Konya Ahırlı

Konya Ahırlı

İlçe merkezi, Seydişehir-Bozkır kara yolu üzerinde kurulmuştur. Ahırlı, Konya arası uzaklık: 116 km. Ahırlı, Bozkır arası uzaklık: 16 km. Ahırlı, Seydişehir arası uzaklık: 41 km. Ahırlı, Yalıhöyük arası uzaklık: 11 km.

TARİHİ

Konya bölgesinin Türkleştirilmesi sırasında, buraya Orta Asya’dan getirilen Türk aileleri yerleştirilmiştir. Takip eden dönemde, bu yöre, Anadolu Selçuklularının askeri ve atlı birliklerinin at tavlalarının bulunduğu bir askeri merkez ve üs olarak kullanılmıştır.

Bu görevi yapan İçel Türkmenlerinden olan Dodurga Oğuz Beylerinden meydana gelen Ahırlı Beyleri, o dönemde bölgeyi kahramanca savunmuşlardır. Atların yetiştirildiği bu ahırlar, eski cami mevkiinde bulunan yoldadır. En eski yerleşim bölgeleri: Dodurga, Doğancı Deresi ve Gavur Ören mevkileridir.

Yörede belediye teşkilatı 1962 yılında kurulmuştur. Ahırlı, Bozkır ilçe merkezine bağlı iken 1990 yılında ilçe olmuştur.

İlçenin ismi neden “Ahırlı”; Bu konuda çeşitli söylentiler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi: Selçuklu döneminde, bölgede Ahu Bey isimli bir bey yaşamaktadır, Ahu Bey’e istinaden bölgeye Ahurlu ismi verilmiş ve bu isim zamanla Ahırlı olarak değişmiştir.

Bir diğer söylentiye göre: Selçuklu döneminde Bozkır yöresini ilk fetheden Bozkır Bey’in at bakıcısı daha sonra bu bölgeye yerleşmiş ve Ahırlı ismi buradan gelmektedir.

Konya Ahırlı

GENEL

İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Denizden yükseklik ortalama 1200 metredir.  Ahırlı, Suğla Gölünün doğusunda yavaş yavaş yükselen bir set üzerine kurulmuştur. Güneyinde Toros sıra dağları uzanır.

Toros sıra dağlarının kuzeyinde ve eteklerinde çeşitli yaylalar vardır. Bahar aylarında bu yaylalara göç yapılır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca akarsuyu Çarşamba suyudur.

Bölge sağlam kalkerlerden oluşan bir alana kurulmuştur ve o yüzden deprem riski düşüktür. Yörede: İç Anadolu ve Akdeniz iklimleri görülür.

AKKİSE BAHAR ŞENLİKLERİ

Her yıl geleneksel olarak Mayıs veya Haziran ayında yapılır. 2000 yılından bu yana yapılıyor. Yıllardır tüm Akkiseliler bir araya geliyor, hem şenliklerini yapıyor hem eğleniyorlar.

AHIRLI YAYLA ŞENLİKLERİ

Her yıl geleneksel olarak Mayıs veya Haziran ayında yapılır.

GEZİLECEK YERLER

Konya Ahırlı Merkez Camii

MERKEZ CAMİSİ

İlçe merkezinde bulunan Merkez Camisi, 19’ncu yüzyılda yapılmıştır. Yapı: moloz taş duvarlı, ahşap örtülü, düz damın üstü sonradan kırma çatı ile kapatılmıştır.

Beşer sütun olmak üzere, iki sütun sırasıyla boyuna üç sahına ayrılmıştır. Caminin hemen bitişiğinde Süleyman Efendi Türbesi bulunmaktadır.

 

ASARCIK

Burada bir zamanlar bağcılık yapılıyormuş ama zamanla kasaba boşalmıştır. Ancak tarihi süreç incelendiğinde, bir zamanlar burada Romalıların yerleşik bir düzeni olduğu anlaşılır. Roma döneminde burada yaşayan halk: madencilik ve çömlek işiyle uğraşıyormuş.  Bugün burada Romalılardan kalma ören yerleri olan bir tepe ve tepenin eteklerinde artık bakımı yapılmayan üzüm bağları görülebilir.

AKKİSE KÖYÜ

İlçe merkezine bağlı bir köydür. Bizanslılardan kalma Ak kilise nedeniyle buraya “Akkilise” ismi verilmiş ama zamanla bu isim halk dilinde “Akkise” olmuştur.

