Van Saray

Van Saray

Saray, Van arası uzaklık: 75 km. Saray, Özalp arası uzaklık: 39 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, 1869 yılında ilk kurulduğunda “Mahmudiye” ismini almıştır. 1915 yılımda bölge Ruslar tarafından işgal edilmiş, ancak Ruslar bölgede az bir süre kalmışlar ve bölgeyi Ermenilere terk etmişlerdir. Ermeniler bölgede kaldıkları sürede vahşice katliamlarda bulunmuşlardır.

Ancak 2 Nisan 1918 tarihinde Türk ordusu Van’a girince bölgeden kaçmışlardır. 3 Nisan 1918 tarihinde Türk kuvvetleri, Saray ilçesine girerek bölgeyi Ermenilerden tamamen temizlemişlerdir. 1932 yılında ise, yerleşim yerinin ismi “Kazım Paşa” olmuştur. Çünkü ilçeyi düşman işgalinden kurtaran Van Tümen Komutanı ismi Kazım Özalp’dir. 1986 yılında Belediye kurulur ve 1990 yılında ilçe olur.

GENEL

İlçenin en büyük özelliği İran ülkesiyle sınırı olmasıdır. Kapıköy sınır kapısı bu ilçededir. Diğer büyük bir özelliği ise, 2100 metrelik ortalama rakımı ile, Türkiye’deki en yüksek ilçedir. Yerleşim merkezi, Saray ovasının yukarı kısmına kurulmuştur.

İlçe genelinde geniş düzlükler bulunur. İlçenin doğu bölümünde bulunan dağlar, İran ile sınırı oluşturur. Yörede sadece Kotur çayı bulunur, bu çay ilçe sınırlarından geçerek İran tarafına ulaşır. Yörede karasal iklim hakimdir. Kışlar sert ve uzun geçer. Yazları az yağışlı ve çok sıcaktır. Dağlar genel olarak ağaçsızdır. Topraklar bozkır görüntüsü verir.

GEZİLECEK YERLER

Van Saray Yeşilalıç Kalesi-Açık Hava Tapınağı

YEŞİLALIÇ KALESİ, AÇIK HAVA TAPINAĞI

İlçe merkezine bağlı Yeşilalıç (eski ismi: Pagan) köyünün 1 km kadar güneyindedir. Köy ilçe merkezine 36 km uzaklıktadır.

Urartu döneminde yapılmış ve günümüze ulaşmıştır. Burada kale ve kutsal alan vardır. Kale: kuzey-güney doğrultusunda 60-70 metre, doğu-batı yönünde ise 20 metre uzunluğundadır. Bu kutsal alanı korumak için yapıldığı düşünülen bir karakol kalesidir.

Kalede ağır tahribat ve yangın izleri görülmektedir. Kalede: Urartu kalelerinin en büyük özelliği olan şarap, zehire gibi maddeleri saklamak için yapılan tamamen doğal kayaya oyulmuş depoların bulunmasıdır.

Kutsal alan kalenin 100 metre kadar doğusundadır. Burası bir açık hava tapınağı şeklinde tanzim edilmiştir. Aynı zamanda bir anıttır. Tapınak, tarihsel olarak büyük bir öneme sahiptir. Urartu Kralı Menua zamanında, özellikle bu bölgeyi takip eden Van’dan buraya gelen Büyük ve Küçük Karakol kaleleriyle dizayn edilmiş bu yol güzergahında ibadet yapılabilecek bir yer olarak düzenleniyor.

Burası tapınma yeri olarak kullanılıyor. Aynı zamanda tanrıların veya öbür dünyanın geçiş kapısı formunda yapılıyor. Burada: yapılan tapınakta, ibadette hangi tanrı için ne kadar kurban kesileceğini anlatan ve devamında bu yapıyı yapan kralın neden yaptığını anlatan yazıt var. Hatta sonunda da buraya kim zarar verirse onun için bir beddua var.

