Erzurum Karaçoban, Erzurum arası uzaklık: 190 km. Karaçoban, Hınıs arası uzaklık: 39 km. Karaçoban, Malazgirt arası uzaklık; 60 km. Karaçoban, Karayazı arası uzaklık: 47 km.
TARİHİ
1’nci Dünya Savaşında doğu illerinde birçok yerde olduğu gibi burası da Rus işgaline uğramıştır. Ancak 1917 yılında Ruslar geri çekilince, Ermeniler de bu işgal bölgelerini boşaltmışlardır. 1920 yılında Ruslarla yapılan anlaşma ile, Türkler, Ermenilerin boşalttığı topraklara yerleştirilirler. Karaçoban yerleşimi, ilk önceleri 16 ailenin yaşadığı bir köydür. Yörede Belediye teşkilatı 1965 yılında kurulmuştur. 1987 yılında İlçe statüsünü kazanmıştır.
GENEL
İlçe, Erzurum iline bağlı en uzak ilçedir. Erzurum il sınırlarında en güneydoğu uçtadır. İlçe merkezi: Hınıs çayının doğu-batı yönünde uzanan dar ve uzun bir plato üzerinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden ortalama yükseklik 1640 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. Doğal bitki örtüsü bozkırdır. İlçe ve bağlı köyleri doğal kaynak suları bakımından güçlüdür.
GEZİLECEK YERLER
HEFTRENG
Heftreng çayı İlçe merkezinin aşağı kısmındadır. Bahar ve yaz aylarında: balık tutmak isteyenler, piknik ve doğa yürüyüşü yapmak isteyenler tarafından tercih edilen bir mesire yeridir.
ZERNAK TEPE (KUŞLUCA) KALESİ
Kale, ilçe merkezinin 23 km güneybatısında, Hınıs ovasının güneyinde, Kuşluca Mahallesinin yaklaşık 2 km batısındadır.
Malazgirt Ovasının en yüksek noktasındadır. Karaçoban ilçesinin en önemli tarihi yapısıdır. Yapımı ve tarihi konusunda net bir bilgi yoktur. Kale ilk olarak Demir Çağında yapılmış, Bizans döneminde tekrar inşa edilerek, Malazgirt Savaşında kullanılmıştır.
Kalen en son 1134 yılında Muş Beylerinden Alaaddin Paşa tarafından tekrar inşa ettirilerek kullanılmıştır. Kale, yaşanan savaşlardan ve işgallerden dolayı günümüze oldukça tahrip olmuş bir şekilde ulaşmıştır. Girişi güneybatı yönde yerdedir. Kale içinde Demir Çağına kadar uzanan mimari kalıntılar bulunur. Kale surlarının büyük bölümü tahrip olmuş, sadece temel kalıntıları mevcuttur. Kalenin güney taraftaki sur duvarları yer yer korunarak günümüze gelebilmiştir. Güney taraftaki sur duvarları iç sur ve dış sur olmak üzere, ikili sur şeklinde dizayn edilmiştir. Sur duvarları düzgün olmayan moloz taşlardan yapılmış ve horasan harcı kullanılmıştır.
Erzurum Horasan; İlçe Kars-Erzurum kara ve demir yolu üzerindedir. Horasan, Erzurum arası uzaklık: 85 km. Horasan, Köprüköy arası uzaklık: 28 km. Horasan, Sarıkamış arası uzaklık: 71 km. Horasan, Kağızman arası uzaklık: 109 km.
TARİHİ
Yörenin tarihi Urartular dönemine kadar gider. 1071 Malazgirt zaferinden sonra İran Horasan’dan gelen Türk toplulukları, o zamana kadar ismi “Üskühat” olan yöreye “Horasan” adını verirler. 1877-1878 yılında Osmanlı-Rus savaşında Horasan Ruslar tarafından işgal edildi. 1917 yılında ise Ruslar bölgeden çekilince işgal ettikleri yerlere Ermeniler yerleşti. Yörede, Ermenilerin yaptıkları vahşet, kalan ve katliam yaşanırken 12 Mart 1918 tarihinde Kazım Karabekir komutasındaki ordumuz tarafından kurtarıldı. Her yıl 16 Mart tarihi, Ermeni zulmünden kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. 1952 yılında Belediye kurulmuş, 1954 yılında ilçe olmuştur. 30 Ekim 1983 tarihinde meydana gelen depremde birçok yapı hasar görmüş ve yıkılmıştır.
GENEL
Erzurum ilçeleri arasında nüfus büyüklüğü bakımından en büyük ilçedir. Yerleşim Aras nehri kenarında kuruludur. Arazi genel olarak geniş düzlükler, kuzey ve güneyden çevrili tatlı eğimli çıplak geniş sırtlardan meydana gelir. Rakımı ortalama 1650 metredir. Yöre insanının başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Karasal iklim hakimdir.
GEZİLECEK YERLER
ALİÇEYREK II KAYA MEZARI
İlçenin 14 km doğusunda bulunan Aliçeyrek Köyünün yaklaşık 1 km güneyindedir. Bu bölge: Doğu Anadolu’da antik dönemin ticari ve askeri öneme sahip yollarının kesiştiği Aras vadisidir. Köyün güneyinde, Darboğaz denilen yerde, kaya mezarları ve anıtsal kaya nişleri vardır. Bunlardan en görkemlisi, sonradan kiliseye dönüştürülmüş olan bir kaya mezarıdır. Kaya mezarına: ana kayalıkta kabaca kesilmiş iki basamaktan ulaşılır. Ana alan, apsise doğru daralan bir yapıda ve basık tonoz tavanlıdır. Yan duvarlarında, sonradan eklendiği anlaşılan, muhtemelen meşale yuvarı iki oyuk ve tabanında konik vaftiz havuzu bulunmaktadır. Uzun yan duvarların doğu bitiminde, içlerinde ana kayadan kesilmiş sunak benzeri yükseltiler bulunan kaba dikdörtgen hücrelere açılan iki giriş bulunur. Girişler üstte oval sonlandırılmıştır.
Evet, bu kaya kilisesinin bu işlevi, sonradan yapılan eklerle kazandırılmıştır. Kilisenin naosunu oluşturan ana alan ile apsis hücreler ve ikinci katın işçilikleri, nitelikleri bakımından, belirgin derecede farklılıklar içermektedir. Ana alanda özenli, pürüzsüz işlenmiş duvarlar, aynı titizliği apsis, hücreler ve ikinci kat odasında göstermez. Bu birimler arasındaki işçilik farkları, hücreler ve ikinci katın sonradan eklendiklerinin kanıtıdır. Bu yüzden, anılan kaya kilisesinin başlangıçta bir kaya odası olarak tasarlandığı ve daha sonraki dönemlerde eklerle kiliseye dönüştürüldüğü söylenebilir.
Kaya mezarının batıya yönelik cephesinde bulunan değişik biçimdeki kaya oluşumlarından biri, iki silmeli ve üstte oval tasarımlı, derin nişi ile tekne biçiminde bir çocuk kaya mezarıdır. Mezarın üst kısmında, mezarın üstünü kapatmada kullanılan düz bir kütlenin yerleştirilmesi için girintiler bulunur.
GÖKÇE GÖZETLEME KULESİ
İlçe merkezinin 19 km kuzeyindeki Hızırilyas Mahallesindedir. Kule, bulunduğu tepenin yapısına uydurularak inşa edilmiştir. Önünden geçen tarihi yolu ve vadiyi kontrol etmek için yapılmıştır. Küçük bir gözetleme kulesi durumundadır. 1-2 metre arasında değişen büyük taşlardan yapılan su duvarlarının yer yer 1.5-2 metrelik kısmı ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır. Kalenin bulunduğu tepenin hemen altındaki iki küçük tepede de kaleyle bağlantılı olduğu düşünülen yerleşme kalıntıları bulunur. Kalenin kuzeybatısında da bir gözetleme kulesi vardır. Bölgedeki Orta çağ kaleleri ile aynı özellikleri göstermesinden dolayı Orta çağa tarihlenir.
HORASAN BABA TÜRBESİ
İlçe merkezine bağla Aşağı Mahalle Camiine bitişiktir. Duvarları yaklaşık 2.5 metre yüksekliktedir ve taş ve çimento harcı ile örülmüştür. Üstü basit bir çatı ile kapatılmıştır. Tek gözlü bir yapıdır. Burada, 4 sıra üzerinde 24 mezar görülür. Mezarlar yarım metre yükseklikte olup, moloz taşlardan yapılmıştır. Horasan Baba’ya ait olduğu söylenen mezarın kitabesi yoktur. Başka yerden getirildiği anlaşılan kesme taşın, mezar başı taşı olarak konulduğu görülür. Horasan Baba “Horasan Semerkandi Buhari” diye bilinir. Kendisi kardeşleriyle birlikte bu bölgeye gelmiş Horasan Erlerindendir.
URARTU KİTABESİ
İlçe merkezine bağlı Yazılıtaş köyündedir. Yazıt, Urartu’da kör pencere denen bir sistemle, duvar düzlenerek yapılıyor. Urartu kralı Menua, Urartu kralları arasında en fazla yazıt bırakan isimdir. Yazılıtaş köyündeki bu yazıt, bir kayanın üzerine Urartu dilinde çivi yazısı olarak işlenmiştir. Anadolu tarihinin en önemli belgelerindendir.
120 yazıt bıraktığı bilinen Menua’nın Diauehi ülkesine (Güney Kafkasya’da, Karadeniz’in güneydoğu kıyısında tarihsel bölgenin ve buradaki ilk devletlerden biri) sefer düzenlediği ve ülkenin tüm kalelerini ele geçirdiğini anlattığı Yazılıtaş Yazıtı da en önemlileri arasında yer alıyor. Kral Menua’nın Diauehi ülkesine sefere çıktığı, ülkenin kralı Utupusini’yi yendiğini ve kralın ayaklarına kapanarak merhamet dilediği, altın ve gümüş karşılığında canını bağışladığını yazıyor. Son satırını da “Bu yazıtı kim tahrip ederse, tanrıların laneti üzerine olsun” diye bitiyor.
Pazaryolu: Erzurum İspir kara yolu üzerindedir. Pazaryolu, Erzurum arası uzaklık: 122 km. Pazaryolu, Bayburt arası uzaklık: 77 km. Pazaryolu, İspir arası uzaklık: 23 km.
TARİHİ
Yerleşimin ilk ismi “Nor Keğ” dir ve “Yeni Köy” anlamına gelmektedir. Osmanlı döneminde ise, buranın ismi “Norgah” dır. 24 Şubat 1916 tarihinde Ruslar burayı işgal ederler. 1917 yılındaki Bolşevik ihtilalinin ardından Ruslar geri çekilir ve onların yerini Ermeniler alır. Ermeniler yörede her türlü vahşeti ve zulmü yarattıktan sonra 25 Şubat 1918 tarihinde Türk ordusu tarafından Ermeni işgalinden kurtarılır. Bu yüzdün 25 Şubat tarihi, her yıl kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. İlçe daha önce, İspir ilçesine bağlı iken, 1989 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.
GENEL
İlçe: düzlük ve yeşillik bir yerdedir. Çevresi dağlık, ortası bağlık bir alandır. İlçe merkezinin rakımı 1450 metredir. Karadeniz bölgesine sınır bir bölümdedir. Bu yüzden, bağlı bulunduğu Erzurum il merkezinden iklim ve diğer bazı konularda farklılık gösterir. Karadeniz bölgesine yakın olması, iklimi Erzurum’a nazaran daha ılımandır. Küçük bir ilçedir. İlçe nüfusunun yarıya yakın bölümü kırlarda yaşar. Halkın geçim kaynağı genellikle tarım ve gurbetçiliktir. Ancak en önemli özellik: arıcılıktır. Çünkü yöre, arıcılık açısından Türkiye’de bulunan ideal merkezlerden biridir. Burada yüksek kalitede bal üretimi yapılır. İlçede son 10 yılda ciddi dış göç olmuştur.
