İstanbul Avcılar

İstanbul Avcılar

İstanbul Avcılar; Şehir merkezine 27 km uzaklıktadır.

TARİHİ

Osmanlının Bizans’ı yenmesi sonucunda bölgeye Türkler yerleşmeye başlar. Türkler, özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece bölgelerine yerleşirler. Gofla deresinin ağzında ise deniz kenarında Rumlar oturmaktadırlar. Osmanlının son dönemlerinde, gemilerle getirilen mallar Küçükçekmece ve Gofla deresine boşaltılıyordu.

Burada bulunan Rum köyünde, bu mallar için bir depo vardı. 1924 yılında burada yaşayan Rumlar, mübadele nedeniyle ayrılınca Rumlardan boşalan yerlere askere ambarlar yerleştirilmiş ve bu yüzden bölgeye “Ambarlı” ismi verilmiştir.

Yunanistan’ın Ömberiya köyünde yaşayan Türkler, Rumların bıraktığı Ambarlı’ya yerleştirilirler. 1929 yılında Bulgaristan’dan göçen Türkler, Amindos çiftliğini satın alırlar. Daha sonra Amindos çiftliğinde oturanların bulunduğu alan “Avcılar Köyü” olur.

1934 yılına gelindiğinde Ambarlı ve Avcılar köyleri birleşir ve bu iki köye “Avcılar köyü” ismi verilir. Günümüzde İstanbul Üniversitesi kapısı önünde, kavşakta bulunan çeşmeye “Çobançeşme” denir ve avcılar burada konaklardı.

Zenginler av mevsiminde bu bölgeye gelirlerdi. Sabahın erken saatlerinde bölgeye gelen avcılar, avlanmaya çıkarlardı. Zaman içinde, buradaki avcılar, av bayramı düzenlemeye başladılar. Avladıklarını, köylüler ile birlikte, burada pişirir, çalgılar eşliğinde eğlenilirdi.

Avcılar köyü ismini, burada avlanmaya gelen avcılardan almıştır. 1970 yılından sonra Avcılar çok hareketli bir dönem geçirdi.

Bölgede çok hızlı bir nüfus artışı ve büyük konutlar yapılmaya başlandı, yeni yeni mahalleler oluştu, Avcılar çok geniş bir alana yayıldı.

Avcılar, 1992 yılında Küçükçekmece ilçesinden ayrılarak müstakil ilçe olmuştur.

Mahalleleri: Merkez, Denizköşkler, Ambarlı, Cihangir, Mustafa Kemal Paşa, Firuzköy, Üniversite, Gümüşpala, Yeşilkent ve Tahtakaledir.

İstanbul Avcılar

KONUMU

Güneyinde Marmara denizi bulunmaktadır. Doğusunda ise Küçükçekmece gölü vardır. TEM otoyolu ve E-5 karayolu, ilçe sınırları içinden geçer ve ilçeyi üç parçaya böler.

İstanbul Avcılar Ambarlı

AMBARLI

Avcılar ilçesinin kıyı mahallelerinden birisidir. Ambarlı limanı, Türkiye’nin en büyük limanıdır. Ambarlı’nın batısında yakıt dolum tesisleri ve elektrik üreten termik santral vardır.

İstanbul Avcılar Atatürk Müze Evi

Atatürk Müze Evi

Ambarlı Mahallesindedir. 2000 yılında açılmıştır.

İstanbul Avcılar Atatürk Müze Evi

Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanikte’ki evinin birebir kopyası olan müze evde: salon, misafir odası, mutfak, hizmetli odası ve kiler bulunur. Odalardan birisi, Atatürk anısına “Çalışma odası” olarak düzenlenmiştir. Bir yatak odası ise “Zübeyde Hanım” anısına düzenlenmiştir.

İstanbul Avcılar Firuzköy

FİRUZKÖY

Avcılar ilçesinin Küçükçekmece gölünün kıyısındaki mahallesidir. İstanbul il merkezine uzaklık yaklaşık 22 km dir. Avcılar ilçe merkezine olan uzaklık ise 4 km dir. Rakımı ortalama 63 metredir. Firuzköy yarımadası, 4.5 x 1.5 km ölçülerindedir. Ağaçsız bir tarım alanıdır.

İstanbul Avcılar Firuzköy

 

Arazinin büyük kısım 1’nci derece Sit alanıdır. Çünkü tarihi geçmişi oldukça renkli bir yer. Tahminlere göre, burada ilk yerleşim ilk çağlarda Dorlar tarafından kurulmuş bir balıkçı köyüdür.

Daha sonra Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlı döneminde burada yerleşim bulunmuştur. Son yapılan arkeolojik kazılarda, göl kıyısında antik bir fener kalıntısına ulaşılmıştır.

Bu da antik dönemde burada yerleşim bulunduğunu kanıtlamaktadır. Bathonea kazıları halen sürdürülmektedir. Firuzköy yolunun sağında ve solunda sanayi tesisleri vardır.

İstanbul Avcılar Atatürk Stadyumu

Atatürk Stadyumu

2012 yılı Mayıs ayında Firuzköy Spor Kompleksi olarak açılan tesislere, 2014 yılında “Atatürk Stadyumu” ismi verilmiştir. Spor Kompleksinde: futbol sahası, fittnes salonu, güreş salonu, atletizm pisti, kulüp odaları ve dinlenme alanı vardır. Stadyum, 6 bin seyirci kapasitelidir.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

Bathonea Antik Liman Kenti

Küçükçekmece gölü kıyılarında Firuzköy mahallesindedir. E-5 ve E-6 otoyolları arasındadır.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

 

Milattan önce 2 bin yılına ait izler bulunan antik Liman kenti Bathonea antik kentinde, Küçükçekmece gölü kıyısında 6 yıldır sürdürülen kazıların, İstanbul’un deprem tarihini aydınlatması beklenmektedir.

Kazılarda, 7 Mayıs 558 tarihinde İstanbul’u vuran depremin izleri bulunmuştur. Deprem Bizans İmparatoru Justinianus zamanında yaşanmıştır.

Hatta bu depremde Ayasofya’nın kubbesinin yıkıldığı, İmparator Justinianus’un döneminde yaşamış Prokopius isimli bir tarihçi bu deprem için “Küçükçekmece gölü çevresinde bütün yapılar temellerine kadar yıkılmıştı” diye yazmıştır.

Kazılarda, gerçekten temellerine kadar yıkılmış yapı kalıntılarına rastlanılmıştır. Hatta çöken bir kubbenin altında, iki kişiyi, birbirine sarılmış olarak bulmuşlardır.

Kubbe taşlarının altında ezilerek kalmışlar ve yanlarında da o dönemin sikkesi bulunmuştur.

Bu yüzden, dönemi tarihlemek mümkün olmuştur. Bunun dışında, İstanbul’da 11’nci yüzyılda bir deprem daha yaşanmıştır.

Bu depremin izleri de belirlenmiştir. Burada bulunan bir sarnıç yapısındaki kırılmalar, deprem ve ardından yaşanan heyelan hakkında bilgi vermektedir.

İstanbul Avcılar Bathonea Antik Liman Kenti

Ayrıca: bölgedeki sarsıntıların tahmin edilmesine da katkı sağlayacaktır.

Kazılar sonunda, bugüne kadar: antik liman yapıları, İmparator Konstantin tarafından yaptırıldığı düşünülen bir dev açık sarnıç, bir kale kalıntısı ve tabanları mozaik kaplı büyük bir saray veya manastır kompleksi ile, yer altı su kanalları ve antik yollar ortaya çıkarıldı.

Ayrıca: 2014 yılında bulunan ve MÖ 1800’lü yıllara tarihlenen Erken Hitit veya Hurri dönemine ait 2 figür, kalay kalıntıları ve seramik parçaları bulunmuştur.

Sonuç: Kanal İstanbul güzergahında bulunan 2700 yıllık Bathonea antik kenti dünyanın en büyük 10 keşfinden birisi olarak kabul edilmektedir. Tarihi kalıntıların bulunduğu alanın Arkeoloji Parkına dönüştürülmesi çalışmaları sürdürülüyormuş.

İstanbul Avcılar Gümüşpala

GÜMÜŞPALA

Namı diğer “Muşpula”; Avcılar ilçesinin hemen girişinde, E-5 karayolunun kenarında, Küçükçekmece gölünün kıyısındadır. Avcılar ilçesinin en güzel mahallesidir.

İstanbul Avcılar Gümüşpala

 

Manzarası, yürüyüş yolları ve piknik alanları ile sessiz ve huzur dolu bir yer olarak önem kazanır. Ancak, tüm bu güzelliklerin yanında, 1999 yılındaki depremde, İstanbul bölgesinde en çok hasar bu bölgede yaşanmıştır. Depremden sonra, Avcılar Olimpiyat Evi: Gümüşpala Mahallesine kurulmuştur.

İstanbul Avcılar Gümüşpala Çoban Çeşmesi

Çeşme

Çoban çeşmesi ismiyle de tanınır. Paşaeli piknik alanına giden yolun üzerindedir. 16’ncı yüzyıl Osmanlı döneminden kalma çeşme, Mimar Sinan eseridir.

İstanbul Avcılar Gümüşpala Paşaeli Parkı

Paşaeli Parkı

İstanbul şehrinde, en yakın ve en büyük piknik alanlarından birisidir. Burada Küçükçekmece manzarasına karşı oturup mangal keyfi yapabilirsiniz. Hafta içi sakindir, ancak hafta sonu mangal dumanından nefes almak mümkün olmaz.

Son aldığım bilgiye göre, Avcılar Belediyesi, burada barbekü bölümlerini kaldırarak mangal yakılmasını yasaklamıştır. Kaldırılan barbekü bölümlerinin yerine, yeni piknik masaları konulmuştur. Evet, park alanında konserler ve çeşitli şenlikler düzenleniyor.

İstanbul Avcılar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörlüğü Avcılar Kampüsü

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörlüğü Avcılar Kampüsü

Gümüşpala mahallesindedir. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüs alanı, 2’nci Dünya Savaşında buraya konuşlanmış olan 66’ncı Topçu Tümeni arazisidir. Yine burada eskiden bir askeri havaalanı vardı. Yerleşke 1978 yılında kurulmuştur.

Çünkü: İstanbul Üniversitesi, Beyazıt ve Vezneciler yerleşkelerine sığmamıştır. Kampüste Mühendislik, İşletme ve Veterinerlik Fakülteleri vardır. Burası, Merkez yerleşke olmamasına rağmen en büyük araziye sahip yerleşkedir.

 

MARMARA CADDESİ

Avcılar ilçe merkezinde bulunan cadde her zaman çok kalabalıktır. Sadece sabah erken saatlerde gezilebilir. Canlı bir yürüyüş alanı, bazı akşamlar burada konserler düzenleniyor.

İstanbul gezi planı, İstanbul-Günlük Gezi Planı-Gezi Yazısı

İstanbul Ataşehir

İstanbul Ataşehir

 

İstanbul Ataşehir; İlçe Anadolu yakasında, İstanbul şehrinin doğu yarısındadır. Kocaeli Yarımadasının ise batı kısmındadır ve denize kıyısı yoktur.

İstanbul Ataşehir

TARİHİ

Bizans döneminde, Bizanslıları yenerek bölgeye yerleşen Konuralp’in savaşçı dervişlerinden Geyikli Baba müridlerinden Eren Baba, Kartal Baba, Gözcü Baba, Ali Gazi ve Sarı Gazi bölgeye yerleşmişlerdir.

Bölgede; 1335 yılında Tekkebağ köyü ismiyle ilk yerleşim yeri kurulmuştur. 1460 yılındaki tapu kayıtlarında, bölgenin ismi Eren Baba nedeniyle “Erenköy” olarak kayıtlıdır.

1870 yılında, bölgenin batısına tren yolu kuruldu. Tren istasyonu yapılınca “Erenköy” ismi günümüzdeki yere verildi. Erenlerin bir kısmı, daha içerilere giderek yerleşince, bu yeni yerleşim yerine “İç Erenköy” ismi verildi.

Sonraki dönemlerde, 1910’lu yıllarda bölgede Karaman Çiftliği bulunmaktadır. Çiftliğin arazisi, 1978 yılında satışa çıkarılmış ve özel kişiler tarafından satın alınmıştır.

Ancak bu dönemde bölge için düşünülen toplu konut projeleri gerçekleşmemiş, çiftlik arazisi hisseleri bir bankaya geçmiştir. 1988 yılında, Fatih Sultan Mehmet köprüsünün bağlantı yolları geçince, bölgenin cazibesi artmıştır.

1992 yılında, bölgede ilk Ataşehir konutları yapılıp satışa sunulmuştur. 2008 yılında İlçe olmuştur.

İstanbul Ataşehir Atatürk Mahallesi

ATATÜRK MAHALLESİ

Bölgede bulunan Atatürk Mahallesi, en eski yerleşim yerlerindendir. Geçmişi 20 yıl kadar geriye gider.

Mahallede: birçok konut, çarşı, park, restoran, okul ve kafeler bulunmaktadır. Ama özellikle mahallede birçok anaokulu bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Mustafa Kemal Mahallesi

MUSTAFA KEMAL MAHALLESİ

1970’lerde bu yörede sadece birkaç tane mandıra ve domates tarlası vardı. Bölgede bir taş ocağı kurulunca, değişim başladı. Taş ocağından çalışmak için Anadolu’nun farklı yerlerinden birçok işçi buraya geldi.

Önce tahta barakalarda yaşarken, zamanla memleketteki ailelerini de yanlarına alarak bu tahta barakalarda hep birlikte yaşamaya başladılar.

İstanbul Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı

 

Ancak zamanla bu tahta barakalar yetersiz hale geldi ve gecekondular yapılmaya başlandı. Yine zamanla bu gecekondular arazi mafyası tarafında el konularak satılmaya başlandı.

Ancak bu gecekonduların satın alanlar, imar izni olmadığından Belediye’den yıkım tehdidi baskısı görmeye başladılar. Tüm bu gelişmeler üzerine, Taksim’de 1 Mayıs 1977 tarihinde yaşanan olaylar üzerine mahalleye 1 Mayıs Mahallesi ismi verildi.

İstanbul Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı

 

2 Eylül 1977 tarihinde mahallede yıkım tehdidine karşı “Gecekondu Direnişi” eylemi başladı. Mahalleli ile gecekonduları yıkmak için mahalleye gelen emniyet güçleri arasında büyük çatışmalar yaşandı.

Bu olaylar sırasında 12 kişi öldü. Devamında, dozerler evleri yıktı, taş taş üstünde kalmadı. Ancak gerek mahalleli ve gerekse İstanbul’un birçok yerinden gelen destekle, evler kısa süre içinde tekrar yapıldı.

Gelelim günümüze: Gecekondu direnişini anmak için, her yıl 2 Eylül tarihinde üç günlük bir festival yapılıyor. Bu festivalde: konserler, paneller düzenleniyor.

Ancak 1980 yılından sonra ismi “Mustafa Kemal Mahallesi” olarak değiştirilmiştir. Mahalle: Ümraniye ve Atateşir’i birbirine bağlamaktadır. Mahallede: Yeni Palmiye Parkı, Deniz Gezmiş Parkı ve Pir Sultan Abdal Parkları bulunuyor. Deniz Gezmiş Parkında: Deniz Gezmiş heykeli bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Kayışdağı

KAYIŞDAĞI

Mahalle ismini, İstanbul’un en yüksek 3’ncü yeri olan Kayış Tepesinden almaktadır. Mahalle, tepenin eteklerinde kuruludur. İstanbul ilindeki diğer yükseklikler: 537 metrelik Aydos Tepesi ve 442 metrelik Alemdağıdır. 1970’li yıllarda kurulan mahalleye, Kayışdağı ismi verilmiştir. Mahalleyi oluşturan gecekondulara, yakın zaman önce tapuları verilmiştir.

İstanbul Ataşehir Fenerbahçe Spor Kulübü Dereağzı Tesisleri

Fenerbahçe Spor Kulübü Dereağzı Tesisleri

Burada, antreman tesisleri ve Fenerbahçe Koleji bulunmaktadır.  

İstanbul Ataşehir Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos Yerleşkesi

Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos Yerleşkesi

Yerleşke, Kayışdağı tepesinin batı yamacındadır. 2000’li yılların başında burada Yeditepe Üniversitesi kurulmuş ve hızla gelişmiştir. Üniversite yapıları, öğrencilerin eğitim, kültür, sanat, spor ve tüm ihtiyaçlarına cevap verecek donanımla inşa edilmiştir.

Kendine özgü mimarisi vardır. Selçuklu mimarisinden esinlenilerek inşa edilmiştir. 4250 öğrenci kapasiteli, iki ayrı öğrenci oteli bulunmaktadır. Özellikle burada öğrenci nüfusu fazladır. Buna bağlı olarak, kafeterya ve restoran sayısı da artmıştır.

Kayışdağı Ormanı

Kayışdağı Ormanı, Ataşehir ve Maltepe ilçeleri arasındadır. Dağın batı eteklerinde çıkan kaynak suyu çevresinde: meşe toplulukları bulunur. Tahrip edilen orman örtüsünün yerini zamanla maki toplulukları almıştır.

Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir huzur ortamı sağlamaktadır. Kayışdağı kaynak suyu: oldukça güzeldir. Ormanlık alan daha önce askeriye tarafından kullanılıyordu.

Günümüzde ise Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ihale ile kiraya veriliyor. Burada: ziyaretçiler tarafından piknik yapmak mümkündür. Ormanın bir kısmında, Darüleceze Tesisleri bulunmaktadır.

KÜÇÜKBAKKALKÖY

Bölgenin en eski mahallelerindendir. Burada, 1940’lı yıllarda küçük bir Rum köyü bulunmaktadır. Günümüzde, buranın önem kazanan yerleri: Türkan Saylan Tıp Merkezi ve Taç Spor Tesisleridir.

İstanbul Ataşehir Zübeyde Hanım Öğretmenevi

Zübeyde Hanım Öğretmenevi

Küçükbakkalköy’de bulunan ve 2002 yılında hizmete açılan öğretmenevi 100 oda ve 220 yatak kapasitelidir. Oldukça güzel bir yer, 3 kapalı restoranı ve 600 kişilik bahçesi, 300 kişilik terası bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Brandium Alışveriş Merkezi

Brandium Alışveriş Merkezi

Dudullu caddesinde Gümrüğün tam karşısındadır. Ataşehirde ulaşımı kolaydır. Hem yiyecek ve hem de içecek, tekstil ve elektronik ürünleri bulup satın alabileceğiniz bir yerdir. 200’den fazla mağaza bulunuyor. Bowling salonu ilgi çekiyor.

İstanbul Ataşehir Novada Ataşehir Alışveriş Merkezi

Novada Ataşehir Alışveriş Merkezi

Taçspor yoluda, Dilek Sabancı Lisesi hizasındadır. Küçükbakkalköy Mezarlığının hemen karşısındadır. Tanıtıma başlamadan söylemekte yarar var, burada otopark tam bir sıkıntıdır. Novada Ataşehir, 50 milyon Euroluk bir yatırım, yaklaşık 4 bin metre karelik alanda: hipermarket, çeşitli büyüklükteki mağazalar, restoran ve kafeler bulunuyor.

Ayrıca, Ataşehir Belediyesinin nikah salonu da buradadır. Yani özellikle hafta sonlarında yoğun kalabalık ve gürültü oluyor.

Ayrıca, yine buranın önemli bir özelliği, Ataşehir Belediyesinin çocuk tiyatrosu burada bulunduğundan çocuk popülasyonu oldukça fazladır. Bir diğer özelliği, sinema olmamasıdır.

Cemal Süreya Sergi Merkezi

Novada Alışveriş Merkezindedir. Ataşehir Belediyesi tarafından hizmete sunulmuştur. Bu merkezde: çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlar: seminerler, konserler, sempozyumlar ve sergilerdir. Burada özellikle çocuk tiyatrosu ilgi çekiyor.

YENİSAHRA

Daha önce Kadıköy ilçesine bağlı olan Mahalle, buraya bağlanınca nüfusu azalmıştır. En büyük özelliği: Kadıköy ve Üsküdar ulaşım bağlantılarının çok kolay olmasıdır.

İstanbul Ataşehir Optimum Alışveriş Merkezi

Optimum Alışveriş Merkezi

Kasım 2008 tarihinde hizmete açılmıştır. Oldukça büyük otoparkı bulunmaktadır. Outlet anlayışı ile hizmet vermektedir. Özellikle seri sonu ürünlerin fiyatları oldukça uygundur.

Yerli ve yabancı mağazalar ile alışveriş etkinlikleri yanında mimari tasarımı ile fark yaratmaktadır. Üst bölümde gün ışığı alan food court bölümü 2500 kişi kapasitelidir.

Terastan, E-5 manzarasını izleyebilirsiniz. Buz pisti oldukça büyüktür. Sinema da vardır. Son bir not: 2010 yılında ICSC (Uluslararası Alışveriş Merkezleri Birliği) tarafından, Prag şehrinde düzenlenen Avrupa Konferansında “Avrupanın En iyi Outlet” i seçilmiştir.

Evet yine son bir not, buraya hafta içi gitmenizi öneririm, hafta sonu çok kalabalık oluyor.

İstanbul Ataşehir Palladium Alışveriş Merekzi

Palladium Alışveriş Merkezi

Palladium alışveriş merkezi, 230 milyon dolarlık bir yatırımla 25 Eylül 2008 tarihinden itibaren hayata geçirilmiştir.

34 bin metre karelik alana kurulmuştur. Konseptin adı “Yaşam Küresi” dir. Çünkü dev cam küre şeklinde dizayn edilmiştir. 190 tane mağaza bulunuyor.
İstanbul Ataşehir Palladium Alışveriş Merkezi

Sinema bölümünde 10 tane salon vardır. Ayrıca: 32 katlı rezidans kuleleri bulunur. Kapalı otopark 5 kattan oluşur.

İÇERENKÖY

Bölgenin en hızlı gelişen yeridir. Burada oldukça büyük konut projeleri dikkat çekmektedir. Buna bağlı olarak: çok sayıda okul, park alanı, oteller ve sağlık merkezleri bulunur.

İstanbul Ataşehir Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

E5 ve O6 Otoyolunun kesiştiği, stratejik bir köşebaşındadır. Ayrıca: İBB’nin yeni metro ağı içerisindedir. Avrupa ve Anadolu yakasından gelen bütün metro hatları: AVM arazisi içinde birleşmektedir. Böylece: AVM içindeki metro istasyonunda, günde 500-750 bin arası kullanıcı AVM içinden çıkış yapmaktadır. Yani, Türkiye’nin en işlek metro hatlarından birisidir.

İstanbul Ataşehir Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

 

Türkiye’nin ilk alışveriş merkezlerinden birisidir. 1993 yılında açılmış ve İstanbul ve Türkiye’nin en önemli perakende yerlerinden birisi olmuştur.

Alışveriş merkezinin en büyük yeri Carrefour SA Hipermarket, yaklaşık 30 bin metre karelik alanı kaplamaktadır.

Yani, Avrupa’nın en büyük hipermarketidir. Ayrıca, yine alışveriş merkezinde 200 ulusal ve uluslararası markanın perakende satış mağazası vardır.

İstanbul Ataşehir Ali Gazi Baba Türbesi

Ali Gazi Baba Türbesi

Kozyatağı’nda Carrefoursa ile İçerenköy Meyve Sebze hali arasında  bulunan burada: Bizans döneminde, Erenköy bölgesinin fatihi olarak tanınan “Ali Gazi Baba” türbesi bulunmaktadır. Osmanlı dönemi yapısıdır. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur.

Türbeyi ziyaret edenler, genellikle ev ve çocuk sahibi olmak isteyenlerdir. Son bir not: türbe tam caddenin ortasında kalmaktadır. Söylenenlere göre, yol yapımı için türbe yıkılacaktı ancak yıkmak için gelen iş makineleri bir türlü çalışmamış ve türbe yıkılamamıştır. Bunun sonucunda, yol türbenin iki kenarından geçirilmiştir.

İstanbul Ataşehir Kriton Curi Heykeli ve Parkı

Kriton Curi Heykeli ve Parkı

Kozyatağında 19 Mayıs Mahallesindedir. Yüksek binaların arasında bulunan park oldukça güzeldir. Kozyatağı çevresinde “Çamlık” olarak bilinir. Park alanı içinde, yürüyüş yolları, spor alanları ve çocuk oyun alanları bulunur.

Güzel bir kafe de vardır. Ayrıca yine park alanı içinde: Kriton Curi Parkı Gönüllü Evi bulunuyor. Burada: Fotoğraf ve Türk Sanat Müziği kursları düzenleniyor. Konferans ve seminerler veriliyor.

 

Gelelim parkı adı verilen Kriton Curi kimdir?

Kendisi: Prof. Dr olan değerli bir Türk bilim adamıdır. 1942-1996 yılları arasında yaşamıştır. Kadıköy doğumludur, Boğaziçi Üniversitesinde Çevre Teknolojileri bölümünde çalışmıştır. Ulusal ve uluslararası alanlarda birçok ödülü bulunmaktadır. Parkın korunmasında da büyük emek sarf etmiştir. Parkın içinde, kendisinin bir de heykeli bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Reşat Paşa Köşkü

Reşat Paşa Köşkü

Kozyatağı’nda Sinan Ercan Caddesindedir. Ahmet Reşat Paşa (1849-1927) tarafından 1900’lü yıllarda Mimar Mehmet Efendiye yaptırılmış ve 19 Kasım 1900 tarihinde büyük bir törenle açılmıştır. Reşat Paşa: Sultan II Abdülhamit döneminde önemli bir devlet adamıdır. 3 katlıdır. Zemin kat: yığma taş, birinci ve ikinci katlar ise ahşap ve bağdadi olarak yapılmıştır.

1986 yılında özel bir şirket tarafından restore edilen yapı, 1989 yılında restoran olarak kullanılmaya başlanmıştır. Restorasyon sırasında: üst katlar ahşap konstrüksiyon olarak yeniden inşa edilmiştir. Yapının dış mimarisi gibi, iç mimarisinde de tavan ve duvarların tezyinatı ve dönemin ünlü sanatçılarına ait tablolar bulunmaktadır.

Salonların tavanlarını süsleyen resimlerden bazıları aynı zamanda ressam olan Reşat Paşa tarafından yapılmıştır. Köşkteki eşyalar, restorasyon sırasında orjinallerine uygun olarak yaptırılmıştır, kumaşlar da özgün motiflerle dokutturulmuştur.

İstanbul Ataşehir Metropol İstanbul

METROPOL İSTANBUL

Ataşehir merkezinde, İstanbul Finans merkezinin hemen karşısındadır. 250 metrelik gökdeleni ile Avrupa’nın en yüksek binasıdır. Yaklaşık 800 bin metre karelik alanda: ofis, rezidans ve alışveriş merkezi bulunmaktadır. Bunlar, Türkiye’nin en büyük karma projesini oluşturur.

Amerika Yeşil Bina Konseyi tarafından geliştirilen LEED derecelendirme sistemindeki çevre şartlarına uygun inşa edilmiştir. Alışveriş merkezinde 250 mağaza, eğlence ve performans alanı ve 4000 araçlık otopark bulunmaktadır.

Ayrıca: çocuk ve genç oyun alanları, açık park ve spor alanları, kapalı avlu, cadde ve sokakları vardır. Kafe ve restoranlarında seçkin lezzetler sunulmaktadır.

İstanbul Ataşehir Metropol İstanbul

Konut bölümü ise: C bloğunda home ofisler ve A bloğunda isi ofis ve rezidanslar bulunur. 27 katlı B blokta ise rezidans daireler vardır.

İstanbul Ataşehir Bülent Ecevit Parkı

BÜLENT ECEVİT PARKI

Barbaros Mahallesindeki park, Ataşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır. Oldukça büyük olan park alanı içinde, spor sahaları, gölet ve şelaleler ile çocuk oyun alanları bulunmaktadır. Yaklaşık 8 bin metre karelik park alanında: basketbol sahaları, mini futbol sahası, gölet ve şelaleler, çocuk oyun alanları, koşu parkuru, dinlenme alanları, çardak ve yürüyüş yolları bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Ülker Spor ve Etkinlik Salonu

ÜLKER SPOR VE ETKİNLİK SALONU

2012 yılında ilçenin Batı bölümünde kurulmuştur. Çok amaçlı kapalı spor salonu: Fenerbahçe Spor Kulubü Basketbol şubesi tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca çeşitli zamanlarda burada konser ve özel etkinlikler düzenlenmektedir.

Salonun kapasitesi 15 bin kişiliktir. Alt yapısı son teknoloji ürünüdür. Ana salonun iç yüksekliği yaklaşık 28 metredir. Salona giriş yapılan alanları büyüklüğü nedeniyle, içeriye birçok Tır girebilmekte ve dünya çapında prodüksiyonların burada yapılabilmesi sağlanmaktadır.

İstanbul Ataşehir Ülker Spor ve Etkinlik Salonu

 

Skorbord 28 ton ağırlığındadır ve Avrupa’nın en büyüğüdür. Arenanın iç mekan reklam alanları, tribünleri dolaşan 360 derece led kuşağı şeklinde yapılmıştır.

Evet, burası sadece Fenarbahçe’nin maçlarını yaptığı bir yer değil, dünyaca ünlü yıldızların şovlarının da düzenlendiği bir yer olarak önem kazanıyor.

İstanbul Ataşehir Watergarden

WATERGARDEN

Batı Ataşehir bölgesinde, Halk Bank genel müdürlüğü ve Ataşehir Belediyesinin yanındadır. Genel anlamda bir “Gastronomi Merkezi” olarak tanımlanıyor. İstanbul şehrinde Anadolu yakasının en yeni alışveriş merkezlerindendir. Alışveriş merkezi her gün saat: 10.00-22.00 arasında açıktır. Üstü açıktır.

Böylece ferah bir ortam yaratılmıştır. Özellikle, burada havuz gösterileri ilgi çekmektedir. Havuz gösterilerinde: keyifli bir müzik eşliğinde, muhteşem su gösterileri izlemek mümkündür. Bu gösteriler lazer ve ışık gösterileri ile çeşitlendirilir.

Ancak her saat başı düzenlenen bu gösteriler sadece 6 dakika sürüyor. Havuzun çevresinde restoranlar ve kafeteryalar bulunmaktadır, havuz şovları buralardan izlenebilir. Çünkü İstanbul’un en gelişmiş su, ateş, müzik, lazer ve ışık gösterileri burada bulunuyor.

Yine, alışveriş merkezi alanında: sinema, lunapark, çocuk oyun alanları gibi eğlence mekanları ile fast food yerleri bulunmaktadır. Nostalji sokağı denen yerde ise: kebapçılar, tatlıcılar, muhallebiciler, köfteciler ve soğuk sandviççiler bulunuyor.

Gelelim en hassas bölümü, yani otoparka. Merkez, Plazaların ortasında bulunduğundan plazalara gelenlerin araçlarını bırakmalarını önlemek için otopark bir ara ücretli yapılmış, sonra değiştirilmiş, son aldığım bilgiye göre sadece 3 saat ücretsiz, sonrası ücretlidir. Ayrıca, otopark oldukça sıkıntılıdır.

İstanbul Ataşehir Düştepe Oyun Müzesi

DÜŞTEPE OYUN MÜZESİ

Barbaros Mahallesi Mimar Sinan Parkındadır. 2015 yılında ziyarete açılmıştır. Türkiye’nin ilk oyun müzesidir. Pazartesi günü hariç her gün açıktır ve giriş ücretsizdir. Sunay Akın ve Sahne Tasarımcısı Ayhan Doğan tarafından tasarlanmıştır. Park alanı içinde tek katlı ahşap bir binadadır. Burası ve parkın bir bölümü oyun alanına dönüştürülmüştür.

Müzede çok çeşitli oyuncaklar vardır ve çocuklar için eğlenceli aktiviteler düzenlenmektedir. Bunlar arasında 20 ülkeden yaklaşık 150 oyun çocuk oyunu bulunmaktadır.

Ayrıca satranç takımı, Victoria dönemi küp oyunları, 100 yıllık ilk taş ev inşa oyunu, ilk uzay oyunları bulunmaktadır. Yine oyun parkında: bowling, satranç, mini golf, masa tenisi ve ahşap salıncaklar vardır.

İstanbul Ataşehir My Museum Otomobil Müzesi

MY MUSEUM OTOMOBİL MÜZESİ

My Office Barbaros Mahallesi Çiğdem Sokaktadır. My Office Binasındadır. Giriş ücretlidir.  Müze: FIVA (Uluslararası Tarihi Taşıtlar Federasyonu) tarafından tanınmaktadır.

Müzenin, dört katlı ve toplam 3 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır.  Müzede: Cengiz Artam tarafından, 1985 yılından bu yana biriktirilen koleksiyondaki 130 otomobil sergileniyor.

Zemin katta: 1960 yılı ve sonrası üretilen otomobiller sergileniyor. 2’nci katta: 1950 yılı ve sonrası otomobiller, 3’ncü katta ise antika otomobiller ve kafe bulunuyor. Çatı katında ise maket otomobiller görülebilir.

Sergilenen araçların yüzde 90 bölümü, yurt dışından getirilmiştir. En ilgi çeken araçlar: 1909 model bir otomobildir. Ayrıca, Türkiye’nin ilk Formula otomobili “Hupmobile” de görülebilir. 1928 model Fiat otomobil, dünyada bir tane üretilmiş olması ile önem kazanmaktadır.

İstanbul Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ

2002 yılında ziyarete açılan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, yine bölgede ilgi çeken yerlerden biridir. Botanik parkına giriş ücretsizdir. Botanik Parkı: 1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından, eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturmak amacıyla kurulmuş, bitkilendirme ve ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. 46 hektarlık park alanına, 50 bin ağaç ve çalı dikilmiştir. Daha sonra bu alanın park değil, Botanik Bahçesi olarak düzenlenmesine karar verilmiştir. Düzenlemenin sonucunda bahçe, 2002 yılında halkın ziyaretine açılmıştır.

İstanbul Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

Botanik parkı 8 adadan oluşmaktadır.

Botanik parkının bölümleri şunlardır: İstanbul adası, Mesire adası, Meşe adası, Anadolu Adası, Ertuğrul Adası, Trakya Adasıdır. Ayrıca: bitkilerle ilgili bilgi alınabilecek bir Eğitim Bölümü de bulunmaktadır.

Mesire Adası

Burada piknik masaları bulunuyor. Çünkü burası NGBB’de piknik amaçlı düzenlenmiş tek adadır. Diğer adalarda piknik yapılamıyor. Ayrıca: Keşif Bahçesi, Bambu labirenti ve Kemal Öner Tanırım Evi vardır. Ayrıca: Soğanlı bitkiler koleksiyonu, Kaya bahçesi, Kameriye, Ciltli bahçe, Kurak ve çorak bahçe, Nilüfer havuzları, Kaktüs ve etli bitkiler serası, Kanal boyu çok yıllık bitkiler alanı, Kaya çatlağı bahçesi ve Saklı bahçe bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Ertuğrul Adası

Ertuğrul Adası

Burada, Sultan II Abdülhamit’in emriyle, 1890 yılında gittiği Japonya’dan dönüş yolunda fırtınaya yakalanarak batan Ertuğrul Fırkateyn’inde görevli 527 denizci anısına bir anıt dikilidir. Bu adaya giriş ve çıkışlar, tünellerle sağlanır. Bu tünellerden birinde posterler ve diğerinde ise İstanbul’da Bahçe ve Çiçek temalı bir sergi vardır.

İstanbul Ataşehir Ertuğrul Adası

 

Adada: Ertuğrul Anıtı, tohum evi, NGBB Sembolü, faydalı bitkiler koleksiyonu, ekmek teknesi, anıt zeytin ağacı, ortanca koleksiyonu, bataklık bitkileri, nilüfer tankları, Japon Sakura Vakfı tarafından bağışlanan Sakura ağaçlarını görebilirsiniz.

İstanbul Ataşehir Mozaik Çarşısı AVM

MOZAİK ÇARŞISI AVM

Atatürk Mahallesindedir. Bölgenin en eski çarşılarındandır. 1994-1995 yılları arasında yapılmıştır. 22 bin metre karelik alanı kapsar. Çarşı ismini: kuzey cephesinde bulunan mozaik panodan alır. Bu pano: 72 metre uzunluğunda ve 1.60 metre genişliğindedir. Bu mozaik pano: Sanatçı Sadık Altınok tarafından yapılmıştır ve “Kültür Mozayiği İstanbul’u” tasvir etmektedir. Binanın zemin katında, “Üç Kral” isimli bir başka mozaik pano daha vardır. Bu panonun uzunluğu 6 metredir.

İstanbul Ataşehir Mozaik Çarşısı AVM

 

3 kattan oluşmaktadır. Ayrıca 2 kat otopark vardır. Çevresindeki konutların görüş alanını kapatmamak için alçak yani az katlı yapılmıştır. Meyilli arazide olduğu için, çok kapılıdır.

Oldukça ferah ve geniş koridorları vardır. Gıdadan, alışveriş ve eğlenceye kadar birçok sektör bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Bulvar 216 AVM

BULVAR 216 AVM

Ataşehir Bulvarı Gelincik Sokakta Mimar Sinan camisinin bitişiğindedir. 2014 yılında hizmete açılmıştır. Yaklaşık 6 bin metre karelik alana kuruludur. Mimarisi oldukça farklıdır. Şehrin ortasında doğanın temsili bir anıt gibi görünür. Tipik bir AVM değildir. Dükkanlara dıştan giriş yapılıyor ve dıştan dolaşılıyor.

Alışveriş merkezinde özellikle her türlü restoranın bulunması dikkat çekiyor. Yani alışveriş için mağaza sayısı azdır.  Yapı: 2013 yılında “Europen Property Awards” yarışmasında 5 farklı dalda ödüle layık görülmüştür. Bu ödüller: En iyi karma kullanım mimarisi, en iyi ofis mimarisi, perakende mimarisi, ofis geliştirme, perakende geliştirme.

IF PERFORMANCE HALL ATAŞEHİR

Bulvar 216 Alışveriş Merkezinin üstündedir. Burada konser ve benzeri etkinlikler düzenlenmektedir.

İstanbul Ataşehir Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ KEREM AYDINLAR KAMPÜSÜ

İçerenköy, Kayışdağı caddesindedir.

Sağlık Bilimleri alanında tematik bir üniversitedir. 2009 yılında Maltepe’de geçici kampüste kurulan üniversite, 2013 yılında buradaki asıl kampüsüne taşınmıştır.

Kerem Aydınlar Kampüsü, İstanbul’un Anadolu yakasında 100 bin metre karelik kapalı alana sahiptir.

Öğrenciler şehir içinde bir kampüs hayatı yaşarlar. Kampüs, öğrencilerin üniversite yaşamlarını destekleyici her türlü akademik ve sosyal olanaklara sahiptir. Kampüs alanında kız ve erkek öğrenci yurtları bulunuyor.

Acıbadem Hastanesi, 2014 yılında Atakent Hastanesi açılmıştır. Hastane 278 yatak kapasitelidir. Yılda ortalama 450 bin hastaya hizmet verilmektedir.

ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEK OKULU

Ataşehir, Yenişehir Mahallesi Baraj Yolu Caddesindedir. Okul: Adıgüzel Eğitim Kültür Araştırma Yardımlaşma ve Sağlık Vakfı tarafından 2012 yılında kurulmuştur.

Ülke ekonomisinin ve iş yaşamının ihtiyacı olan, nitelikli işgücünü, çağdaş, demokrat ve analitik düşünceye sahip, sanayi ile işbirliği içinde bireyler olarak yetiştiren bir meslek yüksekokuludur. Halen okulda 1361 öğrenci eğitim görmektedir.

İSTANBUL GÜNLÜK GEZİ PLANI HAKKINDAKİ YAZIM.

İstanbul Tarihi Süreç

İstanbul Tarihi Süreç

İstanbul ve çevresi; MÖ. 1’nci bin yılda; yoğun bir yerleşim hareketlerine sahne olur. Önce; Trakya’dan gelen göçmenlerin yerleşimi görülür. MÖ. 7’nci yüzyılda ise; Yunanistan’dan gelen kolonicilerin, bunlarla birleştikleri görülür.

Yani; “Byzantion” adıyla anılan ilk yerleşme de; Trakya’dan gelenlerin izleri daha yoğundur. Ancak; yine de, bu ilk yerleşme hakkında, belge ve bilgi bulunmamaktadır.

Kent; konumu ve çevresi sayesinde zenginleşmiş ve tarih içinde, bu durumunu koruyabilmek için, her türlü siyasi manevrayı yapmış. Dönemin siyasi dengelerine göre: Perslerin, Yunanlıların, Makedonyalıların ve daha sonra da Romalıların egemenliğine girmiş. (MÖ.6’ncı yüzyılda; Pers kralı Darius’un; ordularını boğazdan geçirmek için, gemilerini yan yana dizerek, ilk boğaz köprüsünü yaratmış olması, yazılı belgelere geçmiştir. )

Bazen de, hatalı siyasi tercihler, felaketle sonuçlanmış. Şöyle ki, Roma döneminde, kent; imparator Septimus Severus’a karşı; yanlış kişiyi destekleyince, imparator intikam almak için, kenti, yerle-bir ettirir.

Ancak; imparator Severus, daha sonra yaptıklarına pişman olur. Kenti, daha görkemli şekilde yeniden yaptırır. Bu dönemden, günümüze, yalnızca, Sultanahmet Meydanındaki Hipodromun temelleri kalır.

Tarihi süreç içinde

Roma imparatoru Konstantinus; imparatorluğu daha iyi idare edebilmek için; Doğu’da, Roma dışında, ikinci bir başkent kurmak ister.

Dönemin ünlü kentlerinden; Troya, Nikomedia (İzmit) gibi adayları düşündükten sonra Byzantion’da karar verir. MÖ. 330 yılının Mayıs ayında, kent, “Konstantinopolis” olarak yeniden kurulur.

Yeni kentin sınırları; 6 km. karelik bir alana yayılır. İmparatorluğun çeşitli yerlerindeki insanlar, zorla göç ettirilerek, kente getirilir. Hatta, kente gelmeyi cazip hale getirmek için, uzun yıllar “ekmek” bedava dağıtılır. Roma’dan gelecek olan yöneticiler için, manzaralı villalar yaptırılır.

Evet; yeni kent yani Konstantinapolis; 7 tepe üzerine kurulur. 14 idari bölgeye ayrılır. İmparator Konstantinus; kenti görkemli hale getirmek için, her türlü gayreti sarf eder. O zamanda, dünyanın her yerinden önemli sanat eserleri toplatır ve kentsel alanları süsler.

Hipodrum’daki yılanlı sütun ve dikilitaş, bu çabalara örnektir. İmparator Konstantinus; o zamana kadar hep takibe uğramış olan Hıristiyanlığı; serbest bir din haline getirir.

Kentin, önemli bir Hıristiyanlık merkezi olması için; dini açıdan önem taşıyan kutsal emanetleri toplar, bunları yeni yapılan kiliselere koydurur. Ancak; MS. 337 yılında ölür ve ardında, kocaman bir şantiye ve bitmemiş sayısız proje bırakır.

Daha sonra; I. Theodosius dönemi başlar. MS. 4’ncü yüzyılın sonunda, daha önce yarım bırakılan projelerden bir kısmı sürdürülür. MS. 381 yılında; kent, Patrikhane merkezi haline gelir. MS. 395 yılında, I. Theodosius’un ölümü üzerine, oğlu Arkadius, imparator olur. Arkadius, Doğu Roma’nın ilk imparatoru vasfını da taşır.

Kentte; nüfus hızla artmaktadır. Bu nüfusa yer bulmak için, imparator II. Theodosius zamanında, kent genişletilir. O zaman yapılan surların sardığı kent; 20’nci yüzyıla kadar, ölçülerinde ve yerleşim alanlarında değişim göstermeden sürer. 12 km. karelik alana yayılan kentte yaşayan insanların sayısının ise 200 bin olduğu sanılmakta.

MS. 6’ncı yüzyılda

kent, en zengin zamanını yaşar. Ancak; 20’nci yüzyılın sonuna kadar süren en önemli eksiklik: sudur. Kentin doğal su kaynakları, hiç bir zaman yeterli olmaz. Suyu, uzaktan getirmek ve muhafaza etmek gereklidir.

Su; yaklaşık 200 km. uzaklıktaki Istıranca Dağlarından getirilir. 4’ncü yüzyılda, zorla buraya getirilmiş olan halk, çok fazla kalabalıklaşıp nüfus 500 bine ulaşınca, bu sefer, kente, yeni insan göç dalgasının gelmemesi için, önlemler alınmaya başlanır.

Bu dönemlerde, bir yandan da, yüzbinlerce kişiyi öldürecek olan veba salgınları görülür. Veba denilince; bir yerde okumuştum. Veba; girdiği bir yerde, nüfusun tam tamına yarısını öldürür. Yani; gerek sayısal ve gerekse cinsiyet bakımından, tam yarısı. İlginç olan bu notu, paylaşmak istedim.

Evet, devam ediyorum. Kent; Bizans imparatoru İustinianus döneminde, hala antik bir Roma kenti görünümündedir. Ancak, yeni dinin, Hıristiyanlığın yerleşmesiyle, bir Hıristiyan başkenti haline gelir. Sokaklardaki törenler, daha ziyade, dini geçitler şeklindedir.

MS. 8 ve 9’ncu yüzyıllarda; yeni dinin etkin olması nedeniyle, saray ve kilise arasında çatışmalar görülmeye başlanır. MS. 11’nci yüzyılda ise, nüfus yine yoğunlaşır ve 500 bin rakamlarına ulaşır. Artık kullanılmayan kiliselerin ve forumların taşları; sökülerek, yeni nüfus için inşa edilen yapılarda kullanılmaya başlanır. Bunun sonucunda ise, kent, yavaş yavaş eski görüntüsünden yani Roma kimliğinden uzaklaşır.

Bu aradaki dönemde; Batı Roma ile olan ilişkiler kötüleşir. MS. 11’nci yüzyılda, Doğu Roma yani Konstantinapolis, Papa tarafından afaroz edilir ve ilişkiler tamamen kopar. Ancak; aynı dönemde, doğuda Selçukluların tarih sahnesine çıkması ve Bizans imparatorluk birliklerinin ardı ardına aldığı yenilgiler sonucu Anadolu’daki toprak kayıpları; Bizanslıların batıdaki Hıristiyanlarla yeniden ittifak kurmalarına sebep olur. Bu yüzyılda; İstanbul’a gelen haçlılar, kente alındıklarında, kentin ve sarayın zenginliği ve kentsel alanlardaki organizasyonlara hayran kalırlar.

1204 yılında ise, yeni bir seferle bölgeye gelen haçlılar, kenti işgal ederler. İmparator ve Patriği kovarlar. Düşünün; kendi aralarında kavga ediyorlar. Latin işgali diye bilinen bu olay; 1261 yılına dek, 57 yıl sürer. Bu dönemde, şehir, ciddi şekilde yağmalanır. Birçok sanat eseri yok edilir. Kiliselerde bulunan kutsal emanetler çalınıp Venedik ve Avrupa’nın diğer şehirlerine kaçırılır. 1261 yılında; Bizanslılar, yeniden kenti ele geçirirler. Ancak; ekonomi, onarılmaz darbeler almıştır.

Bütün bu siyasi ve ekonomik felaketler üzerine bir de veba salgınları eklenince, kentin nüfusu 80 binlere düşer. Bu dönemde, kente gelen, büyük gezginler: boş arazilerden, manastırlara çekilmiş nüfustan söz ederler.

Bir zamanlar; büyük toprakların başkenti olan kent, artık, ancak kendisini idare edebilen bir kent-devlet olmuştur. Osmanlılar; kenti kuşattıklarında, kentteki nüfus, kenti kuşatan Osmanlı ordusundan sayısal olarak daha azdır.

Evet, kuruluşundan, 1123 yıl sonra, yine bir Mayıs ayında, İmparator Konstantinus döneminde, kent, Fatih Sultan Mehmet tarafından, tarihe gömülür.

OSMANLI DÖNEMİ

Evet, kent, 1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından ele geçirilir. Fatih; kendisini Konstantinus veya İustinianus gibi kent için önemli olmuş imparatorların yerine koyar ve kendi külliyesi ve türbesini, bu imparatorların mezarların üzerinde bulunduğu kilisenin yerine inşa ettirir.

Müslümanların, kentin ticaret bölgesine yerleşmelerini sağlamak için, öncelikle, bugünkü Kapalı çarşının bulunduğu bölüme, Mahmut Paşa Külliyesi yaptırılır. Anadolu yakasına ise; Üsküdar’a, Rumi Mehmet Paşa külliyesi yaptırılır. Fatih; Müslüman bir başkent inşa etmeye başlar.

Zorunlu göçlerle, kentteki nüfusu arttırmaya çalışır. Ortodoks ve Ermeni Patrikhanelerinin tekrar kurulmasına müsaade eder. Rumlara ait kiliselerin bir kısmını, Ermenilere tahsis eder. Yahudiler de, göç ettirilerek, kentin değişik semtlerine yerleştirilirler.

İtalya’da ki gibi, duvarlı gettolar oluşmamasına rağmen, yine de dini guruplar kendi aralarında kalmayı tercih ederler. Özellikle Galata; tüm etnik gurupların birlikte yaşadıkları bir bölge haline gelir.

Takip eden tarihi süreç incelendiğinde; Beyazıt döneminde; antik ve Hıristiyan kentten ayakta kalan izlerin silinmeye başladığı görülür. 15’nci yüzyılın sonlarına doğru, İspanya’dan kaçan Müslümanlar ve Yahudiler için kentte iskan izini verildiği görülür. Dolayısı ile, kentteki Yahudi sayısı önemli ölçüde artar.

16’ncı yüzyılda; Kanuni Sultan Süleyman döneminde; zenginlikler başlar. Saray için çalışan Mimar Sinan, saray mensubu kişilere, birçok yapı tasarlar.

17’nci yüzyılda; kente, anıtsal yapı olarak, Sultan Ahmet Cami ve külliyesi ile Eminönünde’ki Yeni Cami Külliyesi eklenir.

18’nci yüzyılda; Lale Devriyle birlikte, İstanbul’un çehresi değişir. Lale Devri; tutuculuktan dolayı Osmanlı imparatorluğundan uzak tutulan matbaa gibi buluş ve çeşitli araçların, kente geldiği bir dönemdir.

Bu dönemde; Osmanlı idaresi, Batı’ya daha farklı bakmaya başlar. Batı ile yoğun ilişkiler kurulur. Kentteki mimari yapılar incelendiğinde; hem Doğu’dan ve hem de Batı’dan izler görülür.

19’ncu yüzyılda; kaybedilen Rus savaşlarından sonra, Hıristiyanlar için istenilen özgürlükler ve Yunanistan’ın bağımsızlığını alması gibi gibi olaylar; Osmanlı imparatorluğunu, Tanzimat sürecine götürür. Fetihten itibaren yasak olan kilise inşaatlarına yeniden başlanır. Hatta, yasak olan çanların çalınmasına bile izin verildiği görülür.

20’nci yüzyılda; İstanbul, göç ve savaşlardan kaçan insanların yığıldığı bir kent haline gelir. Yenilgiye uğranılan savaşlarda kaybedilen topraklardan gelen insanların sayısı çok fazladır. Rus devrimi de, önemli sayıda beyaz Rus’un İstanbul’a gelmesine sebep olur. Çeşitli yerlerden gelenler, beraberlerinde, değişik kıyafetler, değişik yemekler, alışkanlıklar ve değişik dillerini de getirirler. Kentin, renkliliği artar.