İstanbul Sultanbeyli

İstanbul Sultanbeyli

Günümüzde yörede bulunan tarihi Aydos kenti ve kalesi, Sultanbeyli çevresinde tarihi süreç boyunca yerleşim bulunduğunu kanıtlamaktadır.

İstanbul-Avrupa arasındaki ana ulaşım yolunun bu bölgeden geçtiği ve bütün askeri ve sivil ulaşımın bu bölgeden yapıldığı bilinmektedir.

Anadolu yönünde savaşa giden Bizans ordusu, bu bölgede toplanıp konaklıyordu. Osmanlı döneminde de bu özellik sürdürüldü.

Bölge, 1328 yılında Orhan Gazi komutanlarından Akça Koca, Konuralp ve Abdurrahman Gazi tarafından fetih edildi.

Aydos kalesi, İzmit (Nikomedia) şehrinden batıya doğru gidildiğinde, aradaki bölge içinde en önemli kaleydi. Kervanların yol güvenliği buradan sağlanıyordu.

Sultanbeyli arazilerinin büyük kısmı Padişah kız kardeşi Cemile Sultan’a aitti, ancak 1893 yılında bu araziler Osmanlı Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa’ya satılmıştır. Hasan Hüsnü Paşa vefat edince, oğlu Hilmi Bey tarafından araziler, 1911 yılında Belçika uyruklu Frans Flipson’a satılır. Kurtuluş savaşından sonra ise, kendisi ülkemizden ayrılmak için araziyi satışa çıkarır. Ancak arazilerin satış işlemi gerçekleşmez. Ölümünün ardından, varisleri tarafından araziler bugünkü hissedarlarına satılmıştır. 1945 yılında Bulgaristan’dan gelen göçmenler de buradaki arazinin bir kısmı istimlak edilerek yerleştirilmişlerdir.

1957 yılında burada Sultanbeyli köyü kurulur.

Eski İstanbul-Ankara karayolu köyün içinden geçmektedir.

Köyün kurulmasından sonra kalan hissedarlardan bazıları hisselerini satmaya başlarlar. Ancak Orman idaresinin tahdit koyması nedeniyle, bu satışların tapu devri yapılamamıştır. 1985-1987 yılları arasında yapılaşma faaliyetleri hız kazanır, 1987 yılında Belediye teşkilatı kurulur ve 1992 yılında ise ilçe olur.

İstanbul Sultanbeyli

GENEL

Yerleşim, İstanbul’un en yüksek dağı olan Aydos Dağı (rakımı 537 metre) ile Teferrüç Dağı arasındaki alanda kuruludur. TEM Otoyolu, ilçenin tam ortasından geçer. Denizden yükseklik 130 metredir. İlçenin üç tarafı ormanlarla çevrilidir ve bu yüzden havası oldukça temizdir. Anadolu’nun çeşitli köşelerinden gelmiş insanların barındığı bir yerdir.

İstanbulEnsis Çiçeği

İSTANBULENSİS ÇİÇEĞİ

Aydos ormanlarında görülür. 1982 yılında İngiliz Brian Mathew tarafından, dünyaya tanıtılmıştır. İsmini İstanbul şehrinden almıştır. Her yıl Şubat ayı ortalarında çiçek açarak baharı müjdeler. Toprak altında yumrusu bulunur. Bu çiğdem çiçeği, 2009 yılından bu yana “Sultanbeyli Belediyesi” tarafından amblem olarak kullanılmaktadır.

İstanbul Sultanbeyli

GEZİLECEK YERLER

 

ABDURRAHMAN GAZİ

İstanbul Sultanbeyli Belediyesi

SULTANBEYLİ BELEDİYESİ

Belediye Caddesindedir.

 

FATİH

İstanbul Sultanbeyli Gölet Parkı

GÖLET PARKI

Ramazanoğlu Sokaktadır.

Gölet parkı yaklaşık 200 dönümlük bir alana kurulmuştur. Anadolu yakasının en büyük rekreasyon alanıdır.

İstanbul Sultanbeyli Gölet Parkı

Park içinde: spor alanları, tenis kortları, yürüyüş alanları ve seyir terasları, çay bahçesi, restoranlar, süs havuzu ve su oyun alanları ile sosyal tesis, tiyatro ve piknik alanları bulunmaktadır. Parkta bulunan gösteri havuzunda lazerli muhteşem görsel gösteriler sunulmaktadır.

 

MEHMET AKİF

İstanbul Sultanbeyli Aydos Kalesi

AYDOS KALESİ

Kale Bizans döneminde inşa edilmiştir. O dönemdeki ismi “Aetos” yani “Kartal” demektir.

Orhan Gazi, kalenin fetih edilmesi için Abdurrahman Gazi, Akça Koca ve Konur Alp’i görevlendirir.

Semendra (günümüzdeki Samandıra) kalesinin ardından burayı kuşatılır ve ele geçirilir.

Kale ismini üzerinde bulunduğu “Aydos” dağından almıştır. Aydos dağının ismi Yunanca “Aetos” yani “Kartal” demektir.

Kale günümüzde 325 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde kuruludur. Bölgeye hakim konumdadır.

İstanbul Sultanbeyli Aydos Kalesi

Kale alanında, resmi arkeolojik kazı çalışmaları tamamlanmıştır.

Kazılar sonucu ortaya çıkan mimari kalıntıların restorasyonu da yapılmıştır. Özellikle bulunan kilise kalıntısı ilgi çekmektedir.

Sur duvarlarının restorasyonu 2010-2014 yılları arasında tamamlanmıştır.

Sur içindeki mimari unsurların restorasyonu ise, 2015-2018 yılları arasında tamamlanmıştır.

İstanbul Sultanbeyli Aydos Kalesi

Kale alanı: arkeopark alanı olarak düzenlendikten sonra, kale ve çevresinde sergi salonu, restoran, seyir terasları, açık hava müzesi gibi etkinlik alanları oluşturulacak ve ziyarete açılacaktır.

 

NECİP FAZIL

İstanbul Sultanbeyli Aydos Sosyal Tesisleri

AYDOS SOSYAL TESİSLERİ

Necip Fazıl Mahallesindedir. Pazartesi günü hariç, haftanın diğer günlerinde saat 08.30 ile 23.30 arasında hizmete açıktır. Aydos ormanı eteğinde bulunan sosyal tesisler, Sultanbeyli Belediyesi tarafından yapılmıştır. Burada: açık ve kapalı oturma yerleri, mesire alanı, restoran bulunmaktadır. Günlük hizmet kapasitesi 2 bin kişidir.

 

BATTALGAZİ

İstanbul Sultanbeyli Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi

MUHSİN YAZICIOĞLU KÜLTÜR MERKEZİ

Kubbe caddesindedir. Burada her ay çeşitli kültür etkinlikleri düzenlenmektedir.

BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZİ (SUBİTEM)

Kubbe caddesindedir. Burada uygulamalı bilim üniteleri bulunmaktadır. Ücretsiz çeşitli etkinlikler düzenlenmekte ve eğitimler verilmektedir. Hafta sonları vatandaşların ziyaretine açık merkez, hafta arasında ise randevu ile okullara hizmet vermektedir.

 İstanbul Büyükçekmece hakkındaki gezi yazım için  Büyükçekmece

Sivas Suşehri

Sivas Suşehri

Cevizi ve ipek halısı oldukça meşhurdur.

ULAŞIM

Suşehri, Sivas arası uzaklık: 144 km. Suşehri, Koyulhisar arası uzaklık: 37 km. Suşehri, Zara arası uzaklık: 58 km. Suşehri, Akıncılar arası uzaklık: 28 km. Suşehri, Şebinkarahisar arası uzaklık: 53 km.

TARİHİ

Yöre oldukça eski bir yerleşim yeridir. Ova kesiminde, eski Sıradur çevresinde, Bakır çağına ait kalıntılar bulunmuştur. Eskişar ve Çataloluk köylerinde ise: Roma ve Selçuklu dönemlerine tarihlenen tören yerleri vardır.

Avşar köyü yakınlarında: Roma İmparatoru, gezgin imparator Hadrianus adına dikilmiş, kilometre taşları yani mil taşları bulunur.

İlçenin eski yerleşim yeri, günümüzdeki yerinden 2 km daha doğuda, Çayırbaşı mevkiindedir. Bu yerleşim yerinin ismi “Bulahi-Bulalliye” dir. Ancak bu yerleşim yeri, depremler sonucu yıkılır ve yerleşim “Andıryas” ismini alarak günümüzdeki yerine taşınmıştır.

Osmanlı döneminde, 1243 yılında yörede önemli bir savaş yaşanmıştır. Bu savaşta: Moğol ordusu (Baycu Noyan komutasında) ve Selçuklu ordusu (II Keyhüsrev komutasında) çarpışmıştır. Selçuklu ordusu, Sultan’ın tecrübesizliği nedeniyle, ova kesiminde ve Kösedağ’da bozguna uğrayarak yenilmiş ve Anadolu Selçuklu devleti yıkılmıştır.

Bu savaş sonucunda, Selçuklu ordusu 3000 civarında şehit vermiş, tüm ağırlıkları Moğolların eline geçmiş ve tarihimize bir kara leke olarak geçmiştir. Ardından Anadolu, Moğollar tarafından yakılıp yıkılmıştır.

Yine tarihi süreçte bir çatışma: 1917 yılında Ruslar karşısında ordumuz geri çekilmek zorunda kalmış ve 3’ncü Ordu Karargahı, Suşehri’ne taşınmıştır. Ruslar, Refahiye ilçesine kadar gelirler ve 1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilali çıkınca ve ordumuzun kahramanca direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalırlar. 1906 yılında yörede suyun bol olması nedeniyle yerleşime “Suşehri” ismi verilmiştir.

ATATÜRK VE SUŞEHRİ

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: Erzurum kongresine giderken, 28 Haziran 1919 tarihinde buraya uğramış ve misafir olmuştur. Bu ziyaret sırasında, Suşehri yöresindeki milli mücadele görevini “Mehmet Ali Efendi” ye vermiştir.

Ayrıca “Suşehri Müdafai Hukuk Cemiyeti Şubesi” kurulmuştur. İlçeyi, Erzurum kongresinde temsil etmek üzere Çeçenzade İsmail Hakkı Bey delege olarak görevlendirilmiştir.

SUŞEHRİ MAHALLİ GÜNÜ

Erzurum Kongresi dönüşünde, Atatürk yeniden ilçeye uğrar. Bu gün yani 1 Eylül günü, her yıl geleneksel olarak ilçede “Suşehri Mahalli Günü” olarak kabul edilerek kutlanmaktadır. İlçe çapında şenlikler düzenlenmektedir.

Sivas Suşehri

GENEL

Karadeniz bölgesindedir. Sivas ilinin ilçeleri arasında yüzölçümü açısından en büyük olanıdır. İlçe merkezinin rakımı ortalama 950 metredir. Kelkit vadisinin genişlemesiyle Suşehri ovası oluşur. Ancak Kılıçkaya Barajı yapılınca ova tabanı baraj gölü altında kalmıştır. Yörede Karadeniz ve İç Anadolu geçiş iklimi hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise daha ılık geçer. İlkbahar ise bol yağmurludur.

NE YENİR

Organik fasulyesi ve tandır kurusu meşhurdur.

Sivas Suşehri Köse Süleyman Ziyareti

KÖSE SÜLEYMAN ZİYARETİ

Her yıl Temmuz ayında, 1243 yılında Selçuklular ile Moğollar arasında yapılan savaşta şehit düşen Kösedağ şehitlerinin anıldığı, toplu ziyaret edildiği “Anma günü” kutlanır. 2812 metre rakımlı Kösedağ’da geleneksel olarak Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü yapılan törenlere, ilçe ve civarından çok sayıda ziyaretçi katılır. Törenlerde kurbanlar kesilir, dualar edilir.

Sivas Suşehri Köse Süleyman Ziyareti

Peki Köse Süleyman kimdir? Yöre halkının inanışına göre, Köse Süleyman bir Selçuklu komutanıdır. Buraya gelenler tarafından, burada taşlarla bir kabir ve namazgah yapılmıştır. Taşlarla yapılmış kabir: 3.40 metre boyunda, 1.30 cm enindedir. Yüksekliği 50 cm dir. Bu mezarın 1 metre uzağında, yine yığma taşlarla yapılmış bir duvar bulunur. Kabrin 15 metre uzağında ise, yığma taşlarla 50 cm yükseltilen bir namazgah vardır.

