İstanbul Silivri Selimpaşa: burada, 20’nci yüzyılın başında bir Rum yerleşimi olduğu bilinmektedir.
1909 yılında yörenin ismi “Bigados” dur.
Ama buranın en büyük özelliklerinden birisi, 12’nci yüzyılda ünlü Azize Paraskevi’nin yurdu olmasıdır. Ayrıca 1322 yılında II Andronikos ve torunu III Andronikos arasındaki çatışmalar sonucunda barış anlaşması burada yapılmıştır.
Selanik yakınlarındaki günümüzdeki Nees Epivates mahallesi, mübadele sonucunda bu mahalleden göç edenler tarafından kurulmuştur.
Selimpaşa mahallesinin bir özelliği daha var. Selimpaşa ile Yunanistan Selanik şehrindeki Epivates Bigados halkı, kardeş kent olarak kabul edilmiştir. 1924 yılındaki mübadele sonucu yaşadıkları yerlerden ayrılan halklar: Selimpaşa ve Empivates arasındaki kardeşlik bağı sonucu yapılan ziyaretlerle giderilmeye çalışılıyor. Hatta buna bağlı olarak “İki Yaka Mübadilleri Derneği” kurulmuştur.
SELİMPAŞA LİMANI
İstanbul Silivri Selimpaşa Kadir Has Caddesindedir. İlçenin turistik yerlerinden biridir. Sakin deniz ve güzel bir sahil vardır. Burada, birçok restoran bulunmaktadır. Bunlardan özellikle balık restoranlardan birini tercih edebilirsiniz. Hatta kendiniz olta ile balık tutabilirsiniz.
SELİMPAŞA PLAJI
İstanbul Silivri Selimpaşa Halaskargazi Caddesindedir. Silivri ilçe merkezine 11 km uzaklıktadır. Giriş ücretsizdir. Plaj 500 metre uzunluğundadır. Deniz burada oldukça temizdir. Denizin içi kumdur. Sahil ise, kum, taş ve çakıl karışıktır.
KAVAKLI PİKNİK ALANI
Burası doğa ile baş başa kalmak isteyenler tarafından yoğun tercih edilir. Burada piknik yapabilir, mangal yakabilirsiniz. Tesis: kendin pişir kendin ye konsepti sunmaktadır.
TARİHİ SELİMPAŞA EVLERİ
Ara sokaklarda bulunan bu eski evler, yörenin mimarisini yansıtmaktadır. Ahşap ağırlıklı bu evlerin yapılış tarihleri 1800’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Evlerde: kagir bölümler kireç ve sıva ile kaplanmıştır. Pencere ve kapı sövelerinde küfeki taşı kullanılmıştır. Ancak, 1808 yılındaki depremde evlerin büyük çoğunluğu yıkılmıştır. Günümüzde görülen evler bu depremin ardından yani 19’ncu yüzyıldan kalmadır.
SELİMPAŞA İKİZLİ ÇEŞME
Benderli Sadrazam Selim Sırrı Paşa tarafından 1828 yılında yaptırılmıştır. Çeşmenin yapımında yoğun mermer kullanılmıştır. Alınlıkta 3 sıra kitabe bulunmaktadır. En üst bölümdeki mermerde bir çelenk görülür.
AYA YORGİ KİLİSESİ-SELİMPAŞA KİLİSE CAMİİ
Yapının ne zaman yapıldığı net olarak bilinmemektedir. Muhtemelen 19’ncu yüzyıl sonu ile 20’nci yüzyıl başına tarihlenmektedir. Yapı hakkındaki tek tarihi kayıt: 1933 yılında mihrap, minber ve minare eklenerek camiye çevrildiğidir. Aynı dönemde, yapının iç mekanlarına bazı ayetler yazılmıştır.
Ancak 1960 yılında Selimpaşa Mahallesinde yeni cami inşa edilmesiyle, bu cami boş kalmıştır. 1969 yılında depo olarak kullanılmaya başlanmıştır. Narteksin kuzeyindeki bölüme, büro amaçlı kullanılan bir oda eklenmiştir. Ayrıca bu oda için ön cepheye bir pencere açılmıştır.
Yapı, 1983 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır. Ancak aynı yıl, yapının minaresine yıldırım isabet etmiş ve minarede çatlak oluşmuştur. Minarenin şerefesi hasar görmüş ve yapı tümüyle kullanım dışı kalmıştır.
Ardından yapının çatısı da yıkılmıştır. 2002 yılında yapının restorasyonu için proje hazırlanmış ancak uygulanmamıştır. 2007-2009 yılları arasında yapı restore edilir.
Bu restorasyonda, sonradan eklenen oda ve penceresi kaldırılmış, giriş hölü eklenmiştir. Yapı, günümüzde cami olarak ibadete açıktır.
AZİZE HOSİA PARASKEVİ KİLİSESİ
Papatya Sokaktadır. Ortodokslar için oldukça önemli bir dini kişiliktir. Günümüzde: Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Rusya, Sırbistan ve Makedonya ülkelerinde adına yapılmış birçok dini yapı bulunmaktadır.
Azize Hosia Paraskevi’nin mezarı: Romanya’nın Yaş kentinde “Üç Aziz” denen yerdedir. Çünkü: 1641 yılında İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, Azizenin kemiklerini, Moldova kralı Vasili Lupu’nun ricası üzerine Yaş kentine göndermiştir.
SELİMPAŞA RUM OKULU-SARANDİ ARHİYENİ RUM OKULLARI
Yapı, toplam 3 binadan oluşmaktadır ve ilk yapılan bina: 1857 yılında hizmete girmiş, diğer iki bina daha sonra yapılmıştır. Eğitim kurumlarının temelleri Rum asıllı Doktor Sarandi Arhiyeni tarafından atılmıştır. Kendisi 1800’lü yıllarda Tıp Fakültesinin kuruluşu ve Galatasaray Lisesinin oluşumunu sağlamış ve aynı zamanda Padişah Abdülmecid’in baş hekimliğini yapmıştır.
Hizmete girdiğinde, yapının yol cephesinde bir saat kulesi bulunmaktaydı. Ayrıca yine yakın çevresindeki iki kilise ile birlikte bölgenin en önemli yapı kompleksiydi.
1863 yılında öğrenciler için, binanın arka cephesine “Kırk Martirler Kilisesi” yapılmıştır.
1868 yılında ise, yapıya iki bina daha eklenmiştir. Bu binalar kız okulu olarak kullanılmıştır. Bu okuldan: öğretmen, hemşire ve rahibe gibi meslekleri yapacak kızlar yetiştirilmiştir.
Kompleks içinde: ilaveten yemekhane, yatakhane ve yetimhane bölümleri de bulunuyordu.
1955 yılında, arka bahçedeki kilise yıkılmıştır.
Kalan üç binanın bir tanesi ilköğretim okulu olarak kullanılıyor. Diğer iki bina ise, belediye tarafından kiralanıyor.
Ancak, daha yeni bir haber, bu tarihi binalar belediye tarafından “Fenerbahçe Üniversitesine” 30 yıllığına kiralanarak tahsis edilmiştir. YÖK yetkililerinin tarihi binaya onay vermelerinin ardından, Fenerbahçe Üniversitesi, ilk olarak burada “İngilizce Hazırlık” eğitimine başlayacaktır. İleri aşamada ise, toplam 2538 metre karelik üç binadan oluşan yerleşkede: spor, sağlık, mimarlık, mühendislik, iktisadi ve idari bilimler, iletişim fakülteleri kurulacaktır.
KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ SELİMPAŞA KAMPÜSÜ
Selimpaşa bölgesindeki kampüs, E-5 Karayolu üzerindedir. Burada Meslek Yüksek Okulu bulunuyor. Marmara denizi kıyısında 150 dönüm arazi üzerine kurulmuştur. Tesislerde: modern sınıflar, konferans salonu, spor salonu, laboratuvarlar ve modern sınıflar bulunmaktadır. Okulda sosyal ve teknik alanlarda, sekiz ayrı program yürütülmektedir.
AYAZMA KAYALIKLARI
Burası denize girmek için tercih ediliyor. Selimpaşa halk plajından daha temiz olduğu söyleniyor. Sessiz, kalabalıklardan uzak rahatça denize girmek için idealdir. Ancak, aileye uygun olmadığını da belirtmekte yarar var.
SELİMPAŞA HÖYÜĞÜ
Selimpaşa mahallesi merkezine 3 km uzaklıkta, Marmara denizi kıyısındadır.
Höyük: kuzeyden gelerek Marmara denizine dökülen Kavaklıdere’nin denize döküldüğü yerin batısı yönünde bir yükseltidir. Höyüğün önünde uzanan kumsal, Kavaklıdere ve 800 metre doğuda bulunan Kocadere’nin getirdiği alüvyonlarla oluşmuştur.
Marmara bölgesinde, günümüze kadar ulaşılmış en eski tarihli höyüktür. Höyük, Tunç çağına aittir ve günümüzden 5000 yıl öncesinden kalmadır. Höyük: 300 x 140 metre boyutlarındadır. 42 bin metre karelik alanı kapsamaktadır. Tahribatlar sonucu höyüğün üst noktası, deniz seviyesinden 15 metre yüksektedir.
Höyük, 2004 yılında Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak koruma altına alınmadan önce, höyüğün eteklerinin büyük kısmı, yazlık villaların altında kalmıştır. Koruma altına alındıktan sonra, höyüğün çevresi duvar ve çitlerle çevrilmiştir.
Höyüğün tepesindeki toprak 1 metre kadar kazılıp, düzeltilmiş ve helikopter pisti yapılmıştır. (daha sonra bu pist kapatılmıştır.) Höyüğün denize bakan etek kısmında ise, arazi sahipleri tarafından villa yapılmıştır.