Iğdır

Iğdır

Iğdır ovası, Akdeniz bölgesindeki tarımın yapılabildiği toprak yapısı ve iklim şartlarına sahip olmasıyla önem kazanıyor. Bir de: ülkemizde, üç ülkeye sınır komşusu (İran-Nahcivan Özerk Cumhuriyeti-Ermenistan) olan tek il, öte yandan, bu ilde çok sayıda otel var ki, tüm Iğdır nüfusunu bu otellere yerleştirseniz, işte o kadar yatak olduğu kesin.

Iğdır

ULAŞIM

İran üzerinden ülkemize giren ve Doğubayazıt-Kars-Erzurum-Erzincan üzerinden ilerleyen tarihi İpek Yolu buradan geçiyor.

Iğdır-Nahcivan arasındaki uzaklık; 20 km. Iğdır-Ermenistan sınırı arasındaki uzaklık; 90 km. Iğdır-İran sınırı arasındaki uzaklık: 75 km. Iğdır-Kars arasındaki uzaklık: 130 km. Iğdır-Erzurum arasındaki uzaklık: 280 km. Iğdır-Ağrı arasındaki uzaklık: 150 km. Iğdır-Doğubayazıt arasındaki uzaklık; 45 km.

TARİH

Bölgede, tarihi süreç içinde: MÖ.1’nci yüzyıldan itibaren, egemenlik kuran uluslar, sırasıyla; Persler, Makedonlar, Seleukoslar, Roma, Asur, Kimmet ve İskitler. MS.7’nci yüzyılda ise, bu kez, bölgede “Araplar” görülür. 1064 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Selçuklular var. 1514 yılında Osmanlılar bölgeyi ele geçirirler.

1737-1746 ve 1878-1918 yılları arasında, Rus işgali ve vahşet yılları var. 14 Kasım 1920 tarihine gelindiğinde ise, Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu, Iğdır ve yöresini, gerek Rus ve gerekse Ermenilerin elinden kurtarmıştır.

Iğdır isminin kaynağı: Oğuz Han’ın, altı oğlundan biri olan, Cengiz Alp’in, en büyük oğlu olan Iğdır Beğ’den gelmektedir. Kelime anlamı ise: “iyi, büyük, ünlü, sahip, yiğit başkan”  demektir.

Şehir, 27 Mayıs 1992 tarihinde, Kars ilinden ayrılarak Türkiye’nin 76’ncı ili olmuştur. Merkez ilçe yanında, 3 tane daha ilçesi vardır.

Iğdır
Iğdır

  

GENEL

Şehir, ülkemizin doğu sınırına yakın bir konumda, dağ sıralarının ve yüksek platoların arasındaki bir bölgededir. Bu ara bölgede kalması nedeniyle: özellikle iklim daha yumuşak ve toprağın da uygun olması nedeniyle: çevre yörelerde üretilemeyen birçok sebze-meyve burada üretiliyor. Çünkü: ova, alçak ve ılık. Bu nedenle: burada, Akdeniz iklimi tarımı yapılabiliyor. Yani: pamuk, kayısı ve mandalina gibi ürünler yetiştirmek mümkün.

Dağlık bir bölge demiştim ya, Ağrı dağının büyük bir bölümü de, Iğdır il sınırları içinde kalıyor.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi, Iğdır, üç ülke ile sınır komşusu bir il. Bu ülkelerle olan sınır kapılarımız ise: Alican (kapalı) Ermenistan ile, Boralan (kapalı) İran ile ve Dilucu (açık) Azerbaycan ile olan sınır kapılarıdır.

NE YENİR

Yöreye yolunuz düşerse: özellikle “Taş Köfte” yemenizi öneririm. Birkaç yerel lezzet  daha var. Bunlar da; Ekşili, Cızdık, Paça, Tavuk Şorva olabilir. Ama, özellikle “Bozbaş” isimli yemeği yemeden, sakın buradan ayrılmayın. Ama, çok yağlıdır, aman buna dikkat.

NE SATIN ALINIR

Yörede, kadınlar tarafından yapılan, yün ve pamuktan üretilmiş “çoraplar” büyük ilgi görüyor. Sizler de, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, bu örgü çoraplardan satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

LEYLEK HEYKELİ

Iğdır il merkezi girişinde, gayet büyük iki leylek heykeli var. Bunlar yani leylekler, Iğdır ilinin sembolüdür ve bu heykeller o nedenle yaptırılarak buraya konulmuştur. Buraya bir taraftan da “Leylek Şehri” denmektedir. Çünkü, leylekler iklim nedeniyle yaz-kış burayı terk etmezler. Leylekler kış mevsiminde dahi burada kalabilmektedir.

YER ALTI ÇARŞISI

Şehir merkezinde tam ortadadır ve bu yüzden şehrin en kalabalık ve yoğun yeridir. Burada birçok dükkan ve mağaza bulunmaktadır.

Iğdır Ermeni Evi Taş Bina

ERMENİ EVİ TAŞ BİNA

Söğütlü mahallesinde bulunan bu bina, 19’ncu yüzyıl Baltık mimarisi tarzında yapılmıştır. Yapının yola bakan kısmı, süsleme bakımından zengindir. Düzgün kesme taş kullanılmış olup, pencere açıklıkları basit kemerli, pencere üstlerindeki taş çıkıntılar ve korniş altı testere biçimli taş çıkıntılar, cepheye güzel bir görüntü vermiştir. Pencerelerin birinin üst tarafında 1908 tarihli bir kitabe görülür. Yapının iç kısmında inceleme yapılamamıştır, çünkü yapı halen konut olarak kullanılmaktadır.

Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi

SOYKIRIM ANITI VE MÜZESİ 

İl merkezinde, Bahar mahallesindedir. Burada: Iğdır ve çevresinde: 1915-1920 yılları arasında, Ermeni katliamlarında katledilen ( yöre halkının, o günkü mevcudunun % 80’i katledilmiştir) insanlarımız anısına yapılmış bir anıt var. Anıtın öne çıkan özelliği: ülkemizin en yüksek anıtı olmasıdır. Yüksekliği: 43.50 metredir.

Anıt: 1997-1999 tarihleri arasında yapılmıştır. Alt kısmında: 350 metre karelik alanda, bir müze var. Üst kısım ise: 5 kılıçtan oluşan bir anıt görüntüsü veriyor. Kılıçların granitleri: Çin’den getirtilmiştir. Kılıçların kabzalarında tunç dökümlerdeki rölyeflerde: eski Türk devletlerinden, günümüzdeki Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanan dönemler anlatılıyor.

Alttaki müze bölümünde: 1915-1918 yılları arasında, Ermeniler tarafından, buradaki vatandaşlarımıza yönelik yapılan katliamlar sonucu toplu mezarlardan çıkarılan belgeler, fotoğraflar ve diğer malzemeler sergileniyor. Müze, her yıl, yaklaşık 4000 civarında kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Müzede: 575 kitap ve 256 adet resim bulunmaktadır.

