Sivas Yıldızeli

Sivas Yıldızeli

Ozanları, türküleri, doğal güzellikleri, dokumaları ve otantik kıyafetleriyle meşhurdur.

ULAŞIM

Yıldızeli, Sivas arası uzaklık: 45 km. Yıldızeli, Tokat arası uzaklık: 77 km. Yıldızeli, Akdağmağdeni arası uzaklık: 76 km.

TARİHİ

Yöredeki ilk yerleşim: 1639 yılında Sultan IV Murat’ın Bağdat seferi öncesinde, Sadrazam Kemenkeş Kara Mustafa Paşa tarafından askerlerin konaklama merkezi olarak kurulmuştur. Yerleşimin eski ismi “Yenihan” dır. Bu isim biraz önce belirttiğim gibi buraya yapılan han’dan gelmektedir. Daha sonra ise 1936 yılında, Yıldız dağından esinlenilerek “Yıldızeli” yapılmıştır.

GENEL

İç Anadolu bölgesinde Yukarı Kızılırmak bölümünde kuruludur. Sivas ilinin en geniş arazisi olan ilçesidir. Yüksek ve engebeli bir arazide kuruludur. Kuzeyi ve doğusu dağlıktır. Aynı zamanda İç Anadolu bölgesinin en yüksek rakımlı ilçelerinden biridir. Rakımı ortalama 1400 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir. Buna göre yazları sıcak ve kurak, kışları ise sert geçer.

KARA KUCAK GÜREŞ FESTİVALİ

Karakucak güreşleri festivali, her yıl geleneksel olarak düzenlenir. Festivalin amacı: çeşitli aktiviteler düzenlenmek suretiyle, insanların iyi ve hoş zaman geçirmeleri, ilçe merkezine ekonomik canlılık sağlanmasıdır.

PİR SULTAN ABDAL ŞENLİĞİ

Şenlikler, her yıl geleneksel olarak Haziran ayının 28-29 günlerinde, 2 gün süreli olarak, Pir Sultan Abdal’ın doğduğu yer olan Banaz köyünde yapılmaktadır. Şenliklerde: anma konuşmaları, semah gösterileri, söyleşi, panel ve konserler düzenlenir.

YENİHAN BEBEKLERİ

Bu bebekler tamamen el emeğiyle yapılmaktadır. Ahşap üzerine giydirilen bebeklerin kıyafetleri, Yıldızeli bölgesinin folklorik kıyafetleridir.

Sivas Yıldızeli Yenihan Bebekleri

Ancak hepsi birbirinden farklıdır. Burada yapılan bebekler için, 2012 yılında müracaat edilerek patent alınmıştır.

Sivas Yıldızeli Meslek Yüksek Okulu

YILDIZELİ MESLEK YÜKSEK OKULU

Sivas Cumhuriyet Üniversitesine bağlı olarak 1994 yılında kurulmuştur. 1999 yılında ise eğitim başlamıştır. Halen okulda 700 civarında öğrenci eğitim görmektedir.

GEZİLECEK YERLER

 

KEMENKEŞ KARA MUSTAFA MENZİL KÜLLİYESİ

İlçe merkezinde Hükümet Konağının arkasındadır.

Sultan 4’ncü Murat’ın sadrazamı Kemankeş Kara Mustafa Paşa (Doğumu: 1590, Ölümü: 1644) , 1640-1641 yılları arasında buraya bir külliye yaptırır. Külliyede: 1 cami, 1 hamam, 1 arasta (33 dükkandan oluşmaktadır) ve 2 han vardır.  Bu külliyeden günümüze sadece cami ve hamam ulaşmıştır. Hanlar, maalesef 20’nci yüzyıl ortalarına doğru tamamen yok olmuştur.

Sivas Yıldızeli Kara Mustafa Paşa Camii

Kara Mustafa Paşa Camii

Külliyenin güneydoğu köşesindedir. Diğer yapılardan daha yüksek konumdadır. Kuzey-güney doğrultusunda düz bir alana yapılmıştır. Dikdörtgen planlı cami, kuzey-güney doğrultudadır. Sarı kesme taştan yapılmıştır. Tavanı, yuvarlak ahşaplar yan yana getirilerek yapılmıştır. Tavanı: iki büyük ahşap sütun taşır. Kuzeyde: son cemaat yeri vardır.

Asıl ibadet alanı ile arasında ise, kesme taş örgülü, tek şerefeli minare bulunur. Cami, 1870 yılında tamamen esaslı bir onarıma tabii tutulmuş ve günümüze ulaşmıştır.

Sivas Yıldızeli Kara Mustafa Paşa Hamamı

Kara Mustafa Paşa Hamamı

Caminin güneybatısında 10-15 metre uzaklıktadır.  Üzerinde inşa veya onarım kitabesi yoktur. Camiye paralel yapılmıştır. Güney-kuzey doğrultuda, dikdörtgen planlıdır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmaktadır.

Sıcaklık: enine planlı ve çift halvetlidir. Sıcaklığın orta kısmı halvetler kubbe ile örtülüdür. Sıcaklığın doğu ve batısı sivri beşik tonozla kapatılmıştır. Ilıklık enine planlı ve iki bölümlüdür. Güneydeki soğukluk ise doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır.

Soğukluğun batı tarafını bir kubbe doğu tarafına iki eyvanın oluşturduğu sivri beşik tonoz örter. Giriş batıya açılır.

Han

Günümüzdeki Hükümet Konağının bulunduğu yerde, daha önce han varmış. Han yıkılarak Hükümet Konağı inşa edilmiştir, handan günümüze güney bölümde sadece bazı duvar izleri kalmıştır.

Böylece Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın inşa ettirmiş olduğu han günümüze ulaşmamıştır. 1928 yılında yöreye gelen Jerphanion, her iki hanın sağlam olduğu görür ve planlarını çıkarır, hanların detaylı mimarisini anlatır.

Kemankeş Kara Mustafa Paşa burada bulunan eski bir hanın yerine, kendisi yeni han yaptırmıştır. Bu eski hanın kitabesi günümüzde Sivas Arkeoloji Müzesindedir. Bu kitabeye göre, eski han: 1331 yılında İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han döneminde, Emir Ahı Ahmet Hacı Zeyneddin tarafından yaptırılmıştır.

Arasta

Paşa tarafından, hanlara bitişik 33 adet dükkan inşa ettirilmiştir. Her iki han arasında bulunan dükkanların konumlandırılması ve geçit mekanlarının açık bırakılması değerlendirildiğinde buranın bir arasta mantığıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.

Sivas Yıldızeli Cumhuriyet İlkokulu

CUMHURİYET İLKOKULU

İlçe merkezindedir. 1915 yılında dönemin Sivas valisi Muammer Bey zamanında ilçe merkezine yaptırılmıştır.

 

KARAYOLLARI DİNLENME TESİSLERİ

İlçe merkezi yakınlarında Menteşe ırmağı kenarındadır. İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Menteşe ırmağı kenarındadır. Karayolları dinlenme parkı, ırmak kenarında oldukça güzel bir piknik yeri olarak yoğun ziyaret edilir.

Sivas Yıldızeli Eski Pamukpınar Köy Enstitüsü Binası

ESKİ PAMUKPINAR KÖY ENSTİTÜSÜ BİNASI

İlçe merkezinin 5 km kuzeyinde Pamurpınar köyü sınırlarında, Sivas-Tokat karayolundadır.

1941 yılında açılmıştır. Bünyesinde: okul binası, yemekhane, atölye, revir ve yatakhane bulunmaktaydı. Okul binası: dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Her katta 8 tane olmak üzere toplam 16 derslik bulunur.

1942 yılından itibaren normal eğitim yanında, eğitmenler de yetiştirilmeye başlandı. Askerliğini yapmış ve okuma yazma bilen erkekler, eğitime alınıyorlar, Nisan ve Ekim ayı arasındaki dönemde kurstan geçirilerek köylere eğitmen olarak gönderiliyorlardı.

Bu eğitim uygulaması, köylerde oldukça yararlı olmuş, uygulama 1948 yılına kadar devam etmiştir.

1952 yılında Köy Enstitüleri kapatılınca okul Erkek Öğretmen Okulu olur. 1976 yılında ise Öğretmen Lisesi olur. 1997-1998 yılında Yatılı İlköğretim Bölge Okulu olur. Sonuç: Pamukpınar’da yetişen yaklaşık 4000 öğretmen ve sanatçı, bilim adamı gibi değerler, ülkemizin birçok yerine zamanla dağılmıştır.

Sivas Yıldızeli Ilıca Kaynağı

ILICA KAYNAĞI

İlçe merkezine 9 km uzaklıktaki Ilıca köyündedir. Şifalı su köyün sonundadır. Betonarme bir havuz yapılmış, demir borulardan bu havuza su akıyor, biri çok sıcak, diğer ikisi ılıktır.

Sıcak suyu, ziyaretçiler bidonlara dolduruyorlar. Çünkü sıcak suyun tadı, kokusu oldukça güzel, tam anlamı ile çay suyu gibidir. Buzdolabına konulduğunda ise, bu suyun tadı daha da güzelleşiyor.

2002 yılında yapılan analiz sonuçlarına göre, suyun doğal sıcaklığı 35 derecedir. Debisi saniyede 3 litredir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle, su banyo ve içmece olarak kullanılır. Florür içeriğinden dolayı, florür eksikliğinde ve özellikle çocuk, ergenlik çağı ve yaşlılıkta, diş çürüklerini önlemede etkilidir.

Yani içme kürü şeklinde kullanılabilir. Kireçlenme, böbrek taşı ve kan hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca hareket sistemi, kalp damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıklarında da banyo kürü şeklinde kullanılır. Günümüzde burada basit banyolar mevcuttur.

Sivas Yıldızeli Kümbet Köyü Kalesi

KÜMBET KÖYÜ KALESİ

İlçe merkezine bağlı 20 km uzaklıktaki, Kümbet köyünün güneyinde bir kayalık üstündedir.

Günümüzde, kaleye ait herhangi bir kalıntı kalmamıştır. Yani, özelliğini yitirmiştir. Yüzey buluntularına göre, kalenin Roma döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Ayrıca, kayaların oyulmasıyla yapılmış merdivenli bir tünel vardır.

Tünel dik bir şekilde yeraltına iniyor. Tavanı kavislidir. Tünelin bulunduğu yerin rakımı 1627 metredir. Tünelde bulunan merdiven oldukça geniştir. Muhtemelen tünelin kale işlevsel iken, kalenin altındaki su kaynaklarına gidiyordu.

Veya gizli bir geçit te olabilir. Ancak tünel yarıya kadar toprak ve taş doludur. Yani nereye gittiği bilinmez. Tünelin merdivenlerinden sadece 62 basamak günümüze ulaşmıştır.

 

BAKIRCIOĞLU KÖYÜ

İlçe merkezine 22 km uzaklıktadır.

Bakırcıoğlu Uyuz Çermiği

Köyde, kaya mezarının da bulunduğu mevkide, doğal mağara ve sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Burada bulunan traverten yatakları, Türkiye’nin en önemli traverten yatakları arasında sayılmaktadır. Semer tipi travertenlerden oluşmaktadır. Suyun sıcaklığı 36 derecedir. Halk arasında burası uyuz çermiği olarak bilinir. Kaplıca suyu: uyuz hastalığı ve sivilcelere iyi gelir.

Bakırcıoğlu Höyük-Travertenler

Höyükte kükürtlü bir su mevcuttur.

Bu suyun, romatizmal ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca yine höyükte mağaralar ve dünyada nadir görülen sırt tipi travertenler bulunuyor. Bu travertenler yakın zaman önce sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

 

KEVGÜR BABA

İlçe merkezine bağlı 40 km uzaklıktaki Yolkaya köyündedir.

Horasan’dan Artova’ya gelen Kevgür Baba, buradan bir taş atar ve taşı Yolkaya (eski ismi Çakraz) köyünün 9 km uzağında bir tepeye düşer. Kevgir Baba, buraya gelir ve burada yaşamaya başlar. Günümüzde tepede tek katlı, 2 odalı bir konut vardır.

Kevgür Baba’nın mezarı bu konutun içindedir. Mezarın uzunluğu 3 metre ve genişliği 2 metredir. Burada: ziyaretçilerin oturması veya uyuması için minderler vardır. Binanın bahçesinde ise, kavak ve ardıç ağaçları, bir havuz ve çeşme bulunur.

AKÇAKALE KÖYÜ KALESİ

İlçe merkezine bağlı 44 km uzaklıktaki Akçakale köyünde, köye 500 metre mesafededir.

