Aydın Çine

Aydın Çine

Çine, Aydın-Muğla kara yolu üzerinde bulunuyor. Bu yüzden, özellikle Fethiye-Bodrum gibi tatil yörelerine gidenler, buradan sık geçmişlerdir. Ancak, ben Çine’de, 2015 yılında, bir gece konakladım ve iki günlük sürede, ilçe merkezi ve çevreyi gezdim. İlçe merkezinde, özellikle: bir “gazoz” fabrikası gezdiğimizi hatırlıyorum. Şişelerde satılan bu gazoz, o yıllarda yeni üretiliyordu, şu an ne durumda bilmiyorum ama lezzetli bir tadı vardı. Bunun dışında, Çine, pek fazla büyük olmayan, şirin bir ilçe.

ULAŞIM

İlçe: Aydın-Muğla karayolu üzerindedir. Aydın il merkezine, 38 km. uzaklıktadır. Çine-Yatağan arası uzaklık: 34 km. Çine-Karpuzlu arası uzaklık: 29 km.

TARİHİ

Çine yöresinin, antik dönemdeki adı: “Marsyas” tır. Bu isim, bir efsaneye dayanmaktadır. Şöyle ki: “ Tanrıça Athena: bu vadi içinde akan derenin kenarlarında dolaşıp, kaval çalarken, suda resmini görür. Ancak, bu resim, kendisini “şiş yanaklı” olarak göstermektedir. Bunun üzerine, Athena, sinirlenir ve çalmayı keserek, kavalı fırlatıp atar.

Bu sırada, yörede dolaşan çoban, Marsyas, bu kavalı bulur ve öylesine güzel çalmaya başlar ki, ünü her yere yayılır. Bunun üzerine, Tanrı Apollon: müzikte kendisini tek gördüğünden, Marsyası bir yarışmaya davet eder. Ünlü Frig kralı Midas ise, hakem seçilir. Yarışma yapılır. Marsyas kavalı gayet güzel çalar ve hakem Midas tarafından birinci seçilir. Ancak, Tanrı Apollon buna çok kızar.

Marsyas’ın derisini yüzdürür, hakem Midas’ın ise, kulaklarını uzatır, eşek kulağına dönüştürür. Bir süre sonra, yaptıklarından pişman olur. Marsyas’ın bedenini ırmak haline dönüştürür. Yani: bugünkü Çine Çayı hakkındaki söylenti böyledir.

Yörenin tarihi süreçteki en büyük özelliklerinden birisi de: Kurtuluş mücadelesi öncesinde, Büyük Menderes nehri üzerindeki köprüler imha edildiğinden, Yunan işgaline uğramamış olmasıdır. Bu nedenle: Çine ilçesinin kurtuluş günü yoktur.

GENEL

İlçe arazisinin büyük kısmı dağlıktır. Yatağan sınırından doğarak, Menderes ırmağına doğru akan Çine Çayının suladığı, Çine Ovası ve bu ovanın çevresindeki dağlar. İşte, Çine’nin coğrafi durumu bu.

Genel bitki örtüsünde ise: çam ormanları ve zeytinlikler hakimdir. Çünkü: toprakları çok verimlidir. Zeytin yanında, pamuk tarımı da yaygındır. Ancak: Çine bölgesinin ekonomik etkinliklerini konuşurken, sadece tarımdan söz etmek olmaz. Yörede, son yıllarda, dünyanın en iyi çalışan: felspat ve kuvars maden işletmeleri bulunmaktadır.

Bu yatakların, muhtemelen 60-70 yıl dayanacak rezervde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu arada: felspat nerede kullanılır? Cam, seramik, porselen ve emaye yapımında kullanılır. Yani, geniş bir kullanım alanı var. Dünya rezervlerinin, % 95’nin burada olduğu söyleniyor.

İklim: yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.

Aydın Çine

Çine Barajı: Avrupa’nın en yüksek barajı olarak, 2010 yılında açılmıştır.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Çine köftesi meşhur, yemenizi öneririm. Çünkü: Çine köftesi: 1900’lü yıllardan bu yana yapılmaktadır. Yörede: 1930 yılında, ilk köfte dükkanı açılmıştır. Özellikle: Tahsin Işık tarafından yapılan köfteleri, mutlaka tatmanızı öneririm. Yapılan bu köftenin sırrının, sadece çok kısıtlı sayıda insan tarafından bilindiğini de, bilmelisiniz.

GEZİLECEK YERLER

Aydın Çine

KUVAY-I MİLLİYE MÜZESİ

Bina: 1906-1909 yılları arasında yaptırılmıştır. 1919-1979 yılları arasında ise, Çine Askerlik Şubesi olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise, Kuvay-ı Milliye Müzesi olarak restore edilerek hizmete açılmıştır. Müze binası içinde: Yörük Ali Efe ve Albay Şefik Aker’in heykelleri bulunmaktadır.

Bunun dışında: bir takım Etnografik eserler de sergileniyor. Bu binanın önemi şu: Yörük Ali Efe ve kahraman zeybekler: Ege bölgesinde, Yunan işgalcilerine attıkları ilk tokat olan Malgaç Baskınını, burada planlamışlardır. Malgaç baskını dedim de, nedir bu baskın olayı? Müzeyi gezenler, bu baskının önemini hissederlerse, sanırım daha çok etkilenmek söz konusu olacaktır.

Evet, Malgaç baskını: Aydın ve çevresi Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Kuvay-ı Milliye çeteleri: Yunanlıların ikmal yeri olarak belirledikleri, Sultanhisar yakınlarındaki, sıkı koruma altında bulunan “Malgaç köprüsü” nü havaya uçurmayı planlarlar. 57.Tümen Komutanı Albay Şefik Aker, Yörük Ali Efe, Binbaşı Zekai Kaur ile birlikte: 16 Haziran 1919 gecesi, gizlice: Donduran köyünden hareket ederler. Menderes ırmağı sallarla geçilir ve işgal bölgesine sızarlar. Köprüyü ve Yunan birliğini kuşatırlar. Köprü ayaklarına yerleştirilen dinamitler, bir süre sonra patlatılır ve bunun üzerine, saldırıya geçen Yunan birliği de, tamamen yok edilir. Efeler, Sultanhisar sırtlarına çekilirler.

Bu baskın: Yunanlılara vurulan ilk ciddi tokat olarak tarihe geçer. Aydın ve yöresindeki tüm il ve ilçe insanları, bu baskın üzerine, gönüllü olarak dağlara çıkar ve çetelere katılmaya başlarlar. Yani: kurtuluş mücadelesinin ilk kıvılcımı olması açısından, Malgaç köprüsü baskını, tarih sahnesinde öne çıkmaktadır.

Aydın Çine

AHİ BAYRAM (AHİ İBRAHİM) TÜRBESİ

Ahmet Gazi camisinin avlusundadır. Ahmet Gazi’nin kardeşine ait bir türbedir. 14.yüzyılın ilk yarısına tarihlenir. Dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Üstü kubbe ile örtülüdür. Türbenin yapımında: Bizans devrinden kalan devşirme parçalar kullanılmıştır.

Aydın Çine

AHMET GAZİ CAMİ

Eski Çine köyündedir. 1308 yılında yapıldığı bilinmektedir. Menteşoğlu Orhan Bey döneminde, oğlu Hızır Bey tarafından yaptırılmıştır. Ancak, 1390 yılında, Menteşoğlu İbrahim Bey’in oğlu Ahmet Gazi Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Yapı: yapıldığı dönemde, en geniş kubbeli (17 metre gibi, oldukça geniş bir çapı vardır) cami olarak dikkati çekmektedir. Aydın il mahallinin, bilinen en eski camisidir. Aynı zamanda, Batı Anadolu’da, ilk Türk ulu eserlerinden biridir. Duvarlarının 1.70 cm. kalınlığı: dikkat çekmektedir. Duvarları: kesme taş üzerine, moloz taşlarla yapılmıştır. Ancak: çok onarım gördüğünden, mimarisinde birçok değişiklik olmuştur. Özellikle: dış cephede, bu değişim gayet rahatlıkla görülmektedir. İç duvarları ise, gösterişten uzak, oldukça sade bir sıva ile kaplanmıştır.

Aydın Çine

ALABANDA

Doğanyurt köyü sınırları içindedir. Kuzeyde, Çine ovasına  doğru yayılmıştır. Ulaşımı sorunlu değil. Rahatlıkla ulaşılıyor.

Bizanslı tarihçi Stephanos: Kral Kar’ın oğlu “Alabandos”un, bir at yarışını kazanması sonucu, kente “Alabanda” isminin verildiğini yazar. Romalı felsefeci Çiçero ise: Tanrılar Dünyası isimli yazıtında, kentin adını, Kar tanrısı Alabandos’tan aldığını söyler.

MÖ.190 yılında: Makedonya kralı V.Philppos tarafından, kent, tahrip edilir. Romalı  tarihçi Luvius; 170 yılında, Alabandalıların, Roma’ya, elçilerle 23.kg ağırlığında, altın bir taç ve çok sayıda hediye gönderdiklerini yazar. Zengin kent, uzun süre, kendi adına para basmıştır. Zaman zaman para basımı dursa da, Roma imparatorluğu döneminde devam etmiştir. Basılan paralar üzerinde, Pegasos yani uçan at resmi bulunuyordu. Büyük olasılıkla: uçan at yani Pegasos, kentin kuruluşu ile ilgili bir efsaneye dayanıyordu.

Aydın Çine

Şehir: MÖ.1.ve 2.yüzyıllarda: Roma ile iyi ilişkiler içinde olur. MS.22 yılında, Tiberius, kente yeniden dokunulmazlık hakkı verir. Strabon yazılarında:  kentin halkının, oldukça zengin olduğunu, eğlenceye düşkün olduklarını ve kentte, arp çalan birçok genç kız bulunduğundan söz eder.

Alabanda: MS.4.yüzyılda, Bizans hakimiyetine girer. 11.yüzyılda ise, Türkler bölgede görülür. Kentteki, arkeolojik kazılar ise: 1905-1906 yıllarında, Ethem Hamdi Bey isimli şahıs tarafından yapılmıştır. (Hayret, İngiliz veya Fransız değil) Günümüzde de, bu antik kentteki, arkeolojik kazılar sürdürülmektedir.

Aydın Çine

GERGA

Deliktaş mevkiindedir. Alabanda antik kentinin, 13 km. kuzeybatısındadır. Halen, kent içinde görülen kalıntılar: arkaik dönem ve Roma dönemine aittir. Karia kültürünü yansıtmaktadır.

Sur duvarları: tipik Karia stilindedir. Buranın, bir kent olmanın yanı sıra, yerel bir tanrıya adanmış bir yer olma olasılığı da fazladır. Burada görülebilecek en önemli yapı: halen ayakta olan ve tapınak olarak isimlendirilen yapıdır. Bu yapı: büyük kesme taşlardan yapılmış ve üçgen alınlıklıdır.

Alınlığının üzerinde: ilginç bir yazı var. Yapının hemen altında: yere düşmüş heykelin, Kybele’ye ait olduğu düşünülüyor. Çünkü: günümüzden yaklaşık 20-30 yıl önce, heykelin ayakta ve sağlam olduğu, yöre halkı tarafından söylenmektedir.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Aydın Germencik

Aydın Germencik

Aydın-İzmir otoban üzerinde, Selçuk-Kuşadası’na yakın bir konumdadır. 1950’li yılların başında: sazlık ve bataklık olan bölge: takip eden yıllarda, sürekli gelişmiş ve çevre köylerden gelenler, bu küçük yörenin nüfusunu hızla yükseltmiştir. Adına bakınca, belki dikkatinizi çekecektir, buranın yaşlılarının söylediği bir şey var.

Bir zamanlar, bir kısım “Alman” buraya gelmişler ve sözüm ona, burayı kurmuşlar, kurduklarına pek inanmadım ama, buradan geçen tren yolunun bir zamanlar, Almanlar tarafından yapıldığı kesin. Belki de, tren yolunun yapımı sırasında, burada bulunmuşlardır, peki bu “Germen” kelimesi nerden geliyor. Burada yaşayanlara bakarsanız: Değirmencik olan yörenin ismi, zamanla söylene söylene “Germencik” olarak günümüze ulaşmış.

