Balıkesir Erdek

Balıkesir Erdek

Erdek uzun yıllar, yakın çevresinde yaşayan insanların deniz özlemini giderdikleri bir turizm alanı olarak hizmet verdi ve günümüzde de vermeye devam etmekte. Yakın çevresi dedim, gerçekten; Erdek-İstanbul arasındaki yolculuğunuz en fazla 2 saat sürüyor. Şöyle ki; İstanbul Yenikapı’dan her gün Bandırma’ya hızlı feribot seferleri var.

Yaklaşık 2 saatlik bir feribot yolculuğundan sonra Bandırma’ya varıyorsunuz ve 15 dakika sonra ise Erdek. Bandırma-Erdek. 17 km. Kara yolunu tercih ederseniz, İstanbul-Erdek: 350 km. Ankara-Erdek: 499 km. Yaklaşık 7 saatlik bir yolculuktan sonra varabiliyorsunuz. Erdek-Balıkesir: 107 km. Erdek-Bursa ise; 117 km. Tüm bu saydığım yollar, nispeten düzgün, asfalt ve yoğun kullanılan yollar.

TARİHİ SÜREÇ

Buranın tarihi; MÖ.7’nci yüzyıla kadar dayanıyor. Tarihi süreçte; “Artake” adıyla geçmiş. Artake; İskitler’in, efsanevi krallarından birinin ismi. Ünlü yazar Heredot’a göre: Artake, MÖ.7’nci yüzyılın başlarında, bütün Kapıdağ yarımadasıyla birlikte, yakınındaki Kyzikos şehrinin egemenliği altına girer. Öyle ki; Kyzikos şehrinin bir dış mahallesi konumuna gelir.

Ancak, zamanla Kyzikos şehri, büyük bir depremle yıkılır, yerle bir olur. Bunun üzerine: Artake şehri ön plana çıkar. Yine de, tarihi süreç içinde; bölgede, önemli bir merkez olamaz. Yalnızca; üzüm, şarap, zeytin ve zeytinyağı üretimi ve ticaretiyle ön plana çıkar. Bölgede, Türklerin egemenliği, 1339 yılında görülür.

Balıkesir Erdek

GENEL

Erdek, Türkiye’deki ilk sayfiye yerlerinden biridir. Bölgede turizm, 1959 yılından bu yana sürmekte. Şöyle ki; ben, yaşamımda, ilk kez Erdek’e 1966-1968 yılları arasındaki dönemlerde gittim. O yıllarda Erdek; beton yapılardan çok, çadırlı kampinglerden oluşan bir tatil yöresiydi. Son olarak, 2006 yılında gittim. Elbette, bu geçen süre içinde, çok gelişti ve değişti. En büyük değişim ise, elbette yapılaşmada oldu. yani; eski-bakir Erdek gitmiş, yerine her yanı; otel, motel, pansiyon, kafeterya vb. gibi beton yapılar dolu bir Erdek gelmiş.

Bu ara da, kalabalık da cabası. Vehbi Koç, uzun yıllar tatil için burayı seçmiş ünlülerden. Ama, burada yabancı turist göremezsiniz. Sanırım bunun en büyük nedeni: yabancı turist, daha çok; sıcak deniz, güneş, kumsal ve eğlenceli-lüks tesis istiyor. Bunlar, yani bu özellikler, burada yok. Bizim yerli turistler ise; güneyin sıcak ve nemli ortamından bunalınca, buranın nemsiz ve nispeten daha serin ortamını tercih ediyorlar.

Neyse; devam edelim. Erdek’te 12 km. sahil şeridi var. Bu şeritte; ince kum var, çakıl yok. Denizde; kıyıdan 30 m. boyunca yosun var. Bu yosun olayı; çocuklar için olumsuz sonuçlar yaratıyor. Çünkü; yosuna basmaktan çekiniyorlar. Deniz; dalgalı bir deniz yapısında değil, genelde hep çarşaf gibi bir deniz yüzeyi görmek mümkün. Ancak; buranın en büyük sıkıntısını hemen başta söylemekte sanırım yarar var. Buranın denizinde, rüzgarın esme yönüne göre (denizden karaya doğru estiğinde) kıyı yani kumsal, muhteşem bir “deniz anası ” sürüsü ile doluyor.

Aslında bunlar zararsız canlılar, ama sonuçta denizde yüzmeye çalışan insanlar için ve özellikle çocuklar için; çekince yaratıyorlar. Denize giriyorsunuz; hemen burnunuzun dibinde bir deniz anası, kolunuzu atıyorsunuz, avucunuzun içine bir deniz anası geliyor, hoş olmuyor. Yalnız, bu durum sürekli değil. Dediğim gibi, rüzgarın esme yönüne göre değişiyor, yani şansınıza kalmış. Bazen, günlerce deniz anası işgalindeki bir kumsal, bazen tek-tük deniz anası. Bilmiyorum, şansınıza veya tahammül seviyenize kalmış.
Bu tertemiz ve az tuzlu, Akdeniz’e nazaran serin deniz suyu, maalesef bu tür sıkıntılar yaratıyor. Yoksa; deniz temiz, suyun içinde ayak parmaklarınızı rahatlıkla görebiliyorsunuz. Ama işte bunu yani deniz anası olayını iyi düşünün. Zaten, aslına bakarsanız, Belediyenin plajlarla tam olarak ilgilendiğini söylemekte pek mümkün değil. Çünkü geldiğinizde göreceksiniz: plajlarda yeterli temizlik yapılmıyor, denizde yüzerken deniz anaları yanında, bir bakıyorsunuz hemen önünüzde bir pet şişe görmek, çok olağan bir manzara.

Erdek denilince, yalnız bunlar değil elbette. Örneğin: Erdek’te, güneş doğarken denizden doğar, batarken yine denizde batar. Bu görüntüyü izlemenin tadına doyamazsınız. Ama, yine de, bu güzellikleri uzun süre yaşamak mümkün değil. Burada, sezon 2-3 ay ile kısıtlı. Yazın, turizm sezonunun açılmasıyla birlikte, mevcut nüfus yaklaşık 5 katına çıkıyor. Buranın diğer bir özelliği de, bayanların yalnız başına, tatile gelebilecekleri bir yer olması imiş. Yani; güvenli bir yer.

Erdek’in iklimi: bölgede ılıman Marmara iklimi görülüyor. Yakınlarındaki Kapıdağ’ın ormanlık iç bölgeleri, ilgi çekici. Cumhuriyet döneminden önce, Kapıdağ, Rum nüfusun en yoğun yaşadığı yerlerden biri imiş.

Burada; 1990 yılından bu yana: Erdek Şenlikleri adı altında Erdek Belediyesince düzenlenen, kültür ve sanat şenlikleri yapılıyor.

NE YENİR

Erdek’te meşhur tost var. Bunu tatmadan ayrılmayın. Hemen merkezde bulabilirsiniz. Bunun dışında, elbette balık önereceğim. Sonuçta, burası sahil kasabası ve insanları, turizm yanında balıkçılık yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Doğal olarak balık ama elbette, restoranlarda sipariş vermeden önce, menü ile ilgili gerekli pazarlığı yapmak şartıyla.

Yoksa; hiç ummadığınız bir hesap pusulası ile karşılaşabilirsiniz. Bunun dışında, balık yemeği sevmeyenler için, Erdek sokaklarında bol miktarda kebapçı da bulunmakta.

NE SATIN ALINIR

Erdek’ten ne satın alınır? Erdek denilince akla: kırmızı soğan, zeytin ve zeytinyağı gelir. Gerek kendiniz için ve gerekse yakınlarınıza hediyelik olarak, bunları alabilirsiniz.

Balıkesir Erdek

GEZİ ROTASI-PLANI

Evet, Erdek denilince, Erdek 3 bölgeden oluşuyor: şehir merkezi, kamplar bölgesi, Ocaklar köyü.
Çevre yolundan, Adnan Menderes caddesine, sola dönün. Doğruca gittiğinizde, limana ulaşacaksınız. Burada; küçük bir ada var, Zeytinli ada. Burası; uzun yıllar, sporla ilgili Bakanlığın elinde imiş. Şimdi, Belediye’ye devredilecekmiş. Sonuçta; adadaki tesislerin halka açılacağını duydum, güzel bir uygulama. Ama bir şey daha duydum. Bu adayı Fenerbahçe Spor Kulübü almış?

Bu durumda, doğal olarak, tesislerin halka açılması hayal. Neyse, burada yani liman çevresinde; çay bahçeleri, kafeteryalar ve barlar var. Bunlar; gece geç saatlere kadar açık. Burada; gerek denizi ve gerekse balıkçıları izleyebilirsiniz. Özellikle, belirli saatlerde tuttukları balıkları sergileyen, ağlarını onaran balıkçıları ve rengarenk teknelerini görebilirsiniz. Burada yürüyün, yorulunca çay bahçelerinde, sıcak çayınızı yudumlayın.

Daha sonra, merkeze doğru ilerleyin. Merkezde, her çeşit ihtiyacınızı karşılayacak mağazalar ve güzel yemekler yiyebileceğiniz lokantalar var. Bol miktarda, balık restoranı ve kebapçı bulabilirsiniz.

Devamında; Ali Haydar sahil bandına çıkın. Sahil bandında: kumsalda, tertemiz havada, kuş seslerini dinleyerek yürüyüş yapabilirsiniz. Özellikle, akşamları, sahil yolundaki çay bahçelerinde, her türlü canlı müzik bulmak mümkün. Sol yanınız deniz, sağ yanınız ise çay bahçeleri. Ayrıca; otel, motel, pansiyon ve kampingler de var.

Plajlar; Edincik’ten başlıyor, Çuğra’ya kadar uzanıyor.

Pazar ve pazartesi günleri, Erdek’te iseniz, mutlaka, merkezde kurulan pazar yerine gidin. Burada; şifalı otlar, baharat çeşitleri, sebze türleri satın alabilirsiniz.

Bunların dışında, Erdek’te, 1 saatinizi açık hava müzesini gezmek için ayırın, hemen merkezde. Sonra: limanda tekne turları var, zamanınız varsa bunlara katılıp, Kapıdağ yarımadasının çevresinde bir tur atmayı sakın ihmal etmeyin. Ayrıca: tarihe ilginiz ve merakınız varsa, Kyzikos antik kentine gidin. Özellikle: Hadrianus Tapınağı kalıntıları görülmeye değer. Çünkü, yapıldığı antik dönemde, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmekte imiş.

KAMPLAR BÖLGESİ

Buraya ulaşmak için, Düzler köyünden sonra, OPET benzin istasyonundan, 300 m. sonra sahil kesiminden ilerleyerek gitmeniz gerek. Bu yol, zeytinliklerle çevrili. Erdek’in en güzel sahil ve tesisleri, bu yörede. Adı üstünde, kamplar bölgesi. Burada, resmi kurum ve kuruluşların kampları var. Özellikle: çok büyük bir Askeri Kamp var. Erdek Özel Eğitim ve Dinlenme Merkezi adı altında. Düzler köyünün ilerisindeki sahil şeridinde. Sahilde, bir şerit halinde uzanıyor.

Deniz kıyısında; Aquapark benzeri, denize doğru inen kaydırakları var. Ama; daha öncede belirttiğim gibi, rüzgar ters estiğinde, yani belirsiz zamanlarda, burada da deniz kıyısında, deniz anası istilası söz konusu. Bu durumda: çocuklar özellikle denize girmeye çekiniyorlar. Evet, askeri kamp, önde; plaj ve tesisler, hemen arkada ise yine ince bir şerit halinde, iki katlı kalma yerleri var.

Tesisleri mükemmel. Fazla yüksek bina olmaması avantaj. Ancak, buraya yalnızca askeri personel ve yakınlarının girebildiğini unutmamak gerek. Yarımadanın konumundan ve rüzgarın yönünden dolayı, bu bölgenin denizi, Erdek merkeze göre daha temiz ve plajı daha kumlu.

Balıkesir Erdek Çuğra Mevkii

ÇUĞRA MEVKİİ

Bandırma-Erdek kara yolunun 20 nci km.de. Erdek merkezinde, kamplar istikametinde, asıl otellerin bulunduğu yöre burası. Tüm güzelliklerden yararlanmak istiyorsanız, Çuğra mevkiini seçmelisiniz. Zaten, oteller, Erdek merkezinden ziyade, bu bölgede yoğunlaşmış.

Erdek de sahil kesimindeki bu uç noktada, Temmuz ve Ağustos aylarında, gün batımını izlemek büyük keyif. Uzun plajda, inci gibi kum ve pırıl pırıl bir deniz var. Hemen geride ise, çınar ağaçlarının altında çay bahçeleri. Onların gerisinde ise, yoğunlaşan otelleri görebilirsiniz. Burada sıralanan otellerin dışa açık tesislerinde bulunan restoran, kafeterya ve barlar da hayat, tüm hızı ile sürüyor.

Balıkesir Erdek Açık Hava Müzesi

AÇIK HAVA MÜZESİ

Hükümet konağının karşısında. 1948 yılında kurulmuş. Kyzikos antik kentinde bulunan: Helenistik ve roma dönemi kalıntıları olan: Afrodit heykelleri, diğer heykeller, dikilitaş, yazıtlar, mezar stelleri, kabartmalar, levhalar, mozaik parçaları, Hadrianus Tapınağına ait sütun ve başlıklar sergileniyor. Buraya mutlaka gidin. Zaten hemen merkezde olması avantaj. Tarihi kalıntılara merakınız varsa, ilginizi çekebilecek bir yer.

Balıkesir Erdek

ERDEK ÇEVRESİ

Balıkesir Erdek Ocaklar Köyü

OCAKLAR KÖYÜ

Tam bir tatil beldesi. Ormanlık bir yer. Serin, yazın sıcak günlerinde bile bu tatlı serinlik muhteşem. Ama, alt yapı sorunları tam olarak çözülememiş. Buranın denizi de, maalesef, diğer yerlerde olduğu gibi, yoğun deniz anası akınına uğramış. Sessiz, tabiatla baş başa olunabilecek bir yer.

Kumsalı uzun (3 km.) ve bu yüzden kalabalık olmuyor. Erdek’in en güzel bölgelerinden biri. Konum olarak; Kapıdağ yarımadasının batısında kalıyor. Erdek merkeze, araba ile 10 dakika uzaklıkta. Şirin, temiz bir köy. Deniz ve dağlar, hala bakirliğini koruyor.

Balıkesir Erdek Kyzikos

KYZİKOS ANTİK KENTİ

Bandırma yönünden gelinirken, Erdek girişte: “Kyzikos” tabelasını göreceksiniz. Takip edin. Erdek merkeze 9 km. uzaklıkta. Toprak altında kalıp, otların örttüğü bir kent. Bugün, kısmen ayakta. Burada; antik çağlarda, çok büyük bir medeniyetin yaşadığı biliniyor. Miletos’tan gelen göçmenler tarafından kurulduğu sanılmakta. Bu ilk yaşayanların, Trak’ların bir kolu olan Dolionlar oldukları ve şehrin kurucusunun da, kral Kyzikos olduğu biliniyor.

Burada; 1902 yılında kazılar başlamış. Burada bulunan eserler; Erdek Açık Hava Müzesinde ve İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Ören yerinde ise; nekropol, roma tiyatrosu ve surların bir kısmı görülüyor. Şehre ait kalıntılar yaklaşık 11 km. karelik bir alana yayılmış durumda. Bu harabeler arasında; bugün, yalnızca tonozlu temelleri ve çevreye yayılmış mimari parçaları bulunan Hadrianus Tapınağı ( kentin 1 km. ilerisinde) şehrin roma dönemindeki ihtişamı hakkında fikir vermekte.

Bu tapınak; roma döneminde, dünyanın yedi harikasından biri olarak tanınıyor. Akropol ise; Hamamlı köyü sınırları içinde. Hamamlı köyüne ise, Bandırma-Erdek kara yolunun orta noktasındaki Aşağı Yapıcı köyünden ulaşmak mümkün. İki köy arasındaki uzaklık; 8 km.

Balıkesir Erdek Kapıdağ Yarımadası

KAPIDAĞ YARIMADASI

Erdek’ten Ocaklar köyüne doğru ilerliyorsunuz, Narlı ve İlhanlı köyleri var. Sonra: Doğanlar-Turanlar-Ormanlı-Ballıpınar-Çayağzı-Çakıl-Karşıyaka-Tatlısu-Aşağıyapıcı köyleri geliyor. Sonra; Bandırma’ya ulaşırsınız. Yarımadasın çevresi, yaklaşık 110 km. Yol çoğunlukla asfalt. Ancak: Turanlı-Çayağzı arası bozuk. Çağağzı ve çevresindeki köyler, eski Rum köyleri. Şimdi ise, buralarda, Selanik’ten gelen göçmenler yerleştirilmiş.

Arabanız ile bu rotada bir tur atabilirsiniz. Ancak, yollar dar, bunu göze almanız gerek. El değmemiş sahil ve koyları, balıkçılıkla geçinen köyleri göreceksiniz. Buranın en büyük özelliği ise, yalnızca burada yetiştirilen kırmızı soğan. Bu soğanlar: rengi, tatlı ve sulu olması ile ünlü. Sonra; zeytin. Evet, burada zeytin çok yaygın. Çizme, kırma, sele gibi birçok çeşit zeytin bulabilirsiniz.

Balıkesir Erdek Paşa Limanı Adası

PAŞA LİMANI ADASI

Erdek ile Avşa adası arasında kalıyor. Marmara adasından sonra, bölgenin ikinci büyük adası. Eski adı: Haloni olan adanın günümüzdeki adı ise; Kaptan-ı derya Lala Şahin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının, buradaki limanı üs olarak kullanmasından almış. Ada; tarihi süreç içinde; haçlı donanması ve zaman zaman da Arap işgallerine uğrar. Daha sonra ise, uzun yıllar Bizans egemenliğinde kalır. Adada; Poyrazlı, Harmanlı, Balıklı ve Tuzla adında yerleşim yerleri var. Buranın en büyük özelliği; yine deniz ve kumsalları.

EKİNLİK ADASI

Eskiden Koutali yani Kaşık adası olarak da bilinirdi. Komşusu olan Avşa adasından, kıyıları yüksek, dar bir boğaz ile ayrılıyor. Adanın en yüksek yeri: kaşık tepesi. Toprakları, tarıma daha elverişli. Küçük nüfuslu, tek bir köyü var. Turistik pansiyonlarında konaklamak mümkün.

Balıkesir Erdek Avşa Adası (Türkeli Adası)

AVŞA ADASI: (TÜRKELİ ADASI)

Paşalimanı adasının batısında. Yapısı: büyük ölçüde granit katmanlardan oluşmuş. Basık görünümlü, alçak bir ada. Erdek’e gelipte, Avşa adasını ziyaret etmeden gitmek olmaz. Erdek’ten 18 km. uzaklıkta. İster feribotla, ister tekne gezintileriyle avşa adasına her gün Erdek’ten seferler düzenleniyor. Bu adanın çevresi tamamen plaj. Bu plajlar çok temiz, deniz pırıl pırıl.

Marmara denizinde, hala temiz yerlerin kaldığını görmek insanı mutlu ediyor. Doğal plajları yanında: diskotekleri sabahın ilk ışıklarına kadar faal. Diğer mekanlar ise, gece yarısında kapanıyor. Yani; tam bir eğlence adası. Hafta sonu kaçamakları için uygun. Sahil şeridinde, zengin eğlence mekanları var. Bölgenin diğer adaları içinde; şarapçılığı ile en ünlü olanı. Eski adı, tarihte, Ophioussa veya Afousia olarak geçiyor. Daha sonra, burada bulunan Meryem Ana Manastırı ile özdeştirilerek Panaya da denilmiş.

En önemli yerleşim alanları; yazlık evler, pansiyonlar ve turistik tesisler, adanın batı kumsalı boyunca uzanan Türkeli Köyü ile, adanın doğusunda yer alan Yiğitler köyünde. Dikkat, buranın şarapları çok meşhur, ilginizi çekerse satın alabilirsiniz. Hani; Erdek’ten değil de, İstanbul’dan Avşa adasına ulaşmak isterseniz, o da mümkün. İstanbul’dan deniz otobüsü ile, 3 saat civarında, doğrudan Avşa adasına ulaşmanız mümkün. Yaz sezonunda, İstanbul’dan, her gün deniz otobüs seferleri olmakta.

MARMARA ADASI

Buranın en büyük özelliği: antik çağdan bu yana, saf mermer ocaklarının bulunması. Adadaki ilk yerleşim: antik çağda Miletoslularca kurulmuş. Ancak, tarihi süreçte, birçok kez, Fenikeliler tarafından yağmalanmış. Roma döneminde değerli Kyzikos mermerlerinin çıkarıldığı ve aynı zamanda sürgün yeri olarak kullanılmış. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen, ünlü Mausoleum’un kaplama ve kabartmaları da buradan götürülmüş.

SONUÇ

Evet, Erdek gezi rehberi, tur programı, nereler gezilir, nereler görülür, ne yenir, ne satın alınır. Erdek işte böyle. Eğer beklentileriniz: sakin ve fazla sıcak olmayan bir hava ve deniz ise, burayı tercih edin. Belli başlı büyük şehirlere yakınlığı büyük avantaj. Ayrıca; güneydeki büyük otellerin fiyatlarının yanında, burada daha ekonomik bir tatil yapabilirsiniz, yani ucuzluk da buranın avantajı. Ama, bunların yanında; denizin yosunlu olması ve deniz analarının bulunmasını iyi düşünün. Ayrıca; sezon kısa, sezon dışı gittiğinizde serin havanın etkisiyle denize girme imkanınız olmaz.
Tercih sizin, iyi tatiller.

Bandırma tanıtımı yazısı.

Balıkesir tanıtımı yazısı.

Bursa tanıtımı yazısı.

Balıkesir Bandırma

Balıkesir Bandırma

Bandırma denilince, elbette: yurdumuzun en eski ve köklü tatil yörelerinden biri olan, Erdek’e geçerken uğranılan veya içinden geçilen bir yer olarak düşünülüyor. Son yıllarda ise, İstanbul ile sağlanan deniz yolu ulaşımı, Bandırma yöresini önemli hale getirildi.

Buraya: son olarak, 2015 yılında sadece gelip-geçmek için değil, birkaç gün kalmak için zaman ayırdım. Liman bölgesinde, deniz kıyısında dolaştım. Dalgakıran bölgesinde gezindim. İlçe içinde, sokaklarda gezindim. Güzel bir yer, zamanınız olursa, mutlaka gezin. Tam bir şehir görüntüsü var. Ancak, özellikle deniz kıyısında, liman ve dalgakıran bölümlerinde, sürekli esen rüzgar var, tedbirli olmanızı öneririm. Tarih meraklıları için: burada, halen kazıların devam ettiği, iki tane antik kent kalıntısı var.

Balıkesir Bandırma

ULAŞIM

Bandırma, sahip olduğu ulaşım imkanlarıyla, ulaşımı kolay bir yerdir. Denizyolu ulaşımında, son derece rahat bir konumdadır. Bandırma Limanı, gelişmiş ve donanımlı tesisleriyle, Marmara bölgesinde önemli bir yer tutmaktadır. 1998 yılından bu yana: İstanbul-Bandırma arasında, hızlı feribot ve deniz otobüsü seferleri düzenlenmektedir. İstanbul-Bandırma arasındaki mesafe, yaklaşık 2 saatte alınmaktadır.

Bandırma-Balıkesir arası uzaklık: 99 km. Bandırma-Erdek arası uzaklık: 19 km. Bandırma-Manyas arası uzaklık: 46 km. dir. Bandırma-Bursa arası uzaklık: 108 km. Bandırma-Çanakkale arası uzaklık: 162 km. Bandırma-İzmir arası uzaklık: 272 km. Bandırma-İstanbul arası uzaklık: 351 km. Bandırma-Ankara arası uzaklık: 490 km.

Balıkesir Bandırma

TARİHİ

Bandırma yöresinde yapılan araştırmalarda: bölgedeki ilk yerleşimcilerin MÖ.6.bin yıllarında, buraya geldikleri öğrenilmiştir. MÖ.4000 yıllarında, burada, Troia kültürünün izleri görülür. MÖ.1200 yıllarından sonra ise, Ege ve Balkanlardan gelen göçmenlerin, buradaki yerleşimleri oluşturduğu izleniyor.

Daha sonraki dönemlerde ise: Frigler, Lidyalılar, Mysialılar, Traklar, Persler, Makedonlar, Roma ve Bizanslılar egemenliği ele geçirirler. MÖ.550-334 yıllarında ise, Persler burada görülüyorlar. Büyük İskender, Persleri yenince, MÖ.334 yılında, Makedonyalılar, burayı ele geçirirler.

Yöreye Türklerin girişi: Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in, 1076 yılındaki mücadeleleri sonucu gerçekleşir. Ancak, takip eden dönemde, haçlılar bölgedeki mücadelelere katılırlar. 12.yüzyılda, Selçuklu uç Beyleri, buranın egemenliğini ele geçirirler. Bandırma, Karesi Beyliğinin hakimiyeti altına girer. Karesi Beyliği, Balıkesir merkezli olarak bölgeyi yönetirken, Marmara ve Çanakkale sahilleri ve Karabiga’yı ele geçirirler.

Türkler, bölgede iken, Bizanslılar, Türk ilerleyişini engellemek için, İspanyadan Katalanlar olarak bilinen paralı askerler getirerek, buraya yerleştirirler.

Takip eden dönemde: Osmanlı Padişahı çavuşlarından Haydar Çavuş, Bandırmaya yerleşir. Bazı kaynaklara göre, Bandırmaya sürgün olarak gönderildiği ileri sürülen Haydar Çavuş: burada, kendi adına cami, medrese, hamam ve birkaç ev ile dükkan yaptırır.

Evet, Bandırma: 1830 yılında, Erdek ilçesine bağlanır. 1874 yılındaki büyük yangın sonucunda: büyük kısmı tahrip olur. Ancak, daha sonra yeniden onarılır ve 1876-1878 yılları arasında, Osmanlı-Rus savaşı sonrasında, Kırım ve Romanya’dan göç eden Tatarlar, buraya yerleşirler. 1878 yılında, Balıkesir’e bağlı, bir ilçe olarak görülüyor.

Balıkesir Bandırma

GENEL

Bandırma, Balıkesir ilinin bir ilçesi olmasına rağmen, bir hayli gelişmiştir. Türkiye genelindeki ilçeler arasında, gelişmişlik bakımından, 30. sırada bulunmaktadır.

Burada bulunan, Bandırma Limanı, önemli bir deniz ulaşım merkezi konumundadır. Arazi yapısı, ulaşımdaki zorlukları ortadan kaldırmıştır.

İlçe: Marmara denizinin kıyısında konumlanmıştır. Önemli bir liman kenti olarak öne çıkmaktadır. Gelişmiş ve donanımlı limanı ile, İstanbul’un giriş kapısı olma özelliğini taşır. Sayısal rakamlar olarak, liman, Marmara Denizindeki ikinci büyük limandır. Derinlik: 12 metre olup, 15 gemi, aynı anda yanaşarak, yükleme-boşaltma yapabilirler.

Arazi yapısı: genellikle, deniz kıyısından uzaklaşıldıkça, dağlık ve engebelidir. Kapıdağ: Bandırma ve Erdek körfezleriyle çevrilmiş, bir yarımada durumundadır.

İklim: bölgede, Akdeniz ve Karadeniz iklimi, birlikte görülür. Nem oranı yüksektir.

Bandırma bölgesinde: Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı “6’ncu Ana Jet Üssü” bulunmaktadır.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Deniz kıyısındasınız, doğal olarak, tam bir balık cenneti olan yerdesiniz. Burada, her türlü deniz balığını yiyebilirsiniz.

Özellikle İdo iskelesinin yanında, güzel balık restoranları bulunuyor.

 

GEZİLECEK YERLER

Balıkesir Bandırma Kuş Cenneti-Gölü

KUŞ CENNETİ-GÖLÜ

Bandırma körfezinin 15 km. güneyindedir. Ortalama derinliği: 2-3 metredir. Manyas gölü, kuş cenneti hakkındaki ayrıntılı bilgiyi, yine bu sitede, Manyas gölü kuş cenneti başlığı altında bulabilirsiniz.

Balıkesir Bandırma Arkeoloji Müzesi

ARKEOLOJİ MÜZESİ

İlçe merkezinde, Paşabayır Mahallesindedir. 2003 yılında ziyarete açılmıştır. Bina, yapı olarak çatısındaki fener görüntüleriyle, Osmanlı dönemi mimarisini anımsatmaktadır.

Müze binasında, iki teşhir salonu, bir laboratuvar, kütüphane ve konferans salonu bulunmaktadır. Müzede sergilenen eserler arasında: Anadolu Pers sanatının özelliklerini taşıyan mezar sitelleri, kazılarda bulunan pişmiş toprak kaplar ve Kyzikos antik kenti ve çevresinde bulunan mezar sitelleri sergilenmektedir.

Bunun dışında, genel değerlendirilme yapılırsa: eski Tunç çağından başlayıp, 20.yüzyıl başlarına kadar bölgede hüküm süren uygarlıklara ait buluntular sergileniyor. Eserlerin ağırlıklı dönemi ise: Pers ve Roma dönemleridir.

Müzede, mutlaka görmenizi önereceğim objeler: Phryg dilinde yazı bulunan, Manes adlı kişiye ait mezar steli, Aramca yazıtlı, Anadolu-Pers stilinde, kapı şeklindeki mezar sitelidir.

Balıkesir Bandırma Ulu Cami

ULU CAMİ

İlçe merkezindedir. Abdullah Efendi tarafından, 1382 yılında, yaptırılmıştır. Yapı: dikdörtgen planlıdır ve cephesinde taş ve tuğla süslemeler dikkati çekmektedir.

Balıkesir Bandırma Atatürk Parkı

ATATÜRK PARKI

Bandırma limanının arkasında, Erdek yolu üzerindedir. Burada, halk, gezi ve piknik yapmaktadır.

KURTULUŞ SAVAŞI ŞEHİTLER ANITI

1974 yılında tamamlanmıştır. Anıt: 28 metre çaplı, daire bir zemin üzerinde yükseliyor. Yüksekliği: 25 metredir. Yanlarında: 8 adet, çatılmış silah bulunmaktadır. Çatılmış silahlar: Kurtuluş savaşında, düşmana son kurşunların atıldığını ve silahların çatıldığını, çünkü zaferin kazanıldığını ifade etmektedir. Anıt: 2002 yılında onarılmıştır.

Bu onarımda: anıt beyaz boyanmış, zemin mermerle kaplanmış ve çelenk sunma platformu yapılmış ve buradaki çatışmalarda şehit olan 80 şehidin isimleri, kitabelere yazılmıştır. Ayrıca: geceleri aydınlatılan anıt, gayet heybetli olarak, uzak mesafelerden dahi, görülebilmektedir.

Balıkesir Bandırma Kyzikos

KYZİKOS ANTİK KENTİ

Bandırma-Erdek kara yolunun üzerindeki antik kente, ilçe merkezinden yaklaşık 10 dakikada ulaşmak mümkündür.

Yani: Bandırma-Erdek kara yolunun, 10.km.de, Aşağı Yapıcı yol ayrımından, Erdek yönüne ilerlediğinizde, yolun sağ tarafında “Kyzikos antik kenti” kalıntılarını görebilirsiniz.

Antik kent: antik dönemde, Kapıdağ yarımadasının, ana kara ile birleştiği yerde kurulmuştur. Kentin: Propontis (yani Marmara) denizinde: 3 doğal limanı bulunuyordu. Bunun sonucunda, hem anakarayı ve hem de Kapıdağını kontrol edebilecek bir stratejik konumdaydı. Şehrin ilk yerleşimcilerinin yani kurucularının ise: Thrakia’dan gelen Pelasglı Dolionlar’dır. Zaten, mitolojik anlatımlara göre: kentin kurucusu olarak kabul edilen, kral Kyzikos, Thrak kralı Eusorson soyundan gelmiştir.

Takip eden tarihi süreçte: kent, MÖ.546 yıllarında Perslerin egemenliğine girer. MÖ.133 yıllarında ise, Pergamon Krallığının bölgedeki üstünlüğü dönemlerinde, şehir en parlak dönemlerini yaşar. MÖ.138-133 yıllarında, şehir, Roma imparatorluğuna bağlanır. Ancak, bu dönemde, Roma’nın iç çekişmelerinde, muhaliflerin yanında yer alan şehir halkı, muhaliflerin yenilmesiyle, zor durumda, yani Roma imparatoru Augustus’un düşmanlığıyla karşı karşıya kalır.

MS.672-678 yılları arasında, Emevi Halifesi Muaviye: Bizans’a yaptığı seferde, kışı, bu şehirde geçirmiştir. Ancak: 1063 yılındaki deprem ve takip eden olumsuz etkenler sonucu, şehir, büyük ölçüde tahrip olur ve tamamen terk edilir. 1085 yılında, bölge Selçukluların egemenliğine girer. 1336 yılında ise, Osmanlılar bölgede egemenliği ele geçirirler.

Antik kalıntılar, burada geniş bir alana yayılmıştır. Ancak, herhangi bir resmi çalışma yapılmadığından, daha çok harabe görünüm sunmaktadır. Kentin büyük bölümünün, halen toprak altında bulunduğu sanılıyor.

Mezar Anıtları

Kyzikos şehrinde, iki tane nekropol yani mezarlık alanı var. Bunlar, genellikle şehirlerin dışına yapıldıkları için, define avcıları tarafından, kazılarak tahrip edilmişlerdir. Bu şehirde de, güney ve batı arasındaki iki nekropol alanında: Roma dönemine ait, lahit ve lahit parçaları bulunmuştur. En çok bulunan eserler: mezar stelleridir.

Ancak, bölgede, arkeologlar tarafından en çok bulunmaya çalışılan mezar: kentin kurucusu olan kral Kyzekos’un mezarıdır. Halen bulunamamış olan bu mezarın: Erdek-Bandırma karayolu üzerinde, Çanakkale yol ayırımından sonra, yolun solunda yer alan Tümülüs içinde bulunduğu kabul ediliyor. Ancak, herhangi bir kazı yapılmadığından, bu düşünce kesinleşmemiş.

Hani belli mi olur, yakın zaman sonra veya şu an, burada kaçak define arayıcıları kazı yapıyor olabilirler, onlar işini bitirince de, televizyon kameraları olay yerinden birkaç gün yayın yapar ve sonra her şey unutulur gider. Lütfen gerekli tedbirler alınsın.

Hadrian Agorası

Antik kentin batısında, Hadrian Tapınağının kuzey ucundadır. Genişliği: 83 metre olarak belirlenmesine rağmen, uzunluğu bilinmiyor, çünkü duvarları tahrip olmuş. Özellikle: doğu sınırını belirleyen duvar kalıntısı yok. Depremler sonucu bu antik şehir yıkılıp tahrip olunca, buranın birçok mermer parçası, özellikle gemilerle İstanbul’a taşınarak, oradaki yapılarda kullanılmıştır.

Balıkesir Bandırma Kyzikos Amfi Tiyatro
Amfitiyatro

Antik kentin kuzeyinde, sur duvarlarının dışında, dere yatağındadır. Burada: yapının, birkaç, tonozuna ait ayaklar dışındaki bölümleri, tahrip olmuştur. Tiyatro, dere yatağına inşa edildiğinden, oturma basamakları, toprak zemine yerleştirilmiştir. Güney ve kuzey yönündeki oturma yerleri ise, tonozlar üzerindedir. Tiyatro yapısı: kente gelen seyyahların ilk dikkatini çeken yapı olması bakımından önem kazanmaktadır. Yapılış tarihinin, büyük olasılıkla MS. 155 yılı olduğu düşünülüyor.

Balıkesir Bandırma Kyzikos Hadrian Tapınağı
Hadrian Tapınağı

Antik kentte, mutlaka görmenizi önereceğim, en önemli yapı. Tapınak: Bandırma-Erdek karayolu üzerinde: Düzler köyü girişindedir.

Tapınak inşaatına: MS.1.yüzyılda başlandığı, ancak mali sıkıntılar nedeniyle, inşaatının uzun sürdüğü biliniyor. Ancak, Roma imparatoru Hadrian’ın yaptığı yardımlar sonucu, inşaat tamamlanır. Edinilen bilgilere göre: MS.117 yılında, bölgede oluşan deprem sonucu, Roma imparatoru Hadrianus, MS.124 yılında buraya gelir ve kent ile tapınağın tahrip olduğunu görür. Bunun üzerine, maddi yardımda bulunarak, gerek kentin ve gerekse tapınağın onarılmasını sağlar. Dolayısıyla, büyük olasılıkla Zeus adına yapıldığı sanılan tapınak, bu yardımdan sonra imparator Hadrian’a adınmıştır.

Tapınak alanı

120 x 80 metre ölçülerindedir. Bulunduğu yer: 6-8 metre yüksekliğinde bir tepe şeklindedir. Mimar Aristainetos tarafından, doğu-batı yönünde uzanan, 7 galeri üzerinde inşa edildiği sanılıyor. Yapının zemin katını oluşturan galerilerinin sadece 3 tanesi : günümüze kadar ulaşmıştır.  Bunun dışında, yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında: tapınağın güney kısmı, tamamen ortaya çıkarılmıştır. Bu kısımda: mermer döşeli zemin, frizler, korint başlıklı sütunlar ve diğer kısımlar var.

Son olarak, bu tapınağın muhteşemliğinin ifadesi açısından şunu söylemek istiyorum: MS.167 yılında, burayı gören filozof Aristeides, şöyle demektedir: “ Önceleri, gemiciler, dağların şekillerine bakarak, adaları birbirinden ayırıyorlardı. Şimdi ise, tapınağınız, dağların yerine geçti. Fenerlere ve işaret bayraklarına gerek kalmadan, şehriniz, gemicilere yol gösteren tek şehirdir.”

Balıkesir Bandırma Kyzikos Sur Duvarları
Sur Duvarları

Antik dönemlerde, malum olduğu üzere, bir kentin en büyük etkileyici özelliği, sur duvarlarının ihtişamıdır. Çünkü:  kente saldıracak olanlar üzerinde, olumsuz etki yaratır. Bu kentte de, güçlü sur duvarları bulunduğu sanılıyor. Günümüze kadar ayakta kalmış duvarlar: bunu kanıtlıyor. Çünkü: kentin büyük bölümü ovada bulunuyordu, yani saldırılara karşı açıktı. Bu yüzden, kentin korunması için, güçlü sur duvarlarına ihtiyaç vardı.

Kyzikos şehrinin, MS.4.yüzyılda, çok güçlü sur duvarlarına sahip olduğu biliniyor.

Günümüzde: sur duvarları, büyük ölçüde tahrip olmuş olarak gelmiştir. Bu yüzden, özellikle kapıların yerlerini belirlemek mümkün değildir.

Balıkesir Bandırma Daskyleion (Ergili)

DASKYLEİON (ERGİLİ) ÖREN YERİ

İlçe merkezinin 30 km. güneyinde, Kuşgölü kıyısında, Ergili Köyü yakınlarındadır. Bu bölgede, Hisartepe denilen yerde kurulan Pers Satraplığı Merkezi: 1952 yılında keşfedilmiştir. Satraplık Merkezi: Kuş gölünün bulunduğu yeri, cennet bahçesi olarak kullanmıştır. Bölgedeki kazılar halen sürdürülmektedir.

Balıkesir Bandırma Daskyleion (Ergili)

Antik şehrin, yani Satraplık merkezinin kuruluşu: MÖ.2000 yıllarına kadar gitmektedir. Troya savaşının ardından, Dioller, bölgeye gelerek yerleşirler. Daha sonra ise, Frigler, Lidyalılar ve son olarak Persler, burada egemenlik kurarlar. Özellikle: Persler zamanında, şehir, önemli bir Satraplık yani Genel Valilik merkezi olarak öne çıkmıştır.  Perslerin, bu bölgede, 250 yıldan fazla hüküm sürdükleri biliniyor. Hatta, daha da ileri gidilerek, Anadolu topraklarında, Pers imparatorluğunun yönetildiği yer, burasıdır bile denilebilmektedir.

MÖ.4.yüzyılda, bölgede İskender’in hakimiyeti görülür. Çünkü: Biga yakınlarındaki Granikos savaşında, Persler, İskender’in güçleri tarafından yenilir ve yok edilirler. MÖ.334 yılında ele geçirilen kent, İskender’in ordusu tarafından yakılıp-yıkılır ve yok edilir. Takip eden tarihi süreçte, sadece, Hisartepe çevresinde, Bizans döneminde yapılan bir sur kalıntısı görülmektedir. Zaten, Hisartepesinde yapılan kazılarda: daha da eski dönemlere ulaşılmıştır. Yani Büyük İskender ve Pers öncesi dönemlerde: burada, Zerdüşt dinine ait bir tapınak bulunduğu ve bu tapınağın, dünya üzerinde bilinen en erken tarihli ve tek örnek olduğu söyleniyor. Kazılar tamamlanıp, bu tapınak tam olarak ortaya çıkarıldığında, bölgenin “Zerdüşt” dini mensupları  tarafından, yoğun ziyarete uğrayacağı düşünülüyor.

Balıkesir Bandırma Daskyleion (Ergili)

Evet, biraz önce söylediğim gibi, burada arkeolojik çalışmalar sürdürülüyor. Özellikle: ortaya çıkarılan, MÖ.477 yıllarında, Satrap Arbatoz tarafından yaptırılan Pers Satraplık Sarayının, bulunan temel ve bir kısım duvarı: şehrin altın çağını yaşadığı dönemlerin izlerini sunmaktadır. Sarayın teras duvarı ve dini yapı kalıntıları görülüyor. Büyük İskender dönemine ait ise: kupalar ve başkaca tarihi eserler de bulunmuş.

Ayrıca: Anadolu Pers stilinde yapılmış ve üzerinde yazıtlar bulunan mezar stelleri, fildişi eserler, dokuma tezgahları ağırlıkları (bu ağırlıklar, antik kentin sembolü olan ton balığı kabartmalı, kurşun ağırlıklardır) , mühür baskıları gibi yeraltından çıkarılan çeşitli objeler, Bandırma Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.

Balıkesir Bandırma Daskyleion (Ergili)

Özellikle: yakın zaman önce ortaya çıkarılan: Pers imparatorluğu dönemine ait, 2500 yıllık aile mezarı, buraya, yoğun ilginin yönelmesine neden olmuştur. Bu mezar: Pers valisine aittir. MÖ.334 yıllarından kalma, Tümülüs altında, 9.5 metrelik mermer bir kapı geçitinden girilen, 2 odalı, 2 kişilik (vali ve eşine ait) bir mezar. Mezar yapısından ele geçirilen altın paralar ve antika eşyalar (seramik parfüm şişeleri, ahşap oyma masa ayakları) , Bandırma Arkeoloji Müzesine teslim edilmiştir. Sürekli sürdürülen kazı çalışmalarında: şehri koruyan surların en yükseğinin, yaklaşık 2.60 metre olduğu (toprak zemin kazıldığında, bu surların yüksekliğinin: 3-3.5 metreye kadar ulaşacağı düşünülüyor) tespit edilmiştir. Bu kireç taşından yapılan yüksek surlar: kentin heybetinin işaretidir.

Burası, günümüzde “Milli Park” ilan edilerek koruma altına alınmıştır. İlçe merkezine yakın olması nedeniyle, tarih meraklıları tarafından, rahatlıkla gidip gezilebilir.

Erdek tanıtım yazısı.

Balıkesir tanıtım yazısı.

Bursa tanıtım yazısı.

 

 

Balıkesir Gönen

Balıkesir Gönen

Gönen ilçesine, 2015 yılında gittim ve iki gece kaldım. Kaplıcalar bölgesinde, muhteşem oteller var. Otellerin banyolarında, şifalı su bulunuyor. Bunun haricinde, en alt katlarında, şifalı su bulunan havuzlar var. Tüm bunların yanında, bölgede, açık havuzlar da bulunuyor. Özellikle, bu açık havuzların üzerinden yükselen, buharlar, buralara ayrı bir hava veriyor.

Otellerin önünde, birçok alışveriş tezgahları bulunuyor. Gönen denilince, akla gelen ilk şey: evet, bu kaplıcalar. Zaten, özellikle İstanbul’dan olmak üzere, çevreden de, buraya kaplıcalar için çok miktarda ziyaretçi geldiğini gördüm. Kesinlikle, bu şifalı sular değerlendirilmeli, yakınlarda iseniz, mutlaka buraya gidin ve bu güzellikleri yaşayın.

Balıkesir Gönen

ULAŞIM

İlçe, Bandırma merkeze 45 km. uzaklıktadır ve buradan İstanbul’a feribot ile ulaşım mümkündür. Bu kısa mesafe, özellikle İstanbullular tarafından, Gönen kaplıcalarına yoğun ziyarette bulunulmasına neden olmaktadır.

Gönen-Balıkesir arası uzaklık: 104 km. Gönen-Balya arası uzaklık: 54 km. Gönen-Biga arası uzaklık: 178 km. dir.

Gönen-Çanakkale arası uzaklık: 150 km. Gönen-Bursa arası uzaklık: 155 km. Yalnız: Bandırma-Gönen arasındaki uzaklık, az olsa da, özellikle mevsimlere göre, bu yolda aşırı sis durumları oluşuyor, buna dikkat.

TARİHİ

Gönen: Milattan önceki  tarihlerden itibaren yerleşim yeri olarak öne çıkmıştır. MS 2’nci yüzyılda bulunan yazıtlarda: şehrin adının “Thermi” yani “Sıcak su şehri” olarak bilindiği öğrenilmiştir. Bölgedeki hamamlar “Granikaion hamamları” olarak isimlendirilmiştir. Biraz önce sözünü ettiğim kitabelerde “sıcak suyun, şehir için önemli olduğu ve şifa dağıtan suyun, insanlara sunulması için yardım yapan yönetici ve kişilerin isimleri” belirtilmektedir.

Evet, uzun süre Bizans idaresinde kalan bölge: 13.yüzyılda, Anadolu Selçuklularının eline geçmiştir. Daha sonra Karesi Beyliği ve 1334 yılında Osmanlılar görülüyor.

1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı sonrasında ise, Balkanlar ve Kafkaslardan gelen çok sayıda Türk göçmen, bu yöreye yerleştirilmişlerdir.

Bölgede: 1885 yılında Belediye teşkilatı kurulur, 1920 yılındaki Yunan işgali, 1922 tarihinde sona erdirilir. 1953 yılında ise: Gönen’de büyük bir deprem meydana gelir ve bunun sonucunda, yöre, büyük hasar görür. Hemen hemen bütün binalar yıkılır ve 300 civarında insan ölür.

Balıkesir Gönen

GENEL

İlçe arazisi, genellikle ovalık ve dağlıktır. İlçe merkezinin, deniz seviyesinden yüksekliği: 33 metredir. Kaz dağlarından doğarak, ilçe merkezinden geçen Gönen çayı, Marmara Denizine dökülür. Kaplıca sularının oranının yüksek olması nedeniyle, bu sular gerek şifa bulmak amacıyla ilgili tesislerde kullanılıyor ve gerekse, Gönen ilçesi içindeki 2500 civarındaki konutun ısıtma işlevlerinde jeotermal enerji olarak kullanılıyor.

Marmara denizinin etkisiyle, iklim faktörleri, nispeten ılımandır. Yazları sıcak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Gönen ilçe merkezine, 27 km. uzaklıkta bulunan Denizkent Yazlık Tatil Beldesinde konaklayanlar ise, bu yörenin: bronşit ve astım hastalıklarına iyi geldiğini ileri sürmektedirler. Yani: Gönen, gerek kaplıca suları ve gerekse temiz havası ile, tam bir şifa merkezi.

İlçe ekonomisinin temelinde, hayvancılık önemli rol oynamaktadır. Özellikle: tavukçuluk ve arıcılık öne çıkmaktadır. Bunun dışında: deri ve gıda sektörü de canlıdır. Tarımsal ürünler düşünüldüğünde: çeltik üretimi öne çıkmaktadır.

İklim: yörede, Marmara denizinin de etkisiyle ılıman bir iklim görülmektedir. Yazları sıcak, kışları ise yağışlı ve yumuşak Akdeniz iklimi egemendir.

Ömer Seyfettin, 1884 yılında Gönen’de doğmuş, çocukluk ve gençliğinin ilk dönemleri burada geçmiştir. Bunun sonucunda ise: her yıl, Mart ayının ilk haftasında “Ömer Seyfettin Kültür Sanat Haftası” düzenlenmektedir.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

KAPLICALAR

Gönen bölgesi; uzun yıllar boyunca: “Kaplıca Şehri” veya “Şifa Şehri” olarak tanınmaktadır. Yılda, yaklaşık 200 bin civarında ziyaretçi, sırf şifa bulmak amacıyla, kaplıcalara gelmektedir.

Kaplıca suları: yoğun olarak iki yerde çıkmaktadır. Bunlar: Ekşidere köyü ve İlçe merkezindedir.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

EKŞİDERE KÖYÜ

Bu köydeki, “Dağ Ilıcası” isimli kaplıca tesisi, büyük ilgi görmektedir. İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır. Çevresinde birçok otel ve pansiyon bulunmaktadır. Buranın en önemli özelliği: şifalı suyun, yeryüzüne çıktığı haliyle, hiçbir işleme tabi tutulmadan korunmuş ve hizmete sunulmuş olmasıdır.

Yani, doğallığı öne çıkıyor. Kaynağın üzerinde inşa edilen ve gerekli hijyen şartları sağlanan havuz ile, termal sudan en iyi şekilde yararlanmak mümkün hale getirilmiştir. Havuzdaki suyun sıcaklığı: 41 derecedir. Bu suyun analizleri yapıldığında, içinde 23 farklı mineral bulunduğu tespit edilmiştir. Şifalı suyun: kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarında, yararlı etkilerinin bulunduğu resmi kurumlar tarafından da onaylanmıştır.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

İLÇE MERKEZİNDEKİ KAPLICA TESİSLERİ

Kaplıcalar bölgesinde: Kaplıca A.Ş. olarak hizmet veren işletme: büyük bir park içinde, yeşillikler arasında hizmet vermektedir. İlçe merkezine, 300 metre uzaklıktadır. İşletme bünyesinde: yıldızlı oteller bulunmaktadır. Ayrıca: Osmanlı ve Bizans dönemlerinden kalma, Tarihi Hamam, Açık yüzme havuzları, restoranlar ve daha birçok tesis bulunmaktadır.

Benim en çok ilgimi çeken: bu açık havuzlarda, özellikle akşamları, muhteşem bir buhar yükseliyor ve ortaya çok değişik bir görüntü çıkıyor. Havuzlar öyle yapılmış ki, bu açık havuzların bir kısmı, kapalı bölümde, yani hem açık, hem kapalı havuz olarak işlev görüyor. Bu arada: konaklama tesislerinin içinde de, gerek odalardaki banyolarda ve gerekse tesislerin muhtelif yerlerindeki havuzlarda, bu kaplıca suları bulunuyor. Yani: odanızda bile, küvet içinde bu kaplıca suyundan yararlanabiliyorsunuz.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

Kaplıca sularının iyi geldiği belirlenen rahatsızlıklar şunlardır: romatizmal ve eklem ağrıları, bel ve boyun fıtığı, ameliyat sonrası iyileşme, ortopedik ve nörolojik rahatsızlıklar.

GÖNEN İĞNE OYALARI

İğne oyaları, yıllardır Gönenli bayanların geçim kaynağı olmuştur. İğne oyası : dantel, kasnak nakışları vs. gibi el işleri yanında, sadece iğne ile yapılan ve muhteşem el emeği, göz nurun ve özveri isteyen bir sanattır. İğne oyası yapılırken, sadece merkez kısmı, tığ ile yapılır ve diğer kısımlar, iğne işçiliği ile devam edilir. Yapımda: etamin iğnesi ve özel, oya iplikleri kullanılır.

Desen durumuna göre, bu iplerin kalınlıkları değişir. Normal şartlarda ise, merkez kısmı kalın, diğer kısımlar ince iple yapılır. İğne oyalarının yapımı: tür, şekil ve desene göre: 1 gün ile, 3-4 ay arasında sürebilmektedir. Uzun sürenler: masa örtüleridir ki, inanılmaz bir emek ve sabır istemektedir.

Balıkesir Gönen İğne Oyaları

Rengarenk ve büyük el emeği, göz nuru iğne oyaları, bu yörede en çok tutulan hediyelikler arasındadır. İğne oyalarının satıldığı tezgahlar: ilçe merkezindeki kaplıca tesislerinin bulunduğu bölgededir. İnsanlar, buradaki tezgahları gezdiklerinde, mutlaka hoşlarına giden iğne oyalarından buluyorlar.

Siz de, iğne oyaları pazarına mutlaka uğrayın.

Balıkesir Gönen Baldo Pirinci

GÖNEN BALDO PİRİNCİ

Pirinç, insanlığın en eski ve temel besin maddelerinden biridir. Ilık suda yetişir ve zengin toprakları sever.

Pirinç üretimi, Gönen bölgesinde: makinelerde üzerindeki “kavuzlar” soyulup, çeşitli parlatma işlemlerinden geçirilerek yapılır. Ama, Gönen Baldo pirinci, lezzet ve kalitesi açısından gerek ülke içinde ve gerekse dünyada tercih edilmektedir. Zaten: baldo pirinç: daha tombul ve lezzetlidir. Kokusuzdur. Daha çok kabarır ve su kaldırır, bu nedenle pilav için uygun bir seçimdir.

Baldo kelimesi: iri ve dolgun taneli pirinç anlamına geliyor.

Evet, pirinç: yağsız olduğundan, özel beslenmelerde önemli yer alır. Ayrıca, tansiyon düşürücü özelliği de vardır. Böbreklerinden ve kalp yetersizliğinden ve ödemlerden rahatsız olanlar: sodyum ve potasyum bakımından yoksun olan pirinci bol bol tüketebilirler. Ayrıca: suyu kendine çeken bir besin maddesi olması nedeniyle, dokulara yerleşmiş tuzu da çekerek, sağlığı olumlu yönde etkiler.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Gönen yöresinde, özellikle: höşmerim tatlısını önerebilirim. Bunun dışında: simit ve ayran deneyebilirsiniz. Dağ ılıcası tesislerinin bulunduğu yerde: güveçte kaşarlı alabalık tadabilirsiniz. Hatta ve hatta, Gönen yöresinde, meşhur “Kelle peyniri” de yemelisiniz.

Balıkesir Gönen İğne Oyaları

NE SATIN ALINIR

Buradan: pirinç ve iğne oyası satın almalısınız. Özellikle: iğne oyası, son yıllarda, Gönen yöresinde en çok alışverişi yapılan el sanatlarındandır. Oya pazarına alışverişe gelenler, turizme hareketlilik kazandırırlar.

Balıkesir Gönen

GEZİLECEK YERLER

GÖNEN ŞEHİR PARKI

1953 yılındaki depremden sonra, kaplıca bölgesindeki mezarlık buradan taşınır ve mezarlığın olduğu yere: şehir parkı yapılır. Böylece: asırlık:; servi, ıhlamur, kestane, çınar ve söğüt ağaçlarının bulunduğu, hemen yanı başından Gönen çayı akan, tüm termal tesislerin ve pansiyonların, dinlenme mekanlarının, iğne oyaları satılan tezgahların ve keyifli yürüyüş yollarının bulunduğu bir park ortaya çıkar. Hatta: bu park o kadar yeşildir ki, “Yeşil Gönen” benzetmesi, ilçeye yakıştırılır.

Hatta: parkın yapımında, öyle ilginç şeyler olmuş ki, yapılan hafriyat çalışmalarında: toprak kazıldıkça, Roma dönemine ait mozaikler, yazılı taşlar, sütun başlıkları ve madeni paralar ortaya çıkmış.

ALACAOLUK KALESİ

İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta, Alacaoluk köyündedir. Ulaşım açısından biraz problemli olsa da, ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yer. MS 2’nci yüzyılda, yapıldığı tahmin ediliyor. Ala dağlar arasında, küçük bir tepe üzerindedir.

Kalenin yapılışı hakkındaki söylentiler şöyle: “Büyük İskender; konaklamak için, ordusunu Gönen ovasına yerleştirir. Ancak: bataklık olan ovada, çok miktarda sivrisinek bulunmaktadır ve askerleri sıtmadan hasta olurlar. Bunun üzerine, İskender, askerlerini, daha serine yani dağ yamaçlarına çeker. Burada: 2 kale inşa ettirir. Bunlardan birisi: günümüzde “Alacaoluk kalesi” olarak bilinen kaledir. Diğeri de, Gönen ilçesine bağlı “Babayaka” köyünde bulunmaktadır.

Günümüzde, burada sadece temel kalıntıları görülmektedir. Özellikle: defineciler, kalenin her yanını deşmişler. Yakın zaman sonra, büyük olasılıkla, kaleden geriye hiç bir şey kalmayacak.

BABAYAKA KALESİ

Biraz önce sözünü ettiğim gibi: Büyük İskender tarafından inşa edilmiştir. Babayaka köyünün hemen girişindedir. İlçe merkezine, 6 km. uzaklıktadır. Kale: yöreye gelen turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.

Balıkesir Gönen Güvercinli Köprü

GÜVERCİNLİ KÖPRÜ

Gönen çayı üzerindedir ve Romalılar zamanında yapıldığı bilinmektedir. Ancak, Karesi Beyliği zamanında yenilenmiş ve Osmanlılar zamanında da kullanılmıştır. Köprü: moloz taştan yapılmış, dört yuvarlak gözden meydana gelmiştir. Ancak, günümüzde harap durumdadır. Halen kullanılmıyor.

Bandırma tanıtımı yazısı.

Balya tanıtımı yazısı.

Biga tanıtımı yazısı.

Balıkesir tanıtımı yazısı.