Hakkari Şemdinli

Hakkari Şemdinli

Şemdinli, Hakkari arası uzaklık: 156 km. Şemdinli, Yüksekova arası uzaklık: 66 km.

TARİHİ

Yöre, 1514 yılındaki Çaldıran savaşı ardından Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1855 yılında Van Sancağına bağlı Şemdinan (Şemdinli) Albak, Çölemerik (Hakkari), Gever (Yüksekova), Beytüşşebap, Çal ve Kotur ilçeleri Erzurum vilayetine bağlandı. 1865 yılında ise Van vilayetinin kurulması ile, bu ilçeler Van vilayetine bağlandı.

1914 ile 1917 yılları arasında bölge Rus işgaline uğradı. 24 Kasım 1917 tarihinde bölge Rus işgalinden kurtarıldı. 1926 yılındaki Ankara Andlaşması ile Hakkari vilayeti kuruldu ve Şemdinli, Hakkari vilayetinin bir ilçesi oldu. Cumhuriyet döneminde bir süre Van vilayetine bağlanmış olsa da 1936 yılında tekrar Hakkari vilayetine bağlı bir ilçe oldu.

GENEL

Yerleşim, Doğuda İran sınırı (53 km.), Güneyde ve batıda ise Irak sınırı (117 km.) ile komşudur.  Arazi çok engebeli ve ormanlıktır. Rakımı ortalama 1450 metredir. Bölgenin yüzde 45 lik bölümü ormanlıktır. Bölge ova yönünden fakir olmasına rağmen, 15 tane yayla bulundurur. Bölgedeki iklim şartları, yazları sıcak, kışlar ise kar yağışlı ve ılımandır.

GEZİLECEK YERLER

Hakkari Şemdinli Kayme Sarayı

KAYME SARAYI

İlçe merkezine bağlı Bağlar köyünün kuzeyindedir. Köy, ilçe merkezine 15 km uzaklıktadır.

Kayme Sarayı kitabelerinden öğrenildiğine göre, 1909-1911 yılları arasında yapılmıştır. Muhtemelen Seyit Ubeydullah oğlu Seyit Muhammed Sıddık tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde köy evlerinin batısında kalmaktadır.

Tanınmış İslam alimlerinden Seyyid Taha-i Hakkari: burayı yıllarca medrese olarak kullanmış ve aynı zamanda burada yaşamıştır. Kayme Sarayında: Seyyid Sibgatullah, Seyyid Fehim Arvasi ve Halife Derviş gibi önemli İslam alimleri yetişmiştir.

Yapı iki katlıdır. Ölçüleri 18.80 x 24 metredir.

Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Sarayın cephesinde düzgün kesme taş, içteki odaların bölme duvarlarında moloz taş kullanılmıştır. Cephelerdeki düzgün kesme taş işçiliği dikkat çeker. Yapı haremlik ve selamlıktır.

Restorasyon öncesinde sarayın sadece kuzey ve batı duvarları sağlamdır. Üst örtüsü ise tamamen yıkılmıştır. Yapının zemin ve birinci katları, birbirinin aynıdır. Ortada dikdörtgen iki salon ve dörder oda bulunur. Yani toplamda 16 oda, 2 hol olmak üzere 18 bölümden ibarettir.

Bağlar köyü: özellikle 1930-1940 yılları arasında oldukça etkin bir yerdir. Bu dönemde, burada: bir taş köprü, iki tane saray ve geniş kapsamlı bir mezarlık bulunduğu bilinmektedir. Ancak herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Bölgede ilk olarak, Kayme Sarayında 2011 yılında başlayan restorasyon çalışmaları 2018 yılında tamamlanmıştır. Van Müze Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan verilere göre sarayın restorasyonu yapılmıştır.

Restorasyonda: sarayın odalarında birikmiş olan toprak ve taş parçaları çıkarılmıştır. Sarayın içinin temizlenmesiyle birlikte, saray bambaşka bir görünüme kavuşmuştur.

SEYYİD ABDULLAH VE SEYYİD TAHA-İ HAKKARİ TÜRBESİ

Sarayın güneybatısındadır, engebeli bir alandadır. Seyyid Taha: özellikle yurtdışında Suriye, Irak, İran gibi ülkelerde ve yurt içinde, ilim yapmada görev yapmıştır. Peygamberimizin neslinden olduğu söylenir, Seyyid Abdulkadiri Geylani’nin onbirinci torunudur.