Elbette günümüzde bu çivi yazılı yazıtın altında buraya gelenler tarafından kazınarak çizilmiş isimler ve saçma sapan birçok yazı var. Bunlar sanırım çivi yazısını okuyamadıkları için Kral Menua’nın buraya zarar verenler hakkındaki bedduasının ve lanetinin farkında değiller. Neyse, umarım bu yazıyı okuyan ziyaretçiler, buraya giderse, bu bedduadan korkar ve herhangi bir zarar vermezler, isimlerini buraya kazımazlar.

Evet devam edelim. Bu tapınma alanı yol güzergahında olduğu için herkesin uğrak yeridir.

Tapınakta yaklaşık olarak 5 metre yüksekliğe sahip olan ve üzerinde Urartulara ait yazıların yer aldığı kaya kapısı bulunur. Bu kapı kutsal kabul edildiği için çok fazla tahrip edilmemiştir. Ancak bu muhteşem kapı üzerinde, çok sayıda ziyaretçinin kazınmış ismi var.

İnanılmaz bir rezillik. Bu kayaya kazınarak yazılan bu yazılar kolay ama bunların temizlenmesi mümkün değil, hatta ve hatta buraya giderseniz göreceksiniz, dinamit patlatmışlar, kapının ardında birşeyler bulunduğunu düşünerek dinamit patlatmışlar, siyah izlerden bu anlaşılıyor.

Peki niye bu kapı: Urartular, tanrı ve tanrıçaların yılın belirli zamanlarında bu kapıdan geçiş yaptıklarına inanırlar, tapınaklarına bu tür kayalara oyulmuş kapılar yaparlarmış.

Urartular döneminde inşa edilen Yeşilalıç Kalesinin çevresinde bulunar sarnıçlar ile yakınındaki bir mağaranın duvarlarında bulunan kaya resimleri de ilgi çekicidir.

ZAMBAK KANALI

İlçe merkezine bağlı Yeşilalıç köyünün 1 km güneydoğusundadır. Zambak kanalı, Urartu su mühendislerinin muhteşem bir eseridir.

Kanal: Pagan çayından alınmıştır. Pagan çayı, arazide derin ve geniş bir vadide akar. Zambak boğazı kayalığı ise, bölgede bulunan iki karakol kalesini birbirinden ayırır.

Kanal: MÖ 7’nci yüzyıla tarihlenir.

İki Urartu kalesi olan Yukarı Yeşilalıç ile Aşağı Yeşilalıç Kalesini birbirinden ayıran kanal, Köyüstü Göletine kadar toprağın altından geçer. Kanal oldukça derin açılmıştır. Kanalın genişliği 4 metredir. Derinliği ise 50-80 cm arasında değişir.

Ancak gerçek derinliğinin 1 ile 1.5 metre arasında olduğu tahmin edilmektedir. Uzunluğu yaklaşık 900 metredir. Kayalıklar içine yapılan kanal define avcıları tarafından tahrip edildiğinden, günümüzde çalışmamaktadır.

Kanalın Urartu su mühendisliğinin başarılı bir çalışması olduğu vurgulanır.

Van hakkındaki gezi yazım için Van

İzmir Bayındır

İzmir Bayındır


Bayındır denilince ilk akla gelen: İzmir ve çevresinin çiçek ihtiyacının karşılandığı bir yöre ve yüzlerce sera akla geliyor. Evet, İzmir ve çevrenin sebze ve meyve ihtiyacı ve çiçek ihtiyacı, buradan yani Bayındır ilçesinden karşılanıyor.
Evet, burası tipik bir Ege kasabasıdır. Yani, köyden devşirme bir kasaba. Ancak, yeni yapılaşmalar ile, modern bir görünüme kavuşmaya çalışmaktadır.

İzmir Bayındır

ULAŞIM

Bayındır ilçesinin, bağlı bulunduğu İzmir il merkezine uzaklığı: 79 km. dir. Bayındır-Tire arasındaki uzaklık: 19 km. Bayındır-Torbalı arasındaki uzaklık: 33 km. Bayındır-Ödemiş arasındaki uzaklık: 35 km. Bayındır-Selçuk arasındaki uzaklık: 60 km. Bayındır-Seferihisar arasındaki uzaklık: 119 km. Bayındır-Çeşme arasındaki uzaklık: 151 km. Bayındır-Karşıyaka arasındaki uzaklık: 90 km.
Kara yolu dışında, İzmir-Torbalı-Ödemiş-Tire demir yolu bağlantısı, ilçe merkezinden geçmektedir.

İzmir Bayındır

TARİH

Yörenin tarihi geçmişi incelendiğinde, bilindiği kadarı ile: sırası ile, MÖ.3000 yıllarında Hititlerin, sonra ise Frigler, Lidyalılar, Bizanslılar ve 1084 yılında Selçuklular ve 1425 yılında ise Osmanlıların egemenlik kurdukları anlaşılmaktadır. Ancak: bölgenin, Efes-Sard arasında, antik dönemde uzanan “Tarihi Kral Yolu” üzerinde önemli bir nokta olduğu da bilinmektedir.
Tarihi süreç içindeki en büyük özellik: Selçuklular döneminde, 24 Türk boyundan biri olan “Bayındır” Türkmen boyunun buraya yerleşmesidir. Söylenenlere göre: ilk yerleşimciler Ergene deresi kıyısında yerleşmişler, ancak taşkınlar nedeniyle, daha sonra günümüzdeki bölgeye çekilmişlerdir. Akkoyunlu Devletini kuranlar, Bayındır oymağından gelmektedirler.
Osmanlı döneminde ise, burası, Şehzadeliği döneminde, II. Selim’e verilmiştir. Padişah olunca, II. Selim, bu bölgeyi, damatlarından Sadık Paşa’ya has olarak bağışlamıştır.
Bayındır yöresi: 1871 yılında Belediye ve 1875 yılında ilçe olmuştur. 1919 yılında, 2.5 yıllık Yunan işgali görülür. 1922 yılında işgal sona erdirilir.

İzmir Bayındır

GENEL

Yerleşim: İzmir şehrinin güneydoğusunda, Küçük Menderes nehri havzasındadır. Yüz ölçümü: 588 km. karedir. Denizden yükseklik: 85 metredir.
Yerleşim yeri: Ege denizine dik olarak uzanan Bozdağlar üzerindeki Bayındır ve Basra tepelerinin güney yamaçlarına kurulmuştur. Doğudan, Küçük Menderes nehri geçmektedir.
Yörede, tipik Akdeniz iklimi görülür ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer. Dağların denize dik uzanması nedeniyle, deniz etkisi iç kesimlere kadar yayılır. Kar yağışı, yüksek yerler dışında nadiren görülür.
Ekonomik etkinlik olarak, yörede sebzecilik ve meyveciliğin yaygın olduğu görülür. Yılda, birden fazla ürün alınabilmektedir.

Bölgenin büyük bölümünde: çiçek üretim seraları ve zeytin ağaçları görülmektedir. Zeytin ağaçlarının bittiği yerde ise, ormanlar başlar.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse, mutlaka, buraya has “katmer” yemelisiniz.

KONAKLAMA

Bayındır Öğretmenevi Atatürk Mah.1041.Sokak.No.19 232-5814838

İzmir Bayındır

GEZİLECEK YERLER

HACI SİNAN CAMİSİ

İlçe merkezinde, Basra tepesine inşa edilen cami yapısı; 19 kubbelidir. 1544 yılında yapılmıştır. Daha sonra ise eklemeler yapılarak, külliye haline getirilmiştir. Tipik kare şekli Osmanlı mimari özellikleri taşır.

TELCİOĞLU CAMİSİ

Demircilik camisi olarak da bilinir. 1878 yılında, Zadebaşı kızı Züleyha tarafından yaptırılmıştır.

ESKİ HÜKÜMET BİNASI

Yapı, Osmanlının son döneminde, yani 1761 yılında yaptırılmış ve 1945 yılına kadar Hükümet Binası olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise “Alman Kız Sanat Okulu” olarak kullanılmıştır. Yapının önündeki eski tarihi çeşme ilgi çekmektedir. Binanın cephesinde ise, eski yazı ve süsler görülmektedir.

ESKİCİ DEDE TÜRBESİ

Türbe: Ahmet Bin Murat isimli bir zata aittir. Yapılış tarihi olarak, günümüzden 450-500 yıllık bir geçmiş düşünülmektedir. Türbede, 2 mezar bulunmaktadır. Türbe, günümüzde yerel halkın adak adayıp, sıkça ziyaret ettiği bir yer olarak bilinmektedir.

BAYINDIR KAPLICALARI-ILICALARI

İlçe merkezinin kuzeydoğusunda, Turgutlu yolu üzerinde, ilçe merkezine 8 km. uzaklıktadır. Burada: Ergendi ve Dereceköy isimli kaplıcalar bulunuyor. Bunların birbirine uzaklıkları ise, 15 dakikadır. Kaplıcaların su sıcaklıkları: 40 derece civarındadır. Sularının muhteviyatı ise: kükürt ve sodyum, bikarbonat içeriklidir. Suların iyi geldiği söylenen rahatsızlıklar ise: romatizmal hastalıklar, deri hastalıklarıdır.

İzmir şehir içi gezi planı hakkındaki yazım için.

 

İzmir Beydağ

İzmir Beydağ


Beydağ denilince, benim aklıma gelen ilk şey “kestane”dir. Buraya yolunuz düşerse, mutlaka kestane tatmalısınız. Bunun yanında, yörenin herhangi bir tarihi ve turistik özellikleri yok. Yani, burada turizm etkin değil.

İzmir Beydağ

ULAŞIM

Beydağ, bağlı bulunduğu İzmir iline, 142 km. uzaklıktadır. Beydağ-Ödemiş arasındaki uzaklık; 38 km.

İzmir Beydağ

TARİH

Yöre; iklim ve bereketli toprakları nedeniyle, Hititlerden bu yana, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
1430’lu yıllarda, bölgenin ismi: Karye olarak geçmektedir. 1453 yılında, yöre, Tire ilçesine bağlanır. 1871 yılında kaza olarak görülen ilçe, 1927 yılında Belediyelik olur.
Yörenin, Balyambolu olan ismi: 1926 yılında, Beydağ olarak değiştirilir. 1988 yılında, yöre ilçe olur.
Evet, sonuç olarak Beydağ yöresinin ilk yerleşimcilerinin veya kurucularının kimler oldukları belli değildir. Ancak, Bizans döneminde, burada bir yerleşim yeri olduğu ve isminin “Palaiapolis” olduğu bilinmektedir. Sözcüğün kelime anlamı Eskişehir’dir. Türkler, 13’ncü yüzyılda bölgeyi ele geçirince, buranın ismi “Balyambolu” olarak değiştirilmiştir. Daha sonra ise, güneydeki dağlara istinaden, buraya “Beydağ” ismi verilmiştir.

İzmir Beydağ

GENEL

Beydağ yöresi: doğal zenginlikleri nedeniyle, antik dönemlerden bu yana, insanların ilgisini çekmiştir. Rakım: 235 metredir. İlçe toprakları içinden: Küçük Menderes mehri ve bunun en büyük kolu olan Tesavra çayı geçer. Bölgede Akdeniz iklimi egemendir. Dağların denize dik olması nedeniyle, deniz etkisi iç bölgelere kadar taşınır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer.

Yağışlar genellikle, yükseklerde kar, İlçe merkezinde ise yağmur şeklinde görülür. Toprak çok verimlidir. Beydağ ve çevresi, yaz ve kış yeşil olarak görülür. Yöre insanının temel ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve hayvancılık gelmektedir. Tarımsal faaliyetler, özellikle iklim ve toprağın verimli olması nedeniyle, yılda 2-3 kez ürün alınmasını sağlamaktadır. Tarımsal ürünlerin başında: kestane, incir ve zeytin gelmektedir.

İzmir Beydağ

GEZİLECEK YERLER

Yörede tek ilgi çekici yer Beydağ Barajıdır. Baraj kıyısında, günübirlik piknik yapmaya elverişli yerler bulabilirsiniz. Baraj kıyısında mesire alanları, piknik alanları bulunmaktadır. Bunun dışında, yörede tarihi ve doğal özellikleri bulunan herhangi bir gezilecek yer öneremiyorum. 

İzmir şehir için günlük gezi planı hakkındaki yazım için.