerek bugünkü yerine çay alım merkezinin üzerine kurulmuştur. Cami, H.Hoca köyünün Zıvane köprüsü mevkiindedir. Bölgenin ahşap camilerinin en iyi örneklerinden birisidir. Az kalsın yerine yapılan beton camide kalıp tahtası olarak kullanılacaktı.

Cami içten 7.40×7.35 m. ebatlarında, kare planlı bir harimden meydana gelmektedir. Ahşap yığma olarak yapılmış kırma çatılıdır.

Giriş kapısı, batı cephesindedir. Harimin kuzey kısmında U planlı mahfil bulunur. Aydınlanma, doğu ve güneydeki iki sıralı pencerelerle sağlanmıştır. Taşıma sırasında, bu pencerelerin bazıları kapatılmıştır.

Yapı, ahşap süsleme bakımından çok zengindir. Kapı, mihrap, minber, mahfil ve tavan çok çeşitli motif ve kompozisyonla süslenmiştir. Kapı kanatları ve yan pervazları stilize hayat ağacı ile süslenmiştir. En dışta hasır örgülü panolar bulunmaktadır.

Ahşap mihrap nişini kıvrım dallı stilize bir ağaç çevreler. Minberin yan aynalıkları Şimşirli Camisi gibi dikey panolara bölünmüş, her pano içerisine dalları lalelerle sonuçlanan ağaçlar yerleştirilmiştir.

Minber kapısının üzerinde ajur olarak değişik süslemeler, ağaçlar, Hz. Süleyman mühürleri bulunmaktadır. Mahfil köşkü ve korkulukları, stilize lale, rozet ve püsküllü silmelerle camiyi içten çepeçevre dolaşır. Tavan göbeği, dışta kare içte sekizgen şekillidir ve yüzeyi rozet, kıvrımdal ve lalelerle kaplıdır.

Mihrap üzerinde mihrap ayeti yazıldıktan sonra Sahibül hayrat olarak Ömer adı geçmektedir. Kapı üzerindeki kitabe okunamamıştır. Hem mihrapta, hem de kapı üstündeki kitabede, 1834 tarihleri okunabilmektedir. Yani, cami, 1834 yılında, Ömer adlı bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır.