Erzurum Köprüköy

Erzurum Köprüköy

Erzurum Köprüköy; İlçe Erzurum-Kars kara yolu üzerinde kuruludur. Köprüköy, Erzurum arası uzaklık: 55 km. Köprüköy, Pasinler arası uzaklık: 15 km. Köprüköy, Horasan arası uzaklık: 25 km.

TARİHİ

İlçeye ismini veren köprü, Erzurum-Ağrı kara yolunda Aras nehri üzerindedir.

Erzurum Köprüköy

GENEL

İlçe Aras nehri kıyısında kuruludur. Yöre halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Genel olarak yörede karasal iklim hakimdir.

GEZİLECEK YERLER

Erzurum Köprüköy Çobandede Köprüsü

ÇOBANDEDE KÖPRÜSÜ

Tarihi İpek yolu üzerindedir. 1298 yılında İlhanlı Hükümdarı Gazan Han’ın Emiri Çoban Noyin tarafından yaptırılmıştır. Köprünün yapısı ve baş kısmındaki bezemeler Selçuklu ve İlhanli mimarisini yansıtır. Karga Pazarı ve Aras nehirlerinin birleştiği yerdedir.

Erzurum Köprüköy Çobandede Köprüsü

Köprünün yapı formu ve baş kısımlarındaki süslemeler, Selçuklu ve İlhanlı mimari üslubunu yansıtmaktadır. Köprü 128 metre uzunluğunda, 8.5 metre genişliğindedir. Köprünün en büyük kemer açıklığı: 13 metredir. Yedi yuvarlak gözden oluşan köprünün, ilk gözü son yıllarda yapılan onarımlarda kapatılmıştır. Köprü ayaklarının altına ardıç ağaçları döşenerek köprünün batması engellenmiştir. Siyah-kırmızı-gri renkli kesme taşlardan yapılmıştır. Günümüze kadar en az 3 defa büyük onarım görmüştür ve koruma altına alındığından araç trafiğine kapatılmıştır.

 

KÖPRÜKÖY HANI

Han, Çobandede köprüsünün 1 km kadar batısında İlçe merkezindedir.

Hanın 1298 yılında, Gazan Mahmud Hanın Emiri Çoban Noyın tarafından Çobandede köprüsü ile birlikte yaptırıldığı kabul edilmektedir. 19’ncu yüzyılda yapının bir bölümü yıkılmış olmasına rağmen, avlu duvarlarının bir kısmı ile kapalı bölümün tonozlarının, her cephesindeki silindirik payandalarının ve sivri kemerli taç kapıları ayaktadır. 1996 yılına kadar pek az kısmı ayakta iken, günümüzde sadece geriye kargir bir duvar parçası kalmıştır.

Erzurum Köprüköy Şehitliği

KÖPRÜKÖY ŞEHİTLİĞİ

İlçe merkezinde Şehitler Mahallesindedir.

Şehitlikte, 1877-1878 Osmanlı Rus harbi ve 1’nci Dünya Savaşında Ruslarla yapılan muharebelerde şehit olanların anısına yapılmıştır. Ayrıca, şehitlikte İç Güvenlik Harekatında şehit olan iki askerimizin mezarı da bulunmaktadır.

Erzurum Köprüköy Güzelhisar (Avnik) Kalesi

GÜZELHİSAR (AVNİK) KALESİ

Erzurum ili bölgesinin en önemli kalelerindendir. İlçe merkezine yaklaşık 60 km uzaklıktadır.

Özellikle Orta Çağa damgasını vurmuştur. Kale, İlçe merkezinin Güzelhisar köyünde, Aras nehrinin sağ tarafında kalan yüksek kayalıklar üzerinde kurulmuştur. Tarihin her döneminde Anadolu’nun doğuya açılan en önemli geçit noktalarından birinde kurulmuştur. Kale adını Farsçada “iyi su” anlamına gelen “Abinik” kelimesinden almıştır. Kalenin eteklerinden çıkan soğuk ve iyi sular nedeniyle, İranlılar bu ismi vermiş ve kalenin ismi zaman içinde değişerek “Avnik” olarak günümüze gelmiştir. Kalenin hemen altındaki Avnik köyünde bulunan Urartu yazıtı, Urartu mimari özelliklerini yansıtan iki su sarnıcı ve kaya basamakları nedeniyle, kalenin “Urartu” döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Avnik köyünde bulunan Urartu Yazıtı, günümüzde Erzurum Müzesinde sergileniyor. Yazıt üzerindeki metine göre: kalenin, II. Sarduri döneminde yapıldığı kabul edilir. Orta Çağa ait kaynaklara göre 922-923 yılları arasında Bizans imparatorluğu, Erzurum şehrini topraklarına katmadan önce, Avnik kalesini ele geçirmiştir. 1000’li yılların başından itibaren Anadolu’ya giren Türkler, ilk fetih girişimlerinde kaleyi ele geçiremezler. Kalenin Saltuklular tarafından alındıktan sonra onarıldığı tahmin edilir.

