İlçe, Konya-Ankara kara yolu üzerinde bulunmaktadır. İlçede çok sayıda gurbetçi bulunduğundan, uçak biletlerinin alımı için THY tarafından bir ofis açılmıştır. Kulu, Konya arası uzaklık : 150 km. Kulu, Ankara arası uzaklık: 100 km. Kulu, Kırıkkale arası uzaklık: 102 km. Kulu, Cihanbeyli arası uzaklık: 52 km. Kulu, Şereflikoçhisar arası uzaklık: 59 km.
TARİHİ
1600’lü yıllarda, Kulupoğlu Mustafa Bey (Kulu Beyi) ve beraberindeki aileler, Afyon Karabağ dolaylarından kaçak olarak buraya gelirler ve ilk yerleşimi kurarlar. Aslında ilk yerleşim yeri demek pek de doğru olmaz çünkü Osmanlı döneminde burada Ateken oymakları yaşamaktaydılar.
1642 yılında Osmanlı zamanında, Turgud ve Bayburd Kureyşözü bölgeleri birleştirilerek oluşturulan yere “Kulu” ismi verilmiştir. Kulu ismini, göçebe bir toplumun lideri olan “Kulubey” den almıştır.
1950 yıllarında Muş havalisinden göçenler de ilçeye yerleşmiştir. 1954 yılında ilçe olur.
Konya Kulu
GENEL
İç Anadolu bölgesinin ortasındadır ve bu yüzden İç Anadolu’nun karakteristik yapısını taşır. Oldukça geniş ve düz bir arazi üzerinde kurulmuştur. İlçenin ortalama rakımı 1000 metredir. Arazinin genellikle düz olması nedeniyle toprakları tarıma elverişlidir. İlçenin batısında 1739 metre yükseklikte Karacadağ bulunur.
Bölgede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazlar ve özellikle Temmuz ve Ağustos ayları kurak ve sıcak, kışlar ise sert ve soğuk geçer. Yörede bozkır bitki örtüsü hakimdir. İlçe merkezinin ortasından geçen derenin suyu yazın azalır, ilçeye 3 km uzaklıktaki Küçük Göl’e dökülür.
İsveç’de çok sayıda Kululu yaşamaktadır. Hatta: 1986 yılında bir suikast sonucu öldürülen İsveç Başbakanı Olof Palme’nin ismi, İlçe merkezindeki bulvar ve bazı parklara verilmiştir. Evet, yurt dışında çalışan gurbetçilerin gelmesiyle ilçenin nüfusu yaz aylarında iki katına çıkmaktadır.
İsveç’te 50 bin civarında Kululu bulunduğu ve bunlardan 40 bin kadarının aynı zamanda İsveç vatandaşı olduğu söyleniyor.
Konya Kulu Meslek Yüksek Okulu
KULU MESLEK YÜKSEK OKULU
Konya Selçuk Üniversitesine bağlıdır. Okul 1996 yılında ilçede eğitim ve öğretime başlamıştır. Halen 2001 yılında yapımı tamamlanan kendi binasında hizmet vermeye devam etmektedir. Okulda: Bilgisayar Teknolojileri, Elektrik ve Enerji ve Dış Ticaret Programları bulunmaktadır.
Konya Kulu
GEZİLECEK YERLER
Konya Kulu Düden Gölü
DÜDEN GÖLÜ
Tuz gölünün kuzey batısında, ilçe merkezinin 5 km doğusundadır.
Göl, Değirmenözü çayı ile beslenir. Burada, yapılan tespitlere göre 183 çeşit kuş türü olduğu anlaşılmıştır. Göl denizden 950 metre yüksektedir. Kulu deresi ve çevredeki küçük pınarlarla beslenir. Dışarı akışı olmadığı için kapalı havza olan göl sığdır. Güneyde sık sazlıklar vardır.
Suları hafif tuzludur. Bu yüzden hem flamingo, kılıçgaga gibi tuzlu su kuşlarının hem de tatlı su kuşlarının göl çevresinde barınmasını sağlamaktadır. Göl, su kuşları için üreme ve göç yeridir. Afrika’ya giden kuşların göç yolu üzerindedir. Göç eden kuşlar, dinlenmek üzere buraya gelirler.
Ayrıca göl üzerinde göçmen kuşların kuluçka yattığı dokuz küçük ada bulunmaktadır. Adaların çoğu ilkbaharda otlarla kaplanır. Kışın göl genellikle donar. Ama bazen önemli sayılarda sakarca görülebilir. Ördekler genellikle güneydeki tatlı su bölümünde ürerler.
Gölün güneyinde, suları tatlı olan Küçük Göl vardır. Bu tatlı su gölü ve onların çevresindeki sulak alan ve bozkırlar 1992 yılında Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Evet burayı ziyaret ederseniz, yoğun olarak buraya gelen kuş gözlemcileriyle birlikte muhteşem güzel bir doğal ortamda kuş gözlemciliği yapabilirsiniz.
Konya Kulu Gökgöl-Kozanlı
GÖKGÖL-KOZANLI
İlçe merkezinin 20 km batısındaki Kozanlı yakınlarındadır.
Göl Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Burada: yüzlerce hektarlık çayır ve bataklık vardır. Sazlarla kaplı olan gölde yer yer açık su alanları da bulunur.
Göl: yeraltı suları ve 1970 yılında 8 km kuzeybatıda bulunan Samsan gölünü kurutmak için açılan bir kanalla beslenmektedir.
Gölden çıkan sular, Tuz gölüne akmaktadır. Burada hem çok sayıda kuş türü gözlenebilir, hem de her yıl Kulu Belediyesi tarafından yapılan “Gökgöl Festivali” şenlikleri düzenlenmektedir.
Evet göl günümüzde gerek bu şenliklerde ve gerekse piknik yapmak için mesire yeri olarak kullanılıyor. Hatta kuş gözlemcileri için bir “Kuş Gözlem Evi” bulunmaktadır. Kuşlar yanında, gölde dünyada sadece burada yaşayan bir balık türü (Cobitus Evreni) yaşamaktadır.
Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için Beyşehir
İlçe: Konya-Ankara kara yolu üzerindedir. Cihanbeyli, bağlı bulunduğu Konya ilinin 100 km kuzeyindedir. Cihanbeyli, Ankara arası uzaklık. 164 km. Cihanbeyli, Gölbaşı arası uzaklık: 145 km. Cihanbeyli, Kulu arası uzaklık: 52 km. Cihanbeyli, Karakeçili arası uzaklık: 118 km.
TARİHİ
İlçenin tarihi süreçte ilk ismi “Esbikeşan” dır. Esbikeşan döneminde, çok kez yer değiştirmiştir. 1866 yılında Kulu köyü, Esbikeşan adı ile ilçe olmuştur. Cihanbeyli ve Şerefli Koçhisar, Kulu köyüne bağlanmıştır. Ancak buna itiraz edilmiş ve Kulu’nun ilçe teşkilatı lağv edilmiş, Cihanbeyli Kulu’dan ayrılmış Konya’nın Sille bucağına bağlanmıştır.
1928 yılında Cihanbeyli “Mürseli Efendi” nahiyesi ismini alarak Böğrüdelik ilçesine bağlanır. Daha sonra Böğrüdelik’te bulunan Canbegli Aşiretinin adına uygun olarak Mürseli Efendi ismi “Cihanbeyli” ye dönüşür. 1929 yılında Cihanbeyli ilçe olur.
Konya Cihanbeyli
GENEL
Türkiye’nin yüzölçümü bakımından en büyük ilçesidir. İlçe, İç Anadolu bölgesinin orta kısımlarındadır. Kuzeye doğru uzanan Konya ovasının devamı gibidir. İlçenin bulunduğu kısımlar, geniş yayla özelliği gösterir. Deniz yüzeyinden ortalama yükseklik 950-1000 metredir. İlçe, Tuz gölünün batısındadır. Yörede gurbetçi vatandaş çoktur. Özellikle yazın İsviçre, Danimarka’dan gelen akrabalar dolar.
Konya Cihanbeyli Meslek Yüksek Okulu
CİHANBEYLİ MESLEK YÜKSEK OKULU
Konya Selçuk Üniversitesine bağlıdır. Okul 1994 yılında Makine Programı ile faaliyete başlamıştır. 2018-2019 eğitim öğretim yılında Makine Resim ve Konstrüksiyon Programı açılması ile son şeklini almıştır.
Konya Cihanbeyli
GEZİLECEK YERLER
Konya Cihanbeyli Tuz gölü
TUZ GÖLÜ
Uzunluğu 90 km ve genişliği 25 km dir.
Bulunduğu bölgede kayaç yapının etkisiyle oluşmuştur. Melendiz ırmağı ve pek çok küçük su akıntısı ve yeraltı tuzlu su kaynaklarıyla beslenir. Tuz gölünün deniz seviyesinden yüksekliği 940 metredir.
