Giresun Piraziz

Giresun Piraziz

Piraziz ilçesi, tarihi eser bakımından zengin değil. İlçede, güzel sahiller bulunmasına rağmen, turizm çok gelişmemiştir. Daha çok, iç turizm hakimdir. Yayla turizmi dışında, turizm amaçlı herhangi bir faaliyet yaygın değildir.

Giresun Piraziz

ULAŞIM

Piraziz ilçesi, Karadeniz sahil yolunun hemen kenarındadır. Giresun il merkezine uzaklık: 23 km. dir. Ordu il merkezine uzaklık ise: 23 km. dir. Yani: her iki ilin, tam ortasında bulunuyor.

Piraziz-Samsun arası uzaklık: 188 km. Piraziz-Trabzon arası uzaklık: 157 km. Piraziz-Ankara arası uzaklık: 608 km.dir.

Giresun Piraziz

TARİHİ

Fatih Sultan Mehmet, buraya çok sayıda Çepni Türkü yerleştirmiştir. Bunlar aynı zamanda “Bektaşi” dir. “Piraziz” ismi bunlardan gelir. Yani Bektaşilikteki “Pirler”, “Azizler” den gelir.

Piraziz yerleşimi: Osmanlı imparatorluğu döneminde, Piri Dede-Abdal adında bir kişi tarafından, 1869 yılında, yerleşim yeri olarak kurulmuştur.

İlçe: 1934 yılında bucak hüviyetine kavuşmuş, 1988 yılına kadar Bulancak ilçesine bağlı iken, 1988 tarihinde, ilçe statüsüne geçmiştir. Burada “Bektaş Yaylası” vardır ve hala çok sayıda Bektaşi yaşamaktadır.

Giresun Piraziz

GENEL

İlçe arazileri, engebeli bir yapıya sahip olduğundan: tarıma pek elverişli değildir. Ancak, yağışların bolluğu yüzünden, aile tipi sebzecilik yapılmaktadır. İlçede: fındık, ekonomide önemli rol oynamaktadır.

İklim: tipik Doğu Karadeniz iklimidir. Sahil kesiminde yazları serin, kışlar ılık geçer. Yağış ise, dört mevsime dağılır. Fındık bahçeleri, sahilden itibaren başlayarak, arazinin durumuna göre, vadi boyunca yayılır.

Giresun Piraziz

Piraziz Festivali: İlki, 2004 yılında düzenlenmiştir. 3 gün sürdürülmektedir. Festivalde: konserler, yerli-yabancı halk oyunları, yarışmalar, mehter takımı, havai fişek gösterisi, yöresel yemek tanıtım, tadım ve yarışması etkinlikleri düzenlenmektedir.

 

NE YENİR

Piraziz mutfağında: doğal bitki, sebzeler ve deniz ürünlerinden oluşan yemekler hakimdir. Ayrıca: Piraziz köftesi ve pidesi, buraya has, çok özel lezzetlerdendir. Bunun dışında: Karalahana çorbası, Mendek Çorbası, Etli Pancar (Karalahana) sarması, önerebileceğim yöresel tatlar.

GEZİLECEK YERLERİ

Giresun Piraziz Bey Konağı

BEY KONAĞI

İlçe merkezinde, Rumlardan kalma bir yapıdır.

BENDEHOR KALESİ

İlçe merkezinde, Ayıkaşı Mahallesindedir.

GÜNİ KALESİ

Kaleyanı Mahallesindedir.

KOZLAR KALESİ

Tekkeköydedir.

Giresun Piraziz Pir Aziz-Şeyh İdris Türbesi

PİR AZİZ-ŞEYH İDRİS TÜRBESİ

Piraziz ilçesine adını veren Pir Aziz ve onun hocası olan Horasan erenlerinden Şeyh İdris’in türbesi: çevre ilçelerden gelenler tarafından ziyaret edilmektedir.

Gümüşhane Şiran

Gümüşhane Şiran

Gümüşhane ilinin en eski ilçelerinden biri. Burada bulunan “Tomara şelalesi” muhteşem bir doğa harikası, buralara yolunuz düşerse, mutlaka bu güzelliği görmenizi öneririm.

Gümüşhane Şiran

ULAŞIM

Şiran ilçesinin, bağlı bulunduğu Gümüşhane il merkezine uzaklığı: 101 km. Şiran-Kelkit arası uzaklık; 30 km. Şiran-Torul arası uzaklık: 121 km. Şiran-Köse arası uzaklık: 55 km. Şiran-Kürtün arası uzaklık: 156 km. Şiran-Erzincan arası uzaklık: 105 km.

Gümüşhane Şiran

TARİH

Yörenin tarihi hakkında pek eskilere kadar gidebilmek mümkün  değil. Şöyle ki, yöreye 1020 yıllarında ilk Türk boylarının ulaştığı bilinmektedir. İlçenin ilk kuruluşu hakkındaki söylentilere göre: doğudan gelen bir kervan, o zamanlar, ormanlık bir bölge olan ilçe merkezinden geçerken, develer deve yokuşunda yorulur ve mola verirler. Mola verilen yer: Hacıoğlu mahallesindeki çeşme başı. Bölge kervancıların hoşuna gider ve yöreden ayrılmazlar, yerleşirler.

1473 yılındaki Otlukbeli savaşı sonrasında, Osmanlılar, bölgeyi ele geçirirler. Tanzimat’ın ilanından sonra, ilçe, Erzurum’a bağlanır. 1865 yılında yapılan düzenleme ile ise, Gümüşhane’ye bağlanır.

İlçe merkezi, Erenkaya köyünün bulunduğu yerde iken; 1800’lü yılların başında bugün bulunduğu yere taşınmıştır.

1925 yılında, ilçe statüsü kazanır.

Şiran kelimesi: Farsçadan gelmekte olup “aslanlar” anlamındadır. Bu isim: söylentilere göre, Yavuz Sultan Selim tarafından verilmiştir. Bunun dışında: Şiran kelimesine, Latin kaynaklarında “Sharian” olarak rastlanmaktadır.

Bu kelime: kutsal kitapta belirtilen “Saharon” yani “Kutsal ova” anlamına gelebilir. İlçenin ismi, bir süre de, “Kherisan” olarak kullanılmıştır. Hatta: Şeyran olarak kullanıldığı da olmuştur. 1933 yılında, Şiran ismi kullanılmaya başlanır.

Gümüşhane Şiran

GENEL

Gümüşhane ilinin, en eski ilçesidir. Deniz seviyesinden: 1311 metre yüksekliktedir.

Yörenin  en önemli akarsuyu: Kelkit çayıdır.

İklim: Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgeleri iklimleri arasında, bölgede, bir geçiş iklimi görülür. Buna göre: yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer.

Nüfus yoğunluğuna bakılınca: ilçenin, özellikle gençler olmak üzere, dışarıya yoğun göç verdiği görülür.

Yörenin ekonomik durumu değerlendirildiğinde: halkın geçimini karşılamak için, sebzecilik ve meyvecilik yaptığı görülür. Özellikle: elma üretimi yoğundur. Ayrıca: hayvancılıkla uğraşılır. Halkın bir bölümü: arıcılık ile de uğraşmaktadır.

Gümüşhane Şiran

ŞİRAN TOMARA ŞELALESİ KÜLTÜR VE TURİZM FESTİVALİ

Yörede, her yıl geleneksel olarak, Tomara Festivali düzenleniyor. Festival zamanı: Temmuz ayının başı. Festival etkinliklerinde: çeşitli sanatçıların konserleri ve başka etkinlikler düzenleniyor. Tabii tüm etkinliklerin temelinde,  Tomara şelalesi var.

KONAKLAMA

Şiran Öğretmenevi.19.Mayıs Caddesi. Belediye Sitesi.                    456-5117874

NE SATIN ALINIR

ALA KİLİM

İlçenin hemen hemen bütün köylerinde dokunmaktadır. Yapılan arkeolojik araştırmalarda, Ala kilim’in bu yörede yaklaşık 500 yıldır dokunduğu ortaya çıkmış.

Çeşitli model ve motiflerde üretilen kilimler: ağaç tezgahlarda, yün örgü kullanılarak dokunmaktadır. En büyük özelliği: tamamen kök boya kullanılması.

GEZİLECEK YERLER

Gümüşhane Şiran

TOMARA ŞELALESİ

İlçe merkezine, 14 km. uzaklıkta, Seydibaba köyündedir. İlçe merkezinden, Seydibaba köyüne dolmuşlar ile gidebilir ve sonraki 1 km. lik yolu yürüyebilirsiniz.

Burada, tepenin yamacından, kayaların arasından çıkan sular, yere dikey olarak akarlar ve yatağı oluştururlar. Şelalenin en büyük özelliği: hemen kaynağında oluşmasıdır. Su oldukça soğuk. Çevrede ise: fındık, meşe, gürgen türü muhteşem bir bitki örtüsü var.

Evet, yaklaşık 25 metre yükseklikten aşağıya dökülüyorlar. Sesi çok uzaklardan duyulabiliyor. Muhteşem bir görüntü. Tomara şelalesi civarında herhangi bir tesis yok. İhtiyaç maddelerini, Seydibaba köyünden temin edebilirsiniz. Bu arada, son bir not: Tomara şelalesi döküldükten sonra, oluşan nehir, vadi içinde kıvrımlar oluşturarak akıyor ve rafting için uygun bir parkur ortaya çıkıyor.

ÇAKIRKAYA KAYA KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı, Çakırkaya köyündedir. Tomara şelalesinden buraya ulaşmak mümkün, pek fazla uzak değil.

Yapı: Kelkit ırmağı kıyısında, geniş bir düzlük karşısındaki kayalara oyulmuş. Tamamen kaya bloku içinde oyulması, düzgün ve özenli işçiliğiyle önem kazanmaktadır. Kayalar oyularak, 4 sütun üzerine oturtulmuş, yaklaşık 20 x 30 metre ebatlarında bir alanı var.

Kilise yapısının önünde odalar, hemen yanında ise, bir kaya şapeli var. Yapan hakkında herhangi bir bilgi yok. Yapılış tarihi ise, muhtemelen 14’ncü yüzyıldır. Günümüzde, yapının ortasında yıkık sütunlar görülüyor.

Yöreye özgü, tek kaya kilisesi olması açısından ilginç. Burayı ziyaret edebilirsiniz. Tek kapıdan girişi var ve merdiven basamakları hemen hemen yok olmuş durumda. Elbette defineciler tarafından, delik-deşik edilmiş bir yer göreceğiniz hakkında şüphe yok.

ZİMON KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı, 20 km. uzaklıktaki, Çevrepınar (Zimon)  köyündedir. 1923 yılındaki nüfus mübadelesi olmadan önce, burada Rumlar yaşıyorlarmış.

12.5 x 10 metre boyutlarında, 4 ana sütun üzerinde bulunan yapı, kesme taştan yapılmıştır. Sütun başlıkları, geometrik şekillerle bezenmiş ve sütunlar, kurşun eritilerek, üst üste konulmuştur. Burada en dikkati çeken özellik: ana kubbe üzerinde, karşılıklı küpler konularak ses yankılanması sağlanmış olmasıdır. Kilisenin kapısı işlemelidir. Papaz yeri diye anılan bölüm ise harap olmuştur.

KULUCA

İlçe merkezine bağlı, Kuluca köyündedir.

Burası: dağ keçilerinin koruma sahası olarak belirlenmiştir. Burada: çengel boynuzlu, dağ keçilerinin bulunuyor. Ancak, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalınan bu keçilerden, halen birkaç sürü bulunuyor. Bölgeye giderseniz, bir ihtimal, yaban keçilerini görebilirsiniz, ama avlanma düşünenler için, kesinlikle yasak.

Gümüşhane Kelkit

Gümüşhane Kelkit

Birçok yolun, bağlantı noktasında bulunması nedeniyle, bir gün mutlaka yolunuzun düşme ihtimalinin yüksek olduğu bir şirin yöremizdir. Özellikle: akarsu kaynaklarının çokluğu nedeniyle, bölge, tamamen yemyeşil. Tarım üst düzeyde yapılıyor. Hatta, uzunca bir süre,  Trabzon’un tüm zahiresi buradan karşılanmış. Bir de, Kelkit denilince, ülkemizde basın sektöründeki önemli bir ismin, Kelkitli olduğu hemen hatırlanıyor.

Gümüşhane Kelkit

ULAŞIM

Kelkit: Bayburt-Erzincan ve Trabzon-Erzincan kara yolları üzerindedir. İl merkezi, Gümüşhane ile Kelkit arasındaki uzaklık: 60 km. Kelkit-Erzincan arası uzaklık: 64 km. Kelkit-Bayburt arası uzaklık: 81 km. Kelkit-Şiran arası uzaklık: 33 km.

Gümüşhane Kelkit

TARİHİ

Kelkit ve çevresindeki ilk yerleşim, çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır.

1016 yılında, Selçuklular, Kelkit ve çevresine gelirler. 1058 yılında, Tuğrul Bey, Kelkit ve çevresini ele geçirir. 1514 yılındaki Çaldıran savaşından sonra ise, bölge Osmanlıların hakimiyetine girer. Bu yıllarda Bayburt sancağına bağlı Kelkit, 1840 yılında, kaza olur.

22 Temmuz 1916 tarihinde, Kelkit Ruslar tarafından işgal edilir. Ancak, 1917 yılındaki ihtilal nedeniyle, 18 Aralık 1917 tarihinde bölgeden çekilirler. Ancak, burada Ermeniler tarafından yapılan vahşet, Türk ordusunun, 17 Şubat 1918 tarihinde yaptığı harekat ile sonlandırılır ve Kelkit kurtulur.

Kelkit isminin kökeni, yani çıkış noktası olarak düşünülenler: antik çağda, “Kelkit” kelimesinin “kurt” anlamına gelen “Lykos” kelimesiyle ifade edilmektedir. Bu kelime,  daha sonraki dönemlerde “gail-get” olarak söylenmeye başlamıştır. Ardından ise, Kelkit’e  dönüşmüştür.

Gümüşhane Kelkit

GENEL

İlçe, kendi adıyla anılan ovanın üzerinde, Kelkit çayını oluşturan derelerin birleşim bölümünde kurulmuştur. Kelkit çayı: 373 km. uzunluğunda olup, Yeşilırmak’ın en uzun koludur.

Gümüşhane ilinin, nüfus ve yüz ölçümü olarak en büyük ilçesidir. Ancak, birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. 1992 yılında Erzincan’da  meydana gelen deprem, Kelkit yöresini de etkilemiştir.

İlçe merkezinin, denizden yüksekliği: 1400 metredir. İklim özellikleri açısından: yazlar sıcak ve az yağışlı, sonbahar ve ilkbahar yağışlı, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer.

Kelkit, ticari hayatı: tarımsal ürünlere dayalıdır. Özellikle, tahıl ürünleri üretimi üst düzeydedir. Nüfusun, % 16’sı ticaret ile uğraşır. İlçenin temel geçim kaynakları: tarım ve hayvancılıktır. Nüfusun, % 30’luk bölümü de, çiftçilikle uğraşmaktadır.

Cumartesi günleri, ilçe merkezinde Pazar kurulmakta olup, ilçe halkı, her türlü alışverişini, burada yapmaktadır. Elbette köylerden gelen vatandaşların yoğunluğu, ilçe merkezini kalabalıklaştırmaktadır.

KONAKLAMA

Kelkit Öğretmenevi. Şoförler Odası.Kat.4.               456-3173007

NE  YENİR-NE İÇİLİR

Kelkit yöresinin önde gelen lezzetleri: Siron, Fırın Erişte, Mantı çorbası, Lemis, Haşıl, Borani.

Gümüşhane Kelkit Zili kilimleri

NE SATIN ALINIR

Zili kilimlerinin ortaya çıkışı, Orta Asya’ya kadar dayanmaktadır. Bu kilimler, günümüzde tek parça ve çok büyük ebatlarda dokunmaktadırlar. Ancak, seccade tipleri tercih edilmektedir. Bunun dışında: heybe, yastık, yolluk, duvar süsleri, nazarlık, isimlik olarak da üretim yapılmaktadır.

Dokumada: genellikle koyu kök boyası renkler kullanılır. Yani, kimyasal boya kullanılmamaktadır. Dokumada kullanılan ipler, yapağı olarak yani el eğirmesi yolu ile elde edilmekte olup, değerli oluşları nedeniyle, “sesli” anlamında “zilli” ismi verilmiştir.

İlçe merkezinde, Kaymakamlık tarafından yapılan kilim atölyelerinde dokunan Zili kilimlerinden satın alabilirsiniz.

Kilim dışında ne satın alabilirsiniz: evet, Kelkit kuru fasulyesi satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Gümüşhane Kelkit Sadak-Satala Harabeleri

SADAK-SATALA HARABELERİ

İlçe merkezine, 24 km. uzaklıkta: Sadak köyündedir. Bu bölgede, herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamıştır.

Burada: antik dönemde “Satala” adını taşıyan bir yerleşim yeri kalıntıları bulunuyor. Çünkü: XV Legio Apollinaris armalı tuğla parçaları bulunmuştur.

Bu yerleşim yerinin önemi: Roma imparatorluğu döneminde, en doğudaki en önemli askeri ordugah olarak öne çıkmaktadır. Ancak, bu askeri kimlik yanında, şehirdeki medeniyetin de geliştiği görülmektedir. Zamanla gelişen kent, tam bir Latin  kültür merkezi konumunu alır. Konsül tarafından gönderilen kişiler tarafından idare edilmiştir.

Özellikle: 6’ncı yüzyılda, imparator Justinyen döneminde, önemi iyice artmıştır. Ayrıca: Kapadokya bölgesini, Karadeniz’e bağlayan geçiş yolları da, buradan geçmektedir. Bizans tarih yazarı Prokopius: Satala kentinin, tepelerle çevrili bir ovada kurulduğunu ve imparator İustinianus’un bu kentin surlarını onarttığını  yazmaktadır.

Ancak, imparator Heraklios zamanında: Pers ve daha sonra da İslam akınları sırasında, şehir harap edilmiştir.

Antik kent kalıntıları arasında: tiyatro yapısı, motifli tuğlalar, sütun başlıkları, hayvan heykelleri, mühürler, sikkeler, yüzükler, pişmiş topraktan yazıtlar bulunmuştur. Bunların hepsi: Roma ve Bizans dönemlerine aittir.

Gümüşhane Kelkit Sadak-Satala Harabeleri

Bu buluntular dışında: ünlü Yunanlı heykeltıraş Fidyes tarafından yapılan bir bronz “Afrodit” büstü, buradan kaçırılmış olup, halen İngiltere’de, British Museumda sergilenmektedir.

Grek bronz sanatının tek örneği olup, MÖ. 4’ncü yüzyıl başlarından kaldığı  tahmin edilmektedir.

Bir zamanlar, 47 kemeri bulunduğu belirlenen su kemerinin, günümüze sadece 2 kemeri sağlam ulaşabilmiştir. Kalıntılar arasında görebileceğiniz “Nike Kabartması” ise: Zafer Tanrıçası Nike, savaş alanında gezinir biçimde görülmektedir.

Arkaik dönemde yapıldığı tahmin edilmektedir. Köy dışında, Cirit  tepesinde ise, 32 mezar steli bulunmakta olup, bu bölgenin şehrin akropolü olduğu sanılmaktadır. Bulunan yazıtların çoğu Latincedir.

Gümüşhane Kelkit Sadak-Satala Harabeleri

Roma döneminden kalan stellerin birinde: 16.Lejyon Bayraktarı Covidianus’un karısı Julia Maxia için yaptırıldığı yazılıdır.

AŞUT KALESİ

İlçe merkezine bağlı, 6 km. uzaklıktaki Aşut köyündedir.

Kale halen köydeki yerleşim yerinden 500 metre yükseklikte, yöreye hakim bir konumdadır. Gözetleme ve savunma amaçlı olarak yapılmıştır.