Ankara Ulus Ankara Palas

Ankara Ulus Ankara Palas

 

Ankara milli mücadelenin merkezidir. Başkent olmuştur. Geleni-gideni geçmişle kıyaslanmayacak ölçüde artmıştır. Kalacak yer kıtlığı çekilmektedir.

Ulus’taki Taşhan’ın adı “Hotel d’Angora” olmuşsa da, altı üstü bir handır ve özellikle yabancı ülkelerden gelenlerin konuk edilebileceği eli yüzü düzgün bir yapıya ve işletmeye ihtiyaç vardır.

Belvü Palas adlı bir otel yaptırılmıştır ama o da istenilen nitelikte değildir. Dolayısıyla Atatürk’ün isteği üzerine, TBMM’nin karşısına bir otel yaptırılır. Ankara’nın Cumhuriyet kurulduktan sonraki ilk çağdaş otelinin projesi Mimar Vedat Tek tarafından yapılır.

İnşaat başladıktan sonra, Vedat Tek, Evkaf İdaresiyle anlaşmazlığa düşer ve işi bırakır. Yapımını Mimar Kemalettin Bey’in tamamladığı otel, 1928 yılında hizmete girer. Önceleri Vakıf Oteli adı konulsa da bu ad “Ankara Palas” olarak değiştirilir. İşletmesi Fransızlara verilir.

Atatürk’e göre; ” Doğu’dan Batı’ya açılan bir pencere ” idi. Ankara’nın ilk çağdaş otelidir. Bu otelin odalarında: Krallar, Kraliçeler, Cumhurbaşkanları ağırlanmış, salonlarında Atatürk’ün unutulmaz cumhuriyet baloları düzenlenmiş.

Evet, 2’nci Meclis binasının hemen karşısındaki Ankara Palas, bugün 1980 yılından bu yana İçişleri Bakanlığının devlet konuk evi olarak kullanılıyor.

Binanın; cadde yönündeki ana giriş kapısı: taç kapı olarak yapılmış. Oldukça yüksek ana girişin üzerindeki ahşap kubbe, zemin katın kemerli pencereleri ve girişteki sütunlar; o devrin mimari anlayışını yansıtmaktadır.

Taç kapıdan girdikten sonra ise; sağa uzanan koridorun önünde, büyük balo salonu var. Onun sağ yanında ise; çay ve yemek salonları bulunuyor. Binada: 55 oda var. Yukarı kattaki; 44 odanın her birinin önünde, küçük balkonu mevcuttur.

Evet; Ankara Palas Oteline girmeniz mümkün değil. Dışarıdan bir-iki dakikamızı ayıralım, gerçekten, bir zamanlar, Türkiye Cumhuriyetinin ilk kuruluş yıllarında; çok popüler bir mekan imiş. İnanıyorum ki, orada, birçok insanın, unutulmaz anıları vardır.

Özellikle, ön cephenin üst bölümündeki mavi çiniler harika. Hatta, burada bazen düğünler tertip ediliyor, bir düğüne davet edilirseniz, yapının içini de görme şansınız olabilir.

Ankara Ulus Cumhuriyet Müzesi

Ankara Ulus Cumhuriyet Müzesi

Sayın konuklar, Kurtuluş Müzesinde “Müze kart” geçmez iken, burada müze kart ile giriş yapabiliyorsunuz.

Evet, 46 yıl boyunca, ülkemizin yönetildiği bu mekan: 1’nci Meclis Binasından, 200 metre aşağıda, aynı kolda. 1924 ile 1960 yılları arasında, 36 yıl boyunca kullanılmış. Bugün ise, Cumhuriyet Müzesi olarak düzenlenmiş.

1923 yılında, mimar Vedat Tok (1873-1942) tarafından yapılmış. Cumhuriyet Halk Partisi binası olarak tasarlanmış, ancak daha sonra işlevleri geliştirilerek, Meclis Binası olarak kullanılmak üzere, 18 Ekim 1924 tarihinde hizmete açılmış. Türk siyasi tarihinde, yeri ve önemi büyük.

Bodrum üzerinde, 2 katlıdır.

Girişten sonra, enine uzanan, 2 ucunda merdivenler olan, geniş bir geçit var. Ortadaki Meclis Salonunun 3 kenarına, iç bölümler yerleştirilmiş. Tavan; Selçuklu ve Osmanlı bezemesi yıldız motiflerle süslü. Sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında, kemerler ve saçaklar, yer yer çinilerle süslenmiş.

