Erzincan Çayırlı

Erzincan Çayırlı

Erzincan Çayırlı il merkezinin kuzeydoğusundadır. Denizden yükseklik, rakım 150-20 metredir. Kışları çok soğuk ve uzun geçer, yazlar ise kısadır.

Erzincan il merkezine 114 km uzaklıktadır.

TARİHİ

1473 yılında Otlukbeli savaşından sonra bölge Osmanlıların hakimiyetine girer. 1915 yılında ise, Ruslar bölgede egemendir, sonrasında ise yani Ruslar çekilince İlçeyi Ermeniler ele geçirir. 20 Şubat 1918 tarihinde ise, işgalden kurtarılır.

İlçe 1954 yılında İlçe olmuştur.

Erzincan Çayırlı

GEZİLECEK YERLER

MEZAR TAŞLARI

Erzincan Çayırlı Mezar Taşları

İlçe merkezine bağlı Başköy, Çilhoroz, Sarıgüney ve Verimli köylerindeki 15 mezarda, 20 tane kuş figürünün bulunduğu kompozisyonlar vardır. Bunların dokuz tanesinde, kuşlar ağaç üstündedir. İki örnekte, karşılıklı iki kuş vardır, diğerlerinde tek kuş görülür. Bunlardan 7 tanesinin tarihleri bellidir ve 1898-1960 yılları arasına tarihlenir. Mezarlarda kuş figürlerinin bulunması, Göktürklerin alışkanlığıdır. Orta Asya’ya atıfla, bu kuş figürlerinin ölülerin ruhunun sembolü olduğu kabul görür.

Erzincan Çayırlı Mezar Taşları

Evet bu ismi yazılı köylerde, kuşların mezar taşlarına neden kazındığı sorusuna cevap bulunmamaktadır. Ancak, halk arasındaki efsaneye göre, kuş figürünün bulunması, ölenin cennete gittiğinin ifadesidir. Bu ismi verilen köylerdeki mezar taşlarında kuş figürü alışkanlığı, 1960’lı yıllara kadar sürmüştür.

 

KONAK

1219  yılında, Karslı Tahir Usta tarafından yapılmıştır. Duvarları yontma taşlarla örülüdür, tavanı ahşap oymalarla süslenmiştir.

 

YEDİ GÖLLER

Trabzon ve Bayburt sınırındaki dağların arasında yer alan, Haldizen dağları üzerinde Yedigöller bölgesi olarak bilinen ve 2740 metre rakımlı alanda bulunan göller: Aygır gölü, Balıklı göl, Dipsiz göl, İkiz göller, Kara Göl, Sarıçiçek gölü ve Piromer gölüdür. Yedigöller, yöreyi ziyaret eden turistlerin başlıca uğrak yerlerindendir. Göllerden en çok ilgiyi, Aygır gölü ve Balıklı göl görür.

Erzincan Çayırlı Aygır Krater Gölü

 

AYGIR KRATER GÖLÜ

İlçe merkezine 45 km uzaklıkta Keşiş dağı üstündedir. Gölün bulunduğu yerin rakımı 2850 metredir. Türkiye’nin en yüksek krater göllerinden biridir.

Tabiat güzelliği yanında, krater gölü olması özelliği önem kazanır. Daha doğrusu “maar” tipi bir göldür. Volkanik koninin tıkanması nedeniyle magmanın başka bir noktadan yeryüzüne fışkırması sonucu oluşan göle maar gölü denir.

Erzincan Çayırlı Aygır Krater Gölü

Gölün derinliği 60-70 metre civarındadır. Göl çevresinde, sadece Hakkari’de görüldüğü söylenen “ters lale” görülebilmektedir. Haziran ayında dahi göl çevresinde kar vardır.

Göl çevresinde piknik yapılabilir. Hatta balık bile tutabilirsiniz, çünkü gölde kırmızı pullu alabalık bulunuyor.

Her yıl: Üzümlü Belediyespor ve Üzümlü Spor tarafından ortaklaşa olarak “Tekçam, Aygır Gölü dağ yürüyüşü ve kamp etkinliği” düzenleniyor.

Erzincan Çayırlı Cennetpınar Eski Cami

 

CENNETPINAR ESKİ CAMİ

Cennetpınarı köyünde bulunan bu caminin mihrap taşındaki tarihi kitabesine göre, 1689 yılında yapılmıştır. Ancak söylentilere göre caminin daha eski olduğu belirtilmektedir. Dış duvarları taş işçiliği, iç kolon, kiriş, doğrama ve döşemesi ise tamamen ahşaptır. Caminin Osmanlının yükselme dönemlerinde inşa edildiği düşünülmektedir. Köylülerin kendi imkanları ile korumaya çalıştıkları bu cami, köye yeni cami yapılmasıyla ilgiden yoksun kalmış ve yıkılmaya yüz tutmuştur, büyük olasılıkla yakın gelecekte yıkılarak yok olacaktır.

Erzincan tanıtımı.

Kemah tanıtımı.

Kemaliye tanıtımı.

 

 

Erzincan İliç

Erzincan İliç

Erzincan İliç: İl merkezine 116 km uzaklıktadır. İsmi Ermenice göl demek olan “liç” veya “lic” kelimesinden gelir.

Doğu Ekspresi burada mola vermektedir.

Tulum peyniri ile ünlüdür. Kısmen aracılık ta yapılmaktadır. İlçenin hemen yanı başında bir baraj bulunuyor. (Bağıştaş 1 Barajı)

İliç ilçesinin ismiyle ilgili bir gerçek olay var. Belediye eski başkanlarından İsmail Erarslan, ilçenin adını değiştirmek istemiştir. Sebebi ise oldukça ilginçtir. Refah Partili Başkan İliç’in adının Sovyetler Birliği Komünist Lideri Vladimir İlyiç Lenin’in kine benzemesinden rahatsız olmuştur. Erzincan’ın Refahiye, Kemaliye gibi ilçe isimlerini göstererek İliç’in isminin de “Hilaliye” olarak değiştirilmesini ister. Belediye Başkanı bu arzusunu yerine getiremeden, bir zabıta tarafından vurularak öldürülür.

İliç ilçesinin en önemli özelliklerinden birisi, ülkemizin ikinci en büyük altın madeni yataklarının burada olmasıdır. Bu altın madeni cevheri işletme hakkı, Kanadalı Alacer Gold ve Çalık Holding Ortaklığı isimli bir şirkette bulunmaktadır. Bu şirketin birçok Amerikalı ve Kanadalı çalışanı, ilçede arazi araçlarıyla dolaşmaktadır. Öte yandan, yakın geçmişte Kaz dağlarında olduğu gibi, burada da altın, siyanür yöntemiyle aranıyormuş, duyduğuma göre atık depolama alanları yani siyanür havuzları varmış, (Sabırlı köyüne 1 kilometreden daha yakın) doğa, tabiat bir yana, elbette buranın insanı, bu altın madeni nedeniyle ekonomik yönden oldukça ferahlamış durumda imiş. Nüfusa oranla dikkat çekici sayıda oteller bulunuyor. Evet, Kaz dağları’ndaki siyanürle altın aranması çok dikkat çekti, çünkü doğa katliamı yapıldı, burada belki doğa katliamı yapılmamış olabilir ama ileriye dönük olarak doğal kaynaklarla ilgili büyük sıkıntıların çıkacağı gerçektir. Özellikle, eğitim bir tepenin ortasında siyanürlü altın madeni ve hemen ovanın başlangıcında bir baraj inşaatı, bu barajın sularıyla sulanacak tarım ürünlerinin masamıza geldiğini düşünmek bile istemiyorum.

Neyse bizim işimiz turizm, gelelim ilçenin tarihi ve turistik mekanlarına.

TARİHİ

İlçe 1938 yılı öncesinde Kuruçay köyü olarak bilinen bir kasabaya bağlıydı. Fakat 1938 yılında demiryolu buradan geçince ilçe merkezi, İliç’e alınmıştır. İlk yerleşim yeri, Karataş Mahallesi olarak bilinen ilçenin üst kısımları olmasına rağmen, zamanla Karasu ırmağına doğru genişlemiştir.

 

GEZİLECEK YERLER

 

SAATLİ ÇEŞME

İlçenin en önemli tarihi eseridir. 1937 yılı yapımıdır. Bir zamanlar Behçet Kemal Çağlar şöyle söylemiştir “İliçte bir çeşme var, altından su, üstünden zaman akar gider”. Rivayet odur ki çeşmenin suyundan içen herkes er ya da geç birgün mutlaka İliç’e geri dönmektedir.

 

AYDINLIK KANYON

İliç ilçesinin kuzey doğusunda Atma köyünden ulaşılır. Burası halk arasında “Aydınlık kanyon” olarak isimlendirilir. Bölgeye İliç’ten tekne ile ulaşmak ve kanyonda tekne ile dolaşmak mümkündür. Kanyonda: Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış ama günümüzde kullanılmayan demiryolu tünelleri, köprüler, sarp kayalıklar ve uçurumlar vardır. Kanyonda tekne gezisi yanında yürüyüş te yapmak mümkündür. Atma köyünden itibaren tünellerin içinden, köprülerin üzerinden geçilerek bir yürüyüş yapılabilir.