Göl çok sığdır, derinliği en fazla 50 cm. civarındadır. Suyun içindeki tuz oranı oldukça yüksektir. Dünyadaki tuz gölleri arasında, tuz oranı bakımından ikincidir. Ayrıca dünyanın en kaliteli ve en zengin mineral yapısına sahiptir. Ayrıca dünyada çevre kirliliği tehdidi altında olmayan tek tuz gölüdür.
Kışın biriken sular, yazın buharlaşır, uçar ve tabandaki kalın tabaka kalır. Bu kalınlık yer yer 10 cm ile 2 metre arasında değişir. Ülkemizin tuz ihtiyacının yüzde 60 bölümü buradan karşılanır. Zaten 1800’lü yıllardan bu yana gölden tuz elde ediliyormuş. Gölden tuz elde etmek için kıyılarında üç adet tuzla kurulmuştur. Bunlardan en önemlisi ise Cihanbeyli Yavşan Tuzlasıdır.
Konya Cihanbeyli Tuz gölü
Gölün tuz kadar önemli bir özelliği de kuş varlığı yönünden Türkiye’nin en zengin göllerinden birisi olmasıdır. Kışın kapladığı çok geniş su alanı, su kuşları için kışlama alanı oluşturur.
Evet, gölde neler yapabilirsiniz? Gölde yüzmek mümkün değil, ama kıyıdan kıyıya yürüyebilirsiniz, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz, güneşin batışını izleyebilirsiniz, elbette kuşları gözlemleyebilirsiniz. Özellikle filamingo sürülerinin pembe renkleri uzaklardan mutlaka dikkatinizi çekecektir.
Konya Cihanbeyli Tersakan Gölü
TERSAKAN GÖLÜ
Tuz gölünün batısındadır. Çevresinde tuzcul subasar çayırları vardır. Yeraltı ve yüzey akımlarıyla beslenir. Su seviyesi çok yükseldiğinde aralardaki kanallar açılarak fazla suları, Tuz gölüne akıtılır. Göl, Tuz gölünde üreyen bazı su kuşları için çok önemli bir beslenme alanıdır.
Ayrıca alanda nesli tükenme tehlikesi altında bulunan 9 bitki türü vardır. Flamingo ve ince gagalı martı için Tuz gölü havzasındaki temel beklenme alanıdır. Bu gölden: sodyum sülfat çıkarılır. Bu maden: sabun, soda, deri, boya ve deterjan sanayiinde kullanılır.
Ayrıca, kimyasal gübre yapımında: sodyum ve potasyum madenlerini verir. Göl: Alkim Kimya Anonim Şirketi tarafından işletilmektedir.
Evet sizlere neden bu gölü anlattım, hani gölün gezilecek bir yanı vardı, hayır yok, sadece bilgi açısından gölden söz ettim, bir de gölün kuruma tehlikesi var, hani gölün önemi kavranır ve kuruma tehlikesine karşı belki birileri önlem alır.
Konya Cihanbeyli Celil Boğazı-Peri Bacaları
CELİL BOĞAZI-PERİ BACALARI
Deniz seviyesinden 1000 metre yükseklikteki Cihanbeyli platosunda bulunan Kuşça, ilçe merkezine 30 km uzaklıktadır. Peri bacaları ise, Kuşça Belediyesinin 2 km yakınındadır. Celil Boğazı ve Peri bacaları, Kuşça beldesi sınırları içerisinde kalır. Beldeden çıkıp küçük bir tepeyi aşınca peri bacaları denen kaya oluşumları önünüze serili verir.
Celil Boğazı: Türkiye’nin sayılı peri bacası bölgelerinden birisidir. Bu bölgede: erozyon, arazinin yumuşak bölümlerini alıp götürürken, kayaların dayanıklı kısımları ayakta kalıyor. Çünkü arazi erozyona çok uygundur. Vadi son derece kuraktır. Celil Boğazındaki peri bacalarında: gün ışığı yönüne göre farklı görüntüler ortaya çıkıyor. Bu farklı nesnelere benzeyen oluşumlarla ilgili birçok efsaneler de anlatılıyor. Kayaçlar, bir arada iken, “deve kervanlarını” andırıyorlar.
Konya Cihanbeyli Celil Boğazı-Peri Bacaları
Ben bu efsanelerden en bilinen, en meşhur olanını sizlere aktarmak istiyorum “Celil boğazında bir obada ana kız yaşarmış. Kız bir gün başka obadan birine aşık olur. Düğün-dernek derken damat kızı alıp gitmek ister. Kız: anasından ayrılmak istemez, atın terkisinden atlayarak anasına doğru koşmaya başlar.
