Kastamonu

Kastamonu

Bu güzel şehrimizin tarihi ve turistik özellikleri, yoğun değil. Ben bir kaç kez gittim ve bu güzel şehri gördüm.

kastamonu.genel.12
Kastamonu

ULAŞIM

Kastamonu-Ankara arası uzaklık: 245 km. Kastamonu-Zonguldak arası uzaklık: 271 km. Kastamonu-Bolu arası uzaklık: 246 km. Kastamonu-Sinop arası uzaklık: 189 km. Kastamonu-İstanbul arası uzaklık: 508 k m. Kastamonu-İzmir arası uzaklık: 824 km. ve Kastamonu-Samsun arası uzaklık: 310 km. dir.

Hava ve  demiryolu ulaşımı bulunmuyor.

kastamonu.atatürk.şapka.1
Kastamonu

TARİHİ

Şehrin bilinen tarihi: Hititlere kadar uzanır. MÖ. 4’ncü yüzyılda: Persler görülür. Daha sonra Büyük İskender ve sonra Pontus krallığı. MÖ.1’nci yüzyılda Romalılar ve 395 yılında ise Bizans.

Bölgede, Türkler: ilk defa: Danişmentliler zamanında görülür. Ahmet Gazinin oğlu Gümüş Tekin devrinde, 1105 yılında, Danişmentlilerin idaresi altına giren bölge, yaklaşık yüz yıl, bu şekilde yönetilir. 1213 yılında, Anadolu Selçukluları, bölgeyi ele geçirir.

1460 yılında, bölge Osmanlı idaresine girer. Bu dönemde: bölge, önemli bir ilim ve kültür merkezi olarak dikkati çekiyor. Bir çok bilim adamı yetişir.

Şehir: milli mücadelede, lojistik destek açısından en güvenilir bölge olması nedeniyle, büyük yararlar sağlamıştır. Özellikle: Ankara’ya: İnebolu-Kastamonu yolundan: yiyecek, giyecek, para, cephane ve silah taşınmıştır.

kastamonu.kale.1
Kastamonu

GENEL

Kastamonu, tarihi ipek yolu üzerinde bulunmaktadır. Çeşitli malların alınıp-satıldığı ve ticaretle uğraşanların konaklayabilmeleri için yapılan hanlar, günümüzde de faaliyetlerine devam etmektedirler.

Şehirde: serin, yarı karasal iklim türü hüküm sürer. Kışları soğuk ve yazları ise ılıktır.

İstiklal Savaşında, toprakları işgal edilmemesine rağmen en çok şehit veren bir yöremiz. Çanakkale Savaşındaki, 253.000 şehitten, 93.000 şehit, Kastamonulu imiş. Özellikle: Ankaralılar için, bir şey hatırlatmak istiyorum. Ulus’ta bulunan Atatürk Anıtının çevresinde, mermi taşıyan kadın heykeli, Kastamonulu Şerife Bacı.

kastamonu.üniversite.1
Kastamonu Üniversitesi

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

Kastamonu Üniversitesi: 2006 tarihinde kurulmuş olup, 3 fakülte, 5 yüksek okuldan oluşmaktadır. Fakülteler: Fen-Edebiyat, Eğitim ve Orman Fakülteleridir. Toplam: 7147 öğrenci bulunmakta olup, 180 akademik personel görev yapıyor.

Üniversitenin ana kampüsü: Daday yolu, 3. km. de bulunan, Kuzeykent kampüsüdür.

kastamonu.atatürk.şapkalı.1
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

ATATÜRK VE KASTAMONU

Atatürk, 23 Ağustos 1925 tarihinde, Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı seyahatlerde, şapkayı halka göstererek, giysi devriminin ilk işaretini verdi. Yani: 25 Kasım 1925 tarihinde, 671 sayılı şapka kanunu çıkmadan önce: vatandaşlar şapka giymişler ve bu yenilik, medeni kıyafetin bir parçası olarak, halk arasında iyi karşılanmıştı. Bundan sonra: cübbe ve sarık giymek yasaklandı.

kastamonu.alışveriş.sofra bezi.1
Kastamonu Sofra Bezi

ALIŞVERİŞ

SOFRA BEZİ

Düz beyaz patiska bez üzerine, ıhlamur ağacı üzerine elle oyma veya kabartma olarak yapılmış bitkisel, geometrik, motif işli, değişik boyutlardaki ahşap kalıpların, özel hazırlanmış tek renkli boyaya batırılarak, basılması suretiyle meydana getiriliyor.

Beyaz bez üzerindeki siyah olarak meydana getirilmiş olan “sini bezi”, sofra örtüsü, masa örtüsü, kadın baş örtüsü olarak kullanılıyor. Son yıllarda, Kastamonu nun en sevilen hediyelik eşyası olan sini bezine, değişik uyarlamalar yapılarak, etek, perde, örtü olarak kullanıldığı görülüyor.

FANİLACILIK

Fanila, Kastamonu yöresel el dokuma sanatlarından biridir. Geçmişi hakkında bilinen en önemli bilgi, Kurtuluş Savaşı sırasında, ordunun i giyim eşyasının Kastamonu fanilalarından karşılandığıdır. Geçmişte, yalnızca iç giyim olarak kullanılan fanilalar, günümüzde hem iç giyim, hem de dış giyim olarak kullanılıyor.