 

KURUÇAY HÜKÜMET KONAĞI

Kuruçay, Kemaliye ilçesine bağlı bir bucak iken, 1938 yılında demiryolunun İliç ilçesinden geçmesiyle ilçe merkezi İliç’e taşınmış ve burası İliç’e bağlı bir köy konumuna gelmiştir. Kuruçay’da az da olsa Osmanlı dönemine ait eski tarihsel doku vardır. Eski hükümet konağı en önemli tarihi binadır. Kuruçay’dan 1 kilometre ileride bulunan Kalebaşı denilen kalenin merdiven taşları, Kuruçay Hükümet Konağı yapımında kullanılmıştır.

 

ALTINTAŞ KÖYÜ

Bu köyde, Romalılar ve daha sonraki dönemlere ait çok sayıda kalıntı bulunmaktadır.

 

POLAT KRATER GÖLÜ

İlçenin kuzeydoğusunda, kükürtlü suyu olan ve çevresinde birçok farklı kuş türünün barındığı bir yerdir. Yakınında Boyalık ve Hasanova köyleri bulunur. Kuş foto safarisi, kamp ve doğa turizmi yapılabilir. Gölün kükürtlü suyunun ne gibi sağlık yararları olduğu bilinmiyor.

Erzincan tanıtımı.

Kemah tanıtımı.

Kemaliye tanıtımı.

Sivas Ulaş

Sivas Ulaş

İlçe merkezine bağlı bir köyde, iki tane muhteşem güzel yapı var. Buralara yolunuz düşerse, bu yapıları ve içlerinde bulunan muhteşem süslemeleri mutlaka görün.

ULAŞIM

Ulaş, Sivas arası uzaklık: 37 km. İlçe doğu transit yolu üzerindedir. Ulaş, Gürün arası uzaklık: 99 km. Ulaş, Kangal arası uzaklık: 52 km.

TARİHİ

Yörede ilk yerleşim, Selçuklu döneminde olmuştur. İlçe girişinde yaptırılan Selçuk Hanı kalıntılarından anlaşıldığına göre, yöre, Selçuklu döneminde önemli bir ticaret merkezidir. İlçenin tarihi geçmişinde yine önemli bir olay: Cumhuriyet döneminde yurt dışından gelen soydaşlarımız burada iskan edilmiştir. Yörede 1968 yılında Belediye kurulmuş, 1990 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

İç Anadolu bölgesinin doğu kısmındadır. Arazi geniş ve düzdür. Rakımı ortalama 1350 metredir. Bölgede: tarıma elverişli, düz ve kubasar ovası vardır. Yörede karasal iklim hakimdir, buna göre kışlar soğuk ve sert, yazlar ise kurak ve sıcak geçer.

İlçe topraklarında 11 tane göl vardır. Bostankaya ve Ulaş gölü en büyük göllerdir. İlçe merkezinde Tuz gölü bulunur.

Bu göl, yaz döneminde kurur ve beyaz bir görüntü ortaya çıkarken yapılan düzenleme ile Tecer deresi buraya yönlendirilmiş, göl canlı hale getirilmiştir. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, ilçenin hemen kuzeyinden, doğu-batı doğrultusunda geçer.

ULAŞ KÜLTÜR FESTİVALİ

Ulaş gölü parkında her yıl Haziran ayı içerisinde 1 gün süreli olarak yapılmaktadır. Festivalde, yerel ve ulusal sanatçıların sahne aldığı konserler düzenleniyor ve ata sporu olarak kabul gören cirit oynanıyor.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Ulaş Gölü

ULAŞ GÖLÜ

İlçe merkezinde Esentepe bölgesindedir.

Ulaş gölü kıyısında piknik alanı bulunmaktadır. Buradaki mesire alanı yöre ve yakın çevreden gelenler tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Gölde balık tutmak da mümkündür.

ŞEYHLERDİYAR (ŞEYH MEHMET DEDE) TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Gümüştepe (Şeyh Derdiyar) köyündedir. İlçe merkezine 10 km uzaklıktadır.

Gümüşpınar köyünün yörede bilinen ismi “Karacalar Tekkesi” dir. Çünkü, günümüzden 150-200 yıl kadar önce, birkaç kişi gelerek bu köye yerleşir ve bu göçmenler nedeniyle köye Karacalar Tekkesi ismi verilmiştir.

Yine köye “Şeyhler Diyarı” ismi de verilmektedir. Çünkü, tarihi süreç içinde, burada bir medrese yapılmış ve çevresindeki 12 köyün geliri, medrese ihtiyaçları için gelir olarak ayrılmıştır. Bu medreseden mezun olan alimlerin çokluğu nedeniyle köye Şeyhler Diyarı ismi verildiği söyleniyor.

Burada köyün içindeki cami avlusunda bir türbe bulunmaktadır. Türbenin Şeyh Mehmet isimli birine ait olduğu söyleniyor. Ancak türbenin ne zaman yapıldığı bilinmez. Şeyh Mehmet’in bu köyde çobanlık yaptığı, burada öldüğü ve sağlığında çeşitli kerametler sahibi olduğu anlatılıyor. Yine söylenenlere göre, bu türbe yapısı: Yavuz Sultan Selim döneminde türbe, medrese ve çeşme olarak yaptırılmıştır. Türbe haricinde, medresenin taşları, ev yapımında kullanılmıştır.

ACIYURT KÖYÜ CAMİİ

İlçe merkezine bağlı Acıyurt köyündedir.

İlçe merkezine 27 km uzaklıktadır. Kitabesi yoktur. Muhtemelen 19’ncu yüzyılda Kara Papak Türklerinin halk kahramanı Mihrali Bey’in kardeşi Ali Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Köyde anlatılanlara göre: Mihrali Bey ve kardeşi Ali Bey camiyi yaptırdıktan sonra, subay oldukları için ordu ile birlikte Yemen’e giderler ve orada şehit düşerler.

Sivas Ulaş Acıyurt Köyü Camii

Caminin çevresi taş duvarlarla çevrili bir bahçe içindedir. Duvarları taş örgülüdür. Çatının bir kısmı kiremit, bir kısmı ise saçla kaplıdır. Dış duvarları 1 metre kalınlığındadır. Caminin içinde ahşap işlemeciliği ve boya süslemeleri oldukça güzeldir. Ana gövdelerde ardıç ağacı kullanılmıştır.

Özellikle, ahşap minberde kök boya ile yapılmış süslemeler dikkat çeker. Tavanda yine kök boyalarla yapılan Osmanlı motifleri süslemeleri görülmeye değerdir. Kimyasal boya kullanılmamıştır.

İşlemelerin karanfil olduğu düşünülüyor. Minaresi: kuzeybatı tarafındadır. Kısa minare taştan yapılmıştır. Cami, 1993 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

ACIYURT-MİHRALİ BEY KONAĞI

İlçe merkezine bağlı Acıyurt köyündedir.

Konağın sahibi Kara Papak kökenli halk kahramanı olan Mihrali Bey: Gürcistan Tiflis doğumludur. 1877-1878  Osmanlı Rus savaşında büyük kahramanlık göstermiş ve daha sonra devlet tarafından maiyetiyle birlikte buraya yerleştirilmiştir.

Caminin tanıtımında anlattığım gibi, Mihrali bey; Sultan Abdülhamit’in emriyle 40’nci Hamidiye Süvari Alayını kurmuş, Yemen’de çıkan isyanı bastırmak için Sivas Valisi Reşit Paşa’nın Padişaha telkinlerinin ardından 500 adamı ile Yemen’e gitmiştir. Yemen’de İngiliz ve Araplarla mücadele etmiş ve şehit olmuştur. Mezar yeri bilinmemektedir.

Mihrali Bey: o dönemde 1889 yılında köyün 5 km batısındaki mezrada, bu konağı yaptırmıştır. 1933 yılında, oğlu konağın batısında kendisi için bir konak daha yaptırmıştır. Konak: söylenenlere göre, bir konak olmakla birlikte, aynı zamanda bir kültür merkezi işlevi görmüştür. Burada: halk ozanları şiir ve türküler söyler, güreşler tutulur, at yarışları yapılırmış. Zemin katta, haremlik, depo ve kiler bulunur. Özellikle tavan süslemeleri, nadir tavanlardan birisidir. Kalem işinde, renklerin uyumu, ustanın ahşabı işlemesinde incelikleri görülmeye değerdir. 1995 yılına kadar burada yaşam sürmüş, daha sonra sahiplerinin başka yere göçmeleri nedeniyle konak boş kalmıştır.

Sivas Ulaş Mihrabibey Konağı

Konak: 2004-2006 yılları arasında restore edilerek ziyarete açılmıştır.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas