Çanakçı, Giresun arası uzaklık: 75 km. Çanakçı, Görele arası uzaklık: 17 km. Çanakçı, Tirebolu arası uzaklık: 33 km. Çanakçı, Eynesil arası uzaklık: 29 km.
TARİHİ
Bölge 1461 yılında Osmanlı hakimiyetine girdi. 1879 yılında Görele ilçesine bağlandı. 1916 yılında Rus işgalinde dalan ilçe, 13 Şubat 1918 tarihinde kurtarıldı. 1991 yılında ilçe oldu. İlçeye Çanakçı isminin verilmesinin sebebi “Çanakçı ilçe merkezinde uzun zamandır ağaç kap ve çanaklar” üretilmesidir. İsmin anlamı “Çanak ustası bulunan yer” demektir.
Giresun Çanakçı
GENEL
Giresun ilinin iç kesimlerde bulunan bir ilçesidir. Denize kıyısı yoktur. Genel olarak ormanlık bir alanda kuruludur. Yörenin rakımı ortalama olarak 155 metredir.
Giresun Çanakçı
GEZİLECEK YERLER
Giresun Çanakçı Hükümet Konağı
ÇANAKÇI HÜKÜMET KONAĞI
İlçe merkezindedir. Tapu kayıtlarına göre, 1935 yılında okul binası olarak inşa edilmiştir. 1995 yılından bu yana, Hükümet binası olarak kullanılmaktadır. Bina: oldukça meyilli olan bir arazide, arazinin düzleştirilmesiyle oluşturulan bir zeminde kurulmuştur. Üç katlıdır. Üzeri çinko levha kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Cephede: sıva dışında genel itibarı ile özgünlük korunmaktadır.
KUŞ KÖYÜ
İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Kuş köyü, ismini nereden aldığı bilinmemektedir. Köyün ortasından Çanakçı deresi geçer. Köy, diğer komşu köyler gibi sarp ve dağınık yerleşim alanına sahiptir. 1963 yılında Kuşköy’de bir okul yaptırılır.
Okulun açılışını izlemeye gelen gazeteciler, köylülerin kendi aralarında ıslıkla konuşmalarını duyunca haber yaparlar ve böylece “Kuşdili” Türkiye’de hızla tanınır. Kuşdilinin yaklaşık 350-400 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor.
Dik yamaçlara sahip Karadeniz dağlarındaki köylerin, mahalleleri birbirine uzak olduğundan, yöre insanı anlaşabilmek için ıslıkla haberleşme yolunu seçmiştir.
2017 yılında “Kuşdili” UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
KUŞ DİLİ FESTİVALİ
Her yıl Haziran ayının son haftası, Kuşköy’de “Kuşdili Şenlikleri” düzenleniyor. Şenlik sırasında yapılan “Islıkla Haberleşme Yarışması” nda hem büyükler hem de küçükler, bir kilometre mesafeden eşlerine komutlar veriyorlar. En iyi anlaşabilenler yarışmayı kazanıyorlar.
Giresun Çanakçı Kaledibi Köyü Kalesi
KALEDİBİ KÖYÜ KALESİ
İlçe merkezine 5 km uzaklıktaki Kaledibi köyündedir. Sahilden yaklaşık 13 km içeride, bugünkü Çanakçı kara yolu üzerinde bulunmaktadır. Hakim bir tepededir. Ancak yapılış tarihi ve yaptıran hakkında bilgi yoktur. Ancak Roma döneminde yapıldığı, Bizans döneminde de kullanıldığı tahmin edilmektedir. Osmanlı döneminde ise, yöreye hakim bir tepe üzerinde bulunması nedeniyle sadece gözcü kulesi ve karakol olarak kullanılmıştır.
Kale: iç ve dış surlardan oluştuğu ancak iç surlarının yöre halkı tarafından ev yapımında kullanılmak üzere söküldüğü ve toplandığı tahmin edilmektedir. Bu yüzden büyük ölçüde yıkılmıştır. Günümüze ulaşan kısmının: taş yığma yapım sistemiyle yapıldığı görülür. 2007 yılında kalenin çevresinde temizlik yapılmıştır. Kale, 2017 yılında I. Derece arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
BAKIMLI KÖYÜ
Bakımlı köyü, ilçe merkezine 6 km uzaklıktadır. Eski ismi Sadegör köyüdür. Osmanlı döneminde köyün ileri gelenleri, köye gelen devlet büyüklerini en iyi şekilde misafir ettiği için “Bakımlı” ismi alınmıştır.
Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Köprüsü
Bakımlı Köyü Köprüsü
Çanakçı deresi üzerindedir. Ancak köprünün yapım tarihi ve yaptıran bilinmemektedir. Küçük boyutlu bir köprüdür. Döşemesi günümüze tahrip olmuş vaziyette ulaşmıştır. Taş korkulukları, sonradan betonla sağlamlaştırılmıştır. Köprü günümüzde sadece yaya geçişlerine uygundur.
Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Su Değirmeni
Bakımlı Köyü Su Değirmeni
Değirmenin yapım tarihi bilinmez. Kareye yakın bir planı vardır. Kagir sistemle inşa edilmiştir. Girişi basık kemer açıklıklıdır. İçeride, bir tane yuvarlak formlu değirmen taşı, buğday ve un hazneleri bulunur. Duvar içinde bir ocak vardır. Değirmen günümüzde değirmen olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Şadı Kilisesi
Şadı Kilisesi
Bakımlı köyü Şadı Mahallesindedir. Kilisenin yapım tarihi ve yaptıran bilinmez, çünkü kitabesi veya bir belge yoktur. Ancak bölgede bulunan benzeri diğer yapılarla karşılaştırıldığında bu yapının muhtemelen 19’ncu yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Yapı: dikdörtgen planlıdır. Tek nefli inşa edilmiştir. Çan kulesi yoktur.
Giresun Çanakçı Bakımlı Köyü Şadı Kilisesi
Kapı ve pencere kanatları yok olmuştur. Yapının üstü içten beşik tonoz ve dıştan ise beşik çatı ile örtülüdür. Beşik çatı sonradan betonla kaplanmıştır. Kilisenin iç duvarlarında bulunan freskolardan bazıları günümüze ulaşmıştır. Kilise, 1950 yılında okul olarak kullanılmaya başlanmış, kilisenin içinde bazı bölümler biriketle örülerek derslik yapılmıştır. Apsisten yeni bir kapı açılmıştır.
SAYLIDERE ŞELALESİ
İlçe merkezine 11 km uzaklıktaki Kuşköy’dedir. Şelalenin bulunduğu akarsu: kaynağını Sisdağından alır. Say adı verilen yer şekilleri üzerinde hızla kayarak çağlayanlar oluşturur ve Saylıdere Şelalesi meydana gelir. Çevresinde: kestane, kızılağaç ve şimşir türleri ağaçlık alanlar vardır. Rakımı 441 metredir.
Giresun Çanakçı Kurukol Yaylası
KURUKOL YAYLASI
İlçe merkezine bağlı 11 km uzaklıktaki Kurukol Mahallesindedir. Yayla, Kurukol halkı tarafından hayvan otlatmak için kullanılmaktadır. Ayrıca yaz aylarında tatile gelen Çamoluk halkı tarafından da piknik ve festival yeri olarak kullanılmaktadır.
KİRBAŞ YAYLASI
İlçe merkezine bağlı 18 km uzaklıktaki Uluca köyündedir. Usluca köy halkı tarafından yaz aylarında piknik ve festival alanı olarak kullanılmaktadır. Yaylanın rakımı 1111 metredir.
KARABÖRK BELDESİ
Karabörk beldesi, ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Kasaba Çanakçı deresi vadisindedir. Karadeniz bölgesinin yoğun ormanlık alanı içindedir.
Giresun Çanakçı Karabörk Beldesi Köprüsü
Karabörk Beldesi Köprü
Yapım tarihi ve yaptıran bilinmez. Yuvarlak kemerli ve tek gözlüdür. Kemer gözü yayvandır. Kemer, derinin iki yakasında, dere yatağında bulunan yerli kayalar üzerine oturtulmuştur. Köprünün tabliye kısmı, sonradan asfalt malzeme ile kaplanmıştır.
Köprü günümüzde tek yönlü taşıt trafiğine imkan vermektedir.
Giresun Çanakçı Karınca Kalesi
KARINCA KALESİ
Burası 880 metre yükseklikte bir mesire alanıdır.
Ancak herhangi bir araştırma yapılmamış olmasına rağmen, buranın bir volkanik tepe olduğu da öne sürülmektedir. Hatta tepenin boş olan içlerine giriş yollarının bulunduğu da iddia edilir. Rusların Karadeniz yöresini işgal ettikleri dönemde, burası uzun süre kullanılmıştır.
Tepe dik ve kayalık yapısı nedeniyle ulaşılması oldukça zordur. Zirvesinde ise bir futbol sahası genişliğindeki açık alanda, 360 derecelik muhteşem bir seyir alanı bulunur.
Tepede Giresun’un yarısı ve Trabzon’un bir kısmının manzarasını görmek mümkündür. Gerek zirvede açık alanda ve gerekse kaleye çıkış güzergahında, orman içindeki açık alanlarda piknik yapılabiliyor.
Giresun Çanakçı Karınca Kalesi
Kaleye tırmanışa geçmeden önce: yol üzerinde bulunan meşe ağacına, dilek tutulup bez bağlanır. Hatta dilek tutup meşe ağacının gölgesinde uyuyanlar bile olur. Rivayete göre mezarın üzerinde büyüyen asırlık meşe ağacına Ramazan ayının ilk gününde bağlanan iplerle tutulan dilek yerine geliyormuş.
Ardından yaklaşık 100 metrelik zorlu bir yolculuk 20 dakikada tırmanılır. Tepede: 13 metre yükseklikte bir direkte, ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor.
Son bir not: Geçtiğimiz yıllarda ulaşımı hayli zor olan Karınca kalesine araba ile ulaşım sağlamak üzere 3 km lik yeni yol yapıldığını duydum. Kaleye kadar olan yolun tamamı betonlanmış.
İlk anda elbette güzel olduğu akla geliyor ama diğer yandan, buraya aşırı insan kalabalığının gelmesi, buranın yakında bir çöplük haline gelmesine de sebebiyet verecektir, umarım gelenler bu muhteşem doğal güzelliği korurlar.
Giresun Tirebolu hakkındaki gezi yazım için Tirebolu
Çamoluk, Giresun arası uzaklık: 82 km. Çamoluk, Gölova arası uzaklık: 41 km. Çamoluk, Alucra arası uzaklık: 49 km. Çamoluk, Şiran arası uzaklık: 50 km.
TARİHİ
İlçenin eski ismi “Mindaval” dır. Yani kelime anlamı “huzur vadisi” demektir. Çepniler: Trabzon’un fethinden önce Akkoyunlu hükümdarı Şah İsmail’in dayısı Uzun Hasan zamanında, kafileler halinde buraya gelirler.
1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir. Osmanlı döneminde Şebinkarahisar’a bağlı bir nahiyedir. 1933 yılında Alucra ilçesine bağlanmıştır. 1987 yılında Belediye teşkilatı kurulur. 1990 yılında ise ilçe olur.
Giresun Çamoluk
GENEL
İlçe, Mindaval deresinin bulunduğu geniş bir vadi üzerinde kuruludur. Kelkit ırmağının ikiye böldüğü vadide bulunur. Genellikle dik yamaçlardan oluşan bir coğrafyada yerleşiktir. Deniz seviyesinden yükseklik ortalama 1140 metredir.
Su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlçenin en önemli akarsuyu Kelkit çayıdır. Kelkit çayı ilçenin ortasından geçer ve Yeşilırmak nehrine karışır. Bölgede, geçiş iklimi hakimdir. Bitki örtüsü genellikle seyrek görünümlüdür. Ormanlık alanlar vardır. Bol miktarda ceviz ağacı bulunur.
Giresun Çamoluk
NE YENİR
Çamoluk yöresinin “Şeker kuru fasulye” si oldukça meşhurdur. Mutlaka tatmanızı öneririm.
ÇAMOLUK BAL FESTİVALİ
Her yıl Ağustos ayında geleneksel olarak Çamoluk Gölpark alanında yapılır. Çünkü, kalitesi, şifa kaynağı, tabiat mucizesi olarak bilinen, doğal tabiat koşullarında organik olarak yetiştirilen Çamoluk ballarının ünü dünyaya yapılmıştır. Festivalde yapılan yarışmada dereceye giren ballar açık arttırma ile satılıyor.
ÇAMOLUK MESLEK YÜKSEK OKULU
Alucra’da bulunan Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okuluna bağlı olarak açılan okul, tek programla eğitim öğretime başlamış olmasına rağmen, Eylül 2019 tarihinde eğitim öğretime başlamıştır.
Giresun Çamoluk
GEZİLECEK YERLER
Giresun Çamoluk Kaledere Kalesi
KALEDERE KALESİ
İlçe merkezine bağlı 8 km uzaklıktaki Kaledere köyünün 2 km kuzeyindedir. Kalederesinin 200 metre batısından başlayan bir yükselti üzerindedir.
Giresun Çamoluk Kaledere Kalesi
Kalenin girişi batı yönündedir. Kaleye giriş: yüksekliği 3 metre olan, 45 derece eğimli ve üzerinde doğal kayaya yapılmış basamaklar bulunan bir tünel sisteminden girilir. Bu basamaklar özenle kesilmiş ve belli ölçüde yapılmıştır.
Girişten başlayan 42 basamaklı bir sistem bulunmasına rağmen, bu sistem çok fazla tahribata uğramıştır. Kaleyi tamamen çevreleyen: doğal tahribata uğramış, kırma basit taşlarla yapılmış, horasan harçlı sur duvarı vardır.
Doğu duvarı sağlamdır. Batı bölümünde, Kalederenin doğusundan başlayan düzleştirmeler yapılmıştır. Bu düzleştirmeler: 300 metre yüksekliktedir.
Boyutları 1.55 metre ve derinlik 1.40 metredir. Girişin kuzey bölümünde, basit kırma taşlardan horasan harcı ile yapılmış bir duvar bulunur. Kalede yapılan yüzey araştırmalarında, MÖ 2 binli yıllar ve ayrıca Roma dönemine ait seramikler bulunmuştur.
Giresun Çamoluk Folbaba Türbesi
FOLBABA TÜRBESİ-DERVİŞ ALİ BABA TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı 6.5 km uzaklıktaki Yuvacık köyündedir. Köyün hemen gerisinde, yol kenarındadır.
Diğer adı Derviş Ali Baba Türbesidir. Türbede meftun Derviş Ali Baba’nın 1700’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Kendisinin Hz Ebubekir’in torunlarından olduğu söylenir. Derviş Baba’nın 400 yıl önce Mısır’dan geldiği, İslamiyeti yaymada büyük çabası bulunduğu ve Yuvacık köyünün de Derviş Ali Baba ve onun sülalesinden gelenler tarafından kurulduğu söylenir. Osmanlı Fütühat döneminde bölgeye gelen Türk askerlerine ev sahipliği yaptığı ve onları kerameti ile doyurduğu söylenir.
Türbe, 12 metre boyundadır ve bu boyutu ile Türkiye’nin en büyük ikinci türbesidir. (Türkiye’nin en büyük türbesi, İstanbul’dadır. Hz Yuşa’ya ait türbenin uzunluğu 17 metre, genişliği 2.5 metredir.) Bu türbenin bu kadar uzun olmasının sebebi hakkında bir söylenti bulunmaktadır.
Çok uzun yıllar önce, bir kişi rüyasında “Derviş Ali Baba” yı görür, kendisi “ayaklarının üzerinden geçildiğini” söyler. Bunun üzerine köyde türbe büyütülür, türbenin üzeri yapılır. Ancak rüzgarlı havalarda türbenin üstü yıkılır, bunun üzerine türbenin sadece çevresi duvarlarla çevrilidir.
Türbenin çevresinde: Osmanlı döneminde fütühat için gelip şehit düşen Hasan Dede, Meşat Dede ve İbrahim Dede isimli üç kişiye ait şehit türbeleri de bulunmaktadır.
Giresun Çamoluk Hacı Ahmet kalesi-Avarak Kalesi
HACIAHMET KALESİ-AVARAK KALESİ
İlçe merkezine bağlı 12 km uzaklıktaki Hacıahmetoğlu köyündedir. Sarıçiçek dağlarının 5 km kuzeyindedir. Hakim bir tepe üzerinde bulunan kalenin yapım tarihi ve yaptıran hakkında bilgi veren kitabesi ve belge yoktur.
Kalenin Avarlar zamanında yapıldığı söylenmektedir. Bu yüzden “Avarah” kalesi ismiyle de tanınır. Kale, Kelkit Havzasını kontrol etmek için yapılmıştır. Kale, Kelkit çayının hemen kuzeydoğusunda bulunan hakim bir tepe üzerindedir. Kalenin girişi kuzey yönündedir. Düzleştirilmiş taşlarla yapılan kalede horasan harcı kullanılmıştır.
Giresun Çamoluk Hacı Ahmet Kalesi-Avarak Kalesi
Kalenin güneybatı yönünde: dere taşlarıyla yapılmış basit duvar örgüsü bulunur ve bu örgü batı ve güney yönünde devam eder. Kalenin kuzeydoğu duvarı sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Batı, doğu ve güneydoğu duvarlarının ise sadece temelleri günümüze ulaşmıştır.
Kalenin güneybatı duvar örgüsü: 70-80 cm kalınlığında ve yaklaşık 3 metre yüksekliktedir. Güneydoğu ve kuzey duvarları da yaklaşık aynı ölçülerdedir.
Ayrıca: kalenin batı yönünde büyük kısmı basit taş örgüsüyle yapılmış sur görünümü veren ve kalınlığı 2 metreyi bulan duvar örgüsü vardır. Yerleşim üzerinde yapılan yüzey araştırmalarında: MÖ 2 binli yıllar ile Roma dönemine ait seramikler bulunmuştur.
Giresun Çamoluk Kayacık Köyü Kilisesi
KAYACIK KÖYÜ KİLİSESİ
İlçe merkezine bağlı 15 km uzaklıktaki Kayacık köyündedir. Köy, 1925 yılına kadar Rum Pontuslardan kalma bir Rum köyü idi. Köyün Rum dönemindeki ismi Hınzırıdır. Nüfus mübadelesi sonucu Rumlar, buradan ayrılmıştır.
Ancak 1970’lerin başına gelindiğinde köyde 3 aile kalmıştır. 1991 yılında ise köy derneği kurulmuş, geleneklerin sürdürülmesine ve köyün canlandırılmasına karar verilmiş, 2008 yılında köyde 70 ev mevcuduna ulaşılmıştır.
Gelelim kiliseye: kitabesi veya herhangi bir belge, kayıt yoktur. Benzerleriyle karşılaştırıldığında, muhtemelen 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Doğu batı ekseni üzerinde uzanır.
Dikdörtgen bir zemin şeması gösterir. Bazilikal planlıdır. Cephenin üst seviyesinde yine renkli taş işçiliğiyle işlenmiş üç tane haç motifi vardır. Kilisenin üst örtüsü tamamen çökmüştür. Bu yüzden iç mekan kısmen harfiyatla dolmuştur.
İç mekan zemin kaplaması tespit edilememiştir. Yapının beden duvarları üçlü kemer düzenlemesi ile oluşturulmuştur. Kemerler yuvarlak formludur. Narteks ve mahfil bölümü bulunmayan kilisenin atrium yani bahçe duvarları yıkılmıştır.
Giresun Çamoluk Yenice Şelalesi
YENİCE ŞELALESİ
İlçe merkezine bağlı 18 km uzaklıktaki Yenice köyündedir.
Giresun Çamoluk Yenice Şelalesi
Şelalenin bulunduğu 13 Hektar büyüklüğündeki alan, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında “Yenice Şelaleleri Tabiat Anıtı” olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Giresun Çamoluk Yenice Şelalesi
Evet, şelale: Pınarbaşı deresi akış güzergahındadır. Şelalenin bulunduğu yerin rakımı 1183 metredir. Pınarbaşı menbasının, 200 metre kuzeyinde, küçük bir göl düzenlemesi, devamında sel kıran yapılmış ve buradan yaklaşık 25 metre yükseklikten düşen bir şelale ve 2 tane değirmen bulunur.
Bu şelalelerin 600 metre kuzeyinde 2 tane daha şelale vardır bunlar 7-8 metreden düşer. Bentler ve şelaleler ile birlikte toplam 10 şelale bulunmaktadır. En büyük şelalenin boyu 40 metre olup yeraltı suyu ile beslenmektedir.
Giresun Çamoluk Bektaş Bey Camii
BEKTAŞ BEY CAMİİ
İlçe merkezine bağlı 20 km uzaklıktaki Sarpkaya köyündedir. Caminin bulunduğu yere çıkabilmek için dik ve virajlı yollardan geçmek gerekir. Yol burada bulunan kayalar kırılarak açılmıştır. Zirveye ulaşıldığında nispeten düz bir arazi yapısı vardır ve cami, bu düzlüğün başlangıç noktasındadır.
Yörenin en eski ve tarihi özellikler taşıyan camisidir. Özgün haliyle günümüze ulaşmıştır. Caminin inşasında: nahhatlar, hattatlar, dülgerler, taş ve demir ustaları ve mimarlar getirilerek sanatın en ileri seviyesinde olanlar çalıştırılmıştır. Hiçbir masraf ve fedakarlıktan kaçınılmamıştır.
Giresun Çamoluk Bektaş Bey Camii
Giriş kapısı üzerindeki kitabe yeri boştur.
Ancak çeşitli yayınlara göre cami: Trabzon Valisi Çeçenzade Hacı Hasan Paşa oğlu Bektaş Bey tarafından 1818-1819 yılları arasında yaptırılmıştır. Halk arasında: Bektaş Bey’in Trabzon Beylerbeyi tarafından idareci olarak bölgeye yollandığı ve çok sert mizaçlı, otoriter birisi olduğu anlatılır. Onu buraya atayan kişi de babası Çeçenzade Hasan Paşa’dır. Bektaş Bey, tahminlere göre 1811-1825 tarihleri arasında Zağpa (ilçenin o zamanki ismi) da kalmıştır.
Caminin girişi, kuzey cephesi ortasındadır. Giriş dikdörtgen formlu olup profilli bir silme ile çevrelenmiştir. Ahşap kapısı da özel işçilikle yapılmış, üzeri metal işlemelerle süslenmiştir.
Caminin duvarları kesme taştan yapılmıştır.
Dış duvarların kalınlığı yaklaşık 1 metredir. Köşe taşları büyük boyutludur. Dikdörtgen planlıdır, kıbleye doğru uzundur. Caminin içi toplam 70 metre kare civarındadır. Tavanı ahşaptır. Ancak son yıllarda çatı yapılarak saçla kapatılmıştır.
Ahşap tavanda, sütunlarla bölünen alanlarda farklı geometrik şekillerde uygulamalar yapılmıştır. Bölünme tavanda da yansıtılmıştır. Tavan göbeğinde simgesel anlamda oldukça güçlü olan çarkıfelek motifi uygulanmıştır. Fakat farklı zemin renklerinin kullanıldığı pano içleri oldukça güzel düzenlenmiştir. Bütüne bakıldığında genel bir estetik hakimdir.
Özgün halinde, ahşap olan son cemaat yerindeki ahşap sütunlar, çürüdüğü için sökülerek beton olarak yeniden yapılmıştır.
Ahşap minber renkli ve sade süslemelidir. Minber korkuluğunda: sülüs yazı yer alır. Mihrap yüzeyinde yazı ve desenlerden oluşan, yoğun kalem işi süslemeler bulunur. Caminin harim bölümünde, duvar yüzeyleri hariç süsleme yoktur.
Harim, üst örtüyü taşıyan yuvarlak formlu, ahşap sütunlarla üç sahınlı olarak düzenlenmiştir. Sütunlar birbirlerine ahşaptan yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Caminin harim kısmındaki zengin kalem işi işçiliği, Giresun genelinde en güzel camilerden birisi olmasını sağlamıştır.
Caminin genelinde ahşap işçiliği ve iç süslemeleri oldukça güzeldir. İç süslemelerde kök boyası kullanılmıştır.
Caminin minaresi:
Kuzeybatı köşesindedir. Minare, kare kaideli, çokgen planlı ve tek şerefelidir. Ancak 1996 yılından sonra beton olarak inşa edilmiştir.
Gelelim onarıma: cami 2001-2004 yılları arasında hayırseverlerin yardımı ile onarılmıştır. Bu onarımda, yukarıda da belirttiğim gibi, caminin çatısı yenilenmiş ve üzeri saçla kaplanmıştır.
Kesme taş duvarlar elden geçirilmiş, taş araları yeniden derzlenmiştir. Bu onarım döneminde bir de abdest alma yeri yani şadırvan yapılmıştır.
Cami, 2015 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Halen ibadet sürdürülmektedir. Ancak caminin günümüzde yakın çevresinde sadece 4-5 ev kalmıştır. Bu yüzden cami genelde kapalı tutulmaktadır. Diğer evler de çevrede dağınık olduğundan sürekli ve kalabalık cemaat yoktur.
Böylece bu eşsiz eser bir anlamda gelecek nesillerin bir emaneti olarak korunmaktadır. Bence buraya yolunuz düşerse mutlaka bu gurur verici camiyi görün.
Giresun Yağlıdere hakkındaki gezi yazım için Yağlıdere
Giresun Alucra, Giresun arası uzaklık 151 km. Alucra, Gümüşhane arası uzaklık: 147 km. Alucra, Erzincan arası uzaklık: 148 km. Alucra, Ordu arası uzaklık: 186 km.
TARİHİ
1071 Malazgirt zaferinden sonra Alucra ve çevresi, Türkmen Beyi Kuşluhan Bey tarafından fethedilmiştir. Otlukbeli savaşından sonra Alucra ve çevresi, tamamen Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Aluç ağacının çok olması nedeniyle, yöreye “Alucra” isminin verildiği tahmin edilmektedir. Bir diğer söylenti “Fatih Sultan Mehmet Şebinkarahisar’da iken, elini Alucra’ya uzatarak “el-ücra” yani “ücra yer” demiş ve isim buradan gelmiştir. 1933 yılında Giresun iline bağlı bir ilçe olmuştur. İlçe merkezi Karabörk, Kemallı, Koman köyleri arasında zaman zaman yer değiştirdikten sonra, şimdiki yerine yerleşmiştir.
Giresun Alucra
GENEL
Bölgedeki bitki örtüsü yayla özelliği taşır. İlçede yaylacılık son derece geniş ve etkilidir. Dağların kuzey yamaçları ağaçlıklıdır. Güney yamaçları ise daha boştur. Merkeze yakın yerlerde çam ormanları bulunur. Yörede Karadeniz iklimi hakimdir. Buna göre kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçer. Bağırsak deresi (isim oldukça ilginç, duyduğuma göre, Celali isyanları sırasında, karınları deşilip bu dereye atılanlar nedeniyle bu isim verilmiştir) yazın beslenemediği için kurur.
NE YENİR
Alucra yöresinde, yöresel lezzetleri tatmak isterseniz, öneriler “oğlak kebabı, Alucra ekmeği, Alucra balı, Alucra lahanası, kırmızı benekli alabalık” olacaktır.
Giresun Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu
ALUCRA TURAN BULUTÇU MESLEK YÜKSEKOKULU
Giresun Üniversitesine bağlıdır. Okulda 13 program uygulanmaktadır. Ayrıca okul bölgesinde her türlü sosyal ünite olmakla birlikte, 500 yatak kapasiteli kız-erkek öğrenci yurdu vardır.
ALUCRA EKİN VE KÜLTÜR FESTİVALİ
Her yıl organize edilen festival, coşkulu ve eğlenceli bir atmosferde gerçekleşir. Festivalde konserler, halk oyunları gösterileri ve yarışmalar yapılır. Ayrıca Ekin Festivalinde, ekin yarışması düzenlenir ve Ziraat Mühendislerinin kontrolünde dereceye giren ekinin sahibi olan çiftçilere ödül verilir. Hemen her yıl düzenlenen horon gösterisi ise, festivalin ilgi çeken bölümlerindendir. Bu festivalin ilçe kültürünün yaşatılması, tanıtılması ve ilçe halkıyla misafirlerin kaynaşmasına önemli katkıları vardır.
Giresun Alucra
GEZİLECEK YERLER
Giresun Alucra Duyun-ı Umumiye Binaları
DUYUN-I UMUMİYE BİNALARI
İlçe merkezinde Yunus Emre Mahallesindedir. 1899 yılı yapımıdır.
Birinci Bina
Bir zamanlar Duyun-u Umumiye Binası olarak kullanıldığı söylenen yapı, güney cephesinin ortasında bulunan kitabesine göre 1899 yılında inşa edilmiştir. Bodrum üzerine iki katlıdır. Yapının bodrum katı: depo ve ahır olarak düzenlenmiştir. Binanın batı kenarından giriş sağlanır. Bodrumdaki depo ve ahır kısımları: gerek bakımsızlık ve gerekse atıl bırakılması nedeniyle oldukça harap vaziyettedir. Zemin kat: binanın güney kenarı boyunca uzanan cadde ile aynı kottadır. Bu katta, caddeye bakan beş adet dükkan vardır. Ortadaki dükkanın açıklığı üzerinde, karşılıklı duran ve başları hemen hemen birbirine bitişik olarak yerleştirilen iki kuş figürü vardır. Kuşlar sıralı noktalardan oluşturulmuş bir madalyon içine alınmıştır. Dükkanların üzeri, birinci katın balkonu ile korunmaktadır.
Giresun Alucra Duyun-ı Umumiye Binaları
İkinci Bina
Bu bina, bitişiğindeki bina ile birlikte 1889 tarihinde inşa edilmiştir. Bodrum üzerine iki katlıdır. Bodrum katı depo ve ahır olarak düzenlenmiştir.
Giresun Alucra Abu Hayat Tarihi Belediye Çeşmesi
ABU HAYAT TARİHİ BELEDİYE ÇEŞMESİ
İlçe merkezindedir. İlçe merkezinin en dikkat çekici su yapısıdır. Çeşmenin 1870 yılından beri hizmet verdiği tahmin edilmektedir.
Giresun Alucra Kamışlı Köyü Kilisesi
KAMIŞLI KÖYÜ KİLİSESİ
İlçe merkezine bağlı 2 km uzaklıktaki Kamışlı köyündedir. Günümüzde “Kamışlı Köyü Kilisesi” olarak da bilinir.
