Kastamonu Devrekani

Kastamonu Devrekani

Muhteşem güzel bir yer, tam bir doğal cennet ama öte yandan tarih meraklıları için, Kınık bölgesindeki antik şehir kalıntıları ilgi çekiyor. Öyle ki, burada, 100 yıldır kazılan, Hitit başkenti Hattuşaş’da bulunandan daha fazla madeni kap bulunmuştur.

Bence, buralardan geçerseniz, Devrekani için mutlaka zaman ayırın ve tarih meraklıları, mutlaka gidin “Kınık” antik kenti kalıntılarını görün. Çünkü, bir zamanlar burada büyük bir yerleşim yeri bulunduğu kesin, hatta yerin üstü yanında, yer altında da büyük bir şehir kurulmuş, ama henüz bu kalıntılar tam olarak kazılmamış, ileri tarihlerde tam olarak kazıldığında nelerin ortaya çıkacağı meçhul ama büyük bir kültürün kalıntılarının bulunacağı kesin.

Kastamonu Devrekani

ULAŞIM

Devrekani ile bağlı bulunduğu il merkezi Kastamonu arasında, 1200 metre yükseklikte “Oyrak geçidi” bulunmaktadır. Ayrıca, 1985 metre yükseklikteki “Yaralıgöz” geçidi de bulunuyor.

Devrekani il merkezi Kastamonu şehrine, 30 km. uzaklıktadır. Devrekani, Seydiler ilçesine, 12 km. uzaklıktadır. Devrekani-Küre arasındaki uzaklık: 42 km. Devrekani-İnebolu arasındaki uzaklık: 73 km. Devrekani-Bozkurt arasındaki uzaklık: 66 km. Devrekani-Çatalzeytin arasındaki uzaklık: 71 km. Devrekani-Taşköprü arasındaki uzaklık: 71 km.

Kastamonu Devrekani

TARİHİ

Devrekani isminin kaynağı hakkında söylenenler şöyledir: “ İsfendiyar oğulları zamanında, burada, geçici konaklama için bir “Han” yapılmış ve burası “Devlethanı” olarak isimlendirilmiştir. Devlethanı kelimesi, zamanla “Devrekani” olarak günümüze ulaşmıştır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: şapka devrimi sırasında, 1925 yılında bölgeye geldiğinde, bu ilçede de 28 Ağustos tarihinde misafir olmuş ve bu günün anısına, her yıl, 28 Ağustos tarihi, “Kültür ve Sanat Haftası” olarak şenliklerle kutlanmaktadır.

İlçe: 1944 yılında, ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Kastamonu Devrekani

GENEL

Batı Karadeniz bölgesindedir. Denizden yükseklik 1050 metredir. İlçe merkezinin bulunduğu bölüm kayalık olması nedeniyle, deprem riski yok denilecek kadar azdır.

Devrekani çayı, yörenin en önemli akarsuyudur. İlçenin kuzeyinde, İsfendiyar yani Küre dağları bulunmaktadır. Buralardaki yükseltiler, yer yer: 1250 metrenin üstüne çıkmaktadır. Yani, coğrafi yönden dağlık ve ormanlık bir yapı hakimdir.

Yöre insanının ekonomik etkinliklerinin başında, hayvancılık gelmektedir. Tarımsal faaliyetlerin temelinde ise, şeker pancarı, patates ve yem bitkileri gelmektedir.

Bölgede: kıyıdan itibaren İsfendiyar dağlarının yükselmesi nedeniyle, karasal iklim görülür ve buna bağlı olarak: yazları sıcak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Özellikle, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksektir.

Son bir konu, yörede kurulan ve çevrenin yoğun talebi bulunan “Pazar” dır. Pazar günleri kurulan bu Pazar, çevre il ve ilçelerden gelenler tarafından çok tercih edilir ve ilçenin hareketlenmesine sebep olur. Ayrıca: Fatih Sultan Mehmet’in annesinin gelin olduğu Çayırcık Mahallesinde, her yıl “Fetih Şöleni” düzenlenmektedir.

KONAKLAMA

Devrekani Öğretmenevi Kurtşeyh Mahallesi.     Reşadiye Cad.     366-6382411

NE SATIN ALINIR

Yörede, buraya has “Devrekani bezi” dokunmaktadır. Bunu beğenirseniz, satın alabilirsiniz. Özellikle, masa örtüsü olarak kullanılıyor.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buralara yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, önerim: etli ekmek, banduma ve cırık olabilir. Etli ekmek: dana kıyması, kuru soğan, nane, maydanoz, kara biber, kimyon ve diğer baharatlar, un ve sıvı yağ kullanılarak yapılan bir tür pide denilebilir.

Banduma ise: haşlanmış hindi suyu, yufka ekmeği, ceviz içi, tereyağı ve hindi eti kullanılarak yapılır.Cırık yani sıkma ise, bir tür hamur işi tatlıdır.

GEZİLECEK YERLER

MERKEZ İSMAİL BEY CAMİSİ

İlçe merkezinde, İsmailbey mahallesindedir. 1231 yılında, İsmail bey isimli bir şahıs tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir, çünkü kitabesi yoktur. Minaresi, tuğladandır. Cami, günümüzde ibadete açıktır.

ÇAYIRCIK CAMİSİ

İlçe merkezinin 1 km. batısındaki, Çayırcak mahallesindedir. Kitabesine göre: 1455 yılında, Candaroğullarından İsmail bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde ibadete açıktır.

FATMA HATUN TÜRBESİ

Devrekani yöresinde, Candaroğullarına ait bir mermer lahit mezar bulunmaktadır. Merkeze bağlı Sazyaka köyündeki bu lahidin boyu: 1.40 metre, yüksekliği: 0.60 metredir. Baş kısmında bir yazıt bulunmakta olup, bu yazıtta: Teoman Ece kızı Fatma Hatun’un 1448 yılında öldüğü ve burada yattığı yazılıdır.

Kastamonu Devrekani

ASLAN HEYKELİ

Çayırcık mahallesinde, Roma dönemine aittir. Ancak, daha önceki dönemlere de ait olabileceği değerlendirilmektedir. Aslan: kralın asilliğini göstermektedir. Dolayısı ile, Çayırcık mevkiinde bulunan bu aslan heykeli, eski dönemlerde buranın önemli bir yerleşim alanı olduğunu kanıtlamaktadır.

BEYLER BARAJI-FOSİL 

Burası, ülkemizde dinozor fosilinin ilk defa bulunduğu yer olarak önem kazanmaktadır. Evet, 1999 yılı Ağustos ayında, Beyler Barajı çevresinde, günümüzden 65-70 milyon yıl öncesine ait ve denizlerin dinazoru olarak bilinen bir fosil kalıntısı bulunmuştur.

Bu fosil, Türkiye ve Batı Asya bölgesinde bulunan ilk fosil keşfidir. Aynı tür fosil kalıntıları daha önceki yıllarda: Amerika, Hollanda, Belçika, Polonya ve Bulgaristan yörelerinde bulunmuştur.

Fosil kalıntısı, yaklaşık 17.5 metre uzunluğundadır. Kafa bölgesinin uzunluğu ise, yaklaşık 1.5 metredir. Alt çene uzunluğu: 70 cm. dir ve çenede, 10-12 cm. uzunluğunda kesici ve parçalayıcı dişler bulunmaktadır.

BELOVACIK KÖYÜ

İlçe merkezine 17 km. uzaklıktadır.
Burada, bir gölet var ve gölette: Renkli akvaryum balıkları bulunuyor ve yetiştiriliyor. Bu renkli balıklar, bir süre önce bu sulama göletine bırakılmışlar ve zamanla çoğalmışlardır.
Gerçekten ilginç, bu gölette bulunan renkli balıklar, çevreden gelenler tarafından ziyaret ediliyor.

KURTŞEYH TÜRBESİ

İlçe merkezinde, Kurtbey mahallesinde, Tekke sokaktadır. Yapının, kitabesinde, 1028 yılında yapıldığı yazılıdır.

ALAMAN DAĞI

İlçe merkezine 7 km. uzaklıkta, Bozkocatepe-Kurukavak köyleri sınırları içindedir. Burası, güzel bir mesire yeri olarak günübirlik ziyaretçiler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir. Ancak, gerekli piknik ve konaklama alt yapısı bulunmamaktadır.

Kastamonu Devrekani
Kastamonu Devrekani
Kastamonu Devrekani
Kastamonu Devrekani
Kastamonu Devrekani

            

ANTİK HİTİT ŞEHRİ

Kınık köyündedir.
Burada, 1994 yılında başlayan arkeolojik kazılarda, birçok antik dönem eseri gün ışığına çıkarılmıştır. Hatta, yapılan araştırmalarda, burada bir yer altı ve bir de yer üstü şehri bulunmuştur. Aslında, burası tesadüfen bulunmuştur. Şöyle ki: burada yapılacak bir baraj için yapılan hafriyat çalışmaları sırasında, bir dozer operatörü tarafından, bir grup Hitit madeni kabı bulunur.

Dozer operatörü: bu eserleri uzun süre kendisiyle birlikte bulundurmuş ve daha sonra Kastamonu Arkeoloji Müzesine teslim etmiştir.

Aynı yıl, Prof. Aykut Çınaroğlu, Kastamonu Müzesinde bu eserleri görür ve yazdığı makale ile, bu eserler hakkında, bütün dünyaya bildirimde bulunur.

Hitit başkenti olan Boğazköy-Hattuşa bölgesinde bile, bu kadar çok sayıda madeni kap bulunmaması ilgi çekmiştir.

Dolayısı ile, bu kadar çok madeni kabın bulunduğu buranın derhal arkeolojik araştırmaya alınması düşünülmüştür. Böylece 1994 yılında resmi arkeolojik kazı çalışmalarına başlanmıştır.

Araştırmalarda: bölgede, günümüzden 4500 yıl öncesinde yerleşim bulunduğu öğrenilmiştir. Bu yerleşim ana kaya üzerine kurulmuş ve burada, taş duvarlarla çevrili, birçok odası bulunan küçük mekanlar oluşturulduğu görülmüştür. Ayrıca, yine çok sayıda fırın kalıntısına rastlanır.

Burada yaşayan halk, yakın çevreden ve büyük olasılıkla “Küre” bakır yataklarından elde ettikleri hammaddeleri bu metal eritme fırınlarda eriterek kullanmışlardır. Ayrıca, yine ortaya çıkan besi hayvanı kemik kalıntıları ve orak gibi kalıntılardan, burada tarım ve hayvancılık yapıldığı anlaşılmıştır.

Tüm bunların yanında, dokumacılık da önem kazanmıştır. Çok sayıda dokuma tezgahı ağırlıkları, ip eğirmede kullanılan edevat bulunmuştur. Yani, yöredeki dokumacılığın günümüzden 4500 yıl öncesine kadar uzandığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca, yine aynı yerde, bir anıtsal binanın temellerine ulaşılmıştır ki, bu yapının Hitit Beylerini saraylarına benzerliği dikkat çekicidir. Bu yapının: doğu yönündeki dış duvarı, 3 metre yüksekliğindedir.

Uzunluk 65 metre, kalınlık ise, 2.5 metredir. Yapının, günümüze kadar olan süreçte, yalnızca 6 odası gün yüzüne çıkarılmıştır. Yapının tamamı kazılıp ortaya çıkarıldığında, esas işlevinin anlaşılacağı değerlendirilmektedir.

Yazının başında belirttiğim gibi, burada, Hitit dönemine ait çok sayıda madeni kap bulunması ilgi çekmektedir. Çünkü, günümüze kadar, Hitit dönemi bakır kaplarının büyük bölümü, illegal yollardan bulunmuş ve yine birçoğu yurt dışına kaçırılmıştır.

Bu madeni kaplar: değerli metallerden yapılıyordu ve Hitit dini metinlerinde söz edildiği gibi, yalnızca kutsal mekanlara ve de kralların gömüldüğü taş evlere konuluyordu.

Evet, bölgedeki kazılarda bulunan diğer kalıntılar şunlardır: boğa başlı kutsal içki kapları, üzerinde hiyeroglif yazılar bulunan bantlı çanak, boğa başları ile süslü kap ayaklığı, çok sayıda maşrapa.

Özellikle birçok kalıntıda boğa başı bulunması, Hitit baş tanrısı Fırtına Tanrısı Teşupun hayvanının “boğa” olması ile özdeştirilir. Buna bağlı olarak, dini törenlerde, Fırtına Tanrısına, boğa başlı kaplarla sunular sunulurdu. Çanak ise, yine üzerindeki yazı ve resimler nedeniyle, Hitit döneminden günümüze kalan, tek eserdir.