Kastamonu fanilasının en önemli özelliği: tamamen pamuk iplikten üretilmesidir. Bu sayede, fanila,  dört mevsim giyilebilme özelliği kazanır. Kışın vücudu sıcak tutmasından, yazın ise ter emme özelliğinden dolayı, tercih edilmektedir. Dikiş ve dantelleri, ev hanımları tarafından yapılır.

kastamonu.yemek.1
Kastamonu

NE YENİR

Yapılan derleme çalışmalarında, Kastamonu da, 812 çeşit yemek tespit edilmiştir. Bu yemeklerden yaklaşık 500 adedinin, Anadolu’nun diğer yörelerinde bilinmediği ortaya çıkmıştır.

Kastamonu elması, üryani eriği, Tosya’nın üzümü, İnebolu’nun kestanesi, kirazı, Azdavay’ın armudu, Araç’ın ceviz ve kızılcığı, Taşköprü’nün eriği, sarımsağı, keten-keneviri, Tosya’nın pirinci meşhurdur.

ETLİ EKMEK

Saç üstünde pişirilir. Patatesli, mantarlı, yoğurtlu, cevizli, ıspanaklı gibi çeşitleri yaygın olarak yapılıyor.

BANDUMA

Hindi eti ile yapılan bir çeşit börek.

MIKLAMA

Ispanaklı, etli, patatesli, mantarlı, çökelekli olarak yapılır.

ÇEKME HELVA

Bir çeşit helva.

kastamonu.kale.3
Kastamonu

GEZİLECEK YERLER

kastamonu.arkeoloji müzesi.1
Kastamonu Arkeoloji Müzesi

ARKEOLOJİ MÜZESİ

Cumhuriyet caddesinde. Müzenin bulunduğu bina: 1914-1917 yılları arasında yaptırılmıştır. Batı Karadeniz bölgesinin: milli sanat ve kültür kalıntılarının toplandığı bir müzedir.

Mimarı: Kemalettin Bey. Bina: tarihi süreç içinde: İttihat ve Terakki Cemiyeti, Türk Ocağı, Parti Binası, İkinci İstiklal Mahkemesi binası olarak kullanılmış.

1925 yılında: Atatürk, Kastamonu şehrini ziyaretinde, tarihi “Şapka ve Kıyafet Devrimi” ile ilgili nutkunu, burada vermiş.

Evet, bu müzede: günümüzde: Kastamonu ve çevresinden toplanan: buluntular, kazı ve satın alma yolu  ile ele geçen arkeolojik eserler sergileniyor. Bunlar: Roma, Bizans, Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı dönemlerine ait.

Lahit: Roma lahdinin ön cephesinde: iki çelenk, ortasında boğa başı, üstünde savaşçı Dioscur var. Arka cephesinde, iki çelenk Medusa başı, çelenk üstünde aslan ve kartal kabartmaları var.

Satyr: Roma devrine ait mermerden çıplak erkek heykelidir. Kaide üzerinde duruyor. Sol omzunda, sağ omzuna  doğru sarılan dağarcığı eli ile tutuyor.

Kadın Heykelciği: Helenistik döneme ait, pişmiş toprak heykelcik, tahtına oturmuş vaziyette sağ eliyle saçını tutuyor. Başında: tacı var. Sağ elinin altında, aslan duruyor. Elbise kıvrımları, son derece doğal olarak şekillendirilmiş.

Lahit: Sert beyaz mermerden yapılmış, Roma dönemine aittir. Kapak ve kutu demir bir mengene ile, bir arada  tutuluyor. Kapak yüksek bir çatı görünümünde. Köşelerinde akroterler var. Ön cephede, yarım çelenk, çelengin üzerinde bir çiçek, sağda yarım bir çelenk, üzerinde bir baş, ortada kitabe var.

kastamonu.liva paşa konağı.1
Kastamonu Liva Paşa Konağı-Etnoğrafya Müzesi

LİVA PAŞA KONAĞI. ETNOĞRAFYA MÜZESİ

1879-1881 yılları arasında: Mirliva Sadık Paşa tarafından, özel konut olarak yaptırılmıştır. 1978 yılında ise, Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmış ve restorasyonu yapılarak, 1997 yılında hizmete açılmıştır.

Zemin katta: yanlardan çıkan merdivenlerin ulaştığı iki sütunlu portiklerin meydana getirdiği sahanlıktan sonra, binaya çift kanatlı, iki kapıdan giriliyor. Bu katta: ön ve arka cephelerde: demir işi kafesler ile emniyet sağlanmıştır. Çevre duvarı, kesme taş ile çevrelenmiştir.

İç bölme duvarları, ahşap bağdadi olarak yapılmış, diğer katlarda ahşap karkas tekniğiyle inşa edilmiştir. Zemin kattaki anıtsal girişin üzerinde, birinci ve ikinci katlarda, orta cephelerde çıkma yapılmış ve simetrik düzenlenmiştir. Bu çıkma bölümleri, alttan payandalarla desteklenmiştir.

Orta Katta: Kastamonu el sanatlarını yansıtan: ahşap eserler, dokumacılık, baskıcılık, kunduracılık, semer-koşum, urgancılık, bakırcılık sanatlarının icrası; odalarda seksiyonlar halinde yansıtılıyor.

Üst Katta: Müze ev olarak, gelin yatak odası, oturma odası, baş oda, günlük oda, misafir odası olarak düzenlenmiş. Üst kat salonlarında: Etnoğrafik eserler sergileniyor.

75.YIL.CUMHURİYET EVİ

Özel mülkiyetten satın alınmış ve bakım ve onarımı yapılarak, Kastamonu Valiliği tarafından, 1998 günü hizmete açılmıştır.

Binanın içi: mahalli malzemelerle döşenmiş, bağış yolu ile elde edilen Etnoğrafik malzemeler sergilenmektedir. Ayrıca: Atatürk’ün Kastamonu gezisi, Şapka ve Kıyafet Devrimine ait fotoğraflar ile objeler sergileniyor. Müze ev olarak, tanıtım hizmetlerinde kullanılıyor.

kastamonu.el sanatları çarşısı.1
Kastamonu Münire Medresesi El Sanatları Çarşısı

MÜNİRE MEDRESESİ EL SANATLARI ÇARŞISI

Kesme ve moloz taşlardan, 1746 yılında, yaptırılmıştır. Bina: uzun yıllar, Vakıflar öğrenci yurdu olarak kullanılmış ve 1999 yılında boşaltılınca, İl Özel İdare Müdürlüğüne tahsis edilmiştir.

Yapıda: 25 oda ve odaların önünde revaklar var. Burası, daha sonraki süreçte: Kastamonu Valiliği tarafından, turizm amaçlı el sanatları çarşısına dönüştürülmüş. Her odada: mahalli el sanatı ustaları, ürünlerini yapıyor ve pazarlıyorlar.

kastamonu.kale.2
Kastamonu Kalesi

KASTAMONU KALESİ

Kale: 12.yüzyılda, Bizans döneminde, tabii kayalık bir arazi üzerine; 112 metre yükseklikteki, tepe üzerine kurulmuştur. Dış sur duvarlarından, günümüze yalnızca bir kule parçası kalmıştır.

İç kale sağlamdır. Bugünkü şekli: Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı dönemlerindeki onarımlar sonucudur.

Kalenin uzunluğu: 155 metre, genişliği ise 30-50 metredir. Basık kemerli kapıları, sivri kemer şeklindeki geçit tonozları, Orta Çağ Türk mimarisinin özelliklerini taşır.

Doğu, kuzey, güney yönündeki kuleler, burçlar ve sur duvarları, günümüze kadar gelmiştir.

Kastamonu kalesi ile ilgili olarak bir efsane, günümüze kadar ulaşmıştır. Belki ilginizi çeker. Efsane şöyle:

“ Kastamonu Tekfurunun kızı Moni: kaleyi kuşatan Türk askerlerinin komutanını, kalenin burçlarından görür görmez aşık olur. Aşkını: dadısı aracılığı ile, komutana haber göndererek bildirir. Komutan: Mina’nın aşkına karşılık verir. Bunun üzerine: Mina, kalenin anahtarlarını, Türk komutana verir.

Günlerce süren kuşatmaya rağmen kalenin alınamaması ve ancak, sonunda Türk askerlerinin kale kapısından rahatça içeri girmeleri üzerine; Tekfur, araştırır ve kalenin anahtarının kızı tarafından, Türklere verildiğini öğrenir. Bunun üzerine: kızı Mina’yı, kale surlarından aşağıya attırır.

Bunun üzerine: Türkler tarafından “Kastın neydi Moniye” denir. Bu söz; zaman içinde, değişerek “Kastamonu” ya dönüşür.

kastamonu.şerife bacı anıtı.1
Kastamonu Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı

ATATÜRK VE ŞEHİT ŞERİFE BACI ANITI

Kurtuluş Savaşı sırasında, Kastamonulu kadınların fedakarlıkları: Şehit Şerife Bacı da sembolleşmiştir. Bu büyük anıt: Türkiye Cumhuriyetinin unsurları Atatürk ve figürlerle ifade edilmektedir. Cumhuriyet meydanında bulunuyor.

Heykeltıraş Tankut Öktem tarafından; 1990 yılında yapılmıştır.

ATATÜRK ANITI

Kışla parkında bulunan anıt: Kastamonu Valiliği tarafından yaptırılmıştır. 1982 yılında tamamlanan anıt, Şapka ve Kıyafet Devriminin, 75. yıl dönümünde, 1982 yılında açılmıştır.

kastamonu.saat kulesi.1
Kastamonu Saat Kulesi

SAAT KULESİ

Hükümet konağının arka tarafındaki tepede, 1885 yılında yaptırılmıştır. Ancak: yeniden yaptırılma değil, İstanbul-Sarayburnu’ndan sökülerek, buraya getirilmiş ve aynı şekilde inşa edilmiştir. Bu özelliği nedeniyle: sürgün saat olarak da bilinir.

Rivayete göre: İstanbul-Sarayburnu’nda bulunan saat: yerli-yersiz çaldığı bir gece yarısında, Padişahın gözde cariyesinin çocuğunu düşürmesine sebep olur. Tam o sırada, Kastamonu’dan gelen saat talebi üzerine, bu saat yerinden sökülerek, Kastamonu’ya gönderilir. Ülkemizde, diğer birçok şehirde olduğu gibi, Sultan II. Abdülhamit zamanında yaptırılmıştır.

Kare bir kaide üzerinde, 12 metre yüksekliğindedir. Açık sarı ve açık yeşil renkte, kesme taştan yapılmıştır. Yuvarlak kemerli bir kapı ile içine girilen kule, içten iki katlıdır. Dört yöne de yuvarlak ve geniş pencereler açılmıştır. Katlar arası,  dışarıya taşkın silmelerle belirlenmiştir.

Kulenin ikinci katında bulunan saatin malzemeleri ve onun üzerinde de çanı var. Kulenin üzeri, piramidal bir külahla örtülmüş. Bu tür saatlerin hepsinin, bir emini vardır. Saat emini denilen bu kişiler, saatin ve saat kulesinin bakımı ve korumasını  yaparlar, periyodik aralar ile de saatin zembereğini kurarlar. 

Evet, bu saat kulesi, uzun yıllar bakımsız ve metruk bir vaziyette kalmış ve 2002 yılında, Belediyenin katkıları ile tamir edilmiş, çevre düzenlemesi yapılmış.

Saat: günümüzde halen çalışıyor. Saatin sesi ise, gürültüsüz ortamlarda, rahatlıkla işitiliyor.

kastamonu.ev kaya mezarları.1
Kastamonu Ev Kaya Mezarı

EV KAYA MEZARI

Kastamonu’da, en eski kaya mezardır. Endüstri Meslek Lisesi yanında, tabii kaya bloku üzerindeki, 45 derece meyilli tabandan, 8 metre yükseklikte oyulmuştur.

Mezarda: üç giriş yeri ile, üç mezar odası var. MÖ.7’nci yüzyıl başlarında: Paflagonyalılar tarafından yapıldığı sanılıyor.

Alanda: üçü anıtsal olmak üzere, toplam 8 adet kaya mezarı var. Anıtsal mezarların ikisinin içindeki mezar odalarında: ikişer adet ölü sediri bulunuyor.

Alana ismini veren Ev Kaya Mezarı: sütunlu ön cephesi ve alınlığındaki “Hayvanlar Hakimesi Tanrıça” betimlemesi ile, oldukça ilgi çekiyor.

Mezarlar: MÖ.7’nci yüzyıl başlarında, Frig kültürü etkisi altında, bir kaya mezarından çok, açık hava kutsal tapınım alanı olarak yapılmış.

İSMAİL BEY HANI (KURŞUNLU HAN)

İl merkezinde, Nasrullah meydanındadır. 1460 yılında, Candaroğlu İsmail Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapı: kare planlıdır. Alt katında: 14 oda, ahır ve üst katında ise: 29 oda var. Kesme ve moloz taşlardan inşa edilmiş.

AŞIR EFENDİ HANI

Urgan hanı da denilmektedir. Nasrullah meydanındadır. 1748 yılında, Aşır Efendi tarafından tamamlattırılmıştır. Alt kattaki odalar: o zamanlar, ahır olarak kullanılmış. Doğu girişinin sağ ve solundaki merdivenlerle çıkılan üst katta: 29  oda var. Bu handa: halen ticari yaşantı sürdürülmektedir.

HÜKÜMET KONAĞI

1902 yılında, ulusal mimari akımının kurucusu Mimar Vedat Tek tarafından yapılmıştır. Zemin üstünde: iki kat olarak yapılan bina, stil açısından, batı klasiszmi ile,  dış duvar süslemeleri ve pencere şekillerindeki Osmanlı oryantalizminin bir birlikteliğini yansıtmaktadır.

Evet, bu yapı, 102 yıl, hem işlevini yitirmeden ve hem de herhangi bir restorasyon geçirmeden günümüze kadar varlığını sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedir.

Taşköprü tanıtımı.

Hanönü tanıtımı.

Tosya tanıtımı.

 

Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

Muhteşem güzel bir yer, tam bir doğal cennet ama öte yandan tarih meraklıları için, Kınık bölgesindeki antik şehir kalıntıları ilgi çekiyor. Öyle ki, burada, 100 yıldır kazılan, Hitit başkenti Hattuşaş’da bulunandan daha fazla madeni kap bulunmuştur.

Bence, buralardan geçerseniz, Devrekani için mutlaka zaman ayırın ve tarih meraklıları, mutlaka gidin “Kınık” antik kenti kalıntılarını görün. Çünkü, bir zamanlar burada büyük bir yerleşim yeri bulunduğu kesin, hatta yerin üstü yanında, yer altında da büyük bir şehir kurulmuş, ama henüz bu kalıntılar tam olarak kazılmamış, ileri tarihlerde tam olarak kazıldığında nelerin ortaya çıkacağı meçhul ama büyük bir kültürün kalıntılarının bulunacağı kesin.

Kastamonu Devrekani

ULAŞIM

Devrekani ile bağlı bulunduğu il merkezi Kastamonu arasında, 1200 metre yükseklikte “Oyrak geçidi” bulunmaktadır. Ayrıca, 1985 metre yükseklikteki “Yaralıgöz” geçidi de bulunuyor.

