Daday, Kastamonu arası uzaklık: 29 km. Daday, Azdavay arası uzaklık: 41 km.
TARİHİ
Yöreye ilk yerleşenler yazılı belgelere göre Kaşka Türkleridir. Daha sonra çeşitli medeniyetler, bölgede hakimiyet kurmuşlardır. 1291 yılında bölgede Candaroğulları Beyliği dönemi başlar. Bu dönemde, Daday, Ankara ve Kastamonu arasındaki 25 büyük yerleşimden bir tanesidir.
1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından bölge Osmanlı topraklarına katılır. 1869 yılında Daday, Kastamonu Salnamesine göre, Kastamonu sancağının bir ilçesi olarak görünmektedir. Daday, 1960 yılından sonra ülkemizin önemli sağlık merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Çünkü ilçede bulunan Ballıdağ Senatoryumu, özellikle göğüs hastalığı olan birçok hastayı iyileştirmiştir. Çünkü Ballıdağ, oksijen yönünden çok zengindir. Gelelim sonucu, şu an burası kapalı, niye çünkü her hastanede bu hastalıkla ilgili bir birim açıldığından burası kapatılmıştır, binası atıl durmaktadır. Yakında çürür yıkılır.
GENEL
İlçe yerleşimi Köroğlu dağ sıraları içinde bulunan bir gurupta, bir ovadadır. Gökırmak kollarından birisi, ilçenin bulunduğu vadiyi ikiye böler. Genel olarak ilçe engebeli bir yapıya sahiptir. Yörede karasal iklim hakimdir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise kar yağışlı geçer. Arazi ormanlarla çevrilidir, toprakları çok verimli değildir. Halkın başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ayrıca ahşap ürünleri ve el sanatları da yaygındır.
DADAY EL SANATLARI
Yörede el sanatları oldukça yaygındır. Bunlardan öne çıkanlardan söz etmek istiyorum.
Selalmaz Bezi
Bu ürünler, kendine özgü yöntemlerle tamamen elle ve basit aletlerle ağaç tezgahlarda dokunur. Yani standart değildir, hepsinin deseni farklıdır. Birbirine benzer, ancak tıpa tıp aynısı değildir. Bu nedenle, hepsinin kendisine özgü değeri vardır.
Ürünün, Şile bezinden daha ince ve hoş duran bir yapısı vardır. Dokumalar: masa, sehpa örtüsü, elbiselik, cibinlik, perdelik, çarşaflık, peştamal, peçete ve ev dekorasyonunda kullanılır.
Daday Sandalyesi
Akpınar köyü yakınlarındaki Çıllar Mahallesinde yapılır. Malzeme olarak Gökçeağaç kullanılır. Ayaklarının açılmaması için, teller yardımıyla birbirine bağlanır. Otantik görünümlü bu sandalyeler ancak sipariş üzerine yapılmaktadır.
NE YENİR
Daday yöresine yolunuz düşerse tescillenmiş “Daday etli ekmeği” yemenizi öneririm. Ama mutlaka tatmalısınız, muhteşem bir lezzet. Ayrıca ekşili pilav, tirit ve banduma deneyebilirsiniz.
30 AĞUSTOS ZAFER ŞENLİKLERİ
30 Ağustos günü gerek Zafer Bayramı ve gerekse Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Daday’a gelmesinin anısına çeşitli etkinlikler düzenlenerek gün kutlanır. Bu etkinlikler: Zafer At yarışları ve sportif faaliyetler ve konserlerdir. At yarışlarına ilçe halkı, çevre ilçeler ve il merkezinden katılımlar olur. Ayrıca merkep ve bisiklet yarışları, halat çekme ve atletizm koşuları yapılır. Günümüzde yapılan at yarışlarının kaynağı: Atatürk’ün Daday’a geldiğinde, Kıyık Tepesinde atlıların karşılamasıdır.
AT ÇİFTLİĞİ
Osmanlı döneminde önemli bir at yetiştirme merkezi olan Daday, günümüzde ise binicilik okulu ve at çiftliği ile ziyaretçilerin ata binme ve at ile gezinti serüvenlerini sağlıyor.
GEZİLECEK YERLER
HÜKÜMET KONAĞI
İlçe merkezinde Merkez Mahallesi Cumhuriyet Caddesindeki bina, 25 Kasım 1891 yılında hizmete girmiştir.
İlçenin özel mekanlarından biridir. Bina Dadaylılar tarafından 3 ay 20 gün gibi kısa bir sürede yöreye özgü ahşap mimariyle yapılmıştır. Bu yüzden, ahşap süslemeleri oldukça güzeldir. 1963 yılı tapu sicil belgesine göre, bina, hapishaneye bitişik, üst katta 12 oda ve alt katta 8 oda şeklinde düzenlenmiş, Pazaryanı mevkiinde kuruludur.
İki katlıdır. Dikdörtgen planlıdır. Ahşaptır. Girişi doğu cephesindedir. Üç basamakla çıkılan sahanlıktaki dört ahşap sütun, üst kat çıkmasını taşır. Birinci katta: Kaymakamın odası vardır. Bu oda, aynı anda Kaymakamlık görevi yapan Şair Eşref tarafından teşrif edilmiştir.
Kaymakam odasının duvarları ve tavanları, nefti renkte boyalarla boyanmıştır. Duvarlar panolar halinde parçalara bölünmüştür. Panoların kenarları kalın çizgilerle sınırlandırılmıştır. Panoların orta kısmında stilize bitki motiflerinden oluşan desenler görülür.
Yapının cephesi oldukça sadedir. Tüm pencereler düz atlıdır. Binanın batı cephesine tuvalet ve depolar eklenmiştir.
Binanın en büyük özelliği: 30 Ağustos 1925 günü saat 15.20’de, Atatürk burada misafir edilmiştir. 1938 yılında ise zamanın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve 28 Mayıs 1994 tarihinde ise K.K.T.C. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş yine burada ağırlanmıştır.
Türk edebiyatı şairlerinden Şair Eşref Bey, 1893 yılında burada 6 ay süreyle Kaymakamlık yaparken yine bu binada kalmıştır. Bu esnada, Kaymakamlık odasının tavanı ve duvarlarını süsletmiştir. Yapı, yeni Hükümet Konağının yapılmasının ardından, 2009 yılında boşaltılmış ve restore edilmiştir.
SEYİDİ BEYOĞLU KONAĞI
İlçe merkezindedir. Bu konağın en büyük özelliği: 30 Ağustos 1925 günü Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün burada ağırlanmış olmasıdır. Atatürk, ikinci katta, kuzeybatı köşedeki odada ağırlanmıştır. Burada yemek yenir, çay içilir ve saat: 17.00’de Kastamonu’ya geri dönülür.
Konak 1912 yılında üç katlı olarak yapılmıştır. Konağa “Köpekçioğlu” konağı da denir. Tapu tesciline göre, 1912 yılında yapılan konak: Seydibeyzade Abdullah Efendi ve eşi Gömeçzade Mustafa Efendinin kızı Hatice Hanıma aittir.)
Konağın girişinde, iki ayrı merdiven bulunur ve bunlar giriş kapısında buluşur. Dış cephesi ve iç mekanın büyük bölümü, kabartma ve kalem işleriyle süslenmiştir. Ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri görülebilir. Özellikle güneydoğudaki odanın tavan işçiliği görülmelidir.
Tavanın ortasında tavan göbeği bulunur. Bu göbeğin ortasında, on köşeli yıldız motifi, yıldızın ortasında bitkisel motifle ahşap oymalar, bu oymalardan sonra sekizgen göbek çerçevesi görülür. Göbek çerçevesinin üstü balıksırtı ahşap motifiyle süslüdür.
Göbeğin fonu kırmızı muşamba ile kaplanmıştır. Tavanda devam eden süslemeler yani motif düzenlemesi konsollardan duvarlara geçer. Gerçekten muhteşem, mutlaka görmelisiniz. Tarihi mekan, günümüzde oldukça bakımlı olarak durmaktadır.
MUSTAFA ŞÜKRÜ EFENDİ KONAĞI
Mustafa Şükrü Efendi’nin Gazeteci, yazar ve siyaset adamı Bülent Ecevit’in dedesi olduğu söyleniyor. İki katlıdır, geleneksel köy evleri planına göre yapılmıştır. Altında ahır bulunur. Ağaç çantılarının üstü hımış tekniğindedir. Çatkı ağaçlarının arası kerpiçle kapatılmıştır. Halen burada Daday Belediyesi hizmet vermektedir.
ALİ PAŞA CAMİİ
İlçe merkezine 4 km uzaklıktaki Ali Paşa köyündedir. Cami 1390 yılında Candaroğulları döneminde yapılmıştır. Candaroğullarının en kuvvetli döneminde, 2’nci Süleyman Paşa (1385-1392) ile İsfendiyar Bey geçiş döneminde yaptırılmıştır. Sade bir görüntüye sahiptir. Kare olarak planlanmış, sonradan eklemelerle özgün planından uzaklaşmıştır. Cami, son olarak 18’nci yüzyılda Osmanlı döneminde restore edilmiş ve günümüze o şekliyle ulaşmıştır. Cami hala ibadete açıktır.
HONSALAR TEPESİ TÜMÜLÜSÜ
İlçe topraklarında 7 tane Tümülüs vardır. Ancak Alipaşa köyünde 200 metre uzaklıkta, köyün girişinde bulunan bu Tümülüs görülmeye değerdir. Tümülüsün tepe kısmı ve kuzeydoğu tarafı kaçak define arayıcıları tarafından kazılarak tahrip edilmiştir.
Tümülüs muhtemelen çatışma yıllarında kadın ve çocukların kaçıp saklanmaları için kullanılmış olmalıdır. Büyük olasılıkla, MÖ 6’ncı yüzyılda Lidyalılar tarafından yapılmıştır. Tepenin yüksekliği tarla düzeyinden 3.5 metredir. Çapı ise 30 metredir. Tepenin üstü kısmen tarım alanı olarak kullanılmış ve sürülmüştür. Alanda: Demir çağına ait çanak-çömlek kalıntıları bulunmuştur.
BALABAN AĞA KONAĞI
İlçe merkezine 5 km uzaklıktaki İnciğez köyüne bağlı Çiftlik beldesinde yemyeşil bir mekandadır.
Konak 1632 yılında, Suudi Arabistan’dan göç eden ve Daday’a yerleşen Hüsem Ağa tarafından yaptırılmıştır. Başlangıçta misafirhane olarak yapımı gerçekleşen 800 metre karelik tarihi Balaban Ağa Konağının bahçesinde bir hamam ve Osmanlı çeşmesi de bulunuyor.
400 yılı aşkındır tarım yapılan çiftliğin sahipleri, “Başoda” haricindeki iç mekanda 100 yıl önce onarım yaptırmışlardır ve konak günümüzdeki halini almıştır.
Kapı, tavan ve dolaplar Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerine sahiptir. Kapı ve pençelere ahşaptır. Duvarlar kagirdir. Tavan ve ahşap öğelerde oldukça güzel süsleme örnekleri bulunur. Duvarlarda bulunan hat yazıları, 1895 yılında yazılmıştır.
Başoda
Yukarıda belirttiğim gibi, 100 yıl önce yapılan restorasyonda, başodaya dokunulmamış, yapının diğer kısımları restore edilmiştir.
Kastamonu eski valilerinden Enis Paşa’nın konakta 8 gün kaldığını, bahçede çadır kurduğunu ve o günden sonra bu düzlüğe “Enis Paşa Düzlüğü” adı verilmiştir.
Günümüzde, konak yöresel yemeklerin sunulduğu bir restoran olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, burası bir tarım çiftliği olarak kullanılıyor. Çiftliği ziyarete gelenler ağırlanıyor. İhtiyaç olan sebze ve meyveler çiftlikte yetiştiriliyor. Et ve yumurta için tavuk, hindi, kaz ve ördek yetiştiriliyor. Süt ve süt ürünleri için manda ve ineklerin sütlerinden yararlanılıyor.
İNCİĞEZ KAYA MEZARLARI
İlçe merkezine 6 km uzaklıktaki İnciğez köyündedir. Gök ırmağın ilk çıkış kaynağını oluşturan Daday çayının hemen güney yamacında, dik inen kayalıklar üzerine oyulmuştur. Tarihi yapının Bizans dönemine ait olduğu düşünülür. Kesin bilgi olmamasına rağmen muhtemelen MÖ 64-330 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Kaya mezar: üç katlıdır. Her katta üçer oda vardır. Yani toplam dokuz mağara odası vardır. Her odadan diğer odalara geçilir.