Giresun Alucra Kamışlı Köyü Kilisesi
1890 yılında Köçös oğlu tarafından Mimar Çolak Kosti’ye yaptırılmıştır. Çünkü o sırada köyde Rum nüfus yaşamaktadır. Kilise, mübadele sonucu Rumlar köyü terk edene kadar aktif olarak kullanılmıştır. Kilisede, yapı malzemesi olarak bazalt ve andezit taşı kullanılmıştır. Beden duvarları moloz taştır. Köşelerde ince yontu andezit taşı kullanılmıştır. Yapının batı cephesi ortasında giriş bölümü, girişin üst seviyesinde üç adet pencere, çatı seviyesine yakın bir yerde ise yonca yaprağı biçimli küçük bir pencere vardır. Batı cephesinin kuzey köşesinde: çan kulesinin piramidal şekilde yükselen dört kademeli cepheye bitişik kaide bölümü sağlam durumdadır. Zeminden 20-30 cm yüksekte olan apsisin önünde “Berna” adı verilen tören kısmı bulunur. İç mekanda, duvar yüzeylerinin firesklerle kaplı olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Kemer karınlarında, mavi zemin üzerine siyah çizgilerle oluşturulmuş geometrik motifler görülür. Kilise, günümüzde define avcıları tarafından harabeye çevrilmiştir.
Giresun Alucra Mayıs Deresi-Hayran Kaplıcaları
MAYIS DERESİ-HAYRAN KAPLICALARI
İlçe merkezine bağlı 7 km uzaklıktaki Aktepe köyü sınırları içerisinde Belen Çayı bölgesindedir. Kaplıcanın kuzeyinde ormanlık alan, güneyinde ise Hayranlı deresi mağaraları bulunur.
Giresun Alucra Mayıs Deresi-Hayran Kaplıcaları
Hayran kaplıcasında bir adet sıcak su kaynağı, iki adet de içme suyu vardır. Kaplıca suyu yaz kış 18-22 derece arasındadır. Bol miktarda: klor, kükürt ve demir içerir. Cildi yumuşatıp güzelleştirici etkileri bulunduğu söylenir. Ayrıca: cilt ve deri hastalıklarına iyi geliyormuş. Bölge halkı tarafından burası rekreasyon alanı yani piknik/mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Yılda sadece bir ay (Mayıs ayında) çok sıcak akıyormuş. Kaplıca suyu kükürtlüdür.
Mayıs Yedisi Zil Panayırı
Burada yıldı bir kez düzenlenen bir etkinlik var. Rumlardan bu yana devam eden etkinliğe göre, her yıl 20 Mayıs tarihinde erkekler günü, 21 Mayıs tarihinde ise bayanlar günü olarak belirlenmiştir. Bu günlerde havuza girilmektedir. Yine, Osmanlı dönemi arşiv belgelerine göre, Zil (bugünkü adı ile Aktepe) köyünde her yıl 7 Mayıs’tan itibaren bir hafta süreli “Panayır” açılmaktadır. 7 Mayıs tarihi, Mayıs deresini yani Hayran kaplıcasını hatırlatmaktadır.
YOĞURDU KIRAN (MERAŞAL FEVZİ ÇAKMAK) ÇEŞMESİ
İlçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunan Fevzi Çakmak Köyündedir.
1916-1917 yılları arasında, 2’nci Kolordu Komutanlığı yapan Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’nın karargahını kurduğu Fevzi Çakmak ve Hacıhasan köyleri topraklarında kalan Yurdu Kara (Yoğurdu Kara) adı verilen mahallede, bir karargah evi ve çeşme yaptırmıştır.
Karargah evi yok olmuştur. Ancak çeşme günümüze kadar gelebilmiştir. Tarihi niteliğe sahip çeşme, günümüzde koruma altına alınmıştır. Yanları ve üzeri yerli sarı taşlarla kapatılmış, yerden çıkıp kaynak suyu şeklinde akan, güney tarafında suyun çıktığı yerde yuvarlak kemerli bir taş ve üzerinde kitabe görevi gören üçgen bir taş bulunan bir kaynak suyudur. Gerek mimarisi ve gerekse tarihsel bir kimliğiyle görülmeye değerdir.
Giresun Alucra Hacı Abdullah Duvarı (Çıkrıkkapı Duvarı)
HACI ABDULLAH DUVARI (ÇIKRIKKAPI DUVARI)
İlçe merkezinin Çıkrıkkapı yayla yerleşmesinin yakınındadır.
Duvar, 1610’lu yıllarda Hacı Abdullah Zade tarafından, Rum işçilere yaptırılmıştır. Yöre halkı tarafından Hacı Abdullah Duvarı olarak adlandırılan taş duvarın uzunluğu 6.5 km ve yüksekliği 1.5 metredir. Duvarın, arka tarafında kalan otlak arazilerini ve ekilmiş alanları, hayvanlardan korumak amacıyla yapıldığı tahmin edilmektedir. Günümüzde “Çıkrıkkapı Seddi” olarak bilinen duvarın, Çin seddinden sonra insan eliyle yapılan en uzun set olduğu söylenir. Gerek uzunluğu ve gerekse tarihsel kimliğiyle görülmeye değerdir.
ÇAĞIRGAN GÜLAMİ YAKUP EFENDİ TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı 9 km uzaklıktaki Gürbulak köyü eski mahalle içerisindedir.
Şeyh Yakup Gülami Çağırgan Baba, bu çevredeki en iyi bilinen evliyalardandır. Toplumun kanaat önderi olarak, Anadolu’nun kuzeydoğusunun İslam dini ile buluşmasında katkılar sağlamıştır. 14’ncü yüzyıl ortalarında İsmail Hakkı Çağırgan Zaviyesi Şeyhlerinden olduğu anlaşılan Şeyh Yakup Gülami’nin, aynı coğrafyada bulunan Gürbulak köyünün de kurucusu olduğu sanılmaktadır. Günümüzde Gürbulak köyündeki türbe, ziyaretçilerin yoğun ziyaret ettikleri yerlerden birisidir.
SEYYİD MAHMUD ÇAĞIRGAN BABA TÜRBESİ
İlçe merkezine 17 km uzaklıkta bulunan Boyluca köyündedir.