Ana-kız, tam birbirine kavuşacakları sırada taş olup kalırlar. Her ikisinin de gözlerinden yaşlar akar ve bu yaşlar pınar olup vadiyi sular.” Vadinin içinde tek bir yerde su bulunur, buraya da “Anakız” ismi verilmiştir. Karşılıklı iki kayadan su sızıyor ancak yöre insanı veya burayı ziyaret edenler, çalılara çaput bağlayarak dilek tutuyorlarmış, özellikle çocuğu olmayanların dilek tuttuğunu, çaput bağladığını söylediler.
Başka bir özellik de, eskiden buraların ormanlık olduğudur. Ancak ağaçlar kesile kesile bitmiştir. Bu yüzden erozyon da hızlanmış, boğaz ve çevresi çöl görünümü kazanmıştır.
Konya Cihanbeyli Celil Boğazı-Peri Bacaları
Evet, burayı ziyarete giderseniz, bence mutlaka gidin: özellikle en güzel fotoğrafların sonbahar döneminde, akşam güneş batmadan önce çekileceğini bilmelisiniz. Çünkü o saatlerde çok güzel geliyor ve peri bacaları hayal gücünüzle bağlantılı olarak muhteşem görüntüler yaratıyorlar.
Son bir not: bölgedeki ağaçlar kesilmiş, ortalık çöl olmuş, öte yandan, peri bacaları oluşumları yakın zaman öncesine kadar yörede yaşayanlar tarafından dinamitle patlatılıyor ve taş parçaları inşaatlarda kullanılıyormuş, neyse ki Kuşça Belediyesi tarafından günümüzde peri bacaları koruma altına alınmıştır. Belediyenin bir başka uğraşısı da, çevreyi ağaçlandırmaya çalışmak. Özellikle kayısı gibi meyve ağaçları dikiyorlarmış.
Obruklar gerçekten tabiat harikası yerler ve mutlaka görülmesini, görmenizi öneriyorum, ayrıca ilçe merkezinde yine bir mimari tarihi eser, II Selim Külliyesi, bence buraya zaman ayırın, mutlaka gidin obrukları ve külliyeyi görün.
ULAŞIM
Karapınar, Konya’yı doğuya bağlayan çok önemli ve işlek bir kara yolu üzerindedir. Karapınar, Konya il merkezine 94 km uzaklıktadır. Karapınar, Ankara arası uzaklık 335 km. Karapınar. Adana arası uzaklık 241 km. Karapınar, Mersin arası uzaklık 236 km. Karapınar, Afyon arası uzaklık 316 km. Karapınar, İstanbul arası uzaklık 765 km. Karapınar, Karaman arası uzaklık 77 km.
TARİHİ
Bölge: MÖ 3000-2000 yılları arasında Proto Hititler tarafından yerleşim merkezi olarak seçilmiş ve “Hyde” isimli bir yerleşim yeri kurulmuştur. Hyde kenti, Hititlerin yarı bağımsız ve rahip krallar tarafından yönetilirken, Truva krallığının hakimiyetine girer.
Daha sonra da bölge çeşitli uygarlıkların hakimiyeti altında kalır. En büyük tarihi özelliği “İpek yolu” üzerinde bulunmasıdır. 832 yılında, Memun: Karapınar ve çevresinin gelirlerini Medine Vakfı’na bağlar. Bu vergi, Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlılar döneminde devam eder.
Ancak Sultan II Abdülhamit döneminde biter. 1308 yılında yörede Karamanoğulları hakimiyeti görülür. 1467 yılında ise Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II Selim, Konya valiliği sırasında Karapınar’ın imarına önem verir.
Sultan Selim Camisini tamamlattırır. İlaveten ilçeye kervansaray, han, hamam ve 39 dükkanlı bedesten, 2 yel değirmeni ve 5 çeşme yaptırır. Takip eden süreçte, ilçede Sultan II Selim’in eserleri nedeniyle, buraya Sultanlar Şehri anlamına gelen “Sultanhisar” ismi verilir.
1868 yılında çıkarılan bir ferman ile Konya’ya bağlı bir ilçe olur. 1882 yılında Belediye kurulur. Cumhuriyet döneminde yani 1934 yılında “Sultaniye” ismi “Karapınar” olarak değiştirilir. İlçenin isminin kaynağı “Pınarbaşı” denen yerden çıkan “Karasu” kaynağı ile ilgilidir. Ancak Karasu kaynağı günümüzde kurumuştur.