Küçük kale: üç tarafı dere ile çevrili bir kayalık tepe üzerindedir. Bu yüzden kalenin bulunduğu yer, bir yarımada şeklindedir. Böylece, kaleye üç yönden çıkmak mümkün olmaz, sadece batı yönündeki sırttan kaleye çıkılabilir. 6 metre yüksekliğinde olduğu tahmin edilen sur duvarları, moloz örgülüdür ve bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Kale Roma dönemi yapısıdır. Kalede: kuzey bölümde, dereye inen bir su yolu bulunmaktadır, ancak taş ve topraklarla doldurulmuştur.

Sivas Yıldızeli Şeyh Halil Türbesi

ŞEYH HALİL TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı 50 km uzaklıktaki Şeyh Halil köyünde caminin batısındadır.

Önce biraz Şeyh Halil’den söz edelim. Kendisi, halk arasındaki inanışa göre, Horasan’dan gelme bir Selçuklu beyidir. Selçuklu sultanı tarafından kendisine sancak verilmiştir. Bölgede yapılan savaşlarda kafası kesilmiş, kesilen başını yerden alarak türbenin bulunduğu yere getirmiş ve orada vefat etmiştir.

Türbenin kitabesi yoktur, bu yüzden yapılış tarihi bilinmez.

Türbe: dıştan kare planlıdır. Ölçülere 6.20 x 6.20 metredir. Sekizgen kasnaklı ve kubbelidir. Kubbeye tromplarla geçilir. Üstü kubbe ile örtülüdür. İç duvarlarında ve kubbe eteğinde kalem işi süslemeler dikkat çeker. Bu resimler dönemin konularını yansıtacak şekilde manzara, mimari ve natüralist kompozisyonlardır. Dini tarikatlara ait bir takım semboller de burada duvarlarda bulunur. Resimler genellikle pencere hizasındaki duvar boşluklarına yapılmıştır.

Güneyde mihrap nişi vardır. Mihrap içinde ise perde ve kandil motifi bulunur. Nişin batısında bir pano içinde bir köşk resmi ve üzerinde 1858 tarihi yazılıdır. Bu tarih muhtemelen türbenin onarım geçirdiği bir tarihtir. Duvar resminin de bu onarım sırasında eklendiği düşünülür.

Türbenin içinde 5 tane sanduka bulunur. Bunlar Şeyh Halil ve eşi ile çocuklarına aittir. Mihrap ve çevresinde kök boya ile türbe maketi ve çiçek motifleri görülür.

Evet, sonuçta oldukça ilginç bir türbe, türbenin içinde ilginç resimler var, buralara yolunuz düşerse mutlaka görmenizi öneririm.

 

BANAZ KÖYÜ TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı 52 km uzaklıktaki Banaz köyündedir.

Türbenin boyutu: 6 x 6 metredir. Kare planlıdır. Beden duvarları 80 cm kalınlığındadır. Duvarları kesme taştan yapılmıştır. Kubbe moloz taş örgülüdür. Türbe, içten sıvalıdır, mihrap nişi sadedir.

Yapılış tarihi bilinmez, ancak muhtemelen 15’nci yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Bakımsızlık nedeniyle oldukça harap durumdadır. Yapılan tahminlere göre: türbe, çevresiyle birlikte bir dergah, tekke ve sohbet toplantılarının yapıldığı bir toplu yapının parçasıdır.

Çünkü türbenin onarımı sırasında, yakın çevresinde temel kalıntıları bulunmuştur. Ancak, türbede herhangi bir sanduka bulunmamaktadır. Bu nedenle burasının bir mescit olduğu da düşünülebilir.

 

AKÇAKOCA KÖYÜ TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı 59 km uzaklıktaki Akçakoca köyündedir.

Horasan’dan Anadolu’ya üç kardeşi ve bir arkadaşıyla gelmiştir. Kendisi şu an türbesi bulunan Akçakoca köyüne, kardeşlerinden biri Zile, diğeri Sapoğul’a ve arkadaşı da Karalar köyünü makam tutmuştur. Türbe günümüze tamamen yenilerek ulaşmıştır. Türbenin çevresinde, devşirme antik parçalar görülür.

Sivas hakkındaki gezi yazım için Sivas

Elazığ Karakoçan

Elazığ Karakoçan

Elazığ Karakoçan: Karakoçan-Kığı yolu üzerinde, 1670 metre rakımlı Gaz Tepesi geçidi bulunmaktadır. Kışın yoğun kar yağışı olduğunda, bu geçit genellikle ulaşıma kapanır. Karakoçan, Elazığ arasındaki uzaklık 105 km. dir. Karakoçan, Bingöl arasındaki uzaklık: 46 km dir. Karakoçan, Tunceli arası uzaklık: 120 km dir.

