Elazığ Baskil, Elazığ arası uzaklık: 38 km.
Kömürhan Köprüsü
Elazığ-Malatya kara yolu arasında “Kömürhan köprüsü” vardır. Bu köprünün bir yanı Elazığ, diğer yanı Malatya’dır. Köprü 1986 yılında açılmıştır. Baskil ve Battalgazi arasındadır. Karakaya Baraj gölü üzerine kurulmuştur. Evet, 1985-1989 yılları arasında bu köprüden daha doğrusu bir süre eski köprüden ve daha sonra yeni köprüden defalarca geçtim. Yeni köprü yapılınca, eski köprü aşağıda kaldı ve bir süre sonra baraj suları yükselince yeni köprü baraj sularının altında kaldı.
TARİHİ
Baskil ve çevresi, Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan yollar üzerinde bulunmaktadır. Bu yüzden birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Urartular, Baskil ve çevresinde birçok kale yapmışlardır. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde yöre Osmanlı hakimiyetine girer. 1881 yılında Aziz Salnamesindeki bilgilerden Baskil’in Harput’a bağlı olduğu görülür. Günümüzdeki Baskil ilçesi yerleşimi, şu anki ilçe merkezinin 3 km batısında bulunan Eski Baskil Mahallesidir. 1926 yılında kurulmuştur. 1933 yılında ilçe merkezi günümüzdeki yerine taşınmıştır. Çünkü: Baskil-Malatya demir yolu işletmesi aynı yıl hizmete açılmıştır. Daha sonra ilçe merkezinde yoğun bir yerleşim görülür.
GENEL
Doğu Anadolu bölgesindedir. Burada yaşayan insanların başlıca geçim kaynakları tarımdır ve halkın yüzde 65 çiftçilik yaparak geçimini sağlar. Baskil köylerinin bir kısmı Karakaya Baraj gölünün altında kalmıştır.
NE YENİR
Baskil yöresinde “kayısı” oldukça meşhurdur. Buralara yolunuz düşerse zamanında kayısı veya zamanı dışında kuru kayısı almanızı öneririm.
GEZİLECEK YERLER
YESEVİ DERVİŞLERİ MEZARLARI
İlçe merkezine bağlı Tabanbükü köyündedir. Köy ilçe merkezine 65 km uzaklıkta Fırat nehri kenarındadır. Ancak köy Karakaya Barajı göl sahasına girmesi nedeniyle 2 km kuzeydoğuya taşınmıştır. Burada bulunan ziyaretler de yeni köye nakledilmiştir. Bu ziyaretler özellikle; Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Yesevi dervişlerinin kabirleridir. Bunlar yöre halkı tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.
ABDULVAHAP TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı Aydınlar Bucağının Kale köyündedir. İsmini Abdulvehhab Gazi dağından alır. Abdulvehhab Gazi, Peygamberimize sancaktarlık yapmıştır. Kendisine ait belirli bir mezar yeri yoktur. Onun türbesinin bulunduğu yer olarak: Baskil ilçesi yanında, Sivas, Amasya ve İznik şehirleri de geçer. Ancak kendisinin Fırat nehri kıyısında bir ev yaptırdığı ve bu yörede Bizanslılarla sürekli savaştığı, hatta Malatya şehrinin defalarca fethettiği yönünde söylentiler vardır. Bunlar değerlendirildiğinde, bu yörede şehit düştüğüne inanılır.
SIDKI BÜTÜN ZEYNEP TÜRBESİ
Abdulvehhab Gazi türbesinin bulunduğu dağın yamacında ve yolun altındadır.
Söylentilere göre: Abdulvehhab Gazi, kale köyünün doğusundaki dağa sırtını vermiş düşmanla çarpışmaktadır. Bizanslılar dağın susuz olduğunu bildikleri için su yollarını kesip Abdulvehhab Gaziyi teslim olmaya zorlarlar. Ancak aradan birkaç gün geçmesine rağmen teslim olmaz. Bizanslılar gece yarısı, Abdulvehhab Gaziye su taşıyan bir kız görürler. Abdulvehhab Gazi ve su taşıyan kızı orada şehit ederler. İslamiyet adına şehit edildiği için bu kıza sonradan “Sıdkı Bütün Zeynep Ana” ismi verilir. Yöre halkı tarafından “Sitti Zeynep” de denir.
HASAN BABA TÜRBESİ
İl merkezine bağlı 3 km kuzeydeki Doğancık köyündedir.
Yörede Türk iskanı açısından önemli katkısı bulunan Şeyh Hasan Zaviyesinin, Osmanlı döneminde 18’nci yüzyıla kadar faaliyetini sürdürdüğü bilinmektedir. Türbe, daha çok psikolojik bozuklukları olanlar, felçli hastalar, çocuğu olmayan kadınlar, erkek çocuk isteyen kişiler, sara hastaları tarafından ziyaret edilmektedir. Bir kısım hastalar şifa bulma için burada yatıya kalırlar.
TESLİM ABDAL TÜRBESİ VE MEZARLIĞI
İlçe merkezine bağlı Tabanbükü köyünün batı tarafında kurulmuş olan “Teslim Abdal Mezarlığı” içerisindedir. Türbenin içindeki mezarlardan birisi Teslim Abdal’a, diğeri onun oğlu Seyyid Kalender’e aittir. Teslim Abdal’ın, ülkemizin başka yerlerinde de mezarı bulunduğu söylenir.
MUŞAR DAĞI KİLİSESİ
İlçe merkezine bağlı Suyatağı köyünde Muşar dağının zirvesindedir. Ulaşım oldukça zordur, yol olmadığı için yaklaşık 3 saatlik bir yaya yürüyüşü ile çıkılır. Dağın tepesinde Mar Ahron Manastırının bulunduğu bölge, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. MS 600-800 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor. Manastırın yıllarca önce yapıldığı ve bölgede yaşayan Hıristiyanlar tarafından kullanıldığı söyleniyor. Manastırda doğu ve doğu noktalarında 2 kule vardır. Bu kulelerin, Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın hapsedildiği Muşar Kalesi ve çevresini gözetlemek için kullanıldığı tahmin ediliyor. Manastırın giriş katı ile yarı yıkılmış ikinci katı günümüze kadar gelebilmiştir. Evet, manastır günümüzde sökülmüş ve kırılmış taşları ve delik deşik duvarlarıyla harap durumdadır. Duvarlarına boyayla yazılar yazılması da definecilerin verdiği zararları katlamıştır.
Elazığ tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.