Erzincan Kemah

Erzincan Kemah

Uzak bir ilçe, tarihte bir dönem, Mengüçoğulları zamanında, Beyliğin merkezi olarak öne çıkmıştır. Beyliğin kurucusunun burada yaptırdığı külliye ilgi çekiyor.

ULAŞIM

Kemah ilçesi, il merkezi olan Erzincan’a 52 km. uzaklıktadır. Erzincan-Kemah arasındaki yolun, Kemah’tan sonra devamı yok. Bu yüzden: Kemah ilçesinin en yakın ve başlıca ulaşımı: Erzincan il merkezinedir. Bunun dışında: Kemah-İliç arasındaki uzaklık: 66 km.

Kemah-Refahiye arasındaki uzaklık: 68 km. Kemah-Kemaliye arasındaki uzaklık: 109 km. Kemah-İstanbul arasındaki uzaklık: 1087 km. Kemah-Ankara arasındaki uzaklık; 737 km. Kemah-İzmir arasındaki uzaklık: 1317 km. Kemah-Kars arasındaki uzaklık; 438 km.

TARİHİ

Kemah ilçesinin adına: tarih sahnesinde, çok ilginçtir ki, ilk kez Hitit imparatorluğu döneminde, Hitit kralı I. Şuppiluliuma döneminde yazılan bir çivi yazılı tablette rastlanmaktadır.

Bu tablette: Hitit kralı I. Şuppiluliuma ve Hayaşa kralı Kranis’in: Ku-maha (yani Kemah) yöresinde savaştıklarından söz edilmektedir. Hitit kaynaklarında, bölgeye “Hayaşa” adı da verilmektedir. Hatta: Ani ismi de kullanılmıştır.

Malazgirt savaşından sonra, Mengücekoğulları Beyliğinin merkezi burada kurulmuştur. Daha sonra ise: Selçuklular, İlhanlılar ve Celayirliler, bölgede egemenliği ele geçirirler. 1515 yılında ise, Osmanlılar tarafından fethedilir.

Evet, yukarıda sözünü ettiğim gibi: Kemah’ın eski ismi “Kamus ül-Alam” dir.

Kemah ismi: Göktürk devletinde, Kıpçak Türklerinin bir kolu olan “kimak” Türklerinden gelmedir.

Erzincan Kemah

GENEL

İlçe: Karasu vadisinin solunda, Munzur dağlarından gelen Tanasur deresinin ağzında kurulmuştur. Eskiden yerleşim Tanasur deresi çevresinde iken, yörenin alışveriş yerleri ise kale mevkiindeymiş. Şimdi ise, kamu binaları ve dükkanlar, merkez Çarşı mahallesindedir. İlçenin ortasından Karasu nehri geçer.

Deniz seviyesinden yüksekliği: 1038 metredir.

Yöre: verimli toprakları ve buna bağlı olarak tarımı ile önem kazanmaktadır. İlçede: kömür çıkarılmaktadır.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Kemah yöresinde yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: birincilikle önereceğim “Ağuz”. Yani: bir çeşit sütten yapılan bir tür yiyecektir. Ayrıca: koyun etinden yapılan “Biran” ve bir tür hamur yemeği olan “Borani” düşünebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Yörede: el sanatı olarak: seccade, çorap, eldiven ve kilim dokunmaktadır. Bunlardan beğenip satın alabilirsiniz.

KONAKLAMA

Kemah Öğretmenevi              Çarşı Mahallesi. Özel İdare İşhanı                   446-5112613

GEZİLECEK YERLER

Erzincan Kemah Sultan Melik Türbesi

SULTAN MELİK TÜRBESİ

İlçe merkezinin batısında, kayalık bir yerdedir. 1071-1228 yılları arasında, Mengücek Beyliği döneminde yaptırılmıştır. Mengücek Beyliğinin kurucusu Ahmet Gazi adına yapılmıştır.

Yapı: tuğla duvarlı ve sekiz köşelidir. En altta: giriş kapısının altındaki bir kapıdan girilen mezar odası var. Türbe içinde: Sultan Melik’in “mumyası” ve 5 mezar bulunmaktadır. Kuzey yönünde, küçük bir oyuktan, içeriye ışık sızıyor. Mumyalığın üstünde bir farsça yazı var.

Şöyle yazıyor: “Dünya durdukça o Mengücek Sultan tarafından aydınlatılacaktır”. Mumyalığın üzeri basıktır. Ayrıca, Melik Gazi’nin mumyası, zaman zaman açıldığından bozulmuştur. Zemin kat girişindeki kapıdan türbeye girildiğinde ise, burada Melik Gazi’nin sembolik bir sandukası görülüyor.

KEMAH KALESİ

Anadolu’nun en eski kalelerinden birisidir. Karasu’ya hakim, yalçın kayalar üzerinde kurulmuştur.

İlk yerleşimcileri: Hitit-Urartular olarak düşünülüyor. Ancak, yapılış tarihi ve yaptıranlar kesin olarak bilinmemektedir.

Kalenin çevresi: surlarla çevrilidir. Yapıldığı dönemde kaleye “alınamaz” gözüyle bakılmıştır. Burç ve bedenleri, büyük kesme blok taşlardan yapılmıştır. Burçlarla güçlendirilmiştir. Yavuz Sultan Selim, kaleyi ele geçirdikten sonra, burç eklettiği söyleniyor. Günümüzde, kalede görebileceğiniz kalıntılar: Ortaçağ döneminden kalmadır. Ancak, en ilginç yönü: güneye bakan taraftaki, 3 katlı ve demirden yapılmış kapıdır.

Bunun yanında: kesme taştan yapılmış, kral kızı kulesi de, görülmeye değerdir. Kalenin doğusunda ise, Fırat ırmağına inen tüneller var. Ancak, bunlar günümüzde kapanmış durumdadır. Osmanlı döneminde ise, kalenin içinde bir mahalle yerleşimi olduğu biliniyor. Günümüzde, bu evlerin sadece kalıntıları görülüyor. Bir de, o dönemden kalan mescidin 3 metre yüksekliğindeki minaresi var.

Erzincan Kemah Gülabi Bey Camisi

GÜLABİ BEY CAMİSİ

İlçe merkezindedir.

Kitabesine göre: 1450 yılında, Emir Gülabi tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Ayrıca: 18’nci yüzyılda onarım görmüştür.

Yapı: kare planlıdır. Üstünde, eğimli bir çatı ile örtülüdür.

Erzincan Kemah Taşdibi Kilisesi

TAŞDİBİ KİLİSESİ

İlçe merkezinin kuzeyinde, Karasu kıyısında kayalara yapılmıştır. Buranın önemi: Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde, Tarsuslu St Paulus’un müritlerinden Azize Aya Thekla tarafından yaptırılmış olmasıdır. Kilise yapısı içinde: siyah zemin üstünde: kırmızı renkte, melek-meryem ve İsa üçlüsü çizilidir. Zamanla yıkılmış olan bu kilise, Ermeniler tarafından onarılarak kullanılmıştır. Günümüzde ise, yine harap vaziyettedir.

GÖZETLEME KULESİ

İlçe merkezinde, Fırat nehrinin yanında dik bir kayalık üzerindedir. Gözetleme kulesi olarak yapılmıştır ama aynı zamanda, kulenin yanındaki yoldan geçenlerden geçiş ücreti de alınmıştır. Kulenin kim ve hangi tarihte yapıldığı belli değil. Ancak, mimari tarzından, Selçuklular döneminde yapıldığı sanılıyor.

İliç tanıtımı.

Refahiye tanıtımı.

Kemaliye tanıtımı.

Erzincan tanıtımı.

Erzincan Kemaliye

Erzincan Kemaliye

Kemaliye denilince, akla ilk gelen halıcılık. Bir de, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün isminden esinlenerek buraya “Kemaliye” isminin verilmesi çok güzel ve anlamlı.

Ama tüm bunların yanında,  dünyanın ikinci büyük kanyonu “karanlık kanyon” ve insanlık azminin sonucu “taş yolu” görmek için, buraya mutlaka uğramanız gerekiyor. Hatta daha fazlasını da bulabilirsiniz. Doğu Anadolu gezinize, mutlaka burayı ilave edin.

ULAŞIM

Kemaliye, il merkezi olan Erzincan’a 194 km. uzaklıktadır. Kemaliye-Arapkir arasındaki uzaklık: 41 km. Kemaliye-Malatya arasındaki uzaklık: 162 km. Kemaliye-Elazığ arasındaki uzaklık: 201 km. Kemaliye-Keban arasındaki uzaklık; 87 km.

TARİHİ

İlçe toprakları: 4’ncü yüzyıldan sonra Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Öncesi ise bilinmemektedir. Türklerin Anadolu’ya girişleriyle birlikte: Selçuklular, İlhanlılar ve Akkoyunlular, bölgedeki egemenliği ele geçirmişlerdir.

Çelebi Mehmet döneminde ise, Osmanlı hakimiyeti görülür. Bu tarihten sonra, yöreye “Eğin” adın verilir. Eğin kelimesinin anlamı: sırt.

Geçmişte: Eğin olarak bilinen ilçenin adı: 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ten esinlenerek: KEMALİYE olarak değiştirilmiştir.

GENEL

İlçe toprakları, Doğu Anadolu’nun yüksek ve engebeli bölümünde bulunmaktadır. Ortalama yükseklik: yaklaşık 2000 metredir. İlçe merkezinin denizden yüksekliğiyse: yaklaşık 900-1000 metre arasındadır.

Bölgenin ilkim özellikleri değerlendirildiğinde: mikro klima özellikleri görülür.

Ekonomik etkinlikler değerlendirildiğinde, bölgenin tarımdan çok, meyvecilik alanında öne çıktığı görülür. Yörede: ceviz, elma ve dut yetiştirilir. Özellikle: kurutulmuş “Eğin dutu ve pekmezi” yörenin en bilinen tatlarındandır.

Bal konusunda da, yörede etkin üretim söz konusudur. Sanayi tesisi olarak ise, bir çuval fabrikası bulunmaktadır. Tüm bunları yanında: Keban baraj gölünde, tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.

Kemaliye: Keban baraj gölü kıyısında, bir vadi üzerindedir. İlçe merkezinde ve civar yerleşim yerlerinde: geleneksel mimari özellikler korunmaktadır.

Kemaliye denilince: buranın halıları öne çıkıyor. Zaten, ilçede, her yıl “Halı Festivali” düzenleniyor. Eğin halısını, diğer halılardan ayıran en büyük özellik: atkı ipliğinin mavi boyalı olmasıdır. Ayrıca, kenar püskülleri, aynen saç örgüsü gibidir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Kemaliye yöresine yolunuz düşerse, tatmanızı önereceğim başlıca mahalli lezzet: keşkek. Ayrıca: bumbar da olabilir. Veya: tirit. Bir de tatlı var. Bal, ceviz ve duttan yapılan “lök” isimli tatlının mutlaka tadına bakmalısınız.

NE SATIN ALINIR

Kemaliye yöresinde: Eğin halıcılığı ün kazanmıştır. İlçede, köylerde bu halının üretimi yaygın olarak yapılmaktadır. Bunun dışında: yöreye has “eğin dut pekmezi “ satın alabilirsiniz.

KONAKLAMA

Öğretmenevi                                                  …..                             446-7512367

GEZİLECEK YERLER

Erzincan Kemaliye Atatürk Kültür Merkezi

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ

İlçe merkezindedir.

Yapılış tarihi bilinmiyor. Yapı: bir süre ilkokul ve daha sonra ise ortaokul olarak hizmet vermiştir. Yaklaşık 100 yıllık olduğu düşünülmektedir. Duvarlardan taşan çatının, saçak altlarında bulunan ahşap süslemeler, binaya estetik bir görünüm kazandırmaktadır.

2000 yılında, binanın restorasyonu yapılmıştır. Bu çalışmalarda, binanın iç yerleşimi ise, Kemaliye halkı tarafından sağlanan fonlardan yapılmış ve yapı 2001 yılında Kültür Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Günümüzde, burada: konser, tiyatro, konferans ve sinevizyon gösterileri yapılmaktadır.

Erzincan Kemaliye Müzesi

KEMALİYE MÜZESİ

Müzenin bulunduğu binanın yapılış tarihi bilinmiyor. Ancak, 1915 yılında kurulan ve İstanbul dışındaki ilk özel şirketlerden olan Türk Halı Şirketine tahsis edilmiş ve uzun yıllar bu şirket tarafından kullanılmıştır. Yani, burada yıllarca, meşhur “eğin halısı” dokunmuştur. Ancak, yaşanan sıkıntılar ve göç nedeniyle, zamanla çalışan genç nüfus azalmış ve fazla hissedarı bulunmayan şirket, kendiliğinden kapanmıştır.

Takip eden dönemde, binanın alt katı: uzunca süre cezaevi olarak kullanılmıştır. Ancak, 1990’lı yılların sonunda cezaevi de kapatılmış ve bina kaderine terk edilmiştir. 1999 yılında ise, yine Kemaliyeliler tarafından sağlanan kaynaklarla, yapı restore edilmiştir. En alt katta: halıcılık atölyesi kurulmuş, orta katın girişindeki bölüm ise, fasıl ve folklör gösterileri için tahsis edilmiştir.

Orta katın girişini takiben, büyük salon ve ara holler ise, Etnografik eşyaların sergilendiği Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Burada, yaklaşık 600 civarında Etnografik eser sergileniyor. Eserler, bağışçılarının isimleriyle birlikte görülüyor.

Erzincan Kemaliye Taşyol

TAŞYOL

Burası: 1870’li yıllarda gündeme gelmiş ve Kemaliye’yi, Divriği-Sivas güzergahından, Ankara-İstanbul yönüne bağlayacak bir yol projesidir. Yol: 1949 yılında yapılmaya başlanmış ve 1960 yılına kadar geçen süre boyunca: 2 metre genişliğinde, 1900 metrelik yol tamamlanmıştır.

Ancak, yolun bir bölümü, 1983 yılında, Keban baraj gölü suları altında kalmıştır. 1993 yılına gelindiğinde ise, Amerika’da  yaşayan Kemaliyeliler tarafından satın alınan bir delici ile, yolun açılması faaliyetlerine yeniden başlanmıştır. Evet, tamamı taştan, yani tamamı 8500 metre olması planlanan yolun tamamı taş ve 4722 metrelik bölümü kayalar oyularak yapılıyor.

Bu yol tamamlandığında: Kemaliye ile Ankara-İstanbul arasındaki yolun uzunluğu, yaklaşık 220 km. kısalıyor. Ayrıca: bir doğa harikası olan Karanlık Kanyon, turizme açılmış oluyor. Evet, bu taş yol: 2002 yılında hizmete açılmıştır.

OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZE

İlçe merkezine bağlı, 40 km. uzaklıktaki Ocak köyündedir.

Ali Gürer Özel Müzesi adını taşıyan müzede, 338 eser sergileniyor. Zaten, müze: köy halkından Mustafa Gürer’in kişisel çabalarıyla oluşturulmuş ve 1994 tarihinde ziyarete açılmıştır. Ancak, bir trafik kazasında ölen, Mustafa Gürenin oğlu “Ali Gürer” in ismini taşımaktadır. Müze: her ne kadar özel statüde ise de, Kültür Bakanlığı denetimindedir.

Müze; 2 katlıdır. Modern bir binadadır. Genelde: Etnografik eserler sergilenmektedir. Yaklaşık 1300 civarında eser, eserleri verenlerin isimleri yazılı olarak müzede sergilenmektedir. Müzenin açık hava bölümünde görebilecekleriniz ise: Atatürk büstü, Türk büyüklerinin kabartmalı resimleri, harman makinesi, kağnı arabası ve tarihi taşlar. Müzenin ikinci katında ise: kütüphane var.

Köyde ayrıca: Hıdır Abdal Sultan Türbesi bulunuyor.

ORTA CAMİSİ

Kadıgölü kıyısındadır. Kitabesi yoktur ve bu nedenle yapılış tarihi ve yaptıran bilinmemektedir. Ancak: 17 veya 18’nci yüzyılda yaptırıldığı düşünülmektedir. Kubbesi muhteşem güzel, yapının tüm  tabanına hakimdir.

Erzincan Kemaliye Kadı Gölü

KADI GÖLÜ

Göl: çeşitli efsanelere konu olmuştur. İlçenin kadısını, atı ile birlikte alıp götürecek kadar hızlı akar. Hatta: bembeyaz köpüklü suları, başka bir hazla seyredilebilir.

Bu aslında bir göl değil. Çok soğuk ve debisi güçlü bir kaynak suyudur. Ama ilçenin hayat kaynağıdır. Tüm ilçenin içme suyunu karşılar ve aynı zamanda, bağ ve bahçelerin sulanmasını da sağlar. İlçe merkezinde, Kadıgölü üzerinde bulunan birçok su değirmeni, günümüzde restore edilmiştir.

KARANLIK KANYON

Kemaliye ilçesinde, dünyanın ikinci büyük kanyonu buradadır. Kanyonu, buna paralel şekilde uzanan taş yol ile birlikte değerlendirmek gerekir. Taşyol ve karanlık kanyon, muhteşem bir tabiat güzelliği sunuyor.

Evet, karanlık kanyon: ilçe merkezine 3 km. uzaklıktadır. Kanyonun uzunluğu: yaklaşık 9 km. dir ve Fırat nehri, kanyon içinde kıvrılarak akar. Kanyonun hemen yanlarında ise, yükseklikleri 800 metreye kadar ulaşan kayalar bir duvar gibi yükseliyor.

Erzincan Kemaliye Karanlık Kanyon

Kanyonda: tekne turları yapılabiliyor. Yaklaşık 2 saat süren bu tekne turlarında, ziyaretçiler, vahşi doğada, cambazlık hünerlerini sergileyen keçileri görebiliyorlar. Ayrıca: kanyon bitimindeki Karpuzkaldıran mesire yerinde, karaya çıkılıyor ve muhteşem doğanın ve tertemiz havanın güzelliği yaşanıyor.

Karanlık kanyon bölgesinde, ayrıca: çeşitli sportif etkinlikler düzenleniyor. Bunlar: rafting, kano, jet ski ve bot safari şeklinde yapılıyor.

Erzincan Kemaliye Başpınar Köprüsü

BAŞPINAR KÖPRÜSÜ

1957 yılında yapılan Başpınar köprüsü: Keban barajının yapılmasından sonra, su tutulması sonucu, sular altında  kalmıştır. Bunun üzerine, bu yörede yaşayan insanlar: suyun azaldığı dönemlerde, karaya oturan bir feribot ve küçük kayıklar ile karşıdan karşıya geçmeye başlamışlardır.

Özellikle: su seviyesinin çok azaldığı yaz aylarında feribot çalışmadığından, bu yöredeki köylerde yaşayanlar, kaderleriyle baş başa kalıyorlardı. Ancak, devlet kurumları ekonomik olmadığı gerekçesiyle, buraya yeni köprü yapılmasına yanaşmıyordu.

Bunun üzerine, mahalli kaynaklar ile, 1993 yılında bir köprü yapılması planlandı. Kemaliye halkından toplanan bağışlar ile, devlet-vatandaş işbirliği ile, 24 köyün ulaşımını sağlayacak köprü inşaatı, 1997 yılında tamamlandı. Böylece: Kemaliye-Çemişgezek karayolu güzergahındaki bu köprü, önceki dönemlerde çekilen sıkıntıları gidermiş oldu. Son olarak, bu köprü, merhum vali Recep Yazıcıoğlu’nun büyük çabaları ile yaptırılmıştır. Hatta, bu çabalar bir televizyon dizisi olarak da gündeme gelmiştir.

Arapkir tanıtımı.

Keban tanıtımı.

Elazığ tanıtımı.

Erzincan tanıtımı.

Erzincan Tercan

Erzincan Tercan: Saltukoğulları Beyliğine hükümdarlık yapmış, Mamahatun külliyesiyle öne çıkan bir yerleşim yerimizdir.

ULAŞIM

Tercan, il merkezi olan Erzincan’a 88 km. uzaklıktadır. Tercan-Erzurum arasındaki uzaklık: 168 km. Tercan-Bayburt arasındaki uzaklık: 108 km. Tercan-Aşkale arasındaki uzaklık: 39 km.

TARİHİ

Tercan yöresinde, ilk yerleşimcilerin: Hititler ve Ururtular ve Asurlular olduğu düşünülüyor. Takip eden tarihi süreçte ise, bölgede egemenlik kuranlar: Medler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılardır.

Malazgirt Savaşından sonra, bölgede Mengücek Beyliği ve Eretna Beyliği hakimiyet kurarlar. Daha sonra ise, Akkoyunlular, bölgede uzun süre egemenliği elde bulundururlar.

Otlukbeli savaşından sonra, bölge Osmanlıların eline geçer.

GENEL

İlçenin ekonomisi: tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Başlıca tarım ürünleri: hububat ve şeker pancarıdır. Sanayi kuruluşu olarak ise: Sümer Holding bünyesindeki ayakkabı fabrikası bulunmaktadır.

İlçeye has bir taş var. Tercan taşı olarak isimlendirilen bu taş; dış dekorasyon malzemesi olarak, inşaat sektöründe tercih edilmektedir.

KONAKLAMA

Öğretmenevi               19 yataklıdır.              Kervansaray caddesi              446-4413084

GEZİLECEK YERLER

ABRENK KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı, Üçpınar köyünde: Vank dağının güneydoğusundadır.

Kilisenin kapısı üzerinde, yapılış yılı olarak: 1855 yılı yazılıdır.

Kilisenin hemen yanında: bir şapel ve iki tane de dikili taş görülüyor. Bu taşlar: Selçuklu prensi Nasurettin dönemine ait kitabeler taşıyorlar.

Erzincan Tercan Mamahatun Kervansarayı

MAMAHATUN KERVANSARAYI

Saltukoğulları hükümdarı II. İzzettin’in kızı Mama hatun adına yaptırılmıştır. Çünkü: Mama Hatun: 1191 yılında, Saltukoğulları Beyliğinin hükümdarı olmuştur. Hatta: Eyyübiler, Ahlat’ı kuşattıklarında: ordusuyla birlikte Ahlat’a yardıma gittiği bilinmektedir. Hükümdarlığı yaklaşık on yıl sürmüş ve bu sürede, sürekli olarak ve özellikle yeğenleriyle iktidar mücadelesi sürdürmüştür. On yıllık iktidar süresi sonunda ise, siyasi yaşamdan ayrılmış olup, daha  sonraki dönemde nasıl, nerede ve kaç yaşına kadar yaşadığı bilinmemektedir. Ancak: hayatının son yıllarını Tercan yöresinde geçirmiş ve buradaki türbesine defnedilmiştir. Hatta, Tercan yöresi, bir süre onun ismiyle de anılmıştır.

Ortaçağ Türk mimarisinin en önemli özelliklerini yansıtması açısından önem kazanmaktadır. Külliye içinde: kervansaray, hamam, mescit ve türbe bulunmaktadır. Türbe: 1192 yılında yaptırılmıştır. Mimarı: Ahlatlı Ebul-nemadır. Dairesel planlı türbe: bu mimari özelliğiyle, Anadolu türbe mimarisinde özgün bir eser olarak dikkati çekmektedir. Yapı: sarım renkli, kesme taştan yapılmıştır. 2 bölümlüdür. Ortada yükselen kümbet ise, 2 katlıdır. Kümbetin altında, mezar odası bulunuyor. Üst kattaki mescide: 7 basamaklı merdivenle çıkılıyor.

Külliye içinde bulunan Kervansaraya gelince: türbenin yaklaşık 30 metre doğusunda olduğu görülen bu yapının da kitabesi yok. Ancak 13’ncü yüzyılda yapıldığı sanılıyor. Ancak, onarımlar nedeniyle, özgün yapısını yitirmiştir. Hatta, yakın bir geçmişte tekrar restorasyonu yapılmıştır. Genel olarak: Osmanlı hanlarına benzemektedir. Türbe gibi, sarı renkli, kesme taşlardan yapılmıştır. Girişin sağ ve solunda: dikdörtgen planlı mekanlar bulunmakta olup, ortada ise, üstü açık bir avlu ve güneyinde yük hayvanları için uzun ahırlar görülüyor.

Aşkale tanıtımı.

Erzincan tanıtımı.

Erzurum tanıtımı.