Kabataş, Ordu arası uzaklık 74 km dir. Kabataş, Fatsa arası uzaklık: 40 km. Kabataş, Reşadiye arası uzaklık: 65 km. Kabataş, Aybastı arası uzaklık 11 km dir.
TARİHİ
Yörede 1300’lü yıllarda Hacıemiroğulları Beyliği kurulmuştur. Yörenin eski ismi “Karay” köyüdür. 1928 yılında Kabataş ismini alır. 1971 yılında Belediye kurulur. Kabataş, 1990 yılında ilçe olur.
GENEL
İlçe, Orta Karadeniz bölgesinde, Canik dağlarının kuzey yamacında kuruludur. Ayrıca yöresel olarak Kabataş ırmağı olarak adlandırılan Bolaman ırmağının iki yakasına kurulmuş bir yerleşimdir. Karadeniz kıyısından 40 km uzaklıktadır. Rakımı ortalama 530 metredir. Yörede Karadeniz ve karasal iklim hakimdir. Genellikle yağışlıdır. İlçede yaşayanların ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılık üzerinedir, fındık, mısır ve patates üretimi yoğundur. Halıcılık ta yaygındır.
NE YENİR
Buralara yolunuz düşerse “Kabataş Helvası” tatmanızı öneririm. Pekmezli ceviz helvası tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Kabataş helvası, lezzetli olmasının yanında tam bir enerji deposu olması nedeniyle tercih edilmektedir.
GEZİLECEK YERLER
ŞİD ABDALTÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı Kuzköy’dedir.
Türbe, 14’ncü yüzyılda yöreye gelen Türklerden, Şid Abdal’a aittir. Çünkü Osmanlı dönemi kayıtlarına göre, köye yani Kuzköye ilk gelenlerin başında bulunan Şidlü Dede’nin fetih hakkı olarak köyü malikhane hissesine sahip olduğu ve bu hakkını kurmuş olduğu zaviyeye vakfettiği yazılır. Şidlü Dede: adı Şit Abdal olarak geçer.
Türbenin içinde, Şid Abdal’ın ejderha başlı demir asası bulunur. Ejderha motifinin genel olarak Çin’den geldiği düşünülse de İslam öncesi ve sonrasında Türk sanatında yaygın olarak kullanılan bir motiftir. Türk mitolojisinde: yer, su ve gök kültleri ile ilgili olan ejderha, bolluk ve bereketin, aynı zamanda yeniliğin ve koruyuculuğun simgesi olmuştur.
Evet, Şit Abdal’a ait 1395 tarihli Arapça Şeyhlik beratı ve asa ile birlikte: fonksiyonu tam olarak bilinmeyen işlemeli ve oval bir taş, bakır taslar, üzerinde yazı ve üç tutamacı olan, içinde balık deseni olan bir tencere de bulunmaktadır. Her yıl Temmuz ayında burada geleneksel anma etkinlikleri düzenlenir.
TAŞARASI ŞİFALI SU
Şifalı su: 1992 yılında Erzincan depreminden sonra Taşarası Mahallesinde ortaya çıkmıştır. İlçe merkezine 2 km uzaklıktadır. Yapılan tetkiklerde suyun içinde 29 çeşit mineral bulunduğu öğrenilmiştir. Bu şifalı suyun: kalp-damar hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları ve benzeri birçok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir.
KAYA MEZARLARI
Alakent Beldesi Alanbaşı Mahallesinde Kırancık mevkindedir. Aynı bölgede Ağlalı Mahallesinde de kaya mezarları bulunmaktadır. Ancak bu mezarlar hakkında hiçbir araştırma yapılmamıştır ve bilgi yoktur.
Ordu Kabataş Çivisiz Camii
ÇİVİSİZ CAMİ
Beylerli Köyü Aşağı Mahallededir. Ahşap cami çivisiz yapılmıştır. 160-170 yıllık olduğu tahmin edilmektedir.
Ordu Kabataş Çivisiz Camii
1954 yılında onarım görmüştür. 2016 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Evet çivisiz cami hakkında herhangi bir araştırma bulunmadığından, bilgi de yoktur.
Kabadüz, Ordu arası uzaklık 20 km dir. Kabadüz, Yokuşdibi arası uzaklık 17 km.
TARİHİ
Bölgede ilk yaşayan toplulukların demircilikle uğraşan Kalibler olduğu tahmin edilmektedir. Bunlar burada işledikleri demirleri satmak için sahile kadar inmişlerdir. Kabadüz: Sultan II Murat zamanında, 1421-1451 yılları arasında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1925 yılında yerleşim yeri, Karakiraz köyünden ayrılarak “Kabadüz Köyü” adını almıştır. 1931 yılında Ordu Merkez ilçeye bağla bir bucak olmuş, 1987 yılında ise Belediye kurulmuştur. 1990 tarihinde ilçe olmuştur.
Ordu Kabadüz
GENEL
İlçe, Melet ırmağının doğusunda bir sırt üzerine kurulmuştur. Bölgenin yayla kısımlarında: Karagöl dağı eteklerine kadar uzanan bölümde birçok oba bulunur. Ortalama rakım 600 metredir. Çambaşı Yaylasının, Turizm Merkezi ilan edilmesiyle, yörede yayla turizmi hız kazanmıştır.
NE YENİR
Buralara yolunuz düşerse, Yayla Pancar Turşusu tatmanızı öneririm.
Ordu Kabadüz
GEZİLECEK YERLER
Ordu Kabadüz Kaya Mezarları
KAYA MEZARLARI
İlçe genelinde: Kirazlıdere, Gümüşdere ve Yeşilada köylerinde kaya mezarları vardır.
Kaya mezarlarının Helenistik döneme ait olduğu tahmin edilmektedir. Bu kaya mezarlarından en ilgi çekeni: Gümüşdere köyünde bulunan kaya mezarıdır. Çünkü bu kaya mezarının çevresi, sur benzeri taş bir duvarla çevrilidir. Derinçay ırmağının doğu yakasında bulunan sarp ve kayalık bölgedeki kaya mezara ulaşmak için, 5 tane sur benzeri yapının içinden geçilerek gidiliyor. Aynı kayanın sağ ve solunda iki kaya mezarı bulunuyor. Kirazlıdere köyünde Durak Mahallesinde bulunan kaya mezarı ise, ana kayaya oyularak yapılmıştır. Mezarın içinde U formlu taş seki görülür.
Ordu Kabadüz Oluklu Çeşme
OLUKLU ÇEŞME
Harami Köyünde Oluklu Mahallesindedir. Gümüşdere köyü, Yokuşdibi ve Çambaşı Yayla yolunun üzerinde bulunmaktadır.
Kitabesine göre, 1846 yılında bir zamanlar Ordu Belediye Başkanlığı yapmış olan Süleyman Felek’in dedesi Felekzade Süleyman Seyyar Ağa tarafından yaptırılmıştır. Süleyman Seyyar Ağa, bu döneminde birçok eser yaptırmıştır. İki kişinin ancak kucaklayabileceği şekilde, yontma taşlardan silindir şeklinde örülmüştür.
Dört cepheli çeşmenin dört lülesi bulunur. Kesme taş kullanılarak yapılmıştır. Kare kaide üzerinde yükselir. Çeşme yalağı, kaide aynı formda tüm çeşmesi sarar. Konik formlu en üst sıra, çeşmeye anıtsal görünüm kazandırır.
Üzerinde Osmanlıca yazılar vardır. Halen olukları orijinal çeşmenin çevresine, sonradan beton ilave edilerek orijinal yapısı bozulmuştur. Bu sonradan ilave kısmı ilginçtir, çünkü çeşmenin birçok orijinal bölümü yok edilmiştir. 1950’li yıllarda yapılan tadilatta: çeşmenin ana gövdesindeki parça taşların diziliş sırası bozulmuştur.
Çeşmenin suyunun geldiği künk su boruları da demir borularla değiştirilmiştir. Çeşmenin tepe kısmına da başlık konulmuştur. 1976 yılında ise çeşmenin tepe başlığı çalınmıştır. Öğrendiğime göre, çeşmenin başlığında altın var sanarak çalmışlardır. Sonradan çeşmenin üzerine, günümüzde görülen başlık yeniden yapılıp takılmıştır.
Ordu Kabadüz Oluklu Çeşme
Kaynak su ile beslenen çeşme halen kullanılmaya devam edilmektedir. Çeşme yaptırıldığında hemen yanında büyük bir han varmış. Bu han “Yol Aydını Hanı” olarak biliniyormuş. Bu hana: çevrenin ağaları, beyleri ve tanınmış kişileri misafir oluyormuş. Yöreye ait bir efsane var. Sanırım ilginizi çeker. “Tarihi süreç içinde, bir gün yöredeki beylerden birinin kızı hastalanır.
Ancak kızın sadece başı ağrımakta, başkaca bir hastalık belirtisi göstermemektedir. Bey, kızını birçok doktora götürür, ancak çare bulunamaz. Derken bir yaşlı bilge, Beye haber gönderir, kızının iyileşmesi için hanın üst katında: oluklu çeşmeye bakan bir oda tutmasını, orada kalmasını, her gün çeşmeden akan suyun sesini dinlemesini önerir.
Bey, bu teklifi kabul eder, kızını hanın üst katında, oluklu çeşmeye bakan bir odaya yerleştirir, kısa zaman sonra oluklu çeşmenin kurnalarından akan suyun sesi, kızın baş ağrısını giderir ve iyileştirir. Ancak bu han, günümüzde yıkılarak yok olmuştur. Sadece oluklu çeşme, tarihe tanıklık etmeye devam etmektedir.
Evet, çeşme Kültür varlığı olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Ordu Kabadüz Ablak Taşı
ABLAK TAŞI
Turnalık Kale boynu Mevkiindedir.
Burası bir seyir terasıdır. Çevresi ladin ormanlarıyla çevrilidir. Yükseklik 1540 metredir. Yüksekliği ve doğal teras özelliğiyle yaylaya gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği bir yerdir. Buradan: Yukarıbeyalan, Aşağıbeyalan ve Hamzabey yaylaları görülmektedir. Ayrıca yine buradan 4 km orman içinde yüründüğünde, Geçilmez kanyonu daha yakından görülebilmektedir.
Ordu Kabadüz Emine Pınarı Mesire Alanı
EMİNE PINARI MESİRE ALANI
İlçe merkezine bağlı 12 km uzaklıktaki Çambaşı mevkiindedir. Çambaşı yaylasına olan uzaklığı 17 km dir. Ulaşım asfalt olan karayolundan rahatlıkla yapılabilmektedir. A tipi mesire alanıdır. Rakımı 1595 metredir.
Mesire alanı ladin ağaçlarından oluşan orman içindedir. Mesire yeri, ayrı bir kültürel zenginliğe sahip mağaralarının olması, yaz aylarında orman ve yayla havasına sahip olması, kış aylarında sahip olduğu kar dokusuyla gezilmeye değer bir yerdir. Mesire alanında bulunan Kurtkayası mevkiinden Ordu şehir manzarası görülebilmektedir. Konaklamak için, mesire alanında bir dağ evi bulunmaktadır.
GERCE ŞELALESİ
Turnalı Gerce obası mevkiindedir. 2000 metre rakımlı Çambaşı Yaylasının hemen eteğindedir. Şelale Gerce Obası yol ayırımından 7 km uzaklıktadır. Şelaleye ulaşmak istediğinizde, yolun büyük bölümünü araçlar gidebilirsiniz. Yürümek isteyenler ise, ağaçların arasından eşsiz manzaraları izleyerek şelaleye ulaşabilirler. Bulunduğu yerin yüksekliği 1300 metredir. Şelalenin çevresi ladin ormanlarıyla kaplıdır. Şelalenin yüksekliği 25 metre, genişliği ise 2 metredir.
KOTANA KÖYÜ
Yüzyıllar önce Ordu’da (eski adı Kotyora) yaşayan Rumlardan: tanınmış ve zengin Cotiniaa (Kotanya) isimli bir tüccar vardır. Bu tüccar: günümüzde Melet Havzası boyunca yapılan, adına Dere yolu denilen ve eskiden İpek yolu olduğu iddia edilen bu yolda kervanlarıyla ticaret yaparmış.
Ayrıca, uzaktan gelip konaklamak isteyenler ve diğer kervanların gece dinlenmesi için Melet Irmağının bugünkü Kotana köyünün bulunduğu yere bir han yaptırır. Bu yüzden, Cotiniaa (Kotanya)ya, çevredekiler kısaca Got/Kot derlermiş. Kervancı başlarına, yolculukta nerede dinlendikleri sorulduğunda “Got’un hanında veya Got hanında dinlendik” derlermiş. Evet günümüzde Kabadüz ilçesinin en büyük köylerinden olan Kotana adı, Gothanından gelmiştir.
Gelelim günümüze, Kotana köyü, Kabadüz ilçe merkezine 45 km uzaklıktadır. Yani ilçenin en uzak köyüdür. Rakımı 800 metredir. Köy, Melet ırmağının doğu yakasında bulunur. Günümüzde Kotana köyünün ismi “Derinçay köyü” olarak değiştirilmiştir. 1990’lı yıllarda aşırı göç veren köyün nüfusu düşmüştür.
Ordu Kabadüz Derinçay Ahşap Köprü
DERİNÇAY AHŞAP KÖPRÜ-DERETAM BAŞKOTANI KÖPRÜSÜ
Derinçay köyündedir.
Kotanalılar, 1700’lü yılların başında Beyağaç ve Yeşilce üzerinden Mesudiye’ye ulaşmak için Melet çayı üzerine bu köprüyü yapmışlardır. O günün koşulları, çevrede en çok bulunan malzeme olan taş ve tahta olduğundan, Melet çayının iki yakasındaki ayakları yığma taşla ve köprüyü de ahşapla yapmışlardır.
Önceleri, bahar aylarında ırmak tarafından sık sık zarar gören köprü, günümüzde barajlar ve Hesler nedeniyle suyu iyice azalan Melet çayından olumsuz etkilenmez duruma gelmiştir. Köprü, Deretam ve Kotana halkı tarafından büyük uğraşlarla kullanıma açık tutulmuştur. Köprü 2015 yılında yıkılmıştır.
Ordu Kabadüz Çambaşı Yaylası
ÇAMBAŞI YAYLASI
İlçe merkezine 21 km uzaklıktadır.
Karadeniz bölgesinin en önemli yaylalarından birisidir. Ülkemizin 25 büyük yaylasından birisidir. Toplam alanı 100 bin dönümdür. Olağanüstü doğal güzelliklere sahiptir. Turizm bölgesi ilan edilmiş sınırlarında 77 ayrı oba vardır.
Ordu Kabadüz Çambaşı Yaylası
Deniz seviyesinden 1850 metre yüksekliktedir. Bazı yerleri 2000 metreyi bulur. Hem yaz hem de kış döneminde kullanılır. Kış döneminde kayak merkezi olarak kullanılıyor. Kayak merkezi çalışmaları 2010 yılında başlamıştır.
2017 yılında idare ve hizmet binası, kafeterya ve sosyal tesisler açılmıştır. 300 metrelik babylift montajı yapılmıştır. 1 kilometre uzunluğundaki kayak pistinin bitip bitmediğini bilmiyorum. Yaylada konaklamak için iki otel ve restoran ile birlikte, çarşı, Pazar ve piknik yerleri bulunur. Ayrıca birkaç tane alabalık üretim çiftliği vardır.
ÇAMBAŞI MEZARLIĞI
Yokuşdibi beldesi, Çambaşı yayla merkezinde Musakırık mevkiindedir. Yaylada bulunan mezarlıkta, mezarlık kitabeleri tarihin hala ne kadar canlı ve diri olduğunu gösterir.
Gürgentepe, Ordu arası uzaklık 48 km dir. Gürgentepe, Gölköy arası uzaklık 13 km dir.
TARİHİ
Ordu-Sivas kara yolunun 48’nci kilometresinde bulunan 1275 rakımlı bir mevkiiye “Gürgentepe” denir. Uzun yıllar küçük bir yerleşim yeri olarak kalmıştır. Ordu-Sivas karayolunun açılmasıyla gelişmeye başlamıştır.
Ancak, bu yol daha önce yani Osmanlı döneminde 1885 yıllarında kervanların geçmesi için kullanılan bir yoldur. Ormanlık, dağlık ve engebeli bir arazide bulunan bu yol, kış döneminde devamlı kar yağdığı ve asayişin bozuk olması nedeniyle pek yoğun kullanılmamıştır.
İlçenin günümüzde bulunduğu yerde bir han varmış. Bu han uzun yıllar kervancıların dinlenmeleri için bir konaklama yeri olarak kullanılmıştır.
1940-1950’li yıllarda bu kervan yolu, küçük değişiklikler yapılarak motorlu araçların kullanımı için karayoluna dönüştürülmüştür.
Bu esnada, yolun kıyısında bulunan han da civar yerleşim yerlerinin ilgisini çekmiş, Pazar yeri özelliği kazanmıştır. 1955 yılında Belediye kurulur ve “Gürgentepe” ismini alır. 1987 yılında ilçe olur.
Ordu Gürgentepe
GENEL
İlçe Ordu-Sivas kara yolunda önemli bir geçit üzerinde kuruludur. Canik dağları ve Giresun dağlarının kesişim noktasında, sarp ve dağlık bir arazi yapısı hakimdir. İlçe Karadeniz’e yakın olmasına rağmen, Karadeniz dağlarının sahilden itibaren birdenbire yükselmesi nedeniyle, engebeli bir arazi yapısına sahiptir.
Ortalama rakımı 1275 metredir. Yörede Karadeniz iklimi etkileri görülür. Bol miktarda yağış alır. Yılın belli mevsimlerinde sis görülür.
NE YENİR
Buralara yolunuz düşer ve mahalli lezzetleri tatmak isterseniz, şunları önerebilirim: “Pancar çorbası, mısır çorbası, karalahana sarması, mıhlama”
GEZİLECEK YERLER
Ordu Gürgentepe Çamlıca Tepesi
ÇAMLICA TEPESİ
Göller Sağlık Sokaktadır. Gürgentepe-Gölköy kara yolu üzerindedir.
Çamlıca tepesi sosyal tesislerinde bulunanlar şunlardır: “Yürüyüş alanı, seyir terası, serender (ambar), restoran ve kafeterya, kamelyalar, çivisiz ahşap bir cami” Ayrıca: Nisan ve Mayıs aylarında orman gülleri açar.
Orman gülleri: fundagiller familyasından 800 kadar gösterişli çalı türünün ortak adıdır. Türkiye’de Karadeniz kıyısındaki ormanlık alanlarda yetişir. Ayrıca genellikle süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Çiçek renkleri: beyaz, sarı, pembe, kırmızı, mor ve mavi arasında değişir. Ancak çiçekli kalma süresi ortalama iki haftadır.
Ordu Gürgentepe Dikenlice Kaya Mezarları
DİKENLİCE KAYA MEZARLARI
Dikenlice Köyünde, Mağara Mahallesindedir. İlçe merkezine uzaklık 20 km dir.
Mezarların Geç Helenistik ve Erken Roma dönemlerine ait olduğu düşünülmektedir. Bir kaya kütlesi üzerindedir.
Burada kayalara oyulmuş 9 tane mezar vardır. Mezarlar tek odalıdır. Mezar odalarına giriş, kuzeydendir. Oval bir açıklıktan mezarlara girilir. Mezar odaları dikdörtgen planlıdır. Mezar odalarının içinde ölülerin konulduğu sekiler vardır.
Ordu Gürgentepe Dikenlice Kaya Mezarları
Giriş kısmı ve mezar odaları oldukça fazla tahrip edilmiştir. Bu anıt mezarların bulunduğu kayanın üzerinde, muhtemelen ticaret yolunu kontrol eden bir kale olduğu tahmin edilmektedir. Maalesef bu tarihi yerler yani mezarlar, halen köylüler tarafından depo olarak kullanılıyor. Yani gidip görmeye kalkarsanız üzülürsünüz, gitmeyin.
Ordu Gürgentepe Eski Köy Saitler Camisi
ESKİKÖY SAİTLER CAMİSİ
Eskiköy’de mezarlık içinde yaklaşık 600 yıllık olduğu tahmin edilen bir cami vardır. Saitler camisi denen bu cami ile ilgili olarak köylülerin anlattığı bir efsane vardır.
Köy halkı cami yapmak için bir araya gelirler. Köyün ileri gelenleri caminin yeri olarak köyün mezarlığını uygun görürler. Kesilen ağaçlardan yapılan keresteler, caminin yapılacağı mezarlığa taşınır. Ancak ertesi günü, mezarlıkta daha önce koydukları keresteleri göremezler.
Keresteler mezarlıktan 100-150 metre uzakta durur bulurlar. Keresteleri tekrar cami yapmak istedikleri yere taşırlar, ertesi günü keresteler yine koydukları yerden 100-150 metre uzaktadır. Bunun üzerine mezarlık girişine bir nöbetçi dikerler.
Adam, gecenin yarısında bir bakar, ak saçlı ve ak sakallı bir adam kağnısı ile gelir ve kalasları eski yerine taşır. Nöbetçi bu gördüklerini köy halkına anlatır ve bunun üzerine cami, mezarlığın içine değil, şimdiki yerine yapılır.
AKKİLİSE
Akmescit mahallesindedir. İlçe merkezine 51 km uzaklıktadır. Kilisenin temel kalıntıları ile Osmanlı döneminden kalma medresenin taş bir duvarı görülebilir.