Konya Karapınar
GENEL
Buranın en önemli özelliği burada Türkiye’nin tek “çöl toprağı” bulunmasıdır. Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1026 metredir. Karacadağ volkanı, ilçe sınırları içerisindedir. Ayrıca yine bir başka volkanik kütle Üzecek dağı vardır.
Bu iki dağın arasında Karapınar ovası bulunur. İlçe bu ova üzerinde kurulmuştur. İlçenin kuzeyi; obrukları barındıran Obruk platosu ile çevrilidir. En önemli obruklar: Meke tuzlası, Acıgöl, Meyil gölü ve Çıkarı gölüdür.
Bunlardan: Meke tuzlası ve Acıgöl, volkanik patlamalarla oluşmuş iki patlama krateri olarak dünyaca meşhurdur. Güneyde ise, ülkemizde en fazla rüzgar erozyonunun etkili olduğu alan bulunur. Rüzgar erozyonu büyük hasar yaratır.
Yöredeki topraklar, yüzde 60’lara varan oranlarda kireçlidir. Bölgede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazlar çok sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.
Bitki örtüsü yağışın azlığına bağlı olarak zayıftır, bölgede ormanlık alan yoktur. İlçede yaşayanların geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
Konya Karapınar
KARAPINAR AYDOĞANLAR MESLEK YÜKSEK OKULU
Konya Selçuk Üniversitesine bağlıdır.
NE YENİR
Bu yöreye yolunuz düşerse özellikle “bamya çorbası” tatmanızı öneririm. İkinci bir öneri de “Arabaşı” çorbası olacaktır.
Konya Karapınar
GEZİLECEK YERLER
Konya Karapınar Sultan Selim Külliyesi
SULTAN SELİM KÜLLİYESİ
İlçe merkezinde Pınarbaşı caddesindedir.
Külliye 1563 yılında Sultan II Selim tarafından: İstanbul Bağdat posta ve ticaret yolunun güvenliğini sağlamak için yaptırılmıştır. (cami kapısı üzerinde kitabe vardır.)
Bazı kaynaklara göre ise, caminin temelinin Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran seferine giderken atıldığı, caminin Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu olan II. Selim tarafından bitirildiği yazılıdır. Öte yandan caminin mimarı konusunda da çelişkili ifadeler bulunmaktadır.
Külliyenin yapımı için Halepli mimar Cemaleddin görevlendirilmiştir. Ayrıca: Mimar Sinan tarafından da caminin inşası için Hassa Mimarlar Ocağından Mehmet görevlendirilmiştir. Buna göre: Külliyenin yapımında baş mimar Halepli Cemaleddin olup, hassa mimari Mehmet, caminin yapımında ona yardım etmiştir.
Yani sonuçta: Sultan Selim Külliyesinin mimarı olarak Mimar Sinan ve Halepli Mimar Cemaleddin üzerinde durulmaktadır. Bu iki mimar dışında, bir de Mimar Sinan tarafından görevlendirildiği iddia edilen Mimar Mehmet adlı üçüncü bir mimar mevcuttur.
Ancak yine kayıtlarda, caminin bizzat Mimar Mehmet tarafından inşa edilmediği, ama Mimar Mehmet’in caminin yapımında başından sonuna kadar hizmette bulunduğu yazılıdır. Ancak yine kayıtlara göre Mimar Mehmet, caminin yapımından sonra tek başına ödüllendirilmiştir.
Neyse bu konuya fazla girmeyelim, zaten bu konu hakkında hala araştırmalar sürdürülmektedir. Biz yapıların mimarına değil güzellikleri ve özelliklerine değinelim.
Külliyede: cami, imaret, bedesten, han ve hamam bulunur. Bunlar oldukça simetrik bir şekilde yerleştirilmiştir. Caminin kapısı, han kapısı ve çeşme aynı hizadadır. Caminin kapısından, çeşme rahatlıkla görülebilir.
Külliyenin merkezinde cami bulunur. Cami: imaret ve kervansarayın güney ucunda, hamam ise bu yapılar topluluğunun doğusunda, bağımsız olarak yer almaktadır.
Günümüze: cami, çeşme ve hamam ulaşmıştır. Tabhane ve imaretin bazı bölümleri, arasta ve kervansarayın ise sadece temel izleri kalmıştır.
Konya Karapınar Sultan Selim Külliyesi Cami
Cami
Cami, külliyenin güneyindedir. Külliyedeki yapılar içinde en bakımlısı olarak günümüze ulaşmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde kitabe bulunur. Giriş kapısı üzerindeki mermer taşlar, dişli olarak birbirine geçirilmiştir.