TARİHİ

1934 yılında Palu ve Kığı ilçelerine bağlı bazı nahiye ve köyler birleştirilerek, Ohi Nahiyesi Tepe köy kurulmuştur. Tepeköy ve Merkez olmak üzere 1936 yılında Karakoçan ilçesi kurulmuştur. Ohi ismi, şu anda aynı isimle anılan Ohi çayından alınmıştır. 1937 yılında Belediye kurulur.

Elazığ Karakoçan

 

GENEL

Elazığ ilinin 2’nci büyük ilçesidir. Ana yollara yakın olması nedeniyle çevredeki diğer beldelere göre daha çok gelişmiştir.

İlçe genellikle dağlık bir araziye sahiptir. Ortalama rakımı 1090 metredir. Çevredeki en büyük yükselti, Kuruca dağıdır. (2372 metre) İlçenin kuzeyinde bulunan dağlık kesimlerde meşe ormanları bulunur. İlçe halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ancak yurt dışında da yoğun şekilde çalışmak üzere gitmiş Karakoçanlı bulunmaktadır ve bunlar ilçede yaşayan aile bireyleri ile akrabalarına yardım ederler. Zaten yazları da ilçenin nüfusu 2 katına çıkar, çünkü yurt dışındaki gurbetçileri izine gelirler. Peri çayı ilçenin içlerine kadar uzanır.

Yörede karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer.

Elazığ Karakoçan Meslek Yüksek Okulu

 

KARAKOÇAN MESLEK YÜKSEK OKULU

Elazığ Fırat Üniversitesine bağlı olarak 2010-2011 öğretim yılında hizmete girmiştir. Okulda Bilgisayar Teknolojileri Bölümü ve Bilgisayar Programı Programcılığı bölümleri vardır.

Elazığ Karakoçan Peri Suyu

 

PERİ SUYU

Kığı ilçesinden doğar, Nazimiye, Mazgirt ve Karakoçan ilçeleri arasında sınır teşkil ederek güneye iner ve Munzur çayına karışır. İlkbahar ve sonbahar aylarında oldukça yoğun debi ile akar ve geçit vermez, sadece üzerinde bulunan 3 beton köprü geçit için kullanılabilir. Peri Suyu, Keban Baraj gölüne akar. Peri suyu, sportif balıkçılık açısından da uygun olanaklar sunar.

GEZİLECEK YERLER

Elazığ Karakoçan Ziyaret Tepesi ve Urartu Kaya Mezarı

 

ZİYARET TEPESİ VE URARTU KAYA MEZARI

Hz Kureyş ikametgahı. Halkın ziyaretgah olarak büyük önem verdiği ve hakkında birçok efsane anlatılan kaya mezarı: yüzyıllar içerisinde, bulunduğu ana kaya kütlesinden koparak günümüzdeki yerine düşmüştür. Kalecik ve Özlüce Barajının yapımı sırasında, Elazığ Müzesi nezaretinde, 60 tonluk kaya bloku, uygun bir alana taşınmıştır. Bu alanda da Hz Kureyşin türbesi olarak ziyaret edilmektedir.

Elazığ Karakoçan Bağın Kalesi

 

BAĞIN KALESİ

İlçe merkezine 12 km uzaklıkta Peri çayı üzerindedir. Bağın kaplıcasının birkaç yüz metre kuzeyinde geniş bir çevreye hakim bir tepe üzerindedir.

Daha ayrıntılı bir konum: İlçe merkezine bağlı Kızılca köyü yakınlarındaki Dedebağ köyü yakınlarındadır. Yapım tarihi bilinmez. Kalenin girişi Peri çayına bakan yamaçtadır ve girişe merdivenle çıkılarak girilir. Kalenin içinde, taşlar oyularak yapılmış büyük bir oda vardır. Kalenin surlarından çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Kale üzerinde: çok sayıda kaya oyuğu şeklinde mahzen şeklinde depo ve tünel bulunmaktadır. Kale üzerinden, kalenin bulunduğu nehir yamacına doğru merdiven inmektedir. Bu merdivenler, büyük olasılıkla kalenin su ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır.

Elazığ Karakoçan Golan Kaplıcaları

 

GOLAN KAPLICALARI

İlçe merkezine 27 km uzaklıkta Yoğunağaç köyünde Peri çayı kenarındadır.

MTA Genel Müdürlüğü ile Elazığ Valiliği arasında yapılan protokol gereğince, jeotermal kuyu sondajı yapılmış, açılan kuyunun derinliği 400 metre, çıkan suyun sıcaklığı 43 derecedir. Suyun debisi ise, saniyede 25 litredir.

Sıcak su kaynağı, mineral bakımından oldukça zengindir. İlgili kuruluşların raporlarına göre, bu kaplıcaların yararlı geldiği hastalıklar şunlardır: romatizma, nevrit, poli nevrit, kırık çıkık, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarıdır. Peri suyunun güney kıyısındaki küçük bir havuzda toplanır. Halk bu havuzda yıkanarak ve içme uygulamalarıyla tedavi olur.

Elazığ Karakoçan Golan Kaplıcaları

Burada, 24 odalı bir konaklama tesisi bulunuyor. Ayrıca dinlenme amaçlı kamelyalar ve gelenlerin yiyecek içecek ihtiyaçlarını karşılamaları için bir de bakkal bulunuyor.

Evet bu kaplıcalar her yıl yüzlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Muhteşem güzel bir tabiat içinde, oldukça şifalı bir kaplıca, hatta bu kaplıcada kalırken, Peri suyunun karşı kıyısında, nehre su içmeye gelen yabani keçi ve geyikleri bile görebilirsiniz. Bence buralara yakın gittiğinizde mutlaka zaman ayırın ve bu kaplıcaya giden.

Elazığ Karakoçan Kalecik Baraj gölü ve Mesire Alanı

 

KALECİK BARAJ GÖLÜ VE MESİRE ALANI

İlçe merkezine 6 km uzaklıktaki Kalecik köyü yakınlarındadır.  

Baraj 1970’li yıllarda eski Kalecik köyünün üstüne inşa edilmiştir. Daha sonra çevre düzenlemesi yapılarak mesire alanı haline getirilmiştir. 2013 yılında Kaymakamlık tarafından yeniden düzenleme yapılmış, burada restoran, kır düğün salonu, koşu alanı, çocuk oyun alanı yapılmıştır. Burada bir de yüzme havuzu bulunuyor. Gölde balık tutmak da mümkün.

 

PAMUKLU KOÇ MEZARLARI

İlçe merkezine bağlı Pamuklu köyünde bulunan koç ve koyun mezarları, Elazığ Arkeoloji Müzesi girişinde sergilenmektedir.

 

URARTU KAYA KİTABESİ

İlçe merkezine 7 km uzaklıkta bulunan Bahçecik köyündedir.

1987 yılında burada yeni bir Urartu yerleşme yeri tespit edilmiştir. Kalıntılar köyün hemen kuzeyindeki alçak bir sırt üzerinde ve eteklerindedir.

Bahçecik Urartu yerleşmesinde, sırt üzerinde kurulmuş 63 x 10 metre ebatlarında, dikdörtgen planlı bir yapı dikkati çeker. Bu yapı çeşitli mekanlara bölünmüştür. Plan olarak Urartu konaklama istasyonlarına/kervansaraylara benzer. Burası: Bingöl ve Palu üzerinden Fırat kıyılarına doğru uzanan önemli bir karayolu sisteminin üzerindeki konumuyla bir kervansaray olabilecek özelliklere sahiptir. Yapının sadece taş temelleri günümüz ulaşmıştır. Ancak bunlar incelendiğinde yapının dikdörtgen planlı olduğu, daha önce Urartu uygarlığında bilinenlere benzemektedir. Üzerinde “V” harfine ve “?” işaretine benzeyen bazı işaretler bulunan, Urartu kültürüne özgü kaya parçaları dışında, başka bir kalıntı görülmez. Böylece, Bahçecik’in Urartular döneminde bir yerleşme yeri olarak kullanıldığı belirlenmiştir.