Kise Çalı

Akkilise olarak rivayet edilen kilise: kasabanın güneydoğusunda bulunan Kise Çalı denen bir dağdadır. Bu bölgede köy halkı, zaman içinde tarihi kalıntılara rastlamıştır. Şu an, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Cuma camisi

İlçe merkezine bağlı Akkise’de bulunmaktadır. Cami muhtemelen 1232 yılı civarında yapılmıştır. Halen ibadete açıktır.

BARTLI YAYLASI

İlçe merkezine 9 km uzaklıktaki yayla 1300 metre yüksekliktedir. Toros dağlarının yeşil vadilerinden biridir. Halkın bir kısmı bu yaylada yaz-kış kalırlar. Çünkü burası bir köyü andırır, elektrik, su ve telefon hizmetleri vardır. Ulaşım yönünden de sıkıntı yoktur. Yaylada yazın kuruyan dere kenarında dikili kavak ve söğüt ağaçları bulunur. Çatal oluk ve küllüce çeşmeleri vardır. Her yıl Mart ayında, yaylada sarı-mor çiçekler açıyor ve harika bir görüntü oluşuyor.

BADEMLİ-AŞAĞI YAYLA

İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Badem ağacının fazla olması nedeniyle ismini buradan almıştır. İlçeye en yakın yayla olduğu için hem hayvancılık hem de tarımla uğraşan vatandaşlar tarafından yoğun tercih edilir. Kış aylarında bu yaylada, hayvan yetiştiricileri kalmaktadır. Bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Arıcılık yapılmaktadır.

AŞAĞI OLUK YAYLASI

İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Doğusunda Sivri dağı, güneyinde Beliğilledin dağı bulunmaktadır. Ladin ağaçlarının kuzeye doğru yetiştiği en uç dağdır. Aşağı Yayla, ilçe merkezine yakın olmasından dolayı, kısa zamanda gidilip gelinecek olması nedeniyle kışlama imkanı da tanımakta, ailelerin bazıları yaz-kış burada ikamet etmektedirler.

Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için  Beyşehir

Konya Akören

Konya Akören

Akören, Konya arası uzaklık: 55 km. Akören, Bozkır arası uzaklık: 51 km. Akören, Seydişehir arası uzaklık: 54 km. Akören Çumra arası uzaklık: 45 km.

TARİHİ

Yörenin tam olarak bir yerleşim yeri oluşu 17 ve 18’nci yüzyıllara rastlar. Akviran’ın büyümesi ve gelişmesi: 1’nci Dünya Savaşından sonra olur. Bir diğer sebep ise, Bozkır ilçesi halkının ticaret amacı ile gelip geçerken yol uğrağı olması ve zamanla bazılarının gelip buraya yerleşmeleridir. 1914 yılında Akören bucak olur ve Belediye teşkilatı kurulur. Akören 119 Haziran 1987 tarihinde çıkarılan bir kanunla ilçe statüsü kazanmıştır.

Peki niye “Akören” ismi? Söylentilere göre bir zamanlar burası gür ormanlarla kaplıymış. Çok miktarda av hayvanı varmış ve bu yüzden buraya “Avvuran” veya “Avveren” ve “Avren” ismi veriliyormuş. Son olarak “Akviran” diye kullanılan isim 1961 yılından sonra “Akören” olarak kullanılmaya başlamıştır.

Konya Akören

GENEL

İlçe, İç Anadolu bölgesinin güneybatı kısmında, il merkezi Konya’nın güneyindedir. Toros dağlarının İç Anadolu’ya bakan yamaçlarında yer alır. Üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilidir.

Denizden yükseklik ortalama 1175 metredir. Yüksekte bulunduğundan İç Anadolu bölgesinin tipik ara iklimi hakimdir ve buna göre yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Doğal bitki örtüsü step bitkileridir.

Yükseklere çıkıldıkça orman örtüsü biraz daha fazlalaşır. İlçe halkının başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Geçmiş yıllarda dokunan Akviran kilimleri örnekleri, günümüzde İstanbul Sultanahmet Müzesinde sergilenmektedir.