1853 yılında Nehri’de vefat etti. Türbenin çevresinde, çevre düzenlemesi yapılmıştır. Çünkü: türbe yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ziyaret edilmektedir.

NEHRİ KÖYÜ VE TAŞ KÖPRÜ

Nehri köyü, ilçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Nehri köyü 20’nci yüzyılın başlarına kadar ilim merkezi olarak biliniyormuş. Pesan çayı izlenerek varılan Nehri köyü, çevreye nazaran daha düzlüktür. Dönemin mirlerinin, alimlerinin, şeyhlerinin kaldığı ünlü Nehri Kelatı (Sarayı) bulunur. Yöredeki birçok eski yapı gibi Nehri Kelatı da yarı harabe durumundadır.

Taş Köprü

Taş köprü, köye 4 km uzaklıktadır. Şemdinli çayı üzerinde kuruludur. Köprü 1898 yılında Şeyh Muhammed Sıddık tarafından yaptırılmıştır. Yüksek dağların arasında, derin bir vadide bulunan Nehri köyü, bu bölgedeki yolların bağlantı noktasındadır. Köprü at ve yaya geçişleri için yaptırılmıştır. Köprünün uzunluğu 21 metre, yüksekliği 11 metredir. Tek gözlü ve yolu eğimli bir köprüdür.

Nehri Kelat Sarayı

Bağlar köyünün güneybatısında dere kıyısındadır. Saray, Kayme sarayına 100 metre güney batısındadır.

Yapının yapım yılı ve yaptıranını belirtir kitabesi ve herhangi bir kayıt yoktur. Ancak tahminlere göre: Seyid Muhammed Sıddık tarafından yaptırılmıştır. Eski ilçe merkezinin güneybatısında, dere kıyısında kuruludur.

Dikdörtgen planlı ve üç katlıdır. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Tahmini olarak yapının boyutları 30 x 25 metredir. Tamamı düz kesme taştan yapılmıştır. Yapıya ait düzgün kesme taşlar çevreye dağılmış ve yer yer yakınındaki ahır yapılarında kullanılmıştır.

Yapı; içinde ortada bir hol ve bunun iki yanındaki odalardan meydana gelmiştir. Kapı ve pencereler, kenarlardan kademeli silmelerle profillendirilmiştir. Yapıdan günümüze sadece iki kemer ve bir duvar gelebilmiştir.

Kemerli ve oldukça gösterişli olan girişi dikkat çeker. Kapının bulunduğu orta kısım, içe doğru girinti teşkil eder, ortada sivri kemer açıklıklı ve kademeli kapı ile iki yanındaki pencereler, yapıya anıtsal bir görünüm verir. Ancak bu gösterişli girişten günümüze sadece yıkıntıları kalmıştır.

Tarihi saraydan geriye, sadece birkaç kemerli pencere ve kuzey cephesinde bulunan giriş kısmı ayakta kalmış durumdadır. Sonuç: yıkılmış olmasına rağmen, yörenin önemli sivil mimarlık örneklerinden, tescilli yani koruma altına alınmış bir yapıdır.

 

NASTURİ KİLİSELERİ

Dera Raş kilisesi-Kara kilise

İlçe merkezine bağlı Yayla Mahallesinde bulunan, Nasturilerin temel kilisesi Dera Reş kilisesidir. Günümüzde harabe halindedir.

Betkar Kilisesi

İlçe merkezine bağlı Betkar köyündedir. Burası küçük bir köy kilisesidir. Burası, iki bölümden oluşuyor, dışarıdan normal bir ev gibi görünen ama içeriden kemerli tavanı ile dikkati çeken kilisenin duvarlarında göçükler ve çatlaklar vardır. Kilisenin korunaklı küçük giriş kapısından, kilisenin içine doğru ilerleyen bölümde, kaçak define arayıcılarının kazdıkları çukurlar bulunuyor.

