Denizli Serinhisar

Denizli Serinhisar

Evet, burası leblebinin başkenti, Yatağan yöresi ise bıçakçılığın başkentidir. Tarihi ve turistik yer derseniz, yok.

ULAŞIM

Serinhisar, Denizli arası uzaklık: 36 km. Serinhisar, Acıpayam arası uzaklık: 20 km. Serinhisar, Tavas arası uzaklık: 24 km.

TARİHİ

Serinhisar ve çevresi, Oğuzların bir kolu olan Avşarlar tarafından kurulmuştur. İlçe sırası ile Karaağaç, Kepez, Yerlikaya ve Kızılhisar isimlerini almıştır. 1671-1672 yılları arasında buraları gezen Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde “Karaağaç ovasından” (Kızılhisar) sözeder. 1871 yılında Kızılhisar, Acıpayam’a bağlanmıştır. 1923 yılında Denizli il haline getirilince, 1987 yılında Kızılhisar ilçe olmuş ve isim “Serinhisar” olarak değiştirilmiştir.

Denizli Serinhisar

GENEL

İlçe toprakları Akdeniz bölgesine yakındır. Antalya körfezinin kuzeyinde, bir yay biçiminde uzanan batı Toros dağlarının uzantıları arasında yer alır. Güney kanadında yayla, daha güneyde ise Acıpayam ovasının bir parçası olan Serinhisar ovası bulunur. İlçenin ortalama rakımı, 900 metredir. Yükseklik yer yer 2528 metreye kadar çıkar.

Bölgede göller yöresi iklimi hakimdir. İlçe topraklarında doğal ormanlar bulunur. İlçe halkının başlıca ekonomik kaynakları: urgancılık, leblebicilik, kerestecilik, zeytincilik, tütüncülük ve turşuculuktur. Ayrıca Yatağan kasabasında halk bıçakçılık yapar. Turşu ve zeytin, yurt dışına ihraç edilmektedir. Ayrıca, ilçede fason tekstil üretimi yapan 3 fabrika bulunur.

Denizli Serinhisar Çömlekçilik

ÇÖMLEKÇİLİK

İlçenin geleneksel el sanatlarından biri olan çömlekçilik, özellikle ilçe merkezinde sürdürülmektedir. Çömlekçilik, dönemsel olarak yalnızca birkaç usta tarafından yapılmaktadır. Çömleklerde kullanılacak çamurlar, ilçenin yüksek rakımlı tepelerinin güney yamaçlarındaki topraklardan elde edilir. Bu toprağın özelliği içerisinde yoğun miktarda kil bulundurması ve kırmızı renkte olmasıdır.

Yılın belli dönemlerinde hazırlanan çamurlar bir süre dinlendirildikten sonra, özel tezgahlarda şekillendirilir. Bir süre dinlenmeye bırakılan çömlekler, ustasının isteğine göre süslenerek odunla yakılan özel fırınlarda pişirilir. Çömlek üretiminde “kara düzen” denilen eski tezgahların yanı sıra motorlu tezgahlar da kullanılır. Serinhisar çömlekleri, hem günlük ihtiyaçların karşılanması hem de turistik amaçlarla üretilir. Çömlekler, testi, bardak, göveç gibi çeşitli formlara sahiptir.

Denizli Serinhisar Yatağan Bıçakları

YATAĞAN BIÇAKÇILIĞI

İlçe merkezine bağlı Yatağan Mahallesinde yaşayan nüfusun çoğunluğu bıçakçılık mesleğiyle uğraşır. Bıçakçılık Yatağan’ın geleneksel el sanatı ve mesleğidir. Bu meslek, Osmanlı Döneminden bu yana orijinal haliyle sürdürülmektedir. Mahallede yüze yakın bıçak atölyesi bulunmaktadır. Ev tipi atölyelerin dışında, kurumsallaşmış büyük atölyeler de mevcuttur.

Tamamen el işçiliği ile sürdürülen bıçakçılık mesleğinde, pala ve çeşitli bıçakların üretimi başı çekmektedir. Mahallede bazı dönem filmlerine savaş silahı olarak üretim yapan üreticiler de bulunmaktadır. Yatağan bıçakçılığı hem günlük ihtiyaçların karşılanması hem de turistik amaçla sürdürülen bir meslek olarak dikkat çekmektedir. Dünyanın pek çok bölgesinde “Türk Kılıcı” olarak bilinen yatağanlar, sağlam ve keskin olmalarının yanı sıra göz alacı görünüşleri ile de birer sanat eseri özelliğindedir.

Denizli Serinhisar Leblebisi

SERİNHİSAR LEBLEBİSİ

Leblebicilik Serinhisar halkının en önemli geçim kaynaklarından birisidir. Leblebi üretimi Serinhisar’da 1940’lı yıllardan bu yana devam etmektedir. Leblebinin hammaddesi olan nohut daha önceki yıllarda, Balıkesir ve Uşak gibi çevre illerden temin edilirken, Serinhisarlı çiftçiler nohut üretiminde önemli bir noktaya gelmişlerdir. Küçük aile işletmelerinden oluşan leblebi sektöründe günlük 100 tona yakın leblebi üretimi gerçekleşmektedir.

Ciddi yatırımların yapıldığı Serinhisar’da on adet büyük ölçekli firma ve yüzü aşkın leblebi imalathanesi bulunmaktadır. İlçedeki işletmelerde, soslu, çıtır, acılı, tuzlu, karabiberli, çifte kavrulmuş ve şekerli gibi leblebi türleri üretilmektedir. Üretim kapasitesi bakımından Türkiye’nin en büyük leblebi üretim merkezi olan Serinhisar’da üretilen leblebiler, ulusal ve uluslararası pek çok pazarda kendine yer bulmaktadır.

LEBLEBİ VE KÜLTÜR FESTİVALİ

2001 yılından bu yana geleneksel olarak yapılan festival, ilçede Çamlık denen bölgede, her yıl Temmuz ayında düzenleniyor. Festivalde, konserler veriliyor.

BIÇAKÇILIK FESTİVALİ

Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan Kasabasında her yıl düzenleniyor.

SERİNHİSAR MESLEK YÜKSEK OKULU

Denizli Pamukkale Üniversitesine bağlıdır.

Denizli Serinhisar

GEZİLECEK YERLER

YATAĞAN BABA TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Yatağan mahallesinde bulunan Yatağan Baba Türbesi, bir Selçuklu dönemi eseridir. Türbenin üzerinde 1244-1245 tarihleri yazılıdır. Türbe kare formlu ve kagir yapılıdır. Türbenin üzeri piramidal saç çatı ile örtülüdür. Yapının girişi kuzey doğu cephesinin kuzey köşesinde ahşap kapıdan sağlanmaktadır.

Türbe: türbedar odası ve sanduka odası olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Türbedar odasında, kapının tam karşısında küçük bir pencere bulunur. Sanduka odasının kuzeydoğu cephesinde dikdörtgen bir pencere bulunur.

Sanduka odasında birbirine bitişik vaziyette, üç sanduka yer almaktadır. Bu sandukalar Yatağan Baba’ya, eşine ve oğlu Murat Bey’e aittir. Sanduka odasının içinde, güneybatı duvarda bulunan sivri kemerli niş dikkat çekicidir. Yatağan Baba Türbesi, 1190 yılı sonrasında Denizli yöresindeki fetihlerde, Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yöreye gönderilen Osman Bey’e aittir. Osman Bey, Garbikarağaç (Acıpayam) yöresinin fethi için çalışmış ve savaşlarını yata yata kazanmasından dolayı Yatağan Baba lakabını almıştır.

 Denizli Serinhisar gezi yazım hakkında Serinhisar

Giresun Tirebolu

Giresun Tirebolu

Karadeniz sahil yolu, ilçe merkezinden geçmemektedir ve bu özellik oldukça nadirdir çünkü birçok yerde ilçe merkezlerinden geçer. Bu yüzden ilçe merkezinin güzelliği bozulmamıştır. Tirebolu, Giresun arası uzaklık: 45 km. Tirebolu, Trabzon arası uzaklık: 85 km. Tirebolu, Görele arası uzaklık: 17 km. Tirebolu, Espiye arası uzaklık: 10 km. Tirebolu, Doğankent arası uzaklık: 33 km. Tirebolu, Güce arası uzaklık: 22 km.

TARİHİ

Önce ilçenin isminin kaynağı: Tirebolu ismi, “üç şehir” demek olan “Tripolis” kelimesinden gelir. Bu üç şehir ise, yerleşim yerinin yan yana bulunan üç çıkıntı, üç burun üzerinde kurulmuş olmasından kaynaklanır. Yerleşim yerinin, tarihi süreçte ilk olarak MÖ 7’nci yüzyılda, Karadeniz’de koloniler kuran Miletoslular tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Tarihte hükümdarların ikamet ve sayfiye yeri olarak anılmaktadır.

Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethinin ardından, dönüş yolunda Tirebolu kalesi de ele geçirilmiştir. Ardından bu sahil kesiminde Çepniler iskan edilmiştir. 1’nci Dünya Savaşı sırasında, Ruslar burayı işgal etmemesine rağmen, Rus zırhlısı tarafından Tirebolu ateş altına alınarak yakılıp yıkıldı. Tirebolu, 1920 yılında Giresun’a bağlı bir ilçe olmuştur.

Giresun Tirebolu

GENEL

Tirebolu, bağlı bulunduğu Giresun il merkezinin doğusunda, Karadeniz kıyısındadır. Sahil kesimindeki dar düzlük alan, kuzeydoğu yönünde Harşit yaylasına doğru genişler ve yerleşim alanı bu yönde ilerlemektedir. Yörede en önemli geçim kaynağı çay ve fındık üretimidir. Ayrıca karalahana ve mısır üretimi yaygındır. Yörede tarımsal arazilerin az olması nedeniyle, dışarıya yoğun göç verilmektedir. Halkın bir kısmı çalışmak için yurt dışına gitmiştir.

Giresun Tirebolu İletişim Fakültesi

 

İLETİŞİM FAKÜLTESİ

Giresun Üniversitesine bağlıdır. 2008 yılında açılmıştır. Günümüzde Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü ile Gazetecilik bölümleri bulunmaktadır.

Giresun Tirebolu Mehmet Bayrak Meslek Yüksekokulu

 

TİREBOLU MEHMET BAYRAK MESLEK YÜKSEKOKULU

1994 yılında ilk açıldığında Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesine bağlıdır. Okulun arsası Hadiye Yüzbaşıoğlu ve Rıfat Yüzbaşıoğlu tarafından bağışlanmıştır. Okulun binası ise Tirebolulu işadamlarından Mehmet Bayrak tarafından yaptırılmıştır. 2006 yılında Giresun Üniversitesine bağlanmıştır.

Giresun Tirebolu

 

NE YENİR

Ne yenir değil de, ne içilir diye düşünüldüğünde buraya has bir çay markası olan Mavi Paket  “Mayıs çayı” veya “Çaykur 42” satın alın ve bu muhteşem çayın lezzetini tadır.

Giresun Tirebolu

Bu meşhur çayın ismi Giresunlu Komutan Hüseyin Avni Bey’in kurmuş olduğu 42’nci Alaydan geliyor. 42 numara: onun Sakarya Meydan Muharebesinde kahramanlığını simgeliyor. Bu arada, bir şeyler yemek isterseniz “kapalı pide” öneririm.

Giresun Tirebolu Denize girilecek yerler

 

DENİZE GİRİLECEK YERLER

Tirebolu’da birçok plaj vardır. Bunlar: Tirebolu Belediye Plajı, Kaynarca Plajı, Beygirkumu Plajı, Yılgın Plajı, Körliman Halk Plajı, Yalıköy Plajı, Bada Plajıdır. Ben bunlardan özellikle öne çıkan üç tanesinden söz etmek istiyorum.

Yılgın Plajı

Yılgın plajının açığında, antik çağdan kaldığı sanılan fırın taşı ve delik taşı görülmeye değerdir.

Giresun Tirebolu Belediye Plajı

 

Belediye Plajı

İlçe merkezinin batısındadır. Belediye tarafından işletiliyor. Şemsiye ve şezlonglar var. Bölgenin en eski ve yoğun ilgi gören plajıdır. En büyük özelliği plajın kumlu olmasıdır. Karadeniz’de kumu hakim olduğu nadir plajlardan birisidir. Özellikle yaz aylarında komşu il ve ilçelerden çok sayıda ziyaretçi gelir. Kum plajda çeşitli etkinlikler düzenlenir.

Voleybol Federasyonu tarafından “Plaj Voleybolu” maçları ve turnuvaları burada düzenlenir. Plajda çay kahve içilebilecek tesisler de bulunuyor. Hemen ileride bir adacık var, adacıktan denize atlamak da mümkün. Son bir not, burada özellikle güneşin batışını izleyin.

Giresun Tirebolu Bada Plajı

 

Bada Plajı

Eski adı “Bada” yeni adı ise “Özlü Plajı” dır. Nispeten insan yığınlarından uzak, ailecek gidilebilecek bir plajdır. Burada: deniz ilk girildiğinde çakıl taşlıdır, ancak ilerleyince kum bölüm gelir. Bu yüzden deniz ayakkabısı kullanmanızı öneririm. Genellikle sabah saatlerinde sakindir. Öğleden sonra dalgalıdır.  

Beygir Kumu Plajı

Akdeniz bölgesindeki plajları aratmayacak güzelliktedir. Yeraltı suları, bu bölgeden denize karışmaktadır. Bu yüzden, bölgenin suyu oldukça serindir. Plaj, büyük bir falezin altındadır. Bu yüzden inanılmaz güzel bir manzara sunar.

Giresun Tirebolu

 

GEZİLECEK YERLER

Giresun Tirebolu Evleri

 

TİREBOLU EVLERİ

İlçede 54 ev tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Bu tarihi konaklarının bazılarının 120-130 yıllık olduğu söylenmektedir. Yani Osmanlı dönemi sivil mimarisi izleri taşırlar. Bu evlerde, günlük yaşama ait çok çeşitli ayrıntılar bulunur. Bazı bahçeli evlerde yazlık ve kışlık bölümler bulunur. Bu yüzden iki mutfak, iki banyo bulunmaktadır.

Evlerin yapımında kullanılan taşların doğal özelliği vardır. Bu sayede evler yazları daha serin, kışları ise daha sıcak olmaktadır. Evlerde kullanılan süsleme motifleri: genellikle bütün evlerde aynıdır. Bu evlerin bulunduğu sokaklarda, tarihi hissederek gezebilirsiniz. Ancak bu tarihi evler restore edilmeyi bekliyorlar, yoksa yok olup gidecekler.

 

YENİKÖY MAHALLESİ

Eskiden Tirebolu, yüksekte Yeniköy denin bir yere yerleşmiştir. Burası günümüzde hala mevcuttur. Burada dar sokaklarda ilçenin en eski evleri vardır. Tarihe ilginiz varsa mutlaka burayı ziyaret ediniz. Ayrıca yine Yeniköy camisi de ilgi çeker. Özellikle 1880 yılı yapımı minaresini görünüz. Yeniköy’ün hemen üstünde, dağlarda fındık bahçeleri bulunuyor. Zamanla yaşam sahil kenarına taşınmıştır.

 

YENİKÖY CAMİİ

İlçe merkezinde Yeniköy mahallesindedir. Kitabesi yoktur. Sonradan yaptırıldığı anlaşılan son cemaat yeri girişinde, 1947 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Tek şerefeli minaresi vardır. Minaresi orijinaldir.

 

ÇARŞI CAMİİ

İlçe merkezinde Yeniköy mahallesindedir. Cami, kitabesine göre ilk olarak: 1879-1890 yılları arasında yapılmıştır. Ancak mevcut cami hasar görünce, 1947 yılında Molla Hasanoğullarından Ahmet Nemli ve Mürüvvet Nemli tarafından yeniden inşa edilmiştir. Cami kesme taş malzeme kullanılarak yapılmıştır. Minberi ve vaaz kürsüsü yenidir. Minare tek şerefelidir.

Giresun Tirebolu Tarihi Çeşmeler

 

TARİHİ ÇEŞMELER

Tirebolu’da birçok tarihi çeşme bulunmaktadır. Bu tarihi çeşmeler arasında öne çıkanlar: Çatal çeşmesi, Gacan çeşmesi, Selimağa çeşmesi, Siyamoğlu çeşmesidir. Bunların kim tarafından yaptırıldığı bilinmez.

İmamdüzü çeşmesi: Nalb Zade Mehmet Tevfik Bey tarafından yaptırılmıştır.

Orta çeşme: Yeniköy Mahallesindedir. 1877 yılında Karahasan Zade Hasan Kupadan tarafından yaptırılmıştır.

Selimağa Çeşmesi: İlçe merkezinde Çarşı Mahallesi Selimağa caddesinde bulunan çeşme 1842 yılında Kethüda zade Mehmet Emin Ağa tarafından oğlu adına yaptırılmıştır. Yalakları sonradan mermerle kaplanan çeşmenin su haznesi günümüzde boş olup, çeşmeye şebeke suyu bağlanmıştır.

Atlı Yolu Çeşmesi: Hamam mahallesindedir. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmez. Ancak 1973 yılında Belediye tarafından restore edilmiştir. Günümüzde bakımsız durumdadır ama kullanılmaya devam edilmektedir.

Çatal Çeşme: Cintaşı Mahallesindedir. Kaymakam Sami Bey tarafından 1914 yılında yaptırılmıştır. Çeşme, birbirinin tekrarı şeklinde iki bölümden oluşmaktadır ki, ismi bu yüzden verilmiştir. 1973 yılında ise Belediye tarafından restore edilmiştir.

Siyamoğlu Çeşmesi: Hamam Mahallesindedir. 1848 yılında Mehmet Efendi ve Hacı İbrahim Ağa tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde kullanılır durumdadır.

 

BELEDİYE HAMAMI

İlçe merkezinde Çarşı Mahallesindedir. İskele caddesinde meyilli bir arazide bulunan hamamın kitabesi yoktur. Bu yüzden kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak muhtemelen 19’ncu yüzyıl yapısı olduğu tahmin edilir. Hamamın sadece soyunmalık kısmı, 1980 kısmında yıkılarak yenilenmiştir, diğer bölümleri orijinaldir. Hamam günümüzde kullanılmaktadır.