Konya Akören Alirıza Ercan Meslek Yüksek Okulu

AKÖREN ALİ RIZA ERCAN MESLEK YÜKSEKOKULU

Konya Selçuk Üniversitesine bağlıdır.1987 yılında öğretime açılmıştır. Bölgenin en modern ve donanımlı yüksekokullarından birisidir. Kampüs alanı içinde kız öğrencilerin barınma ihtiyacını karşılamak için 135 öğrenci kapasiteli modern bir yurt bulunur. Bunun dışında çeşitli yurtlar bulunmaktadır.

Konya Akören

GEZİLECEK YERLER

Konya Akören Koca Cami-Büyük Cami

KOCA CAMİ-BÜYÜK CAMİ

Caminin 1844 yılından önce yapıldığı düşünülmektedir. İlçenin en eski yapısıdır. Birçok defa restore edilen cami, hala ibadete açıktır. Caminin yapımında devşirme malzeme kullanılmıştır.

ŞEYTANLI SARNIÇ

Hatunsaray-Akören yolu üzerinde, ilçe merkezine 2 km uzaklıkta yolun sağında, kayaya oyulmuş bir sarnıç vardır. Sarnıcın kitabesi yoktur. Sarnıçlar: su ihtiyacının karşılanması, hayvanların sulanması ve çevredeki insanların yük yıkıma gibi işlerinde kullandıkları sarnıçlar, Akören ve çevresinde oldukça revaçtadır.

Konya Akören Akçeşme

AKÇEŞME

İlçe merkezinin 5 km kadar kuzey batısındadır.

Buranın ismi Tülcedir bir de “Kisecik” tir. Akören yöresinde, koyun cinsine “tüylü davar” derler. İşte bugün Akören’in üç mahallesinden biri olan Tülce Mahallesi ismi buradan gelir. Bu Tülce’de yani Akçeşme harabelerinde herhangi bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Burada, yöreye ismini veren çeşme, halen bulunmaktadır.

Çeşmenin kaynağında elips şeklinde bir havuz yani su deposu: mimari tarzına bakılarak, bu yerleşim yerinde, gayri Müslüm devirlere ait bir yaşantının varlığından söz edilebilir. Muhtemelen Bizans dönemi yapısıdır.

Zaten bugün toprak üstünde çeşitli taşlar, direk başları, Yunan yazıtlarına rastlanılır. Akçeşme günümüze kadar zaman zaman tamir edilmiştir. Çeşme civarı, günümüzde piknik ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, yine bu yörede “Kisecik Harabeleri” mevkiinde bir yığma höyük bulunmaktadır.

Konya Akören Akçeşme Mezarlar ve Mezar Taşları

Mezarlar ve Mezar Taşları

Akçeşme mezarlığındaki mezar taşlarının Selçuklu döneminden kaldığı düşünülmektedir. Oldukça ilginç mezar taşları vardır.

Konya Akören Koca çeşme

KOCAÇEŞME

İlçe merkezinde Altan Tufan Caddesindedir. 1916 yılımda Sillede oturan Rumlar tarafından yapılmıştır. Susuzluk yıllarında, bu çeşmeden su alabilmek için oluşturulan su sıraları, Akörenlilerin hafızasındadır.

BAYINDIR HARABELERİ

Buranın bir Selçuklu köyü olduğu sanılmaktadır. Akören yöresinin, buradaki su pınarından başka kaynak veya pınar şeklinde suyu yoktur. Eskiden, halk kurak yıllarda buraya çıkarmış. Burada yapılan yağmur duası diğer yerlerde görülen yağmur dualarından farklıymış.

Bu pınardan alınan kara çakıllar götürülür, pınarın biraz öte tarafında bulunan, yine bir su kaynağının ağzındaki büyük bir taşını dibine dökülürmüş. Yani: bundan anlaşıldığına göre, Bayındırlılar, Oğuzların milli rengi olan siyah rengi tercih etmeyi sürdürmüşlerdir.

Ve yağmur yağdırmak ruhi varlığı (sihirbazlığı) zaten Oğuzlarda bir gelenekti. Tüm bunlar değerlendirildiğinde, Bayındır yerleşkesinin de bir Selçuk ve Oğuz kalıntısı olduğu düşünülür. Akören’de Bayındır boyunun rumuzlarını taşıyan izlere de rastlanır.

KAYASU (MAY KASABASI) MAHALLESİ

Belde: Konya-Antalya İpek Yolu bağlantısı üzerindedir. Kayasu (May Kasabası) güzel su, şifalı su anlamına gelmektedir. Horasan erenlerinden Seyyid Harun’un küçük kardeşi Körpe Seyyid göç sırasında burada vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir.

