Erzincan Otlukbeli: İlçenin eski ismi “Karakulak” tır.
İlçe, Erzincan il merkezine 148 km, Erzurum’a 158 km, Trabzon’a 240 km ve Gümüşhane’ye 140 km uzaklıktadır.
TARİHÇE
Yöre, MÖ 900’lü yıllarda Urartu egemenliğine girer. Urartu devletinin yıkılmasıyla MÖ 600’lü yıllarda, İskitler egemen olurlar. İskitlerden sonra Medler ve Persler hüküm sürerler. MÖ 334 yılında Persleri yenen İskender bölgeye hakim olur. 1071 Malazgirt zaferinin ardından, bölge Oğuz Türklerinin eline geçer.
11 Ağustos 1473 tarihinde meydana gelen muharebede Fatih Sultan Mehmet ve 100 bin kişilik Osmanlı ordusu ve Akkoyunlu Uzun Hasan ve ordusu çarpışmışlardır. İlginç olanı, bu devletlerden her ikisi de Türk ve her ikisi de Müslümandı. Yani, Müslüman öğretilerine göre, tamamen yasaklanmış bu savaş, Fatih Sultan Mehmet ile Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı karşı karşıya getirdi. 100 binden fazla insan, 8 saat içinde birbirini katletti. Savaş sonunda, Anadolu’da Türk birliği sağlandı, Fırat nehrinin batısı kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girdi.
GEZİLECEK YERLER
OTLUKBELİ GÖLÜ
İlçe Merkezinin 6 km kuzeybatısındadır. Otlukbeli gölü: dünyanın tek traverten set gölüdür. Bu yüzden kesin korunacak hassas alan ilan edilmiştir.
Sazlar deresine batıdan karışan isimsiz bir kol akarsu üzerinde yer alır. Mevsimine göre uzunluğu 150-160 metre ve genişliği 30-50 metre arasındadır. Deniz seviyesinden 1855 metre yüksekliktedir. Azami derinliği 15-18 metre arasındadır.
En büyük özelliği, çanağının ve oluşumunun göl türleri içinde, günümüze kadar bilinenler içinde, dünya üzerinde tek tip oluşudur. Gölün oluşumu halen devam etmektedir. Maden sularının oluşturduğu traversten seddi gölüdür.
Göl, bu özelliği nedeniyle doğal anıt olarak nitelendiriliyor. Göl sularında: kalsiyum, magnezyum ve demir katyonları bulunur. Göl içindeki maden suları, romatizmal hastalıklarda, kırık çıkık sekellerinde ve kadın hastalıklarının tedavisinde fayda sağlamaktadır.
Evet, göl Doğal Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
OTLUKBELİ ŞEHİTLERİ ANITI
İlçe merkezine 4 km uzaklıkta Küçük Otlukbeli köyünde, Otlukbeli gölünün 50 metre üstündedir.
Anadolu’nun en büyük meydan muharebesinin ardından, yüzbinlerce insanın şehit olduğu yerde, Otlukbeli Kaymakamlığı tarafından 2008 yılında savaşın olduğu yerde büyük bir anıt yaptırılmıştır. Anıtta: sol tarafta Uzun Hasan ve sağ tarafta ise Fatih Sultan Mehmet figürleri taşa işlenmiştir. Tarafların o günkü bayrakları, yine sağlı sollu direklerde dalgalanıyor.
AĞAMÇAĞAM KALESİ
İlçe merkezinin 13 km kuzeydoğusundadır. Aynı isimle bilinen Ağamçağam köyünün 7 km kuzeyindedir. Kalenin kuzey kısmından Ağamçağam deresi geçer. Ana kaya üzerine inşa edilen kalenin rakımı 2067 metredir. Oldukça tahribata uğramış olan kalenin kuzey tarafında bulunan burçlar halen ayaktadır. Kalede ve yakın çevresinde çok sayıda kaçak kazının yapıldığı görülür. Bu kaçak kazılarda kalenin mimari yapısını neredeyse yok etmiş durumdadır. Kalede yapılan incelemede bulunan keramikler, Ortaçağ dönemine aittir.
Erzincan Refahiye kasabası Osmanlının son dönemlerine kadar Gercanis adı ile bugünkü Günyüzü köyünün bulunduğu yerdedir. Konumunun dağlık ve sarp olması, asayişte birtakım güçlükler yaşanmasına sebep olmuş ve 1872 yılında şimdiki yerine taşınmıştır.
Aynı yıla kadar kullanılagelen Gercanis adı, bu tarihte bölgenin ormanları ve sularının bolluğu, havasının temizliğine atfen refah veren, huzur veren anlamında “Refahiye” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliği yapan ise, Erzincan Mutasarrıfı Şefik Paşa’dır.
Erzincan il merkezine 69 km uzaklıktadır. Yükselti fazla olması nedeniyle, kışlar çok soğuk ve uzun, yazlar ise kısa ve serin geçer.
İlçenin batısında çam ormanları bulunur. İlçe merkezinden uluslararası E-80 karayolu geçer.
TARİHÇE
1566-1871 yılları arasında, Erzincan Sancağına bağlıdır ve ismi Gercanis’tir. 1882 yılında ise İlçe merkezi yapılarak (ismi Refahiye olur) Refahiye geçmişinde en önemli tarihi olaylar, Ermeniler tarafından yapılan terör faaliyetleridir. 3 Kasım 1891 tarihinde, Ermenilerin Refahiye’de katliam yapmalarını önlemek için, süvari muhafızları, Çardaklı boğazına gönderilmiştir. Yine ilçe: tarihinde 1939 ve 1992 yılındaki depremlerde oldukça büyük zarar görmüştür. Atatürk, milli mücadelenin başladığı günlerde, 29 Haziran 1919 tarihinde burada bir gece konaklamıştır.
BAL FESTİVALİ
Yılda yaklaşık 350 ton bal üretilmektedir. Her yıl Ağustos ayında, Dumanlı Yaylalarında Bal Festivali düzenlenir.
GEZİLECEK YERLER
MERKEZ CAMİSİ
Caminin 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin ediliyor, ancak kitabesi günümüze ulaşmadığından kesin yapım tarihi ve kimin yaptırdığı bilinmiyor.
Cami, yöreye özgü kesme taştan yapılmıştır. Ancak mimarisi incelendiğinde batı etkisi görülür, yani bu camiyi yapan mimar ve ustaların kilise mimarisinden etkilendikleri tahmin edilmektedir. Çünkü bu durum giriş kapısından ve sivri kemerli pencerelerden anlaşılmaktadır. Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Giriş kapısı üzerinde çatının devamı üçgen bir alınlık vardır. Taş kaide üzerindeki yuvarlak gövdeli minaresi kesme taştan ve tek şerefelidir. Avlusunda Bahattin Paşa şehitliği bulunur.
KÖROĞLU MAĞARASI
Refahiye ilçe merkezinin 10 km kuzeybatısında, Altköy mevkiindedir.
Mağaraya ulaşım kolaydır. Mağaraya taş merdivenlerle çıkılır. Mağaranın içinde, kesilmiş taşlardan oturma bankları bulunur. Burada oturup termosunuzdan çay ve kahve içebilirsiniz.
Mağaranın içi, 2009 yılında Y. Topaloğlu tarafından yapılan yüzey araştırmasıyla incelenmiştir. Dumanlı dağının kuzey yamacında bulunan mağara daha sonra yerleşim görmüştür. El yapımı mağaranın girişinde, yuvarlak bir kemer vardır.
Bu kemerin yapımında harç olarak toprak kullanılmıştır. Ana kayanın sarp yamacından üstüne çıkılırken yerleşme doğu ve batıya doğru iki kısma ayrılır. Batıya doğru ayrılan bölüm, oval bir alan oluşturur. Ancak kaya basamakları kireç taşından olduğundan basamaklar erimiştir. Kaya basamaklarının üst kısmında da mimari yapılar oluşturulmuştur. Mağaranın üst kısmında, düz bir alan oluşturularak yerleşme alanı olarak kullanılmıştır.
Doğuya doğru daha yüksek ve sarp bir yerleşme oluşturulmuştur. Bu yerleşme Fırat Nehrine (Karasu) açılan bir mağara yerleşmesidir. Alt kısmında ne amaçla kullanıldığı bilinmemekle birlikte çok sayıda niş ve oyuk oluşturulmuştur. Doğu kısmında batıya bakan bir yerleşme yeri daha oluşturulmuştur.
Asıl yerleşim alanının burası olduğu düşünülmektedir. Mağaranın yukarısına doğru çıkılırken, batısına doğru gelen 4 metre boyunda 50 cm derinlikte yer yer 20 cm’e kadar düşen 1 metre yükseklikte bir niş oluşturulmuştur. Yukarı doğru çıkarken yer yer küçük nişler de vardır. Bu alana sal taşlarından ve dere taşlarından oluşturulmuş yuvarlak kemerli bir girişten girilir.
Girişin hemen batısında, büyük bir niş daha vardır. 2.60 metre eninde, 3 metre yüksekliğinde olan nişin kuzey ucunda, 1.40 metre derinlik varken, güney tarafından bu derinlik gittikçe azalmakta, güneyde ise sıfırlanmaktadır.
Mağaranın içinde bulunan izlerin, Köroğlu’nun kır atının izleri olduğu rivayet edilmektedir.
BAL KAYA
Yatan aslan görünümünü andıran kayalardaki oluklara, arılar yaz aylarında yuva yaparlar ve bu yuvalarda oluşan ballar, oluklardan aşağıya aktığından, buraya Bal Kaya ismi verilmiştir.
CENGERLİ KÖYÜ KUTLU TEPE KALINTILARI
Köyün kurucularının Horasandan geldiği söyleniyor. Köyde yaşayanlar asker gönderdiği için, köye cenk-er isminin verildiği söyleniyor. Köyün yakınlarında kime ait olduğu bilinmeyen bir kale kalıntısı vardır. Burada bulunan büyük bir kayanın kale şekline getirildiği ve etrafında kaleye ait olduğu söylenen hamam ve değirmen kalıntıları ile yerleşim kalıntılarına rastlanılmıştır. Bu kalıntıların muhtemelen Roma ve Bizans döneminden kaldığı düşünülmektedir.
KADIKÖY KİLİSESİ
Kadıköy halkının 1928 yılında buraya geldiği söyleniyor. Köş ismini, köyde mezarı bulunan bir kadıdan almıştır. 1642 yılına ait resmi defter kayıtlarında, burada 3 Müslüman ve 14 Hıristiyan hanenin yaşadığı yazılıdır. 1896 yılında ise, köyde Müslüman ve Hıristiyan hanelerin yaşadığı anlaşılmaktadır. Köyde hala ayakta olan ve Rumlardan kaldığı söylenen bir kilise mevcuttur. Kilisenin içinin bir bölümü bakımlı bir bölümü bakımsızdır. Kesme taştan yapılan kilisenin giriş kapısı, özellikle bezemeleriyle dikkat çeker. Kapıdaki atkı kaşı üzerinde kabartma olarak haç motifi işlenmiştir. Kilisenin içinde duvar resimleri görülür. Apsisin önünde, ağaçtan yapılmış ince bir işçiliğe sahip bezemeli pano dikkat çeker.
KUTSAL KAYA-ROMA ANTREPOSU
Kökeni Hititlere kadar uzanan Roma Antrepo (limanda bulunan büyük mal deposu) yapısı, kutsal kayanın kuzey kesimindedir ve üç yuvarlak binadan oluşur.
DUMANLI YAYLALARI
İlçe merkezine 71 km uzaklıktadır. Denizden yükseklik 2000 metredir. İlçe merkezinden kalkan dolmuşlarda buraya ulaşmak mümkündür. Yaylalar: Soğukgöze ve Karaçam ormanlarının içindedir. Soğuk su kaynakları, iki göleti ve piknik alanları vardır. Bu göletlerden biri Akarsu Göleti, diğeri ise Kalkancı Göletidir. Sulama amaçlı kullanılan göletler, muhteşem güzellikte manzara sunarlar.
Burada, her yıl “Dumanlı Yaylası Gençlik ve Doğa Festivali” düzenleniyor. Bu festival kapsamında, doğa yürüyüşü ve off-road araba yarışları düzenleniyor. Özel dizayn edilmiş araçların pilotları, çamur, rampa, su dolu çukurlar ve virajların bulunduğu parkurda yarışıyorlar.