Giresun Tirebolu Kalesi-Senjan Kalesi

 

TİREBOLU KALESİ-SENJAN KALESİ

İlçe merkezindedir.

Denize doğru uzanan küçük bir yarımada üzerinde, büyük ve güzel görünüşlü bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Liman yapılmadan önce kale, Tirebolu’nun en uç bölgesiydi. Kalenin kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, muhtemelen MÖ 13’nci yüzyılda Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Ancak Pontus İmparatorluğu döneminde tamamen yenilenmiştir.

Giresun Tirebolu Kalesi-Senjan Kalesi

Kale “Sen-Jan Kalesi” olarak da bilinir. Çünkü eski çağlardaki ismi “Saint Jean Kalesi” dir.

Giresun Tirebolu Kalesi-Senjan Kalesi

Kalenin tek giriş kapısı vardır. Bu giriş, ilçeye bakan basık kemerli bir açıklıktır. Sur duvarları, dışarıdan yapılmış kulelerle desteklenir. Kalenin ön tarafında topçu kuleleri ve tarihi ve mahreci bilinmeyen bir top vardır.

Giresun Tirebolu

Ayrıca yine kalenin içinde: küçük bir şapel (salnamelerde Meryem Ana Kilisesi olarak geçer) ve bir mescit kalıntısı vardır. Ayrıca Osmanlı dönemine ait çok sayıda mezar taşı görülür. Bu mezar taşları duvara yaslanmış duruyor, duyduğuma göre bu mezar taşları sonradan buraya getirilmiş. (Dumlupınar İlkokulu yapılırken sökülüp buraya getirilmiştir.)

Giresun Tirebolu Kalesi-Senjan Kalesi

Gelelim günümüze: kaleye güney bölümde bulunan dik bir merdivenle çıkılır. Kale surları günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir. Yapılan geniş çaplı restorasyonlar sonucu kale, gezilebilir önemli bir tarihi eserdir. Kaleye 120 basamaklı merdivenle çıkılınca kalın ve mazgallı duvarlar ile karşılaşılır. İçi geniş, ferah ve her cepheden manzaralıdır. Kalenin içinde silah, eşya ve erzak konulan mahzenler ve su sarnıçları vardır. Son bir not kalenin içinde çay kahve servisi yapılan küçük bir kafeterya bulunuyor. Manzara eşliğinde burada çayınızı içebilirsiniz.

Giresun Tirebolu Bedrema Kalesi

 

BEDREMA KALESİ

İlçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunan tarihi bir kaledir. Örenkaya köyündedir. Tirebolu, Giresun, Gümüşhane kara yolu üzerinde, Karaahmetli ve Örenkaya köyleri sınırındadır. Kale, Harşit çayının ağzından 5 km güneydedir. Çayın sağ sahiline yakın bir yerde bulunmaktadır.

Tripolis (günümüzdeki Tirebolu) şehrinin üç büyük kalesinden birisidir.

Oldukça dik bir noktadadır. Düz ve yüksek bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Kalenin yapılış amacı: Orta Çağ da Gümüşhane madenlerine gelebilecek tehlikelerin gözetlenmesidir. Yani, gümüş şehri Argria’yı korumak için yapılmıştır. Kalenin kuzey güney istikametinde uzunluğu 35 metre ve genişliği ise 22 metredir. Sur duvarlarının kalınlığı 1 metre civarındadır. Kalenin kuzey sur duvarına yakın yerde sarnıç ve iki su kuyusu vardır.

Bölgenin Türkler tarafından fetih edilmesi sırasında, Rumlar bu kalede uzun süre tutunmuşlardır. Bu yüzden, kaleye Türkle tarafından “Bedrum” yani “Kötü Rum” ismi verilmiştir. Bu isim günümüze “Bedrema” olarak gelmiştir.

Tarihi süreçte, kalenin Kürtün hakimi Çepni Beyi Melik Ahmet Bey tarafından, Rumlardan alındığı bilinmektedir.

Ayrıca: kale 1’nci Dünya savaşı sırasında Ruslar tarafından kuşatılmıştır. Karaahmetli köyünü işgal eden Ruslar, Harşit çayını geçemedikleri için Bedrama kalesi ve Çatalarmut tepesindeki Türklerle çatışmışlardır. Hatta Karaahmetli köyünde o dönemde Rusların kaldıkları evler bulunduğu söyleniyor.

Kalenin sur duvarlarından çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Kaleye ulaşmak için patika bir yoldan yukarı tırmanmak gerekiyor. Ancak belli bir yol yoktur, kaleye ulaşmak isteyenler kendilerine uygun bir patika yoldan kaleye ulaşmak zorundadırlar. Çünkü, kale henüz tam olarak turizme açık değildir. Çok dar patika yollardan kaleye ulaşılınca, tamamen yıkık olan kapıdan girilir ve 2.5 metre uzunluğunda ve 1 metre yüksekliğinde bir kemerli tünelle karşılaşılır. Tünelin yanındaki bir duvarda havalandırma boşluğu vardır, buradan bakıldığında giriş yukarıdan görülebilir.

Giresun Tirebolu Pusluhan Şelalesi

 

PUSLUHAN ŞELALESİ

İlçe merkezine yaklaşık 52 km uzaklıktadır. Şelaleye anayoldan ayrılarak üzerinde patika yol bulunmayan sarp bir yamaçtan inilerek yaklaşık 30 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır. Kuzey-kuzeydoğu yönünde olan şelale, yaklaşık 60 metre yükseklikten akar. Rakımı 1037 metredir.

 

KARAAHMETLİ KÖYÜ MEZARLIĞI VE ÇİMEN DEDE TÜRBESİ

Karaahmetli köyünde caminin karşısında Osmanlı döneminden kalma bir mezarlık vardır. Bu mezarlıkta 12 tane yazılı mezar taşı görülür. Bu mezar taşları 1711-1813 yılları arasına tarihlenir.

Mezarlığıng irişinde, 1758 yılında vefat eden Çemenzade İbrahim Efendi’ye ait bir mezar vardır bu burası yörede “Çimen Dede” olarak tanınır. Mezarı genellikle Hıdırellez günü ziyaret edilir. Ziyaretçiler, Hıdırellez günü Çimen Dedenin mezarından bir gül yaprağı koparıp üzerine dileklerini yazarlar, tekrar mezara bırakırlar, dileklerinin gerçekleşeceğine inanırlar.

Giresun Tirebolu Kumyalı

 

KUMYALI

İlçede kalenin en güzel göründüğü yerlerden birisidir. Deniz kıyısındaki bu alanın manzarası muhteşemdir. Dalga sesleri eşliğinde burada çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Giresun Tirebolu Sahili

 

TİREBOLU SAHİLİ

Karadeniz bölgesinin nadide sahillerindendir. Harika manzarası bulunmaktadır. Sahilde oldukça uzun mesafeli yürüyüş yolu bulunur. Ayrıca, yine sahilde Karadeniz bölgesinin en güzel plajları vardır.

 

KİLİSE BURNU KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Kiliseburnu Mevkiindedir. Kilise: dikdörtgen planlıdır. Kaba yontu ve kesme taş kullanılarak yapılmıştır. Kilisenin giriş kısmının bulunduğu batı duvarı tamamen yıkılmıştır. Ancak sonradan farklı malzeme kullanılarak tekrar kapatılmıştır. Kilisenin hemen yakınında “işlik kompleksi” bulunur. Kilise, günümüzde özel mülkiyettedir.

Görele tanıtımı.

Espiye tanıtımı.

Güce tanıtımı.

Giresun tanıtımı.

İstanbul Avcılar

İstanbul Avcılar

İstanbul Avcılar; Şehir merkezine 27 km uzaklıktadır.

TARİHİ

Osmanlının Bizans’ı yenmesi sonucunda bölgeye Türkler yerleşmeye başlar. Türkler, özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece bölgelerine yerleşirler. Gofla deresinin ağzında ise deniz kenarında Rumlar oturmaktadırlar. Osmanlının son dönemlerinde, gemilerle getirilen mallar Küçükçekmece ve Gofla deresine boşaltılıyordu.

Burada bulunan Rum köyünde, bu mallar için bir depo vardı. 1924 yılında burada yaşayan Rumlar, mübadele nedeniyle ayrılınca Rumlardan boşalan yerlere askere ambarlar yerleştirilmiş ve bu yüzden bölgeye “Ambarlı” ismi verilmiştir.

Yunanistan’ın Ömberiya köyünde yaşayan Türkler, Rumların bıraktığı Ambarlı’ya yerleştirilirler. 1929 yılında Bulgaristan’dan göçen Türkler, Amindos çiftliğini satın alırlar. Daha sonra Amindos çiftliğinde oturanların bulunduğu alan “Avcılar Köyü” olur.

1934 yılına gelindiğinde Ambarlı ve Avcılar köyleri birleşir ve bu iki köye “Avcılar köyü” ismi verilir. Günümüzde İstanbul Üniversitesi kapısı önünde, kavşakta bulunan çeşmeye “Çobançeşme” denir ve avcılar burada konaklardı.

Zenginler av mevsiminde bu bölgeye gelirlerdi. Sabahın erken saatlerinde bölgeye gelen avcılar, avlanmaya çıkarlardı. Zaman içinde, buradaki avcılar, av bayramı düzenlemeye başladılar. Avladıklarını, köylüler ile birlikte, burada pişirir, çalgılar eşliğinde eğlenilirdi.

Avcılar köyü ismini, burada avlanmaya gelen avcılardan almıştır. 1970 yılından sonra Avcılar çok hareketli bir dönem geçirdi.

Bölgede çok hızlı bir nüfus artışı ve büyük konutlar yapılmaya başlandı, yeni yeni mahalleler oluştu, Avcılar çok geniş bir alana yayıldı.

Avcılar, 1992 yılında Küçükçekmece ilçesinden ayrılarak müstakil ilçe olmuştur.

Mahalleleri: Merkez, Denizköşkler, Ambarlı, Cihangir, Mustafa Kemal Paşa, Firuzköy, Üniversite, Gümüşpala, Yeşilkent ve Tahtakaledir.

İstanbul Avcılar

KONUMU

Güneyinde Marmara denizi bulunmaktadır. Doğusunda ise Küçükçekmece gölü vardır. TEM otoyolu ve E-5 karayolu, ilçe sınırları içinden geçer ve ilçeyi üç parçaya böler.

İstanbul Avcılar Ambarlı

AMBARLI

Avcılar ilçesinin kıyı mahallelerinden birisidir. Ambarlı limanı, Türkiye’nin en büyük limanıdır. Ambarlı’nın batısında yakıt dolum tesisleri ve elektrik üreten termik santral vardır.

İstanbul Avcılar Atatürk Müze Evi

Atatürk Müze Evi

Ambarlı Mahallesindedir. 2000 yılında açılmıştır.

İstanbul Avcılar Atatürk Müze Evi

Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanikte’ki evinin birebir kopyası olan müze evde: salon, misafir odası, mutfak, hizmetli odası ve kiler bulunur. Odalardan birisi, Atatürk anısına “Çalışma odası” olarak düzenlenmiştir. Bir yatak odası ise “Zübeyde Hanım” anısına düzenlenmiştir.

İstanbul Avcılar Firuzköy

FİRUZKÖY

Avcılar ilçesinin Küçükçekmece gölünün kıyısındaki mahallesidir. İstanbul il merkezine uzaklık yaklaşık 22 km dir. Avcılar ilçe merkezine olan uzaklık ise 4 km dir. Rakımı ortalama 63 metredir. Firuzköy yarımadası, 4.5 x 1.5 km ölçülerindedir. Ağaçsız bir tarım alanıdır.

İstanbul Avcılar Firuzköy

 

Arazinin büyük kısım 1’nci derece Sit alanıdır. Çünkü tarihi geçmişi oldukça renkli bir yer. Tahminlere göre, burada ilk yerleşim ilk çağlarda Dorlar tarafından kurulmuş bir balıkçı köyüdür.

Daha sonra Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlı döneminde burada yerleşim bulunmuştur. Son yapılan arkeolojik kazılarda, göl kıyısında antik bir fener kalıntısına ulaşılmıştır.

Bu da antik dönemde burada yerleşim bulunduğunu kanıtlamaktadır. Bathonea kazıları halen sürdürülmektedir. Firuzköy yolunun sağında ve solunda sanayi tesisleri vardır.

İstanbul Avcılar Atatürk Stadyumu

Atatürk Stadyumu

2012 yılı Mayıs ayında Firuzköy Spor Kompleksi olarak açılan tesislere, 2014 yılında “Atatürk Stadyumu” ismi verilmiştir. Spor Kompleksinde: futbol sahası, fittnes salonu, güreş salonu, atletizm pisti, kulüp odaları ve dinlenme alanı vardır. Stadyum, 6 bin seyirci kapasitelidir.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

Bathonea Antik Liman Kenti

Küçükçekmece gölü kıyılarında Firuzköy mahallesindedir. E-5 ve E-6 otoyolları arasındadır.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

 

Milattan önce 2 bin yılına ait izler bulunan antik Liman kenti Bathonea antik kentinde, Küçükçekmece gölü kıyısında 6 yıldır sürdürülen kazıların, İstanbul’un deprem tarihini aydınlatması beklenmektedir.

Kazılarda, 7 Mayıs 558 tarihinde İstanbul’u vuran depremin izleri bulunmuştur. Deprem Bizans İmparatoru Justinianus zamanında yaşanmıştır.

Hatta bu depremde Ayasofya’nın kubbesinin yıkıldığı, İmparator Justinianus’un döneminde yaşamış Prokopius isimli bir tarihçi bu deprem için “Küçükçekmece gölü çevresinde bütün yapılar temellerine kadar yıkılmıştı” diye yazmıştır.

Kazılarda, gerçekten temellerine kadar yıkılmış yapı kalıntılarına rastlanılmıştır. Hatta çöken bir kubbenin altında, iki kişiyi, birbirine sarılmış olarak bulmuşlardır.

Kubbe taşlarının altında ezilerek kalmışlar ve yanlarında da o dönemin sikkesi bulunmuştur.

Bu yüzden, dönemi tarihlemek mümkün olmuştur. Bunun dışında, İstanbul’da 11’nci yüzyılda bir deprem daha yaşanmıştır.

Bu depremin izleri de belirlenmiştir. Burada bulunan bir sarnıç yapısındaki kırılmalar, deprem ve ardından yaşanan heyelan hakkında bilgi vermektedir.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

Ayrıca: bölgedeki sarsıntıların tahmin edilmesine da katkı sağlayacaktır.

Kazılar sonunda, bugüne kadar: antik liman yapıları, İmparator Konstantin tarafından yaptırıldığı düşünülen bir dev açık sarnıç, bir kale kalıntısı ve tabanları mozaik kaplı büyük bir saray veya manastır kompleksi ile, yer altı su kanalları ve antik yollar ortaya çıkarıldı.

Ayrıca: 2014 yılında bulunan ve MÖ 1800’lü yıllara tarihlenen Erken Hitit veya Hurri dönemine ait 2 figür, kalay kalıntıları ve seramik parçaları bulunmuştur.

Sonuç: Kanal İstanbul güzergahında bulunan 2700 yıllık Bathonea antik kenti dünyanın en büyük 10 keşfinden birisi olarak kabul edilmektedir. Tarihi kalıntıların bulunduğu alanın Arkeoloji Parkına dönüştürülmesi çalışmaları sürdürülüyormuş.

İstanbul Avcılar Gümüşpala

GÜMÜŞPALA

Namı diğer “Muşpula”; Avcılar ilçesinin hemen girişinde, E-5 karayolunun kenarında, Küçükçekmece gölünün kıyısındadır. Avcılar ilçesinin en güzel mahallesidir.

İstanbul Avcılar Gümüşpala

 

Manzarası, yürüyüş yolları ve piknik alanları ile sessiz ve huzur dolu bir yer olarak önem kazanır. Ancak, tüm bu güzelliklerin yanında, 1999 yılındaki depremde, İstanbul bölgesinde en çok hasar bu bölgede yaşanmıştır. Depremden sonra, Avcılar Olimpiyat Evi: Gümüşpala Mahallesine kurulmuştur.

İstanbul Avcılar Gümüşpala Çoban Çeşmesi

Çeşme

Çoban çeşmesi ismiyle de tanınır. Paşaeli piknik alanına giden yolun üzerindedir. 16’ncı yüzyıl Osmanlı döneminden kalma çeşme, Mimar Sinan eseridir.

İstanbul Avcılar Gümüşpala Paşaeli Parkı

Paşaeli Parkı

İstanbul şehrinde, en yakın ve en büyük piknik alanlarından birisidir. Burada Küçükçekmece manzarasına karşı oturup mangal keyfi yapabilirsiniz. Hafta içi sakindir, ancak hafta sonu mangal dumanından nefes almak mümkün olmaz.

Son aldığım bilgiye göre, Avcılar Belediyesi, burada barbekü bölümlerini kaldırarak mangal yakılmasını yasaklamıştır. Kaldırılan barbekü bölümlerinin yerine, yeni piknik masaları konulmuştur. Evet, park alanında konserler ve çeşitli şenlikler düzenleniyor.

İstanbul Avcılar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörlüğü Avcılar Kampüsü

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörlüğü Avcılar Kampüsü

Gümüşpala mahallesindedir. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüs alanı, 2’nci Dünya Savaşında buraya konuşlanmış olan 66’ncı Topçu Tümeni arazisidir. Yine burada eskiden bir askeri havaalanı vardı. Yerleşke 1978 yılında kurulmuştur.

Çünkü: İstanbul Üniversitesi, Beyazıt ve Vezneciler yerleşkelerine sığmamıştır. Kampüste Mühendislik, İşletme ve Veterinerlik Fakülteleri vardır. Burası, Merkez yerleşke olmamasına rağmen en büyük araziye sahip yerleşkedir.

 

MARMARA CADDESİ

Avcılar ilçe merkezinde bulunan cadde her zaman çok kalabalıktır. Sadece sabah erken saatlerde gezilebilir. Canlı bir yürüyüş alanı, bazı akşamlar burada konserler düzenleniyor.

İstanbul gezi planı, İstanbul-Günlük Gezi Planı-Gezi Yazısı