Aydın Germencik

ULAŞIM

Aydın-İzmir otobanı üzerindedir. Aydın-Germencik arası uzaklık: 22 km. Germencik-Selçuk arası uzaklık: 30 km.

Burada özellikle belirtmek istediğim bir yer var. 75.Yıl Selatin Tüneli. İzmir-Aydın otoyolu üzerinde, Belevi mevkiine geldiğinizde: iki tüplü bir tünel göreceksiniz ve bu tünelin içinden geçerek yolunuza devam edeceksiniz. Bu tünel: ülkemizde, hizmete giren ilk en uzun tüneldir. Tünelin İzmir’e olan uzaklığı: 80 km. ve Aydın’a olan uzaklığı ise: 35 km. dir. Tünellerden birinin uzunluğu: 3018 metre, diğerinin ise 3043 metredir. 3 şeritli olan tüp geçitler, 12 metre genişliğindedir.

Aydın Germencik

TARİHİ

Germencik ilçesi: Aydınoğulları Beyliği döneminde, bugün bulunduğu yerden, 2 km. kuzeyde, küçük bir aşiret topluluğu iken, 1902 yılında, “Değirmencik” adı altında kurulan bir yerleşim yerinin devamı olarak günümüze gelmiştir.

Osmanlı döneminde ise, yörenin ismi “İğneabat” olarak anılır. 19.yüzyıl sonlarında ise, “Germencik” olarak anılan bölge: Aydın iline bağlı bir nahiye olarak öne çıkar ve 1948 yılında ilçe merkezi olur.

Aydın Germencik

GENEL

Germencik yöresinde: jeotermal enerji yoğun olarak kullanılıyor. Bu jeotermal enerji: hem şifa ve hem de sağlık turizmini yönlendirmektedir. Özellikle: aşağıda ayrıntılı olarak sözünü edeceğim: Alangüllü (Bozkoy), Ömerli ve Gümüş (Gümüş Ilıca) yörelerinde kurulu tesislerde, termal kaynaklar, şifa niyetine kullanılıyor. Tüm bunların yanında: İlçe merkezinde, özel sektör tarafından yapılan bir jeotermal elektrik santrali de elektrik enerjisi üretiyor.

Yörede: Akdeniz iklimi hakimdir. Kar yağışı ve don olayı, çok nadir görülür. Kışları oldukça ılıman ve yaz ayları ise, sıcak geçmektedir.

Aydın Germencik

Germencik ilçesindeki ekonomik etkinlikler: zeytin ve incire temelden bağlı olarak yürütülmektedir. Ülkemiz genelinde: incir üretiminin % 60’ı ve zeytin üretiminin: % 47’si, buradan sağlanmaktadır. Ancak, bunların yanında, bölge: seracılık alanında da gelişmiştir. Bölgede bulunan seralar: yukarıda sözünü ettiğim gibi, jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Bu da, elbette, maliyetleri düşüren bir faktör olarak öne çıkıyor.

Aydın Germencik

NE SATIN ALINIR

Germencik yöresinde: muhteşem güzel incir yetiştiriliyor. Kurutulan incir ise, çeşitli şekillerde satışa sunuluyor. Sizler de, kendiniz veya yakınlarınız için, mutlaka kurutulmuş incir satın almalısınız. Ancak, ilaçlaması yapılmış yani kurtlanmaktan arındırılmış olmasına dikkat etmelisiniz. Yani: açıkta satılan, herhangi bir marka taşımayan kurutulmuş incir satın alırsanız: büyük olasılıkla, bu satın aldığınız incirler kısa süre sonra kurtlanacaktır.

