Çiftlik, Niğde il merkezine 67 km uzaklıktadır. Çiftlik, Aksaray arası uzaklık 65 km. dir.
TARİHİ
İlçenin ismi, buradaki eski bir sığır çiftliğinden gelir. Bölgenin eski ismi “Melendiz” dir. Yerleşim yeri bucak iken 1990 yılında ilçe olmuştur.
Niğde Çiftlik
GENEL
İlçe: Niğde, Aksaray ve Nevşehir illerinin arasında bulunur. İlçe merkezi Beyazsu deresi kıyısında kurulmuştur. İlçe toprakları orta yükseklikteki düzlüklerden meydana gelir. Ortalama rakım 1555 metredir.
Güneyde Melendiz dağı ve güneybatısında Hasan dağı bulunur. Dağları çıplaktır, orman yok denecek kadar azdır. Başlıca akarsu Melendiz çayıdır. Karasal iklim hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı geçer. Ekonomi tarıma ve hayvancılığa dayalıdır.
GEZİLECEK YERLER
Niğde Çiftlik Tepecik-Çiftlik Höyüğü
TEPECİK-ÇİFTLİK HÖYÜĞÜ
Burası, Orta Anadolu’da bulunan tarihöncesi döneme ait bir höyük tipi yerleşim yeridir.
Yerleşme tarihöncesi insanları için önemli bir hammadde kaynağı olan obsidiyenin bolca bulunduğu Orta Anadolu obsidiyen yataklarına oldukça yakın bir konumdadır. Zaten bölgede bol miktarda bulunan obsidiyenden yapılmış yontma taş aletler, gerek yapım tekniklerindeki ustalık ve gerekse alet çeşitliliği nedeniyle yerleşmede oldukça zengin bir yontma taş alet endüstrisinin varlığını gösterir.
Orta Anadolu’daki çağdaş yerleşmelerde bulunan ok ve mızrak uçlarının hemen hemen tüm çeşitlerine burada rastlanır. Yerleşmenin yakınında bulunan obsidyen kaynaklarının MÖ 10 bin yıldan beri uzak yerlerde bulunan sayısız Neolitik yerleşmede tespit edilmiş olması, buranın insanlarının yaşamında obsidyen üretimi ve dağıtımının önemini gösterir.
Zaten yerleşmede farklı tabakalarda, toplu halde obsidyen aletler bulunmuştur. Ayrıca çok sayıda pişmiş toprak ve taş mühürler, buranın insanının diğer topluluklar ile yoğun ticari ilişkiler içinde bulunduğunu gösterir.
Niğde Çiftlik Tepecik-Çiftlik Höyüğü
Höyük oldukça büyük bir alana yayılmıştır. Yüksekliği yaklaşık 9 metredir.
Kazı çalışmaları: 2000-2006 yılları arasında Niğde Müze Müdürlüğü tarafından yapılmıştır.
Kazılardan elde edilen sonuçlara göre, burada bulunan yerleşmede, çanak-çömleksiz Neolitik dönemden, ilk Kalkolitik dönem sonlarına kadar uzanan kesintisiz tabakalanma sayesinde, Orta Anadolu’nun doğu kesiminde bulunan Volkanik Kapadokya Bölgesindeki Neolitik dönem kültürlerinin anlaşılmasında anahtar yerleşme niteliğindedir.
Niğde Çiftlik Göllüdağ Harabeleri
GÖLLÜDAĞ HARABELERİ
İlçe merkezine bağlı Kömürcü köyü yakınlarındadır.
Göllüdağ ören yeri, Orta Anadolu’da yeri belli olan tek Geç Hitit merkezidir. Burada MÖ 1200-700 yıllarını kapsayan Geç Hitit Şehir Devletleri döneminde, muhtemelen MÖ 8’nci yüzyıldan kalma yerleşim alanı izleri bulunur.
Ören yeri: çevresi surlarla çevrili geniş bir alanı kapsar. Sur içindeki bölgede yerleşim birimleri, tapınak, ev temelleri ve küçük bir göl bulunur. Kazılarda çıkarılan çift başlı aslan kabartması, Kayseri Müzesinde ve diğer buluntular ise Niğde Müzesinde sergileniyor.
Niğde Çiftlik Göllüdağ Ören Yeri
GÖLLÜDAĞ ÖREN YERİ
Kömürcü köyünün güneybatısı yönünde kalan sönmüş bir yanardağdır. Yüksekliği 2173 metredir. Volkan konisinin üst kısmında bir krater çukurluğu ve bu kraterin bir kısmında dağa adını veren Krater gölü vardır.
Niğde Çiftlik Murtaza Kalesi
MURTAZA KALESİ
İlçe merkezine bağlı Murtaza köyünün yaklaşık 700 metre kuzeyindedir.
Murtaza, Hacı Abdullah yolunun batısındadır. Yol seviyesinden yaklaşık 60 metre yüksektedir. Doğal bir kaya kütlesi üstündedir. Kaleden kuzeydoğuya doğru Misli ovası ve eski Ulu yolun önemli bir kısmı görülebiliyor. Kalenin batı duvarı yer yer bozulmakla birlikte nispeten sağlam durumdadır.
Kalenin ana girişi batı yönündedir. Güneybatı köşede yuvarlak planlı burç görülür. Duvar olmayan doğu cephesi, sarp kayalık üzerindedir. Özellikle kale içerisinde kaçak kazılar sonucu olan yoğun tahribat göze çarpar.
Bölgede bulunan çanak, çömlek ve alet kalıntıları değerlendirildiğinde kalenin Erken Kalkolitik döneme ait olduğu düşünülmektedir. Bazı çanak çömlek kalıntıları ise Tunç ve Demir çağına aittir.
Altunhisar, Niğde arası uzaklık 35 km. dir. Altunhisar, Bor arası uzaklık: 22 km. Altunhisar, Aksaray arası uzaklık: 72 km. Altunhisar, Çiftlik arası uzaklık: 35 km.
TARİHİ
Altunhisar, Kapadokya krallığı sınırları içerisindeki Athar (Hasandağı) eteklerinde kurulu “Anduğu” olarak bilinmektedir. MÖ 334 yılında, Bergama krallığı döneminde, Antigu (bugünkü Altunhisar) isminin geçtiği bilinmektedir.
Çömlekçi Bucağının MÖ 1200’lü yıllara kadar uzanan tarihi geçmişi vardır. Karamanoğlu İbrahim Bey, hükümdarlığı sırasında topraklarını oğulları arasında paylaştırırken, Anduğu (bugünkü Altunhisar) İsmail Beye verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı hakimiyetine geçen beldenin ismi “Ortaköy” olmuş sonra tekrar “Anduğu” yapılmıştır. Halk arasında bugün dahi Ortaköy ismi kullanılmaktadır.
Belde 1910 yılında Belediye teşkilatına kavuşmuştur. 1928 yılında nahiye olmuş, 1956 yılında ismi Altunhisar olarak değiştirilmiştir. 1991 yılında ilçe olmuştur.
Niğde Altunhisar
GENEL
İlçenin kuzeyinde Melendiz dağları uzantıları vardır. Güneyi ise ovalarla kaplıdır. Deniz seviyesinden yükseklik 1050 metredir. İlçenin doğal bitki örtüsü steptir.
İlçede karasal iklim hüküm sürer. Buna göre yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. İlçede yaşayanların ekonomik hayatı tarım ve hayvancılığa bağlıdır.
Aşık Tahiri, Türk Edebiyatına önemli eserler vermiştir. Kendisi 1812 yılında Altunhisar’da doğmuştur. Ozanlığı yanında, koşmalar ve destanlar söylemiştir. Şöhretini “Halk Edebiyatı” çevresinde bulmuş ve ünlü halk şairleri arasında sayılmaya hak kazanmıştır.
1881 yılında ölmüştür. Horoz köyü mezarlığına defnedilmiştir. Kabri, Altunhisarlılar tarafından ölümünden 100 yıl sonra bulunmuş, ilçeye taşınmış ve vasiyeti üzerine büyükçe bir taş dikilen kabrine defnedilmiştir.
Niğde Altunhisar Aşık Tahiri Kültür ve Yayla Etkinlikleri
AŞIK TAHİRİ KÜLTÜR VE YAYLA ETKİNLİKLERİ
Altunhisar Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen etkinlikler Zindan Yaylasında yapılmaktadır.
Niğde Altunhisar
GEZİLECEK YERLER
BAYRAM GAZİ KÜLLİYESİ
Külliye: cami, namazgah ve türbeden oluşmaktadır.
Cami
1872-1873 yılları arasında yapılmıştır.
Namazgah
Eskiden köylerden gelen misafirlerle birlikte topluca bayram namazı burada kılınırmış.
Türbe
Namazgahın güneydoğu tarafındadır. Türbe inşa kitabesine göre, 1816 yılında yapılmıştır. Orijinal özelliğini büyük ölçüde korumaktadır. Yapının taş kubbesi dıştan betonla kaplanmış, cephe duvarlarındaki derzler yenilenmiş ve iç duvarlar ile kubbe sıvanarak, badana edilmiştir. Türbe doğu tarafından geçen yol seviyesinin biraz altında kalmıştır.
Türbenin içinde dikdörtgen prizma şeklinde taş sanduka bulunur. Sandukanın üstünde kitabe olmadığından kime ait olduğu bilinmemektedir.
KARAMAN CAMİİ
İlçe merkezinde Karaman Mahallesi Karaman Caddesindedir.
Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Ancak caminin kitabesi yoktur. Yaptıranın ismi bazı kaynaklarda kayıtlıdır. Bazı değişik kaynaklarda ise caminin Karamanoğlu İbrahim Bey oğlu Yakup Bey tarafından yaptırıldığı öne sürülmektedir.
Caminin yanında halen faal olan bir de çeşme yaptırmıştır. Evet eskiden düz toprak damlı, kerpiç bu cami yıkılarak yerine 1915-1920 yılları arasında günümüzde görülen cami yapılmıştır. Ancak bu camide 1994 yılında çıkan yangında oldukça hasar görmüş ve ardından büyük onarıma alınmıştır.
Yuvarlak kemerli, çift kanatlı ahşap kapısı, batıya caddeye açılır. Ahşap kanatlar üst üstü üç bölmelidir. Mihrap mermer kaplama çerçevelidir. Yarım soğan kemerlidir. Minber basit ve ahşaptır. Tavan ahşaptır. Tavanda içi bitkisel desenli üç göbek içinden lambalar sarkar.
Minare yapıdan ayrıdır. Minarenin kesme taş işçiliği, saçağa kadar uzanır ve tuğla silindir gövdesinde mavi çini bilezik bulunur. Şerefe: demir parmaklıklıdır, külah kurşun kaplıdır.
ÇÖMLEKÇİ GIRNAVUZ MEVKİİ
İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki Çömlekçi köyündedir.
Gırnavuz mevkiinde, tüf kayaya oyularak yapılmış kaya mezarları bulunur. Ayrıca bunların 100 metre batısında, bir kilise kalıntısı vardır. Kilise, belde merkezine 1.5 km uzaklıktadır. Düz bir arazidedir.
Dış duvarları moloz taş, iç kısımları ise kesme taştan, yığma tekniğiyle yapılmıştır. Ancak günümüzde yıkılmış durumdadır. Kilisenin mevcut kalıntılarından, üç nefli olduğu anlaşılır.
Kilise toprak seviyesi altında kalmıştır. Beldenin kuzey tarafında Opsal deresi kıyısında ise kale kalıntısı görülür. Buraya yolunuz düşerse bu beldede çok güzel çömlek yapıyorlar, mutlaka satın alın.
Niğde Altunhisar Bayatönü Karaasmaz Mağaraları
BAYATÖNÜ KARAASMAZ MAĞARALARI
İlçe merkezinin kuzeyinde, Bayatönü mevkiindedir.
Kapadokya’nın geleneksel kaya oyma mekanlarına benzer. Geniş bir alana yayılırlar. Yapılan incelemeler sonucunda: bir dönemin sosyal ve kültürel yaşamının yaşandığı bu mekanlar, birbirlerine geçitlerle bağlıdır ve bir tür yeraltı şehri gibidir.
Günümüzde: depo ve hayvan barınağı olarak kullanılan bu mekanlar, yakın zaman öncesine kadar mekan olarak kullanılıyormuş.
YEŞİLYURT BELDESİ
İlçe merkezi yakınlarındaki Yeşilyurt’un bulunduğu alan, çok zengin bir tarih hazinesidir.
Yerleşmenin olduğu vadinin iki yakasında da tarihi kalıntılar vardır. Yeşilyurt Beldesi: Romalılardan kalma kilise çevresinde yeraltı yerleşkesi, mağaralar, kaya oyma yerleşmeler, değirmen, kral mezarları, kale, manastır, Niğde Müzesinde sergilenen tanrı figürleri ile çok önemli ayrıntılar barındırmaktadır.
Bölgede, 1980 yılında yapılan araştırmalarda andezit taşından yapılmış steller ve kaidelere rastlanmıştır ve bölgenin MÖ 1 bine tarihlendiği düşünülmektedir. Bütün bulgular değerlendirildiğinde bölgenin bir tapınma ve kült merkezi olduğuna karar verilmiştir.
Bölgenin önemini ortaya koyan en önemli eserler, günümüzde Niğde Müzesinde sergilenen iki ayrı steldir. İki ayrı tanrıyı tanımlayan bu bulgular dışında, bölgede parçalanmış kalıntılar, Hitit dönemi ve sonrasında burada atölyelerin bulunduğunu işaret eder. Bir dağ yamacında insan yüzüne benzeyen işleme ilgi çeker.
Kurra Kalesi
Altunhisar-Çiftlik yolu üzerindedir. Bu kale çevresindeki doğal arazi içinde kral mezarları bulunmaktadır.
Yeşilyurt kasabasında, Ihlara vadisi görünümünü andıran zenginliğe sahip, vadiye bakan çok sayıda kayadan oyma mağara vardır. Bu oyma mağaralardan bir tanesi: Taş değirmendir. Bu taş değirmende ise halen tarihi bir taş kenara atılmış durmaktadır. Mağara evlerin yanında, yakın döneme kadar halkın “hamam” olarak kullandığı, oyma yapı, taş değirmen yanında üst katlara çıkılan mağaralar bulunmaktadır.
Keşlik Bölgesi
Bu bölgede önemli kalıntılar bulunmuştur. Roma ve Bizans dönemine ait yerleşim yeri olan bölgede manastır ve kilise kalıntıları, kaya oyma mağara evler bulunmaktadır. Bölgede, 1962 yılında bulunan “Keşlik Steli” Geç Hitit şehir devletlerinden “Tabal” krallığı dönemine aittir.
Roma kilisesi
Bu yörenin en eski yapılarından olan Roma kilisesi büyük ölçüde harap edilmiştir. Delik deşik edilerek soyulmuştur.
Rahibeler Evi
1975 yılında bir açığa çıkan Rahibeler Evi bölümünün ise, tüm freskleri kazınarak yok edilmiştir.
Kasnaklı Kilise
Bölgedeki en ilginç kilise kalıntısıdır. İç dokusu tamamen bozulmuştur. Diğer kiliselerden farkı, Romalılardan kalan bir örnek olmasıdır. Halen, yıkılmak üzeredir.
Yeraltı Şehri
Yeraltı şehrinin girişi, Sivri kalesinin koruma alanındadır. Ancak halen moloz yığınları ile kapalı durumdadır.
Niğde Altunhisar Yeşilyurt Beldesi Sivri Kilisesi
Sivri kilise-Sıraçakıl Han
İlçe merkezine 6 km batısında, Tarihi İpek Yolu üzerindedir. Tarım arazisi olarak kullanılan bir alanda, bahçelerin arasındadır. Kilise, dıştan yarıya kadar toprağa gömülmüştür. Yapı: kaba yontu taşlardan inşa edilmiştir.
Devşirme malzeme de kullanılmıştır. Yuvarlak sütun ve kemerleri bulunur. Giriş kapısının üst kısmı diş motifi ile bezelidir. Dıştan doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plana sahiptir. Bir dönem cami olarak da kullanılmıştır. Son olarak han olarak da kullanılmıştır ve “Sıra Çakıl Han” olarak isimlendirilmiştir. Günümüzde oldukça bakımsızdır ve kaderine terk edilmiştir.
Han Köprüsü
Tarihi köprü, Sivri kiliseye 1 km uzaklıktadır. Altunhisar çayı üzerindedir. Köprü: üç kemerlidir. Kemer içleri kesme taş, kemer ayakları blok bazalt taştan yapılmıştır. Köprü günümüzde oldukça harap vaziyettedir.
Niğde Altunhisar Yeşilyurt Beldeki Kınık Höyük
Kınık Höyük
İlçe merkezine bağlı Yeşilyurt Beldesi yakınlarındadır.
Burada 2010 yılından bu yana arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalarda, günümüzden 6000 yıl öncesine tarihlenen. 12 metre yükseklikte bir sur duvarı bulunmuştur. Ayrıca bir tapınağa rastlanmıştır.
Bu tapınak kalıntısı alanı: 100 metre karelik 4 odadan oluşur ve içerisinde çeşitli hayvan heykelcikleri bulunmuştur. Tapınağın, muhtemelen Pers dönemine ait olduğu yani 2500 yıllık olduğu düşünülmektedir.
Kazı ekibine göre, Orta Anadolu’da bugüne kadar hiç Pers tapınağı bulunmamış olup, o yüzden burada bulunan tapınak önemlidir. Yine kazı alanında bulunan diğer önemli eserler: bütün olarak bir taş şahin heykeli, inek, kuş figürleridir.
Şahin heykeli özellikle önemlidir. Çünkü orijinalliği bozulmadan günümüze kadar saklı kalan ve yaban keçisinin üzerine pençeleriyle basar şekilde ayakta tasvir edilen, kanatları kapalı, başı yukarıda hafif sağa dönük, 70 santimetrelik heykel: restorasyonun ardından Niğde Müzesinde sergileniyor. Geçen yıl bölgede yapılan kazılarda çıkarılan yaklaşık 1 metre boyundaki Kartal Heykeli de Niğde Müzesinde sergileniyor.
Niğde Altunhisar Zindan Vadisi Mesire Alanı
ZİNDAN VADİSİ MESİRE ALANI
Altunhisar-Çiftlik yolu üzerinde 13’nci kilometrededir.
Zindan Vadisi ismi: dağların yapısı nedeniyle, güneşin erkenden etkisini kaybetmesi nedeniyle verilmiştir. Buradaki doğal mesire alanı, Belediye tarafından düzenlenmiştir. Rakımı 1930 metredir.
Vadinin ortasından edere geçer. Vadide, ahşap kamelyalar, zindan konağı, kum havuzu, gölet, kerpiç yapılı mangal yerleri, taş mescit, seyir terası ve çocuk oyun parkları bulunur.
Niğde Ulukışla hakkındaki gezi yazım için Ulukışla
Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Çiftehan Kasabası doğa ve tabiat harikası aynı zamanda da dünyanın en iyi, en kaliteli kaplıca suyu buradadır. Çiftehan Kaplıcaları meşhurdur. Ayrıca yaylacıların en gözde mekanıdır ve yazın sıcaklardan kaçanlar Çiftehan yaylasına geliler
Çifthan Kaplıcalarına vardığımızda çok değişik bir coğrafya ile karşılaştık. Sıra sıra dizilmiş dağlar otellerin bulunduğu alanı çevrelemiş, dağların başında belki bin yılların meydana getirdiği irili ufaklı sivri yuvarlak şekiller dağların başına sarılmış, hangi tarafa dönerseniz ruhunuzu okşayan, kalbinize huzur verip aklınıza hitap eden Allah’ın bahşettiği bu mücessem ve muhteşem güzellik sizi büyülü bir aleme götürür.
Bir dağın başında oturmuş, bir dağın yamacında ayakta imiş gibi insana benzer şekiller sizi hayretlere düşürür. Onlara bakarken bir heykeltıraşın emeği olmadığını anlar, Allah’ın büyüklük ve azameti karşısında Allahu ekber demekten kendinizi alamazsınız. Vadiden yükseklere doğru, yükseklerden vadiye doğru inen dağlar yamaçta ele ele verip, vadide ise yeşilin her tonu ile buluşup, dağlara ağaçları bir elbise giydirip envai türlü sanatla nakşedip süsleyerek şair ve ediplere muhteşem bir ilham kaynağını takdim eder sizlere.
Şair iseniz o muhteşem coğrafyada oturup ilhamınızı şiirinizle ortaya koyabilirsiniz. Gece ve gündüz aleminin böcekleri ve kuşların tatlı nağmeleriyle canlı ve İlahi bir orkestrayı dinleyebilirsiniz. Şayet yazar iseniz, aklıma gelmeyen ve bu İlahi kitabın tefsirini takdim etmek için akıllara durgunluk veren bu cazip alemi kaleme alabilirsiniz.
Hayata renk katacak dağlarla ağaçlarla yazılmış o büyük ayetleri okuyabilirsiniz. Bütün bunları cazip hale getiren yerden İlahi bir rahmet olarak tecelli eden berrak ve şifalı suyun size vereceği sıhhat ve afiyetle bazı hastalıklardan kurtulup geleceğinize bir güç ve güzellik katabilirsiniz.
Şifalı suya girdiğinizde kendinizi son derece hijyen bir ortamda bulup, oraya gelen insanların hem iç alem hem de dış alemini etkileyecek zenginliklerle donatılmış bir ortamın bahşettiği o güzellikler, her zaman arzu ettiğiniz bir dünyayı takdim eder sizlere.