NE YENİR
Buraya yolunuz düşerse, tek önerim “bal” olacaktır, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için bal satın almalısınız. Peki ne yenmeli derseniz, “Horis” öneririm, yapımı oldukça zahmetli olmasına rağmen son derece lezzetlidir, mutlaka deneyiniz.
ÇORUH NEHRİ
İlçe sınırlarından geçen Çoruh Nehri, özellikle rafting yapmak için idealdir ve gerek yerli gerekse yabancı turistler, rafting yapmak için Çoruh nehrine gelirler.
GEZİLECEK YERLER
MERKEZ CAMİİ
Tek kubbeli ve son cemaat yerine sahip olan cami, kesme taş malzemelidir. Üzeri sıva kaplıdır. Kubbe asıl ibadet alanında 4 sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi yenilenmiştir. Caminin harim kısmına girişi sağlayan kapının üzerindeki kitabeye göre, 19’ncu yüzyılda yapılmıştır. Çatısı saç malzeme ile örtülüdür.
KÜMBETTEPE KALESİ
İlçe merkezine 1 km uzaklıktaki Kümbettepe köyünde bulunan kale kalıntıları, Orta Çağa tarihlenmektedir.
Kalenin rakımı 1470 metredir. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan kale, bölgeye hakim bir konumdadır. Doğusundan bir dere akar. Kalenin girişi, diğer yönleri son derece sarp ve ulaşılması imkansız olduğundan, güneydendir. Kalede, mimariyi belirleyecek duvar kalıntıları yoktur. Ancak kuzeydoğu ucunda, bir yapı kalıntısı bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda bölgede az sayıda keramik kalıntısı bulunmuştur.
KARAKOÇ KÖYÜ CAMİİ
İlçe merkezine 20 km uzaklıktaki Karakoç köyündedir. Caminin mimarisi Tekke mimarisine benzer ve içinde bir medrese bulunmaktadır. Bunlar değerlendirildiğinde caminin bir derviş konağı olabileceği söylenir. Bu düşünceyi destekleyen diğer bir faktör ise: Karakoç köyünün Bayburt-İspir kara yolu üzerinde bulunmasıdır. Böylece yolcuların geçici olarak konaklayacağı bir yer olarak kullanılmış olabilir.
Evet, cami hafif meyilli bir alan üzerine yapılmıştır. Eğimden dolayı, kuzey cephesinin büyük kısmı toprak altında kalmıştır. Dikdörtgen şekillidir. Güney ve batı cephe duvarlarının üzeri sarı renkli Bayburt taşından kaplanmış olup, bu taşların arası derzlenmiştir. Caminin tek şerefeli minaresi de Bayburt taşından yapılmıştır. Camiye giriş, batı tarafından yuvarlak kemer içine alınmış ahşap bir kapıdan sağlanır. İbadet alanının üst örtüsü ahşap direkler üzerine orta kısımda bir büyük, mihrap önü kısmında biraz daha küçük kırlangıç örtüyle, yanlarda ise aynı boyutta iki kırlangıç örtü sistemiyle kapatılmıştır. Caminin batı cephesi duvarı üzerindeki demir bir levha üzerine 1905 tarihi yazılıdır.
LALELİ (SERK) KALESİ
İlçe merkezinin 30 km batısında Laleli Köyünün 2 km kuzeydoğusundadır.
Kalenin kuzeybatısında ve güneydoğusunda Çoruh nehri geçer. Çoruh nehrine en yakın kalelerden birisidir. 1380 metre yüksekliğindeki kalenin, kuzeyinde İspir-Bayburt kara yolu geçer. Üzerinde bulunduğu ovaya hakim bir konumdadır. Kalenin kuzeyinde moloz taş örgü sistemi ile oluşturulan Orta çağ dönemine ait duvarlar vardır. Bu duvarlar, büyük oranda tahrip edilmiştir. Sur duvarlarının ana kayaya yakın kısımlarında duvar kalıntıları bulunur. Kalenin üzerine oturduğu ana kayanın yüksekliği yaklaşık 30 metredir. Yapılan ilk incelemelerde bol miktarda Orta Çağ’dan başlayıp Erken Demir Çağına kadar uzanan keramikler bulunmuştur. Kale 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.