Burası doğal kaynak suları ve Körpe Seyit Türbesi ile dikkat çekmektedir. Kayasu-Akisse arasında bulunan Kayasu göleti de bölgeye ayrı bir güzellik katar. May Beli üzerinde bulunan eski May Beli Hanı, İpek Yolunda seyahat eden insanlara hizmet vermiştir. Bu gün Mal Han kalıntıları bulunmaktadır.

ORHANİYE KÖYÜ

İlçenin en büyük ve en güzel köyüdür. İçindeki asırlık ardıç ağaçları halen en gözde mekanlar arasındadır. Köyün doğusunda Dinorma bölgesi kalıntıları ve köyün içinde Osmanlı köprüsü ilgi çeker.

Konya Akören Orhaniye Köyü Köprüsü

Orhaniye köyü köprüsü

Köprü, köyün merkezinden geçen deri üzerine kurulmuştur. Dere, Akören göletine su tutulması nedeniyle mevsimsel olarak akmaktadır. Köprü: 36 metre uzunluğunda ve 5.50 metre genişliğindedir. Her iki uçtan, hafif eğimle yükselen, ortada düz tabliyeli bir köprüdür.

Basık kemerli, dört gözlü olan köprünün ortadaki serbest üç ayağının kuzeybatıdaki menba tarafından yarım daire şekille selyaranları bulunmaktadır. Selyaranların başlıkları kavisli üçgen şekillidir. Köprü korkulukları oldukça sağlam yapılmış olup dikdörtgen şekilli blok taşlardandır.

Köprünün yapımında dış yüzleri pürüzlü, oldukça düzgün kesme taşlar sıralar halinde kullanılmıştır. Kemer örgüleri hafif çıkıntılı, kemer kilit taşları barok karakterde öne doğru hem çıkıntılı hem uzun tutulmuş ve esere görsellik kazandırılmıştır.

Bir sıra halinde yan yana dizilen blok taşlarla oluşturulan korkulukların üst kısımları yuvarlatılmıştır. Ayaklar ve selyaranların alt kısımlarında çimentolu harçla papuç şeklinde onarımlar görülür. Köprünün her iki tarafındaki eğimli kısmın korkulukları da çimentolu harçla tutturulmuş moloz taş örgülüdür.

Süsleme olarak genel anlamda düzgün ve ahenkli işlenmiş taşların görüntüsü sayılabilir.

Köprünün ne zaman yapıldığına dair yazılı bir belge yoktur. Orhaniye köyünü tanıtan bazı kaynaklarda köprünün Selçuklulardan kaldığı veya Osmanlı köprüsü olduğu şeklinde bilgiler mevcuttur.

Yapının malzeme, teknik, plan şeması gibi özellikleri 18-19’ncu yüzyıllar için uygundur. Moloz taş örgülü korkuluklar, selyaranların ve ayakların papuç kısımlarının 1983 tarihinde onarım gördüğü söylenir.

KAYASU (MAY) KASABASI:

Konya Akören Kayasu Kasabası Kanlıçay Köprüsü

Kanlıçay köprüsü

Kayasuyu kasabası sınırları içinde, kasabanın batısında,  yaklaşık 1 km uzaklıktadır. Köprü Kanlıçay deresi üzerindedir. Köye ait kanlı çay deresi üzerindeki değirmenlere giden yol bu köprüden geçer. Doğu-batı doğrultusunda 15 metre uzunluğunda ve 4.60 metre genişliğindedir. Köprünün taş korkulukları oldukça yüksek tutulmuştur.

Tamamen moloz taş malzeme ile inşa edilen köprüde çimentolu harç kullanılmıştır. Muhtemelen kurulan ahşap iskele üzerine çimentolu harç dökülmüş ve taşlar onun üzerine örtülmüştür. Tonoz karnındaki çimentolu harç üzerinde kalıp izleri görülür.

Köprü korkuluk duvarının moloz taş örgüleri üstten ve içten çimentolu harçla kabaca sıvanmıştır. Köprünün tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Kullanılan malzeme ve teknik özellikleri değerlendirildiğinde 1950’li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir.