Yavuz Sultan Selim; Trabzon’da bulunduğu sıralarda, Boyluca köyünün Şeyh Mahmut Çağırgan Veli’ye tahsis etmiştir. Bu duruma ait Vakıflarda bir vakfiye vardır. Mahmud Çağırgan’ın, bu çevrede en bilinen dini şahsiyetlerden birisidir. Ancak hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. İsmail Hakkı Çağırgan ile kardeş oldukları söylenir. Osmanlıca belgelerde “Çağırganlı” kavramı: “bir topluluk ve aşiret “ olarak tanıtılır. Bu topluluğun Anadolu’nun muhtelif yerlerinde iskan edildiği bildirilir. Özellikle Kelkit vadisinde yoğunlaşan bu aşiret mensuplarına ait bölgede çok sayıda türbe yaptırılmıştır. Mahmut Çağırgan, İsmail Hakkı Çağırgan ve Yakup Gulami ile birlikte, biraz daha batıya gelerek, Alucra kırsalına yerleşmişlerdir. Bölgenin Müslüman Türklerin yerleşimine açılması bu sayede gerçekleşmiştir.
Evet, gelelim türbeye
Türbe sekizgen planlıdır. 1939-1940 yılları arasında, yöre halkı tarafından düzgün yontu taştan yapılmıştır. Piramidal çatısı çinko örtülüdür. Bir alemle biter. Giriş kapısı ön cepheden yaklaşık dışa taşırılmıştır. Buradan yuvarlak kemer açıklıklı bir kapı ile türbeye girilmektedir. Türbenin içi tamamen sıvalı ve boyalıdır. Ortasında sembolik sanduka vardır. Çocukları olmayan çiftlerin bu türbeye ziyaret ettikleri söyleniyor. Ayrıca türbenin misafirhanesinde rüyalarında Şeyhi görmek arzusu ile bir gece konakladıkları bilinmektedir. Türbenin yanında, ahşaptan bir misafirhane vardır. Tüm bunların yanında, türbede çeşitli hurafeler de uygulanmaktadır. Bunlar: ip ve bez bağlama, ateş yakma, yakılan kağıtların suyunu içme, dergahtaki taşın istekler gerçekleşirse parıldadığı, gerçekleşmeyecekse karardığı rivayet edilmektedir. Türbe, 1991 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
BOYLUCA KÖYÜ CAMİİ
İlçe merkezine bağlı 17 km uzaklıktaki Boyluca köyündedir.
Caminin yapım tarihi ve yaptıran bilinmez, çünkü kitabesi yoktur. Yapı, son cemaat yeri ve harim kısmından oluşur. Harim kısmı kagir, son cemaat yeri bağdadi sistemi ile inşa edilmiştir. Taş minaresi, son cemaat yerinin batı köşesindedir. Sekizgen kaideli, yuvarlak formlu ve tek şerefelidir. Minare, 1968 yılında kesme taştan inşa edilmiştir. Giriş kapısının doğusunda kalan iki katlı bölüm, misafirhane olarak düzenlenmiştir. Harim içten düz ahşap tavan, dıştan ise saçla kaplı kırma çatılıdır. Cami, 1939 yılında yaşanan depremde büyük hasar görmüş ve köy halkı tarafından yeniden yapılmıştır. Cami, 2011 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
HACI HASAN TÜRBESİ VE MEZARLIĞI
İlçe merkezine bağlı 17 km uzaklıktaki Hacıhasan (eski adı Gelvaris) köyündedir.
Hacı Hasan Efendi, isimli bu kişinin bu çevrede birçok talebe yetiştirdiği, ders verdiği, çiftçilikle uğraştığı anlatılmaktadır. Giriş kapısı üzerinde 1905 tarihi yazılıdır. Türbe: sekizgen planlı, yontu taş malzemeden yapılmıştır. Gövde ve kubbe kısımlarından oluşur. Cenazelik kısmı yoktur. Kubbe betonarmedir. İç mekan küçük ebatlı dikdörtgen formlu pencerelerle aydınlanmaktadır. Duvarlar içten tamamen sıvanıp boyanmıştır. Herhangi bir süsleme unsuru yoktur. Ortada ahşaptan sembolik bir sanduka vardır. Müderris Hacı Hasan Efendinin babasının ismi Veysel’dir. Kendisi Zıhar’da imamlık yapmıştır. Gelvarıs’da (yakın zamana kadar Alucra’ya bağlı bir köy) bulunan medresede 24 talebenin masraflarını karşılamıştır. 1800’lü yıllarda yaşamıştır.
ARDA KÖYÜ
Arda köyündedir. Arda köyü: Alucra ile Çamoluk’un tam ortasındadır. Alucra-Arda arası uzaklık 18 km dir. Alucra-Çamoluk yolu, köyün tam ortasından geçmektedir.
Arda Yaylası
Sarıçiçek dağlarının başlangıç noktasından başlar. Yaylanın sağ bölümünde: Gürbulak köyü yaylası vardır. Çam ve ardıç ağaçlarıyla doludur. Sol tarafta ise, değişik bir taş şekliyle kaplıdır. Bu taşın zirvesine “arım” denen mevkiye çıkıldığında Çamoluk’a ait bütün köyler, Şiran köyleri ve Refahiye sınırı görülebilir. Ortası ise vadi şeklindedir. Yaylanın en sonunda ise, İnönü mevkiinde, bir mağara bulunur.
Arda Kalesi
Arda kalesi: Alucra-Çamoluk yolunun Arda köyüne gelmeden önce geçtiği Dar boğazın (Arda Boğazı) tepesindedir. Kale, Temelağaç kalesi gibi ancak temel taşlarından belli olmaktadır. Küçük bir koruma kalesidir. Kalenin üç tarafı uçurumdur. Tek bir girişi vardır. Geçidi kontrol edecek pozisyonda kurulmuştur.
Giresun Alucra Arda Boğazı
Arda Boğazı
Alucra-Çamoluk arasındaki en stratejik mevkidedir. Arda kalesinin 400 metre aşağısındadır. Bu boğazın en önemli özelliği: buradan çıkan buz gibi soğuk sulardır. Ayrıca biraz yukarıda bulunan Kızılcapınar denen mevkiden çıkan sular, Mindaval deresi yani Çamoluk’a giden suların ana kaynağını oluşturur. Arda boğazı geçilerek İç Anadolu bölgesine ulaşılır. Yani, Eski dönemlerde, burası İç Anadolu’ya sahile bağlayan önemli yollardan birisiydi. Alucra civarında çok eski dönemlerden beri işletilen demir madenleri bölgesini İç Anadolu bölgesine bağlayan en kısa yolun bir kısmıdır. Yol Alucra’dan geçip Mindaval istikametine Arda köyü (Arda Boğazı) ve Kaledere köyü civarından geçerek gitmektedir. Özellikle, burayı ziyaret etmek isteyenlere İlkbahar döneminde ve Mayıs ayında gitmeleri önerilir. Çünkü Mayıs ayı ortalarında göz patlaması denen bir hadise olur, boğazdaki bir dehlizden sıkışmanın etkisiyle çıkan köpüklü sular, anayolu tamamen su altında bırakır ve oradan geçenler için unutulmaz bir an yaşanır.
