İstanbul Karaköy Sahil Kesimi

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Karaköy Sahil Kesiminde tanıtıma, ilk olarak Tersane Caddesi ile başlıyoruz.

TERSANE CADDESİ

Azapkapı: Haliç kıyısında, eski Galata surlarının bitiminde, Unkapanı’nın karşısındadır.

Gerçek adı “Azepkapı” dır. Çünkü: “Azep” adı bahriyelilere, deniz neferlerine verilirdi. Azep kapısı: ismini orada bulunan tersaneden ve yanındaki Azep Kışlasından almıştır.

1960’larda bu bölgede de imar çalışmaları yürütülmüştür.

Tersane Caddesi: 1960 yılında Karaköy ve Azapkapı arasındaki bağlantıyı sağlaması için yapılmıştır. Cadde. Karaköy Meydanına bağlandıktan sonra Kemeraltı Caddesine bağlanmaktadır.

Cadde “Arap Cami Mahalle” sindedir.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

AZAPKAPI CAMİİ-SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİİ

Tersane Caddesindedir. Hemen Unkapanı köprüsünün yanındadır.

Cami: Mimar Sinan tarafından, Sultan III Selim ve Sultan III Murat dönemlerinde Sadrazamlık yapmış Sokullu Mehmet Paşa için, 1577 yılında yapılmıştır. Bunu belirten kitabesi kırılmış ve 1941 yılında eski kalıbına göre yeni bir kitabe yazılarak yerine asılmıştır.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Cami, ilk yapıldığında: sur duvarlarının dış tarafında, deniz ile sur arasındaki dar kıyı şeridindedir ve buradaki kapıdan dolayı “Azapkapı Camisi” ismini almıştır. İlk yapıldığında cami bir külliyenin parçasıdır, cami ile birlikte Sıbyan mektebi ve 2 çeşme yapılmıştır ancak bunlardan cami hariç diğerleri günümüze ulaşmamıştır.

Caminin minaresi, revaklı bir koridorla terasın üstünden caminin bulunduğu binaya bağlanır. Yani, minare müstakildir. 2005 yılındaki restorasyonda, caminin 3 ahşap kubbesi yeniden yapılmıştır.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

YELKENCİLER HANI

Azapkapı Tersane Caddesinde deniz tarafındadır.

Kemankeş Mustafa Paşa tarafından, 17’nci yüzyılda yaptırılmıştır. Burada, rivayetlere göre, 19’ncu yüzyılda “yelken bezi” üretilmiş ve o yüzden bu isim verilmiştir. Han binası, tek avlulu ve 2 katlıdır.  Zemin kat odaları: depo, birinci kat odaları ise atölye ve büro olarak kullanılmaktadır. Üst kat ise oldukça fazla yıpranmış olarak günümüze ulaşmıştır.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

AZAPKAPI ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

Tersane caddesinin sonundadır. Çeşmenin bulunması nedeniyle burası “Çeşme Meydanı” olarak isimlendirilmiştir.

Cami, 1733 yılında Sultan II Mustafa’nın eşi ve Sultan I Mahmut’un annesi Saliha Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Sultan I Mahmut, Galata bölgesinin su ihtiyacının karşılanması için Taksim şebekesini yaptırmış, halkın su ihtiyacı için ise annesi adına bu çeşmeyi ve kendi adına Tophane çeşmesini yaptırmıştır.

Bu çeşmeyle ilgili anlatılan bir rivayet var. Valide Sultan bu bölgede, su taşırken testisi kırılan küçük bir kız çocuğu görür, çocuğu Saraya aldırır ve bir süre sonra bu küçük kız büyür, Saliha Sultan adını alarak Padişahın zevcesi olur.

1954 yılında gerek Sebil ve gerekse çeşme onarılmıştır. Ancak tam önünden yol geçmesi nedeniyle, sebil ve çeşme günümüzde çukurda ve yolların arasında kalmıştır.

 

ÇİNİLİ HAMAM (LANGA MUSTAFA PAŞA) SEBİLİ

Tersane Caddesi Yolcuzade Sokaktadır. Sebile arkamızı dönünce hemen karşıda Yeşildirek Hamamı görülür. Hamam: Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Hamam, günümüzde halen kullanılmaktadır.

Hamamın hemen yanında bir Sebil bulunmaktadır. Bu sebil günümüzde bir dükkan olarak kullanılıyor. Ancak iki pencere arasında, üst kısımda sebilin kitabesi bulunuyor.

Sebil: dikdörtgen planlı ve yuvarlak kemerlidir. Cephesi oldukça sadedir. Yukarıda söz ettiğim gibi, sebilde günümüzde bir dükkan bulunuyor.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

KURŞUNLU HAN

Tersane Caddesinde Haliç kıyısına yakın bir yerdedir.

Yapı “Zindan Hanı” ve “Rüstem Paşa Hanı” olarak da isimlendirilir. Yapının: 1544-1550 yılları arasında, Sadrazam Rüstem Paşa tarafından, Ceneviz döneminden kalma Saint Michel kilisesi kalıntıları üzerine Mimar Sinan’a yaptırıldığı söyleniyor. Han: 2 katlıdır.

Yuvarlak taş kemerli iki kapısı vardır. İki katı birbirine bağlayan merdiven, avlu ortasında dört kollu olarak konumlanmıştır. Çünkü avlu dardır.

Zemin katta: paye ve duvarlarda masif tuğla ve derz dokulu kısımlar görülür. Bunlar: Bizans dönemi inşaat tarzına uygundur. Bu yüzden: yapının Türkler tarafından inşa edilmesinden önce, burada bir Bizans veya Ceneviz yapısı olduğu doğrulanmaktadır.

 

KARAKÖY SAHİL ŞERİDİ

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

DENİZ ANTREPOLARI

Salıpazarı limanındadır.

Antrepo: gümrük mallarının depolandığı binalardır.

Modern anlamda ilk liman inşaatı, yabancı firmalara verilen imtiyazlarla 1892 yılında Karaköy sahilinde başlamıştır. Galata rıhtımında 5 tane antrepo inşa edilmiştir.

Limanların yönetimi ise, Denizcilik Bankasına verilmiştir.

Bu antrepo yapıları: ünlü mimar Sedat Hakkı Eldem tarafından tasarlanmıştır.

20’nci yüzyılda: ticaret aktivitelerinin artması sonucu liman gümrük binaları, yolcu terminali ve deniz antreposu genişletildi.

Ancak 1987 yılında Haliç yıkımları ile şehir endüstriyel merkezi taşınınca, bu bölge, antrepolar ve gümrük limanı işlevsiz hale geldi. Beyoğlu: şehrin finans ve ticaret merkezi olmaktan çıktı. Bu dönemde, bölge işlevsizleştiğinde, şehrin en önemli kıyı bölgesi, halka ve şehirsel aktivitelere kapalı kaldı.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Günümüzde

Halen bölgede 7 tane antrepo vardı. Deniz antrepo binaları, günümüzde: her biri 2 katlı ve 4000 metre karelik alana sahip 4 binadan oluşmaktadır. Bu binalar, Türkiye Denizcilik İşletmelerine aittir.

Temmuz 2005 yılında, terminal sahasında bulunan 1 ve 2 Numaralı antrepolar, yolcu salonuna dönüştürülerek kruz tipi gemilere hizmet verir hale gelmiştir. 

6 ve 7 Numaralı antrepolar: mevcut yapı aksları korunarak kısmen yıkılmıştır.

5 Numaralı antrepo: dış sınırları korunarak yeniden düzenlenmiştir.

Limanın gemi kabul kapasitesi günlük ortalama 11 gemidir ve 2007 yılında 340 tane kruvaziyet tipi gemi ve 2008 yılında 278 kruvaziyet gemi limana gelmiştir.

Daha sonra liman kullanılmamıştır.

1986 yılında limandan yük taşımacılığına son verilmiştir. Ayrıca yine aynı yıl, dünyada kruvaziyer taşımacılığının artmasına paralel olarak dünyanın en büyük kruvaziyer yolcu gemileri (3000-3500 yolcu kapasiteli) buraya tarifeli seferler düzenlememektedirler.

1995 yılında düzenlenen 4’ncü İstanbul Bienali’nin ana sergi mekanı olarak bunlar kullanılmıştır.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 
4 Numaralı Antrepo-İstanbul Modern Sanat Müzesi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin yanındadır.

Denizcilik İşletmeleri için, kuru yük deposu olarak inşa edilmiştir.

8000 metre kare büyüklüktedir.

2003 yılında “8’nci İstanbul Bienali” burada düzenlenmiştir.

Yakın zaman önce düzenlenen bu antrepo: 2004 yılından itibaren “Modern Sanat Müzesi” olarak düzenlenmiştir.

Ancak aynı zamanda: bu antrepo binalarının, İstanbul Boğaziçi ve Galata bölgelerinin tarihsel kimliğini ve silüetini dikkate almayan, kitle ölçüleri ve biçimleri mevcut değerlere zarar veren ve kaldırılması ve yenilenmesi gereken yapılar olarak görüldüler.

Tüm bu çalışmalar “Galataport” yani “Salıpazarı Kruvaziyer Limanı Projesi” kapsamında düzenlenmektedir. Proje kapsamında: 2016 yıl sonundan itibaren yıkım işlemleri başladı. Önce limanın Karaköy bölgesinde bulunan tek ve iki katlı yolcu kabul ve pasaport işlemlerinin yapıldığı eski binalar ve antrepolar yıkıldı. Ardından: Tarihi Karaköy Ana Yolcu Salonu da yıkıldı.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Ki bu Yolcu Salonu: 1935 yılında bir mimari proje yarışması ile tasarlanıp, yüksek nitelikli malzeme, özenli detay ve işçilikle inşa edilmişti. Uzun yıllar ülkenin prestijli bir giriş kapısı olarak hizmet verdi. Temmuz 1940 tarihinde hizmete giren Galata Yolcu Salonu, 2015 yılı sonunda kapatıldı ve 17 Şubat 2017 günü yıkıldı.

Tüm bunların sebebi: yeni inşa edilecek kruvaziyer gemilere yönelik terminaldir.

22 Mayıs 2018 tarihinde, İstanbul Modern Müzesi, 14 yıldır bulunduğu 4 Numaralı antrepodan Beyoğlu Meşrutiyet Caddesindeki eski Union Française binasına taşındı.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi: müzenin taşınmasının ardından: 4 Numaralı antrepo binası da yıkıldı. Burada 3 yıllık bir inşa süresinin ardından yeni bir binanın yapılacağı ve İstanbul Modern Müzesinin tekrar buraya taşınacağı söyleniyor.

Karaköy Sahil Kesimi 5 Numaralı Antrepo
5 Numaralı Antrepo
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi: 20 Eylül 1937 tarihinde: Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmuş ve Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesinde hizmete girmiştir.

Müzenin halen bulunduğu bina: 1856 yılında Veliaht Dairesi olarak Dolmabahçe Sarayının mimarları Karabet Balyan ve Nikogos Balyan tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir.

Müzenin koleksiyonlarında: Türk ve dünya sanatına ait resim, heykel, özgün baskı yapıtları, Antik ve Rönesans dönemlerinden heykeller ve müzeye bağış yolu ile gelmiş özel koleksiyonlar bulunmaktadır.

Evet bu kadar ayrıntıdan sonra gelelim 5 Numaralı antrepoya. Burası da yıkıldı ve yerine yeni müze binası yapılmaktadır, müze binasının 2020 yılında açılması planlanıyormuş, ama geç kaldı.

Bina: İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesine tahsis edilerek İstanbul Resim ve Heykel Müzesine dönüştürüldü.

Müze binası olarak kullanılan 5 Numaralı antrepo binası: Sedat Hakkı Eldem tarafından tasarlanmıştır. Her ne kadar bu antrepo binası yıkılıp yerine müze yerleştiriliyor olsa da eski yapının kent hafızasındaki yeri dikkate alınarak müze binası tasarlanıyor.

Yeni müze binasının projesi Emre Arolat ve ekibine aittir. Müze açıldığında ziyaretçiler, dört bir yanı şeffaf cepheye sahip yapı sayesinde, farklı birimler arasında geçtiği köprüler ve rampalarda, İstanbul manzarasını izleyebileceklerdir.

Evet tasarımın bitmesiyle resmi olarak açılacak müzede, Osmanlının son dönemlerinden modern döneme kadar Türk sanatının en önemli örneklerini içeren 15 bin adet parçaya ev sahipliği yapacağı söyleniyor.

 

RIHTIM CADDESİ

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

ZİRAAT BANKASI KARAKÖY ŞUBESİ BİNASI

Rıhtım Caddesinde, tam köşededir.

Bina: 1910-1912 yılları arasında, “Wiener Bank Werein” isimli bir Avusturya Bankası olarak inşa edilmiştir. Yapının mimarı bilinmemektedir. Ancak muhtemelen yapının projesi Alexander Von Neuman ve Ernst Gotthily ortaklığınca yapılmıştır. Avusturya Bankasının sahibi Theodor Herzl isimli Avusturyalı bir Yahudidir.

Evet, yapı Avusturya Bankasından sonra, Fransız Banque Française des Paks Orient ve daha sonra Tütün Rejisine devredilmiştir.

1944 yılına gelindiğinde ise yapı Ziraat Bankası tarafından satın alınır ve Karaköy Şubesi olarak kullanılmaya başlanır.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Gelelim mimari özelliklere:

Konum olarak: günümüzde Karaköy Meydanı ve Haliç girişine hakim konumdadır.

Yapı, yüksek zemin üzerine 5 katlıdır.

Giriş katında: bir müşteri kabul yeri ve galerili asma katı vardır.

Üst katlarda ise çalışma odaları bulunur.

Yapının 3 cephesi vardır.

Giriş katındaki sütunlar, bir taşıyıcı eleman değildir. Sadece binaya hareketlilik kazandırmak için yapılmıştır. Giriş bölümünde bulunan, birbirine paralel bu 6 sütun üzerindeki bezeme öğelerinde:  askı çelenk motifleri, akantus yaprakları ve meyve motifleri bulunur.

Armalar

Yapının girişte deniz cephesinde: üst kat duvar köşelerinde, bir takım armalar ve hayvan figürleri görülür.

Karaköy Sahil Kesimi Ziraat Bankası Karaköy Şubesi süslemeleri

Bu armalardan birinde dikkat ediniz: bir geminin baş tarafının üstüne bir kartal tünemiştir. Çevresinde uçan martı vardır. Ancak burada kartalın baş üstüne tünediği ahşap tekne ilginçtir. İki yanındaki martılarla, dalgalı bir denizi çağrıştıran akantus yapraklarından oluşan bir zemin ifade ediliyor.

Küpeşte kuşağı, kaplama çivileri, ejderha başı pruva bastonu, ifade edilen teknenin oldukça detaylı bir anlatımını ortaya koyuyor. Kartalın “Reich Kartalı” na benzerliği söz konusudur. Ancak o Recih Kartalı, zaten Avusturyalılar tarafından seviliyor ve binayı Avusturyalıların yaptığı unutulmamalı.

Bunun hemen karşısında başka bir arma daha var.

Karaköy Sahil Kesimi Ziraat Bankası Karaköy Şubesi süslemeleri

Bu armada, karşısındaki armada bulunan gemi pruvasının yerine enlem ve boylamı bulunan bir küre almıştır. Küreyi, ekvator boyunca çevreleyen kuşağın üstünde ise eşit aralıklarla yerleştirilmiş 7 tane altı köşeli yıldız yani “Davut Yıldızı” bulunmaktadır.

Kürenin üstünde, tam ortaya saplı bir çubuğa ve birbirine sarılı iki tane yılan görülür. Bunların kafaları birbirine bakar, onlara yanlarında 2 tane daha çubuk bulunur. Tam ortaya saplı çubuk: Pagan Tanrısı Hermes’in asasıdır.

Asa: insanın fizik bedenini, onun etrafını saran iki yılan ise cesedi kuşatan fiziksel dünyayı temsil eder. Asanın tepesindeki iki kanatlı başlık: ermiş bir kişinin, isterse “Ba” (Eski Mısın dininde ruhun temsilidir) formuna geçerek bedeninden ayrılabileceğini anlatır. Asa hükümdarlık anlamına gelir.

Elbette, bu armalardaki işaretlerin neyi ifade ettiği, ne anlama geldiği bilinmiyor, sadece çeşitli yayınlarda, çeşitli yazarların farklı yorumları vardır.

Heykeller

Evet devam edelim. Yapının denize bakan cephesinde: 2’nci kat teras bölümünde, sağ ve sol kenarlarda iki tane insan figürü heykel bulunuyor. Bunlar da oldukça önemlidir.

Batı bölümündeki kadın heykeli ve doğu bölümündeki erkek heykelidir.

Her iki heykelin de sağ ve sol tarafında, 2’şer tane çocuk figürü bulunur.

Bunlar: dizlerinin üstüne çökmüştür. Bu çocukların omuzlarında kadın ve erkeği arkadan çevreleyen çiçek sarmalı bir çelenk vardır. Uzun elbiseli kadın ufka bakar, sağ elinde üzerinde art arda 2 tane halka geçirilmiş kısa bir çubuk tutar.

Bir görüşe göre, bu çelenkler “bereketi” simgelemektedir. Yine bir görüşe göre, denize karşı konumlandırılmış bu heykellerden birisi “ziraatı” ve diğeri ise “ticareti” simgelemektedir.

Şimdi: bu kadın ve erkek heykeli hakkındaki bir diğer varsayımdan söz edelim.

Karaköy Sahil Kesimi Ziraat Bankası Karaköy Şubesi süslemeleri

Batı bölümündeki kadın heykeli: “Dul Kadının Çocukları” nı sembolize eder. Dul kadının çocukları deyimi: Masonların doğuşunu ifade etmektedir. Net olmasa da, Dul kadının çocukları deyimi, Hiram Ustanın dul bir kadının çocuğu olduğu yönünde gelişir.

Karaköy Sahil Kesimi Ziraat Bankası Karaköy Şubesi süslemeleri

Doğu bölümündeki erkek heykeli: “Hiram Usta” dır. Hiram Usta, Masonlukta önemli bir karakterdir. Kendisi yetimdir. Hz Süleyman onu, Süleyman Tapınağını inşa etmekle görevlendirmiştir. Yani, Kral Süleyman mabedinin baş mimarıdır.

Heykelde: rahiplerin giydiği türden uzun bir elbise giymiştir. Uzun ve gür sakalı, kısa saçı vardır, çatık kaşları ile başı hafif öne eğiktir. Ellerini göğüs hizasına kadar kaldırmıştır, sağ elinde çekiç, sol elinde ise keski tutar.

Sonuç: net bir bilgi veya fikir yok, yoruma açık bir konu.

İstanbul Karaköy Sahil Kesimi
 

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Mescidi

Gelelim, binanın hemen arkasındaki “Karaköy Camii” ve “Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii” olarak da tanınan mescide:

Burada, daha önce Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmış bir tekke bulunuyordu. Tekke zaman içinde yıkılınca, yerine 17’nci yüzyılda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından bir mescit yaptırılmıştır. Altına ise, mescidin giderlerini karşılamak üzere birkaç dükkan ilave edilmiştir.

Zamanla bu mescit/cami harap olur. 1893 yılında İstanbul’a gelen ve ardından Saray baş mimarı olan İtalyan Mimar Raimondo d’Aranco’dan aynı yere bir cami inşa etmesi istenir. Mimar bunun üzerine 1903 yılında Sultan II Abdülhamit’in emriyle, bir cami inşa eder.

Bu cami: kubbeli ve çokgen plandadır. Minaresi özellikle çok ilginçtir. Çünkü minarenin benzeri İstanbul’da yoktur. Yapının dışı tamamen mermer levhalarla kaplıdır.

Evet, Osmanlı devletinde ahşap ilk ve tek cami olan bu Karaköy Mescidinin önüne Avusturyalılar tarafından banka binası yaptırılır.

Yeni banka binasının bu mescidin hemen önünü kapatacak şekilde yaptırılmasının sebeplerinden birisi, rivayet yani söylentilere göre: Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 2’nci Viyana Kuşatmasını yapan ordunun başındadır.

Daha sonra, mescit 1958 yılında Karaköy meydanı genişletme çalışmaları sırasında yerinden sökülür.

Ancak halkın tepkisi üzerine Kınalıada’ya nakledilmesine karar verilmiş, Kınalıada’ya taşınırken bunu taşıyan vapur yan yatmış, mescidin bütün parçaları denize dökülmüştür. Bunlar yaşanmış gerçekler, sebebi, nedeni ise bilinmiyor. Yani: yıkıldıktan sonra parçaları başka bir yerde kurulmak üzere teker teker numaralandırılarak itina ile sökülen caminin parçalarından geriye hiçbir iz kalmaz.

Karaköy’ü terk eden camiden bir daha haber alınamaz. Hatta, caminin parçalarının denize döküldüğünün de bir söylenti olduğu, caminin parçalarının bazı yalı, konak veya salonlarda süs olarak kullanıldığı da ileri sürülen bir savdır.

Aslında yerinden sökülmesi de anlamsız, çünkü mescit halen Ziraat Bankası olarak kullanılan bina ile aynı hizadadır ve günümüzde mescidin yeri yine doldurulmuştur.

Günümüz

Ziraat Bankası: elektronik bankacılığın getirdiği özellikler nedeniyle, böyle görkemli bir binaya ihtiyaç duyulmamış ve “Ziraat Bankası Karaköy Şubesi”, Kemeraltı caddesinde bir binaya nakledilmiştir. Bir sanat eseri olan bu bina ise akıbetini beklemektedir. Ankara Ulus meydanda bulunan İş Bankası Ulus Şubesi gibi bir müzeye dönüştürülmesi ve halkın ziyaretine açılmasından yanayım.

İstanbul gezi planı.