Caminin giriş kapısı: iki kanatlı ve ahşaptır. Kapılar geçmeli olarak yapılmıştır. Bronz kilit ağızları ve halkaları ile bezenmiştir. Caminin dış cephesinin yapımında: bölgede gök taş denilen koyu gri, koyu ve sarımtırak renklerdeki taşlar kullanılmıştır.
Kare planlı olan caminin her bir kenarı 15 metre uzunluktadır.
Caminin içi: kubbe ve tromplar göz kamaştıran bitkisel çiçek motifleriyle süslenmiştir. Camide, üstü kurşunla kaplı büyük bir kubbe bulunur. Bu büyük kubbe tromplar üzerinde yükselir.
Caminin girişinde, 6 tane beyaz mermer sütuna oturtulmuş, 5 tane küçük kubbe daha bulunur. Caminin içinde: irili ufaklı 21 tane pencere vardır. Bu pencereleri içten kapatan tahta kapaklar, geometrik motiflerle süslenmiştir.
Üst bölümdeki pencereler kafes şekillidir. Bunlar küçük küçük geometrik şekillere bölünmüş ve bu bölümlere renkli camlar yerleştirilmiştir. Camide iki minare vardır.
Selimiye Şadırvanı
Caminin kuzeyindedir. Onarım kitabesine göre, şadırvan 1569 yılında inşa edilmiş ve 1596 yılında onarım görmüştür. 1956 yılında şadırvan tamir edilmiş, yakın bir zamanda yerinden kaldırılarak ve asli hüviyeti bozularak daha batı yöne nakledilmiştir.
Konya Karapınar Sultan Selim Külliyesi Valide Sultan Hamamı
Valide Sultan Hamamı
Külliyenin doğusundaki sokağın karşısında yani külliyenin dış bölümünde bulunmaktadır. Hamam: Sultan II Selim’in annesi Hürrem Sultan tarafından 1542-1544 yılları arasında yaptırılmıştır. Hamamın mimarisi, cami kadar başarılı değildir.
Kare biçimindedir. 10 x 10 metre ölçülerindedir. Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Doğuda ve batıda olmak üzere 2 tane kapısı vardır. Batı cephesinde bulunan giriş kapısından soyunmalık bölümüne girilir. Burada bulunan salon: 10 x 10 metre ebatlarındadır.
Kenarları troplar üstüne yükseltilmiş ve tek ve büyük bir kubbe ile örtülmüştür. Hamamın yıllar içinde bakımına gerekli özen gösterilmemiştir. Bu yüzden 20’nci yüzyıl başında hamam yarı harabe halindedir. Sadece 1940 yılında esaslı bir tamirat yapılmıştır. 2007 yılında hamamda ayrıntılı onarım yapılmıştır.
Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
İmaret
İmaretin orijinal hali hakkında bilgi yoktur. 18’nci yüzyıldaki kayıtlara bakıldığında, üzeri kubbe ile örtülü birçok yapıdan oluştuğu anlaşılmaktadır. Bunlar: imaret, mutfak, kiler, un-buğday ve arpa ambarları, fırın ve odun deposudur.
19’ncu yüzyıl ortalarında bakımsız kalan imaret, bir süre ambar olarak kullanılmıştır. 20’nci yüzyıl başlarında yıkılmaya başlamış ve terk edilmiş, zamanla ortadan kalkmıştır. 1991 yılında yapılan kazıda mutfak bölümü temelleri ortaya çıkarılmıştır.
Arasta
Arasta: çifte han ile tabhane arasındadır. Tonoz örtülü iki sıra halinde 39 dükkan vardır. 1844-1847 yılları arasında yapılan onarımda, dükkanların üstündeki kurşun değiştirilmiştir. 20’nci yüzyılın başında kullanılmaz hale gelmiş ve zamanla ortadan kalkmıştır.
Han
Caminin kuzey tarafındadır. Çifte han olarak eski Konya-Ereğli yolu üzerine kesme taştan yapılmıştır. Bu taşlar, birbiriyle çok sıkı birleştirilmiştir. Handa kuzeyden güney uzunca bir avlu ve dört tarafa açılan bir kapısı vardır.
Han içinde: aş evi, ambar, imarethane, at ahırı, dinlenme odaları gibi bölümler bulunur. 1836 yılında harap durumdaki hanlar, 1844-1847 yılları arasında yeniden yapılmıştır. Bu sırada han sayısı bire indirilmiş ve boyutu küçültülmüştür.