1990’lı yılların başlarında, Bahçecik köyünde bir Urartu yazıtının varlığı saptandı. Palu ve Bağın kalelerindeki Urartu Kaya kitabelerine benzeyen bu taşın ön yüzü düz, arka kısmı kaya bloktan koparılmış durumdadır. Taşın ağırlığı 450-500 kg civarındadır. Bazalt bir dikdörtgen blok üzerine, Urartu çivi yazısıyla yazılmış olan bu kitabe: modern bir köy evinin duvarı üzerinde, ikincil malzeme olarak kullanılmıştır. Alt sağ yanı ve en alt bölümü kısmen kırıktır. Blok yüksekliği 59 cm ve genişliği 90 cm dir. Kalınlığı ise 30 cm. dir. Üzerinde 12 satır Urartu çivi yazısı vardır. Satır araları 4.5 cm dir. İlk satında bulunan yazılara göre, söz konusu bazalt bloğun, muhtemelen kule biçimli bir tapınağın cephesine ait olduğu tahmin edilmektedir.

Yine yazıttan anlaşıldığına göre: Bahçecik köyü yöresinde Urartu kralı II Sarduri (MÖ 760-730) döneminde: Sardurihinili adıyla yeni bir kale kurulduğu, baş tanrı Haldi için bir tapınak inşa edildiği ve ülkemin batı/güneybatı ucundaki bir eyalete yeni vali atandığı anlatılmaktadır.

Ancak, modern bir köy evinin duvarında bulunan bu yazıtın buraya nasıl getirildiği meçhuldür ve yazıtta yazılanlar yani bir kale veya büyük bir tapınağın burada kurulu bulunması yapılan araştırmalara göre mümkün görülmez. Burada sadece bir konaklama istasyonu yani bir kervansaray varlığından söz edilir. Kral adını taşıyan Urartu resmi yazıtları ise, daima büyük idari ve askeri merkezler çevresinde bulunmuştur. Bu yüzden, bu bazalt yazıtın, Bahçecik köyüne yakın bir başka yerden taşınmış olduğu düşünülmektedir. Ancak bugünkü bilgilere göre, bu yörede Palu kalesinden başka, büyük bir Urartu tesisi varlığı saptanmamıştır.

Yazıt: günümüzde Elazığ Müzesinde sergileniyor.

Kığı tanıtımı.

Elazığ tanıtımı.

Bingöl tanıtımı.

Tunceli tanıtımı.

Elazığ Baskil

Elazığ Baskil

Elazığ Baskil, Elazığ arası uzaklık: 38 km.

Elazığ Baskil Kömürhan Köprüsü

 

Kömürhan Köprüsü

Elazığ-Malatya kara yolu arasında “Kömürhan köprüsü” vardır. Bu köprünün bir yanı Elazığ, diğer yanı Malatya’dır. Köprü 1986 yılında açılmıştır. Baskil ve Battalgazi arasındadır. Karakaya Baraj gölü üzerine kurulmuştur. Evet, 1985-1989 yılları arasında bu köprüden daha doğrusu bir süre eski köprüden ve daha sonra yeni köprüden defalarca geçtim. Yeni köprü yapılınca, eski köprü aşağıda kaldı ve bir süre sonra baraj suları yükselince yeni köprü baraj sularının altında kaldı.

TARİHİ

Baskil ve çevresi, Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan yollar üzerinde bulunmaktadır. Bu yüzden birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Urartular, Baskil ve çevresinde birçok kale yapmışlardır. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde yöre Osmanlı hakimiyetine girer. 1881 yılında Aziz Salnamesindeki bilgilerden Baskil’in Harput’a bağlı olduğu görülür. Günümüzdeki Baskil ilçesi yerleşimi, şu anki ilçe merkezinin 3 km batısında bulunan Eski Baskil Mahallesidir. 1926 yılında kurulmuştur. 1933 yılında ilçe merkezi günümüzdeki yerine taşınmıştır. Çünkü: Baskil-Malatya demir yolu işletmesi aynı yıl hizmete açılmıştır. Daha sonra ilçe merkezinde yoğun bir yerleşim görülür.

GENEL

Doğu Anadolu bölgesindedir. Burada yaşayan insanların başlıca geçim kaynakları tarımdır ve halkın yüzde 65 çiftçilik yaparak geçimini sağlar. Baskil köylerinin bir kısmı Karakaya Baraj gölünün altında kalmıştır.

NE YENİR

Baskil yöresinde “kayısı” oldukça meşhurdur. Buralara yolunuz düşerse zamanında kayısı veya zamanı dışında kuru kayısı almanızı öneririm.

