Bilecik Osmaneli

 

Bilecik Osmaneli: Tarihi geçmişinde, Yunan işgalinde tamamen yakılıp yok edilen bu şirin ilçemiz, daha sonra yeniden inşa edilmiş ve özellikle, merkezdeki kilise, tarih meraklılarının ilgisini çekebilecek özellikte. Ayrıca: İstanbul ve yöresinden çıkıp, güneye giden binlerce insan buradan geçmesine rağmen, asla merkeze uğramıyorlar, bence Sakarya ırmağı kıyısındaki çay bahçelerinde bir yorgunluk çayı içmeniz, yola devamınız açısından muhteşem bir mola yaratacak ve size güç verecektir, buraya biraz zaman ayırmalısınız.

Bilecik Osmaneli

ULAŞIM

İstanbul-Eskişehir kara yolu ve İstanbul-Eskişehir-Ankara demir yolu, ilçe merkezinden geçer. Bunun sonucunda, özellikle yaz aylarında, güneye giden binlerce insan, buradan geçer ama asla, ilçede kısa bir süre dahi olsa konaklamayı düşünmezler. Halbuki, Sakarya kıyısında bir çay molası verebilirsiniz.

Osmaneli-Bilecik arası uzaklık: 34 km. Osmaneli-Eskişehir arası uzaklık: 106 km. Osmaneli-Adapazarı arası uzaklık: 72 km. Osmaneli-Kocaeli arası uzaklık: 110 km. Osmaneli-İstanbul arası uzaklık: 202 km. Osmaneli-Bursa arası uzaklık: 104 km.

TARİHİ

Eski ismi: Lefke. Bunun kelime anlamı: kavaklık-yeşillik. Adının Luwi dilinden geliyor olması, yörede, MÖ.2000’li yıllardan bu yana yerleşim bulunduğunu göstermektedir.

1308 yılında Osman Gazi tarafından Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir. Takip eden dönemde, İstanbul-Bağdat-Mekke yolunun buradan geçiyor olması, yörenin tarih boyunca önemini ortaya koymuştur. Zaten o yıllarda, İznik şehrinin ana kapılarından birinin “Lefke kapı” olması da, ayrı bir özelliktir.

Yöreye, İstanbul’dan bir yeniçeri ağası, Serdar olarak atanmış ve şehir, uzun yıllar bu aile tarafından yönetilmiştir. Halk, uzun süre Cebecioğlu ailesinin oturduğu büyük konaktan idare edilmiştir. 1874 yılında, yörede büyük bir yangın felaketi yaşanır. Sığırlık mahallesi olarak bilinen bölgedeki evlerin hepsi yanarak yok olur ve halk, uzun süre çadırlarda yaşamak zorunda kalır.

Lefke adı, 1913 yılında, Osmangazi’ye atfen “Osmaneli” olarak değiştirilmiştir.

 

GENEL

Bilecik Osmaneli

Osmaneli, güney Marmara bölgesindedir. Sakarya nehri, ilçe merkezinden geçerek, yerleşim yerini ikiye ayırır. İklim özellikleri olarak Akdeniz iklimi egemendir. Buna göre: yazları sıcak ve kışları ılıktır. Yörenin denizden yüksekliği: 80-926 metre arasında değişmektedir. İlçe merkezinin yüksekliği: 103 metredir.

Bilecik Osmaneli

İlçe merkezinde: Cami Kebir ve Cedit mahallelerindeki binalar, bitişik düzende yapılmış, genellikle doğrudan sokağa bakan cepheleri ve bahçeleriyle öne çıkıyor. Bu evlerin giriş katları: ipek böceği yetiştiriciliğine ayrılmış. Ahşap merdivenlerden çıkılan ikinci katta, kullanım odaları var. Çatı: kiremit kaplı.

Cumhuriyetten önce, ilçede 3 ipek fabrikası bulunmasına rağmen, Cumhuriyetten sonra sadece bir fabrika üretime devam etmiş, bu fabrika da, on yıl kadar önce yıkılmış, günümüze bacası ve kozalığı kalmıştır. Çünkü, ipek böceği yetiştiriciliği, son yıllarda oldukça azalmıştır. Çünkü, çevrede tarımsal ilaç kullanımı, problemler yaratmaktadır. Ayrıca, gelir miktarı da azalmıştır. Yine de günümüzde, burada çok miktarda dut ağacı görebilirsiniz.

Yörenin ekonomisine gelince: genelde tarımsal ağırlıklı bir çalışma hayatı var. Özellikle: son yıllarda: Ağustos ayı başlarında yapılan “Alaca karpuz Festivali” buranın kültürel hayatında büyük önem arz ediyor. Bu şenliklerde: folklor gösterileri, stat konserleri, havai fişek gösterileri, sanat sokağı sergileri, klasik müzik konseri gibi etkinlikler düzenleniyor.

NE YENİR

Burada: mevsimine göre, karpuz ve ayva tatlısı (lokum) yemeden sakın ayrılmayın. Çünkü, burası, tam bir “ayva” cenneti, muhteşem lezzetli ayva üretiliyor.

NE SATIN ALINIR

Gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, buradan “Ayva lokumu” satın almalısınız. Tamamen saf ve içinde hiçbir katkı maddesi yok.

GEZİLECEK YERLER

Bilecik Osmaneli Kilise

KİLİSE

İlçe merkezindedir. Orijinal adı: Hacios Georgios (Aya Yorgi) kilisedir.

İznik-Rum imparatorluğu döneminde yapılmıştır. Ortadaki küçük kubbesi ve çatı örtüsü yıkılmıştır. Yapının ön cephesinde, iki köşede, iki tane çan kulesi görülüyor. Yapının, 19.yüzyıl sonlarında yapıldığı sanılıyor. Çünkü: burada daha önce bulunan kilise yanmış. (Tarih bölümünde sözünü ettiğim, bütün ilçeyi etkileyen yangında)

Günümüzde görülen kilise: 1874 yılında, Macar bir mimar tarafından yapılmış. Zaten, uzaktan bakıldığında, Avrupa kiliselerini andırıyor. Yapının ana giriş kapısının kemerlerini, çapları 40 cm. civarında olan mermer sütunlar taşıyor. Ancak, yapıda kullanılan bazı taşlar, kalker olmaları nedeniyle, suya olan dayanıksızlıklarından erimişler.

Bilecik Osmaneli Kilise

Evet, bu görkemli yapı, 1924 yılındaki mübadele sonucu, Rumların bölgeyi terk etmeleri üzerine, maalesef yıkılmaya yüz tutmuş. Özellikle: bu tür bir dini yapının, uzunca bir süre hayvan ağılı olarak kullanılması hoş değil. Günümüzde: 2005 yılından itibaren, buranın bir “Kültür Merkezi” haline getirilmesi için Belediye ve Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından çalışmalar yapıldığını duydum.

RÜSTEM PAŞA CAMİSİ

İlçe merkezinde, Sakarya caddesi üzerindedir.

Cami: Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri ve damadı Rüstem Paşa tarafından; 1527 yılında yaptırılmıştır. Mimarı: Mehmet Paşa. Ulu cami ve Cami-i Kebir olarak da bilinmektedir. Cami: dikdörtgen planlı ve ahşap tavan ve çatılıdır. Kesme taş kullanılmıştır.

 

SELÇİK İÇMELERİ

İlçe merkezine 9 km. uzaklıktadır. İçmenin suyu: dört ayrı çeşmeden akmaktadır. Bu suyun içeriği: sodyum klörür, sodyum karbonat, sodyum sülfatça zengindir. Sıcaklığı ise: 15-20 derecedir. İçme suyunun faydalı geldiği bilinen hastalıklar: mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak ve idrar yolları hastalıkları ile böbrek ve mesane taşlarının eritilmesi ve düşürülmesinde etkilidir.

TAŞ KÖPRÜ KALINTISI

Göksu ırmağı üzerindeki köprünün, Mimar Sinan tarafından yapıldığı söyleniyor. Ancak, günümüzde, köprü ortada yok. Köprü yıkılarak, Göksu nehrinin içine düşmüş ve bir taş yığını olarak görülebiliyor.

Bilecik Osmaneli Akkaya Şelalesi

AKKAYA ŞELALESİ

İlçe merkezine 12 km. uzaklıktadır. Burası, gayet güzel bir piknik yeri olarak öne çıkıyor.

Bilecik tanıtım yazısı.

Eskişehir tanıtım yazısı.

Adapazarı tanıtım yazısı.

 

Bilecik Gölpazarı

Bilecik Gölpazarı: Ana yolların dışında, şirin bir ilçe. Buraya yolum düştüğünde fazla kalmadım, aşağıda anlatacağım gibi, buranın en büyük özelliği: gerek askeri ve gerekse meslek yüksek okulunun öğrencilerinin getirdiği hareketlilik. Bir de, kiraz.

ULAŞIM

Gölpazarı, her ne kadar ana yol üzerinde kalmıyorsa da, İstanbul ve yöresini, güneye bağlayan ana yola çok yakın. Yani, İstanbul ve civarından, doğa ile baş başa olmak isteyenler için, kısa bir süreçte ulaşılabilecek bir yer. İstanbul-Gölpazarı arasındaki uzaklık: 203 km. Gölpazarı-Bilecik arasındaki uzaklık: 43 km. Gölpazarı-Yenipazar arası uzaklık: 27 km. Gölpazarı-Taraklı arası uzaklık: 29 km. Gölpazarı-Ankara arası uzaklık: 355 km.

TARİHİ

Bölgede, MÖ.3.yüzyılın başlarında, Btinya krallığı kurulur. MÖ 1’nci yüzyılda ise, Romalılar bölgede egemen olurlar ve daha sonra ise Bizans devleti.

1071 yılından sonra ise, Türkler bölgede görülmeye başlanır. 1243 Kösedağ Savaşından sonra ise, Anadolu’da birçok beylik kurulur ve bu bölgede, Osmancık diye anılan Osmanoğulları Beyliği kurulur. Osmanoğulları Beyliği, Anadolu’daki en küçük beylik olmasına rağmen, Osman Gazinin izlediği siyasetler sonucu, kısa sürede, bölgenin en güçlü unsuru haline gelir.

Bu dönemde: Osman Bey ve diğer akıncı liderler, Bizans üzerine sürekli akınlar düzenlemişlerdir. Bu akıncı teşkilatında yer alan ailelerden birisi de “Mihaloğulları” ailesidir. Bunlar, Harmankaya Tekfuru iken, Müslümanlığı kabul eden Abdullah ismini alan, Köse Mihal’in ailesidir. Bunlar: kuruluş yıllarında, Osmanoğulları’na büyük hizmetler etmişlerdir.

Aslında, elbette Köse Mihal ile, Osman Bey’in dostluklarının başlangıcı, çok önemli bir olaya dayanmaktadır. Çünkü, bu olay gerçekleştirilmiş olsaydı, Osmanoğulları daha kuruluş yıllarında yok olacaklardı. Bu olay şöyle gelişti:” Yarhisar Tekfuru, kızını evlendireceği zaman, bölgede yaşayan Osman Bey’i düğüne davet eder. Aslında, düğün olayı bir düzmece, amaç bölgede hızla büyüyen Osman Bey’i öldürerek ortadan kaldırmaktı.

Ancak, bu sırada Harmankaya bölgesinde hakimlik yapan Köse Mihal, olayı öğrenir ve Osman Bey’i bu durumdan haberdar eder. Çünkü: Osman Bey, kendisini Bizanslılarla yapılan bir savaşta esir etmiş, ancak öldürmeyerek, serbest bırakmıştır. Bu durumu bilen, Köse Mihal, biraz önce söylediğim gibi, suikast planından, Osman Bey’i haberdar eder ve bunun üzerine Osman Bey, düğüne gitmeyerek, kendisinin öldürülmesi üzerine kurulan plan bozulur”

Evet, 1299 yılında, Osman Bey, Beyliğinin bağımsızlığını ilan eder.

Köse Mihal, öldüğünde geriye üç oğlu kalır ve bunlar da, Osmanlı ile birlikte Rumeli akınlarına katılırlar.

Bilecik Gölpazarı

GENEL

Gölpazarı ilçesinde, Jandarma askerlerinin temel eğitimlerinin verildiği, Er Eğitim Tabur Komutanlığı var. Elbette, bu askeri birliğin bulunması, Gölpazarı ilçesinin sosyal durumunda çok etkili, çünkü, kısa aralıklarla buraya gelen acemi askerler ve yakınları, ilçeye bir hareketlilik ve ekonomik kalkınma sağlıyorlar.

İlçe merkezinde, 1994-1995 yıllarında hizmete açılan: Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları ile Pazarlama olmak üzere, iki programlı olarak faaliyetini yürüten bir de Meslek Yüksek Okulu var. Okul, ilçe merkezinde, Milli Eğitim Bakanlığına ait 4 katlı bir binada hizmet vermektedir. Okulda, 501 öğrenci eğitim görmektedir.

Bilecik Gölpazarı

Gölpazarı’nda “Kiraz Festivali”  düzenleniyor. Bu festivalde, binlerce kiraz üreticisi buluşarak, çeşitli organizasyonlara katılıyorlar. Bu şenlikler: ilçe stadyumunda yapılan ve çeşitli sanatçıların katıldıkları konserler ile devam ediyor.

Sonuç olarak: ilçe halkının geçim kaynağı: asker ve kiraz denilebilir.

NE YENİR

Gölpazarı’nda: nohutlu mantı ve büzme tatlısı deneyebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

MİHAL BEY HANI (TAŞHAN)

İlçe merkezindedir. Burada, eskiden kervanlar konaklayıp, kervandakiler istirahat etmişlerdir. Kemerli giriş kapısının üzerindeki kitabede: yapının, 1318 yılında Mihal Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Duvarlar, iri taşlarla örülmüştür. En üstte ise, tuğla malzemeyle tonoz örtü yapılmıştır. 1969 yılında, restorasyon çalışmalarında, kuzey doğu bölümü yeniden yapılmıştır. 2007 yılında ise, yenileme çalışmalarına devam edilmiştir.

MİHAİL GAZİ CAMİSİ

İlçe merkezindedir. Halk arasında “Çarşı camisi” diye de bilinmektedir. Köse Mihal Bey’in torunu Gazi Mihal Paşa tarafından, 1415-1418 yılları arasında yaptırılmıştır. 1811 yılında ise, Kaza müdürü Mehmet Bey tarafından yenilenerek, üzerine bir kat çıkılmıştır. 1975 yılında orijinal minaresi yıkılmış ve doğu tarafına yeni minare yapılmıştır. Halen ibadete açıktır.

DİĞER TARİHİ ESERLER

Gölpazarı bölgesinde, bunların dışında yine birçok tarihi eser var. Ama, bu eserler, sizlerin gidip te görmenizi gerektirecek şekilde, günümüze sağlam olarak gelmemiştir. Bunlar; bulundukları yerde belli-belirsiz bulunan tarihi eserler olarak önem kazanıyor, ama tarih meraklılarının buralarda görebilecekleri çok özel objeler yok ve bu yüzden, buralar hakkında ayrıntılı bilgi vermek istemedim.

Sadece kısa kısa anlatmak gerekirse: İlçe merkezinin 2 km. doğusunda, Gölpazarı-Taraklı kara lan bir oda. Yine, ilçeye bağlı Kasımlar köyü yakınlarında, içinde üç lahit bulunduğu öne sürülen bir kaya mezarı. Kasımlar ve Derecik Ören köylerindeki tarihi camiler. Bir zamanlar, minaresi bulunmayan camilerde kullanılan, Ezan taşları.

Bilecik tanıtım yazısı.

Yenipazar tanıtım yazısı.

Taraklı tanıtım yazısı.

Bilecik Pazaryeri

 

Bilecik Pazaryeri: Pazaryeri denilince, aklıma gelen tek şey muhteşem lezzeti nedeniyle bozadır. Çünkü: yöre; yakınlarda bulunan: Bozüyük ve Söğüt ilçelerinin gölgesinde kalmış. Ama yine de, bu şirin ilçe, göletleriyle ünlüdür. Yani: yemyeşil orman tabakasının çevrelediği göletleri ve bu göletlerin kıyısında gerek kamp ve gerekse doğa yürüyüşleri yapmak, büyük bir keyif.

ULAŞIM

Bozüyük ilçesine çok yakın, yani Eskişehir-Bursa ana kara yoluna yakın sayılabilir. Pazaryeri-Bozüyük arasındaki uzaklık: 20 km. Pazaryeri-İnegöl arası uzaklık: 44 km. Pazaryeri-Bilecik arası uzaklık: 30 km. Pazaryeri-Bursa arası uzaklık: 76 km.

Bilecik Pazaryeri

TARİHİ

Yörenin tarihi süreç içindeki en önemli özelliği: Romalılar döneminde, Anadolu’dan gelip, Bursa bölgesine giden meşhur Roma Yolunun buradan geçiyor olması. Bu yolun geçtiği yerler, halen yöre insanı tarafından “Bağdat veya İpek Yolu” olarak biliniyor ve isimlendiriliyor.

Dolayısıyla: Romalılar döneminde, burada bir yerleşim bulunduğundan söz etmek mümkün. Bu yerleşim yerinin ismi ise: “Bithinia Themakion” veya “Armeno Kastron” olarak isimlendirilmiş. Bu ismin anlamı ise : “Ermeni Kalesi”. Ancak, bu bölgede Ermenilerin yaşadığına dair kanıt yok. Armeno ismi: bugünkü ismiyle Ahi dağının, antik dönemdeki ismidir.

Yani bu kelimenin anlamı: bu bölgede MÖ. 3000-2000 yılları arasında yaşamış Luvi halkının dilinde: Aytanrısı Ülkesidir. Roma ve Bizanslılar, bu dağların geçit yerlerine, çeşitli kuleler yaptırmış olduklarından, yerleşim yerine de, bu dağın ismine atfen isim verilmiştir.

Kayı aşireti: 1132 yılında, Söğüt bölgesine yerleşince, Ertuğrul Gaziye, Selçuklu hükümdarı tarafından verilen Domaniç Yaylasına, bulundukları yerden en kolay gidiş yolu: Pazaryeri’nden geçiyordu. Dolayısı ile, Osman Bey, bugünkü Pazaryeri’nin ( o dönemlerdeki ismi Ermeni Derbendi) yakınlarından geçen yolu sıkça kullandı.

Osman Bey; buraları ele geçirdikten sonra; oğlu Yahşi Pazarlu Beyi, idare etmesi için buraya gönderir. Bunun üzerine, bölgenin ismi: Yahşi Pazarlu Bey ismine atfen “Pazarlucuk” olarak değiştirilir ve zamanla “Pazarcık” olur.

Bilecik Pazaryeri

GENEL

Eski adı: Pazarcık’tır.

İlçe, Marmara bölgesindedir. Ancak, yörede, sert karasal iklim etkileri görülür.

Coğrafi yapı incelendiğinde ise: bölgenin engebeli ve dağınık olduğu görülür. İlçenin merkezinin denizden yüksekliği: 800 metredir. Arazi yapısı ise, doğu yönünde, alçalarak devam etmektedir.

İlçe topraklarının, büyük kısmı: yaklaşık % 90’lık bölümü, ormanlarla kaplıdır. Ormanlar dışında kalan alanlarda, bol miktarda şerbetçi otu yetişmektedir. Bir çeşit maya olarak kullanılan bu bitkinin, dünya üzerinde en iyi üretildiği yer, burasıdır. Peki, şerbetçi otu ne işe yarar derseniz; şerbetçi otu biranın ham maddesidir. Efes bira markasının, bu yörede, bu amaçla kurulmuş bir fabrikası var.

Bunun dışında ise, yöre insanı tarafından, yoğun olarak: fasulye ekim ve dikimi yapılmaktadır.

Bilecik Pazaryeri

BOZA

Boza: tarih sahnesinde, bilinen en eski “bira” olarak gündeme geliyor. Yani: üzüm şarabından daha eski bir geçmişi olduğu söylenir. Türkiye genelinde darıda yapılan boza: başka ülkelerde: mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday gibi tahıllardan da yapılmaktadır. Darı ununun kepeği alınır; kazanda kavrulur, yumruk veya tokmakla dövülür ve su eklenerek hamur haline getirilir.

Daha sonra bu karışım elekten geçirilir. Elekten geçirildikten sonra; boza veya hamur mayası ile mayalandırılarak, serin yerde, 3-7 gün arasında dinlendirilir. Dinlendirilen bu karışım: şeker veya pekmezle tatlandırılarak içilir. Yapıldığı yere göre içine katılan alkol oranı: % 2-6 arasında değişmektedir.

İşte, boza bu. Soğuk olarak içiliyor. Üstüne tarçın ilave edince, tadı  daha muhteşem oluyor. Uzun kış gecelerinde, içenin içini ısıtıyor. Ayrıca; vitamin deposu. Bozanın bünyesinde: A, B, C ve E vitaminleri var. Mayalanma sırasında ortaya çıkan laktik asit ise, hazmı kolaylaştırıyor. Ayrıca: süt yapıcı özelliği var ve hamile bayanlara öneriliyor. İçindeki yağ oranı ise: sıfır.

Bilecik Pazaryeri

NE YENİR

Burada, mutlak ve mutlaka: Boza tatmalısınız. Ayrıca: helva yemenizi öneririm. Meşhur helvayı tatmadan sakın dönmeyin.

NE SATIN ALINIR

İlçe merkezine bağlı Kınık köyünde: uzun yıllardır sürdürülen çömlekçilik alışkanlığı; günümüzde, çömlek dışında: su kabı, sürahi ve testi gibi ürünler yapılarak çeşitlendirilmiştir. Bunların yapımında: Kınık köyü yataklarından çıkarılan kırmızı kil kullanılmaktadır. Burada ortaya çıkarılan el sanatları: özellikle büyük metropol şehirlerde büyük ilgi görmektedir. Siz; bu yöreye geldiğinizde, Kınık köyünün bu muhteşem el sanatlarından mutlaka satın alın.

Bilecik Pazaryeri

GEZİLECEK YERLER

KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ

Sultan IV. Murat’ın Sadrazamı Kara Mustafa Paşa, 17.yüzyılda İran seferine çıkarken, burada konaklar ve buraya kendi adını taşıyan: cami ve külliye yaptırır. Fakat, bu cami yapısı: işgal yıllarında Yunanlılar tarafından yıkılıp tahrip edilir ve günümüze sadece minaresi kalır. Ancak, bugün, bu caminin yerine, yeni bir cami yapılmıştır.

BOZCAARMUT GÖLETİ

İlçe merkezine 15 km. uzaklıktadır. Burada, güzel bir gölet var ve gölette, olta balıkçılığı yapılabiliyor. Göl kıyısında ise, çadırlı kamp kurmak mümkün. Göletin bulunduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği: 1050 metredir.

KÜÇÜK ELMALI GÖLETİ

İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır. Burada: çam ağaçlarıyla çevrili bir orman ve orman içinde kamp kurulabilecek, alt yapısı tamamlanmış bir bölge var. Bu bölgede: oyun sahaları, ahşap masa ve banklar, ocak, tuvalet ve çocuk parkı gibi tesisler bulunuyor. Ayrıca: burada gençlik ve izcilik kampları da yapılabiliyor. Bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği: 950 metredir. Aldığım bilgiye göre: bu göleti: Amerika-Washington’da bulunan “Diablo Baraj gölüne” benzetenler var. Doğruluğu konusunda yorum mümkün değil, çünkü Diablo baraj gölünü görmedim.

PELİTÖZÜ GÖLETİ

İlçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. Burası: çevresi çam ağaçları ile çevrilmiş bir göletin bulunduğu piknik alanı. Ulaşımın kolay olması nedeniyle, yöre insanı tarafından çok tercih ediliyor.

Bozöyük tanıtım yazısı. Bilecik Bozüyük

İnegöl tanıtım yazısı.

Bilecik tanıtım yazısı.

Eskişehir tanıtım yazısı.