 Hakkari Yüksekova gezisi hakkındaki yazım için Yüksekova

Giresun Çanakçı

Giresun Çanakçı

Çanakçı, Giresun arası uzaklık: 75 km. Çanakçı, Görele arası uzaklık: 17 km. Çanakçı, Tirebolu arası uzaklık: 33 km. Çanakçı, Eynesil arası uzaklık: 29 km.

TARİHİ

Bölge 1461 yılında Osmanlı hakimiyetine girdi. 1879 yılında Görele ilçesine bağlandı. 1916 yılında Rus işgalinde dalan ilçe, 13 Şubat 1918 tarihinde kurtarıldı. 1991 yılında ilçe oldu. İlçeye Çanakçı isminin verilmesinin sebebi “Çanakçı ilçe merkezinde uzun zamandır ağaç kap ve çanaklar” üretilmesidir. İsmin anlamı “Çanak ustası bulunan yer” demektir.

Giresun Çanakçı

GENEL

Giresun ilinin iç kesimlerde bulunan bir ilçesidir. Denize kıyısı yoktur. Genel olarak ormanlık bir alanda kuruludur. Yörenin rakımı ortalama olarak 155 metredir.

Giresun Çanakçı

GEZİLECEK YERLER

Giresun Çanakçı Hükümet Konağı

ÇANAKÇI HÜKÜMET KONAĞI

İlçe merkezindedir. Tapu kayıtlarına göre, 1935 yılında okul binası olarak inşa edilmiştir. 1995 yılından bu yana, Hükümet binası olarak kullanılmaktadır. Bina: oldukça meyilli olan bir arazide, arazinin düzleştirilmesiyle oluşturulan bir zeminde kurulmuştur. Üç katlıdır. Üzeri çinko levha kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Cephede: sıva dışında genel itibarı ile özgünlük korunmaktadır.

 KUŞ KÖYÜ

İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Kuş köyü, ismini nereden aldığı bilinmemektedir. Köyün ortasından Çanakçı deresi geçer. Köy, diğer komşu köyler gibi sarp ve dağınık yerleşim alanına sahiptir. 1963 yılında Kuşköy’de bir okul yaptırılır.

Okulun açılışını izlemeye gelen gazeteciler, köylülerin kendi aralarında ıslıkla konuşmalarını duyunca haber yaparlar ve böylece “Kuşdili” Türkiye’de hızla tanınır. Kuşdilinin yaklaşık 350-400 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor.

Dik yamaçlara sahip Karadeniz dağlarındaki köylerin, mahalleleri birbirine uzak olduğundan, yöre insanı anlaşabilmek için ıslıkla haberleşme yolunu seçmiştir.

2017 yılında “Kuşdili” UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

 

KUŞ DİLİ FESTİVALİ

Her yıl Haziran ayının son haftası, Kuşköy’de “Kuşdili Şenlikleri” düzenleniyor. Şenlik sırasında yapılan “Islıkla Haberleşme Yarışması” nda hem büyükler hem de küçükler, bir kilometre mesafeden eşlerine komutlar veriyorlar. En iyi anlaşabilenler yarışmayı kazanıyorlar.  

Giresun Çanakçı Kaledibi Köyü Kalesi

KALEDİBİ KÖYÜ KALESİ

İlçe merkezine 5 km uzaklıktaki Kaledibi köyündedir. Sahilden yaklaşık 13 km içeride, bugünkü Çanakçı kara yolu üzerinde bulunmaktadır. Hakim bir tepededir. Ancak yapılış tarihi ve yaptıran hakkında bilgi yoktur. Ancak Roma döneminde yapıldığı, Bizans döneminde de kullanıldığı tahmin edilmektedir. Osmanlı döneminde ise, yöreye hakim bir tepe üzerinde bulunması nedeniyle sadece gözcü kulesi ve karakol olarak kullanılmıştır.

Kale: iç ve dış surlardan oluştuğu ancak iç surlarının yöre halkı tarafından ev yapımında kullanılmak üzere söküldüğü ve toplandığı tahmin edilmektedir. Bu yüzden büyük ölçüde yıkılmıştır. Günümüze ulaşan kısmının: taş yığma yapım sistemiyle yapıldığı görülür. 2007 yılında kalenin çevresinde temizlik yapılmıştır. Kale, 2017 yılında I. Derece arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

 

BAKIMLI KÖYÜ

Bakımlı köyü, ilçe merkezine 6 km uzaklıktadır. Eski ismi Sadegör köyüdür. Osmanlı döneminde köyün ileri gelenleri, köye gelen devlet büyüklerini en iyi şekilde misafir ettiği için “Bakımlı” ismi alınmıştır.

Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Köprüsü

Bakımlı Köyü Köprüsü

Çanakçı deresi üzerindedir. Ancak köprünün yapım tarihi ve yaptıran bilinmemektedir. Küçük boyutlu bir köprüdür. Döşemesi günümüze tahrip olmuş vaziyette ulaşmıştır. Taş korkulukları, sonradan betonla sağlamlaştırılmıştır. Köprü günümüzde sadece yaya geçişlerine uygundur.

Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Su Değirmeni

Bakımlı Köyü Su Değirmeni

Değirmenin yapım tarihi bilinmez. Kareye yakın bir planı vardır. Kagir sistemle inşa edilmiştir. Girişi basık kemer açıklıklıdır. İçeride, bir tane yuvarlak formlu değirmen taşı, buğday ve un hazneleri bulunur. Duvar içinde bir ocak vardır. Değirmen günümüzde değirmen olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Şadı Kilisesi

Şadı Kilisesi

Bakımlı köyü Şadı Mahallesindedir. Kilisenin yapım tarihi ve yaptıran bilinmez, çünkü kitabesi veya bir belge yoktur. Ancak bölgede bulunan benzeri diğer yapılarla karşılaştırıldığında bu yapının muhtemelen 19’ncu yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Yapı: dikdörtgen planlıdır. Tek nefli inşa edilmiştir. Çan kulesi yoktur.

Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Şadı Kilisesi

Kapı ve pencere kanatları yok olmuştur. Yapının üstü içten beşik tonoz ve dıştan ise beşik çatı ile örtülüdür. Beşik çatı sonradan betonla kaplanmıştır. Kilisenin iç duvarlarında bulunan freskolardan bazıları günümüze ulaşmıştır. Kilise, 1950 yılında okul olarak kullanılmaya başlanmış, kilisenin içinde bazı bölümler biriketle örülerek derslik yapılmıştır. Apsisten yeni bir kapı açılmıştır.

 

SAYLIDERE ŞELALESİ

İlçe merkezine 11 km uzaklıktaki Kuşköy’dedir. Şelalenin bulunduğu akarsu: kaynağını Sisdağından alır. Say adı verilen yer şekilleri üzerinde hızla kayarak çağlayanlar oluşturur ve Saylıdere Şelalesi meydana gelir. Çevresinde: kestane, kızılağaç ve şimşir türleri ağaçlık alanlar vardır. Rakımı 441 metredir.

Giresun Çanakçı Kurukol Yaylası

KURUKOL YAYLASI

İlçe merkezine bağlı 11 km uzaklıktaki Kurukol Mahallesindedir. Yayla, Kurukol halkı tarafından hayvan otlatmak için kullanılmaktadır. Ayrıca yaz aylarında tatile gelen Çamoluk halkı tarafından da piknik ve festival yeri olarak kullanılmaktadır.

 

KİRBAŞ YAYLASI

İlçe merkezine bağlı 18 km uzaklıktaki Uluca köyündedir. Usluca köy halkı tarafından yaz aylarında piknik ve festival alanı olarak kullanılmaktadır. Yaylanın rakımı 1111 metredir.

 

KARABÖRK BELDESİ

Karabörk beldesi, ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Kasaba Çanakçı deresi vadisindedir. Karadeniz bölgesinin yoğun ormanlık alanı içindedir.

Giresun Çanakçı Karabörk Beldesi Köprüsü

Karabörk Beldesi Köprü

Yapım tarihi ve yaptıran bilinmez. Yuvarlak kemerli ve tek gözlüdür. Kemer gözü yayvandır. Kemer, derinin iki yakasında, dere yatağında bulunan yerli kayalar üzerine oturtulmuştur. Köprünün tabliye kısmı, sonradan asfalt malzeme ile kaplanmıştır.

Köprü günümüzde tek yönlü taşıt trafiğine imkan vermektedir.

Giresun Çanakçı Karınca Kalesi

KARINCA KALESİ

Burası 880 metre yükseklikte bir mesire alanıdır.