Bunun yanında: yöreden: incir ezmesi, incir pekmezi, taze incir konservesi, incir reçeli, incir marmelatı, incirli çikolata ve bisküviler gibi, değişik ürünler de satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Aydın Germencik Kanlıbahçe Şehitliği

KANLIBAHÇE ŞEHİTLİĞİ

Büyük Taarruz sonucunda, yenilen ve geri çekilen Yunan güçleri: diğer birçok yerde olduğu gibi, Germencik ilçesinde de: kaçamayan; çoğu çocuk, kadın ve ihtiyarlardan oluşan 94 kişiyi, silah zoruyla toplarlar ve o zamanki karakolları çevresinde bir duvar önünde: kurşuna dizilirler. Sağ kalanları ise, karakol önünde bulunan, 2 kuyuya canlı canlı atarlar.

Kuyudan çıkmamaları içinde, vurularak şehit edilenleri, üzerlerine atarlar. Bu olaydan sonra: bu mevki “Kanlıbahçe” olarak anılır. Şehit edilen 94 vatandaşımızın ismi ise, burada bulunan mermer bir lahitte yazılmıştır. Bu yöreye giderseniz: burayı mutlaka ziyaret edin, edin ki, ülkemizin neden güçlü olması gerektiğini idrak edelim. Güçlü bir ülke olmaz isek, başımıza geleceklerin ne olduğunu, burada yaşanan vahşeti düşünerek, hayal edelim.

Aydın Germencik Çanakkale Şehitleri Anıtı

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ANITI

Germencik yöresinden, Çanakkale Savaşına giden ve şehit olanlar için düzenlenmiş ve isimlerinin yazılı bulunduğu bir anıttır. Ama, anıtın bir özelliği daha var. Ülkemizde, Çanakkale Şehitleri adına dikilmiş ilk anıttır.

Aydın Germencik  Selatin Anıt Ağacı

SELATİN ANIT AĞACI

Bu anıt çınar ağacı, Selatin yöresindedir. Gövde çapı: 9 metredir. Yüksekliği: 18 metre, gölge çapı: 35 metredir. Ağacın dikildiği tarihin: 1200 yılı öncesi olduğu tahmin edilmektedir. Bu tarihte, ağacın bulunduğu yer, Selçukluların egemenliği altındadır. 800 yıldan fazla süren tarihi süreçte, bu çınar ağacının birçok egemenliğe ve olaya şahitlik ettiği düşünülürse, inanın gölgesinde geçireceğiniz birkaç dakika; sizleri ayrı bir hayal alemine götürecektir. Kesinlikle, burada kısa bir mola verin.

Aydın Germencik Magnesia

MAGNESİA

Ortaklar bucağına bağlı, Tekin köyündedir. Daha da açıkçası: Ortaklar-Söke kara yolu üzerindedir.

Kent: Thessalia’dan gelen Magnetler tarafından kurulmuştur. Ancak: Menderes nehrinin sürekli yatak değiştirmesi, taşması ve salgın hastalıklar ve Pers tehlikesi sonucu: MÖ.400-399 yıllarında kent, Atinalı Thibron tarafından, başka yere taşınır. Ancak, büyük olasılıkla, bu taşınma: kent sakinlerinin, günümüzdeki Magnesia şehrinin eteklerindeki Thorax (Gümüş) dağı eteklerindeki Leukophry şehrine gitmeleri şeklinde olmuştur. Daha sonra; bu insanlar, günümüzdeki Magnesia şehrini kurmuşlardır.

Yeni kurulan şehir: çevresi surlarla çevrili, ızgara planlı cadde ve sokak sistemine sahip bir yerdi. Bulunduğu yer nedeniyle, ticari ve stratejik önemde bir konuma sahipti.

Günümüzde, bu antik ören yerinde görebilecekleriniz şunlar:

Aydın Germencik Magnesia

Leukophryne Tapınağı: Arkaik döneme ait bir tapınak yıkıntıları üzerine, Helenistik dönemde yapılmıştır. İon düzeninde, 8×5 sütunludur. Boyutları nedeniyle, Anadolu’da, Helenistik döneme ait, dördüncü büyüklükteki tapınaktır. Hermogenes isimli ünlü mimarın, baş eseridir. Hermogenes: tapınak planı ve sütun aralıklarına göre tapınak tiplerini belirleyen ilk mimardır.