 

ŞEHR-İ SU KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Temmuz ayının ilk hafta sonunda 2 gün süreli yapılan festival, ilçe stadyumunda yapılmaktadır. Festivalde, konserler düzenlenmekte, havai fişek gösterileri yapılmaktadır. Festivalin amacı, Suşehri ilçesinin tanıtılmasıdır. Ayrıca gurbette olanların buluşturulması düşünülür.

 

KARACAÖREN KİRAZLIPINAR YAYLA ŞENLİKLERİ

Her yıl yaz aylarında gurbette bulunan Suşehirliler, Karacaören Kirazlıpınar yaylasında yapılan şenliklere katılırlar. Bu dönemde ilçe nüfusu iki katına çıkar.

GEZİLECEK YERLER

BALHATUN CAMİİ-BELKIS HATUN

İlçe merkezinde İstanbul caddesindedir.

Burada bulunan ilk camiye ait kitabe, giriş kapısı üzerindedir ve kitabeye göre 1725 yılında ali Paşa kızı Bal Hatun tarafından yaptırılmıştır.

Ancak bu cami, 1938 yılındaki Erzincan depreminde tamamen yıkılmıştır. 1940 yılında ise, yerine günümüzdeki cami yapılmıştır. Kesme taştan yapılan minaresi kuzeybatı köşededir ve tek şerefelidir. Günümüzde, cami ibadete açıktır.

Sivas Suşehri Akçaağıl Çermiği-Kaynağı

AKÇAAĞIL ÇERMİĞİ-KAYNAĞI

İlçe merkezine 6 km uzaklıktaki Akçaağıl köyündedir.

Termal kaynak Suşehri-Koyulhisar kara yolu üzerindedir. Kelkit çayının güney kenarındadır.

Kaynak suyunun sıcaklığı 37 derecedir. Debisi saniyede 1 litredir. Su sıcak olduğundan birçok hastalığa iyi gelmektedir. Suyun şişmanlığa ve kadın hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Burada kadın ve erkeklere ait ayrı banyolar bulunmakta olup halk tarafından büyük ilgi görmektedir. Ancak bölgede modern konaklama tesisleri yoktur.

ÇATAOLUK KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Çataloluk köyündedir. İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır.

Kilisenin kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı ve yaptıran bilinmez. Zaten, defineciler tarafından her yeri delik deşik edilmiştir, yıkılma tehlikesi bulunmaktadır. Kilisenin günümüzden 700-800 yıl önce yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilisenin girişten sonraki bölümü, sivri kemerlidir. Beşik tonozlarla, kayalıkların üzerine oturtulmuştur.

Tamamı moloz taştan yapılmış ve kayalardan yararlanılmıştır. Kilisenin batı yönünde bulunan girişi, tamamen yıkılmıştır. Tonozlu çatısı ise yarıya kadar yıkılmıştır. Kilisenin tabanı: yuvarlak pencerelerin seviyesine kadar dolmuştur.

1989 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Sivas Suşehri Kılıçkaya Baraj Gölü

KILIÇKAYA BARAJ GÖLÜ

İlçe merkezine 28 km uzaklıktadır.

Türkiye’nin sayılı barajlarından biridir ve 64 kilometrelik havzasıyla denizi andırır.

Sivas Suşehri Kılıçkaya Baraj Gölü

Burada yani baraj gölünde: su sporları yapılmaktadır. Baraj gölünde ayrıca tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

 

Sivas Koyulhisar

Sivas Koyulhisar

Yaylaları, ormanları, doğal domatesi ve ipek halısıyla meşhurdur.

ULAŞIM

Koyulhisar, Sivas arası uzaklık: 180 km. Koyulhisar, Mesudiye arası uzaklık: 34 km. Koyulhisar, Ordu arası uzaklık; 140 km. Koyulhisar, Suşehri arası uzaklık: 38 km. Koyulhisar, Zara arası uzaklık: 96 km.

TARİHİ

Yörenin eski isimleri şunlardır: “Koloneia, Kule-Hisar, Kuyulu Hisar” Batılı kaynaklarda ise, yörenin ismi: “Kaili-Hisar, Kuili Hisar” dır. Rum Pontus İmparatorluğu döneminde yörenin ismi “Koloneia” dır. Malazgirt savaşının ardından, yörede Türk hakimiyeti görüldüğünde ise, yörenin ismi “Muşaz” dır.

1461 yılında Uzun Hasan: bu yöreyi zapt edince Fatih Sultan Mehmet, burayı ele geçirmesi için Şaraptar Hamza Bey’i göndedir. Sonra kendisi de bölgeye gelir, Uzun Hasan tarafından günümüzdeki Yukarıkale köyünün doğusunda yaptırılan kaleyi ele geçirir ve buradan Trabzon yönüne hareket eder.

1939 yılındaki büyük Erzincan depreminde, Koyulhisar tamamen yıkılmış ve sonrasında ilçe yer değiştirerek yeniden yapılanmıştır.

GENEL

Yerleşim: İç Anadolu’nun kuzey doğusunda, batıya doğru uzanan, Kelkit vadisini, kesin bir vadi üzerinde kuruludur. Kelkit vadisi, İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin ayırım hattıdır. İlçe bu hattın kuzeyinde, Karadeniz bölgesinde kalıyor. Bu yüzden, bölgede karasal iklim değil daha ılıman olan bir geçiş iklimi hakimdir. Rakımı ortalama 850 metredir.

NE YENİR

Yaz aylarında madımak, boranlı gibi yemekler tercih edilir. Kış aylarında ise, peskutanlı aşlık, hıngel tercih edilen yöresel lezzetlerdir.

KOYULHİSAR DOMATESİ

Oldukça meşhurdur. Sofralık olarak bilinir. Salça yapımında da kullanılır. Nakliyeye dayanıklı değildir, bu yüzden hasattan sonra hemen tüketilmesi gerekir. Domates, Yukarıkale Mahallesi adıyla özdeştiği için “Kale domatesi” veya “Koyulhisar domatesi” olarak isimlendirilir.

İPEK HALI DOKUMACILIĞI

İlçede köylerde ipek halı dokumacılığı yapılır. Bu bölgede ipek halıcılığın başlaması, yaklaşık 30 yıl öncesine dayanır. Sisorta yöresindeki köylere yayılan ipek halıcılık yöre halkı için geçim kaynağı haline gelmiştir. Sisorta yöresinde ve çevresinde dokunan ipek halılarda, genellikle, çeşni bülbül, bin bir çiçek, dağ çiçeği, hayat ağacı ve benzeri motif ve desenler kullanılır. İyi bir usta tarafından bir ipek halı yaklaşık 4 ayda dokunur. Dokunan ipek halılar, Hereke Halısı ismi ile dokunur ve pazarlanır. Günümüzde ipek halıcılığı, Ballıca ve Aksu köyleridir.

KOYULHİSAR KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayı içinde, Eğriçimen Yaylası Yedigözeler mevkiinde düzenlenir. Festivalde yöresel ses sanatçıları konserleri düzenleniyor. Ayrıca domates ve bal yarışmaları yapılıyor.

Sivas Koyulhisar Duman Baba Etkinlikleri

DUMAN BABA ETKİNLİKLERİ

İlçe merkezine bağlı Dumanlı  Dağ köyündeki 2050 metre rakımdaki türbede, Ağustos ayı içerisinde 1 gün olarak düzenlenir.

Duman Baba, 1071 Malazgirt zaferinden sonra, bölgeye ilk kez gelen Türk ordusu komutanlarındandır. Türbesi: Ordu-Sivas yani Mesudiye-Koyulhisar sınırındadır. Duman Baba türbesinin bulunduğu yerde, festival ve piknik düzenleniyor. Etkinlikler, il, ilçe ve köyler ile gurbetteki Sivaslıları bir araya getiriyor. Etkinliklerde kurbanlar kesiliyor, pilavlar pişirilip dualar ediliyor.

GEZİLECEK YERLER

Sivas Koyulhisar Tarihi Anıt Çeşme

TARİHİ ANIT ÇEŞME

İlçe merkezinde Camikebir Mahallesindedir.  

Çeşme: 1917-1918 yılları arasında, Türk Ordusunun, Koyulhisar halkına bir şükran borcu olarak Koyulhisar Kaymakamı Ordulu Ahmet Rıfat Bey zamanında, Türk ordusu tarafından yaptırılmıştır. Çünkü: Koyulhisar halkı 1’nci Dünya Savaşı sırasında asker nakliyesinde üstün hizmetlerde bulunmuştur.

1916-1917 yıllarında Rusların Erzincan Çardaklı Mevkiine kadar geldiklerinde Koyulhisar halkının tarihe geçecek bir fedakarlığı olmuştur. 98 ton yiyecek maddesini, ilçe halkı sırtlarında Suşehri’ne 24 saat gibi kısa bir sürede taşımışlardır. Koyulhisarlıların bu fedakar davranışlarına General Fehim Paşa teşekkür konuşması yapmıştır.

Kaide üzerindeki ilk taşa, dikdörtgen yuva içine, Osmanlıca kitabe yerleştirilmiştir. Üçüncü taşta: yıldızlı bir arma ve çeşitli şekiller bulunur. Taşın en üstüne ise, kubbe benzetmesi yapılmıştır. Çeşmenin arka tarafından su sarnıcı vardır, ancak şebeke suyu bağlanınca sarnıç devre dışı bırakılmış ve kurumuştur.

Sivas Koyulhisar Şehitliği

KOYULHİSAR ŞEHİTLİK

Şehitlik ilçe merkezinde Camikebir Mahallesindedir.  

İlçe Kurtuluş Savaşından önce işgal görmemesine rağmen, Anadolu’da şehitliği olan nadir yerleşim merkezlerinden birisidir. 1916-1917 yıllarında Rus orduları, Doğu Anadolu’dan yurdumuza girerler. Erzincan ile Suşehri arasındaki Çardaklık Mevkiine kadar ilerlerler.

Cephe gerisinde askeri hastane Koyulhisar’a kurulmuştur. Cepheden gelen yaralı askerlerden şehit olanlar için kış şartları nedeniyle ayrı ayrı mezarlar açılamamış, askerler açılan hendeklere topluca defnedilmişlerdir. Bu yüzden, bu mezarlıkta 1971-1972 yılları arasında “Şehitlik” inşa edilmiştir.

ALEMDAR CAMİİ

İlçe merkezinde Orta Mahallesi Çamlıyaka Mevkiindedir.

Cami, 1830 yılında yaptırılmıştır. Cami, Kurtuluş savaşında hastane ve 1939 yılındaki depremde ise evsiz kalan vatandaşların ikameti için kullanılmıştır. Caminin minaresi, günümüzden 15 yıl önce yıkılmış yerine demirden minare yapılmıştır. Aynı dönemde caminin çatısı değiştirilmiş ve saç malzemeden yeni çatı yapılmıştır.

Sivas Koyulhisar Yukarı Kale-Kale-i Bala

YUKARI KALE-KALE-İ BALA

İlçe merkezine 3.5 km uzaklıkta Yukarıkale mahallesindedir. Mahallenin doğusunda, sarp yamaçlar üzerine inşa edilmiştir. Yukarıda tarihçe bölümünde belirttiğim gibi, kale, Osmanlı korkusuyla Uzun Hasan tarafından yaptırılmıştır. Kalenin güneyinde Kelkit vadisi uzanır ve vadinin içinde Kelkit çayı akar.

Ünlü gezgin Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde bu kaleden söz eder. Yazdıklarına göre: “kalede yüz ev, ambarlar, cephanelik, su sarnıçları, demir kapılı kuyu vardır. Ayrıca, aşağıda bir şehir, cami ve dükkanlar bulunduğundan“ söz eder.

Günümüzde kalenin sadece harabe şeklinde kalıntıları görülmektedir.  Zaten kaleye ulaşmak da oldukça zordur. Kaleye: Yukarı Kale mahallesi tarafından, oldukça dik ve dar bir patikadan ulaşılır. Kalede: iki tane düzlük vardır. Tepe üstündeki düzlük iki kademelidir. En yüksek bölümünde, yapı kalıntıları vardır.

Yaklaşık 25 metre daha aşağıda olan ve daha büyük alt bölümde ise, yerleşim izleri bulunur. Kalenin bulunduğu tepe üzerinde yapılan yüzey araştırmasında, çok miktarda ot olması nedeniyle fazla bir buluntu bulunmamıştır, sadece Osmanlı dönemine ait biraz seramik kalıntısı bulunmuştur.

 

FATİH CAMİİ

Yukarı Kale bölgesindedir.

Yörenin Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinin ardından, Fatih buraya bir cami yaptırır. Caminin yapım tarihi muhtemelen 1461 yılıdır. Bu camiye, imam olarak da Mevlana Celalettin Rumi’nin torunlarından birini görevlendirir. Caminin mali desteği, Cumhuriyet dönemine kadar devlet tarafından karşılanır. Caminin mütevellisi de atanan hatip idi. Bu yüzden camiye bir dönem “Hatipli Camii” adı da verilmiştir. Yörede yaşayanlardan alınan bilgiye göre, bu cami, bir dönem yıkılarak yerine çatılı bir cami yapılmıştır.

 

AŞAĞI KALE-KALE-İ ZİR

İlçe merkezine 4 km uzaklıktaki Aşağı Kale Mevkiindedir.  

Kale, yüksekliği 150 metreye ulaşan, büyükçe ve yola dik inen bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Kelkit vadisine hakim konumdadır. Savunma ve yerleşim amaçlı kurulmuştur. Kalenin güney ve batı bölümlerinde sur duvarları vardır. Kaleden, aşağıdaki ırmağa inen merdivenler vardır. Günümüzde bu kalenin bazı duvarları yani surları durmaktadır. Ayrıca bazı yapı temelleri görülmektedir. Kalenin bulunduğu yerde yüzeyden toplanan seramiklere göre: kalenin Demir çağı döneminden Osmanlı dönemine kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır.

 

HACI MURAT HANI

İlçe merkezine 8 km uzaklıkta, Aşağı kale Mahallesinde, Suşehri-Niksar karayolu üzerindedir.

Yapı: 100 x 20 metre ölçülerindedir. Tamamı kesme taştan yapılmıştır. Günümüzde, yapının duvarları 3-4 metreye kadar ayaktadır. Üst örtüsü ise 1939 yılındaki depremde yıkılmıştır. Hanın kuzeyinde, ırmak üzerinde eski bir köprünün kalıntıları bulunmaktadır.

 

ESKİ CAMİ

Aşağı Kale mevkiinde, ırmak kenarında, Hacı Murat Hanının kuzeybatısındadır. Temelleri 1-2 metreye kadar görülmektedir. Başkaca bir kalıntı yoktur. Temellere göre dikdörtgen planlıdır. Bu caminin bir iddiaya göre “Fatih Camii” olduğu da öne sürülmektedir.

 

KOYULHİSAR HAMAMI

Aşağı kalenin eteğindedir. Hacı Murat Hanının kuzey batısında, hana 300-400 metre uzaklıkta dağın eteğindedir. Yapım tarihi bilinmemektedir.

Doğu batı doğrultusundaki yapı, dikdörtgen planlıdır. Doğuda enine sivri tonozlu, bir mekan bulunur. Onun batısında dört köşe bir mekan vardır. Doğudaki köşe mekanlar, tonozla, batıdakiler kubbeyle örtülüdür. Tonozlu ve kubbeli mekanların arasında, doğuda kubbeli, batıda tonozlu orta mekan bulunur. Sıcaklık “L” şeklinde iki eyvanlı bir plandadır. Doğu ve batıdaki tonozlu mekanların dışındakilerin üst örtüsü, belli olacak şekilde yıkılmıştır. Yani, hamam yapısı günümüze harap halde gelmiştir.

Sivas Koyulhisar Cam Kümbetli Cami

CAM KUBBELİ CAMİ

İlçe merkezine bağlı 12 km uzaklıktaki Ortaseki köyünde Bostandere mahallesindedir.