Iğdır Harmandöven Kervarsarayı

HARMANDÖVEN KERVANSARAYI

İpek yolu üzerindedir. İl merkezine, 31 km. uzaklıkta, Kervansaray köyünün batısındadır.

Yapı: 12’nci yüzyılda, Sürmari Emiri Şerafettin Ejder tarafından yaptırılmıştır. Avlusuzdur ve taç kapısı: cephede bir çıkıntı oluşturmamaktadır. Bu özellikler değerlendirildiğinde, yapının geç dönemlerde yapıldığı düşünülmektedir.

Yapı, Selçuklular döneminde Anadolu’da çokça yaptırılan açık avlulu ve kapalı hol sistemi planlı, çevresinde kale görünümündeki büyük kolsal yapılar, özellikle sultan ve vezirlerin talimatları ile önemli yol güzergahlı üzerine inşa edilmişlerdir. Iğdır Kervansarayı ise, tali bir yol üzerine inşa edilmiştir ve plan olarak avlusunun olmaması nedeniyle diğerlerinden ayrılmıştır. 13’ncü yüzyıl sonunda, Elazığ Çemişgezek yakınlarında yapılan İbrahim Şah hanı planlarına benzemektedir.

Iğdır Kalesi-Korhan Kalesi

IĞDIR KALESİ (KORHAN KALESİ)

İl merkezine 36 km. uzaklıkta, Ağrı dağının kuzey yamacında, 2120 metre rakımlı bir tepe üzerindedir.

Kalenin yapılış tarihi ve yaptıran bilinmiyor. Ancak, 1064 yılında, kalenin Selçuklular tarafından ele geçirildiği kesin. Yani, 1064 yılında, bu yapı varmış. Kale yapısı: 2 bölümden oluşuyor. Surların temel kalıntılarında: Urartu sistemini andıran, büyük blok taşlar kullanılmıştır. 1664 yılına gelindiğinde, bölgede büyük bir deprem olduğu ve kalenin de bu deprem ile yıkıldığı anlaşılıyor.

Hatta, 7 gün sürdüğü bildirilen bu deprem sonucu, yakın çevre dahil, bölgede 50 bin civarında insan öldüğü tahmin edilmektedir. Bu depremde sağ kalanlar, kaleyi terk ederler ve günümüzdeki Iğdır ovasına gelerek, şehrin ilk yerleşimcileri olurlar.

Günümüzde: yapı çok harap durumda görülüyor. Sadece, çok az sur kalıntısı görmek mümkündür. Daha doğrusu, düzgün kesme taşlardan yapılmış, yuvarlak formlu bir kule görülüyor. Ayrıca, yine yıkık ama bir fikir verebilecek durumda görülen erzak deposu bölümü var. Düzgün kesme taştan örülmüş ve üç bölümlü, erzak deposunda, kalede kalanların su ve yiyecek ihtiyaçları karşılanmıştır. Bu erzak deposunun hemen yanında, düzgün siyah taşlarla yapılmış ve içi horasan harcıyla sıvanmış bir su kuyusu var.

Iğdır Karakale-Sürmeli Kalesi

KARAKALE (SÜRMELİ KALESİ)

İl merkezine 26 km. uzaklıkta, Tuzluca-Iğdır arasında, ovaya hakim bir tepe üzerindedir. Aras nehrinin Türkiye-Ermenistan sınırını çizdiği noktada, iki vadi arasında sarp kayalıklar üzerindedir.

Kalenin yapılış tarihi ve yaptıran bilinmemektedir. 1047-1064 yılları arasında Bizanslıların bölgede egemenlikleri görülür. 1064 yılından sonra, kale, Selçuklular tarafından ele geçirilir. 1386 yılına gelindiğinde, Timur tarafından kalenin kuşatıldığı ve ele geçirildiği biliniyor. Bu kale de: 1664 ve 1840 yıllarındaki depremler sonucu büyük ölçüde tahrip olur ve insanlar tarafından terkedilir.

Günümüzde burada görülebilenler: kalenin batı yönünde, temel seviyesinde, 2 metre kalınlığa ulaşan sur duvarları görülüyor. Bu birinci duvarın, yaklaşık 50 metre doğusunda, aynı kalınlıkta ikinci bir sur duvarı kalıntısı var. Bu sur duvarından, 30 metre sonra ise, günümüzde kısmen ayakta olan, iç kale görülüyor.

İç kalede günümüze ulaşanlar ise: Aras nehrine bakan yerdeki; doğal kayalar üzerine yapılmış ikiz gözetleme kulesidir. Kulenin yüksekliği 7 metredir. Bu kulenin hemen doğusunda, dairevi planlı dış cephesi tüf taşından yapılmış bir kule daha vardır. Kale surları ve kuleler arasında kalan büyük bir alanda, büyük bir yerleşim yeri kalıntısı bulunur. Özellikle Selçuklu, Urartu ve eski Tunç Çağına ait bol miktarda seramiğin görüldüğü bu alanda, ayakta kalıp günümüze ulaşan yapı yoktur.

Iğdır Meteor-Göktaşı Çukuru

METEOR-GÖKTAŞI ÇUKURU

İl merkezine 42 km. uzaklıkta, Karakoyunlu’ya bağlı, Korhan yaylasındadır.

Buraya: 1892 yılında büyük bir göktaşının düştüğü ve çukurun bu nedenle oluştuğu söyleniyor. Hatta, bu büyüklük, dünya üzerinde ikinci sırada geliyormuş. (Dünyanın en büyük göktaşı çukuru: Amerika-Arizona-Barringer krateri) Çukurun genişliği: 35 metre, derinlik ise, yaklaşık 60 metredir.

Düz bir arazide, aracınızda inip, bir süre yürümeniz gerekiyor. Çukurun çevresi: tel örgülerle çevrilmiştir. Burada en çok dikkatimi çeken: çukurun kenarlarının sanki jiletle kesilmiş gibi olması, dibinde ise, toprak yığını var.

Yani, göktaşını göremiyorsunuz. Bu arada, bu göktaşının bulunduğu yer, askeri güvenlik bölgesi ve fazla oyalanırsanız, büyük ihtimalle, birkaç nöbetçi asker gelip, sizinle burada ne yaptığınızı konuşabilirler. Ama, göktaşını gezmeye gelmenize ses çıkaran yok.

Iğdır Ağrı dağı
Iğdır Ağrı dağı
Iğdır Ağrı dağı

AĞRI DAĞI VE TIRMANIŞ

Ağrı dağı: ülkemizin en yüksek rakımlı dağıdır. Zirve yüksekliği: 5137 metredir. Sönmüş bir volkandır. Türk-İran-Ermenistan sınırında bulunmaktadır. Hemen güneydoğusunda, yine sönmüş bir volkan olan, Küçük Ağrı Dağı bulunmaktadır ki, bunun da zirve  yüksekliği: 3896 metredir.