Kurtuluş Savaşı sırasında deve ahırı olarak kullanılan han, daha sonra harap hale gelmiş ve 1991 yılında yapılan araştırmalarda, çifte hanlardan bir tanesinin temelleri bulunmuş ve eski temeller üzerine 1991-1992 yıllarında eski temeller üzerine çifte han şeklinde yeniden yapılmıştır. Günümüzde kafeterya olarak kullanılıyor.
Konya Karapınar
ÇARŞI ÇEŞMESİ
Çeşme, Selimiye Mahallesi Selimiye Külliye çarşısının karşısındadır. Bulunduğu meydanın simgesidir.
Sultan II. Selim, Konya şehrinde vali iken, Karapınar’a yaptırdığı külliye için: Padişah olduktan sonra Karacadağ’ın ovacık yaylasından memba suyu getirtmiş ve 1569 yılında bu çeşmeyi yaptırmıştır. Çeşmenin mimari Mimar Sinan’dır.
Çeşmenin üzerinde iki ayrı mermer üzerine yazılmış Farsça kitabe bulunur. Kitabeye göre, çeşme H 977 yılında yaptırılmıştır. Mimari tarzı klasik üsluptadır. Çeşmenin yapımında muntazam yontu taş malzeme kullanılmıştır.
Çeşmenin ön kısmında bulunan dikdörtgen yalak ızgara ile kapatılmıştır. En son yapılan restorasyon çalışmalarında: çeşmenin bitişiğinde yapılan kazı çalışmaları sonucu, dikdörtgen formlu birbirine bitişik üç adet yalak ortaya çıkarılmış ve bitişiğinde oval ağızlı bir kuyu bulunmuştur.
Kuyunun ağzı betonarme bir kapakla kapatılmıştır. Kuyu kapağının 1962 yılında yapıldığı yazılıdır. Bu tarihi 3 yalak ve oval su kuyusu cam çerçeve içine alınarak korumaya alınmıştır.
ASMAN KALESİ
Yeşilyurt kasabasındadır. Burayı görmek isterseniz, Ovacık yaylasından yaklaşık 1 saatlik bir tırmanış ile ulaşabilirsiniz. Kaleye çıkan yolda, bolca meşe ağaçları bulunuyor.
Bölgede bulunan Karacadağ, korunaklı ve uygun yapısı nedeniyle, tarih boyunca bir çok stratejik yerine kale yapılmıştır. Asman kalesi: 1650 metre yükseklikte ve Ovacık yaylasının girişinde hakim bir noktadadır. Muhtemelen Geç Hitit ve Bizans döneminde kullanılmıştır.
Kaleden günümüze: güney, kuzey ve batı duvarlarının yaklaşık 200 metrelik bölümü sağlam olarak gelmiştir. Ayrıca giriş kapısı da nispeten sağlamdır. Kale içinde ise yerleşim izlerinin kalıntıları görülebilir. Kalenin doğu tarafı ise: 30-40 metrelik doğal kaya duvarlarından ve sarp yamaçtan oluşur.
MEYİL GÖLÜ
İlçe merkezinin 35 km kuzeybatısındadır. Karapınar ovasındadır.
Dairevi biçimdeki gölün uzun ekseni 650 metredir. Obruk yamacının kuzey bölümü daha dik ve yüksektir. Güney yamacı ise daha az eğimli ve alçaktır. Obruk içinde, göl kıyısına inen yol, daha az eğimli olan güney yamaçtadır.
Maksimum derinliği 40 metre olan gölün su rezervi oldukça fazladır. Buradan yaklaşık 20 metre yukarıya su basılarak sulama suyu temin edilir. Çünkü gölün suyu tatlıdır. Zaten bu yüzden gölde çeşitli canlılar da (balık, su yılanı, kurbağa gibi) yaşamaktadır. Derinliği 40 metredir.
Konya Karapınar Acı göl
ACI GÖL
Meke gölünün kuzeydoğusunda Karapınar-Ereğli kara yolunun 8’nci kilometresindedir.
Volkanik patlamalar sonucu oluşan çukurda meydana gelmiştir. Karacadağ’ın güneydoğu kenarındadır. Gölün çevresi dik yamaçlarla ve volkanik küllerle kaplıdır. Göl kıyıları bu yüzden oldukça diktir.
Gölün derinliği 300 metreyi geçmektedir. Derinliği bakımından dünyada 3’ncü sırada olduğu söyleniyor. Göl daire şeklindedir. Deniz seviyesinden 70 metre daha aşağıdadır.
Göl suyu acı ve tuzludur, çünkü içeriğinde magnezyum sülfat vardır. Bu yüzden, göl suyunda canlı yaşamaz. Zaten göl ismini, suyunun acı olmasından almıştır. Suyun içindeki minerallerin; insan vücudunda kaşıntı, sivilce, yara ve benzeri rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor.
Acıgölle ilgili anlatılan bir efsane ile tanıtımı bitireyim: “Çok eski zamanlarda bir derviş acı gölün bulunduğu yere gelir. Ancak o dönemde acı göl yoktur, burada büyük bir dağ ve bu dağın eteklerinde küçük bir göl vardır.
Derviş, köylülerden ekmek ister, ancak hangi kapıyı çaldı ise ekmek verilmez, kovulur. Sadece iki çocuklu bir gelin, kendisine gizlice ekmek verir ve onu ağırlar, ibadet etmesi için yer ayarlar. Derviş bu geline şöyle der “kızım şimdi burayı terk et ve her ne sebeple olursa olsun arkana bakma” Bunun üzerine gelin iki çocuğunu sırtına alır ve hızlıca köyden uzaklaşır.
Ancak köyün bulunduğu yerden büyük bir gürültü gelince merak eder, arkasına döner bakar ve o anda, bulunduğu yerde taşlaşır. Evet, bu efsane ile ilgili kaya halen gölün kıyısında durmaktadır. Elbette bazı okurlar bu efsanenin oldukça tanıdık geldiğini söyleyeceklerdir, çünkü benzer efsaneler birçok yerde anlatılmaktadır.
Bitirmeden, acı göl ile ilgili bir söylenti daha var. Söylenenlere göre “Acı göl ile Akdeniz arasında bağlantı vardır ve bu yüzden Acı gölde, suyun seviyesi her zaman aynı kalır, hiç azalmaz veya artmaz.”
Bu satırları okuyanlar, sanırım bu göle yüzmek için girmeye cesaret edemeyeceklerdir, çünkü gölün dibinin olmadığı, yüzmek için girenleri içine çektiği gibi şeyler de söylenmektedir ama bence inanmayın, sadece tedbirli olun, kıyıdan fazla açılmayın, unutmayın ki, dünyanın en güzel doğal mekanlarından olan Burdur Salda gölü de aynı efsanelere yani dibinin olmadığına, dibinden Akdeniz’e bağlı olduğuna dair söylentiler olsa da, insanlar kıyıdan fazla açılmamak şartıyla her yıl Salda gölüne binler, hatta on binlerce insan yüzmek için girmektedir, burası da aynı, efsaneler elbette var ve var olacaktır, kıyıdan açılmadan yüzmenin tadını çıkarın.
Konya Karapınar Çıralı Göl
ÇIRALI GÖL
İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır.
Buranın en büyük özelliği: birbirlerine koridorlarla bağlı yeraltı mağara ve şehirlerinin girişindeki göl manzarasıdır. Bu manzara özellikle yerli ve yabancı turistlerin, fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekmektedir.
Bu mağaralarda Roma dönemine ait çeşitli kalıntılar bulunmuştur. Deniz seviyesinin 80 metre altındadır. Gölün ağız genişliği 375 metredir. Ortalama derinliği ise 35 metredir. Bu gölün kıyısında kamp kurup yüzmek mümkündür.
MEKE GÖLÜ/TUZLASI
Meke gölü ile ilgili ayrıntılı gezi yazımı, yine bu sitede bulabilirsiniz.
AKÖREN OYMALI YERALTI ŞEHRİ
MS 8 ve 10’ncu yüzyıllar arasında, bölgede yaşayanlar, Arap akınlarından korunmak için Karacadağ vadilerinde yeraltı şehirleri yapmışlardır.
Savunma amaçlı yapılan bu yeraltı şehirlerinde: kilise, sarnıç, zindanlar, odalar, galeriler ve hava bacaları bulunmaktadır. Galerilerin geneli, sadece bir insanın geçebileceği büyüklüktedir. Şehirler ise, zaman içinde odalar eklenerek büyütülmüştür.
Oda tavanlarındaki basıncı azaltmak için, tonozlu sistem uygulanmıştır. Bazı galeriler kuyu tipindedir. Yanlarda ayak koymak için kertikler açılmıştır. Burada: çocukları ve eşyaları indirmek için, makara sistemi kurulmuş ve böylece dünyanın ilk asansörü oluşturulmuştur.
Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için Beyşehir