AVDAN

İlçe merkezine 30 km uzaklıktadır. Tarihi oldukça eskilere gitmektedir. MS 700 yıllarında yaşayan Avdan Şeyhi Hacı Zahrettin Efendi ve ailesi türbesi, buradadır. Beldeye 5 km uzaklıktaki Çarşamba çayı (Mavi) görülmeye değer doğa harikası bir yerdir. Belde ardıç ağaçları ve mesire alanları ile meşhurdur.

Avdan Tekkesi

Avdan beldesinde, MS 700’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilen Avdan Şeyhi Hacı Zahrettin mezarı bulunuyor. Tekke: Hacı Zahreddin mezarının yakınında bulunuyor. Tekkenin özellikleri: ruh sağlığı bozuk insanların tedavisinde iyi geldiği sanılıyor.

Avdan Tekkesinin Türkiye genelinde ve özellikle de Konya’da çok iyi biliniyor. Tekkeyi ziyarete gelen insanların en az bir gece burada kalması gerekiyor ve belde esnafının geliri artıyor. İnsanlar geceleyin burada yattıkları zaman şifa bulduklarına inanıyorlar.

 Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için  Beyşehir

 

Konya Derebucak

Konya Derebucak

Derebucak tam bir mağara cenneti, mağara tutkunları mutlaka burayı ziyaret etmeliler, ancak unutulmaması gereken bir husus var, bu mağaralara sadece profesyonel mağaracılar girebiliyorlar, yani amatör mağara tutkunları için bu muhteşem güzellikteki mağaraları gezmek pek mümkün değil.

ULAŞIM

İlçe: Beyşehir-Antalya kara yolu üzerindedir. Derebucak, Konya arası uzaklık: 140 km. Derebucak, İbradı arası uzaklık: 45 km. Derebucak, Beyşehir arası uzaklık: 46 km. Derebucak, Seydişehir arası uzaklık: 49 km.

TARİHİ

İlçenin kuruluş yılları, Anadolu Selçuklu dönemine rastlar. 1912-1926 yıllarında Derebucak ve çevre köyler Akseki ve İbradı’dan ayrılarak Seydişehir’e bağlanır. Cumhuriyetin ilk yıllarında: Akseki ile ilgili resmi kayıtlarda çoğunlukla Derebucak bazen Dereköy olarak yazılır. Seydişehir ile ilgili resmi kayıtlarda ise Derebucak yazılır. 1930’lardan sonraki kayıtlarda hep Derebucak olarak geçer.

İlçe 1927 ve 1955 yıllarında iki büyük yangın geçirmiştir. Bu büyük yangınlarda ilçede bulunan yapıların büyük kısım yanarak yok olmuştur. Her iki yangın da, burada yaşayan nesiller üzerinde derin izler bırakmıştır.

Bu felaketlerin beraberinde kıtlık ve sel felaketleri de görülür. 1873-1874 tarihleri ve 1920-1940 yılları arasında bölgede büyük kıtlık görülür. 1907 yılında ise Gembos ovasının sularla dolması sonucu Derebucak arazisi su baskınına uğrar.

1960 yılında Avrupa kapıları Türk işçileri için açılınca, Derebucak bir gurbetçi beldesi olur. Gurbete göç 1962 yılında başlamış ve uzun yıllar devam etmiştir. 1967 yılında yörede Belediye teşkilatı kurulur. 1987 yılında ise İlçe olmuştur.

Konya Derebucak

GENEL

Akdeniz bölgesinde ve Torosların arasında bulunmaktadır. Denizden yükseklik ortalama 1240 metredir. Denizden yüksek olması nedeniyle tam anlamıyla Akdeniz iklimi hakim değildir. Bu yüzden: karasal geçiş iklimi vardır.

Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. İlçenin ekonomik faaliyetleri, 1960’lı yıllara gelinceye kadar: av tüfeği imalatı, tarım, hayvancılık ve halıcılıktır.

Av tüfeği imalatı ve halıcılık 1968 yılına kadar devam eder. Ancak 1965 yılında Avrupa’ya göçler başlayınca bu konuda kurulan kooperatifler zaman içinde küçülmüş ve sonra kapanmıştır. Günümüzde başlıca ekonomik etkinlik tarım ve hayvancılıktır.

Konya Derebucak Av tüfeği imalatı

Ancak av tüfeği (Huğlu marka tüfekleri Huğlu Mahallesinde yani burada imal ediliyor) imalatı sürmektedir. İlçenin en büyük özelliklerinden birisi de, yurt dışında çok sayıda gurbetçi işçi bulunmasıdır.