1961 yılında; Meclis, yeni yapılan, bugünkü yerine taşınınca, bu bina, Merkezi Antlaşma Teşkilatı (CENTO) na tahsis edilmiş ve 1961-1979 tarihleri arasında, bu kurum tarafından kullanılmış. CENTO’nun kaldırılmasından sonra ise, aynı yıl Kültür Bakanlığına devredilmiş. 30 Ekim 1981 tarihinden bu yana, müze olarak kullanılmaktadır.

Müzede; ilk üç cumhurbaşkanı dönemlerini yansıtan olaylar; kendi sözleri, fotoğrafları, bazı özel eşyaları ile o dönemde; mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergileniyor. Özellikle; salon kısmı görülmeli.

Bu salonda; Atatürk, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında, “Nutku” okumuştur. Atatürk’ün okuduğu Nutuk kitabı, müzede sergileniyor. Bu olay: doğal ortamda, Atatürk’ün bal mumu heykeli ile canlandırılıyor iken, bu heykeller kaldırılmış. Artık yok. Gittiğinizde aramayın. Yani, belki bakım için kaldırıldığını düşündüm ama 3 Aralık 2011 tarihinde gittiğimde, bu balmumu heykellerin hala yerlerine konulmadığını gördüm, demek ki gözden çıkarıldı. 4 Haziran 2020 tarihinde gittiğimde de bal mumu heykeller yoktu.

Ayrıca: nutukta geçen pasajlar, fonda seslendirilmektedir. Yani, müzeyi gezerken, salon bölümünde, fonda, Atatürk’ün sesini duyabiliyorsunuz. (Buna da son vermişler, yani hiç olmazsa burayı gezerken, Sevgili Atamızın sesini duymak mümkündü, artık değil)

Evet; büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün; ibret alınmasını düşünerek, gelecek nesillere, cumhuriyet dönemi öncesinde kurtuluş mücadelesinde yaşananları anlattığı ve önemli uyarılarda bulunduğu Nutuk adlı eserinin okunduğu yer olması açısından, burası önemli.

Ayrıca; Türk siyasi tarihinde, cumhuriyetin ilanı ile, bu Meclis binası önünde, Atatürk ve bir gurup insanın yürürken çektirmiş oldukları fotoğraf; eski nesillerin hafızalarında mutlaka yer etmiştir.

Evet: güzel bir müze. Özellikle; görevliler, gerek kıyafetleri ve gerekse nezaketleriyle çok kibarlar. Bu müzede: salon biraz daha modern olmuş, vekillerin oturdukları sıralar, tahta değil, tahta üzerine sünger-deri kaplanmış. Salon nispeten biraz daha güzeldir.

Özellikle: salon bölümünde, tepede tam ortadaki büyük avizeye  dikkat edin, muhteşem. Ayrıca: kürsünün hemen iki yanındaki avizeler de muhteşem güzel. Ama, en güzel olanı: bu salon ile günümüzdeki çalışma şartlarının değerlendirilmesidir.

Aslında, müzeye girdiğinizde, hemen sola dönüyorsunuz ve ilk oda ve devamındaki iki odada: Atatürk ile ilgili bir kısım obje bulunuyor. Bunlar arasında, özellikle dikkatinizi çekmek istediğim objeler: tam ortada bulunan ve üzerinde Cumhurbaşkanı Atatürk yazılı cumhurbaşkanlığı mührüdür.

Ayrıca: Atatürk’ün orijinal Nutuk kitabı da sergileniyor. Ayrıca: Cumhuriyetin ilk yıllarında, kurulan fabrikaların ürettikleri ürünlerin bir kısmı, yani ilk ürünler, burada sergileniyor. Örneğin: ilk şeker, ilk basma kumaş, matbaada basılan ilk kağıt para, Atatürk’ün nutku okuduğu mikrofon, Meclis görüşme tutanakları gibi.

Son odadan çıkıp, hemen karşıya geçtiğinizde odada bir şey yok, yandaki salona girin ve salonun gezin. Vekillerin toplantı yaptıkları salon, bir öncekine nazaran biraz daha konforlu ve hiç olmazsa, oturma yerleri, deri döşelidir. Ayrıca: masaların yerleşimi, tavandaki muhteşem avize, kürsü yanlarındaki avizeler, salona ayrı bir hava katıyor. Tüm bunların yanında: salonun hemen arka ve yan bölümlerinde, sanırım seyirciler için hazırlanan, balkon-localar görülüyor. Muhteşem bir duygu, yoktan var edilen bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyetinin tarihi, sırları, gerçeği işte burada gizlidir.

Sonra: koridorun öbür ucundaki odaları görmelisiniz. Bu üç oda da: Celal Bayar, İsmet İnönü ve Atatürk’e ayrılmış ve onlara ait kişisel eşyalar sergilenmektedir. Özellikle: Atatürk’e ait odada, manevi kızı Ülkü ile birlikte çekilen fotoğrafta giydiği gömlek ve süveter çok etkileyicidir. Bunu görmelisiniz.

Evet müze bu kadar. Üst kat, ziyarete açık değildir. Müzenin önünde, tarihi kapıda, fotoğraf çektirmeyi unutmayın. Son ziyaretimde yani 4 Haziran 2020 tarihinde üst bölüm de açılmıştı. Üst bölümde: sol yanda, Meclis toplantı salonunun üst balkonları görülüyor. Sağ yanda ise, önce Meclis Başkanı odası ve sonra diğer Meclis görevlilerinin makam odaları bulunuyor.

Son bir not: her ne kadar müze kartı kullanılarak buraya giriliyor olsa da, özellikle gençlerin ve hatta tüm halkın, buraya girmesi için tedbir alınmalı, yani giriş ücretsiz hale getirilmeli diye düşünüyorum. Bu bir düşünce, umarım bir kısım yetkili okur ve gerek “Kurtuluş Müzesi” yani “1’nci Meclis” ve gerekse “Cumhuriyet Müzesi” yani “2’nci Meclis” girişlerinin halka açılmasını ve ücretsiz hale getirilmesini veya en azından, haftanın belli günlerinde ücretsiz halk günü düzenlenmesini hayal ediyorum.

 

THE MUSEUM OF TURKISH WAR OF İNDEPENDENCE

The museum is housed in a two-storey building on Ulus Square, Cumhuriyet Street, which was designed by the architects  Salim and Hasip beys and completed on 23 April, 1920. İt belongs to the First Period of National Architecture, and the outher walls are covered by Ankara stone (andesite).

The building served as the first Turkish Grand National Assembly (TBMM) until 1924, and was opened as the TBMM Museum in 1961. Since 1981 it has been open to the public as the Museum of Turkish War of İndependence.

The museum consists of the presidential boardroom, the chamber of ministers, the commission chamber, a private room, administrative rooms, the assamly hall, a mescit or prayer hall, the office of the chairman of the assembly, a photography room, storerooms for various works of art and an exhibition hall.

Ankara Ulus Kurtuluş Müzesi

 

Ankara Ulus Kurtuluş Müzesi

Burada fotoğraf makinası kullanmak yasaklanmıştır. Ancak: 2’nci Meclis binası, yani hemen 200 metre aşağıdaki ortamda, fotoğraf çekmek yasak değil iken, burada fotoğraf çekmenin yasaklanmasını anlamak mümkün değil.

Özellikle: yasak denilse de, özellikle şehir dışından gelenler, burayı gezdiklerini belgelemek adına, birkaç fotoğraf çekmeye kalkıştıklarında ise, görevlilerin sert müdahale içeren sözleri, inanın kırıcı oluyor ve müze gezmek gibi bir kültür gezisi, stresle yoğuruluyor.

Evet, gelelim, en büyük değerimiz olan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusumuza armağanı, Türk gençlerine emaneti Cumhuriyetimizin hangi ortamda, ne gibi şartlarda ilan edildiğini gezip görmeye.

Müze: Ulus Meydanındadır. Cumhuriyetimizin ilan edildiği, 1’nci Meclis Binası. 1920 ile 1924 yılları arasında kullanılmış. Gerçekten; o yıllardaki şartları göreceksiniz. O insanların, saatler, günler boyunca, o tahta sıralar üzerinde oturduklarını göreceksiniz.

Ve o zor ve güç şartlarda yarattıkları, kurtuluş mücadelesi olsun, cumhuriyet olsun ve bunlar gibi ülkenin kurtuluşu ve gelişmesi için yarattıkları birçok çabanın, yaratıldığı o güç şartları göreceksiniz ve bugünle karşılaştırıp, elbette şaşıracaksınız.

Evet; Cumhuriyetimizin ilan edildiği bu bina, günümüzde müze olarak kullanılıyor ve adı: Kurtuluş Müzesi. İlk toplantının yapıldığı bu binanın yapımına; 1915 yılında, mimar Hasip Bey tarafından başlanır. Atatürk’ün, 27 Aralık 1919 tarihinde, Ankara’ya gelişinden sonra, yapının meclis binası olarak kullanılmasına karar verilir.

İlk parlamento binası; 22 x 43 metre boyutlarında. Bodrum üzerine, tek kat olarak yapılmış. Büyük bir toplantı salonu ve 9 odası olan taş bir yapı. Dış cepheler; kemerler ve geniş saçaklarla bezenmiş ve ayrıca iki balkon var. Devletimizin kuruluşu ve kurtuluş savaşının tüm askeri ve siyasi kararları burada alınmış.

Bu küçük bina; 18 Ekim 1924 tarihine kadar kullanılmış. Günümüzde ise, Müze. Evet; kurtuluş savaşımız ve cumhuriyetin ilanı aşamasındaki o imkansızlıklar ortamını mutlaka gidin görün. Müzeye; girdiğinizde, sizi büyük bir nezaketle, müzenin görevlileri karşılıyor. Gerçekten, bu nazik insanları, görevli olarak oraya koymak, muhteşem bir uygulama. Gerek davranışları, gerek kıyafetleri ve gerekse yol göstermeleri: ” gezinize şuradan başlayacaksınız ” şeklinde yol göstermeli çok güzel.

Evet; müze kartınızı gösteriyor veya bilet alarak giriyorsunuz, hemen ilk oda; mescit, sonra Atatürk’ün çalışma odası ve sonra toplantı salonu. Bir koridorun çevresindeki bölümleri geziyorsunuz. İlgi çeken yerler; toplantı salonundaki tahta oturma yerlerine bakın lütfen, kötü oturma yerleri, sonra ısınmak için konmuş, iki soba göreceksiniz.

Özellikle: Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı masa var. Hemen yanında: Atatürk ve İsmet İnönü’nün resimleri bulunuyor. Bu masa; İsviçre’den buraya nasıl getirilmiş anlamadım. Ama; Lozan barış antlaşması, Türk Siyasi tarihinde çok önemli yeri olan bir antlaşma.

Bunun imzalandığı masayı bulup, buraya getirmek ve sergilemek, güzel bir uygulama. Düşünene ve bu masayı buraya kadar alıp getirene teşekkür etmek gerek, gerçekten Türkiye’nin siyasi geleceği, işte bu masanın üstünde şekillendi dememek elde değil. Ayrıca; zamanında Mecliste görev yapmış kişilere ait, şahsi eşyalarda sergileniyor.

Bunun yanında; o zamanlar kullanılan, üç makineli tüfek ve normal mavzer tüfekler sergileniyor. Meclis çatısı altında, bu tür silahların niye sergilendiğini anlayamadım? Bu tür silahlar, milli mücadelede kullanıldı ise, bunların sergilenebileceği bir çok yer olduğunu düşünüyorum, ama burası Meclis ve ben buraya, Cumhuriyetin hangi şartlar altında ve ne gibi bir ortamda ilan edildiğini, bir zamanlar milletin temsilcilerinin ne gibi ortamda çalışarak, ülkenin kurtuluşunda çaba gösterdiklerini görmeye gittim ve gerek  tahta sıra ve masalar ve gerekse ısınmak için kullanılan sobalar; ziyaretçileri etkilemek için yeterli geliyor.

Birde, Atatürk’ün Sivas kongresinde kullandığı masası var. Bunlara bakarken, lütfen, o günün şartlarını düşünün. Bugün olsa, asla dönüp te kimsenin bakmayacağı bir masa, ama masanın lüks olmasının ne önemi var, o insanlar, lüksten ziyade, kararlılıklarını bu masaların üzerinde, tahta sıraların üzerinde ortaya koymuşlar, önemli olan bu.

Evet; bu güzel müzeyi gezip çıkıyoruz. Mutlaka gitmenizi öneriyorum. En fazla bir saat zamanınızı alır ve çok yakın, hemen dibimizde, mutlaka gidilmeli. Ama, bu giriş ücreti konusuna çözüm bulunması gerekir diye  düşünüyorum.