Bursa Uludağ

Bursa Uludağ


Bursa Uludağ: Özellikle: kış aylarına girdiğimiz şu günlerde, Uludağ gerek kayak meraklıları ve gerekse bu güzel doğal ortamı görmek isteyen insanlarla dolup taşıyor.

Her ne kadar günümüzde, ülkemizde birçok kayak merkezi açılmışsa da, Uludağ bu konuda ilk olması nedeniyle, öne çıkıyor.

ULAŞIM

Bursa’nın 36 km. güneyinde bulunuyor. Havaalanına: 60 dakika uzaklıktadır. Uludağ yolu: şehir merkezinden, Milli Parkın girişine kadar, 22 km. Milli Park ile Oteller Bölgesi arası ise: 12 km. dir. Kış aylarında, günün her saatinde, Bursa kent merkezinden (Tophane Eski Garajlar) minibüs bulmak mümkündür.

Bu minibüsler ile, kayak merkezine, 1.5 saatte ulaşmanız mümkün. Özel aracınız ile gidecekseniz: Bursa’dan en uygun yol: Çekirge üzerinden gidilen yoldur. Kış aylarında, arabada zincir, takoz ve çekme halatı bulundurmanız şart. Yol üzerinde, zincir alınacak ya da kiralanacak yerler de bulunuyor.

Uludağ ya da Olimpos Dağı, Bursa ili sınırları içinde, 2543 metre yüksekliği ile, Türkiye’nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ. Eski bir yanardağ olan Uludağ, Marmara Bölgesinin en yüksek dağıdır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ’ın uzunluğu: 40 km. dir.

Genişliği ise: 15-20 km. dir. Bursa’ya bakan yamaçları: kademeli, güneye Orhaneli’ne bakan tarafları ise, düz ve daha diktir. En yüksek noktası: Uludağtepe’dir.(2543 metre) Dağın kuzey tarafında: Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları bulunuyor.

TARİHİ

Uludağ’da, 3’ncü yüzyıldan sonra, keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanır. Manastırlar, 8’nci yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır.

Uludağ’da Nilüfer Çayı ile Delikçay arasındaki vadi ve tepelerde, 28 manastır kurulmuştur. Orhan Gazi, Bursa’yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğulu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi Müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur.

Bursa’nın fethinden sonra, Türkler, dağa “Keşiş Dağı” ismini vermişlerdir.

16’ncı yüzyılda, Bursa’ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ’ın Türklerin eline geçtikten sonra, keşişlerin yalnızca gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir.

“Olimpos Mysios” veya “Keşiş Dağı”, 1925 yılında, Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyetinin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile, “Uludağ” adını almıştır.

Bursa Uludağ

 

KAYAK-KAR TURİZMİ

Uludağ’da kayak dışında: snowboard, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktivitelerine de imkan tanımaktadır. 8 telesiyej ve 7 telesiki hizmet vermektedir.

Dağdaki pistlerin toplam uzunluğu: 25 km. yi bulur. 13 farklı pist var. Kayak alanı: 1750-2543 metre yükseklikler arasındadır. Alp ve Kuzey Disiplini ile, Tur Kayağı ve Helikopterli Kayak uygulamalarına elverişlidir.

Kayak mevsimi: Aralık-Nisan arasındadır. Suni karlama yapılarak bu süre uzatılabilmektedir. Normal kış koşullarında, kar yüksekliği 3 metreyi geçebilmektedir. Mevsim başında tozlu kar, sonunda ise ıslak kar özelliği gösterir.

Uludağ Kayak Merkezi: I ve II. Gelişim Bölgeleri olmak üzere, iki bölgeye ayrılmıştır. 2005 yılı itibarı ile, I. Gelişim Bölgesi yatırımlarını tamamlamış durumdadır. Şu anda faaliyette olan 17 tesis vardır.

12 tesis kamu kuruluşlarına, 15 tesis özel sektöre ait, toplam 27 konaklama tesisinde, 3000 üzerinde yatak kapasitesi bulunmaktadır. Kamu tesislerinden bir tanesi de: Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olan tesistir.

Oteller bölgesinde, sol yanda kalan tesis: gerek mimarisi ve gerekse arka bölümünde bulunan kayak pisti, telesiyeji ile, kayak meraklıları için her türlü olanakların yaratıldığı bir tesis görünümündedir.

Bursa Uludağ

 

ULUDAĞ MİLLİ PARKI

Uludağ milli parkı, 1961 yılında Milli Park olarak ilan edildi. Milli Parka ulaşım: karayolu, teleferik ve telesiyejle yapılabiliyor.

Dağın kuzey ve güney yamaçlarında, çok sayıda patika ile vadiler ve tepeler arasında ulaşım mümkündür. 1963 yılından 1972 yılına kadar, Uludağ Milli Parkı Orman Bölge Şefliği olarak, 1500 metre yükseklikteki Kirazlıyayla’dan idare edildi.

Bu dönemde tamamlanan projeler arasında: Kirazlıyayla yönetim merkezinin geliştirilmesi, Sarıalan yolunun açılması, Birinci Oteller Bölgesinin geliştirilmesi, Karabelen Milli Park giriş alanının düzenlenmesi, onlarca çeşme inşaatı, Sarıalan kamp alanının inşası ve Çobankaya kamp alanlarının düzenlenmesidir.

O dönemde Etibank’ın işlettiği Wolfram madenine elektrik getirilmesi, maden yolunun park standartlarına uygun olarak açılması, kayak alanlarının düzenlenip geliştirilmesi ve Yeşiltarla’daki geyik üretme alanının geliştirilmesi ve kamp alanlarında yol işaretleri ve tabelalarının belli bir milli park standardına göre üretilmesi de dikkate değer çalışmalardır.

1972 yılında bölge şefliği, Milli Park Orman İşletme Müdürlüğü haline getirilmiştir. Bakanlar Kurulu, 13 Şubat 2006 tarihinde almış olduğu bir kararla, toplam 1600 hektar sahayı, Milli Park alanı dışına çıkarmıştır.

Bu karar ile, Kültür ve Turizm Bakanlığı Uludağ Milli Parkın büyük bir doğa harikası olan kısmını savunmasız bırakmıştır.

Bursa Uludağ

 

TURİZM

1933 yılında, Uludağ’a bir otel, bir de muntazam şose yol yapılmıştır. Böylece: bu tarihten sonra, Uludağ kış kayak sporları için bir merkez haline gelmiştir.

Düzenli otobüs seferlerinin başlaması da, buraya ilgiyi olan ilgiyi daha da arttırmıştır. Sonradan asfaltla kaplanan bu yol, Uludağ’ın Kadıyayla hariç bütün yerleşim birimlerini doğrudan Bursa’ya bağlar.

Uludağ modern dağ tesisleri, 1963 yılında açılan Türkiye’nin ilk teleferiği, dördüncü büyük kent olan Bursa’nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur. Uludağ, Türkiye’nin en büyük kayak merkezidir.

Yol durumunun uygunluğu, uzun kış mevsiminde (Ekim-Nisan ayları arasında) kar bulunması, eşsiz manzarası buraya turist çekmektedir. Dağın doruk noktasından açık havada: İstanbul, Marmara denizi ve civar yakın yerlerin görünmesi, buraya ayrı bir özellik vermektedir.

Ayrıca teleferiğin son istasyonu olan Sarıalan’da ve Sarıalan’dan telesiyeje ulaşılan Çobankaya’da Kızılay Derneğinin her yaz düzenlediği yaz kampları bulunmaktadır. Kirazlıyayla’da kurulu bulunan Sanatoryum, hastalara terapi ve tedavi olanağı sağlamaktadır. Uludağ’da, 15 adet özel ve kamuya ait 12 resmi konaklama tesisi vardır. Bunlara ait pek çok telesiyej ve telesiki hattı bulunmaktadır.

Evet, Uludağ’ın iklimi, yüksek dağ özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır. Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır. Dağın doruk noktasındaki karlar, yaz-kış erimez. Bazı yerlerde kar kalınlığı 2 metrenin üzerine çıkar. Uludağ’dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pek çok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu’ya ulaşır.

Bursa Uludağ

 

İNKAYA

Doğa harikası, herkesin görmesini öneriyorum. Resmen yaşayan efsane. İnsan yanına gidince: onca tarihin tanığı ile karşılaşmanın heyecanını yaşıyor. İnkaya çınarı: Türkiye’nin en yaşlı çınarı olarak bilinen doğa harikası bir ağaçtır. Bursa’nın anıt ağaçları arasında en çok tanınmışıdır.

Uludağ yolunda, Osmanlı Devletinin ilk köylerinden olan İnkaya Köyünde bulunuyor. 35 metre boyunda, 9.2 metre çevresi bulunmaktadır. Her bir dalı: 3-4 metre kalınlığında bir ağaç büyüklüğündedir. Dakikalarca yürüseniz, yine onun gölgesinde kalıyorsunuz.

600 yaşındadır. Altında: çay bahçesi, et lokantası, market, hediyelik eşya dükkanları var. Çınar: köyde yaşayan ve çınarı ziyarete gelenlere hizmet sunarak kazanç elde eden, 85 ailenin geçim kapısı olmuştur.

TELEFERİK

Heykelden kalkan araçlarla, teleferiğe ulaşmak mümkündür. Tesislerin yapımına, 1955 yılında başlanmıştır. 1963 yılında ise tamamlanmış ve işletmeye açılmıştır. Türkiye’deki ilk teleferik. Bursa şehrinin sembollerinden biri olmuş. Teleferik, Bursa’nın teleferik semtinden.

20 dakikada bir kalkar. 30 kişilik kabinler ile önce, 1235 metre yükseklikteki “Kadıyayla” ya gelinir, oradan kabin değiştirilir ve 1621 metre yükseklikteki “Sarıalan” a giden kabinlere binilir. Yolculuk: her iki kademe arasında, yaklaşık 8’er dakika sürer.

Teleferiğin ilk durağı olan Kadıyayla’da: yalnızca durak binası ve hediyelik eşya dükkanı var. Sarıalan’da kır gazinosu, hediyelik eşya satış dükkanları, piknik alanları, et-mangal lokantaları, bungalovlar, çadır alanları gibi tesisler bulunuyor.

Daha ileri gitmek isteyenler: Sarıalan’dan minübüse binerek 7 km. uzaklıktaki Oteller Bölgesine gidebilirler. Yazın 1750 metre yükseklikteki Çobankaya’ya gitmek için telesiyeje binmek de mümkündür.

Teleferik hattının uzunluğu: 4817 metredir. Yalnızca: piknik ve doğa yürüyüşü gibi amaçlarla Uludağ’a gidenler teleferiği kullanabilirler. Kayak için gidenlerin karayolu ile ulaşımı tercih etmesi gerekir. Çünkü: teleferik içine kayak takımları alınmamaktadır.

Hattın Oteller Bölgesine kadar uzatılması için, 2006 yılında başlanan çalışmalar sürdürülmektedir. Oteller Bölgesine 22 dakikada ulaşım mümkün olacak, hattın uzunluğu 8.5 km. çıkacak ve Bursa, dünyanın en uzun teleferik hattına sahip olacaktır.

Teleferik ilginç bir ulaşım aracı. Yükseklik fobisi olanların binmemesi gerek. Gerçekten güzel bir manzara izlemek mümkün, ama söylediğim gibi, yükseklikten etkilenebilirsiniz.

Bursa şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazıma ulaşmak için.

 

Bursa Mudanya

Bursa Mudanya

Mudanya denilince, Mudanya Mütarekesi hemen akla geliyor, ama Mudanya Marmara denizi kıyısında, güzel bir yöremiz.

ULAŞIM

Mudanya-Bursa arası uzaklık: 32 km. Bu mesafe: yaklaşık olarak 20-25 dakikada alınmaktadır. Mudanya’ya İstanbul’dan özel aracınız ile gelmek isterseniz: arabalı vapurdan yararlanabilirsiniz. Bayramoğlu-Darıca sapağında, otobandan ayrılın. Eskihisar’dan araba vapuruna binin ve Topçular iskelesine geçin.

Yalova üzerinden, Bursa yoluna çıkın. Bursa’nın girişinde, çevre yoluna girerek, çevre yolundan Mudanya ayrımına gelince çıkın. Geçit Köyünün içinden geçtikten sonra, tabelaları izleyerek Mudanya’ya ulaşabilirsiniz.

Bursa Mudanya

İstanbul’dan deniz yolu ile Mudanya’ya ulaşmak isterseniz: İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından işletilen, hızlı feribot ile, 1 saat 30 dakikada, Mudanya’ya 5 km. uzaklıktaki Güzelyalı’ya ve oradan da kolaylıkla Mudanya’ya ulaşabilirsiniz.

Bursa Mudanya

GENEL

KONUM

Gemlik körfezinin güney yüzünü kaplayan ve Bursa Ovasını denizden ayıran Mudanya Dağları, doğu-batı yönünde uzanıyor. Batıdan: Susurluk Çayı’nın denize döküldüğü yere kadar uzanan, en yüksek tepe 600 metre yüksekliğindeki Kartepeye kadar erişir. Belli başlı akarsuyu: Nilüfer çayıdır.

İKLİM

Mudanya’da yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı, Akdeniz iklimi hüküm sürüyor. Yükseltinin azlığı ve denizin etkisiyle, kışın ılıklığı ve yaz mevsiminin fazla sıcak olmayışı belirgin.

EKONOMİK DURUM

Zeytincilik, Mudanyalıların gelir kaynaklarının başında. Zeytincilik yapmayanlar da: üzüm, incir, ayçiçeği ve soğan yetiştiriyorlar.

Bursa Mudanya

TURİZM

Mudanya, el değmemiş bakir koylara sahip. Ama, bu koylara, yalnızca denizden ulaşılabiliyor.

Bunun dışında, Mudanya merkezde, ara sokaklarda, eski evlerin arasında yürüyüş yapın, kafeler var, buralarda oturup dinlenin. Mütareke evinin bulunduğu meydan da, restoranlar var. Özellikle asker kişiler için, burada oldukça güzel bir tesis var. Tesis Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığına ait, denizin hemen kıyısında. 

Ayrıca, yine Mudanya’da deniz kıyısında, Mütareke evinin bulunduğu meydanda, oldukça güzel yerler var, burada yürüyüş yapabilirsiniz, deniz kıyısında yürüyüş yolları düzenlenmiş.

 

DENİZE GİRİLECEK YERLER

Mudanya’da doğal güzelliklere sahip ve denize girilebilecek yerler, eski Rum yerleşimleri olan: Siye (Kumyaka) ve Trilya (Zeytinbağ) dır.

BALIKÇILIK

Mudanya’nın geçim kaynaklarından biri de balıkçılık. Balıkçı tekneleri dışında, amatör balıkçılar da, sandallarıyla veya iskeleden, balık avlıyorlar. Merakınız varsa, iskeleden mutlaka balık tutmayı deneyin, oltanızı atın ve bekleyin.

Özellikle: orada bulunduğum dönemde, aldığım bir ipucu şöyle idi. İskeleden, vapur hareket ettiğinde, deniz dibindeki kumları karıştırıyor ve bu durumda, özellikle büyük balıklar, yemlenmek için iskele yakınlarına geliyorlar. Akşam saatlerinde, buradan çok büyük balık tutmak mümkün.

NE YENİR

Mudanya’da: çarşaf böreği, cevizli lokum ve balık yemelisiniz.

TARİHİ

Mudanya, MÖ.700 yıllarında, İyonlu kolonistlerden Kolofonlular tarafından kurulmuştur. İlk adı: Myrlea’dır. Sonraki dönemlerde: sürekli olarak, işgale uğradığı; arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

Makedon hükümdarı 5’nci Filip (Phliposs) tarafından, istila edilen, Myrlea yıkılmış ve yerine, Apameıa adı ile, yeni bir şehir inşa edilmiştir. Apemia; deniz yolu ile gelecek tehlikelerin bertaraf edilmesi için yaptırılan bir hisarla çevriliydi.

Zeytinbağı (Trilye) ve Kumkaya (Siği)’da, halen bu hisarın kalıntılarını görmek mümkün. Apemia’nın işgalinin ardından, kent tekrar imar edilerek, Montanıa adını alır. Şimdiki adı olan Mudanya’nın, buradan geldiği düşünülüyor.

Mudanya: 1321 yılında, Orhan Bey tarafından fethedilerek, Osmanlı topraklarına katılır.

Evet, yakın geçmiş tarihi ele alırsak, şunlar ortaya çıkıyor. Mudanya Kasabası, Mondros Mütarekesinden sonra, önce İngiliz istilasına uğrar. Fakat, bu işgal bir gün bile sürmez. Vatan toprağına aşık, Jandarma Onbaşısı Şükrü Çavuş, kimseden emir almadan, yalnız başına mavzerini kaparak, İngiliz Deniz Piyade askerlerinin çıkartma yaptığı iskeleye gider ve silahını ateşler.

25 Haziran 1920 günü akşamı, İngiliz ordusundan 1 binbaşı ile, 1 eri öldürdükten sonra İngilizler tarafından şehit edilir. Fakat, 11 gün sonra, 6 Temmuz 1920 tarihinde, İngilizler yerlerini Yunanlılara bırakırlar. Kent, düşman işgali altında, iki yıldan uzun bir süre kalır.

11 Eylül 1922 tarihinde, Bursa’nın kurtuluşundan sonra, Mudanya’da top seslerini duyan Türk ordusu birlikleri, Mudanya istikametine yönelir. Bunun üzerine, 11 Eylül akşamı, Fransız süvarileri, bizim birliklere, “Mudanya’nın tarafsız bölge” olduğunu bildirirler.

Bunun üzerine: Türk ordusunun bir bölümü, Mudanya’ya gönderilir. Mudanya’da, düşman kuvvetleriyle bir çatışma olur. 12 Eylül 1922 günü, saat: 16.00 sıralarında, düşmanın teslim olması ile çatışmalar sona erer. Düşmanın büyük bölüm personeli, silahları ile birlikte teslim alınır. Bir kısmı ise, savaş gemisiyle kaçmayı başarır. Günümüzde: her yıl 12 Eylül günü, Mudanya’nın bu kurtuluş günü, büyük coşku ile kutlanmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Bursa Mudanya Mütareke Evi

MUDANYA MÜTAREKE EVİ

Kordonboyunun sonunda bulunuyor. Yalının: 19’ncu yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülüyor. İlk sahibi: Rus asıllı tüccar Aleksandr Ganyanov’dur. Art Noueo üsluplu bir yalı olarak yaptırılmıştır. 

Daha sonra, Mudanyalı işadamı Hayri İpar, binayı satın alarak tamir ettirir.

Bu tarihi yalı, 3-11 Ekim 1922 tarihlerinde, Kurtuluş Savaşını zaferle bitiren tarihi antlaşmaya katılan tarafların, hararetli görüşmeler yaptıkları yerdir.

11 Ekim 1922 tarihinde TBMM Hükümeti ile İhtilaf devletleri arasında Türk-Yunan savaşına son veren ateşkes anlaşması, bu binada imzalanmıştır. Bir hafta süren ateşkes görüşmelerinde, TBMM Hükümetini İsmet Paşa, İngiltere’yi General Harrington, Fransa’yı General Charpy ile İtalya’yı General Monbelli temsil etmiştir.

Ateşkes anlaşmasının imzalandığı Mudanya Mütarekesi, TBMM Hükümetinin işgalci güçlere karşı siyasi anlamda kazandığı bir zaferdir. Yapı günümüzdeki ismini ve işlevini bu nedenle almıştır. 

Bodrum ve çatı katının dışında, iki katlı olan ahşap evin birinci katında Mütarekenin imzalandığı salon ve İsmet Paşa’nın çalışma odası, üst katta İsmet Paşa ve yaverlerinin yatak odaları yer almaktadır. 

Yalnız Temmuz 2022 tarihinde Mudanya’yı ziyaret ettiğimde, Mütareke evi kapalıydı, restorasyon vardı.  Mütareke evinin hemen karşısında, görüşmeleri yürüten İsmet İnönü heykeli bulunuyor.

Bursa Mudanya Giritli Mahallesi

GİRİTLİ MAHALLESİ

Eski ahşap evler bulunmaktadır. Piçiretu adlı bir İtalyan mühendis tarafından planlanmıştır. Mahallede, evler o kadar iyi yapılmıştır ki, nereden bakarsanız bakın, denizi görmeniz mümkün. Eski Cami’nin doğusunda Türkler, batısında ise Rumlar otururmuş.

Mütarekeden sonra, Rumlar Yunanistan’a gidince, Girit’ten gelen Türkler buraya yerleştirilmişler.

Aslında, Mudanya’nın yerlisi yok denecek kadar az. Mütarekenin imzalandığı 1922 yılına kadar, burada 45 hane Türk varmış. O nedenle, bugün Mudanya’da, Mudanya’nın yerlisinden çok, Girit göçmeni, Bursa ve başka şehirlerden gelip yerleşenler çoğunlukta.

Bursa Mudanya Tahir Paşa Konağı

TAHİR PAŞA KONAĞI

Osmanlı mimarisi eserlerinden olup, Şükrüçavuş Mahallesindedir. Kültür bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Halen, alt katında: İlçe Halk Kütüphanesi hizmet vermektedir. Mudanya’da, Osmanlı döneminden kalma pek çok cami ve sivil mimarlık örneklerini görmek mümkün. Tahir Paşa Konağı, burada bulunan 196 tarihli yapılardan biri.

18’nci yüzyıl konaklarının en güzel örneği olan: iki katlı konak, planı çok değişiklik geçirdiği için, orijinal halini kaybetmiş. 1985 yılında, restore edilmiş, vitrayları, bitki ve geometrik tavan süslemeleri, kalem işleri, ender örnekler arasında. İlginizi çekerse, gidip görebilirsiniz.

Bursa Mudanya Eski İstasyon Binası

ESKİ İSTASYON BİNASI

Mudanya’nın hemen girişinde. Ancak, günümüzde otel olarak kullanılıyor. 1948 yılında: Bursa ile kara yolu bağlantısı sağlanınca, demir yolu kapanmış. Bunun üzerine: Fransızların yaptığı, iki katlı, tipik istasyon binası, bir süre Tekel satış deposu ve ardından da Gümrük deposu olarak kullanılmış. Sarı badanalı, eski istasyon binası artık “Montanya Oteli.”

HASANBEY CAMİİ

1652 yılında yapılmıştır. Hasanbey Mahallesindedir. Tavanı, minberi, pencere kenarları ile son cemaat yerindeki ağaç oymaları ile süslemeler, Osmanlı devri süslemeleri hakkında bilgi vermektedir. Cami yanında yaptıranların türbesi bulunuyor.

Bursa şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazıma ulaşmak için.

Trilye/Zeytinbağı tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazıma ulaşmak için. 

 

 

Bursa Yenişehir

Bursa Yenişehir

Bursa Yenişehir, Bursa arası uzaklık. 55 km. dir. Yenişehir, Bilecik arası uzaklık; 41 km. Yenişehir, İnegöl arası uzaklık: 28 km. Yenişehir, İznik arası uzaklık: 22 km.

Bursa Yenişehir Hava Limanı

 

BURSA YENİŞEHİR HAVA LİMANI

İlçe merkezinin 10 km batısında, Bursa il merkezinin 56 km doğusundadır. Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait olarak yapılan bir askeri havaalanı iken, sivil hava araçlarının da kullanımına açılmasına karar verilmiştir. Havaalanının yapımına 1995 yılında başlanır ve 1999 yılında tamamlanır. Resmi açılışı 3 Kasım 2000 tarihinde yapılır. 2001 yılında uluslararası uçuş trafiğine de hizmet vermeye başlamıştır.

Bursa Yenişehir

 

TARİHİ

Bölge antik dönemde “Neopolis” olarak isimlendirilir. 1301 yılında Yenişehir ovası ve civarının fetih edilmesiyle birlikte, Yenişehir, Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti olmuştur. 1326 yılında Bursa’nın alınmasına kadar geçen 25 yıllık süre boyunca da başkent olmaya devam etmiştir. Yöre, o zaman iskana açıldığı için: camiler, hanlar, hamamlar, evler, çeşmeler, çarşılar ile yepyeni bir şehir kurulmuştur. Bu yüzden buraya “Yenişehir” ismi verilmiştir. İlçe merkezinin kuruluşu böyle iken, ilçeye bağlı bazı köylerin kuruluşu daha eskilere gider. Örneğin: İlçe merkezine bağlı Yarhisar köyü, Bizans döneminde tekfur kışlasıdır. Tarihi ipek yolunun birçok kolu, Yenişehir’den geçer. Ayrıca ilk Osmanlı sikkesi, 1327 yılında Yenişehir’de bulunan darphanede basılmıştır. Yenişehir, 27 Ekim 1920 ile 6 Eylül 1921 tarihleri arasında Yunan işgaline uğrar.

Bursa Yenişehir

 

GENEL

İlçe Marmara bölgesinin güneyindedir. Doğusunda kendi ismini taşıyan ovanın, doğuya yakın orta kısmında kurulmuştur. Denizden yükseklik 250 metredir. Kuzeyinde Katırlı ve Samanlı dağları bulunur ve yükseklikleri 940 metre civarındadır. En büyük akarsu “Göksu” ırmağıdır ve uzunluğu 80 km dir. İklim olarak, Marmara iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak yazlar sıcak, kışlar yağışlı ve serin geçer.

Bursa Yenişehir

 

GEZİLECEK YERLER

SARAY HAMAMI

Burası, Osman Gazi’nin yaptırdığı saraydan geriye kalan Saray Hamamıdır. Sarayın terk edilmesinden sonra hamam: Pustinpuş Baba Zaviyesine vakfedilmiştir. Hamamın Orhan Gazi döneminde yapılmış olabileceği de iddia edilir. Yapı günümüzde terk edilmiş ve harabe halindedir.

Bursa Yenişehir Voyvoda Camisi-Çınarlı Cami

 

VOYVODA CAMİSİ (ÇINARLI CAMİ)

1415-1425 yılları arasında Sultan Murad Hüdavendigar’ın dünürü olan Sungur Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Yani, ilçenin en eski camilerindendir. Kubbesi fener işi, çok değerli olup, sekizgen üzerine oturtulmuştur. Kubbenin göbeğinde, el işi çok değerli motifler vardır. Cami, Fener kubbeli camiler türündedir. Halk dilinde “Çınarlı Cami” olarak da bilinir. Çünkü bahçesinde asırlık bir çınar ağacı vardır. Voyvoda camisi ismini almasının sebebi: 1830 yılında Yenişehir Voyvodası (Yönetisi-Valisi) Ali Bey tarafından caminin çökme tehlikesi gösteren kubbesinin aslına uygun olarak onarılması nedeniyle almıştır. Son olarak, cami restore edilirken, ayakta kalan en önemli kısmı olan kubbesi çökmüş ve kubbenin göbeğindeki eşsiz motifler zarar görmüştür.

Bursa Yenişehir Bali Bey Külliyesi

 

BALİ BEY KÜLLİYESİ

İlçe merkezindeki bu külliyeye ait günümüzde sadece cami ve çarşı içinde bir kemer kalmıştır. Külliye içinde olması gereken imaretten ise hiçbir eser kalmamıştır.

Bali Bey Camisi

Camide inşa kitabesi yoktur, bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yapıldığı belli değildir. Ancak söylentilere göre, cami 1461 yılında yaptırılmıştır. Yaptıran ise: Fatih Sultan Mehmet devrinde, 1461 yılında Eflak’da Drakul adıyla tanınan Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) tarafından şehit edilen Niğbolu Sancak Beyi Hamza Bey’in oğlu Bali Bey’dir.

Yine bir başka iddiaya göre, camiyi yaptıran kişi: 1503 yılında vefat eden, Silistre Beylerbeyi Malkoçoğlu Bali Bey’dir. Yani, sonuç olarak camiyi yaptıran belli değildir. Bu caminin evkafından olarak, Bursa il merkezinde büyük bir de han inşa ettirilmiştir. (Bali Bey hanı)

Gelelim caminin mimari özelliklerine: Bali Bey camisi, 14 ve 15’nci yüzyıllarda, iki yanında tabhane odaları olan camilere benzer. Son cemaat yeri, revakı camekanlarla kapatılmıştır. Esas camiyi meydana getiren ana mekan kare şeklinde olup, 9 metre çapında bir kubbe ile örtülü iken, bu kubbe ile yanlardaki tabhane odalarının kubbeleri de yıkılarak ortadaki cami bölümünün saçak hizasına kadar olan kısımların duvarları, yükseltilmiş ve caminin bütünü son cemaat yeri ile beraber tek çatı altına alınmıştır. 1969 yılında başlayan büyük tamirde, ahşap çatı sökülerek cami eski biçimine daha yakın bir şekle dönüştürülmüştür. Yani özgünlüğünü yitirmiştir.

Caminin sağ tarafında bulunan minaresi, kesme taştan yapılmıştır. İçeride sanat değerine sahip herhangi bir süsleme yoktur. Ahşap minberinde kayda değer bir özelliği yoktur. Caminin haziresinde, 16’ncı yüzyıl başlarına ait iki mezar bulunur. Bunlardan biri: Bali Bey’in oğluna ait olup üstünde 1504 tarihi okunmaktadır. Diğerinde ise 1549 tarihi tespit edilmiştir. İlçe merkezinde bulunan Şemaki evinin bahçesinde bulunan 1746-1747 tarihli üç satırlık mermer bir kitabe, caminin tamir kitabesidir.

Bali Bey Hanı

Bu han, günümüzde mevcut değildir. Ancak, çarşı içinde bulunan kapı kemeri kalıntısı, bu hana aittir. Çarşı içinde, kasaplar sokağında bulunan kapı kemeri: 2.65 metre yükseklikte ve 3 metre genişliktedir. Basık kemerli kapının doğu ve batısındaki dükkanlar arasında bulunan duvar kalıntısı, yaklaşık 7.90 metredir. Hanın boyu muhtemelen 37 metredir. Duvarlar: içte moloz ve tuğla karışımı, dışta bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür. (Son bir not: Bursa il merkezinde de Bali Bey Hanı bulunmaktadır.)

Bursa Yenişehir Orhan Gazi Camisi-Ulu Cami

 

ORHAN GAZİ CAMİSİ-ULU CAMİ

İlçe merkezinde Ulucami Mahallesindedir.

Osmanlı döneminde bir yerleşim biriminin şehir olabilmesi için “Cum’a kılınur Pazarı durur” yer olması şarttır. Şehrin kurulduğu zamandan beri burada Cuma namazının kılındığı bir mabedin bulunması zorunludur. Yenişehir’de Ulu Cami adıyla bilinen bir cami, günümüzde de vardır.

Cami kayıtlarına göre, Orhan Gazi tarafından 1324-1362 yılları arasında yaptırılmıştır. Büyük bir minareye sahip olması nedeniyle halk arasında “Ulu Cami” olarak isimlendirilir. Taş kullanılarak ve kubbesiz inşa edilmiştir. Tek şerefeli minaresinin çokgen tuğla kaidesi orijinaldir. Minare günümüze kadar bozulmadan gelmiştir. Kaidesi oniki kenarlıdır ve taş ile tuğladan örülmüştür. Gövdeye geçişte ve şerefe altında birer bilezik vardır. Minare: Yarhisar’daki Orhan Gazi camisinin minaresine benzer. Ancak Yenişehir Ulu Camisi minaresinin şerefesi, daha zengin görünümlüdür ve gölge ve ışık etkilerini de daha belirgin kılan bir yapısı bulunur. Cami, günümüze kadar birçok tadilattan geçmesine rağmen özgün yapısını korumuştur.

Bursa Yenişehir Çarşı Hamamı-Çifte Hamam

 

ÇARŞI HAMAMI-ÇİFTE HAMAM

İlçe merkezinde Yenigün Mahallesindedir.

Kitabesi yoktur. Ancak, 1645 yılında Yenişehirli Deli Hüseyin Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2005 yılında restore edilmiştir. Yapı: kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlıdır. Doğuda kadınlar ve batıda erkekler kısım bulunur. Soyunmalık ve ılıklık bölümleri, mimari olarak kadınlar ve erkekler kısmında aynıdır. Kadınlar bölümünün batısında bitişik erkekler hamamı: sıcaklığın dışında kadınlar bölümüne benzeyen özellikler gösterir. Sıcaklık, yıldız planlı olup kubbe ile örtülüdür.

Bursa Yenişehir Saat Kulesi

 

SAAT KULESİ

İlçe merkezinde Cumhuriyet meydanındadır.

Saat kulesi, 2.5 metre yükseklikteki bir kaide üzerinde yapılmıştır. 7 katlı ve 25 metre yüksekliktedir. Kulenin 6’ncı katında, dört bir tarafa bakan saat kadranları bulunur. Kule Belediye Başkanı Mehmet Gökgöz döneminde yaptırılmıştır. Kulede: büyük ve küçük olmak üzere 2 tane çan vardır. Büyük çan: İlçe merkezinde Rum mahallesinde bulunan kilisenin çanıdır. Küçük olan çan ise, İnegöl Kurşunlu köyündeki kiliseden getirilmiştir. Ağırlık sistemine göre çalışan saatin makinesi, Bursa Yenişehirli bir saatçi olan Osman Nuri Körüstan eseridir. Çan sesinin rahat duyulması için, her yönü açık olan ve dört köşede iki sütun üzerine oturtulan çatı katının kubbesi kurşun kaplıdır. Kulenin en büyük özelliği: Yunan işgalinden sonra, elde edilen silahların demir aksamları eritilerek, kulenin tamiratı yapılmıştır. Yani, kule bir tür zafer kulesi olarak anılır.

Bursa Yenişehir Saat Kulesi

Günümüzde bu saat kulesi, Yenişehir Belediyesinin amblemi olarak kullanılmaktadır.

KUMLUK CAMİİ-SÜLEYMANPAŞA CAMİSİ

Cami; Osman Gazi tarafından yaptırılmıştır.

Osmanlı devletinin kuruluş hutbesi, burada okunmuş ve Devlet olduğu ilan edilmiştir. Caminin girişinde “İlk Hutbenin Hicri 697 yılında bu camide okutulduğu” yazılıdır. Önceleri buraya “Kayseriye” mahallesi denirken sonradan “Kumluk” mahallesi denilmiştir. Günümüzde ise, bu semt “Kurtuluş” mahallesidir. Cami, diğer camiler gibi çeşitli dönemlerde yıkıma uğramış ve çökme tehlikesi geçirmiştir. Caminin en önemli onarımı, 1606-1607 yılları arasında, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa zamanında yapılmıştır. Peki caminin ismi niye Süleymanpaşa: Osman Gazinin yaptırdığı bu camiye, torunu Süleyman Paşa, sonradan birçok ilave yapmak suretiyle genişletmiş ve zengin bir külliye haline getirmiştir. Bu yüzden, buraya Süleyman Paşa Külliyesi denir. Külliyenin en önemli yapısı, 25 odalı medresesiydi. Bu külliyenin kalıntıları, 1930 yılında tamamen yok olmuştur.

Bursa Yenişehir Şehzade Süleymanpaşa Türbesi

 

ŞEHZADE SÜLEYMANPAŞA TÜRBESİ

Süleyman Paşa Külliyesi: günümüzde merkez karakolun bulunduğu alan ile, Kumluk camisinin çevresindeki geniş alandadır. Ancak yakın zamana kadar mevcut olan külliyenin kalıntıları, günümüze ulaşmamıştır. Sadece türbe vardır. Külliyenin önemli bir parçası olan türbe, aynı zamanda “makam türbesi” olarak da anılır. Bu türbe: 7 metre çapındadır. Sekizgen köşeli olup, ağır kubbelidir. Kubbesi kurşun kaplamadır. Duvarları kesme taşla örülmüş, iki sıra tuğla ile işlenmiştir. Kapısı ahşap kanatlıdır. Orhan gazinin oğlu, Süleyman Paşa, İzmit sancak beyi iken, 1337-1338 yılları arasında kendisi için yaptırmıştır. Çocukluğundan itibaren ava meraklı olan Süleyman Paşa, bir av partisi sırasında atından düşerek ölür. Kendisi Bolayır’daki türbesine gömülür. Yani, burada yaptırdığı türbeye gömülmemiştir. Ancak, bu türbenin içinde, kime ait olduğu bilinmeyen bir mezar vardır. Mezarın baş ve ayaklarının. 17’nci yüzyıla ait olduğu saptanmıştır.

Bursa Yenişehir Kurşunlu Han (Sinanpaşa Camisi ve Külliyesi)

 

KURŞUNLU HAN (SİNANPAŞA CAMİSİ VE KÜLLİYESİ)

Önce bu külliyeyi yaptıran Sinan Paşa hakkında kısa bilgi: Sinan Paşa: 1520 yılında Arnavutluk-Topoyani şehrinde doğmuştur. Küçük yaştan itibaren yetiştirilen bir devşirmedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın aşçılığını yapmıştır. Ayrıca Sancak Beyi olarak da görevlendirilmiştir. Yemen’de, ikiye bölünen ülkenin birleşmesini sağlayarak o bölgenin yeniden Osmanlı yönetimine tabii olmasını sağlamıştır. Bu yüzden kendisi “Yemen Fatihi” olarak ve ilaveden “Tunus Fatihi” olarak tanınır. Bu başarıları sonucunda Sadrazam olur. 1596 yılında vefat etmiştir.

Bursa Yenişehir Kurşunlu Han (Sinanpaşa Camisi ve Külliyesi)

Evet, Sinan Paşa külliyesinin yapım tarihi belli değil. Ancak, Topkapı’daki Sinan Paşa arşivinde bulunan bir belge esas alınarak, külliyenin yapıldığı arazinin Sultan Orhan tarafından, mera için Yenişehir halkına verildiği kayıtlıdır. Daha sonra kasaba halkı toplanmış ve bu arazi üzerine cami, medrese, imaret ve kervansaraydan oluşan bir külliye yapılması için, bu toprakları Sinan Paşa’ya devretmeye karar vermiştir.

Bursa Yenişehir Kurşunlu Han (Sinanpaşa Camisi ve Külliyesi)

Külliye muhtemelen 1572-1573 yılları arasında yapılmıştır. Külliye: cami, medrese, imaret, aşhane ve arastadan oluşur. Ancak külliyenin çok az bir bölümü günümüze ulaşmıştır. Sadece: imaret ve cami, ayakta kalmıştır. Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde yazılı olan kervansaray, günümüzde yoktur. Caminin güneybatısında bulunan yapı kalıntılarının ise, medrese olduğu düşünülür.

Bursa Yenişehir Şemaki Evi Müzesi

 

ŞEMAKİ EVİ MÜZESİ

18’nci yüzyılda Türkmenistan’ın Şemaki (Şemahi) kasabasından göç ederek, önce İstanbul’a ve daha sonra Bursa üzerinden Yenişehir’e yerleşen Şemakizade ailesi tarafından yaptırılmıştır.

Bursa Yenişehir Şemaki Evi Müzesi

Ev 2 katlıdır. Zemin katında taşlık, mutfak ve kiler ile birlikte iki kışlık oda bulunur. Mutfak duvarına bitişik ahşap merdivenlerle üst kata çıkılır. Bahçeye bakan ön cephe, revak şeklinde kemerli bölümlerle dışa açılır. Solda bir baş oda, sağda biri büyük, diğeri küçük iki oda bulunur. Evi süsleyen, nebati motifli ve manzara dekorlu kalem işleri, 19’ncu yüzyıla tarihlenir. Şemaki evi günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Bursa Yenişehir Pustinpuş Baba Zaviyesi (BabaSultan)

 

PUSTİNPUŞ BABA ZAVİYESİ (BABASULTAN)

Baba Sultan parkı içindedir. Bu park: yığma ile oluşturan bir höyük üstündedir. Höyüğün çapı 150 metre, yüksekliği 6 metredir. Halk dilinde “Baba Sultan” olarak anılan Pustinpuş Baba, Osman Gazi ve Orhan Gazi dönemlerinde yaşamış ve büyük yararlılıkları dokunmuştur. Yeni dönemin ulu şeyhlerindendir. 1300 yıllarında kendisi dervişleri ve inananlarıyla birlikte, güçlü bir kuvvet olarak Osman Gazi’nin yanında yer almıştır. Özellikle “Koyunhisar” savaşındaki başarısı ile zafere ulaşılmasında etkili olmuştur.

Burada bulunan zaviye: 1362-1389 yılları arasında, Sultan I. Murat tarafından yapılmıştır. Pustinpuş Baba’nın ölüm tarihi kesin olarak bilinmez, ancak türbesi günümüzde Baba Sultan tepesindedir. Türbede yanında, Kılıç Dede ve Orhan Gazinin adı bilinmeyen bir oğlu da vardır. Pustinpuş Baba Camisinin bulunduğu alan, halka açık park olarak kullanılmaktadır.

 

YARHİSAR KÖYÜ

İlçe merkezine 13 km uzaklıktadır. Osmanlı Beyliği döneminde, Yarhisar çok etkili bir Bizans tekfurluğudur. İnegöl ve Bilecik tekfurluklarının arasında kalır. Tekfur, bir tür vali-derebeyi karışımı yöneticidir. Yarhisar şelalesinin üst tarafında, Yarhisar kalesi vardı. Ancak günümüzde bu kaleden sadece birkaç temel kalıntısı kalmıştır. Yarhisar tekfuru Nikefor, Osman’a yönelik düşmanca bir tutum içindeydi. Kendisine Bilecik ve İnegöl tekfurları da katıldı. Sonunda: Osmanlı tarihinin en eski eserlerinden olan Aşıkpaşazade Tarihinde anlatılan meşhur düğün olayı ve Osmangazi’nin adamları ile birlikte düğünü basması olayı gerçekleşir. Bu ani ve hileli baskın, Yarhisar ve Bilecik tekfurlarının sonunu getirir ayrıca Bilecik’e gelin gidecek olan Yarhisar tekfurunun kızı Holofira’nın (sonradan Nilüfer) kısmetini de değiştirir. Yarhisar, 1299 tarihinde, Osman Gazi tarafından fetih edilmiştir. Ardından Bilecik ve İnegöl tekfurluklarının toprakları da ele geçirilir. Böylece, Osmanlılar, beylikten devlet olma yolunda ilk adımı atarlar. Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi’ye Yarhisar tekfurunun kızı Holofira’yı alır. Bir süre sonra Holofira’nın ismi “Neylüfer” ve sonra da “Nilüfer” olur. Orhan Bey’in bu evlilikten: Süleyman ve Murat isimli iki oğlu olur. Orhan Bey, bu baba yurdu ve aynı zamanda karısı Nilüfer Hatun’un ata memleketi olan Yarhisar’ı baştan başa mamur eder. Kendisi adına, hisarın hemen bitiminde, büyük bir cami yaptırır. Aynı zamanda, şelalenin alt kısmındaki akarsuyun kenarına güzel bir hamam yaptırır. Hatta: değirmenler, çeşmeler ve yeni evler de yaptırır. Sultan II. Abdülhamid, YArhisar’daki ata yadigarı bu eserleri, kendi özel hazinesinden destekleyerek 1890’larda tamir ettirmiştir. Evet, bu eserlerden günümüze cami ve hamam gelebilmiştir.

Bursa Yenişehir Orhan Gazi Camii

 

Orhan Gazi Camisi

Cami, Orhan Gazi tarafından 1324-1362 yılları arasında karısı Nilüfer Hatun için yaptırılmıştır. Cami de “Nilüfen Hatun Camisi” olarak da isimlendirilir.

Orhan Gazi Hamamı

Yarhisar köyünde şelalenin hemen karşısında bulunan hamam, Orhan Gazi tarafından 1324-1362 yılları arasında yaptırılmıştır ve Orhan Gazi camisinin vakfıdır.

Bursa Yenişehir Yarhisar Köyü Şelalesi

 

Şelale

Köyde yüksek kayaların arasından dökülen bir şelale vardır. Devasa bir uçurumu ikiye yararak aşağıya dökülür. Elbette bu sırada muhteşem bir ses çıkar. Hamam ile karşı karşıyadır. Döküldüğü yerde küçük bir gölet oluşmuştur. Bu gölette balıklar vardır. Burası, piknik yapmak için yoğun tercih edilir.

Cennet Kanyonu

Kanyon Yarhisar şelalesinden başlar, Günece köyüne kadar devam eder. Kanyon içinde: 10-15 metre uzunluğunda ve 3-4 metre derinliğinde göletler bulunur. Kanyon boyu ilerlerken bazı noktalarda iple geçişler yapılır. Yani, can yeleği bulundurmak şarttır.

Bursa şehri tanıtımı yazım için.

İznik tanıtım yazım için.