Devrekani il merkezi Kastamonu şehrine, 30 km. uzaklıktadır. Devrekani, Seydiler ilçesine, 12 km. uzaklıktadır. Devrekani-Küre arasındaki uzaklık: 42 km. Devrekani-İnebolu arasındaki uzaklık: 73 km. Devrekani-Bozkurt arasındaki uzaklık: 66 km. Devrekani-Çatalzeytin arasındaki uzaklık: 71 km. Devrekani-Taşköprü arasındaki uzaklık: 71 km.

Kastamonu Devrekani

TARİHİ

Devrekani isminin kaynağı hakkında söylenenler şöyledir: “ İsfendiyar oğulları zamanında, burada, geçici konaklama için bir “Han” yapılmış ve burası “Devlethanı” olarak isimlendirilmiştir. Devlethanı kelimesi, zamanla “Devrekani” olarak günümüze ulaşmıştır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: şapka devrimi sırasında, 1925 yılında bölgeye geldiğinde, bu ilçede de 28 Ağustos tarihinde misafir olmuş ve bu günün anısına, her yıl, 28 Ağustos tarihi, “Kültür ve Sanat Haftası” olarak şenliklerle kutlanmaktadır.

İlçe: 1944 yılında, ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Kastamonu Devrekani

GENEL

Batı Karadeniz bölgesindedir. Denizden yükseklik 1050 metredir. İlçe merkezinin bulunduğu bölüm kayalık olması nedeniyle, deprem riski yok denilecek kadar azdır.

Devrekani çayı, yörenin en önemli akarsuyudur. İlçenin kuzeyinde, İsfendiyar yani Küre dağları bulunmaktadır. Buralardaki yükseltiler, yer yer: 1250 metrenin üstüne çıkmaktadır. Yani, coğrafi yönden dağlık ve ormanlık bir yapı hakimdir.

Yöre insanının ekonomik etkinliklerinin başında, hayvancılık gelmektedir. Tarımsal faaliyetlerin temelinde ise, şeker pancarı, patates ve yem bitkileri gelmektedir.

Bölgede: kıyıdan itibaren İsfendiyar dağlarının yükselmesi nedeniyle, karasal iklim görülür ve buna bağlı olarak: yazları sıcak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Özellikle, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksektir.

Son bir konu, yörede kurulan ve çevrenin yoğun talebi bulunan “Pazar” dır. Pazar günleri kurulan bu Pazar, çevre il ve ilçelerden gelenler tarafından çok tercih edilir ve ilçenin hareketlenmesine sebep olur. Ayrıca: Fatih Sultan Mehmet’in annesinin gelin olduğu Çayırcık Mahallesinde, her yıl “Fetih Şöleni” düzenlenmektedir.

KONAKLAMA

Devrekani Öğretmenevi Kurtşeyh Mahallesi.     Reşadiye Cad.     366-6382411

NE SATIN ALINIR

Yörede, buraya has “Devrekani bezi” dokunmaktadır. Bunu beğenirseniz, satın alabilirsiniz. Özellikle, masa örtüsü olarak kullanılıyor.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buralara yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, önerim: etli ekmek, banduma ve cırık olabilir. Etli ekmek: dana kıyması, kuru soğan, nane, maydanoz, kara biber, kimyon ve diğer baharatlar, un ve sıvı yağ kullanılarak yapılan bir tür pide denilebilir.

Banduma ise: haşlanmış hindi suyu, yufka ekmeği, ceviz içi, tereyağı ve hindi eti kullanılarak yapılır.Cırık yani sıkma ise, bir tür hamur işi tatlıdır.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ İSMAİL BEY CAMİSİ

İlçe merkezinde, İsmailbey mahallesindedir. 1231 yılında, İsmail bey isimli bir şahıs tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir, çünkü kitabesi yoktur. Minaresi, tuğladandır. Cami, günümüzde ibadete açıktır.

ÇAYIRCIK CAMİSİ

İlçe merkezinin 1 km. batısındaki, Çayırcak mahallesindedir. Kitabesine göre: 1455 yılında, Candaroğullarından İsmail bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde ibadete açıktır.

FATMA HATUN TÜRBESİ

Devrekani yöresinde, Candaroğullarına ait bir mermer lahit mezar bulunmaktadır. Merkeze bağlı Sazyaka köyündeki bu lahidin boyu: 1.40 metre, yüksekliği: 0.60 metredir. Baş kısmında bir yazıt bulunmakta olup, bu yazıtta: Teoman Ece kızı Fatma Hatun’un 1448 yılında öldüğü ve burada yattığı yazılıdır.

Kastamonu Devrekani

ASLAN HEYKELİ

Çayırcık mahallesinde, Roma dönemine aittir. Ancak, daha önceki dönemlere de ait olabileceği değerlendirilmektedir. Aslan: kralın asilliğini göstermektedir. Dolayısı ile, Çayırcık mevkiinde bulunan bu aslan heykeli, eski dönemlerde buranın önemli bir yerleşim alanı olduğunu kanıtlamaktadır.

