İstanbul Pendik

pendik.genel.1
İstanbul Pendik

Bölgede; tarihi kaynaklara göre, MÖ 5000’li yıllarda yerleşim başlamıştır.

Tarihi süreçte: İstanbul boğazı ve Sakarya nehri arasındaki bölge, jeopolitik ve stratejik olarak önem kazanmış ve çok sık el değiştirmiş, farklı milletler tarafından ele geçirilmiştir.

Bizans döneminde “Pantikion” veya “Pentikion” ismiyle bilinen yerin, bu bölge olduğu düşünülüyor. Bu kelimenin anlamı “her tarafı surlarla çevrili” demektir. Yani, Pendik egemen olan devletler tarafından bir savunma hattı olarak kullanılmıştır.

Bazı kaynaklara göre ise “Pendik” kelimesi “Beş burun, Beş köy, Beş çıkıntı, Beş balıkçı köyü” anlamına gelir.

Başka yerlerden gelip bu bölgeye yerleşenlerin Farsça “Beş köy” anlamına gelen “Pench-deh” ismini kullandıklarına inanılmaktadır. Bu isim, zamanla “Pendik” ismini almıştır.

İstanbul boğazı ve Sakarya nehri arasındaki bölgeye yerleşen ilk devletlerden biri olan Frigler’in bir kolu Bebrikler, günümüzdeki Pendik’e “Bebrikya” demişlerdir. MÖ 650 yılında bu bölgeye yerleşen ve Bitinya adını veren Bitinler ise Anadolu’ya hakim olmak isteyen Perslerin egemenliği altına girse de bir süre sonra Bitinya krallığını kurarlar. Roma imparatorluğu MÖ 85 yılında, Kalkhedon yani Kadıköy’e ayak bastıktan sonra MÖ 74 yılında Pendik’in de bağlı bulunduğu Bitinya’yı egemenliği altına alır. Pendik, MS 255 yılında Got istilası sonrası diğer bir hükümdarlık olan Perslerin, Kadıköy’e yaptıkları seferlerin de uğrak yeri olur. Pendik’in İslam’la tanışması, 668 yılında Ebu Süfyan komutasındaki orduların Üsküdar’a kadar ilerledikleri seferle gerçekleşir. 941 yılında Rus istilasına uğrayan Pendik ve çevresi, 1071 Malazgirt Savaşında Müslüman Türklerce egemenlik altına alınır.

Pendik: 1328 yılında, Orhan Bey döneminde Samandıra ve Aydos kalelerinin alınmasıyla Osmanlı yönetimine geçmiştir. Kalenin fethini gerçekleştiren Kara Gazi Abdurrahman, Orhan Gazi tarafından Aydos Tekfurunun kızıyla evlendirilir. Yıldırım Beyazıt döneminde, doğuya yapılan seferleri fırsat bilen Bizans, Pendik’i birkaç kere eline geçirmiş olsa da Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fetih etmesiyle Anadolu’dan gelen Türkler: Pendik’teki Kurtköy, Dolayoba, Yayalar, Şeyhli gibi köyleri kurmuşlardır.

İlki 1789 yılında olmak üzere üç büyük yangın geçiren Pendik’te son olarak 1889 yangınında 1200 konut ve ticarethane yanarak yok olmuştur.

Ardından padişahın emriyle, Ayan Meclisi Senato Hariciye Encümen Reisi Azaryan Efendi, Pendik’in yeniden imar edilmesi için görevlendirilmiştir. Paris’ten getirilen mimar ve mühendislerce kasabanın ilk planları çizilmiş, şehrin kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Böylece Pendik, Türkiye’nin ilk planlı kasabası olma unvanını kazanmıştır. Azaryan Efendi, bu planı çizdirirken isminin ilk harfi “A” yı, Pendik’in ortasına işler. Harfin ayakları sahile uzanacak şekilde planlanır. Belediye binasının önündeki parkta birleşen Gazipaşa ve İsmetpaşa caddeleri, harfin iki büyük ayağını, Dr. Orhan Maltepe caddesi ise harfin gövdesini oluşturmaktadır.

Pendik yöresindeki yerleşik nüfusun büyük bölümü Rumlardan oluşmakta iken, 1924 yılındaki mübadele sonucunda, Rumlar bölgeyi terk etmişler, yöre, 1960’larda başlayan sanayileşme sürecine kadar küçük bir balıkçı köyü olarak kalmıştır.

pendik höyük.1
İstanbul Pendik Höyüğü

PENDİK HÖYÜĞÜ

Pendik yöresinde tarih öncesi dönemdeki yerleşim kalıntıları burada bulunmuştur. Höyüğün 8400 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Buranın en büyük özelliği, İstanbul’un kısıtlı bilgisi bulunan neolitik dönemi hakkındaki açıklayıcı yüzüdür.

Höyük: Pendik ilçe merkezinin 1.5 km doğusunda, Kaynarca tren istasyonunun 500-600 metre batısında, denizden 50 metre uzaklıktadır. İlk olarak 1908 yılında İstanbul-Bağdat demir yolu inşaatı sırasında, demir yolu çalışanı Millipulos tarafından bulunmuştur. İlk bilimsel kazı ise 1961 yılında yapılmıştır.

Boyutları 280 x 180 metre kadardır.

Buradaki kazılarda: Bizans ve neolitik döneme ait,  1-5 metre çapında, taban düzlemleri olan, oval veya yuvarlak biçimli kulübeler ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca oldukça bol kemik ve boynuz alet bulunmuştur. Yontma taş aletler, çoğunlukla çakmak taşından yapılmış olup, diğerleri obsidiyendir.

Resmi kayıtlara göre burada bulunan buluntular: 34 adet hocker tarzı mezar, 2 adet neolitik kulübe tabanı, 1 adet ocak, 2 adet sığır kafatasıdır. Bizans dönemine ait iki evreli bir mimari kalıntı ve su kanalları görülmüştür.

Bunlar Fikirtepe kültürünü simgelemektedir. Özellikle bulunan çanak-çömlekler Fikirtepe ile benzer özellikler göstermektedir. El yapımı olan çanak-çömlek genellikle siyah, koyu kahve ve kırmızının çeşitli tonlarında nadir olarak da daha açık renklidir. Yüzeyleri düzenli ve iyi açkılıdır. Çanak çömlek biçimleri düz ya da dış bükey kenarlı kase ve çömlekler, dar ağızlı ve hafif S kıvrımlıdır. Üçgen veya yuvarlak ve az sayıda da tüp biçimli tutamaklar mevcuttur. Kil buluntular arasında yer alan bir kadın heykelciği dikkat çekicidir. Küçük buluntular arasında en büyük gurubu oluşturan yontma taş aletlerin çoğunluğu obsidiyenden yapılmıştır. Yerleşmede bulunan kemik aletler çeşitlilik gösterir. Kemik aletler içinde, en önemli yeri, kaşıklar almaktadır.

temenye.1
İstanbul Pendik Temenye

TEMENYE

Pendik merkezinin 1 km doğusundadır. Tarih öncesi bir yerleşim yeridir. Bizans döneminde “Kasilaos” diye adlandırılan Temenye’de: Hz Yahya kilisesi olarak da bilinen St Jean Babtist kilisesi, Ayios İoanis Prodromos Ayazması ve kilisenin arkasında Yunan ve Rum dönemlerine ait mezarlıklar bulunmuştur. Özellikle Hz Yahya kilisesinin 1010 yılına kadar burada varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Arkeoloji araştırmalarda bu kiliseye ait sütunlar, haçlı taşlar ve kıymetli kalıntılar bulunmuştur.

Öte yandan, bu kilise ve ayazmanın ilginç hikayesinden söz etmek istiyorum. Önce Hz Yahya’dan söz edelim. Yeni Ahit’e göre: Filistin’de yaşayan Hz Yahya, dönemin Roma imparatoru Hirodes (5-39) tarafından evliliğini onaylamadığı gerekçesiyle başı ve kolları kesilerek katledilir. Bunun üzerine, peygamberin öğrencileri kendisinin cesedini alıp gözyaşlarıyla kutsal topraklara defnederler. 390 yılına doğru, Bizans imparatoru Valens, Hz Yahya’nın başının Suriye’de olduğunu öğrenir ve emanetlerin İstanbul’a getirilmesini emreder.

İstanbul’a getirilen emanetler, bir süre Kasiliaos’da yani Temenye’de tutulur. Çünkü kutsal emanetleri taşıyan kafilenin katırları Temenye’de dururlar ve ilerlemek istemezler. Buna çok şaşıran İmparator ve yanındakiler, burada Hz Yahya adına Saint Jean Babtist kilisesi ve Ayazması inşa ettirirler ve kutsal emanetler burada koruma altına alınır. Hıristiyan hacıların bu emanetleri ziyaret etmek için Temenye’ye geldikleri söylenir.

Pendikli Bakire Matrona’nın koruyuculuğunu üstlendiği emanetler, daha sonra İmparator Büyük Teodos tarafından Hebdemon’da (günümüzdeki Bakırköy) inşa edilen Büyük Saint Jean Babtist kilisesine getirilir. Hz Yahya’nın başı ve kol kemikleri, günümüzde Topkapı Sarayı kutsal emanetler bölümünde saklanmaktadır.

1924 yılına kadar, her yıl 29 Ağustos tarihinde, Temenne Ayazmasında Hz Yahya adına ayinler yapılmıştır.

pavli adası.0
İstanbul Pendik Pavli Burnu

PAVLİ BURNU

Kaynarca Mahallesindedir. Günümüzde Pavli burnu olarak bilinen buranın eski ismi “Paulo Petriocene” dir. Burada: Pier ve Paul isimli havariler için yapılmış bir manastır ve kilise vardı. Günümüzde ise, yarımadanın Eşek adasına bakan tarafında, bu yapıların sadece duvar kalıntıları görülebilmektedir. 1999 yılı depreminden sonra Gölcük’te bulunan askeri tersane, buraya taşınmıştır.

pavli adası.1
İstanbul Pendik Pavli Adası

PAVLİ ADASI

Kaynarca Mahallesindedir. Eski ismi “Mavronisi” olan ve halk arasında “Pavli adası” olarak bilinen ada: Pavli burnundadır. Günümüzde bilinen ismi “Aydınlı adası” dır. Ada özellikle Bizans döneminde yazlık bir dinlenme yeri olarak kullanılmıştır. Daha sonra burası denizin doldurulmasıyla sahille birleşerek Pendik tersanesini koruyan bir mendireğe dönüştürülmüştür. Bu mendireğin yapımında, Pavli burnundan çıkarılan taşlar kullanılmıştır ve burun daha sonra “Aydınlı burnu” ismini almıştır.

Günümüzde, Pendik açıklarında, İstanbul Tershanesi sahanlığında kaldığı için askeri bölge sayılır ve yapay bir yolla karayla birleştirildiği için pek adalık durumu kalmamıştır. Burada İstanbul Tersane Komutanlığı tarafından yani askeriye tarafından işletilen sosyal tesisler bulunuyor. Yüzme havuzu da bulunan tesis, özellikle düğün organizasyonlarında tercih ediliyor.

Tesis hakkındaki yorumlar: mükemmel mekan, süper manzara, enfes yemekler ve unutulmaz düğünlerdir.

BİZANS MANASTIRI

1974 yılında Çınardere bölgesinde bir vatandaşa ait arazi dozerlerle düzeltilirken, çeşitli duvar kalıntıları bulunmuştur. Bunun üzerine yapılan araştırmalar sonucunda: kalıntıların Bizans dönemine ait bir manastıra ait olduğu ortaya çıkmıştır.

Kazılarda: büyük kilise, şapel, mezar odası, iki oda ve atrium ortaya çıkarılmıştır. Büyük kilisenin: kapalı Yunan haçı tipinde inşa edilmiş olması nedeniyle, yapım tarihinin muhtemelen 842-1204 yılları arasına denk geldiği düşünülmektedir. Yani Orta Bizans dönemi yapısıdır. Buradaki dini yapıların duvar işçiliklerinin aynı olması, dini yapıların aynı dönemde, sosyal yapıların ise daha sonraki dönemlerde yapıldığını gösterir.

Manastırın 1204 yılındaki Haçlı-Latin işgali sırasında tahrip edildiği ve ardından terk edildiği ve imparatorluk 1261 yılında yeniden canlanınca manastırın yeniden önem kazandığı ve ek binalarla genişletildiği, ancak savaşlar sonunda yine terk edildiği ve toprak altında kaldığı anlaşılmıştır. 1329 yılındaki Palekanon savaşı sonrasında, yörenin Osmanlı egemenliğine girmesiyle, zaten bölge önemini yitirerek terk edilmiştir.

fransız katolik kilisesi.2
İstanbul Pendik Fransız Katolik Kilisesi

FRANSIZ KATOLİK KİLİSESİ

Batı mahallesinde yaşayan Fransızlar tarafından 1907 yılında yaptırılan bu küçük kilise, Burla Biraderler korusundadır.

Yazlık kilise olarak inşa edilen yapı: II. Dünya savaşına kadar Katolik kilisesi olarak hizmet vermiş ve 1945 yılında papazın Fransa’ya dönmesi üzerine ilgilenen kimse kalmadığından kapatılmıştır. 1940-1960 yılları arasında Ortodokslar tarafından kullanılan kilise, 1970’lerin başında yine terk edilmiş ve o tarihten bu yana kullanılmamaktadır. Kilisenin mülkiyeti hiçbir kurama ait olmadığı için Kayyum’a devredilmiştir. Çatısı, kapı ve pencereleri sağlam olan kilise, ilgisizlikten sokak çocuklarının barınma mekanı olmuştur.

Daha sonra çıkan bir yangında çatısı, kapıları ve pencereleri zarar görmüştür. 1990’ların sonlarına doğru ise Pendik’te yaşayan Hıristiyanlar bu binanın tekrar kazanılması için çaba göstermeye başlamışlardır. Ama imarda kilisenin bir cami olarak görüldüğü fark edilmiş, başvurular sonucu bina tekrardan imar planında kilise olarak düzeltilmiştir.

Daha sonra bu kişiler de bir kuruma bağlı olmadıklarından ve yasal işlemlerde zorlandıklarından bütün evrakları İstanbul Protestan Kilisesi vakfına devretmişlerdir. 2010 yılında Mülkiyet kayıtlarında Kayyum’dan Hazineye geçmiş ve tüm işlemler sıfırdan başlamıştır. 2010 yılı Kasım ayında, İstanbul Defterdarlığı aracılığıyla kilise binasının rekonstürsiyonu yapmak ve ibadet için kullanılmak üzere Hazine’ye başvurulmuştur.

KUBBELİ SARNIÇ

Eski ismi “Çopani” dir. Kurfalı eteklerinde ve Çınardere yakınlarındadır. Ebatları: 4.80 x 4.70 metredir. Kubbesi 6 tane kolon üzerinde durmaktadır.

SİLİNDİRİK SARNIÇ

Hisar sokaktadır.

Tuğladan yapılmış, silindirik sarnıç, araştırmacılara göre toprak içinde kalmış olmasına rağmen bahçe sulama işlerinde kullanılmıştır. Sarnıcın silindirik olması sebebiyle uzun süre yanılgıya sebep olduğu ve büyük bir hisar burcu olduğu düşünülmüştür. Günümüzde sarnıç kalıntılarının bulunduğu sokak “Hisar Sokak” olarak tanınmaktadır.

aydos kalesi.1
İstanbul Pendik Aydos Kalesi

AYDOS KALESİ

Kale, şehrin en yüksek yeri olarak kabul edilen ve denizden 537 metre yükseklikteki Aydos Tepesindedir. İsmini de bu tepeden almaktadır. Bizans döneminde inşa edilmiş görkemli yapı: halk arasında “Keçi kalesi” olarak da bilinmektedir. Tepenin zirvesinde, Aydos kalesiyle birlikte manastır kalıntıları da vardır.

Kale: Bizans’ın son dönemlerinde Aetos yani Kartal olarak adlandırılan bu dağın kuzeydoğuya uzanan yamaçlarında, 328 metrelik yükseklik üzerindedir. Kale: İstanbul-İzmit arasındaki tarihi sahil yolu ve Üsküdar-Samandıra-Mollafenari-İzmit yolunun uzunca bir bölümünü denetlemek ve gözetim altında bulundurmak için yapılmıştır.

İnşaat malzemesi olarak: taş ve kireç harcı kullanılmıştır. En geniş yeri 50 metre ve uzunluğu 120 metredir. Kale içinde 7.5 x 12 metre ölçülerinde bir de sarnıç bulunmaktadır. Bu sarnıç, günümüzde içinde yüzen balıklar nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Evet, günümüze kalenin küçük bir kısmı kalmıştır. Sadece 6 kule ve kalenin batı kıyısında bulunan 2 gizli geçidin giriş yerleri ayaktadır. Bölgede, kaleden 100 metre kadar yüksekte, gözlem kulesi olarak kullanıldığı düşünülen kare şeklinde bir kulenin kalıntıları da bulunmaktadır.

Bizans döneminde yapılan kale, 1328 yılında Orhan Gazi döneminde, Kara Abdurrahman Gazi tarafından fetih edilir.

Aydos kalesiyle ilgili bir sürgün hikayesi: İzmir’de kendisini mesih ilan eden Sabatay Sevi: Osmanlı devletinin azınlıkların dinine müdahale etmeme prensibini suiistimal edip, kendini tüm Yahudilerin kralı ilan etmiştir. Dönemin Sadrazamı Ahmet Paşa: bu durumu öğrenince Sabatay Sevi’nin İstanbul’a getirilmesini emreder. 1668 yılında İstanbul’a getirilen Sabatay Sevi: iddiaları kabul etmez ve kurtulmaya çalışır. Bu arada, İstanbul’daki Yahudiler, Mesih geldi diyerek büyük bir heyecan içine girerler. Hatta: bazıları Sevinin mahkumiyetini protesto için dükkanlarını açmazlar.

Ancak, Osmanlı idaresi, isteyenlerin Sabatay Sevi’yi ziyaret edebileceklerini açıklar. İşte bu ziyaretçilerden birisi de: Sarayda etkili Sadrazam sarrafı olan Mordehay Kohen’in oğlu Yuda Çelebidir. Oğlunun ısrarlarına dayanamayan sarraf: Sabatay Sevinin sıkıntılı hayatını Sadrazam’a anlatınca, Sadrazam Ahmet Paşa: Sabatay Seviyi daha rahat olan Aydos Kalesine sürgüne gönderir.

Sevi: müritleri ve sekreteri Samuel Primo ile birlikte, Aydos kalesine gönderilir. Aydos kalesinde yaşayan Sevinin ziyaretçileri, gün geçtikçe artar ve bu durum Yahudiler arasında, sanki Kudüs’e hacca gitmiş gibi bir durum yaratır. Sabayat Sevi, bir süre sonra Aydos kalesinden, Edirne’ye gönderilir.

BİZANS MEZARLIĞI

Aydınlı ve sahil yolu arasında kalan kısımdadır. Buranın bir nekropol yani Bizans mezarlığı olduğu düşünülmektedir.

sultan konağı.11
İstanbul Pendik Sultan Konağı

SULTAN KONAĞI

Çamlık mevkiinde Kızılay kampında, Osmanlı döneminde, Sultan Abdülmecit döneminde yapılmıştır. İlgi çekici mimari özellikleri vardır. Halk arasında “Aynalı konak” olarak da bilinir. Buranın yapılmasıyla, Pendik yöresinin İstanbul’daki itibarı artmış ve bazı hanedan üyeleri ve vezirler burada ikamet etmiştir. Sultan Abdülaziz dönemi vezirlerinden Hacı Vesim Paşa, burada yaşamıştır.

HİLMİ ABBAS PAŞA CAMİİ

Bahçelievler’de Haydarpaşa-İzmit demir yolunun hizmet ve bakım işlerini yürüten işçilerin ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için yaptırılmıştır. Caminin inşaatını Müslümanlığı sonradan kabul eden bir Rum hanımın başlattığı söylense de Hilmi Abbas Paşa tarafından tamamlanır.

ömerli barajı.4
İstanbul Pendik Ömerli Barajı
ömerli barajı.1
İstanbul Pendik Ömerli Barajı
ömerli barajı.2
İstanbul Pendik Ömerli Barajı
ömerli barajı.3
İstanbul Pendik Ömerli Barajı

ÖMERLİ BARAJI

İstanbul’un en önemli içme suyu havzalarından biri olan Ömerli Barajı, Riva çayı üzerinde, 1968-1972 yılları arasında DSİ tarafından yaptırılmıştır. Barajın çevresi, bozulmamış doğal yapısıyla İstanbulluların rağbet ettikleri önemli mesire yerlerinden birisidir.

Ömerli Baraj gölü kıyısında Esenceli isimli oldukça güzel ve küçük bir köy bulunuyor. Sessiz ve sakin bir yerdir. Bakkal, kahvehane ve benzeri yoktur. Ormanın içinde, barajın kıyısında, hiç bozulmamış bir köy görebilirsiniz. Barajın suları çekildiğinde, barajın sularının altında kalan ve 900 yıllık olduğu söylenen mezarlar ortaya çıkıyormuş.

gözdağı korusu.1
İstanbul Pendik Gözdağı Korusu

GÖZDAĞI KORUSU

Pendik Pınar Mahallesi Gözdağı caddesindedir. Pendik köprüsünden geçtikten sonra, tepede dalgalanan kocaman bir bayrak dikkat çeker, o noktada Gözdağı Sosyal Tesisleri vardır. Eski Pendikliler burayı “Ali Vasfi Tepesi” olarak bilirler.

Denizden yüksekliği 206 metre olan Gözdağı korusu, Pendik’in önemli rekreasyon alanlarından birisidir. Buradan Pendik ve çevresine hakim konumuyla, Tuzla’dan Kartal’a ve Maltepe’ye, Adalar’dan Kurtköy’e kadar olan geniş bir çevre görülebiliyor. Hava 35 derece sıcak iken, burası püfür püfür eser.

Burada piknik alanları, seyir terasları, çocuk oyun alanları ve bir restoran bulunmaktadır. İstanbul’un sekizinci saklı tepesi olarak kabul edilen Gözdağı korusu, eşsiz Pendik manzarasıyla ilgi çekmektedir. Tepenin zirvesinde, ahşap mimarisiyle adeta bir kartal yuvasını andıran Gözdağı Sosyal Tesisleri bulunuyor.

botaş parkı.1
İstanbul Pendik Botaş Parkı

BOTAŞ Parkı

Azizoğlu caddesinden başlayıp Yayalar caddesinden Tandoğan’a kadar uzanan park: Fevzi Çakmak, Esenler, Güllübağlar ve Kavakpınar Mahalleleriyle birlikte tüm Pendiklilere hizmet vermektedir. Parkın genişliği 65 metre ve uzunluğu 1136 metredir. Toplam alan 80 bin metre karedir.

Türkiye’nin en büyük park alanlarından biri olan parkta: çocuk oyun olanları, mini futbol, basketbol ve voleybol sahaları, koşu parkurları ve çok amaçlı dinlenme alanları bulunmaktadır.

BALLICA KÖYÜ

Köy, Pendik ilçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Pendik köylerinden en ortada olandır. Köy 1920 yılında kurulmuştur. Daha öncesinde çiftlik olarak hizmet vermiştir. Çiftliğin o dönemdeki ismi Üçağaç Çiftliğidir. Bulgaristan’dan gelen göçmenler bu çiftliği satın alarak buraya yerleşmişler ve burası köy statüsüne kavuşmuştur. Ardından buraya köy sakinlerinin Yörük olarak adlandırdığı Konya, Karaman ve Antalya göçmenleri de gelerek yerleşmişlerdir.

1928 yılında köyü ziyaret eden Kaymakam, kendisine ikram edilen bal çeşitlerinin bolluğuna istinaden buranın ismini “Ballıca” koymuştur. Ancak köyde Ömerli barajının bir kolunun olması, arıcılık ve tarımı bitirmiştir. Sadece 2-3 aile arıcılıkla uğraşmaktadır. Çünkü barajdan sonra köyde nem ve sis artmış, arıcılar başka yerlere taşınmıştır.

Köyde, üç adet piknik alanı bulunmaktadır. Ayrıca atlı spor kulübü vardır. Barajda amatör olarak balıkçılık yapılmaktadır. Aynalı savan ve beyaz balık avlanmaktadır. Köyde amatör olarak avcılık ta yapılmaktadır. Çulluk, tavşan ve domuz avlanan hayvanlar arasındadır. Ballıca köyünde turizm gelişmemiştir. Yaz aylarında gelen ziyaretçi sayısı fazla olsa da bunun turizm geliri olarak herhangi bir geri dönüşü olmadığı söylenmektedir.

KURNA KÖYÜ

Bu köyün kurucusu, Fatih Sultan Mehmet’in paşalarından Şevki lakaplı Mehmet Paşa’dır. Fatih İstanbul fetih edildiğinde, fetihte bulunan paşalara toprak hibe etmek ister. Fetih paşalarından olan Şevki lakaplı Mehmet Paşa’ya da Kadıköy’ü teklif eder. Ancak Şevki Mehmet Paşa mütevazi ve sakin yaşamayı seven biridir, kalabalık aileye sahiptir. Bu yüzden, Kadıköy’ü istemez ve Kurnaköy’ü tercih eder ve dokuz çocuğu ve onların aileleriyle birlikte Kurnaköy’e yerleşir.

Burada tarım, bağ, bahçe işleriyle uğraşır ve böylelikle Kurnaköy tarihi de başlamış olur. Köy bölgesi, kurtuluş savaşı yıllarında asker eğitim bölgesi olarak kullanılmıştır.  Pendik merkezine 15 km uzaklıkta olan köyde, 3 tane piknik alanı bulunuyor ve buralar, İstanbul ve civar köylerden gelenler tarafından yoğun olarak tercih ediliyor.

Köyün topraklarına suyu içinde barındıran yer benzetmesi yapılmış ve Kurnaköy ismi verilmiştir. Köyün suyunun eskiden çok meşhur olduğu, köyün adının bu yüzden Kurna olduğu söylenmektedir. Ancak günümüzde kaynak suyunun tükendiği söyleniyor. Buraya yolunuz düşerse: köyün meşhur yemeği ateşte pişen ve kazayak otuyla yapılan pideyi mutlaka tadın.

KURTDOĞMUŞ KÖYÜ

Köy, Pendik ilçe merkezine yakın olmasına rağmen doğal güzellikleriyle ünlüdür. Riva deresi üzerine kurulan Ömerli barajı, köyü üç taraftan çevreleyerek köye bir yarımada görüntüsü vermiştir. Kurtdoğmuş, aynı zamanda Ömerli Barajından önceki son köy olma özelliğini taşır.

Pendik ilçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Buradaki ilk yerleşim, 1300’lü yıllara kadar gitmektedir. Söylentilere göre: köy, Orhan Bey’in Bursa’ya yerleştikten sonra batıya açılma politikalarının sonucu olarak kurulmuştur. Bölge halkından edinilen bilgilere göre, Orhan Bey, o dönemde bölgeye hakim konumda olan Keçi Kalesini almak için askeri birliklerini Kurtdoğmuş köyünde eğitmiştir.

Ordunun içinde her bir taburun farklı isimleri vardır. Kurt Asker, Obalı Asker, Yaya Asker, Şeyhli Asker gibi. Kalenin fethinden sonra, her bir askeri birlik farklı yörelere yerleştirilmiştir ve her bir tabur bulunduğu yöreye ismini vermiştir. Kurtdoğmuş köyüne de geri hizmette bekleyenler yerleştirilmiştir ve kurt doğdu, burada meydana geldi manasında bu köye “Kurtdoğmuş” ismi verilmiştir.

Köy içinde otel ve pansiyon yoktur. Buraya yolunuz düşerse, köyün öne çıkan ürünü olan ve pazı ile yapılan meşhur böreği “Kurtdoğmuş Böreği” tatmalısınız. Ağırlıklı olarak pazı ile yapılan börek, ayrıca peynirli de yapılmaktadır. Köyün bir diğer meşhur yemeği ise, Kıvrık böreği ve çarşaf böreğidir. Ayrıca tatlı kabaktan yapılan tatlı böreği de güzeldir.

İstanbul Tuzla

tuzla.genel.0
İstanbul Tuzla

Marmara denizinde 13 km uzunluğunda kıyıya sahiptir. İlçenin güney uç noktası olan “Tuzla Burnu” büyük bir çıkıntı oluşturur. Aydıntepe kıyıları: merkeze kadar koylar ve burunlarda, girintili ve çıkıntılıdır. Tuzla körfezinden sonra: Mezar burnu, Mesari Burnu, Limon Burnu, Dalyan Burnu sıralanır. Sakız Burnu açıklarında: Eşek Adası (Ekrem Bey Adası) vardır. Haydarpaşa’ya 32 km uzaklıktadır. Marmara denizinde 13 km uzunluğunda sahil vardır.

Yöre, ismini: Osmanlı döneminde, İstanbul’un tuz ihtiyacını karşılayan “Tuz gölü” nden almıştır. Günümüzden 70 yıl öncesine kadar bu gölden tuz elde ediliyordu.

Yörenin geçmişi incelendiğinde, çok fazla eskilere giden bilgilere ulaşılmamıştır.

1403 yılında, Peçenek Türklerinden 1500 kişilik bir gurup: bu bölgede bir gece kalmıştır.

Osmanlının ilk yıllarında, Abdurrahman Gazi: Yalova, Kartal ve Tuzla’yı alıp Aydos kalesini fetih etmiştir.

Yine aynı dönemde: Tuzla: Osmanlı donanmasının gemilerine liman olmuştur. Yöre halkı ise, geçimini balıkçılık, zeytincilik ve tütün işletmesiyle karşılamaktadır. Sultan I. Ahmet 1609 yılında Tuzla yöresine bir cami yaptırır. Kalekapı denen yerde yapılan arkeolojik araştırmalarda ise, eski çağlara ait çanak-çömlekler ve çeşitli kalıntılar bulunmuştur.

1400’lü yılları takip eden Osmanlı hakimiyeti döneminde, Evliya Çelebinin de belirttiği “Şifalı Sular” günümüzde de hakkın büyük ilgisini çekmeye devam etmektedir.

Tarihin ilk devirlerinden beri bir yerleşim yeri olan Tuzla’nın Pargorire (1872-1907) Dymotionlu Stophanes’in eserindeki “İzmit Körfezi” ile ilgili metinde “Aktaş Burnu” adı ile bilinmektedir. Buranın bir Rum balıkçı köyü olduğu, bir zamanlar İzmit ve İstanbul arasında gidip gelen korsanlara üs olduğu ve bu devirde, Aydost’taki Bizans beyi tarafından çevresinin kale ile çevrildiği ve Abdurrahman Gazi zamanında Türklerin eline geçtiği bilinmektedir.

Burası gemilerin kalafat yeri ve limanı olmuştur. Osmanlı imparatorluğunun son yıllarına kadar burada Rumlar ve Türkler iç içe yaşamışlardır.

Tuzla: 1908 yılında Türkiye’nin ilk köy beldesi olmuştur.

1924 yılında yapılan mübadelede Atatürk’ün emriyle Tuzla bölgesine: Selanik, Drama, Kavala bölgelerinden gelen Türkler yerleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Tuzla 300 hane ve 1200 kişinin yaşadığı bir yer olarak görülür. 1936 yılında müstakil belediye olan Tuzla, 1951 yılında Kartal ilçesine bağlanmıştır. 1987 yılında Pendik ilçesinin kurulmasıyla, Pendik ilçesine bağlanmıştır. 1992 yılında ise müstakil ilçe olmuştur.

Tuzla’nın cadde ve sokaklarında, evlerin bahçelerinde çok sayıda Bizans döneminden kalma mimari elemana rastlanılır. 1972 yılında yapılan bir kazıda: Bizans dönemi kilisesi ortaya çıkarılmıştır. Ekrembey adasında yapılan kazıda ise: Saint Andre Manastırı bulunmuştur.

İncir adasında Hagios Gikara manastırı, Tuz burnunun kuzeyindeki yarımadada Hagios Geogios manastırı bulunmaktadır. Bunlardan ayrı olarak, Tuzla’da tarihi eser olarak: 7 kilise ve Padişah I. Ahmet zamanında yapılan bir cami bulunmaktadır.

köfteciler.1
İstanbul Tuzla
tuzla.genel.3
İstanbul Tuzla

 

Günümüzde Tuzla’nın en önemli özellikleri: merkezde İTÜ Denizcilik Fakültesi, kuzeybatıda Tuzla Piyade Okulu ve güneyde Tuzla burnunda ise Deniz Harp Okulu olmasıdır. Ayrıca yine yolu Tuzla’ya düşecek olanların sahildeki köftecilerden, meşhur Tuzla köftesini tatmaları önerilir.

AKRİTAS BURNU

Tuzla’daki Akritas Burnu yakınlarında, 6’ncı yüzyılda varlığı bilinen Hagios Trifon Manastırı vardır. Ayrıca çevredeki küçük adalarda da Hagios Andreas ve Hagia Glikeria manastırları bilinmektedir.

formula 1.1
İstanbul Tuzla Formula 1 İstanbul Yarış Pisti
tuzla.pist.1
İstanbul Tuzla Formula 1 İstanbul Yarış Pisti

 

FORMULA-1 İSTANBUL YARIŞ PİSTİ

Formula-1 yarışlarının yapıldığı İstanbul Park Yarış Pisti ve Tesisleri Projesi, 2005 yılında Tuzla Akfırat mevkinde bulunan ve toplam 2 milyon metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Piste 6 farklı noktadan ulaşım vardır.

Formula-1 yarışlarına 3 kere ev sahipliği yapan İstanbul Park pisti, günümüzde dev bir ikinci el oto pazarı olarak kullanılmaktadır. İstanbul Park: yıl boyunca süren organizasyonlara da ev sahipliği yapıyor. Formula-1 için organize edilen pist, dünyaca ünlü otomobil firmalarının test merkezi gibi de hizmet veriyor. Dünyaca ünlü otomobil ve lastik markaları, burada özel etkinlikler düzenliyorlar.

Burayı ziyaret ettiğinizde, ziyaretçilere tanınan haktan yararlanabilirsiniz. Pistte sürücüler, kendi araçlarıyla 300 TL karşılığında, 20 dakika tur atabiliyorlar. Pist, Formula yarışları sırasında 8’nci virajı ve 2010 yarışlarında Sebastian Vettel-Mark Webber kazası ile hatırlanmaktadır. Ayrıca 1 Ağustos 2005 tarihinde yapılan yarışları, 110 bin kişi izledi ve Türkiye’nin en kalabalık spor organizasyonu olarak tarihe geçti.

 

İstanbul Ataşehir

İstanbul Ataşehir

 

İstanbul Ataşehir; İlçe Anadolu yakasında, İstanbul şehrinin doğu yarısındadır. Kocaeli Yarımadasının ise batı kısmındadır ve denize kıyısı yoktur.

İstanbul Ataşehir

TARİHİ

Bizans döneminde, Bizanslıları yenerek bölgeye yerleşen Konuralp’in savaşçı dervişlerinden Geyikli Baba müridlerinden Eren Baba, Kartal Baba, Gözcü Baba, Ali Gazi ve Sarı Gazi bölgeye yerleşmişlerdir.

Bölgede; 1335 yılında Tekkebağ köyü ismiyle ilk yerleşim yeri kurulmuştur. 1460 yılındaki tapu kayıtlarında, bölgenin ismi Eren Baba nedeniyle “Erenköy” olarak kayıtlıdır.

1870 yılında, bölgenin batısına tren yolu kuruldu. Tren istasyonu yapılınca “Erenköy” ismi günümüzdeki yere verildi. Erenlerin bir kısmı, daha içerilere giderek yerleşince, bu yeni yerleşim yerine “İç Erenköy” ismi verildi.

Sonraki dönemlerde, 1910’lu yıllarda bölgede Karaman Çiftliği bulunmaktadır. Çiftliğin arazisi, 1978 yılında satışa çıkarılmış ve özel kişiler tarafından satın alınmıştır.

Ancak bu dönemde bölge için düşünülen toplu konut projeleri gerçekleşmemiş, çiftlik arazisi hisseleri bir bankaya geçmiştir. 1988 yılında, Fatih Sultan Mehmet köprüsünün bağlantı yolları geçince, bölgenin cazibesi artmıştır.

1992 yılında, bölgede ilk Ataşehir konutları yapılıp satışa sunulmuştur. 2008 yılında İlçe olmuştur.

İstanbul Ataşehir Atatürk Mahallesi

ATATÜRK MAHALLESİ

Bölgede bulunan Atatürk Mahallesi, en eski yerleşim yerlerindendir. Geçmişi 20 yıl kadar geriye gider.

Mahallede: birçok konut, çarşı, park, restoran, okul ve kafeler bulunmaktadır. Ama özellikle mahallede birçok anaokulu bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Mustafa Kemal Mahallesi

MUSTAFA KEMAL MAHALLESİ

1970’lerde bu yörede sadece birkaç tane mandıra ve domates tarlası vardı. Bölgede bir taş ocağı kurulunca, değişim başladı. Taş ocağından çalışmak için Anadolu’nun farklı yerlerinden birçok işçi buraya geldi.

Önce tahta barakalarda yaşarken, zamanla memleketteki ailelerini de yanlarına alarak bu tahta barakalarda hep birlikte yaşamaya başladılar.

İstanbul Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı

 

Ancak zamanla bu tahta barakalar yetersiz hale geldi ve gecekondular yapılmaya başlandı. Yine zamanla bu gecekondular arazi mafyası tarafında el konularak satılmaya başlandı.

Ancak bu gecekonduların satın alanlar, imar izni olmadığından Belediye’den yıkım tehdidi baskısı görmeye başladılar. Tüm bu gelişmeler üzerine, Taksim’de 1 Mayıs 1977 tarihinde yaşanan olaylar üzerine mahalleye 1 Mayıs Mahallesi ismi verildi.

İstanbul Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı

 

2 Eylül 1977 tarihinde mahallede yıkım tehdidine karşı “Gecekondu Direnişi” eylemi başladı. Mahalleli ile gecekonduları yıkmak için mahalleye gelen emniyet güçleri arasında büyük çatışmalar yaşandı.

Bu olaylar sırasında 12 kişi öldü. Devamında, dozerler evleri yıktı, taş taş üstünde kalmadı. Ancak gerek mahalleli ve gerekse İstanbul’un birçok yerinden gelen destekle, evler kısa süre içinde tekrar yapıldı.

Gelelim günümüze: Gecekondu direnişini anmak için, her yıl 2 Eylül tarihinde üç günlük bir festival yapılıyor. Bu festivalde: konserler, paneller düzenleniyor.

Ancak 1980 yılından sonra ismi “Mustafa Kemal Mahallesi” olarak değiştirilmiştir. Mahalle: Ümraniye ve Atateşir’i birbirine bağlamaktadır. Mahallede: Yeni Palmiye Parkı, Deniz Gezmiş Parkı ve Pir Sultan Abdal Parkları bulunuyor. Deniz Gezmiş Parkında: Deniz Gezmiş heykeli bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Kayışdağı

KAYIŞDAĞI

Mahalle ismini, İstanbul’un en yüksek 3’ncü yeri olan Kayış Tepesinden almaktadır. Mahalle, tepenin eteklerinde kuruludur. İstanbul ilindeki diğer yükseklikler: 537 metrelik Aydos Tepesi ve 442 metrelik Alemdağıdır. 1970’li yıllarda kurulan mahalleye, Kayışdağı ismi verilmiştir. Mahalleyi oluşturan gecekondulara, yakın zaman önce tapuları verilmiştir.

İstanbul Ataşehir Fenerbahçe Spor Kulübü Dereağzı Tesisleri

Fenerbahçe Spor Kulübü Dereağzı Tesisleri

Burada, antreman tesisleri ve Fenerbahçe Koleji bulunmaktadır.  

İstanbul Ataşehir Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos Yerleşkesi

Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos Yerleşkesi

Yerleşke, Kayışdağı tepesinin batı yamacındadır. 2000’li yılların başında burada Yeditepe Üniversitesi kurulmuş ve hızla gelişmiştir. Üniversite yapıları, öğrencilerin eğitim, kültür, sanat, spor ve tüm ihtiyaçlarına cevap verecek donanımla inşa edilmiştir.

Kendine özgü mimarisi vardır. Selçuklu mimarisinden esinlenilerek inşa edilmiştir. 4250 öğrenci kapasiteli, iki ayrı öğrenci oteli bulunmaktadır. Özellikle burada öğrenci nüfusu fazladır. Buna bağlı olarak, kafeterya ve restoran sayısı da artmıştır.

Kayışdağı Ormanı

Kayışdağı Ormanı, Ataşehir ve Maltepe ilçeleri arasındadır. Dağın batı eteklerinde çıkan kaynak suyu çevresinde: meşe toplulukları bulunur. Tahrip edilen orman örtüsünün yerini zamanla maki toplulukları almıştır.

Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir huzur ortamı sağlamaktadır. Kayışdağı kaynak suyu: oldukça güzeldir. Ormanlık alan daha önce askeriye tarafından kullanılıyordu.

Günümüzde ise Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ihale ile kiraya veriliyor. Burada: ziyaretçiler tarafından piknik yapmak mümkündür. Ormanın bir kısmında, Darüleceze Tesisleri bulunmaktadır.

KÜÇÜKBAKKALKÖY

Bölgenin en eski mahallelerindendir. Burada, 1940’lı yıllarda küçük bir Rum köyü bulunmaktadır. Günümüzde, buranın önem kazanan yerleri: Türkan Saylan Tıp Merkezi ve Taç Spor Tesisleridir.

İstanbul Ataşehir Zübeyde Hanım Öğretmenevi

Zübeyde Hanım Öğretmenevi

Küçükbakkalköy’de bulunan ve 2002 yılında hizmete açılan öğretmenevi 100 oda ve 220 yatak kapasitelidir. Oldukça güzel bir yer, 3 kapalı restoranı ve 600 kişilik bahçesi, 300 kişilik terası bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Brandium Alışveriş Merkezi

Brandium Alışveriş Merkezi

Dudullu caddesinde Gümrüğün tam karşısındadır. Ataşehirde ulaşımı kolaydır. Hem yiyecek ve hem de içecek, tekstil ve elektronik ürünleri bulup satın alabileceğiniz bir yerdir. 200’den fazla mağaza bulunuyor. Bowling salonu ilgi çekiyor.

İstanbul Ataşehir Novada Ataşehir Alışveriş Merkezi

Novada Ataşehir Alışveriş Merkezi

Taçspor yoluda, Dilek Sabancı Lisesi hizasındadır. Küçükbakkalköy Mezarlığının hemen karşısındadır. Tanıtıma başlamadan söylemekte yarar var, burada otopark tam bir sıkıntıdır. Novada Ataşehir, 50 milyon Euroluk bir yatırım, yaklaşık 4 bin metre karelik alanda: hipermarket, çeşitli büyüklükteki mağazalar, restoran ve kafeler bulunuyor.

Ayrıca, Ataşehir Belediyesinin nikah salonu da buradadır. Yani özellikle hafta sonlarında yoğun kalabalık ve gürültü oluyor.

Ayrıca, yine buranın önemli bir özelliği, Ataşehir Belediyesinin çocuk tiyatrosu burada bulunduğundan çocuk popülasyonu oldukça fazladır. Bir diğer özelliği, sinema olmamasıdır.

Cemal Süreya Sergi Merkezi

Novada Alışveriş Merkezindedir. Ataşehir Belediyesi tarafından hizmete sunulmuştur. Bu merkezde: çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlar: seminerler, konserler, sempozyumlar ve sergilerdir. Burada özellikle çocuk tiyatrosu ilgi çekiyor.

YENİSAHRA

Daha önce Kadıköy ilçesine bağlı olan Mahalle, buraya bağlanınca nüfusu azalmıştır. En büyük özelliği: Kadıköy ve Üsküdar ulaşım bağlantılarının çok kolay olmasıdır.

İstanbul Ataşehir Optimum Alışveriş Merkezi

Optimum Alışveriş Merkezi

Kasım 2008 tarihinde hizmete açılmıştır. Oldukça büyük otoparkı bulunmaktadır. Outlet anlayışı ile hizmet vermektedir. Özellikle seri sonu ürünlerin fiyatları oldukça uygundur.

Yerli ve yabancı mağazalar ile alışveriş etkinlikleri yanında mimari tasarımı ile fark yaratmaktadır. Üst bölümde gün ışığı alan food court bölümü 2500 kişi kapasitelidir.

Terastan, E-5 manzarasını izleyebilirsiniz. Buz pisti oldukça büyüktür. Sinema da vardır. Son bir not: 2010 yılında ICSC (Uluslararası Alışveriş Merkezleri Birliği) tarafından, Prag şehrinde düzenlenen Avrupa Konferansında “Avrupanın En iyi Outlet” i seçilmiştir.

Evet yine son bir not, buraya hafta içi gitmenizi öneririm, hafta sonu çok kalabalık oluyor.

İstanbul Ataşehir Palladium Alışveriş Merekzi

Palladium Alışveriş Merkezi

Palladium alışveriş merkezi, 230 milyon dolarlık bir yatırımla 25 Eylül 2008 tarihinden itibaren hayata geçirilmiştir.

34 bin metre karelik alana kurulmuştur. Konseptin adı “Yaşam Küresi” dir. Çünkü dev cam küre şeklinde dizayn edilmiştir. 190 tane mağaza bulunuyor.
İstanbul Ataşehir Palladium Alışveriş Merkezi

Sinema bölümünde 10 tane salon vardır. Ayrıca: 32 katlı rezidans kuleleri bulunur. Kapalı otopark 5 kattan oluşur.

İÇERENKÖY

Bölgenin en hızlı gelişen yeridir. Burada oldukça büyük konut projeleri dikkat çekmektedir. Buna bağlı olarak: çok sayıda okul, park alanı, oteller ve sağlık merkezleri bulunur.

İstanbul Ataşehir Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

E5 ve O6 Otoyolunun kesiştiği, stratejik bir köşebaşındadır. Ayrıca: İBB’nin yeni metro ağı içerisindedir. Avrupa ve Anadolu yakasından gelen bütün metro hatları: AVM arazisi içinde birleşmektedir. Böylece: AVM içindeki metro istasyonunda, günde 500-750 bin arası kullanıcı AVM içinden çıkış yapmaktadır. Yani, Türkiye’nin en işlek metro hatlarından birisidir.

İstanbul Ataşehir Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

 

Türkiye’nin ilk alışveriş merkezlerinden birisidir. 1993 yılında açılmış ve İstanbul ve Türkiye’nin en önemli perakende yerlerinden birisi olmuştur.

Alışveriş merkezinin en büyük yeri Carrefour SA Hipermarket, yaklaşık 30 bin metre karelik alanı kaplamaktadır.

Yani, Avrupa’nın en büyük hipermarketidir. Ayrıca, yine alışveriş merkezinde 200 ulusal ve uluslararası markanın perakende satış mağazası vardır.

İstanbul Ataşehir Ali Gazi Baba Türbesi

Ali Gazi Baba Türbesi

Kozyatağı’nda Carrefoursa ile İçerenköy Meyve Sebze hali arasında  bulunan burada: Bizans döneminde, Erenköy bölgesinin fatihi olarak tanınan “Ali Gazi Baba” türbesi bulunmaktadır. Osmanlı dönemi yapısıdır. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur.

Türbeyi ziyaret edenler, genellikle ev ve çocuk sahibi olmak isteyenlerdir. Son bir not: türbe tam caddenin ortasında kalmaktadır. Söylenenlere göre, yol yapımı için türbe yıkılacaktı ancak yıkmak için gelen iş makineleri bir türlü çalışmamış ve türbe yıkılamamıştır. Bunun sonucunda, yol türbenin iki kenarından geçirilmiştir.

İstanbul Ataşehir Kriton Curi Heykeli ve Parkı

Kriton Curi Heykeli ve Parkı

Kozyatağında 19 Mayıs Mahallesindedir. Yüksek binaların arasında bulunan park oldukça güzeldir. Kozyatağı çevresinde “Çamlık” olarak bilinir. Park alanı içinde, yürüyüş yolları, spor alanları ve çocuk oyun alanları bulunur.

Güzel bir kafe de vardır. Ayrıca yine park alanı içinde: Kriton Curi Parkı Gönüllü Evi bulunuyor. Burada: Fotoğraf ve Türk Sanat Müziği kursları düzenleniyor. Konferans ve seminerler veriliyor.

 

Gelelim parkı adı verilen Kriton Curi kimdir?

Kendisi: Prof. Dr olan değerli bir Türk bilim adamıdır. 1942-1996 yılları arasında yaşamıştır. Kadıköy doğumludur, Boğaziçi Üniversitesinde Çevre Teknolojileri bölümünde çalışmıştır. Ulusal ve uluslararası alanlarda birçok ödülü bulunmaktadır. Parkın korunmasında da büyük emek sarf etmiştir. Parkın içinde, kendisinin bir de heykeli bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Reşat Paşa Köşkü

Reşat Paşa Köşkü

Kozyatağı’nda Sinan Ercan Caddesindedir. Ahmet Reşat Paşa (1849-1927) tarafından 1900’lü yıllarda Mimar Mehmet Efendiye yaptırılmış ve 19 Kasım 1900 tarihinde büyük bir törenle açılmıştır. Reşat Paşa: Sultan II Abdülhamit döneminde önemli bir devlet adamıdır. 3 katlıdır. Zemin kat: yığma taş, birinci ve ikinci katlar ise ahşap ve bağdadi olarak yapılmıştır.

1986 yılında özel bir şirket tarafından restore edilen yapı, 1989 yılında restoran olarak kullanılmaya başlanmıştır. Restorasyon sırasında: üst katlar ahşap konstrüksiyon olarak yeniden inşa edilmiştir. Yapının dış mimarisi gibi, iç mimarisinde de tavan ve duvarların tezyinatı ve dönemin ünlü sanatçılarına ait tablolar bulunmaktadır.

Salonların tavanlarını süsleyen resimlerden bazıları aynı zamanda ressam olan Reşat Paşa tarafından yapılmıştır. Köşkteki eşyalar, restorasyon sırasında orjinallerine uygun olarak yaptırılmıştır, kumaşlar da özgün motiflerle dokutturulmuştur.

İstanbul Ataşehir Metropol İstanbul

METROPOL İSTANBUL

Ataşehir merkezinde, İstanbul Finans merkezinin hemen karşısındadır. 250 metrelik gökdeleni ile Avrupa’nın en yüksek binasıdır. Yaklaşık 800 bin metre karelik alanda: ofis, rezidans ve alışveriş merkezi bulunmaktadır. Bunlar, Türkiye’nin en büyük karma projesini oluşturur.

Amerika Yeşil Bina Konseyi tarafından geliştirilen LEED derecelendirme sistemindeki çevre şartlarına uygun inşa edilmiştir. Alışveriş merkezinde 250 mağaza, eğlence ve performans alanı ve 4000 araçlık otopark bulunmaktadır.

Ayrıca: çocuk ve genç oyun alanları, açık park ve spor alanları, kapalı avlu, cadde ve sokakları vardır. Kafe ve restoranlarında seçkin lezzetler sunulmaktadır.

İstanbul Ataşehir Metropol İstanbul

Konut bölümü ise: C bloğunda home ofisler ve A bloğunda isi ofis ve rezidanslar bulunur. 27 katlı B blokta ise rezidans daireler vardır.

İstanbul Ataşehir Bülent Ecevit Parkı

BÜLENT ECEVİT PARKI

Barbaros Mahallesindeki park, Ataşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır. Oldukça büyük olan park alanı içinde, spor sahaları, gölet ve şelaleler ile çocuk oyun alanları bulunmaktadır. Yaklaşık 8 bin metre karelik park alanında: basketbol sahaları, mini futbol sahası, gölet ve şelaleler, çocuk oyun alanları, koşu parkuru, dinlenme alanları, çardak ve yürüyüş yolları bulunuyor.

İstanbul Ataşehir Ülker Spor ve Etkinlik Salonu

ÜLKER SPOR VE ETKİNLİK SALONU

2012 yılında ilçenin Batı bölümünde kurulmuştur. Çok amaçlı kapalı spor salonu: Fenerbahçe Spor Kulubü Basketbol şubesi tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca çeşitli zamanlarda burada konser ve özel etkinlikler düzenlenmektedir.

Salonun kapasitesi 15 bin kişiliktir. Alt yapısı son teknoloji ürünüdür. Ana salonun iç yüksekliği yaklaşık 28 metredir. Salona giriş yapılan alanları büyüklüğü nedeniyle, içeriye birçok Tır girebilmekte ve dünya çapında prodüksiyonların burada yapılabilmesi sağlanmaktadır.

İstanbul Ataşehir Ülker Spor ve Etkinlik Salonu

 

Skorbord 28 ton ağırlığındadır ve Avrupa’nın en büyüğüdür. Arenanın iç mekan reklam alanları, tribünleri dolaşan 360 derece led kuşağı şeklinde yapılmıştır.

Evet, burası sadece Fenarbahçe’nin maçlarını yaptığı bir yer değil, dünyaca ünlü yıldızların şovlarının da düzenlendiği bir yer olarak önem kazanıyor.

İstanbul Ataşehir Watergarden

WATERGARDEN

Batı Ataşehir bölgesinde, Halk Bank genel müdürlüğü ve Ataşehir Belediyesinin yanındadır. Genel anlamda bir “Gastronomi Merkezi” olarak tanımlanıyor. İstanbul şehrinde Anadolu yakasının en yeni alışveriş merkezlerindendir. Alışveriş merkezi her gün saat: 10.00-22.00 arasında açıktır. Üstü açıktır.

Böylece ferah bir ortam yaratılmıştır. Özellikle, burada havuz gösterileri ilgi çekmektedir. Havuz gösterilerinde: keyifli bir müzik eşliğinde, muhteşem su gösterileri izlemek mümkündür. Bu gösteriler lazer ve ışık gösterileri ile çeşitlendirilir.

Ancak her saat başı düzenlenen bu gösteriler sadece 6 dakika sürüyor. Havuzun çevresinde restoranlar ve kafeteryalar bulunmaktadır, havuz şovları buralardan izlenebilir. Çünkü İstanbul’un en gelişmiş su, ateş, müzik, lazer ve ışık gösterileri burada bulunuyor.

Yine, alışveriş merkezi alanında: sinema, lunapark, çocuk oyun alanları gibi eğlence mekanları ile fast food yerleri bulunmaktadır. Nostalji sokağı denen yerde ise: kebapçılar, tatlıcılar, muhallebiciler, köfteciler ve soğuk sandviççiler bulunuyor.

Gelelim en hassas bölümü, yani otoparka. Merkez, Plazaların ortasında bulunduğundan plazalara gelenlerin araçlarını bırakmalarını önlemek için otopark bir ara ücretli yapılmış, sonra değiştirilmiş, son aldığım bilgiye göre sadece 3 saat ücretsiz, sonrası ücretlidir. Ayrıca, otopark oldukça sıkıntılıdır.

İstanbul Ataşehir Düştepe Oyun Müzesi

DÜŞTEPE OYUN MÜZESİ

Barbaros Mahallesi Mimar Sinan Parkındadır. 2015 yılında ziyarete açılmıştır. Türkiye’nin ilk oyun müzesidir. Pazartesi günü hariç her gün açıktır ve giriş ücretsizdir. Sunay Akın ve Sahne Tasarımcısı Ayhan Doğan tarafından tasarlanmıştır. Park alanı içinde tek katlı ahşap bir binadadır. Burası ve parkın bir bölümü oyun alanına dönüştürülmüştür.

Müzede çok çeşitli oyuncaklar vardır ve çocuklar için eğlenceli aktiviteler düzenlenmektedir. Bunlar arasında 20 ülkeden yaklaşık 150 oyun çocuk oyunu bulunmaktadır.

Ayrıca satranç takımı, Victoria dönemi küp oyunları, 100 yıllık ilk taş ev inşa oyunu, ilk uzay oyunları bulunmaktadır. Yine oyun parkında: bowling, satranç, mini golf, masa tenisi ve ahşap salıncaklar vardır.

İstanbul Ataşehir My Museum Otomobil Müzesi

MY MUSEUM OTOMOBİL MÜZESİ

My Office Barbaros Mahallesi Çiğdem Sokaktadır. My Office Binasındadır. Giriş ücretlidir.  Müze: FIVA (Uluslararası Tarihi Taşıtlar Federasyonu) tarafından tanınmaktadır.

Müzenin, dört katlı ve toplam 3 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır.  Müzede: Cengiz Artam tarafından, 1985 yılından bu yana biriktirilen koleksiyondaki 130 otomobil sergileniyor.

Zemin katta: 1960 yılı ve sonrası üretilen otomobiller sergileniyor. 2’nci katta: 1950 yılı ve sonrası otomobiller, 3’ncü katta ise antika otomobiller ve kafe bulunuyor. Çatı katında ise maket otomobiller görülebilir.

Sergilenen araçların yüzde 90 bölümü, yurt dışından getirilmiştir. En ilgi çeken araçlar: 1909 model bir otomobildir. Ayrıca, Türkiye’nin ilk Formula otomobili “Hupmobile” de görülebilir. 1928 model Fiat otomobil, dünyada bir tane üretilmiş olması ile önem kazanmaktadır.

İstanbul Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ

2002 yılında ziyarete açılan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, yine bölgede ilgi çeken yerlerden biridir. Botanik parkına giriş ücretsizdir. Botanik Parkı: 1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından, eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturmak amacıyla kurulmuş, bitkilendirme ve ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. 46 hektarlık park alanına, 50 bin ağaç ve çalı dikilmiştir. Daha sonra bu alanın park değil, Botanik Bahçesi olarak düzenlenmesine karar verilmiştir. Düzenlemenin sonucunda bahçe, 2002 yılında halkın ziyaretine açılmıştır.

İstanbul Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

Botanik parkı 8 adadan oluşmaktadır.

Botanik parkının bölümleri şunlardır: İstanbul adası, Mesire adası, Meşe adası, Anadolu Adası, Ertuğrul Adası, Trakya Adasıdır. Ayrıca: bitkilerle ilgili bilgi alınabilecek bir Eğitim Bölümü de bulunmaktadır.

Mesire Adası

Burada piknik masaları bulunuyor. Çünkü burası NGBB’de piknik amaçlı düzenlenmiş tek adadır. Diğer adalarda piknik yapılamıyor. Ayrıca: Keşif Bahçesi, Bambu labirenti ve Kemal Öner Tanırım Evi vardır. Ayrıca: Soğanlı bitkiler koleksiyonu, Kaya bahçesi, Kameriye, Ciltli bahçe, Kurak ve çorak bahçe, Nilüfer havuzları, Kaktüs ve etli bitkiler serası, Kanal boyu çok yıllık bitkiler alanı, Kaya çatlağı bahçesi ve Saklı bahçe bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Ertuğrul Adası

Ertuğrul Adası

Burada, Sultan II Abdülhamit’in emriyle, 1890 yılında gittiği Japonya’dan dönüş yolunda fırtınaya yakalanarak batan Ertuğrul Fırkateyn’inde görevli 527 denizci anısına bir anıt dikilidir. Bu adaya giriş ve çıkışlar, tünellerle sağlanır. Bu tünellerden birinde posterler ve diğerinde ise İstanbul’da Bahçe ve Çiçek temalı bir sergi vardır.

İstanbul Ataşehir Ertuğrul Adası

 

Adada: Ertuğrul Anıtı, tohum evi, NGBB Sembolü, faydalı bitkiler koleksiyonu, ekmek teknesi, anıt zeytin ağacı, ortanca koleksiyonu, bataklık bitkileri, nilüfer tankları, Japon Sakura Vakfı tarafından bağışlanan Sakura ağaçlarını görebilirsiniz.

İstanbul Ataşehir Mozaik Çarşısı AVM

MOZAİK ÇARŞISI AVM

Atatürk Mahallesindedir. Bölgenin en eski çarşılarındandır. 1994-1995 yılları arasında yapılmıştır. 22 bin metre karelik alanı kapsar. Çarşı ismini: kuzey cephesinde bulunan mozaik panodan alır. Bu pano: 72 metre uzunluğunda ve 1.60 metre genişliğindedir. Bu mozaik pano: Sanatçı Sadık Altınok tarafından yapılmıştır ve “Kültür Mozayiği İstanbul’u” tasvir etmektedir. Binanın zemin katında, “Üç Kral” isimli bir başka mozaik pano daha vardır. Bu panonun uzunluğu 6 metredir.

İstanbul Ataşehir Mozaik Çarşısı AVM

 

3 kattan oluşmaktadır. Ayrıca 2 kat otopark vardır. Çevresindeki konutların görüş alanını kapatmamak için alçak yani az katlı yapılmıştır. Meyilli arazide olduğu için, çok kapılıdır.

Oldukça ferah ve geniş koridorları vardır. Gıdadan, alışveriş ve eğlenceye kadar birçok sektör bulunmaktadır.

İstanbul Ataşehir Bulvar 216 AVM

BULVAR 216 AVM

Ataşehir Bulvarı Gelincik Sokakta Mimar Sinan camisinin bitişiğindedir. 2014 yılında hizmete açılmıştır. Yaklaşık 6 bin metre karelik alana kuruludur. Mimarisi oldukça farklıdır. Şehrin ortasında doğanın temsili bir anıt gibi görünür. Tipik bir AVM değildir. Dükkanlara dıştan giriş yapılıyor ve dıştan dolaşılıyor.

Alışveriş merkezinde özellikle her türlü restoranın bulunması dikkat çekiyor. Yani alışveriş için mağaza sayısı azdır.  Yapı: 2013 yılında “Europen Property Awards” yarışmasında 5 farklı dalda ödüle layık görülmüştür. Bu ödüller: En iyi karma kullanım mimarisi, en iyi ofis mimarisi, perakende mimarisi, ofis geliştirme, perakende geliştirme.

IF PERFORMANCE HALL ATAŞEHİR

Bulvar 216 Alışveriş Merkezinin üstündedir. Burada konser ve benzeri etkinlikler düzenlenmektedir.

İstanbul Ataşehir Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ KEREM AYDINLAR KAMPÜSÜ

İçerenköy, Kayışdağı caddesindedir.

Sağlık Bilimleri alanında tematik bir üniversitedir. 2009 yılında Maltepe’de geçici kampüste kurulan üniversite, 2013 yılında buradaki asıl kampüsüne taşınmıştır.

Kerem Aydınlar Kampüsü, İstanbul’un Anadolu yakasında 100 bin metre karelik kapalı alana sahiptir.

Öğrenciler şehir içinde bir kampüs hayatı yaşarlar. Kampüs, öğrencilerin üniversite yaşamlarını destekleyici her türlü akademik ve sosyal olanaklara sahiptir. Kampüs alanında kız ve erkek öğrenci yurtları bulunuyor.

Acıbadem Hastanesi, 2014 yılında Atakent Hastanesi açılmıştır. Hastane 278 yatak kapasitelidir. Yılda ortalama 450 bin hastaya hizmet verilmektedir.

ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEK OKULU

Ataşehir, Yenişehir Mahallesi Baraj Yolu Caddesindedir. Okul: Adıgüzel Eğitim Kültür Araştırma Yardımlaşma ve Sağlık Vakfı tarafından 2012 yılında kurulmuştur.

Ülke ekonomisinin ve iş yaşamının ihtiyacı olan, nitelikli işgücünü, çağdaş, demokrat ve analitik düşünceye sahip, sanayi ile işbirliği içinde bireyler olarak yetiştiren bir meslek yüksekokuludur. Halen okulda 1361 öğrenci eğitim görmektedir.

İSTANBUL GÜNLÜK GEZİ PLANI HAKKINDAKİ YAZIM.