Konya Selçuklularının alamadığı kale, bir süre Gürcü kontrolüne geçmiş, ardından İlhanlıların hakimiyeti başlamıştır. İlhanlılar döneminde de kalede bir takım onarımlar yapılmıştır.

Kalenin kitabeleri: 1922 yılındaki büyük depremde dökülüp dağılmıştır. Elde edilen bilgiler, toplanan kitabe parçalarından toparlanmıştır. İlhanlılar döneminde Avnik, bölgenin merkezi haline gelmiştir. Kayıtlarda: Erzurum, Sivas, Ankara, Erzincan gibi büyük şehirlerle beraber anılmaya başlamıştır. Hatta bu dönemde Avnik’te kurulan darphanede, 1332 tarihli ilk gümüş sikke basılmıştır. Bu görkemli dönemin hemen akabinde çıkan iç çatışmalar, kalenin gücünü kaybetmesine sebep olmuştur. Hatta merkezi konumunu, 1339 yılından sonra Micingert kalesine kaptırmıştır. İlhanlıların bölgeden çekilmesinden sonra kale, Sutaylıar ve Çobaniler’in eline geçer. Ancak kalenin yeniden gözde olması Karakoyunlu Türkmenlerinden Kara Mehmet’in kaleyi fetih etmesiyle başlar. Kale yönetimi oğlu Mısır Paşa’ya geçer. Kalenin tarih sahnesindeki destansı mücadelesi başlar. 43 gün süren Avnik kuşatmasında, Timur’un güçleri iç kale içindeki tüm binalar ve Bey sarayına kadar her şeyi yıkar. Fetihten sonra yeni baştan yaptırdığı kaleyi bir üs haline getiren Timur, Osmanlılarla ilk temaslara burada başlamıştır. Timur: 1402 Ankara Savaşında, Yıldırım Beyazıt’ı yenerek, Osmanlı devletine fetret devrini başlatmıştır. Timur, hemen akabinde Karahisar’da kaybettiği oğlu yüzünden derin bir hüzne gömülmüştür. Oğlu adına sembolik bir cenaze törenini de Avnik kalesinde düzenletmiştir. Daha sonra Semerkant’a hareket etmiştir. Bir süre daha Timur güçlerinin kontrolünde kalan Avnik kalesi, 1410’larda Karakoyunlu hakimiyetine geçer.

Daha sonra kale İranlılara ve daha sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı hakimiyetine girer. Osmanlı döneminde, kale bölgenin merkezi olma pozisyonunu kaybeder.

En erken kaynaklar: kalenin iç içe 3 surla yapıldığını bildirir. En dıştaki surun güney yönden bir kapısı vardır. Bu kısımda, kale muhafızlarının evleri bulunur. Bu kısımda, ayrıca kale zindanı ile büyükçe bir kayanın içi oyularak yapılan bir tahıl ambarı bulunur. Yine güneyden girişi olan ikinci sur, 500 ev barındıracak kadar büyük bir meydana açılır.

Aynı alanda bir de cami kalıntısı bulunur. Üçüncü surlar ise, “ehdemek” denilen iç kaleye açılır. Kale komutanları ve beylerinin ikametgahlarının bulunduğu iç kale, kayalığın en yüksek yerine konumlanmıştır. Sur kapılarının demirden olduğu, kalenin diğer kapılarına seyyar merdiven ve köprülerle ulaşıldığı da yine kaynaklarda yazılıdır.

Erzurum Köprüköy Deli Çermik

DELİ ÇERMİK

Burası bir kaplıcadır ve İlçe merkezine 3 km uzaklıktadır. Ancak Erzurum-Ağrı-Kars kara yoluna yakın olduğundan ulaşım sıkıntı yaratmaz.