BEYLER BARAJI-FOSİL 

Burası, ülkemizde dinozor fosilinin ilk defa bulunduğu yer olarak önem kazanmaktadır. Evet, 1999 yılı Ağustos ayında, Beyler Barajı çevresinde, günümüzden 65-70 milyon yıl öncesine ait ve denizlerin dinazoru olarak bilinen bir fosil kalıntısı bulunmuştur.

Bu fosil, Türkiye ve Batı Asya bölgesinde bulunan ilk fosil keşfidir. Aynı tür fosil kalıntıları daha önceki yıllarda: Amerika, Hollanda, Belçika, Polonya ve Bulgaristan yörelerinde bulunmuştur.

Fosil kalıntısı, yaklaşık 17.5 metre uzunluğundadır. Kafa bölgesinin uzunluğu ise, yaklaşık 1.5 metredir. Alt çene uzunluğu: 70 cm. dir ve çenede, 10-12 cm. uzunluğunda kesici ve parçalayıcı dişler bulunmaktadır.

BELOVACIK KÖYÜ

İlçe merkezine 17 km. uzaklıktadır.
Burada, bir gölet var ve gölette: Renkli akvaryum balıkları bulunuyor ve yetiştiriliyor. Bu renkli balıklar, bir süre önce bu sulama göletine bırakılmışlar ve zamanla çoğalmışlardır.
Gerçekten ilginç, bu gölette bulunan renkli balıklar, çevreden gelenler tarafından ziyaret ediliyor.

KURTŞEYH TÜRBESİ

İlçe merkezinde, Kurtbey mahallesinde, Tekke sokaktadır. Yapının, kitabesinde, 1028 yılında yapıldığı yazılıdır.

ALAMAN DAĞI

İlçe merkezine 7 km. uzaklıkta, Bozkocatepe-Kurukavak köyleri sınırları içindedir. Burası, güzel bir mesire yeri olarak günübirlik ziyaretçiler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir. Ancak, gerekli piknik ve konaklama alt yapısı bulunmamaktadır.

Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

            

ANTİK HİTİT ŞEHRİ

Kınık köyündedir.
Burada, 1994 yılında başlayan arkeolojik kazılarda, birçok antik dönem eseri gün ışığına çıkarılmıştır. Hatta, yapılan araştırmalarda, burada bir yer altı ve bir de yer üstü şehri bulunmuştur. Aslında, burası tesadüfen bulunmuştur. Şöyle ki: burada yapılacak bir baraj için yapılan hafriyat çalışmaları sırasında, bir dozer operatörü tarafından, bir grup Hitit madeni kabı bulunur.

Dozer operatörü: bu eserleri uzun süre kendisiyle birlikte bulundurmuş ve daha sonra Kastamonu Arkeoloji Müzesine teslim etmiştir.

Aynı yıl, Prof. Aykut Çınaroğlu, Kastamonu Müzesinde bu eserleri görür ve yazdığı makale ile, bu eserler hakkında, bütün dünyaya bildirimde bulunur.

Hitit başkenti olan Boğazköy-Hattuşa bölgesinde bile, bu kadar çok sayıda madeni kap bulunmaması ilgi çekmiştir.

Dolayısı ile, bu kadar çok madeni kabın bulunduğu buranın derhal arkeolojik araştırmaya alınması düşünülmüştür. Böylece 1994 yılında resmi arkeolojik kazı çalışmalarına başlanmıştır.

Araştırmalarda: bölgede, günümüzden 4500 yıl öncesinde yerleşim bulunduğu öğrenilmiştir. Bu yerleşim ana kaya üzerine kurulmuş ve burada, taş duvarlarla çevrili, birçok odası bulunan küçük mekanlar oluşturulduğu görülmüştür. Ayrıca, yine çok sayıda fırın kalıntısına rastlanır.

Burada yaşayan halk, yakın çevreden ve büyük olasılıkla “Küre” bakır yataklarından elde ettikleri hammaddeleri bu metal eritme fırınlarda eriterek kullanmışlardır. Ayrıca, yine ortaya çıkan besi hayvanı kemik kalıntıları ve orak gibi kalıntılardan, burada tarım ve hayvancılık yapıldığı anlaşılmıştır.

Tüm bunların yanında, dokumacılık da önem kazanmıştır. Çok sayıda dokuma tezgahı ağırlıkları, ip eğirmede kullanılan edevat bulunmuştur. Yani, yöredeki dokumacılığın günümüzden 4500 yıl öncesine kadar uzandığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca, yine aynı yerde, bir anıtsal binanın temellerine ulaşılmıştır ki, bu yapının Hitit Beylerini saraylarına benzerliği dikkat çekicidir. Bu yapının: doğu yönündeki dış duvarı, 3 metre yüksekliğindedir.

Uzunluk 65 metre, kalınlık ise, 2.5 metredir. Yapının, günümüze kadar olan süreçte, yalnızca 6 odası gün yüzüne çıkarılmıştır. Yapının tamamı kazılıp ortaya çıkarıldığında, esas işlevinin anlaşılacağı değerlendirilmektedir.

Yazının başında belirttiğim gibi, burada, Hitit dönemine ait çok sayıda madeni kap bulunması ilgi çekmektedir. Çünkü, günümüze kadar, Hitit dönemi bakır kaplarının büyük bölümü, illegal yollardan bulunmuş ve yine birçoğu yurt dışına kaçırılmıştır.