Ancak herhangi bir araştırma yapılmamış olmasına rağmen, buranın bir volkanik tepe olduğu da öne sürülmektedir. Hatta tepenin boş olan içlerine giriş yollarının bulunduğu da iddia edilir. Rusların Karadeniz yöresini işgal ettikleri dönemde, burası uzun süre kullanılmıştır.

Tepe dik ve kayalık yapısı nedeniyle ulaşılması oldukça zordur. Zirvesinde ise bir futbol sahası genişliğindeki açık alanda, 360 derecelik muhteşem bir seyir alanı bulunur.

Tepede Giresun’un yarısı ve Trabzon’un bir kısmının manzarasını görmek mümkündür. Gerek zirvede açık alanda ve gerekse kaleye çıkış güzergahında, orman içindeki açık alanlarda piknik yapılabiliyor.

Giresun Çanakçı Karınca Kalesi

Kaleye tırmanışa geçmeden önce: yol üzerinde bulunan meşe ağacına, dilek tutulup bez bağlanır. Hatta dilek tutup meşe ağacının gölgesinde uyuyanlar bile olur. Rivayete göre mezarın üzerinde büyüyen asırlık meşe ağacına Ramazan ayının ilk gününde bağlanan iplerle tutulan dilek yerine geliyormuş.

Ardından yaklaşık 100 metrelik zorlu bir yolculuk 20 dakikada tırmanılır. Tepede: 13 metre yükseklikte bir direkte, ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor.

Son bir not: Geçtiğimiz yıllarda ulaşımı hayli zor olan Karınca kalesine araba ile ulaşım sağlamak üzere 3 km lik yeni yol yapıldığını duydum. Kaleye kadar olan yolun tamamı betonlanmış.

İlk anda elbette güzel olduğu akla geliyor ama diğer yandan, buraya aşırı insan kalabalığının gelmesi, buranın yakında bir çöplük haline gelmesine de sebebiyet verecektir, umarım gelenler bu muhteşem doğal güzelliği korurlar.

 Giresun Tirebolu hakkındaki gezi yazım için  Tirebolu

Kastamonu Pınarbaşı

Kastamonu Pınarbaşı

Pınarbaşı, Kastamonu arası uzaklık: 97 km. Pınarbaşı, Azdavay arası uzaklık: 23 km. Pınarbaşı, Amasra arası uzaklık: 110 km. Pınarbaşı, Eflani arası uzaklık: 27 km. Pınarbaşı, İstanbul arası uzaklık: 520 km. Pınarbaşı, Ankara arası uzaklık: 315 km. Pınarbaşı, Karabük arası uzaklık: 75 km. Pınarbaşı, Bartın arası uzaklık: 90 km.

TARİHİ

Çamkışla köyü ve Çalkaya köyü, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli yerleşim yeri olarak biliniyorlar. 1461 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1987 yılında ilçe olur.

Kastamonu Pınarbaşı

GENEL

İlçe dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir. Yerleşim alanı: dağlar arasında kala vadiler, küçük plato düzlükleri ve Zarı çayının vadi tabanında bulunur. Yörenin rakımı ortalama 650 metredir. Yörenin önemli akarsuyu Zarı çayıdır.

Bu çay, Çavuş köyünden doğar ve güneyden kuzeye akarak Ilıca köyünde Devrekani çayı ile birleşir. Bölgede Karadeniz iklimi hakimdir. Kışlar uzun ve soğuk, yazlar ise kısa ve sıcak geçer.Yöre orman bakımından oldukça zengindir, topraklarının yüzde 65 bölümü ormanlarla kaplıdır.

Önemli bir özellik daha var. İlçenin derinliklerinde, bol miktarda taşkömürü bulunduğu bilinmektedir. Yani gelecek dönemlerde 2’nci bir Karaelmas bölgesi olacaktır.

PINAR BEBEK

Yörede Pınarbaşı yerel kıyafetleri giydirilerek satışa sunulmuş Pınar Bebekler yoğun ilgi çekmektedir. 2001 yılından itibaren yapılmaya başlanan bebekler, ilçede birçok evde kadınlar tarafından yapılmaktadır.

Kastamonu Pınarbaşı

GEZİLECEK YERLER

Kastamonu Pınarbaşı Horma Kanyonu-Anbar Gölü

HORMA KANYONU (ANBAR GÖLÜ)

İlçe merkezine 5 km uzaklıkta, Zara çayı üzerindedir. Suyun taştaki kireçleri aşındırmasıyla oluşmuştur. Kanyonda derin kazanlar şeklinde çukurlar bulunur. Burada: eski dönemlerde yaşayan insanlar, muhtemelen kayaları oyarak su kanalı açmış, bu kanallarda su ile çalışan un değirmenleri yapmışlardır.

Horma kanyonuna Meydandüzü diye bilinen havzadan girilir ve Ayıderesi’ne doğru Ilıca şelalesinde son bulur. Kanyonun bir ucundan diğer ucuna kadar olan 3 kilometrelik mesafede, vidalarla kayalara çivilenen ahşap platform vardır ve bunun üzerinde kanyon gezilebilir.

Kastamonu Pınarbaşı Horma Kanyonu-Anbar Gölü

Bu ahşap yol, kanyonun tabanından 50-60 metre yüksekliğe ulaştığı için, zaman zaman heyecan verici etapları geçmek gerekiyor. (Ahşap yolu daha güvenilir hale getirmek için çalışmalar sürdürülüyormuş çünkü bir sezonda burayı ziyaret eden kişi sayısının 60 bin civarında olduğunu öğrendim.)

Kastamonu Pınarbaşı Ilıca Şelalesi

ILICA ŞELALESİ

İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Ilıca köyündedir. Köyden buraya ulaşmak için, yarım saatlik bir patika yolda yürümek gerekir. Şelalenin büyüklüğü 10 metredir. Döküldüğü yerde bir doğal havuz oluşmuştur. Şelalenin en büyük özelliği: bu havuzun çevresinde çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü bulunmasıdır. Şelalenin üst kısımlarında ise, yıllardır akan suyun kayaları aşındırması sonucu, kayalarda oluşan çukurlar ve oyuklar görülür, bunlar oldukça güzeldir.

 

ILICA HAMAMI

Aynı köy içindeki bu hamam, Bizanslılardan kalmadır. Hamam yapısı, yontma taştan yapılmıştır. Genişliği 2 metre, uzunluğu 3.5 metre ve yüksekliği 1.80 metredir. Kubbe şeklindedir. Hamamın yaz ve kış, su sıcaklığı sabit 23 derecedir. Hamamın yan taraflarında, insanların yıkanmaları için sabunluklar ve oymalar vardır.

Kastamonu Pınarbaşı Çamkışla Köyü

ÇAMKIŞLA KÖYÜ

Köyün eski ismi Erkemle’dir. İlçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Burası Roma ve Bizans döneminde önemli ve kalabalık bir yerleşim yeridir. Peki günümüzde burada bu konuda kalıntılar var mıdır? Hayır bilmiyorum, bu konuda bilgisi olanların yorum bırakmaları rica olunur.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

 

VALLA-VARLA KANYONU

Kanyon Muratbaşı köyündedir. İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır. Muratbaşı Valla Mahallesine kadar araçla gidilir, sonrasında ise kanyona ulaşmak için 1.5 km lik stabilize yolda yürümek gerekir.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Vahşi cennet olarak tanınır. Dünyaca ünlüdür. Dünyanın en derin 2’nci kanyonudur. (Birinci, Amerika Arizona’dadır. )

Kanyon: Devrekani çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği yerde başlar. Cide istikametinde 12 km uzunluğundadır. Yan duvar kayaların yüksekliği 800 ile 1200 metre arasında değişmektedir. Kanyonda bulunan sarp kayalıklarda kartal, akbaba, doğan, atmaca gibi yırtıcı kuşların yuvaları bulunur. Yine burada yabani av hayvanları da barınmaktadır.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Evet, yukarıda da belirttiğim gibi burası tam bir vahşi cennettir. Bu tanım, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi öğrencisi 4 genç tarafından buraya verilmiştir. Çünkü kendileri kanyona girdikten sonra kaybolmuş ve 14 gün sonra Cide yöresinden çıkmışlardır.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Yine, buraya giren dağcılardan birisi kaybolmuş, cesedi bulunamamıştır. Sonuç olarak, kanyon oldukça tehlikelidir, kanyonun teçhizatsız ve rehbersiz geçilmesi mümkün değildir.