 

GEZİLECEK YERLER

YESEVİ DERVİŞLERİ MEZARLARI

İlçe merkezine bağlı Tabanbükü köyündedir. Köy ilçe merkezine 65 km uzaklıkta Fırat nehri kenarındadır. Ancak köy Karakaya Barajı göl sahasına girmesi nedeniyle 2 km kuzeydoğuya taşınmıştır. Burada bulunan ziyaretler de yeni köye nakledilmiştir. Bu ziyaretler özellikle; Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Yesevi dervişlerinin kabirleridir. Bunlar yöre halkı tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.

ABDULVAHAP TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Aydınlar Bucağının Kale köyündedir. İsmini Abdulvehhab Gazi dağından alır. Abdulvehhab Gazi, Peygamberimize sancaktarlık yapmıştır. Kendisine ait belirli bir mezar yeri yoktur. Onun türbesinin bulunduğu yer olarak: Baskil ilçesi yanında, Sivas, Amasya ve İznik şehirleri de geçer. Ancak kendisinin Fırat nehri kıyısında bir ev yaptırdığı ve bu yörede Bizanslılarla sürekli savaştığı, hatta Malatya şehrinin defalarca fethettiği yönünde söylentiler vardır. Bunlar değerlendirildiğinde, bu yörede şehit düştüğüne inanılır.

SIDKI BÜTÜN ZEYNEP TÜRBESİ

Abdulvehhab Gazi türbesinin bulunduğu dağın yamacında ve yolun altındadır.

Söylentilere göre: Abdulvehhab Gazi, kale köyünün doğusundaki dağa sırtını vermiş düşmanla çarpışmaktadır. Bizanslılar dağın susuz olduğunu bildikleri için su yollarını kesip Abdulvehhab Gaziyi teslim olmaya zorlarlar. Ancak aradan birkaç gün geçmesine rağmen teslim olmaz. Bizanslılar gece yarısı, Abdulvehhab Gaziye su taşıyan bir kız görürler. Abdulvehhab Gazi ve su taşıyan kızı orada şehit ederler. İslamiyet adına şehit edildiği için bu kıza sonradan “Sıdkı Bütün Zeynep Ana” ismi verilir. Yöre halkı tarafından “Sitti Zeynep” de denir.

HASAN BABA TÜRBESİ

İl merkezine bağlı 3 km kuzeydeki Doğancık köyündedir.

Yörede Türk iskanı açısından önemli katkısı bulunan Şeyh Hasan Zaviyesinin, Osmanlı döneminde 18’nci yüzyıla kadar faaliyetini sürdürdüğü bilinmektedir. Türbe, daha çok psikolojik bozuklukları olanlar, felçli hastalar, çocuğu olmayan kadınlar, erkek çocuk isteyen kişiler, sara hastaları tarafından ziyaret edilmektedir. Bir kısım hastalar şifa bulma için burada yatıya kalırlar.

TESLİM ABDAL TÜRBESİ VE MEZARLIĞI

İlçe merkezine bağlı Tabanbükü köyünün batı tarafında kurulmuş olan “Teslim Abdal Mezarlığı” içerisindedir. Türbenin içindeki mezarlardan birisi Teslim Abdal’a, diğeri onun oğlu Seyyid Kalender’e aittir. Teslim Abdal’ın, ülkemizin başka yerlerinde de mezarı bulunduğu söylenir.

Elazığ Baskil Muşar Dağı Kilisesi

 

MUŞAR DAĞI KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Suyatağı köyünde Muşar dağının zirvesindedir. Ulaşım oldukça zordur, yol olmadığı için yaklaşık 3 saatlik bir yaya yürüyüşü ile çıkılır. Dağın tepesinde Mar Ahron Manastırının bulunduğu bölge, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. MS 600-800 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor. Manastırın yıllarca önce yapıldığı ve bölgede yaşayan Hıristiyanlar tarafından kullanıldığı söyleniyor. Manastırda doğu ve doğu noktalarında 2 kule vardır. Bu kulelerin, Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın hapsedildiği Muşar Kalesi ve çevresini gözetlemek için kullanıldığı tahmin ediliyor. Manastırın giriş katı ile yarı yıkılmış ikinci katı günümüze kadar gelebilmiştir. Evet, manastır günümüzde sökülmüş ve kırılmış taşları ve delik deşik duvarlarıyla harap durumdadır. Duvarlarına boyayla yazılar yazılması da definecilerin verdiği zararları katlamıştır.

Elazığ tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.