 

DEREBUCAK MAĞARALARI TANITIMI VE YAYLA ŞENLİKLERİ

Her yıl Temmuz ayında geleneksel şenlikler düzenlenmektedir. Şenliklerde: çeşitli oyunlar, yarışmalar ve eğlenceler düzenlenir. Ayrıca konserler verilir.

Konya Derebucak

GEZİLECEK YERLER

 

ÇAMLIK KÖYÜ

Konya Derebucak Çamlık Köyü Dedetarlası Mağarası

Dede Tarlası Mağarası

Köyün 4 km güneybatısında, Medi mevkiindedir. Mağaraya ulaşmak için stabilize yolda bir süre yürümek gerekiyor. Mağaranın uzunluğu 533 metre ve yüksekliği 05 ile 5 metre arasında değişmektedir. Mağaranın iki tane girişi vardır.

Konya Derebucak Çamlık Köyü Dedetarlası Mağarası

Birinci giriş: kayalar arasındadır, eğilerek girebilirsiniz. İçeride 100 metre kadar ilerledikten sonra ikinci girişe ulaşılır. İkinci giriş, oldukça diktir ve 8 metre yüksekliktedir. Bu ikinci girişten sonra 200 metre yürüdüğünüzde su havuzlarına ulaşırsınız. Bu havuzların derinliği yaklaşık 1.5-2 metre kadardır.

Mağaranın son kısmında ise, oldukça yüksek bir salon kısmı bulunur. Bu salonun zemini, kayaların su tarafından aşındırılmasıyla oluşmuştur. Mağaradan çıkış için, tekrar aynı yoldan geri dönmeniz gerekiyor.

Konya Derebucak Çamlık Köyü Körikini Mağarası

Körükini Mağarası

Köyün 1 km batısındadır. Buraya stabilize yol ile ulaşılır.

Uzunluğu 1320 metre, yüksekliği 30 metredir. Mağaranın girişi oldukça etkileyici bir görünüme sahiptir ve 30 metre yüksekliktedir.

Konya Derebucak Çamlık Köyü Körikini Mağarası

Mağara içerisinde 130 metre ilerledikten sonra derin bir göle rastlanır. Gölün yanından ilerlediğinizde mağara tavanının metrelerce yükseldiği görülür. Ayrıca: mağaranın çıkışında 12 x 12 metre boyutlarında bir çıkış yeri göreceksiniz. Ancak çıkışa ulaşmadan hemen önce: oldukça etkileyici bir görüntü ile karşılaşacaksınız. Bu bölümde: birçok havuz, sarkıt ve dikitler bulunur. Havuzların derinlikleri 1 ile 1.5 metre arasında değişir, yaz aylarında ise havuzlar boştur. Mağaranın çıkışı, Değirmenlik vadisi içindedir.

Konya Derebucak Çamlık Köyü Suluin Mağarası

Suluin Mağarası

Körükini mağarasının çıkışının 300 metre aşağısındadır.

Mağaranın uzunluğu 300 metredir, yüksekliği ise 20 metredir. Genişliği 3 ile 8 metre arasında değişir. Mağaranın üst girişi kayalıktır. Girişten sonra iki gölet vardır ve bunlar geçildikten sonra 150 metre uzunluğundaki gölete ulaşılır.

Konya Derebucak Çamlık Köyü Suluin Mağarası
 

Bu mağaranın en büyük özelliği, mağaranın duvarlarında Roma döneminden kalma aziz ve azizelere ait 14 fresko bulunmasıdır.

Göletlerde kısa kürekli botla gezmek mümkündür. Ancak bazı kısımlarda suyun derinliği 5 metreye kadar ulaşır. Mağaranın çıkışına doğru geçit genişler. Burada oldukça muhteşem görünen 10 metre genişliğinde bir yarık vardır. Mağara çıkış kısmından bot ile çıkmak mümkündür, bu yüzden mağaraya girmeyi düşünenler, yanlarında mutlaka kısa kürekli bot bulundurmalıdır.

TAŞLIPINAR (ZEKERİYAKÖY) KÖYÜ

Konya Derebucak Taşlıpınar Zekeriya Köyü Kabartmalar

Kabartmalar

Köy’ün doğu yönünde, A. Göksu’nun evinin altındaki doğal kaya kütlesinde: yola bakan cephede 7 tane süvari kabartması ve tabula ansata içerisinde yazıt bulunmaktadır.