Bu madeni kaplar: değerli metallerden yapılıyordu ve Hitit dini metinlerinde söz edildiği gibi, yalnızca kutsal mekanlara ve de kralların gömüldüğü taş evlere konuluyordu.

Evet, bölgedeki kazılarda bulunan diğer kalıntılar şunlardır: boğa başlı kutsal içki kapları, üzerinde hiyeroglif yazılar bulunan bantlı çanak, boğa başları ile süslü kap ayaklığı, çok sayıda maşrapa.

Özellikle birçok kalıntıda boğa başı bulunması, Hitit baş tanrısı Fırtına Tanrısı Teşupun hayvanının “boğa” olması ile özdeştirilir. Buna bağlı olarak, dini törenlerde, Fırtına Tanrısına, boğa başlı kaplarla sunular sunulurdu. Çanak ise, yine üzerindeki yazı ve resimler nedeniyle, Hitit döneminden günümüze kalan, tek eserdir.

Bu çanak üzerindeki yazıda “Taprammi” ismi geçer ve bu şahıs: Boğazköy-Hattuşaş belgelerine göre, MÖ. 13’ncü yüzyılda, Hitit kralı IV. Tuthalia zamanında yaşamış bir önemli saray görevlisidir.

Çanak üzerindeki yazıt, Kastamonu yöresinde bulunan en eski yazıt özelliği taşımaktadır. Çanak üzerindeki resimlerde ise, av sahneleri resmedilmiştir. Sonuç olarak, bu çanağın: saray görevlisi Taprammi tarafından, Fırtına Tanrısı Teşup’a sunulan bir adak kabı olarak değerlendirilmektedir.

Araştırmalarda, Hitit dönemi devamında, bölgede Frig egemenliğinin kurulduğu anlaşılmıştır. Frig dönemine ait, özellikle 3 bin yıllık dokuma tezgahı malzemeleri, bir mühür ve dini semboller halindeki idoller bulunmuştur.

KAYA MEZARLARI

Mezarlar: Abana-Bozkurt kara yolunda, yoldan 1 km. içeride, İnceğiz köyündedir. Mezarlar: 40 metre boyunda ve 8 metre yüksekliğindeki bir kayaya oyularak yapılmıştır. Mezarlar: birisi altta, ikisi üstte olmak üzere, üç oda şeklindedir.
Alt oda: zemin düz, üstü kubbemsidir.

Boyu: 2.70 metre, eni: 2.50 metre, yüksekliği: 2 metredir. Sağ ve arka duvarda, birer tane ölü sediri bulunmaktadır.

Üst oda: Burada, iki oda var. Odalardan birisinde, bir ölü sediri ve bunun üstünde bir alınlık görülüyor. Diğer odada ise, ölü çukuru bulunuyor. Mezarların tümü, define avcıları tarafından büyük hasara uğratılmış olduklarından, yapılış tarihleri ve yaptıranlar hakkında bilgi sahibi olunamamıştır.

Ancak, Roma veya Bizans dönemi yapıları olduğu sanılmaktadır.

Kastamonu Doğanyurt

Kastamonu Doğanyurt


Karadeniz kıyısında, ormanla denizin birleştiği ve eşsiz doğal manzarası bulunan şirin bir ilçemizdir.

Kastamonu Doğanyurt

ULAŞIM

Buradan, Karadeniz sahil yolunun bir bölümünü oluşturan devlet kara yolu geçmektedir.
Doğanyurt ile, bağlı bulunduğu Kastamonu arasındaki uzaklık: 121 km.
Doğanyurt ile Cide arasındaki uzaklık:69 km. dir. Doğanyurt ile Abana arasındaki uzaklık; 55 km. dir. Doğanyurt, İnebolu arasındaki uzaklık: 32 km.

TARİHİ

Yöre, Cumhuriyet dönemi öncesinde, 1846 yılında, Hoşalay adı ile bilinen bucak merkezinin, 1962 yılında isminin Doğanyurt olarak yeniden düzenlenmesi ve 1990 yılında ilçe statüsü kazanmasıyla oluşmuştur.

Kastamonu Doğanyurt

GENEL

İlçe, Batı Karadeniz bölgesindedir. Arazi yapısı engebelidir. Düz arazi yok denecek kadar azdır. Köy ve mahallelerin tamamı, yamaç arazilerdedir. Arazinin tamamı, orman örtüsü ve çalılıklarla kaplıdır.

İlçe nüfusu fazla olmamasına rağmen, özellikle yaz aylarında, yurt dışından ve yurdun çeşitli yerlerinden yazı geçirmek için buraya gelenler nedeniyle kalabalık olmaktadır.

Yöredeki insanların başlıca geçim kaynaklarının başında fındık gelmektedir.

Bölgede Karadeniz iklimi egemen olup, buna bağlı olarak yazları serin, kışları ise yağmurlu geçer. Hatta, iç kesimler, kıyı kesimlerine nazaran daha soğuk kış geçirirler. Sahil kesiminde az kar yağar ve yağışlar genellikle yağmur şeklinde olur.

