Malazgirt, 1071 yılındaki savaş ile, Türk tarihinde ayrı bir önemi olan yerdir. Aradan yüzlerce yıl geçmiş, Anadolu’nun Türkler tarafından ele geçirilişinin bu kapısına; birkaç kez gittim. Yörenin elbette en öne çıkan özelliği: Malazgirt savaşının yapıldığı ova ve buradaki anıt.
Özellikle: bir keresinde, sanırım 1990’lı yıllarda, Malazgirt’te bulunurken, ilçe merkezinde belediye tarafından yapılan bir kazıda, bir küp altın çıkmış ve bu söylenti, bütün ilçe halkının uzunca bir süre belediyenin bu kazısının çevresinde toplanmasına neden olmuştu. Yani, tarihi yoğun bir yöre.
ULAŞIM
Malazgirt ilçesinin: Bulanık üzerinden Muş ve Patnos üzerinden Ağrı iline bağlantısı bulunmaktadır. Ayrıca: Ahlat, Adilcevaz ve Hınıs ilçeleriyle de, kara yolu bağlantısı bulunmaktadır. Malazgirt ilçesinin, Muş il merkezine uzaklığı: 135 km.dir. Muş ilinin en uzak ilçesidir. Malazgirt-İran Kapıköy sınır kapısı arasındaki uzaklık; 156 km. Malazgirt-Azerbaycan Gürbulak sınır kapısı arasındaki uzaklık: 156 km. Malazgirt-Ahlat arasındaki uzaklık: 34 km.
TARİHİ
Yörenin kuruluş tarihi, kim tarafından ve ne zaman kurulduğu, net olarak bilinmemektedir. Ancak: Urartular zamanında, kral Menuas’ın, bu yörede bir yerleşim yeri kurduğu ve buraya Menuas’ın şehri anlamına gelen “Menuahina” adınının verildiği söyleniyor. Hatta: yine kral Menaus tarafından, Malazgirt ovasında sulama kanallarının yapıldığı bilinmektedir. Çünkü: Urartuların başkenti Tuşpa’dan gelen ve batıya giden yol, Malazgirt ovasını geçtikten sonra, Murat ırmağının vadisi boyunca, Muş ovasına kadar inmekte ve buradan batıya yönelmektedir.
Yörede: Bizans egemenliği döneminde, Selçuklu akınları başlar. Malazgirt ovasında 1071 yılında yapılan savaş sonunda, Malazgirt Selçuklu devletinin egemenliğine girer. 1514 yılında ise, bu kez Osmanlılar görülür.
GENEL
Malazgirt ilçesi, Murat nehrinin güneydoğu kesimindedir. Yöre toprakları: geniş ovalar ve dağlarla kaplıdır. Arazinin % 65’lik bölümü, engebelidir. Yörenin, denizden yüksekliği: 1550 metredir. Fırat nehrinin bir kolu olan Murat nehri, ilçe merkezinin kuzeyinden geçmektedir. İlçede yaşayan insanların ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve hayvancılık gelmektedir. Tarıma elverişli arazilerde, kuru tarım ve genellikle buğday, arpa ve nohut üretimi yapılmaktadır. Hayvancılık olarak ise, küçük baş hayvancılık yaygındır. Ancak, mera yasakları nedeniyle, hayvancılık ta gittikçe azalmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
MALAZGİRT OVASI
Büyüklüğü, yaklaşık 450 km. karedir. Ovanın kuzeybatısından, Murat ırmağı geçer. Ova: geniş bir bozkır görünümündedir. Malazgirt savaşı: Ahlat ile Malazgirt arasındaki bölümde geçmiştir.
ZAFER ANITI
Malazgirt ovasındaki anıt: Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılmıştır. 1985 yılında başlayan yapım, 1989 yılında bitirilmiştir. Anıtın yüksekliği: 42 metredir. Anıtın sütunları arasındaki boşluk: Türklerin Anadolu’ya geçiş kapılarını, sütunlar ise Anadolu’nun kapısını ifade etmektedir. Anıtın çevresi: 1997 yılında, restore edilmiş, tel örgü ile çevrilmiş ve bölge ağaçlandırılmıştır. Her yıl, 26 Ağustos tarihinde, burada zafer yıl dönümü kutlanmaktadır.
KIZ KÖPRÜSÜ
İlçe merkezine, 2 km. uzaklıkta, 3 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğinde, iki yekpare taştan yapılmıştır. Roma dönemi eseridir. Köprü hakkında anlatılan efsanelere göre: yöredeki bir kralın kızı tarafından yaptırılmıştır.
MALAZGİRT KALESİ VE YILANLAR KUYUSU
İlçe merkezinde, muhteşem bir görüntü sunmaktadır. Kalenin çevresinde, birbirine paralel iki sur sırası görülüyor. İlk yapılışının, Urartular dönemine kadar uzandığı düşünülmektedir. Yapı: siyah sert taştan, horasan harcı ile yapılmıştır.
Kalenin, 1750 metrelik surları, yıllardan beri kendi kaderine terk edilmiştir. Bu yüzden,
surların büyük bölümü, doğal etkiler sonucu yıkılmıştır. İç kale surları: iki sıralı duvarla örtülüdür. Burası: Belediye tarafından restorasyona tabii tutularak, park olarak düzenlenmiş ve ilçe halkının günlük kullanımına açılmıştır.
Efsaneye göre: “Malazgirt kalesi civarında ateşe tapanlar yaşarken, başlarında “Teymus” isimli bir şah bulunuyormuş. Şahın çocuklarından Beşir: Allah’a inanıp iman getirince, babası Şah Teymus tarafından, dili kesilerek, buradan sürgün edilir. Beşir: aylarca yol aldıktan sonra Mekke’ye ulaşır. Bu durumu öğrenen Hz. Ali, ordusunu toplar ve Malazgirt üzerine yürür. Yapılan savaşta, Şah Teymus ve ordusu tamamen yok edilir ve Hz. Ali, ordusu ile birlikte, günümüzde, Malazgirt ilçesinin bir mahallesi olan Şahneder köyüne gelir ve orada konaklamak ister.
Askerleri ise, yorgun ve susuz olmaları nedeniyle, köyün çeşmesinden su içmek isterler. Ancak: köylüler, suyun zehirli olduğunu söylerler. Bunun üzerine, Hz. Ali, çeşmeye gelir ve çeşmenin kaynağında, birçok yılanı görür.
Daha sonra: köyün hemen güneyinde bulunan, Salkayalığına gider ve kılıcı ile bir taşa vurur, kaya yarılır ve günümüzde “yılanlar kuyusu” denilen yer ortaya çıkar. Hz. Ali, Allah’a dua eder ve kaynaktaki yılanlar, kuyunun içine girerek kaybolurlar. Böylece: askerler çeşmenin suyundan içerek, susuzluklarını giderirler.
İşin ilginci, her yıl: 15 Mayıs-15 Haziran arasındaki bir aylık dönemde: yılanlar kuyusu denilen bu yer: yine, aynı boyda ve renkte, zehirsiz yılanlar dolmaktadır. Hatta: bu yılanlar, köylüler tarafından ellerine alınır, oynatılırlar ve asla insanlara zarar vermedikleri görülür.
İnanılması her ne kadar güçte olsa: belirttiğim tarihlerde, bu köyü ziyaret ederek, bu olayı canlı canlı yaşayabilirsiniz.
Kale hakkında son bir not: Evliya Çelebi, yazılı notlarında kale hakkında şunları söylemektedir.” Kale, yuvarlak bir tepe üzerinde ve kesme taştan yapılmıştır. Kale: 922 yılında, Sultan I. Selim tarafından, Çıldır savaşı sonunda ele geçirilmiş ve yöre Osmanlı egemenliğine girmiştir. Kalenin kapısı: doğudadır. Kalede: muhtemelen 2000 ev, 1 cami, 2 medrese ve 1 küçük hamam, 1 han ve 50 kadar dükkan vardır.
KATERİN-ZİNCİRLİ KALESİ
İlçe merkezindeki, Katerin dağı üzerindedir. Söylentilere göre, bir zamanlar: Malazgirt kalesi ve bu kale arasında, kalın zincirlerden yapılan bir köprü ile bağlantı kurulu imiş.
TIKIZLI KALESİ
İlçe merkezine bağlı, Tıkızlı köyündedir. Urartular döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Net olarak: Urartu kralı İşpuni döneminde (MÖ.830-810) yılları arasında yapılmıştır. Yapı: büyük bir tepe üzerinde, büyük taşların, birbiri üzerine yığılması ile, yani harç kullanılmadan yapılmıştır. Merkezi alan: 25-30 x 30-35 metrelik bir alanı kapsamaktadır.
Sur duvarlarının kalınlığı ise; 4 metre civarındadır. Yükseklikleri ise: 1.5-2 metre kadardır. Kalenin en büyük özelliği: yapımında kullanılan taşların, küp şeklinde, düzenli olarak yontulması ve insan gücünü aşacak büyüklükte taşların üst üste konulmasıdır. Mısır piramitleri gibi, elbette bu durumda meçhul, yani bu büyüklükteki taşların üst üste nasıl konulduğu meçhul.