Bu çanak üzerindeki yazıda “Taprammi” ismi geçer ve bu şahıs: Boğazköy-Hattuşaş belgelerine göre, MÖ. 13’ncü yüzyılda, Hitit kralı IV. Tuthalia zamanında yaşamış bir önemli saray görevlisidir.

Çanak üzerindeki yazıt, Kastamonu yöresinde bulunan en eski yazıt özelliği taşımaktadır. Çanak üzerindeki resimlerde ise, av sahneleri resmedilmiştir. Sonuç olarak, bu çanağın: saray görevlisi Taprammi tarafından, Fırtına Tanrısı Teşup’a sunulan bir adak kabı olarak değerlendirilmektedir.

Araştırmalarda, Hitit dönemi devamında, bölgede Frig egemenliğinin kurulduğu anlaşılmıştır. Frig dönemine ait, özellikle 3 bin yıllık dokuma tezgahı malzemeleri, bir mühür ve dini semboller halindeki idoller bulunmuştur.

KAYA MEZARLARI

Mezarlar: Abana-Bozkurt kara yolunda, yoldan 1 km. içeride, İnceğiz köyündedir. Mezarlar: 40 metre boyunda ve 8 metre yüksekliğindeki bir kayaya oyularak yapılmıştır. Mezarlar: birisi altta, ikisi üstte olmak üzere, üç oda şeklindedir.
Alt oda: zemin düz, üstü kubbemsidir.

Boyu: 2.70 metre, eni: 2.50 metre, yüksekliği: 2 metredir. Sağ ve arka duvarda, birer tane ölü sediri bulunmaktadır.

Üst oda: Burada, iki oda var. Odalardan birisinde, bir ölü sediri ve bunun üstünde bir alınlık görülüyor. Diğer odada ise, ölü çukuru bulunuyor. Mezarların tümü, define avcıları tarafından büyük hasara uğratılmış olduklarından, yapılış tarihleri ve yaptıranlar hakkında bilgi sahibi olunamamıştır.

Ancak, Roma veya Bizans dönemi yapıları olduğu sanılmaktadır.

Kastamonu Doğanyurt

Kastamonu Doğanyurt


Karadeniz kıyısında, ormanla denizin birleştiği ve eşsiz doğal manzarası bulunan şirin bir ilçemizdir.

Kastamonu Doğanyurt

ULAŞIM

Buradan, Karadeniz sahil yolunun bir bölümünü oluşturan devlet kara yolu geçmektedir.
Doğanyurt ile, bağlı bulunduğu Kastamonu arasındaki uzaklık: 121 km.
Doğanyurt ile Cide arasındaki uzaklık:69 km. dir. Doğanyurt ile Abana arasındaki uzaklık; 55 km. dir. Doğanyurt, İnebolu arasındaki uzaklık: 32 km.

TARİHİ

Yöre, Cumhuriyet dönemi öncesinde, 1846 yılında, Hoşalay adı ile bilinen bucak merkezinin, 1962 yılında isminin Doğanyurt olarak yeniden düzenlenmesi ve 1990 yılında ilçe statüsü kazanmasıyla oluşmuştur.

Kastamonu Doğanyurt

GENEL

İlçe, Batı Karadeniz bölgesindedir. Arazi yapısı engebelidir. Düz arazi yok denecek kadar azdır. Köy ve mahallelerin tamamı, yamaç arazilerdedir. Arazinin tamamı, orman örtüsü ve çalılıklarla kaplıdır.

İlçe nüfusu fazla olmamasına rağmen, özellikle yaz aylarında, yurt dışından ve yurdun çeşitli yerlerinden yazı geçirmek için buraya gelenler nedeniyle kalabalık olmaktadır.

Yöredeki insanların başlıca geçim kaynaklarının başında fındık gelmektedir.

Bölgede Karadeniz iklimi egemen olup, buna bağlı olarak yazları serin, kışları ise yağmurlu geçer. Hatta, iç kesimler, kıyı kesimlerine nazaran daha soğuk kış geçirirler. Sahil kesiminde az kar yağar ve yağışlar genellikle yağmur şeklinde olur.

KONAKLAMA

Doğanyurt Öğretmenevi Merkez Mah. Yıldırım Apt. 366-8431225
Belediye Misafirhanesi Mustafa Yıldıran Cad. Ziraat Bankası karşısı. 366-8431260

Kastamonu Doğanyurt

GEZİLECEK YERLER

MESEL KALESİ

İlçe merkezinde, Balıkçı barınağı içindedir.
Yani, denizden 150 metre yükseklikteki, Asar tepe mevkiinde, kale mevkiinde, yörenin ilk yerleşimi bulunduğu düşünülmektedir.
Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, MÖ. 4’ncü yüzyılda, Pontuslular tarafından yapıldığı düşünülmektedir.
Antik dönemde, ibadet yeri olarak kullanılmıştır.

Kastamonu Doğanyurt Deniz Mağaraları
Kastamonu Doğanyurt Deniz Mağaraları

     

DENİZ MAĞARALARI

Deniz kıyısında, 2 mağara bulunmaktadır ki, bunlar: Kayran iskelesi ve Lavda mağaralarıdır. Bunlar: denizin, dalgalar ile, kıyıdaki yumuşak kayaları oyması sonucu oluşmuştur. Ağızları geniş ve yüksektir. Barınma imkanı vermez.
Kayran mağarası: Kayran köyünden, Doğanyurt ilçe merkezine gelirken, buruna ulaşıldığında, aşağıya, yani denize doğru inen patikadan yürüdüğünüzde, plajın doğusundaki kayalıklar içindedir.
Lavda mağarası ise, Denizbükü köyünün Lavda mahallesinden, deniz kıyısına doğru ilerlediğinizde, Lavda çayının deniz ile birleştiği yerde, doğu yönündedir.

BALIKÇI BARINAĞI

Yörede uygun kara yolu bulunmadığından, 1970’li yıllara kadar ulaşım, çevredeki ilçelere, ağaç tekneler ile sağlanmıştır. Ancak, kara yolunun açılması sonucu, bu deniz taşımacılığı kesilmiştir. Bu balıkçı barınağı, İnebolu Liman Başkanlığına bağlıdır. Burada, küçük çaplı 7-13 metre boyutlarındaki motorlu kayıklar ve balıkçılık yapan ve İnebolu Liman Başkanlığına kayıtlı küçük balıkçı motorları bulunmaktadır.
Yabancı balıkçı tekneleri ise, burada günübirlik konaklamaktadırlar. Burayı ziyaret ettiğinizde, balıkçıların günlük uğraşılarını ve değişik görünümlü balıkçı teknelerini izleyebilirsiniz.

Kastamonu Doğanyurt Uzunkum

UZUNKUM

Burası, Kayran köyüne 800 metre uzaklıkta, kara yolunun alt kısmındadır. Kara yolundan, buraya inen 200 metrelik bir patika ile ulaşılır. Sahil kesiminin uzunluğu 400 metredir ve plajda küçük bir mağara da bulunmaktadır. Ancak, deniz 2-3 metre ilerledikten sonra birden derinleşir ve kumullar sürekli hareket halinde bulunarak, tehlike yaratmaktadırlar. Yani, burada denize girmeye niyetlenen ziyaretçilerin, aşırı dikkatli olmalarını özellikle önermek gerekiyor.

BALIKÇI BARINAĞI PLAJI

İlçe merkezindeki Balıkçı Barınağı içindedir.
Kumsalın uzunluğu 300 metre kadardır. Ancak, balıkçı barınağı nedeniyle, plaj kesiminde dalga yoktur. Plaj kesimi, taşıma kumla kumlanmaktadır. Deniz zemini ise, su hareketsiz olduğu için balçıktır. Yaklaşık 25-30 metre ilerledikten sonra derinleşir.

Kastamonu Doğanyurt Ballık Mağarası

BALLIK MAĞARASI

Yukarımescit köyündedir. Ancak köyün merkezinde değil, 1 km. uzağında, Kayran deresinin yanında, Ballık sırtındadır.
Mağaranın ağzı, dışarıdan hemen belli olmaz. 4 metre genişliğinde ve 2 metre yüksekliğindeki mağara ağız kısmını bulmak için, bence bölgeden mutlaka bir rehber almalısınız. Evet, mağaranın içi bayağı geniştir ve yürüyerek girilebilir. Mağara içinde, küçük kireç sarkıtlar görülüyor. Özellikle ilk giriş kısmı, 100 kişi yaşayabilecek büyüklükte olması ile dikkat çeker.

Kastamonu Doğanyurt Kerempe Burnu-Feneri

KEREMPE BURNU-FENERİ

Burası, Karadeniz kıyısında, açık deniz rüzgarlarına açık: denize doğru uzanan taşlık bir burundur. Deniz oldukça derindir.
Burada, 1884 yılında, Fransızlar tarafından yapılan bir fener bulunuyor. Kerempe burnu üzerinde bulunan bu fener, yıllardır, denizcileri koruma ve kollama görevini sürdürmektedir. Fenerin hemen sağ yanındaki uzun kaya üzerinden, amatör balıkçılar eksik olmaz.

Cide tanıtımı.

Abana tanıtımı.

İnebolu tanıtımı.

Kastamonu tanıtımı.

 

Kastamonu Küre

Kastamonu Küre


Küre ilçesi, turizm açısından düşünüldüğünde, yayla turizmine elverişli ve doğal güzellikleri öne çıkan bir yerleşim yeridir. Bunun dışında, burada “bakır” madenleri ön plana çıkıyor. Hatta, kara yolu boyunca, bakır madeni taşınmasında kullanılan teleferikler göreceksiniz. 1988 yılında maden taşınması için yapılan, 22 km uzunluğundaki bu teleferik hattı, dünyanın en uzun teleferik hattı olarak bilinmektedir. Bu teleferik hattı, günümüzde maden taşımacılığında kullanılmamakta, turizme açılması düşünülmektedir.

Kastamonu Küre

ULAŞIM

İlçe, Kastamonu-İnebolu karayolu üzerindedir.
Küre, bağlı bulunduğu il merkezi olan Kastamonu şehrine, 61 km. uzaklıktadır. Bu mesafe, 45-50 dakikalık bir yolculuk süresi gerektirmektedir.
Küre, Ankara arasındaki uzaklık: 310 km. Küre-İstanbul arasındaki uz aklık: 490 km. Küre-İnebolu arasındaki uzaklık: 30 km. dir.

TARİHİ

Küre bölgesinde tarihi süreç içinde birçok uygarlık egemenlik kurmuştur. Özellikle, günümüzdeki Doğanlar kalesini de yapanlar olarak gündeme gelen Paflagonyalılar, Friglerin bir kolu olarak yöreye yerleşmişler ve bölgeye kendi isimlerini vermişlerdir.

Sonuç olarak, bölge, uzun süre Paflagonya olarak isimlendirilmiştir.
Yöre, 1460 yılında Osmanlı egemenliğine girmiştir. Yine aynı dönemde, yöredeki bakır madeni yataklarının işletilmesi, ilçeye hareketlilik getirmiştir. Hatta: Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul fethinde kullandığı topların bakırlarının buradan getirildiği söylenir. Çünkü, bu topların üzerinde “Küre-i Nüsha” yazısı bulunmakta olup, bunun anlamı “Küre” kasabasının, o dönemdeki ismidir. Kelime anlamı ise “Bakır Ocağı” dır.
Bu dönemde: mimari açıdan da büyük gelişmeler kaydedilir ve bu döneme ait camiler, medreseler ve hamamlar, günümüzde de görülmektedir.

Kastamonu Küre

GENEL

İlçe, Batı Karadeniz bölgesindedir. Deniz seviyesinden 1500 metre yükseklikte, iki dağ arasındaki bir vadide kurulmuştur.

Yörede, Karadeniz iklimi hakim olup, buna bağlı olarak: kışları ılık ve yağışlı, yazları ise sıcak geçer. Özellikle, bahar aylarında sık sis görülür.

Yöre insanının en büyük ekonomik etkinliğinin başında: ilçede bulunan “bakır” madeni ve ormancılıktır.

Kastamonu Küre

GEZİLECEK YERLER

Kastamonu Küre Doğanlar Kalesi

DOĞANLAR KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Karadonu köyü sınırları içindedir.
MÖ.1100-700 yılları arasında yapılmıştır. Kalenin, Paflagonyalılar tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Günümüzde oldukça harap durumdadır. Moloz ve kesme taştan yapılan yapının, gözetleme kulesine çıkan 120 basamaklı merdiven bulunmaktadır. Kalenin tünelleri ve merdivenleri, insan eliyle oyulmuştur.

Kastamonu Küre Akşemsettin-Molla Şemsettin Camisi

AKŞEMSETTİN-MOLLA ŞEMSETTİN CAMİSİ

Günümüzde halen ayakta olan ve ibadete açık bulunan bu cami, 1455 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in hocası, Akşemsettin tarafından yapılmıştır. Cami 1800 kişinin ibadetine elverişli olup, hemen yanında bir medrese ve bu medreseye ait birçok vakıf eseri bulunmaktadır.

FIRINCIK TÜRBESİ

Türbe hakkında anlatılan bir söylenti var. Şöyle ki: “Bir zamanlar, bu türbenin bulunduğu yerde bir ev ve hemen yanında bir fırın varmış. Evin kadını, yine bir gün Tabaklar mahallesindeki Hacı Gani Hamamına gider. Hamamdan çıkıp evine dönerken, karşısına bir genç çıkar ve “Allah aşkına yüzünü aç, bir göreyim” der. Bunun üzerine, kadın yüzünü açar ve gösterir. Eve gelince, olayı kocasına anlatır ve kocası bu duruma çok kızar.
Kocası, hemen evin bitişiğindeki fırına gider ve fırını yakarak karısına “Allah aşkına fırına gir” der. Bunun üzerine, kadın hiç tereddüt etmeden fırına girer ve aynı anda, fırın içinde “cennetten bir köşe” oluşur ve ateş, yemyeşil çimenlik haline gelir. Ancak kadın ölür ve aynı yere defnedilir.

Kastamonu Küre İstiklal Yolu

İSTİKLAL YOLU

Bu tarihi yol: İnebolu sahilinden başlar ve Küre-Seydiler-Kastamonu-Çankırı-Ankara arasında uzanmaktadır. Kurtuluş mücadelesi sırasında, deniz yolu ile gelen cephane ve silahların büyük bölümü, bu yol kullanılarak cepheye ulaştırılmıştır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” sözleri, bu yolun önemini ortaya koymaktadır.
O dönemde, Anadolu’da, eli silah tutan erkekler cephede düşman ile savaşırken, bu güzergahtaki yol üzerindeki nakliye, kadın-çocuk ve yaşlılar tarafından ve kağnılar ile sağlanıyordu. Bu nedenle, yola “İstiklal yolu” ismi verilmiştir.

Kastamonu Küre Belören köyü

BELÖREN KÖYÜ

Kastamonu-Küre kara yolu üzerinde, ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Ana yola, 2 km. uzaklıktadır.
400 yıllık bu köyde, Kaymakamlık ve Belediye tarafından, 15 evden, günümüz itibarıyla 2 ev restore edilerek, turizmin hizmetine sokulmuştur. Ayrıca, bir de kafeterya bulunmaktadır. Burada: kar şenlikleri ve kızak yarışları düzenlenmektedir.

Kastamonu Küre Kara Cehennem Boğazı

KARA CEHENNEM BOĞAZI

İlçe merkezine bağlı, 8 km uzaklıktaki Belören köyündedir.
Köydeki “Kara cehennem vadisi”, iki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan bir bölümü: 2 km uzunluğunda ve Ersizler dere kanyonu olarak bilinmektedir. İkinci bölüm ise: 3 km uzunluğunda, Kara cehennem boğazı olarak bilinir.
Kara cehennem boğazı, binlerce yıldır, suyun kayaları aşındırması sonucu oluşmuştur. Vadide, herhangi bir konaklama tesisi bulunmamakta olup, kısa molalar için tercih edilebilecek bir kafe bulunmaktadır. Doğa yürüyüşüne yani trakkeng meraklıları burayı ziyaret edebilirler.

KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI

Yine bu sitede, Küre Dağları Milli Parkı adı altında, ayrıntılı yazıyı bulabilirsiniz.

Küre dağları milli parkı ayrıntılı tanıtım yazıma ulaşmak için.

İnebolu tanıtımı.

Kastamonu tanıtımı.