KONAKLAMA

Doğanyurt Öğretmenevi Merkez Mah. Yıldırım Apt. 366-8431225
Belediye Misafirhanesi Mustafa Yıldıran Cad. Ziraat Bankası karşısı. 366-8431260

Kastamonu Doğanyurt

GEZİLECEK YERLER

MESEL KALESİ

İlçe merkezinde, Balıkçı barınağı içindedir.
Yani, denizden 150 metre yükseklikteki, Asar tepe mevkiinde, kale mevkiinde, yörenin ilk yerleşimi bulunduğu düşünülmektedir.
Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, MÖ. 4’ncü yüzyılda, Pontuslular tarafından yapıldığı düşünülmektedir.
Antik dönemde, ibadet yeri olarak kullanılmıştır.

Kastamonu Doğanyurt Deniz Mağaraları
Kastamonu Doğanyurt Deniz Mağaraları

     

DENİZ MAĞARALARI

Deniz kıyısında, 2 mağara bulunmaktadır ki, bunlar: Kayran iskelesi ve Lavda mağaralarıdır. Bunlar: denizin, dalgalar ile, kıyıdaki yumuşak kayaları oyması sonucu oluşmuştur. Ağızları geniş ve yüksektir. Barınma imkanı vermez.
Kayran mağarası: Kayran köyünden, Doğanyurt ilçe merkezine gelirken, buruna ulaşıldığında, aşağıya, yani denize doğru inen patikadan yürüdüğünüzde, plajın doğusundaki kayalıklar içindedir.
Lavda mağarası ise, Denizbükü köyünün Lavda mahallesinden, deniz kıyısına doğru ilerlediğinizde, Lavda çayının deniz ile birleştiği yerde, doğu yönündedir.

BALIKÇI BARINAĞI

Yörede uygun kara yolu bulunmadığından, 1970’li yıllara kadar ulaşım, çevredeki ilçelere, ağaç tekneler ile sağlanmıştır. Ancak, kara yolunun açılması sonucu, bu deniz taşımacılığı kesilmiştir. Bu balıkçı barınağı, İnebolu Liman Başkanlığına bağlıdır. Burada, küçük çaplı 7-13 metre boyutlarındaki motorlu kayıklar ve balıkçılık yapan ve İnebolu Liman Başkanlığına kayıtlı küçük balıkçı motorları bulunmaktadır.
Yabancı balıkçı tekneleri ise, burada günübirlik konaklamaktadırlar. Burayı ziyaret ettiğinizde, balıkçıların günlük uğraşılarını ve değişik görünümlü balıkçı teknelerini izleyebilirsiniz.

Kastamonu Doğanyurt Uzunkum

UZUNKUM

Burası, Kayran köyüne 800 metre uzaklıkta, kara yolunun alt kısmındadır. Kara yolundan, buraya inen 200 metrelik bir patika ile ulaşılır. Sahil kesiminin uzunluğu 400 metredir ve plajda küçük bir mağara da bulunmaktadır. Ancak, deniz 2-3 metre ilerledikten sonra birden derinleşir ve kumullar sürekli hareket halinde bulunarak, tehlike yaratmaktadırlar. Yani, burada denize girmeye niyetlenen ziyaretçilerin, aşırı dikkatli olmalarını özellikle önermek gerekiyor.

BALIKÇI BARINAĞI PLAJI

İlçe merkezindeki Balıkçı Barınağı içindedir.
Kumsalın uzunluğu 300 metre kadardır. Ancak, balıkçı barınağı nedeniyle, plaj kesiminde dalga yoktur. Plaj kesimi, taşıma kumla kumlanmaktadır. Deniz zemini ise, su hareketsiz olduğu için balçıktır. Yaklaşık 25-30 metre ilerledikten sonra derinleşir.

Kastamonu Doğanyurt Ballık Mağarası

BALLIK MAĞARASI

Yukarımescit köyündedir. Ancak köyün merkezinde değil, 1 km. uzağında, Kayran deresinin yanında, Ballık sırtındadır.
Mağaranın ağzı, dışarıdan hemen belli olmaz. 4 metre genişliğinde ve 2 metre yüksekliğindeki mağara ağız kısmını bulmak için, bence bölgeden mutlaka bir rehber almalısınız. Evet, mağaranın içi bayağı geniştir ve yürüyerek girilebilir. Mağara içinde, küçük kireç sarkıtlar görülüyor. Özellikle ilk giriş kısmı, 100 kişi yaşayabilecek büyüklükte olması ile dikkat çeker.

Kastamonu Doğanyurt Kerempe Burnu-Feneri

KEREMPE BURNU-FENERİ

Burası, Karadeniz kıyısında, açık deniz rüzgarlarına açık: denize doğru uzanan taşlık bir burundur. Deniz oldukça derindir.
Burada, 1884 yılında, Fransızlar tarafından yapılan bir fener bulunuyor. Kerempe burnu üzerinde bulunan bu fener, yıllardır, denizcileri koruma ve kollama görevini sürdürmektedir. Fenerin hemen sağ yanındaki uzun kaya üzerinden, amatör balıkçılar eksik olmaz.

Cide tanıtımı.

Abana tanıtımı.

İnebolu tanıtımı.

Kastamonu tanıtımı.