Yani, burada ibadet yeri, kaya mezarları ve barınma bölümleri vardır. Barınma bölümlerindeki odalar, iç içe geçmiş şekilde planlanmıştır. Kaya mezarları, sağlam olarak günümüze ulaşmıştır.
MEYRE MABEDİ
İlçe merkezine 40 km uzaklıktaki Aktaşteke köyü Meyre (eski ismi: Bonita) Mahallesindedir. Roma dönemine aittir.
Kitabe-Yazıt
Yapıda oldukça büyük bir kitabe vardır. (Kitabenin boyu 1.80 metre ve genişliği 86 cm. kalınlığı 50 cm dir.) Bu kitabe yani yazıt, zamanında bölgenin ağalarından biri olan kişi tarafından “Bu taş bek gözel, bek süslü, benim evin duvarında iyi durur” diyerek almış, kendi köyüne (günümüzdeki Eflani sınırları içinde kalan Gökgöz köyü) götürmüştür. Kitabe daha sonra bilim adamları tarafından bulunmuş ve Grekçe olan yazıt okunmuştur.
Bu yazıta göre: Mabet Airmios ve oğlu Markos Aurellios Alexandros tarafından 279 yılında tamamlanmıştır. Bu dev kitabe, günümüzde Kastamonu Arkeoloji Müzesinde koruma altına alınmış ve sergilenmektedir.
Yazıt bu tapınağa aittir ve ne olduğu o yazıtta yazılmaktadır. Airmios’un ataları, Gök tanrısı Zeus tarafından yöneticilikle görevlendirilmiştir. Bu görev Airmios’a geçmiştir. Airmios, kabile reisidir. Btinya ve Pontus Eyaletlerinin başrahibidir.
Roma İmparatoru Mukaddes Antnios (Caracalla MS 188-217) tarafından büyük itibar görmüş ve ticaret iskelesi olan Amastris (Amasra) şehrinin yönetimini üstlenmiştir.
Yani tapınak, Roma döneminde en büyük imparatorlardan biri olan Caracalla zamanında, rahip Gaios tarafından temeli atılmış ve bu rahibin oğlu Alexandros tarafından da MS 279 yılında tamamlanmıştır.
Bunu yaptıran kişi, bölgenin en nüfuslu insanlarından biridir. Bu kişi, bölgenin en çok tapınım gören tanrısı Zeus Bonitenos adına bu tapınağı yaptırmıştır. “Bonitenos” kelimesinin anlamı, Grekçe “Boğa” kelimesinin anlamına yakındır.
Yerel bir simge olarak boğayı temsil ettiği düşünülüyor. Zaten çevrede işlemeli her mimari parça üzerinde boğa başlı rozetli süslemeler görmek mümkündür.
Günümüz
Günümüzde, mabedin büyük kısmı su basman sıkıştırılmış temel seviyesine kadar toprak altındadır. Üstü açığa çıkarılmıştır. Tapınağa ait birçok malzeme, Meyre mahallesindeki sivil yapılarda devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.
Neredeyse köydeki tüm yapıların az çok temel taşları, köşe taşları ve başka yapı elemanları buradaki tapınaktan çıkan taşlarla oluşturulmuştur. Tapınağı ziyaret etmek istediğinizde, Meyre Mahallesinde, köyün taşlı yollarından aşağıya doğru inildikçe, bahçe duvarlarında ve yol kenarında tapınağa ait mimari parçalar sıkça görülür.
Yoldan ayrılıp tapınak alanına girerken, yine tapınak taşlarından yapılmış bir çeşme vardır.
GÖLETLER
Daday ilçesinde iki tane suni gölet bulunmaktadır. Bunlar Yumurtacı ve Taşçılar göletleridir.
Taşçılar göleti
Eşsiz manzarasıyla dikkat çeker. Dağ manzaralı bir gölettir. Burada çadırlı kamp kurmak mümkündür. Piknik te yapılabilir.
Yumurtacı göleti
Burası Görük mevkiindedir.
Kastamonu Pınarbaşı hakkındaki gezi yazım için Pınarbaşı