Kabartmaların MS 3’ncü yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu kaya kabartmaları, ilk olarak 19’ncu yüzyıl sonunda Hirscfeld tarafından, mezar işlevli oldukları düşüncesiyle yayınlanmış, daha sonra Sarre’nin yazıtları çözmesiyle Ares’e adandıkları anlaşılmıştır. Yedi ayrı kabartma, dik bir kayanın doğu yüzüne belli bir düzen gözetmeden kazınmıştır.

Doğal kaya kütlesi üzerinde, kemerli ve her iyi yanında sınırlandırılan sahnede: süvari betimlemeleri görülür. Betimlemelerin hepsinde, atların hareket yönü, doğu tarafadır. (sağ yöndedir.) Fakat bunların bir kısmı, günümüzde okunmayacak kadar kötü durumdadır. Çünkü büyük tahribata uğramıştır. Yine de yapılan çeşitli araştırma sonuçlarına göre bazı bilgiler edinilmiştir.

Buradaki kabartmaları: Yunan savaş tanrısı olarak bilinen Ares ile ilişkilendirilmektedir. Buradaki kaya kütlesine, yerel tapınım ilişkilendirilmesi son derece önemlidir. Beş eserde benzerlik varken, ikisinde mimari öğelerin belirtilmediği çukurlaştırılmış kabartma alanına kemerli bir biçim verilmekle yetinilmiştir.

Kabartmaların altındaki yüksekçe kaide, yazıt silmesi işlevi taşır. İki örnekte silme düz bırakılmış, diğerlerinde buraya bir tabula yerleştirilmiştir. Tubala: dikdörtgen, kulplar yay ya da üçgen biçimlidir.

Kabartmaların ayrıntılı incelenmesi

Bir kabartma figürde: süvarinin pelerini uçuşmaktadır. Diğer kabartma figürlerde: plasterli kemerli nişin altında, diğerlerinden farklı olarak kaide vardır. Kaidenin ortasında “Medusa” başı betimlenmiştir. Fakat yoğun tahribata uğramıştır.

Diğer bir figürde: miğfer ve süvarinin üzerinde pelerin yoktur. Fakat, burada atın yelesi diğerlerinden daha detaylı ve özenli işlenmiştir.

Sunak kaidesinin köşelerinde: bazı dörtgen sunaklarda rastlanan masif ayaklar gösterilmiştir.

Kaya kabartmalarında: ikonografik özelliklerinden değil ama kabartma işçiliklerinde bazı farklılıklar görülür. Gerek figür gerekse at daha ince oranlara sahiptir.

Kaya kabartmalarının çok aşınmış olması nedeniyle, yüzey işçiliğinin irdelenmemesine karşılık, öncekilerden farklı olarak mantonun arkada doğru uçuştuğu atın tümüyle profilden betimlendiği izlenir. Bunların başka ellerden çıktığı kesindir.

BALAT MEZRASI

Konya Derebucak Balat Mezrası Balatini Mağarası
 
Balatini Mağarası

Uzunsu vadisinin kuzeyine bakan yamacında, Balat Mezrarının üzerinde bulunur.

Derebucak köyüne 6 km ve Çamlık köyüne 5 km uzaklıktadır. Türkiye’nin en uzun mağarasıdır. Uzunluğu 2030 metredir. Yüksekliği ise 45 metreye kadar çıkar.

Dere mağarasıdır. Mağara içerisinde eski dönemlerden kalan mezar kalıntıları ve başkaca işaretler vardır ve bunlar mağaranın bir zamanlar yaşam alanı olarak kullanıldığını kanıtlar. Mağaranın bir girişi ve dört çıkışı vardır.

Mağara: iki seviyeden oluşur. Üst kat: Zemin tamamen mağara kili ile kaplıdır. Alt kat: Burası su taşıyan asıl galeridir. Suyun az olduğu dönemlerde, su içerisinden yürüyerek ilerlemek mümkündür.
Ancak bu yol üzerinde: üç adet cadı kazanı geçişi vardır ve burada bot kullanmak şarttır. Bu bölümde: travertenler ve dev cadı kazanları görülmeye değerdir.

 

 Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için Beyşehir