Ancak kanyona girmeseniz de, kanyon girişinde bulunan Bakacak kayası üzerine çıktığınızda muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz.
Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Dağın zirvesine çıkan bu merdivenler, sanki sizi gökyüzüne çıkarıyor gibidir. Kanyonun girişine Muratbaşı köyüne 3 katlı seyir terası yapılmıştır.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Pınarbaşı ve Azdavay’dan gelen Devrekani çayı ve Kanlı çayı görebilirsiniz. Hatta buradan yani seyir terasından Valla kanyonunu bile görmek mümkündür. Seyir terası ile ilgili son bir not, seyir terasının ziyaretçilerin adrenalin yaşamaları için gevşek yapıldığı söyleniyor.

Kastamonu Pınarbaşı Valla-Varla Kanyonu

Bu her iki çay da birleştikten sonra kayaların arasından kıvrılarak Cide istikametine akarlar.

Kastamonu Pınarbaşı Ilgar ini mağarası

ILGARİNİ MAĞARASI

İlçe merkezine 35 km uzaklıkta Sümenler köyünde Kaz Mahallesi Top Meydanı mevkiindedir.

Mağaraya ulaşmak için, buradan sonra kayalık orman içi patika yoldan yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüş gereklidir. Ancak ahşap yürüyüş yolu yapılmıştır. Zorlu yürüyüş yolu boyunca 9500 vida çakılmış, ahşap malzemelerin sabitlenmesi için 300 kilo çivi kullanılmıştır.

Parkur 2.5 kilometredir. Bu 2.5 kilometrelik yürüyüş yolunda ilk olarak Mantar mağarası ve sonra Ejder çukuru ve son olarak Ilgarini mağarası bulunmaktadır.

Ilgarini mağarası: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve FAO tarafından, Ilgarini mağarası, dünyanın 4’ncü büyük mağarası seçilmiştir.

Mağara girişinde, Bizans döneminden kaldığı tahmin edilen bir yerleşim kalıntısı vardır.

Mağaraya girildiğinde, yol ikiye ayrılır.

Sağ bölümdeki yol: bu yolun devamında bir su sarnıcı vardır. Ayrıca, odalar ve sarkıtlar bulunur. Bu sarkıtlar nedeniyle, buraya “Avizeli Salon” denir.

Sol bölümdeki yol: bu yolun devamında, yol ağızdan itibaren 250 metre derinliğe kadar iner. Buraya inen yol: taştan örülmüştür ve birçok viraj bulunur. Aşağıda küçük bir düzlük vardır. Bu düzlükte kilise kalıntısı ve 7 tane mezar görülür.

Bu bölümde, yapılan incelemelere göre, MÖ 2000 yıllarında burada insan yaşamına ait izler bulunmuştur.

Ancak bu bölümdeki yolun devamını gitmek normal şartlarda mümkün değildir. Teknik ekipman gerekir.

Sonuç olarak, mağaranın gezilebilen bölümlerinin toplam uzunluğu 850 metreyi bulur.

MANTAR MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı Sümenler köyün yakınlarında, ormanlık arazidedir. Köy merkezine 500 metre uzaklıktadır. İlçe merkezine 35 km uzaklıktadır.

Kastamonu Pınarbaşı Mantar Mağarası

Mağaraya bu ismin verilmesinin sebebi: mağara girişinden sonra 30 metre içeride 4 metre yüksekliğinde bir kalker kütlesi bulunması ve bu kütlenin manzara benzemesidir.

EJDER ÇUKURU

Ilgarini mağarasına 1 km uzaklıktadır. Ejder çukurunun genişliği 12-15 metre arasındadır. Mağaranın derinliği 385 metredir. Mağaraya girilmiyor, ancak bir dönem profesyonel dağcıların mağaraya girdiği ve çukurun içinde eskiden yapılmış olan merdiven kalıntılarına rastladıkları bilinmektedir. Manzara izlenmek için ahşaptan seyir terası yapılmıştır.

Kastamonu Şenpazar hakkındaki gezi yazım için  Şenpazar