Caminin en büyük özelliği: cam kubbeli olmasıdır. Cami, 2014 yılında yaptırılmıştır. Cam kubbe, çatlayıp kırıldığı için tam dört kez yenilenmiştir. Son olarak sekiz kat cam kullanılarak yapılan cam kubbe, kırılmadan yerine yerleştirilmiştir. Kubbenin yapımında yaklaşık 40 ton cam kullanılmıştır. Caminin bir başka özelliği daha var. Camide mezarı bulunan kişi: İslam alimlerinden Bekir Pehlivanlıdır. 2013 yılında ölümünün ardından defnedildiği yere bu cami yapılmıştır.

Sivas Koyulhisar Eğriçimen Yaylası

EĞRİÇİMEN YAYLASI

İlçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Yaylaya ulaşım yolu asfalttır.

En az 500 yıllık bir yayla olduğu söyleniyor. Yayla, bir vadi içindedir. Vadinin yamaçları çam ormanlarıyla kaplıdır. Yaylanın rakımı ise, Yedigözeler tepesinde 1800 metredir. Bu tepeden: Kelkit vadisi ve Suşehri ilçeleri görülebilmektedir.

Yayla içinde: saniyede 70 litre debisi olan bir akarsu bulunur. Bu derenin yayla içinde akışından ve derenin çevresinin çayırlık olması nedeniyle yöreye “Eğriçimen” ismi verilmiştir. Yayla, Karadeniz’deki yaylalara benzer ve hatta bazı üstün özellikleri de bulunmaktadır.

Örneğin: buradaki yaylalarda, nem oranı düşüktür. Bir diğer özellik, buradaki yaylalar düzdür. Yayla düz olduğu için, yaylada ata binme kolaydır. Ayrıca yaşlılar yaylada rahat yürür, bisiklete binilebilir.

Evet, yaylanın en büyük özelliği, doğal güzellikleri yanında alt yapısının tamamen halledilmiş olmasıdır. Ancak eski ağaç evlerden oluşan yayla, günümüzde yerini betonarme ve şık evlere bırakmıştır.

Koyulhisar’dan İstanbul başta olmak üzere ilçe dışına göç etmiş aileler, geçmişe duyulan özlemin bir sonucu olarak her yıl 4-5 ay bu yaylada kalırlar. Yaylada her türlü tesis bulunmaktadır.

Hatta yaylanın kuzey bölümünde futbol ve voleybol gibi çeşitli sportif müsabakaların yapıldığı spor tesisleri de bulunmaktadır. Koyulhisarlılar ve şehir dışından gelenler, her yıl burada geleneksel yayla şenlikleri düzenlerler.

Sivas Koyulhisar Sarıçiçek Yaylası

SARIÇİÇEK YAYLASI

Boyalı ve Ortaseki köyünün ortak yaylasıdır ve ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır.

Yayla, ismini yaylada bulunan sarıçiçeklerden almıştır. Yaylada ayrıca: göl ve soğuk su pınarları bulunur. Bu gölde, renkli balıklar vardır. Yaylada “Boyalı Köyü Sarıçiçek Yayla Şenliği” yapılıyor. Amaç gerek gurbette ve gerekse köyde yaşayan hemşerilerin birlik, beraberlik ve kaynaşmalarını sağlamaktır.

ARPACIK YAYLASI

İlçe merkezinin kuzeyinde 22 km uzaklıktadır. Yayla: Taşpınar, Kadife ve Hacıilyas köyleri tarafından ortaklaşa kullanılmaktadır.

TEKKE DERESİ MESİRE YERİ

İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Sisorta yolu üzerindeki derede, doğal alabalık bulunmaktadır. Ayrıca ormanlarla kaplı bölgede soğuk içme suları ve piknik alanları vardır.

KENGERCİK YAYLASI

İlçe merkezinin kuzeydoğusunda 26 km uzaklıktadır.

İkizyaka ve Kadife Akbulut Mahalleleri tarafından ortaklaşa kullanılır. Kengercik yaylasında piknik alanında “Kengercik Yayla Şenliği” düzenleniyor. Şenlikler sayesinde gurbette yaşayanlar, yılda bir kez dahi olsa memleketlerine geliyorlar. Mahalli sanatçıların sahne aldığı şenliklerde ayrıca çeşitli yarışmalar yapılıyor.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas