Fethiye Göcek ve çevresi

Fethiye Göcek ve çevresi
 

 

Göcek

Fethiye Göcek ve çevresi yazıma önce Göcek tanıtımı ile başlıyorum.

Göcek: Fethiye ilçe merkezine 31 km uzaklıktadır.

1988 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmiştir.

Yöreye “Göcek” isminin verilmesi sebebi, söylentilere göre, yöre halkı göç zamanında “Hadi Göçek” şeklinde birbiriyle haberleşmiş, bu deyim zamanla yörenin ismi “Göcek” olmuştur.

Mahalle: Fethiye-Muğla karayolu üzerindedir. 2006 yılında hizmete giren Dalaman Tüneliyle, ulaşım kolaylaşmıştır.

Göcek, yerleşim yeri olarak Mendos Dağının eteğinde, iç körfezin hemen doğu kenarında bulunmaktadır.

Göcek eskiden Pazaryeri olarak kullanılan bir liman olmasına rağmen, günümüzde yat turizminin yoğun olduğu bir merkez durumundadır.

Fethiye Göcek ve çevresi, Fethiye körfezinin Göcek bölümü, mavi yolculuk tekneleri ve özel yatlar tarafından yoğun ziyaret edilmektedir.

Burada bulunan 4 marinada, yatlar için her türlü servis yapılır.

Fethiye Göcek ve çevresi Marina
 

Marina çevresinde, alışveriş için dükkanlar, restoranlar ve kafeler bulunmaktadır.

Burada: yürüyüş yolu, oturma gurupları yapılarak çevre düzenlenmiştir.

Yörede, zengin krom yatakları bulunmaktadır. Burada ilk krom damarı, 1879 yılında İngiliz araştırmacı Patterson tarafından bulunmuş ve krom yataklarının işletme hakkı kendisine verilmiştir.

Ancak, Göcek yöresinde bulunan krom işletmeleri, 1993 yılında kapatılmış ve yeni yat marinası ve Turizm kompleksine dönüştürülmüştür.

Bu turizm kompleksinde: 24 üniteli “Marina Gerisi Tesisleri” vardır. Bu tesislerin içinde: kafeler, restoranlar, yat marketleri ve hediyelik eşya dükkanları bulunmaktadır.

Buraya yolunuz düşerse, restoranlardan birisinde zeytinyağlı lezzetler, deniz ürünleri ve ot yemeklerini tatmalısınız.

Marinanın hemen yanındaki alan ise plaj olarak düzenlenmiştir.

Fethiye Göcek ve çevresi D-Marin
 

Göcek D-Marin

Fethiye Göcek ve çevresi, Göcek içinde denize girilebilecek tek yerdir.

Çam ormanlarıyla kaplı bölgede sahildeki muhteşem kum, ilgi çekmektedir.

Fethiye Göcek ve çevresi Tersane Adası
 

TERSANE ADASI

Fethiye Göcek ve Çevresi gezimizdeki durak “Tersane Adası” dır.

Göcek adaları arasında en büyük adadır. Tarihsel kaynaklara göre, adanın eski dönemlerdeki ismi “Telandria” dır. Ada, 12 Adalar turlarının uğrak yerlerindendir.

Tersane adası, günümüzde 3’ncü Derece Kentsel Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Ada çanak görünümündedir. Kıyıda palmiyeler, zeytin ağaçları ve çok miktarda keçi bulunur.

Ada iki bölümlüdür. Bunlar: kış limanı ve yaz limanıdır.

Kış limanında tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Bizans döneminde gemicilerin sığınağı olan Kış Limanında yaşayan Rumlar, Cumhuriyetin ardından Mübadele ile buradan ayrılıp Yunanistan’a gitmişlerdir.

Adanın doğu tarafındaki demirlemeye elverişli ve korunaklı diğer koy ise “Yaz Limanı” dır. Yaz limanı denen koyda demirlemek için elverişlidir.

Adada, tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Tersane kalıntıları günümüzde de adadadır. Bu tersane, geçmişte küçük gemilerin: bakım, onarım ve yapımlarının yapıldığı bir yer olarak kullanılıyormuş. Ayrıca, adada biraz önce belirttiğim gibi eski Rum evleri bulunmaktadır.

Bir de gözetleme kulesi vardır.

Günümüzde adada tarım ve hayvancılıkla uğraşan birkaç aile yaşamaktadır. Ayrıca, kıyıda küçük bir restoran bulunur. Restoranın önünde ise bir iskele vardır.

Korunaklı koy, günümüzde de yatçıların en güvenli yeridir.

Fethiye Göcek ve çevresi Yavansu Koyu-Martı Koyu
 

YAVANSU KOYU-MARTI KOYU

Fethiye Göcek ve Çevresinde bulunan Yavansu koyunda ahşap bir iskele vardır.

Tepeler zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplıdır. İskelenin bulunduğu yerde, zaman zaman bir restoran servis hizmeti verir.

Fethiye Göcek ve çevresi, Martı koyu ismini: dağdan gelen sudan almaktadır. Bu suyun yavan bir tadı vardır ve sadece hayvanlar içebilmektedir.

Koyda deniz kıyısında yere işlenmiş bir “Martı” silüeti bulunmaktadır. Kıyıda taşlarla yapılmış, büyük beyaz bir kuş şekli, adeta denizden su içer gibidir.

Bu martı silüeti nedeniyle koya “Martı Koyu” ismi verilmiştir.

Fethiye Göcek ve çevresi Taşlıca Koyu-Bedri Rahmi Koyu
 

TAŞLICA KOYU-BEDRİ RAHMİ KOYU

Fethiye Göcek ve Çevresinde, Taşlıca Koyu, Göcek merkeze 17 km uzaklıkta Kapıkargın mevkiindedir.

Zeytin ağaçlarının arasına gizlenmiş koyda plajda yüzebilir ve yamaçta bulunan kaya mezarlarını görebilirsiniz. Kykia mezarlarını görmek isterseniz, yorucu bir yokuşu çıkmanız gerekir.

Fethiye Göcek ve çevresi Bedri Rahmi tarafından yapılan resim
 

Peki niye Bedri Rahmi Koyu ismi verilmiştir? Çünkü, 1974 yılında Bedri Rahmi bu koyu ziyaret ettiğinde, birkaç tane kaya parçası üstüne balık gibi görünen ama aslında içinde 6 hayvan gizleyerek yaptığı bir sanat eseri bulunmaktadır.

Fethiye Göcek ve Çevresi nde burayı ziyaret ederseniz, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun çizdiği balık resmini mutlaka görünüz.

Fethiye Göcek ve çevresi Kleopatra Hamamı Koyu
 

KLEOPATRA HAMAMI KOYU

Fethiye Göcek ve Çevresinde bulunan Kleopatra Hamamı koyu, genellikle Mavi tur tekneleri tarafından ziyaret edilmektedir.

Koyda, kıyıda, deniz içinde, batık hamamı anımsatan tarihi kalıntılar görülmektedir.

Rivayetlere göre: Mısır Kraliçesi Kleopatra, Akdeniz ziyaretinde bir arkadaşı tarafından burada yaptırılan hamamı kullanıyormuş. Çünkü burada yani koyda, sıcak su kaynağı varmış. Bu su kaynağının: cilde iyi geldiği ve Kleopatra’nın dillere destan güzelliğinin bu sudan kaynaklandığı söyleniyor.

Fethiye Göcek ve çevresi Kleopatra Hamamı Koyu
 

Evet burayı ziyaret ederseniz, Hamam kalıntılarını mutlaka görünüz.

İskelenin hemen yanında, bir bölümü sular altında kalmış, Bizans manastırı kalıntıları görülmektedir. Tekneden çıkıp, kıyı boyunca ve orman içinde yürüyüş yapabilirsiniz. Kıyıda yatlara servis yapan çardak lokantaları bulunmaktadır.

 

SARSALA KOYU

Kapukargın beldesindedir.

Plaj, ince kumludur. Plaj sahasında: küçük bir kafeterya ve spor alanı bulunuyor.

Deniz ise son derece güzeldir, deniz kaplumbağaları ve balıkları izlemek mümkündür. Deniz sığ ve suyu sıcaktır.

Bölge oldukça fazla ağaçlı olduğu için, gölgelik alan çoktur.

Ancak konaklamak için herhangi bir işletme yoktur bu yüzden sadece günübirlik kullanıma uygundur.

 

GÖBÜN KOYU

Kapukargın beldesindedir.

Domuz Adasına yaklaşık 2 km uzaklıktadır.

Oldukça küçük ve dar bir koydur. Zeytin ve çam ağaçlarıyla dolu yüksek iki tepenin arasından buraya ulaşılır.

Bölgede bulunan en korunaklı koydur. Girişi dar olduğu için dalga ve rüzgar almaz.

Koyda, denizde mavi suların altında tarihi kalıntılar görülmektedir. Bu kalıntıların Bizans dönemine ait olduğu bilinmektedir.

Göbün koyuna yanaşınca, yukarı köye yürüyüp manzarayı mutlaka görünüz.

 

SIRALIBÜK KOYU

Kapukargın beldesindedir.

Göcek bölgesinin en güzel koylarından biridir.

Mavi tur ve günlük tur teknelerinin uğradığı bir yerdir.

Koyda: tatlı su kaynağı ve denizin tuzlu suyu buluşmaktadır.

Sahil: çakıl taşlıdır. Bu yüzden, bu koyu ziyaret etmek isteyenlerin deniz ayakkabısı kullanmaları şarttır.

 

AYTEN KOYU

Buraya hem denizden ve hem de karadan ulaşmak mümkündür. Ancak koyun yolu, 1 km kadar kum ve taşlıktır. Göcek marinadan 5 dakika sürer.

Girişler ücretsizdir.

Koyun çevresi çam ağaçlarıyla çevrilidir.

Deniz taşlıktır, bu yüzden burayı ziyaret etmek isteyenlerin deniz ayakkabısı kullanmaları şarttır. Denizde 10-15 metre gittikten sonra derinleşiyor.

Ayten koyuna, karayolu ile giderseniz, yol boyunca piknik yapabileceğiniz alanlar bulunmaktadır. Ancak Ayten koyu ve çevresinde herhangi bir tesis yoktur. Bu yüzden, burayı ziyaret etmeden önce yiyecek ve içeceklerinizi yanınıza almanız gerekir.

Sahilde: tuvalet, duş ve soyunma kabinleri yoktur. Daha da ötesi, sivrisinekler için yanınızda “sivrisinek kovucu” bulundurmalısınız.

Koyun tam karşısında Resort Göcek oteli bulunuyor.

 

OSMAN AĞA KOYU

Göcek Marina’ya kadar olan bölüm asfalt ve sonrası ise toprak yoldur. Yaklaşık 15 dakika sürer. Ayten koyunu geçtikten yaklaşık 1 km  sonradır.

Giriş ve konaklama ücretsizdir.

Ancak elektrik yoktur. Koy girişinde yol üzerinde su bulunuyor. Herhangi bir işletme, market yoktur.

Deniz taşlık ve temiz ancak ısıran balıklar bulunuyor, yani bilinçli olmanız lazım, hazırlıklı olmadan acı olmasa da ürperti oluyor. Suda hareket etmeden durursanız ısırıyorlar.

 

İNLİCE MAHALLESİ

Fethiye merkezden Göcek istikametinde giderken, Göcek’i hemen geçince buraya ulaşırsınız. Göcek merkezden Fethiye istikametine giderken, yaklaşık 5 km sonra İnlice tabelasını görebilirsiniz. Ancak bu tabelayı takip ederseniz İnlice Mahallesine gidersiniz, İnlice koyuna gitmek için “Göcek Halk Plajı” tabelasını takip ediniz. Fethiye ilçe merkezi İnlice mahallesi arasındaki uzaklık 24 km dir.

Göcek’e yakın olması avantaj çünkü gündüz burada denize girebilir, gece Göcek’de konaklayabilirsiniz.

Fethiye Göcek ve çevresi İnlice Halk Plajı
 

İnlice Halk Plajı

İnlice Mahallesinde oldukça büyük bir Halk Plajı vardır. Hemen yan tarafta “Beach Club” var. Girişte otopark parası ödeniyor. (2020 yılı 15 TL.)

Sahil, tamamen sert ve gri kumdur.

Deniz, önce 1-2 metre kadar hafif taşlık, sonra kumluktur. Akvaryum gibidir, sakin ve temizdir. Deniz suyu fazlaca sıcaktır.

Deniz genel olarak sığ olmasına rağmen, bazı yerlerde aniden derinleşiyor.

Bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için uygun değildir. Denizde bir de ısıran balıklar var, ani olarak ürpermemek için hazırlıklı olmalısınız. Balık ısırıkları acıtmıyor ama hazırlıksız olursanız, bir anlık bir tedirginlik. Hafta sonu gideceklerin erken gitmeleri önerilir.

Sahilde: Fethiye Belediyesi tarafından işletilen soyunma kabinleri, tuvalet, duşlar ve bir kafe vardır. Belediye tarafından işletilen: duş, soyunma kabinleri ve tuvaletler ücretsizdir. Yine Belediye tarafından işletilen kafede de fiyatlar uygundur.

Ayrıca mangal yakma yeri var. Birkaç ahşap piknik masası bulunuyor. Yani burayı ziyaret edecekseniz piknik için hazırlıklı gidiniz. Ama sahildeki işletmede, gözleme, sandviç gibi yiyecekler bulabilirsiniz.

Bölgede çadır kurmak için ayrı bir alan vardır. Çadır kurulan yerden plaj 20 adım uzaklıktadır. Ancak çadırlı kamp alanında sıcak su ve priz yok, priz sadece kantinde bulunuyor. Yani, bazı sıkıntılar var kontrol ederek gitmenizi öneririm.

 

YANIKLAR MAHALLESİ

Fethiye-Göcek arasında, Göcek’i geçtikten 15 dakika sonra buraya ulaşılır.

Fethiye Göcek ve çevresi Küçük Kargı Tabiat Parkı
 

KÜÇÜK KARGI TABİAT PARKI

Yanıklar Beldesindedir. Fethiye ilçe merkezine 20 km uzaklıkta Muğla yolu üzerindedir.

1970 yılında ülkemizin endemik türlerinden olan doğal Sığla ormanı kaplı bölüm, Küçük Kargı Tabiat Parkı olarak düzenlenmiştir. 2008 yılında sınırları genişletilmiştir.

Fethiye Göcek ve çevresi Küçük Kargı Tabiat Parkı
 

Tabiat parkının en büyük özelliği: koyu gölge ve serinlikle birlikte hoş kokusu ve güzel görünümü ile dikkat çeken ve dünyada sadece Muğla yöresinde bulunan halk arasında “Günlük” olarak adlandırılan “Sığla” ağaçlarının içerisinde tesis edilmesidir. A tipi mesire alanı olarak kullanılmaktadır.

Bu yüzden, 3’ncü derece Doğal Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Küçük Kargı Koyu, aynı zamanda “Günlüklü” olarak da bilinmektedir.

Burada: yaklaşık 250 çadırlık ve karavanlık bir alan bulunur.

Çadır ve karavanlara destek hizmeti vermek üzere ise; su, elektrik, tuvalet ve soyunma kabinleri ile spor alanları ve trekking yapmak için parkurlar bulunmaktadır.

Fethiye Göcek ve çevresi Küçük Kargı Koyu-Günlüklü Koyu
 

Küçük Kargı Koyu-Günlüklü Koyu

Fethiye ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Göcek’e ise 10 km uzaklıktadır.

Çalış koyu yönünden buraya ulaşmak mümkündür. Fethiye-Göcek arasındadır. Giriş ücretsizdir. Ücreti karşılığı şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz.

Koyda ağaçlar oldukça yoğundur. Ancak bu ağaçlar oldukça özeldir yani Günlük ağaçlarıdır. Günlük ağaçları, ilaç ve parfüm sanayiinde kullanılmaktadır. Ayrıca bulundukları ortama bol oksijen verirler.

Burada hem piknik yapabilir hem de denize girebilirsiniz. En büyük özelliği çok kalabalık olmamasıdır.

Konaklamak için kamp alanı bulunmaktadır. Kamp alanında: su ve elektrik ihtiyaçları karşılanmaktadır. Duş ve tuvalet ortak kullanılmaktadır. Çamaşır yıkama alanı vardır.

Ayrıca otel ve pansiyonlar da bulunmaktadır. Yiyecek ve içecek ihtiyacınızı karşılamak için restoran ve bar vardır. Kamp evlerinin kendilerine ait duş ve tuvaletleri bulunmaktadır.

500 metre uzunluktaki sahil: altın renginde ince kumlara sahiptir.

Deniz: şeffaf ve tertemizdir. Denizde 10 metre ilerlediğinizde derinleşmez, sığdır.

Fethiye Göcek ve çevresi Küçük Kargı Ömer Eşen Tabiat Parkı
 

Küçükkargı Ömer Eşen Tabiat Parkı

Fethiye-Muğla karayolunun 20’nci kilometresinde Küçük Kargı Tabiat Parkı üzerinden ulaşılmaktadır.

2003 yılında mesire yeri olarak kurulan bölge, daha sonra 2008 yılında “Ömer Eşen Tabiat Parkı” ismini almıştır. Sığla ormanları içindedir.

Daha önce Denizli Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde Eğitim Merkezi yani kamp olarak kullanılmaktaydı. Kamp alanı, ihale ile düzenlenmesi için özel bir firmaya verilmiş ve düzenleme tamamlanarak alan, konaklama hizmeti vermeye başlamıştır. 

Fethiye Göcek ve çevresi Küçük Kargı Ömer Eşen Tabiat Parkı
 

Park alanında: kafeterya, restoran ve konaklama amaçlı ahşap yapı ve tesisler bulunmaktadır. Bungalov tipi kır evlerinde konaklama yapılabiliyor.

Sahada: 26 adet baraka, 1 adet kafeterya-restoran, 1 adet mutfak, tuvalet, otopark, elektrik, su ve giriş kontrol kulübesi vardır. 134 yatak kapasitelidir ve günlük ziyaretçi kapasitesi 10720 kişidir.

Fethiye Göcek ve çevresi Katrancı Koyu Tabiat Parkı
 

KATRANCI KOYU TABİAT PARKI

Fethiye ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır. Çalış plajına, araba ile 15 dakika uzaklıktadır. Fethiye-Muğla karayolu üzerindedir. Ana yoldan Katrancı yol ayırımını kaçırmamanız şarttır.

1965 yılından sonra, kızılçam ağaçlarıyla kaplı bu alan, A tipi mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Alan: kamp yapmak, karavan ve çadır kurmak amacıyla gelenler tarafından kullanılmaktadır.

Fethiye Göcek ve çevresi Katrancı Koyu Tabiat Parkı
 

Giriş ücretlidir, çünkü Tabiat Parkı diye geçiyor.  

Alanda, 1968 yılından beri çadır kurulmaktadır. Ortalama 240 çadır kapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca: çadır ve karavanlara destek vermek üzere; su, elektrik, soyunma kabirleri ve tuvaletler bulunmaktadır. Ancak çadırların kalabalık nedeniyle çok yan yana kurulması bazen gürültü nedeniyle rahatsızlık verebilmektedir. Yine de burada yaklaşık 20-25 yıldır sürekli gelip çadır kuran insanları görmek mümkündür.

Katrancı Koyu Tabiat Parkı

Mesire alanının günlük ziyaretçi kapasitesi ise 1000 kişidir.

Fethiye Göcek ve çevresi Katrancı Koyu-Cennet Koyu
 

Katrancı Koyu-Cennet Koyu

Kelebekler vadisi ve Kabak koyundan sonra, yöredeki en güzel koylardan birisidir.

“Cennet koyu” adıyla da bilinir.

Günübirlikçilerin kullandığı koyun girişi ücretlidir.

Kalabalık ortamdan hoşlanmayan burayı tercih etmemelidir.

Burası: okaliptüs ağaçları olan bir ormanlık alan ve sahilden oluşmaktadır.

Koy iki kısımdan yani iki küçük koydan oluşmaktadır.

Koyun birinci kısmı: daha çok günlük ziyaretçiler tarafından, ikinci kısmı ise uzun süreli kalanlar tarafından kullanılmaktadır.

Burada sahilde: kafeler, kamp alanları ve plajlar vardır. Bu kalabalık yüzünden sahil özellikle yaz aylarında kirlidir.

Deniz ise, dingin ve dalgasızdır. Küçük buradaki her iki koy da “kapalı koy”  dur.

Deniz sığ olması nedeniyle özellikle çocuklu aileler ve yüzme bilmeyenler tarafından tercih edilmektedir. Ancak yoğun sezonda yani Temmuz ve Ağustos aylarında kalabalık nedeniyle deniz bazen kirli ve bulanık olabiliyor.

Sahil ve deniz tabanı kumluktur.

Fethiye ören yerleri.

Fethiye merkezi gezilecek yerler.

Fethiye Kayaköy ve çevresi.

Fethiye Ölüdeniz.

Fethiye genel bilgiler.

Fethiye Girme Kaplıcaları.

Fethiye Saklıkent

Fethiye Girme kaplıcaları

Fethiye Girme kaplıcaları

Fethiye Girme Kaplıcaları: Makedonya Kralı  Büyük İskender’in sularında dinlendiği ve şifa aradığı, antik dönemlerden günümüze gelen bir kaplıca olarak öne çıkıyor. Özellikle: çocuğu olmayan kadınlar tarafından kullanılıyor.

ULAŞIM

Girmeler kaplıcasına, Fethiye ilçe merkezinden, 35 km. uzaklıkta Girmeler Köyündedir.

Muğla il merkezine ise, 160 km. uzaklıktadır.

Özel araç ile karayolundan gitmek isteyenler: Fethiye-Saklıkent yolu üzerindeki Girmeler Köyü sınırları içinde bulunan kaplıcaya ulaşabilirler. Fethiye merkezden kalkan minübüsler ise, 1 saatlik  yolculuk sonrasında buraya ulaşmaktadırlar. Ancak, unutmamanız gerekir ki, kaplıcalar, sadece yaz aylarında açıktır. Fethiye merkezli jeep safariler de buraya uğramaktadırlar.

Fethiye Girme Kaplıcaları

 

GENEL

Evet, Girmeler köyünün diğer ismi “Gebeler” köyü. Çünkü: hamile kalamayan kadınlar, söylenenlere göre, kaplıcanın şifalı sularına girdikten sonraki ilişkilerinde hamile kalıyorlarmış. Kaplıca sularından bu şekilde şifa bulanların sayısı artınca: Girmeler kaplıcalarının adı olmuş Gebeler kaplıcaları. Deniz seviyesinden yükseklik: 120 metre.

Ama; elbette, kaplıca sularının şifalı özellikleri yalnızca bununla kalmıyor. Bunun dışında, kaplıca suları: romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, kas sıkışmaları, bel fıtığı, cilt ve deri hastalıkları gibi birçok hastalıklara iyi geliyormuş.

Kükürt yönünden zengin olan kaplıca suları: ayrıca klorür, sülfat, sodyum, kalsiyum, hidrojen sülfür, bromür ve  karbondioksit de içeriyormuş. Sıcaklıkları ise, ortalama 37 derece civarındaymış.

Evet, burada dikkatinizi çekecek en büyük özellik: ana binada, içinde termal su bulunan bir havuz yok.

Açık bir düzlükte: iki farklı karstik mağara ve mağara girişleri bulunuyor. Düzlük alan 80 x 75 metre ölçülerindedir.

Doğu yöndeki A mağarasının giriş açıklığı 16 metre, derinliği yaklaşık 40 metredir. Batı yönündeki B mağarası, yaklaşık 150 metre uzunluktadır.

Mağaranın ana giriş kapısından içeri girdiğinizde: bir mağara yolu buluyorsunuz. Kaplıca, mağaranın içinde bulunuyor. Buradan, kaynaklardan birine, 50 basamaklı merdivenle iniliyor. Bu kaynak: 15 metre derinliğinde.

Diğer iki kaynaktan, biri: 5 metre ve diğeriyse 3 metre derinliğinde. Diplerinde de doğal havuzlar var. Kaynaklardan birinden alınan su ile doldurulan kapalı havuz, diğer binada, ziyaretçilere hizmet veriyor.

Fethiye Girme Kaplıcaların bulunduğu bu bölgede; kaplıcalar dışında, birçok mağara bulunması da dikkat çekiyor. Söylenenlere göre: İsli mağaralar olarak bilinen bu mağaralarda: Büyük İskender, esirleri yaktırırmış.

Mağaralar içinde, duvarlarda ve tavanlarda oldukça garip figürler görmek mümkün. İskender: aynı zamanda, bu şifalı sularda da banyo yapmış. Ayrıca: bölgede, yine gürül gürül akan “Eşen Çayı” buraya ayrı bir güzellik katıyor.

KONAKLAMA

Fethiye Girme Kaplıcaları bölgesinde konaklamak isteyenler için, burada, 55 odalı bir tesis var.

Fethiye ören yerleri.

Fethiye merkezinde gezilecek yerler.

Fethiye Kayaköy ve çevresi.

Fethiye Ölüdeniz.

Fethiye genel bilgiler.

Fethiye Göcek ve çevresi.

Fethiye Saklıkent.

 

Fethiye Saklıkent

 

Fethiye Saklıkent

Öncelikle, Saklıkent denilince, burayı Antalya-Saklıkent ile karıştırmamak gerekiyor. Burada: “Saklıkent Milli Park” alanı içinde “Fethiye Saklıkent Kanyonu” bulunuyor.

Fethiye Saklıkent ulaşım, iki yönden de olabilir. Antalya üzerinden gelirseniz; karadan ve kıyıdan olmak üzere iki yol var. Karadan olan yol: Antalya-Korkuteli-Kızılcadağ istikametinde ilerleyerek gidiyorsunuz.

Yaklaşık; 150 km. sonra anayoldan, Saklıkent tabelasını görünce sapıyorsunuz ve 16 km. sonra oradasınız. Zamanınız varsa, Korkuteli’nde; çok güzel ” Et Restoran” ları var. Uğramanızı özellikle öneriyorum, muhteşem damak tadı yemekleri var.

Evet, bu yol nispeten asfalt ve rahat. Muhtemelen 2 saat civarında, bu yolu alabiliyorsunuz. Ben bu yolu kullandım ve öneriyorum. Sahil yolu çok zamanınızı alacaktır.

Sahil yolundan giderseniz; Antalya-Kemer-Finike-Demre-Kaş-Kalkan yolundan ilerliyorsunuz. Fethiye’ye varmadan, Saklıkent’e dönüyorsunuz.

Saklıkent-Fethiye arası karayolu uzaklığı ise; 43 km. Fethiye’nin merkezinden kalkan dolmuşlar ile, 40 dakikada ulaşmak mümkün. Yorucu olmayan rahat bir yol.

Saklıkent Kanyonu

FETHİYE SAKLIKENT KANYONUNUN OLUŞUMU

Esençay vadisi, kuzey-güney yönünde, Akdeniz’e kadar uzanan bir çöküntü alanı. Kanyonun doğusunda, Esen çayı ile aynı yönde uzanan 3024 m. yüksekliğinde Akdağ var. Bu dağın, batı etekleri, kırık hatlar (faylar) ile kesilmiş. Bu büyük kırıklar, 2000 m. üzerinde kalındığı olan Akdağ kireç taşını parçalayarak, Saklıkent kanyonunu meydana getirmiştir.

Fethiye Saklıkent

FETHİYE SAKLIKENT MİLLİ PARKI

Fethiye Saklıkent Milli Parka giriş ücretlidir.

1996 yılında Milli Park olarak ilan edilen alan: dağlardan geçen vadiyi kapsar. İçinde: nehir akıntıları, akarsular, şelaleler ve kayalıklar vardır. Ama ana kaynak, 1000-1100 metre yükseklikte ve oldukça dik vadi yamaçları bulunan “Saklıkent Kanyonu” dur.

Park alanı içinden “Eşen Çayı” geçer. Eşen çayı kaynağını Akdağlardan alır.

Milli Parkın, alt seviyelerinde kızılçam toplulukları ve yukarılarda ise karaçam ve sedir ağaçları bulunur.

Fethiye Saklıkent

FETHİYE SAKLIKENT KANYONU

Fethiye Saklıkent Milli Parkı içindedir. Kanyona giriş ücretlidir. Kanyonun içinde ve dışında yeme-içme mekanları bulunmaktadır.

Kanyon, vahşi ve dik yapısı ile görülmeye değerdir. Burayı gezmeye giderseniz, yanınızda mayo veya şort olmalıdır, ayaklarınızda ise lastik tabanlı terlik veya deniz ayakkabısı bulunmalıdır. Çünkü kanyon içinde ilerlerken bazı yerlerde buz gibi suların içinden geçmeniz gerekir. Dizlerinize veya biraz daha fazla suya batmanız gerekecektir.

Burada; kalma yeri sıkıntılıdır. Ama, insanlar buraya genellikle, günübirlik olarak geliyorlar. Bu yüzden, restoranlar ön plandadır. Yani kalmaya gelen pek yoktur. Özellikle; Fethiyeliler, yazın sıcak günlerinde, buraya piknik yapmaya geliyorlar. Ağustos ayının 40 derece sıcaklığında, burada üşünecek ölçüde serin bir hava bulmak mümkündür.

Fethiye Saklıkent

FETHİYE SAKLIKENT KANYON ÖZELLİKLERİ

Fethiye Saklıkent kanyonun uzunluğu 18 km dir.

Ortalama derinlik ise 200 metredir. Bazı yerlerde yükseklik o kadar fazladır ki, güneş ışığı görülmez.

Eşen çayının bir kolu olan “Kocaçay” kanyonun içinde akar. Kanyonun girişindeki su debisi saniyede 14-17 metre küptür yani oldukça fazladır.

Evet, kanyondaki yürüyüş alanının toplam uzunluğu 18 km dir ve bu yolu bitirmek profesyonel almayanlar için mümkün olmaz. Zaten parkurun birçok yerinde, tehlikeli geçişler bulunuyor. Bu yüzden gidebildiğiniz kadar gidip, sonra geri dönmelisiniz.

Giriş için son bir not: kanyon içinde bazı yerlerde suların içinden ilerlemek gerekiyor, bu yüzden kanyon gezisi küçük çocuklar için pek uygun olmamaktadır.

Fethiye Saklıkent

FETHİYE SAKLIKENT KANYONDA GEZİ PLANI

Antalya-Fethiye karayolundan, Fethiye Saklıkent tabelasını gördükten sonra anayoldan sapıyorsunuz. Dar bir yoldan yaklaşık 16 km. ilerledikten sonra, Fethiye Saklıkent’e varıyorsunuz.

Ücretini ödeyerek, özel aracınızı park edebileceğiniz otopark var. Sorun yok. Burada, gayet lüks tuvalet bile yapılmış. Sonra: nehrin aktığı yerin hemen kıyısından, kayaların arasına açılmış demir parmaklıklı bir kapıdan kanyon bölgesine giriyorsunuz. ( Ücret ödemeniz gerekiyor.)

Nehrin hemen solunda, kanyon duvarına tutturulmuş tahta iskeleler var. Bu tahta iskeleler, kayalara açılan deliklere bağlanmış. İlk anda, bunlar sizi ürpertebilir.

Hani güvenlik problemi olabilir mi diye?

Buranın tek tehlikesi, birkaç yıl önce, nehrin doğduğu bölümün yukarı kısmından yani kuru bölümden, gelen ani bir sel, bu kuru bölümde yürüyüş yapan insanların güvenliği açısından tehlike yaratmış.

Yoksa, bu tahta iskeleler ile ilgili herhangi bir sorun yaşanmamış.

Ama, umarım günü geldiğinde ki çünkü bunların bölgedeki nemli ortam nedeniyle belli bir kullanım süresi vardır, bu iskeleleri yenileriyle değiştirirler.

Evet, devam ediyoruz

Bu tahta isleler üzerinden, bazen tek sıra halinde, bazen iki sıra halinde yürüyorsunuz.

Fethiye Saklıkent

Fethiye Saklıkent

Yaklaşık 100 m. yürüdükten sonra, Karaçay’ın, büyük bir gürültü ile patlayarak, yeryüzüne çıktığı yere geliyorsunuz.

Bu bölüm: 50-60 m. genişliğinde. Kanyonun en geniş yeridir.

Evet; burada, yani Karaçay’ın doğduğu (sol yanda) yerin hemen önünde, su sığdır. Mevsime göre, suyun yüksekliği yaklaşık 120-140 cm olabiliyor.

Zaten yağışın bol olduğu ve sel tehlikesi olduğunda, kanyon girişini ziyarete kapatıyorlar.

Akıntı hızlı ama suyun sığ olması nedeniyle, ziyaretçiler burada, nehrin karşı kıyısına, çapraz geçerek, kuru bölüme ulaşıyorlar.

Yani; suyun içine, diz ve biraz üstü seviyeye kadar girerek, karşı tarafa geçebilirsiniz.

Yalnız; su aşırı soğuk ve ayrıca, nehrin tabanı yani suyun içi, çakıllı ve mevcut kayalar kayıyor.

Yani: ayağınızda, altı kaymayan bir terlik, tokyo bulunması şart. Eyer, bunları yanınızda getirmedi iseniz, unutmayın, kanyon bölgesine girmeden önce, terlik-tokyo kiralayan birkaç yer var. Buradan temin edebilirsiniz.

Evet, burada gerçekten su çok soğuk ve nehrin tabanı kayıyor. Tedbirli olmanız şarttır.

Karşıya geçmeden, bulunduğunuz yerden, bu doğa harikası olayı seyretmekle de yetinebilirsiniz.

Ancak; nehrin karşısına geçmenizi mutlaka öneriyorum. Yine de, küçük çocuklar için uygun değildir.

Evet, nehrin karşısına geçtiniz.

Burada, nehrin kıyısında kuru bölüm vardır. Yani, nehrin doğduğu ve aktığı bölümün, üst kısmına geçtiniz. Nehir, aşağı doğru akıyor. Ama, kanyon yukarı doğru da devam ediyor. Bu bölümde, yürüyerek ilerliyorsunuz.

Fethiye Saklıkent Çamur Banyoları

Fethiye Saklıkent Çamur Banyoları

Çamur Banyosu

Eşen çayı ve Karaçay’ın birleştiği yerde bulunan çamur havuzunda, çamur banyosu yapmak mümkündür. Akdağ zirvesinden yoğrularak gelen, zengin mineral bileşimi çamurun cilde çok faydalı olduğu söyleniyor.

Çamur havuzunda 30 dakika boyunca çamura bulanan ziyaretçiler, bir süre de birbirlerine su ve çamur atma savaşı yapıyorlar, ardından Karaçay ve Eşen çayının birleştiği yerde, buz gibi suya atlayarak yıkanıyor ve vücutlarındaki çamuru temizliyorlar.

Ancak bu su aşırı soğuktur. Son bir not: çamur havuzuna girildiğinde rehberler guruba bir şaka yapıyorlar “Çamur banyosunun aslında Fethiye’nin lağım suyu ile dolu olduğunu söylüyorlar”

Evet kanyonda ilerlemeye devam ediyoruz

Burada, ilerleyince, tabandan 2-3 m. yükseklikte, incir ağaçları ile kaplı alanlar göreceksiniz.

Düzlüğün hemen arkasında ise, yamaçlardan küçük çağlayanlar, sular akıyor. Bu bölümde, kanyon yamaçlarında, birbirinden farklı yüksekliklerde 20’ye yakın irili-ufaklı mağara var. Bu mağaralarda, sağ yamaçtaki büyük mağara 150 m. uzunluğunda imiş. Sol yamaçtaki mağaraya ise, 50 m. lik bir galeriden sonra giriliyormuş. Kanyonda, fazla ilerlemenizi önermiyorum. Zaten, bazı yerler öyle dar ki, gökyüzü görünmüyor. Bazı yerlerde ise, ilerlemek için, büyük kayaların üzerinden aşmanız gerekiyor.

KANYONDA GERİ DÖNÜŞ

Aynı yoldan geri dönüyorsunuz. Çıkışta; sizi halk pazarı karşılıyor. Hemen otopark ile nehir arasındaki bölümdedir. Burada, yöreye uygun: baharat, meyve ve hediyelik eşyalar bulmanız mümkündür.

Satışlar pazarlıklıdır. Size tavsiyem: mısır inciri denilen, buraya has bir meyve var, onu tadın. Son derece güzel bir tadı var.

Ayrıca; halk pazarını gezdikten sonra; suların üzerine kurulmuş ahşap balkonlarda; sedir ve kilimlerin üzerinde mutlaka alabalık yemelisiniz. Muhteşem bir tat. Alabalığın lezzeti başka yerlerdekilere benzemiyor.

Zaten, bölgede çok miktarda alabalık çiftliği var ve özellikle soğuk sularda yetiştirilen, üretilen alabalıkların lezzetinin muhteşem olduğu söylenir. Balık sevmezseniz, çayınızı yudumlarken, gözleme yemeyi tercih edebilirsiniz.

SAKLIKENT MİLLİ PARKI VE YAKINLARINDAKİ DİĞER YERLER

Gizlikent Şelalesi

Gizlikent Şelalesi

Fethiye Saklıkent Milli Parkında, kanyonun biraz ilerisinde 1 km uzaklıktadır. Yani Saklıkent kanyonundan araba ile 5 dakika uzaklıktadır. Araçlar için otopark parası 10 TL. dir.

Ancak arabadan indikten sonra da şelaleye ulaşmak için yürüyüş gerekiyor.

100-150 basamaklı bir merdivenden aşağıya inip, yaklaşık su içinde, 300-350 metre yürüdükten sonra şelaleye ulaşılıyor. Yürünen su soğuk değil, yani yürümesi nispeten keyifli ancak uygun ayakkabı yani terlik giymelisiniz.

Yani, uzun ve zorlu bir patikadan sonra buraya ulaşabilirsiniz.

Ancak bu zorlu yürüyüşün sonunda muhteşem güzel bir tabiat harikası göreceksiniz. Şelaleye vardığınızda, şelalenin döküldüğü yerde suya girebiliyorsunuz.

Ayrıca “zipline” yapabilirsiniz.

Yalnız unutmayın: şelaleye gitmek yani bu zorlu yolculuğu yapmak için yaş durumuna dikkat etmek gerek, yüzlerce basamak çıkıp derede yürümek oldukça yorucu oluyor, küçük çocuklarla da bu yolculuğu denemeyiniz. Bu yolculuk gidiş olduğu gibi bir de aynı yoldan dönüş yani merdiven yukarı çıkış vardır.

Şelalenin girişince çok büyük bir restoran bulunuyor. Bu restoranda yemek yerseniz, girişte ödediğiniz ücreti, yemek bedelinden düşüyorlar.

Şelale Yakapark

Şelale Yakapark

Şelale Yakapark

Gökpınar Mahallesi Yakaköy içindedir. Yakaköy’den 1 km yukarıdadır. Jeep safarilerin uğrak noktasıdır. Tlos antik kentini gezip dönüşte dinlenmek için uğranılır. Tlos antik kentine 2 km uzaklıktadır. Otoparkı vardır. Yolu sıkıntılıdır, köy yolu ve yokuştur. Oldukça fazla ağaçlık bir yerdir. Anıt ağaçlar vardır.

Şelale Yakapark

Sulara iyi yön vermişler, kademeli teraslar, havuz, su kanalları ve su sesinin yoğun olduğu ve yeşillikli bir ortamdır. Ayrıca hamaklar ve salıncaklar vardır. Restoran bölümünde taş masalar ve köşkler, yani özel bölümler bulunmaktadır.

Burası: asırlık çınar ağaçları arasına kurulmuş ve yer sofralarında doğal ortamda pişirilen saç ekmeği yiyebileceğiniz, bal, tereyağı, zeytin ve köy yumurtası tadabileceğiniz ideal kahvaltı mekanları vardır.

Şelale Yakapark

Burada, gezi gurupları, genellikle mola veriyor ve kahvaltıda, yukarıda sözünü ettiğim doğal gıdalar yeniliyor veya öğle ve akşam yemeklerinde ise “alabalık” servis ediliyor. Tamamen doğal bir ortamdır. Ortalıkta dolaşan tavuklar-horozlar vardır. Bu doğal ortamı yaşamak isteyenler, gidebilirler.

Tlos antik kenti Tiyatrosu

TLOS ANTİK KENTİ

Fethiye-Korkuteli karayolu üzerindeki Kemer bucağından 13 km uzaklıktaki Yaka köyünde, Kale Mahallesinde Akdağların yamacındadır. Fethiye merkeze toplam 35 km uzaklıktadır. Saklıkent’e ise 8 km uzaklıktadır. Giriş ücretlidir, giriş ücreti 10 TL dir.

Ören yerinin girişinde, yol kıyısında çok miktarda çay bahçesi vardır. Dönüşte burada yorgunluğunuzu özellikle köpüklü ayran içerek giderebilirsiniz.

Şehrin Hikayesi

Bölgenin en eski kentlerinden birisi olarak, ilk kuruluşunun MÖ 2000’li yıllara kadar uzandığı sanılmaktadır. Çünkü burada tesadüfen bulunan bir balta, MÖ 2000’li yıllara aittir.

Yani şehir MÖ 2000’li yıllarda “Talawa” ismiyle yazılı kaynaklarda görülmektedir.

Bu yöre hakkında, MÖ 14’ncü yüzyıldaki Hitit yazılı belgelerinde, Lukka topraklarındaki “Dlawa” kenti diye söz edilmektedir. Bölgedeki Hitit dönemi yerleşimi, arkeolojik buluntularla kanıtlanmıştır.

Öte yandan, bu bölgedeki ilk yaşam izleri, Hititlerden de önceye gitmektedir. Bu durum: Tlos Teritoryumunda bulunan kalıntılar ve arkeolojik verilerle kanıtlanmıştır.

Dlawa kelimesi zamanla “Tlawa” olarak değişmiş ve ardından Likçe bir ifade olan “Tlos” kelimesi kullanılmaya başlanmıştır.

Yunan mitolojisine göre

Kentin ismi “Tlos”, Tremilus ile Prokside’nin 4 oğlundan biri olan Tlos’dan gelir.

Şehir, MÖ 2’nci yüzyılda, Lykia Birliğine girer ve Likya uygarlığının 6 büyük kentinden birisi olur.

Ancak spor merkezi olarak öne çıkmaktadır.

Bizans döneminde de varlığını sürdürür ve 19’ncu yüzyıla kadar varlığını sürdürebilmiş nadir antik dönem şehirlerinden birisidir.

Şehir: 19’ncu yüzyılda ise terk edilir.

ANTİK KALINTILAR

Kent, aslında geniş bir alana yapılmış olmasına rağmen, kalıntılar, Akropol çevresinde yoğunlaşmıştır. Ama özellikle antik kent girişinde, Akropolün hakim görüntüsü, sizi hemen etkileyecektir.

Akropol

Ören yerinin önünde, Osmanlı yapısı bir kalenin gizlediği ve 500 metre yükseklikteki bir tepenin üzerinde kentin Akropol’u bulunmaktadır. Akropolün çevresi yer yer sur duvarlarıyla çevrilidir. Akropolün hemen kuzeydoğu yönünde ise, sur duvarları ve kaya mezarları vardır ki, bunların Likya döneminin kültürünü yansıtan önemli eserler olduğu görülür.

Akropolün eteğinde: stadyum, hamam, tiyatro ve bazilika kalıntıları vardır.

Tlos antik kenti mezarlar ve Roma hamamı

Mezarlar ve Roma Hamamı

Antik şehirde ilk dikkati çeken, kent Akropolünün kaya bloğu üzerine kurulmuş olan mezarlıktır.

Bu mezarlıkta: Likya uygarlığının en güzel ev tipi mezarlarını görebilirsiniz.

Buradaki gezinizde, Agoranın taş kemerli kapılarından girdiğinizde, karşınıza, hemen bir “Roma Hamamı” çıkar. Ama o günün koşullarında yapılmış, alttan ısıtmalı bir yapı olması ilginçtir. Hamamda: termal su kullanılıyormuş.

Hamamın giriş kısmında soyunma odası vardır. Sıcak odada terleyen, dönemin ziyaretçileri, yıkanıp kurulandıktan sonra, dinlenme odalarına geçiyorlar ve oradaki sedirlere uzanarak şarap içiyorlarmış.

Bellerophon ve Pegasus Mitolojisi

Tlos şehrinde, antik dönemde anlatılan efsanelere göre, mitolojik kahramanlardan “Bellerophon” yaşamıştır.

Bellerophon, uçan kanatlı atı “Pegasus” ile bilinmektedir. Bellerophon’un maceraları, kazara bir kişiyi öldürmesiyle başlar. Bu cinayetin ardından, şehri terk eder ve günahlarından arınmak için Kral Proitos’un yanına gider. Kral Proitos’un karısı Bellerophon’a aşık olur ve ondan bir buluşma ister.

Bellerophon bunu kabul etmez, bunun üzerine Bellerophon’un kendisini baştan çıkarmak istediğini söyleyerek kocasına şikayette bulunur.

Kral Belerophon’a bir mektup vererek onu Lykia Kralı İobates’e gönderir. Mektupta: İobates’ten bu mektubu getireni öldürmesini ister.

İobanes, mektubu okuduktan sonra Bellerophon’na canavar Khimaira’yı öldürmesini ister. İobates, Bellerophon’un tek başına canavarın üstesinden gelemeyeceğini düşünmüştür.

Ama Bellerophon bir gün Korinthos’ta Peirene pınarından su içmekteyken bulduğu kanatlı at Pegasus’a binerek havalanır ve doğruca Khimara Canavarı’nın tepesine çöküp onu bir vuruşta öldürür.

Bellerophon Kaya Mezarı

Akropolun kuzeyinde, titan kayalığının düzleştirilmiş bir terasın önünde oluşturulmuş ve 4 sütundan ibaret bir İon tapınağının cephe düzenlemesini yansıtan görkemli bir mezar bulunmaktadır.

Bunun süslemeleri arasında en dikkat çeken: “Kanatlı atı Pegasus’un üzerinde, üç başlı canavar Chimera ile savaşırken” yaşananlar resmedilmiştir.

Bu mezar yapısı: giriş bölümündeki 2 sütun ve 3 bölümlü duvar ve ortada süslerle bezenmiş kapı motifi, iki yandan mezar odasına giden kapılar ile ilgi çeker.

Yan yana iki mezar odası ve girişte bir ön odadan oluşan kaya mezarının içinde: diğer mezarlarda olduğu gibi ölü yatakları yani klineler vardır.

Tiyatro

Şehrin diğer önemli yapısı: “Tiyatro” dur.

Tiyatroda, sahne ile seyirci arasında bir duvar yoktur. Bu yüzden, buranın bir arena değil, sadece konser ve gösteri amaçlı kullanıldığını ifade etmektedir.

Geniş kapılar ilginçtir. Sanırım giriş-çıkışların çabuk yapılması için böyle düzenlenmiştir. Aynı zamanda, mükemmel bir akustik vardır.

Sahnedeki taşlar arasında, çift başlı kartal ve insan kabartmalarına  dikkat edin.

Tiyatroda yapılan araştırmalar sırasında bulunan heykellerden 3 tanesi erkek ve 2 tanesi kadındır.

Her biri 2.10 metre yüksekliğinde olan erkek heykelleri, askeri zırh içindedir. Roma imparatoru Hadrianus, Marcus Aurelius ve Antonius Pius’dur. Bu heykeller günümüzde Fethiye Müzesinde sergilenmektedir.

Kemerli Kapı

Kalenin altındaki düzlükte, Likya dönemine ait duvar-sur kalıntıları görülmektedir. Bunların arasında kemerli kapı ilgi çeker. Kapı 9 metre genişlikte ve 6 kemerlidir.

Fethiye ören yerleri.

Fethiye merkezi gezilecek yerler.

Fethiye Kayaköy ve çevresi.

Fethiye Ölüdeniz.

Fethiye genel bilgiler.

Fethiye Göcek ve çevresi.

Fethiye Girme Kaplıcaları.