Ağrı dağı: güzel bir görüntü verir. Tepesindeki 400 metrelik bölüm, sürekli buzlarla kaplıdır ve bu yüzden, uzaktan bakıldığında bir şapka görüntüsü verir. Hatta, çoğu kez, dağın bu zirvesinin üzerinde bir bulut tabakası görmekte mümkündür.

Ağrı dağı, dağcılık sporu ile uğraşanların aradıkları tüm özellikleri taşımaktadır. Bu özelliklerin başında ise: tırmanışın başladığı yere araç ile gidilebilmesi ve tırmanış mesafesinin yüksek olmasıdır. Anadolu ve Avrupa’nın en yüksek doruğudur.

Aynı zamanda: Nuh’un gemisi ve Tufan efsaneleri, buraya mistik bir özellik vermektedir. Dağa tırmanmak için en uygun zaman; Temmuz-Ağustos-Eylül aylarıdır. Güneyden tırmanış: Doğubayazıt’ın Çatan köyünden  başlar. Doğudan tırmanış: Serdarbulak yaylasından başlar. Batıdan tırmanış: örtülü köyü ve küp gölünden başlar.

Dağa ilk kez: 1829 yılında, Alman Prof. J.Von Parrot çıkmıştır. Türklerin ilk kez tırmanışı ise: 1970 yılında, Dr. Bozkurt Ergör tarafından sağlanmıştır. 1973 yılında, Cevdet Sunay isimli bir subay tarafından, Ağrı dağına tırmanılmış ve zirveye, Atatürk Büstü konulmuştur.

Iğdır Tuzluca Tuz Mağaraları
Iğdır Tuzluca Tuz Mağaraları
Iğdır Tuzluca Tuz Mağaraları

     

TUZLUCA TUZ MAĞARALARI

Iğdır iline bağlı Tuzluca ilçesindedir.

Tuz mağaraları: ülkemizin 100 yıllık tuz ihtiyacını karşılayabilecek rezervlere sahiptir. 55 dönümlük tuzla kaplı bu arazideki mağaralarda bulunan tünellerdeki hava: bir çok solunun yolu hastalığına iyi geliyormuş. Burada, halen tuz üretimi, sürdürülmektedir, günlük 60 ton tuz üretiliyor.

Iğdır Karaçomak Köyü kilisesi

KARAÇOMAK KÖYÜ KİLİSESİ

İl merkezine bağlı Karaçomak köyü yakınlarındadır. Köye ulaşan yolun bitimindeki düzlükte sağ yanda kilise kalıntısı görülür. Yapının üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. Beden duvarları ayaktadır ve sarımsı kesme taş kaplamadır.

Iğdır Osmanlı Kışlası

OSMANLI KIŞLASI

Tuzluca ilçesi, Üçkaya köyünün güneydoğusundadır. Köye hakim konumdaki yapı, moloz taşların üstü yontulmak suretiyle yapılmıştır. Yamaç kısmını tahkim etmek için, alt tarafa istinat duvarı örülmüştür. Batı bölümünden Eğritaş deresi geçer. Kapı ve pencereleri daha önce söküldüğünden, günümüzde yoktur.

Iğdır Gökkuşağı Tepeleri
Iğdır Gökkuşağı Tepeleri

GÖKKUŞAĞI TEPELERİ

Tuzluca ilçesinin batısındaki tepelerdeki renk cümbüşü görenleri hayrete düşürüyor. Çünkü bu tepeler: kahverengi, boz, kırmızı ve sarı tonlarındadır.

Türkiye-Ermenistan-İran ve Nahcivan sınırında bulunan bu doğa harikası tepeler yani gökkuşağı tepeleri: Iğdır-Kars karayolunun 50’nci kilometresinde başlıyor ve yaklaşık 20 kilometre kadar devam ediyor.

Bu tepeler, özellikle sonbaharda apayrı bir güzelliğe bürünüyor ve yörenin turizm potansiyelini olumlu etkiliyor, siz de buralara yolunuz düşerse, mutlaka bu renkli tepeleri görün. Özellikle güneşin tam tepede olduğu saatlerde, renk cümbüşü ortaya çıkıyor. İlk bakıldığında tepeler çölü andırıyor. Çünkü bu tepeler üzerinde herhangi bir bitki yetişmiyor, çünkü bu tepelerin toprakları yıkanan topraklardır ve bu yüzden bitki tutması zordur. Sadece bazı yaban hayvanlarının görüldüğü söyleniyor.

Yapılan araştırmalara göre, bu tepelerin böyle renkli olmasının sebebi: tepelerin üstünde bulunan toprak tabakasındaki kalsiyum, magnezyum gibi madensel hammaddelerdir ve özellikle kırmızı rengi veren demir oksittir.

Farklı renklerin oluşmasının sebebi ise, yine demir çeşitliğinden kaynaklanmaktadır. Bazı yerlerde ise, bu renkliliği tuz sağlamaktadır. Çünkü yöre aynı zamanda tuz maden yataklarının bulunduğu bir yer olarak biliniyor. Hatta bu yörede tuz madenleri o kadar çok yoğun ki, ülkemizin 200 yıllık tuz ihtiyacını karşılama kapasitesinde olduğu söyleniyor.

Iğdır Tuzluca

Iğdır Tuzluca

Iğdır Tuzluca, il merkezine 39 km uzaklıktadır. Iğdır-Kars karayolu üzerindedir.

Iğdır Tuzluca Tarihi

TARİHİ

İlçe birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 7 Ekim 1920 tarihinde Rus işgalinden kurtulmuş, 1923 tarihinde ilçe olmuştur. 1934 yılında, ilçede bulunan kaya tuzundan esinlenilerek “Kulp” ismi “Tuzluca” olarak değiştirilmiştir.

Iğdır Tuzluca Genel

GENEL

Yüzölçümü bakımından ilin en büyük ilçesidir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 975 metredir. Yörede yeryüzü şekilleri olarak dağlar çoğunluktadır. İlçenin doğusunda Ermenistan ve Aras nehri, kuzeyinde Kars’ın Digor ilçesi, Batısında Ağrı dağı ve güneyinde ise Iğdır il merkezi bulunur. İklim olarak, karasal iklim hakimdir. Düzlük ve ovalık kısımlarda ise iklim daha yumuşaktır. Karakoyunlu ilçesinden, Ermenistan’daki “Metsamor Nükleer Enerji Santralı” görülebiliyor, yerel halka göre burası “beyaz baca” olarak isimlendiriliyor.

Iğdır Tuzluca Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Iğdır Tuzluca Anıtsal Taç Kapı

ANITSAL TAÇ KAPI

Aşağı Mahallededir. 1800’lü yıllarda, Baltık mimarisi tarzında yapılmış Taç kapı, bir araba geçebilecek büyüklüktedir. Arkasında büyük bir eve ait duvar kalıntısı vardır. Taç kapı, 2006 yılında koruma altına alınmıştır.

KIRMIZI RENKLİ TAŞ BİNA

Tarihi bina, Kurtuluş İlköğretim Okulu karşısındadır. 1800’lü yıllarda yapılmıştır. Baltık mimarisi özelliklerini taşır. 19’ncu yüzyıl sivil konut mimarisinin güzel bir örneğidir. Yapı, sırasıyla okul ve hastane binası olarak kullanılmıştır. 2006 yılında koruma altına alınmıştır.

TAŞ BİNA

Cumhuriyet Meydanındadır. Kitabesine göre 1958 yılında yapılmıştır. Baltık mimarisi tarzı hakimdir. Belli bir süre dükkan olarak kullanılmış, 2006 yılında koruma altına alınmıştır, halen kullanılmıyor.

TARİHİ ERMENİ MEZARLIĞI

Cumhuriyet mahallesindedir. 2014 yılında koruma altına alınmıştır.

Iğdır Tuzluca Köprüsü

TUZLUCA KÖPRÜSÜ

Kars-Tuzluca kara yolu üzerindedir. Tuzluca ilçesinin girişinde Aşağı Mahallededir.  

Günümüzde kullanılmıyor. Köprü tek kemerlidir. Bindirme taş tekniğiyle yapılmıştır. Kemer kısmı, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kemerin büyük bir bölümü, dereden gelen toprakla dolmuştur. Kemerin yaslandığı kısımlarda, dereden gelen moloz iç dolgu görülür. 2006 yılında koruma altına alınmıştır. Acil restorasyona ihtiyaç vardır, umarım birileri bu satırları okur da köprüyü restorasyona alır.

Iğdır Tuzluca Tuz Mağarası

TUZ MAĞARALARI

Mağaralardan çıkarılan tuz, bölgenin ticari faaliyetidir. Mağara, içine araba girecek büyüklüktedir, ancak mağaranın içi karanlık ve labirent gibidir, yani rehber olmadan girilirse kaybolma riski yüksektir. Mağara içinde gizli geçit bulunduğu ve bu gizli geçitlerden Iğdır ve hatta Ermenistan’a bile gidilebileceği söyleniyor. Günümüzde, o geçitlerin kapatıldığı da belirtiliyor.

Türkiye’nin 100 yıllık tuz ihtiyacını karşılayacak kadar kapasite bulunduğu söyleniyor. 55 dönümlük, tuzla kaplı bu arazide, tünellerdeki havanın solunum yollarına iyi geldiği biliniyor. Günlük 60 ton tuz üretme kapasitesi vardır. Ancak tam kapasite ile çalışırsa 200 ton tuz üretilebilir. Buradan temin edilen doğal tuzun birçok hastalığa iyi geldiği söylenir.

15’nci yüzyılda, buradan geçen İspanyol Elçi Ruy Gonzales: Tuz mağaraları hakkında şunları yazmıştır “Mayıs 1404 tarihinde, yine Aras nehri kıyısında ilerlemeye devam ettik. Yol bozuk ve birçok yeri dimdik idi. Ertesi gün yine bir köyde kaldık. Burada dağın tepesine kurulmuş bir kale vardı. Dağ, taş: tuz kayalarıyla kaplıydı. Civar köylerden gelenler, buradan tuz alıp yemeklerinde kullanıyorlarmış”

Iğdır Tuzluca Tuzyatağı Höyüğü ve Yerleşmesi

Tuzyatağı Höyüğü ve Yerleşmesi

Tuz yatağı olan işletmenin hemen girişindedir. Aslında bu iki merkezi birbirinden, işletmeye girişi sağlayan ana yol ayırır. Höyük olarak değerlendirilen alanda: Orta çağ ağırlıklı, Demir çağı ve ilk Tunç çağı seramikleri tespit edilmiştir. Her iki merkezde büyük bir tahribata uğramıştır. Yerleşmede kaçak kazılar sonucu, çok miktarda kemik buluntusu ile büyük kaba yontma taşlardan oluşan mimari kalıntılar çıkarılmıştır.

Iğdır Tuzluca Tekelti Dağı

TEKELTİ DAĞI

İlçe sınırları içinde bulunan ve ilçe merkezinin hemen her bölgesinden ve Iğdır’dan dahi görülebilen Tekelti dağı, 2560 metre yüksekliktedir. Türkiye’deki ender kayalardan biridir. Dik kaya tırmanışı için ideal bir yerdir. Birçok dağcı, Tekaltı dağına tırmanış yapar. Tekelti dağı, Tuzluca Belediyesinin logosunda da yer alır.

HALIKIŞLAK

İlçe merkezine 16 km uzaklıktadır.

Ermenistan ve Iğdır arasında, Tuzluca ilçesinde bulunur. Piknik yapmaya elverişlidir. Mesire alanında: Arpaçay ve Aras nehri bulunuyor, su ve kuş sesleri arasında piknik yapılmaktadır.

Ayrıca, Ermenistan sınırına 150 metre uzaklıktaki buraya, özel kişi tarafından, turistik tesis yapılmaktadır. Turistik tesiste, yüzme havuzu, oyun parkları, şelale, alabalık havuzu olacakmış.

Iğdır Tuzluca Küllütepe Höyüğü

KÜLLÜTEPE HÖYÜĞÜ

Tuzluca-Kağızman kara yolunun Gaziler beldesi sapağında, Aras vadisinde, kayalık bir tepe üzerindedir. Yaklaşık 60 metre yükseklikteki tepe görünümlü höyüğün özellikle kuzey yamaçlarında yerleşme kalıntıları görülür. Ancak höyüğün bulunduğu yer günümüzde tarım amaçlı kullanılmaktadır. Höyük, kaçak define avcıları tarafından ve eteklerindeki tarım arazisi nedeniyle oldukça büyük oranda tahrip edilmiştir. Yüzey araştırmalarında toplanan çanak-çömlekler İlk Tunç Çağı ve Orta Demir çağına aittir.

AKBULAK KALESİ

İlçe merkezinin 29 km güneybatısında bulunan Akçalı köyünün yaklaşık 4 km batısındadır. Kalenin doğusundan, Akbulak deresi akar. Konum olarak: Akçalı, Karacaören ve Kayaören köylerinin yollarını kontrol altında tutar. Kalenin üç tarafı uçurumlarla çevrilidir.

Savunmaya elverişsiz olan güney tarafında ise kalın sur duvarı vardır. Sur duvarının kalınlığı, güneyde 250 cm, diğer yönlerde ise 120-150 cm arasındadır. Kalınlığı nedeniyle güney sur duvarı günümüze kadar sağlam gelmiştir. Sur duvarlarının dış yüzeyleri kabaca yontulmuş, içte kalan kısımları ise olduğu gibi bırakılmıştır.

Iğdır Tuzluca Balıklı Göl

BALIKLI GÖL

Tuzluca-Taşlıçay-Doğubayazıt sınırlarının kesiştiği bir noktadadır. Iğdır il merkezine 67 km uzaklıktadır.

Iğdır Tuzluca Balıklı Göl

Gölün bulunduğu yerin rakımı 2241 metredir. Yani, Türkiye’nin en yüksek gölüdür. Aras dağlarının üzerinde oluşum bakımından, lav set gölü olarak nitelendirilir. Yaklaşık 30 km karelik alana sahiptir. En derin yeri 37 metredir. Gölde sazan ve benekli alabalık boldur, balık tutulabilir. Ayrıca, gölde kadife ördekler kuluçkaya yatar. Yine göl çevresinde: kartal, tavşan, şahin, keklik, tilki, kurt, yaban ördeği, bıldırcın ve çulluk gibi hayvanlar bulunur. Buraya gelen ziyaretçiler, göl çevresinde bulunan doğayla iç içe kamp alanlarında konaklıyorlar. Kamp gurupları gelip buradaki çadırlarda konaklıyorlar. Göle özgü sarı balık isimli balık yiyorlar.

Iğdır Tuzluca Aslanlı Kalesi

ASLANLI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Aslanlı köyünde, köyün 1.5 km kuzeybatısındadır. Küçük boyutlu bir kaledir. Yüzey araştırmalarında çok az sayıda seramik bulunmuştur. Sur izleri üzerinde bulunan Aslanlı kale, tarihsel olarak önemini korumaktadır.

Iğdır Tuzluca Serdarbulak Kışla Binası-Osmanlı Kışlası

SERDARBULAK KIŞLA BİNASI-OSMANLI KIŞLASI

İlçe merkezine bağlı Üçkaya köyünün güneydoğusundadır. Moloz taşların üstü yontularak yapılmıştır. Köye hakim bir konuma sahiptir. Yamaç kısmını tahkim etmek için alt tarafına istinat duvarı yapılmıştır. Batısından Eğritaş deresi geçer. Yapı askeri amaçlı yapıldığı için süsleme yoktur. Sadece pencere kemerlerindeki taşlar dikey yerleştirilerek cephelerde bir hareketlilik yaratılmıştır.

Yapının kapı ve pencereleri söküldüğü için günümüze ulaşmamıştır. Yapının planı, tek katlı ve dikdörtgendir. Tamamı, bazalt taş malzemeyle yapılmıştır. Girişi kuzeydendir. Girişten itibaren geniş bir avlu vardır. Avlunun çevresinde, çeşitli büyüklükte ve farklı ihtiyaçlar için yapılmış odalar vardır. Girişin tam karşısında, odalar ve arka tarafında ise yatay ve uzun bir salon bulunur.

Iğdır Tuzluca Hasankent Kurganı

HASANKENT KURGANI

Hasankent köyünün kuzey batısındaki yamaç üzerindedir. Kurgan 9 metre yüksekliktedir. Tabanı 34 metre, zirve çapı ise 7 metredir. Kurganın bulunduğu yığma tepe, küçük işlenmemiş taşlarla yapılmıştır. Kurganın zirvesi ve kuzeybatı kenarında, 6-7 metre çaplarında kaçak kazılar sonucu oluşan çukurlar mevcuttur. Mimari özellikleri nedeniyle yapının Orta Tunç döneminde yapıldığı düşünülmektedir.

Iğdır Tuzluca Bahçecik köyü kız kalesi

BAHÇECİK KÖYÜ KIZ KALESİ

İlçe merkezine bağlı Bahçecik köyünde, güneydeki kayalıklar üzerindedir.

Kayalıklar “Yukarı kent” olarak bilinir. Kayalıkların bitişiğinde hidroelektrik santralı vardır. Kalenin, güneye doğru devam eden kayalıklarda ise, Rağbet köyü Köroğlu kalesi bulunur. Kalenin büyük bölümü tahrip olmuştur. Çok az kısmı günümüze ulaşmıştır. Moloz taş örgülü ve harçlı sur duvarı kalıntısı vardır. Diğer kalelere nazaran az miktarda seramik kalıntısı bulunmuştur.

Iğdır Tuzluca Gedikli I Kalesi

GEDİKLİ I. KALESİ

İlçe merkezine bağlı Gedikli köyünün güneyinde, köyden yaklaşık 2 km uzaklıktadır. Kale doğal tahkimli çevreye hakim bir tepe üzerinde konumlanır. Oldukça tahrip olmuştur. Sur duvarlarının temelleri, kalenin doğu yönünde izlenmiştir. Sur duvarı, iri yontu taşlardan örülmüştür. Yüzeyde obsidiyen ve devetüyü renkli, kendinden astarlı çanak-çömlek parçaları bulunur.

Iğdır Tuzluca Gedikli II Kalesi

GEDİKLİ II. KALESİ

İlçe merkezine bağlı Gedikli köyünün güneyinde köyden yaklaşık 2 km uzaklıkta, çevreye hakim bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Gedikli 2 kalesi, Gedikli 1 kalesinin yaklaşık 3 km kuzeydoğusundadır. Kale günümüzde oldukça tahrip olmuştur, yer yer sur ve yapı temeli kalıntıları görülür. Kale buluntuları arasında obsidiyen ve açık kırmızı ve devetüyü rengi çanak-çömlek bulunur. Kalenin kuzeydoğu yönünde, yaklaşık 3 metre genişliğinde bir antik yol vardır.

Iğdır Tuzluca Hadımlı köyü Köroğlu Kalesi

HADIMLI KÖYÜ KÖROĞLU KALESİ

İlçe merkezine bağlı Hadımlı köyüne 3 km uzaklıkta, 1706 metre rakımlı bir tepe üzerindedir. Tepe oldukça sarp kayalıktır. Kalenin kuzeyinden Şedik deresi geçer. Kayalığın en üst kısmında bulunan kalenin sur duvarları, sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Ancak moloz taş döküntüsü ve temel izlerinden, sur duvarlarının mevcudiyeti takip edilememektedir.

Ayrıca temel izleri görülebilen yapı kalıntıları vardır. Kalede ana kayaya oyulmuş odacıkların yanında zirve kısmında kaya içerisinden çıkan ve çevresi dörtgen şekilde düzeltilmiş su kaynağı vardır. Bölgede değişik renkli bol miktarda seramik buluntusu görülür.

Iğdır Tuzluca Rağbet Köyü Köroğlu Kalesi

RAĞBET KÖYÜ KÖROĞLU KALESİ

İlçe merkezine bağlı Rağbet köyünün güneydoğusundaki kayalık üstündedir.

Kale, kayalığın en uç noktasında, ana kayalığın üzerinde moloz taş örgülü ve harçlı olarak yapılmıştır. Girişi batı kısmındadır. Giriş kapısının uzantısında kuzey yöne devam eden ve ana kayalığa dayalı, dar yolun bir kısmı kesilerek, geliş gidişler kontrol altına alınmıştır. Bu bölümün ahşap malzeme ile karşıya bağlandığı düşünülmektedir.

Kalenin kuzeydoğu ve batı yönleri, sarp kayalıktır. Yani doğal tahkimlidir. Burada dikdörtgen tarzda çıkıntılar olup, birbirlerine bağlantılı merdiven izleri görülür. En uç kısmında, 9 basamakla çıkılan bir zemin vardır. Kalenin batı alt kısmında, kayaya oyulan mezarlar bulunur. Dağın dibinde ise, yerleşim izleri ve alanda bolca seramik vardır.

Iğdır Tuzluca Hasancan Kalesi, Çeşme ve Su yolları

HASANCAN KALESİ, ÇEŞME VE SU YOLLARI

İlçe merkezine bağlı Üçkaya köyünün batısındadır.

Doğal kaynak suyunun üstü, moloz taş örgü ile kontrol altına alınarak, pişmiş topraktan yapılan borular ile Üçer Tepe ve Tavşan Tepe yerleşmelerine su taşınmıştır. Üç ayrı hat, yol yapımı sırasında tahrip olmuştur. Halen toprak su künklerinin parçaları görülür. Bu su kaynağı kontrol altında tutmak için, küçük bir kale içine alınmıştır. Mevcut duvar kalıntıları görülmektedir.

Iğdır Tuzluca Yukarı Katırlı Kalesi

YUKARI KATIRLI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Yukarı Katırlı köyündedir.

Kalenin güneydoğusunda, Aşık Hüseyin kalesi vardır. Kalenin güneybatı yönünde, ön yüzü düzeltilmiş taşlarla yapılmış, dikdörtgen planlı bir yapı kalıntısı temeli vardır. Kalenin batı yönü doğal tahkimlidir. Kuzey kısmında ise sur kalıntısı vardır. Kalenin kuzey ve kuzeydoğusu boyunca, Aşağı Şehir uzanır. Yapıların temel izlerinden, yapıların birkaç odadan oluştuğu ve dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşmenin yüzeyinde deve tüyü renkli, açık kırmızı, kahverengi çanak-çömlek parçaları bulunmuştur. Yerleşmenin göleti, kalenin doğusundadır.

Iğdır Tuzluca Aşık Hüseyin kalesi ve yerleşim alanı

AŞIK HÜSEYİN KALESİ VE YERLEŞİM ALANI

İlçe merkezine bağlı Aşık Hüseyin köyünün kuzeydoğusundadır.

Kale, yontulmuş taşlarla örülmüş surlarla çevrilidir. İçeride ise yapı kalıntıları ve çok miktarda kaçak define arayıcıları tarafından açılan çukurlar görülür. Kalenin güneyinde kalenin su ihtiyacı için bir gölet bulunur. Bu gölet, günümüzde de Aşık Hüseyin köylüleri tarafından hayvanlarının su ihtiyacını karşılamak için kullanılmaktadır.

Yüzey araştırmalarında bölgede siyah, açık kırmızı renkli çanak-çömlek parçaları bulunmuştur. Bunlardan bazıları çok iyi pişmiş, bazıları ise alelade fırınlanmıştır. Kale oldukça tahrip edilmiştir, güney ve güney batı yönünde aşağı şehir kalıntıları uzanır. Aşağı şehirde: yapı temel izleri görülür. Şehre girişi sağlayan antik yol ve buluntulardan (heykel kaidesi, sıvı akıtmak için taşa oyulmuş kanallar) buranın bir açık hava kült merkezi olabileceği anlaşılmıştır. Ancak, burada da kalede olduğu gibi yoğun tahribat söz konusudur. Yerleşkenin mezarlığı, gölet ile aşağı şehir arasında bulunmaktadır. Burada da kaçak kazılar nedeniyle oldukça yoğun tahribat görülür. Sonuç olarak, yerleşkenin Urartu dönemine ait olduğu düşünülmektedir.

Iğdır Tuzluca Yüce Otağı Kalesi

YÜCE OTAĞI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Yüceotağı köyünün doğusunda, Kayabaşı olarak bilinen mevkiideki kayalığın üstündedir.

Bu kayalık: Hamurkesen, Kuruağaç, Yukarı Sutaşı köyleri arasında bulunan Tek oyuk tepesini de içine alarak, yaklaşık 1.5-2 km karelik bir alanı kaplar. Bu kayalığın kuzeyinde sur duvarları vardır. Kalenin güneybatı kısmında, yaklaşık 3 metre yüksekliğe kadar sağlam kalmış bir burç görülür. Mevcut duvar kalınlığı 2 metre kadardır. Yerleşim alanı ise, kalenin güney batısına doğru devam eden kayalığın tamamına yayılmıştır. Oldukça büyük bir alana yayılmış yerleşime ait temel kalıntıları görülür. Bol miktarda seramik parçası bulunmaktadır. Batı alt yamaçta, Kıble Taşı deresi geçer.

AŞAĞI KATIRLI KÖYÜ

Aşağı Katırlı köyü, ilçe merkezine 28 km uzaklıkta, güneydedir.

Iğdır Tuzluca Aşağı KAtırlı köyü mezarlık

Mezarlık

İlçe merkezine bağlı Aşağı Katırlı köyündedir. Bu mezarlıkta, bir tane koçbaşlı mezar taşı vardır. Koçbaşlı mezar taşı, günümüze ait bir mezarın üstüne yerleştirilmiştir.

Gülahmet Kalesi

İlçe merkezine bağlı Gülahmet Mezrasının 500 metre batısındadır. Kale, tepenin yapısına uydurularak yapılmıştır. Sadece doğu duvarı 1 metre kadar ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır. Kalenin doğusunda, ikinci bir sur kalıntısı görülür. Ancak büyük tahribata uğramış olması nedeniyle, mimari işlevi tam olarak anlaşılamamıştır. Batıda verimli alanları kontrol etmek için yapıldığı anlaşılan kalenin mimari yapısı, bölgedeki diğer kalelerin özelliklerini taşımaktadır. Böylece MÖ 2 binden itibaren bir yerleşmeden söz edilebilir. Ancak mimarisine oranla, seramik verisi yetersizdir.

AŞAĞI AKTAŞ BELDESİ

Aşağı Aktaş köyü, ilçe merkezinin 24 km kuzeybatısındadır.

Kale

Kalenin kuzeyinden Aras nehri geçer. Kalenin güney ve güneybatısı, modern köy tarafından kullanılmaktadır.

Iğdır Tuzluca Aşağı Aktaş Beldesi Kaya Mezarları

Kaya Mezarı

Aşağı Aktaş köyünün doğusunda bulunan kayalıklardadır. Aktaş olarak bilinen kayalığın güneye bakan yüzeyinde tek odalı, dikdörtgen girişli kaya mezarları bulunur. Giriş kısmı ve çevresinde bezemeler vardır. Kabartmalı figür veya yazı izine rastlanmaz. Kayalığın batıya bakan kısmında geniş merdiven izleri bulunur. Merdivenlerin bittiği yerde, düzeltilmiş bir alan var. Sunu çukuru görülmemiştir. Alanda bol miktarda seramik bulunmuştur.

Iğdır Tuzluca Çıyrıklı köyü mezarlık alanı

ÇIYRIKLI KÖYÜ MEZARLIK ALANI

Çıyrıklı köyü içindedir. Mezarlık alanı içinde üzeri bezemeli taşlar vardır. Üzerlerinde halı tezgahı, hal tarağı motifleri, hilal motifi, bitkisel bezemeli mezar taşları görülür. Mezarların yönlerinden, buranın Müslüman mezarlığı olduğu tahmin edilmektedir. Burada: 1917-1918 yıllarında Ermeniler tarafından öldürülen kişilere ait mezarlar da bulunmaktadır.

Iğdır Tuzluca Hadımlı köyü mezarlığı

HADIMLI KÖYÜ MEZARLIĞI

Hadımlı köyü kuzeyindeki yamaçta ve köy içinde iki ayrı mezarlık bulunur. Köy içinde buluna 2 Numaralı mezarlık, oldukça tahrip olmasına rağmen, üzeri figürlü ve Hicri 1200-1300’lü yıllara ait üzeri Arap harfleriyle yazılı mezar taşları vardır. 2 Numaralı mezarlık alanı ise, köyün kuzeyinde yaslandığı tepenin yamacındadır. Üzerlerinde Hicri 1200-1300’lü yıllara ait Arapça harfler bulunan mezar taşları vardır. İslam öncesi Türk geleneklerine uygun, üzeri çizme, at, silah, kılıç, tabanca, ibrik, kilim tarağı gibi değişik motiflerle bezenmiş mezar taşları dikkat çeker. Taşlar genelde kırmızı veya siyah renktedir, dörtgen formlara sahiptir.

Iğdır şehir merkezi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Iğdır Karakoyunlu

Iğdır Karakoyunlu

 

Iğdır Karakoyunlu, Aralık ilçesi arasında 30 km vardır. İl merkezi Iğdır ile arasında ise 15 km vardır.

TARİHİ

Bölgedeki buluntulara göre, ilk yerleşimlerin MÖ 900-600 yılları arasında Urartular döneminde olmuştur. Daha sonra Kimmerler, Sakalar, Medler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler görülür. 1071 Malazgirt savaşından sonra bölgeye Türkmenler yerleşir. 1380 yılında bölgeyi Karakoyunlular devleti ele geçirir. Yörede merkezde ve köylerdeki mezarlıklarda bulunan koç ve koyun heykelleri ve mezar taşları, Karakoyunlular döneminden kalmadır. 1467 yılında Karakoyunlular devleti yıkılır ve Akkoyunlular devleti kurulur. 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet, yöreyi Osmanlı topraklarına katar.

Karakoyunlu ve çevresi, 1828 yılında Ruslar tarafından işgal edilir. Ancak 1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk anlaşmasıyla Türk kuvvetleri, 20 Mayıs 1918 tarihinde Karakoyunlu yöresine girer. Ancak Mondros Mütarekesi sonucu, 30 Ekim 1918 tarihinde Türk kuvvetleri çekilir ve bu kez, bölgeyi Ermeniler ele geçirir. Kazım Karabekir’e bağlı kuvvetleri, 14 Kasım 1920 tarihinde Karakoyunlu ve çevresini işgalden kurtarır. 2 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Anlaşması imzalanır ve Karakoyunlu ile çevresi, Anavatan’a katılır. İlçe 1972 yılına kadar Iğdır’a bağlı bir köy iken, Belediyelik olmuş ve 1992 yılında ilçe olarak Iğdır iline bağlanmıştır.

KARAKOYUNLULAR

Karakoyunlular, 14’ncü yüzyılın ikinci yarısında, Van gölü kıyısında Erciş ilçesi başta olmak üzere Erzurum ve güneyde Musul’a kadar uzanan Doğu Anadolu toprakları üzerinde kurulmuş bir Türkmen devletidir.

Karakoyunlu kabilesinin adı muhtemelen: totemlerinin “koyun” olması ile alakalıdır. Eski Türklerde olduğu gibi, totem olarak kabul edilen hayvanın etinin yenmesi yasaktır. Bu yüzden, kabileye bu ismin verilmesinin sebebinin “sürülerin rengi” olduğu daha ağır basan bir görüştür. Elbette “koyun” yöredeki birçok tarihi eserde görülür, özellikle mezar taşlarında koyun figürü veya koç başı figürü bolca kullanılmıştır.

Iğdır Karakoyunlu

GENEL

İlçenin güneyinde Iğdır kalesi ve büyük Ağrı dağının Iğdır’a bakan yamaçları vardır. Doğusunda Aralık ilçesi, Kuzeyinde Aras nehri ve ötesinde Ermenistan bulunur. İlçe bulunduğu konum olarak stratejik önemdedir. İlçe toprakları: Ağrı dağının uzantıları, taşlık ve kayalık yükseltiler ve Ağrı dağının eteğindeki Korhan yaylasından oluşur.

Ovalık alanlar, Aras nehrinin taşıdığı alüvyonlar ile kapatılmıştır. Bingöl dağlarından kaynaklanan Aras nehri ve Bulakbaşı ile İslamköy’den doğan Karasu çayı, ilçe topraklarını sular.

Bu yörede iklim farklı olduğu için pamuk üretimi yapılır. İklim mikro-klima karakteri gösterir, yazlar sıcak ve kışlar ılık geçer. Yani şiddetli kış görülmez. Yağış azdır.

 

NE SATIN ALINIR

Yörede oldukça güzel “Karakoyunlu kilimleri” dokunuyor, ilginizi çekeceğini sanıyorum, satın alabilirsiniz.

Iğdır Karakoyunlu

GEZİLECEK YERLER

Iğdır Karakoyunlu Koçbaşlı Açık Hava Müzesi

KOÇBAŞLI AÇIK HAVA MÜZESİ

İlçe merkezinde bulunmaktadır. Koç Başlı Mezarlar olarak da bilinir. Bu mezarların Karakoyunlu döneminden kaldığı düşünülmektedir. Koçbaşlı mezarların Orta Asya kültürlerinden etkilenilerek kahramanlığı simgelediği tahmin edilmektedir.