Önce buraya neden “Deli Çermik” ismi verilmiştir. “Köprüköy’de deli bir çoban, hayvanlarını otlattığı sırada büyükbaş hayvanlarının (Manda veya cameş) girip te çıkmadığı bu çamura girmiş ve çamura bulunan çobana deli adı verilmiştir. “

Erzurum Köprüköy Deli Çermik

Burada: sosyal tesis ve konaklama tesisleri vardır. Kaplıcada: soğuk, ılık ve sıcak su ile çamur bulunur. Çamur banyosu yapmak mümkündür. Çamura bulananlar, güneşin altında kurumak için hazırlanmış beton zeminlere yatıyorlar. Özellikle böbrek hastaları, yararlı soğuk maden suyu kaynaklarından içiyorlar. Daha sonra sodalı havuza giriliyor.

Erzurum Köprüköy Deli Çermik

Kaplıca suyu: bikarbonatlı, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli, demirli ve bromürlüdür. Sıcaklığı 26 derecedir. Saniyede 101 litre akar. Kaplıca suyunun iyi geldiği söylenen rahatsızlıklar: sindirim sistemi, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı ve kalp hastalıkları, metabolizma bozuklukları ve romatizmal hastalıklardır. Yaz aylarında mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

Erzurum şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Erzurum Karayazı

Erzurum Karayazı

Erzurum Karayazı, Erzurum arası uzaklık: 121 km. Karayazı, Tutak arası uzaklık: 68 km. Karayazı, Köprüköy arası uzaklık: 63 km. Karayazı, Hınıs arası uzaklık: 74 km. Karayazı, Ağrı arası uzaklık: 102 km.

TARİHİ

Malazgirt savaşından sonra Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın öncülerinden Bayraktar Han tarafından kurulmuştur. Yerleşim ilk olarak “Bayraktar” köyü civarında görülür ve uzun süre Bayraktar ismiyle anılır. Osmanlı döneminde Bayraktar nahiyesi, Hınıs’a bağlıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra 1937 yılında ilçe olmuştur. İsminin yani Karayazı kelimesinin anlamı “karla kaplı düzlük yer” demektir. Ancak, ilçeye Karayazı isminin verilmesiyle ilgili bir rivayet vardır. Şöyle ki “Bir kış günü, Tekman ilçesinden Bayraktar’a gelen düğün alayı, dönüşlerinde kar fırtınasına tutulur, 40-50 kişilik düğün alayı fırtınada ölürler. Sadece gelin kurtulur. Bu acı olay üzerine gelin “Karayazım, Karayazım budur benim yazım, ben feleğe neyleyim kış oldu güzel yazım” diyerek duygularını dile getirmiştir.” İlçenin isminin buradan da geldiği düşünülür.

Erzurum Karayazı

GENEL

İlçe Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Murat bölümünde bulunur. En Büyük özelliği, oldukça yüksek bir yerde konumlanmış olmasıdır, rakımı 2295 metredir. Aynı zamanda ülkemizin en soğuk yeridir. Yörede karasal iklim, bütün sertliğiyle hissedilir. Kar yağışı yoğundur. Bu yüzden, çok verimli meralar bulunur.

Erzurum Karayazı Ters Lale

KARAYAZI TERS LALE

Dünyanın en güzel ve en narin çiçekleri arasındadır. Bu yörede yetişen ters lale çeşidi: ağlayan gelin, kral tacı, yayla çanı, yere bakan lale olarak isimlendirilir ve endemik bir türdür. Her yıl Mart-Mayıs ayları arasında bir kere çiçek açar. Çiçeklerin ömürleri oldukça kısadır. Çiçekler dallarından kesilirse kısa süre sonra solar.

Erzurum Karayazı

GEZİLECEK YERLER

KULUHAN CAMİİ

İlçe merkezine bağlı Yukarı Söylemez Köyündedir. 2014 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan giriş kapısının yan tarafında kitabe vardır. Kitabeye göre: cami 1892 yılında Kuluhan Bey tarafından yaptırılmıştır.

Cami beden duvarları moloz taş malzemeden yığma şeklinde yapılmış, köşelerde ise kesme taş malzeme kullanılmıştır. Cami dikdörtgen planlıdır. Caminin kuzeybatı köşesinde orijinal minaresi vardır. Minare kare kaideli ve silindirik gövdelidir. Caminin minaresine yıldızı düşmesi sonucu külah kısmında bir tahribat olmuştur. Caminin kuzey cephesinde olan orijinal giriş kapısının yerine pencere yapılarak, giriş kapısı kuzeydoğu cepheden açılmıştır. Caminin taş mihrabı ve ahşap minberi sonradan boyanmıştır.

CUNNİ (CİNLİ) MAĞARASI

İlçe merkezinin güneybatısında 2500 metre yükseklikteki Kazlıbel Dağında bulunan Karateş Tepe yaylasının güneydoğusunda bulunan Salyamaç köyüne 4 km uzaklıktadır.

Burası son derece önemlidir. Çünkü Anadolu’ya ilk gelen Türk aşiretlerine ait damgalar ve işaretler bulunmaktadır. Bu işaretler: birbiri ile bağlantılı ve iki katlı bir oyuk biçimindeki mağarada, kayalar üzerine işlenmiştir. Altı katta apsisli bir şapelin varlığı, bölgenin Hıristiyan döneminde de yerleşim alanı olduğuna işaret eder.

Mağaranın ovaya bakan ve taş duvarla örülü olan yüzünde kayalar üzerinde Oğuz, Uygur ve Orhun harfleriyle ve süvari tasvirleriyle birlikte 50 kadar damga işareti ve resmi vardır. Bunlar arasında 24 Oğuz boyundan 12’sinin damgaları tespit edilmiştir. Bu işaretlerin benzerlerine Sivas’ın Karataş Mevkiinde rastlanmıştır.

Erzurum ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Erzurum Karaçoban

Erzurum Karaçoban

Erzurum Karaçoban, Erzurum arası uzaklık: 190 km. Karaçoban, Hınıs arası uzaklık: 39 km. Karaçoban, Malazgirt arası uzaklık; 60 km. Karaçoban, Karayazı arası uzaklık: 47 km.

TARİHİ

1’nci Dünya Savaşında doğu illerinde birçok yerde olduğu gibi burası da Rus işgaline uğramıştır. Ancak 1917 yılında Ruslar geri çekilince, Ermeniler de bu işgal bölgelerini boşaltmışlardır. 1920 yılında Ruslarla yapılan anlaşma ile, Türkler, Ermenilerin boşalttığı topraklara yerleştirilirler. Karaçoban yerleşimi, ilk önceleri 16 ailenin yaşadığı bir köydür. Yörede Belediye teşkilatı 1965 yılında kurulmuştur. 1987 yılında İlçe statüsünü kazanmıştır.

Erzurum Karaçoban

GENEL

İlçe, Erzurum iline bağlı en uzak ilçedir. Erzurum il sınırlarında en güneydoğu uçtadır. İlçe merkezi: Hınıs çayının doğu-batı yönünde uzanan dar ve uzun bir plato üzerinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden ortalama yükseklik 1640 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. Doğal bitki örtüsü bozkırdır. İlçe ve bağlı köyleri doğal kaynak suları bakımından güçlüdür.

Erzurum Karaçoban

GEZİLECEK YERLER

HEFTRENG

Heftreng çayı İlçe merkezinin aşağı kısmındadır. Bahar ve yaz aylarında: balık tutmak isteyenler, piknik ve doğa yürüyüşü yapmak isteyenler tarafından tercih edilen bir mesire yeridir.

Erzurum Karaçoban Zernak Tepe Kalesi

ZERNAK TEPE (KUŞLUCA) KALESİ

Kale, ilçe merkezinin 23 km güneybatısında, Hınıs ovasının güneyinde, Kuşluca Mahallesinin yaklaşık 2 km batısındadır.

Malazgirt Ovasının en yüksek noktasındadır. Karaçoban ilçesinin en önemli tarihi yapısıdır. Yapımı ve tarihi konusunda net bir bilgi yoktur. Kale ilk olarak Demir Çağında yapılmış, Bizans döneminde tekrar inşa edilerek, Malazgirt Savaşında kullanılmıştır.

Kalen en son 1134 yılında Muş Beylerinden Alaaddin Paşa tarafından tekrar inşa ettirilerek kullanılmıştır. Kale, yaşanan savaşlardan ve işgallerden dolayı günümüze oldukça tahrip olmuş bir şekilde ulaşmıştır. Girişi güneybatı yönde yerdedir. Kale içinde Demir Çağına kadar uzanan mimari kalıntılar bulunur. Kale surlarının büyük bölümü tahrip olmuş, sadece temel kalıntıları mevcuttur. Kalenin güney taraftaki sur duvarları yer yer korunarak günümüze gelebilmiştir. Güney taraftaki sur duvarları iç sur ve dış sur olmak üzere, ikili sur şeklinde dizayn edilmiştir. Sur duvarları düzgün olmayan moloz taşlardan yapılmış ve horasan harcı kullanılmıştır.

Erzurum ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.