Giresun Alucra Seyd-i Bekir Türbesi
SEYD-İ BEKİR TÜRBESİ
İlçe merkezine 19 km uzaklıktaki Doludere köyündedir.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Rum Pontus imparatorluğuna düzenlenecek savaş için, Horasan’dan orduya katılan 40 erenden birisidir. Makamının bulunduğu tepede otağını kurmuş olup, sarı bir Rum tarafından aynı tepeye defnedilmiştir. Günümüzde tepede: türbe ve mescid vardır. Türbenin alt tarafından kabri bulunan Ahmet Efendi de onun sevdiği ve hizmetinde bulunan bir kişidir.
ÇALGAN KÖYÜ TOSUNOĞLU MİSAFİRHANESİ
İlçe merkezine 22 km uzaklıkta bulunan Çalgan köyündedir. Bir köy konağıdır.
Yapı, yerli sarı kesme taştan yapılmıştır. Yarım kat bodrum üzerine, iki oda bir holden oluşur. Üzeri sonradan çinko ile kaplanmış, odalarda Türk ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri vardır. Dikdörtgen plana sahiptir. Kuzey ve güney cephelerinde, binanın tam ortasında hole açılan birer kapı vardır. Odalar: kesme taştan ocak, yanlarında dolapları, geometrik süslemeli ahşap tavan işçiliği, ahşap sedirler ve ahşap taban döşemeleri vardır.
SEYYİD ÇAĞIRGAN İSMAİL HAKKI VELİ TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı 25 km uzaklıktaki Çakmak köyündedir.
İsmail Hakkı Çağırgan Babanın hayatı hakkında bilgi yoktur. Ancak Seyyid Mahmut Çağırgan ile kardeş oldukları söylenir. Bir arşiv belgesine göre, söz konusu derviş adına, ilk defa 1342 yılında vakfiye düzenlenmiştir. Ancak bu tarihte onun hayatta olup olmadığı bilinmemektedir. Türbe: düzgün yontma taştan, sekizgen planlı olarak yapılmıştır. Taşların arası derzlidir. Gövde ve piramidal çatıdan ibarettir. Cenazelik kısmı yoktur. Piramidal çatı, çinko ile örtülüdür. Saçaklar ahşap kaplamadır. Türbenin kapısı tek kanatlı ve özgündür ve metaldendir. Kubbe karnında, sonradan yapılmış kalem işi süslemeler vardır. Bu süslemeler bitkisel ve geometrik tarzda olup kırmızı, mavi ve beyaz renktedir. Kubbenin tam ortasında ise dairesel biçimli yazı kuşağı görülür.
ÇAKRAK KÖYÜ
İlçe merkezine 28 km uzaklıkta bulunan Çakrak köyünde 19’ncu yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen iki kilise bulunmaktadır.
Birinci Kilise
Çakrak köyü içindedir. Doğu-batı ekseninde uzanır. Dikdörtgen bir zemine yerleşmiştir. Günümüzde kilisenin büyük bölümü yıkılmıştır. Kilisenin batı cephesinde ortasında, dikdörtgen formlu giriş açıklığı vardır. Girişin üzerinde bulunan yuvarlak kemerli alınlık yıkılmıştır. Kalıntılardan hareketle, kilisenin bazilikal planlı olduğu anlaşılır.
İkinci Kilise
Çakrak köyünün, Alucra çıkışında, kara yolunun batısında bulunan bir tepe üzerindedir. Dikdörtgen bazilikal planlıdır. Üç neflidir. Kilisenin örtüsü çökmüştür. Kilisenin batı cephesinin ortasında dikdörtgen formlu giriş açıklığı vardır ve yıkılmıştır. Girişin üzerindeki yuvarlak kemerli alınlığın bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Doğu cephesinde yarım yuvarlak çıkıntılı üçlü apsis bulunur. Kilisenin örtüsü çökmüş olduğundan, iç mekan tamamen harfiyatla doludur. Zemin kaplaması tespit edilememiştir. Kilisenin bahçe duvarları kısmen ayaktadır.
Üçüncü Kilise
Çakrak köyü, Yeniköy mahallesinde meyilli bir arazi üzerindedir. Bölgedeki diğer örneklerden farklı olarak, tek nefli inşa edilmiştir. Yapının beşik tonoz örtüsü yıkılmış olup, üstü çinko kaplı beşik çatı ile sonradan kapatılmıştır. Yapı günümüzde özel mülkiyet olarak kullanılmaktadır.
Çakrak Yaylası
Yaylaya: Yağlıdere ve Kümbet yaylası üzerinden ulaşılabilir. Yaylada 3 kemer köprü ve 2 kilise kalıntısı vardır. Yaylanın yakınlarında bulunan Kırkharman Obasında da bir kilise kalıntısı ve 5 değirmen kalıntısı görülebilir. Islahat Fermanından sonra, Çakrak köyünde yapılan 4 kiliseden biri olan “İkinci Kilise”: yörede Rum eserlerinden birisidir. Giresun’u iç bölgelere bağlayan Yağlıdere-Alucra yolu güzergahında olması nedeniyle yolu kullanan vatandaşların dikkatini çeken kilise ve kemer köprü: Rumların geçmişte bölgedeki yaşantıları hakkında bilgi verir. Köprünün yapım tarihi ve yaptıran hakkında kitabesi yoktur. Ancak malzeme kullanımı benzeri özellikleri nedeniyle köprünün 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği düşünülmektedir.
Çakrak Köyü Çeşmesi
Kaynağını, doğusunda bulunan yamaçlardan alan çeşmenin suyu, yaz mevsiminde yağışların azalmasına bağlı olarak oldukça azalır. Yatay dikdörtgen prizmatik bir kütleye sahip olan çeşme, malzeme olarak düzgün kesme taş, kaba yontu ve moloz taş kullanılarak inşa edilmiştir.