Iğdır Karakoyunlu İlçe Mezarlığı

KARAKOYUNLU İLÇE MEZARLIĞI

İlçe girişinde, sol bölümde yaklaşık 60 metre uzunluğunda ve 35 metre eninde uzanır. Mezarlık içindeki taşlar, ait olduğu yerde değil, gelişigüzel olarak mezarlığın ön tarafına dizilmiştir. Mezarlıkta yaklaşık 1500 adet mezar taşı bulunduğu söyleniyor. Bu mezar taşları iki guruptur. Bir gurup mezar taşı: koç heykeli şeklindedir. Üç tane tespit edilen bu tür mezar taşları dikdörtgen formludur. Bu mezar taşları fazlaca tahrip olmuş olup, sadece bir tanesinin üstünde tarih kitabesi okunmaktadır. Diğer tür mezar taşlarının hemen hepsinde kitabe vardır ve bunlar Osmanlı dönemi için oldukça önemli belge niteliğindedir. İlçede bulunan 2 Numaralı mezarlık ise hemen karşıdadır ve aralarından ilçe yolu geçer.

Iğdır Karakoyunlu 2 Numaralı İlçe Mezarlığı

KARAKOYUNLU 2 NUMARALI İLÇE MEZARLIĞI

İlçe merkezinde bulunan mezarlığın batı kesimindeki en eski tarihli mezar taşında, 1918 tarihi okunmaktadır. Bu taşların tamamı tüf taşından yapılmıştır. Dikdörtgen şekildeki bu mezar taşlarının ön yüzünde, üstte hicri tarih, altta ölen şahsa ait iki veya üç satır, Osmanlıca yazı bulunur. Bazı taşların ise, arka yüzlerinde 5 parmağı açık, sağ el, oyma tekniğiyle yapılmıştır. Yörede “Beş Masum” u “Hz Muhammed, Hz Fatma, Hz. Ali, Hz Hasan, Hz Hüseyin” i ifade ettiğine inanılır. Bu mezarlıkta ilaveten, Ortaçağ’da yörede hakimiyet sürdürmüş olan Karakoyunlu ve Akkoyunlulara ait koç-koyun mezar taşları da bulunur. Bu mezarlık günümüzde de kullanılmaktadır. Ancak mezar taşları mermerden yapılmaktadır ve bazı eski mezar taşları da, yeni mermer mezar taşları ile değiştirilmektedir.

Iğdır Karakoyunlu Kaya Mezarı

KARAKOYUNLU KAYA MEZARI

Halk tarafından “Mağaralar” olarak isimlendirilen mevkide, merkeze yaklaşık 1 km uzaklıktadır. Mağara girişi, yerden 15 metre yüksekliktedir. Mezar tek odalıdır. Zemindeki taşlarla seki oluşturulmuş ve duvarda niş açılmıştır. Kaya mezarlarının bulunduğu kesimin üst tarafında ve kayalardan oluşmuş tepe üzerinde yapılan incelemede Urartu, Bizans, Selçuklu dönemlerine ait çok sayıda seramik bulunmuştur.

Iğdır Karakoyunlu Kolikent Kümbeti

KOLİKENT KÜMBETİ

İlçe merkezine bağlı Kolikent köyü mezarlık alanındadır. Üstünde ve çevresinde kitabe yoktur.

Kümbet: düzgün sekizgen planlı ve her kenarı yaklaşık 2 metre genişliğindedir.

Yaklaşık 50 cm kalındığındaki duvarlar düzgün kesme taştan örülmüştür. Duvarların yüksekliği 1.60 metredir. Kümbetin kubbesi, yukarı doğru sivrilen formda ve yaklaşık 1.40 metre yüksekliktedir. Kubbe ve duvar arasındaki bağlantıyı, 30 cm kalınlığındaki kasnak sağlar. Günümüzde kümbetin çatısı ve duvarlarında tahribat vardır.

 

KARAKOYUNLU KALESİ

İlçe merkezinin yaklaşık 2 km güneydoğusunda bulunan mağara tepededir.

Mağara tepenin üzerinde bulunduğu kayalıklar üzerinde: kale kalıntıları ve yerleşim kalıntısı görülür. Kayalığın kuzey kısmında, tescilli “Bebek Mağarası” vardır. Sur duvarlarının temelinde bulunan, iri blok taşlardan kalenin mevcudiyeti görülür. Yerleşim alanı olarak kullanılan alanın doğusunda, nekropol alanı vardır. Mezarlık alanında görülen mezar yapıları, Orta Anadolu’da görülen mezarlar ile büyük benzerlik gösterir.

Ayrıca yine kayalık alanın üzerinde, üstü düzeltilmiş bir kült alanı bulunmaktadır ve büyük olasılıkla burası açık hava tapınım alanıdır. Bu tapınım alanı, mezarlık alanına hakim bir noktada bulunur. Bu tapınım alanının: ölü kültü ile ilişkili olduğu ve belli zamanlarda burada toplanılıp, dini merasimler yapıldığı tahmin edilmektedir. Adak kesme yerinin yanında, stellerin yerleştirildiği kayaya oyulmuş yuvalar görülür. Bu alanda, yoğun kaçak kazılar yapılmıştır. Bol miktarda, seramik buluntusu vardır. Bölgede bulunan en eski yerleşim yeri olarak bilinen mağara yerleşkelerinin yanındadır. İçeride Bebek Mağarası da bulunan bu alan Mağara Tepesi olarak bilinir.

 

MELEKLİ BELDESİ

Iğdır Karakoyunlu Melekli Beldesi Kültepe Höyüğü

Kültepe Höyüğü

Iğdır il merkezi ile Karakoyunlu arasındaki karayolunun 5’nci kilometresinde Melekli belediyesinin 2.5 km kuzeydoğusundadır. Höyüğün boyutları 300 x 170 metredir. Volkanik kökenli kayalık üzerine oturmaktadır. Yüzey araştırmalarında bulunan seramik kalıntılarına göre MÖ 2 binli yıllara ait ve Selçuklu ile Osmanlı dönemlerine aittir. Tamamen korumasız olan höyük kazak define avcıları tarafından kazılarak delik deşik edilmiştir.

Kültepe Urartu Tepeleri

Melekli bölgesindeki Urartu tepeleri, 1913 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Bu kazılarda: yontma taş devrine ait süs eşyaları ve mühür gibi pek çok eşya bulunmuştur.

Iğdır Karakoyunlu Melekli Beldesi Mezarlık Alanı

Mezarlık Alanı

Iğdır il merkezi-Karakoyunlu ilçesi yolu üstünde, ilçe merkezine bağlı Melekli beldesindedir.

Mezarlık alanında koç başlı mezar taşları bulunur. Ayrıca, yatır olarak kabul edilen Hoca Seyit mezarı bulunmakta olup, burada mum yakılarak adakta bulunulur. Mezarlık, halen kullanılmaya devam edilmektedir. Ancak eski mezar taşları oldukça bakımsız ve kısmen tahrip edilmiştir.

Iğdır şehir merkezi tanıtım ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.