1994-2001 yılları arasında yürütülen arkeolojik araştırmalarda: tapınağın önündeki altar ile agora arasında, mermer döşemeli bir tören alanı bulunmuştur. Bu tören alanının çevresi: 3 metreye ulaşan tanrı kabartmalarıyla kaplı imiş. Önünde ise, kurban halkaları bulunuyormuş. Törenlere katılacak dernek ya da gurupların duracakları yerleri belirleyen “Topos” yer yazıtları; alanın iki yanını sınırlayan döşeme blokları üzerinde bulunmaktaymış.

Agora: Antik şehrin diğer önemli yapılarından biridir. Ancak, günümüzde: mil altında kalarak ortadan kaybolmuştur. Agora’ya: Artemis kutsal alanından, kutsal bir kapıdan giriliyormuş. Agoranın 26 bin metrekarelik boyutu ve 414 sütunu ile, dönemin en büyük çarşılarından biri olduğu biliniyor.

Şehirdeki diğer önemli yapılar; dini amaçlı törenlerde kullanılmak üzere yapılırken, heyelan sonucu yarım  kalmış bir yapı olan: Theatron. Bunun yanında, 32 kişilik Latrina (genel tuvalet) ve hamam, odeon, Stadion, spor ağırlıklı bir eğitim merkezi olan Gymnasion, Roma Tapınağı, Bizans suru ve 5.yüzyıla ait, enine planlı Çerkez Musa Camisi.

Aydın Germencik Alangülü Kaplıcası

ALANGÜLLÜ KAPLICASI

İlçe merkezinin 10 km. kuzeyindedir. Aydın il merkezine, 60 km. uzaklıktadır. Gümüş dağı eteklerinde, ormanlık bir alan içindedir.

Banyo olarak uygulandığında yararlı olduğu hastalıklar şunlardır: romatizmal ve nörolojik rahatsızlıklar, kronik dönemlerinde ortopedik sekeller ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Ayrıca: yörede, özel bir firma tarafından işletilen konaklama tesisi de bulunmaktadır. Tesiste: 48 oda ve 120 yatak kapasitesi bulunmaktadır.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Aydın Nazilli

Aydın Nazilli: Hemen ana yol üzerinde bulunması, buranın gelişmesi ve büyümesini sağlamış. Ben burada bulunduğum sürede, mevsim olarak uygun olduğundan: burada yetiştirilen çileklerin muhteşemliğine ve güzel tadına şahit oldum. Bu çilekler, Atça yöresinde üretiliyormuş.

Ayrıca: alenen büyük şehir gibi olan ilçe de; gezindiğimde, ilçe merkezinde, birçok yer gördüm. İlçenin tam ortasından tren geçiyor. Ama, düzenli yapılaşması ve çevresinin yeşilliği ile öne çıkıyor. Bu arada, buraya uğradığınızda, bütün yol kıyılarında göreceğiniz ağaçlardaki meyveleri, portakal sanıp tatmaya kalkmamalısınız, bunlar turunç.

Aydın Nazilli

ULAŞIM

Denizli-Aydın karayolu üzerinde bulunuyor. Ulaşım problemi yok. Nazilli-Aydın arasındaki uzaklık: 45 km. Nazilli-Denizli arasındaki uzaklık: 81 km.

Aydın Nazilli

TARİHİ

Ege bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bölgede: ilk yerleşim yeri: Lidyalılar tarafından kurulan, antik “Mas Tavra” kentidir. Kent: ticaret yolları üzerinde bulunduğundan, antik dönemde büyük önem kazanmıştır. Ancak, tüm bölgede olduğu gibi: MÖ.546 yılında: Persler görülür. MÖ.344 yılında ise, Büyük İskender, yörede hakimiyeti ele geçirir. Daha sonra ise, Romalılar görülür. Takip eden dönemde ise, Bizanslılar yörede egemenliği ele geçirirler.

Selçuklular, 1176 yılında, Miryakefalon savaşını kazanınca, Nazilli ve çevresinde egemenliği ele geçirirler. Selçukluların son dönemlerinde ise, Menteşe Beyliği, Sultanhisar ve Nazilli yöresini, 1280 yılında fethederler. 1390 yılında ise: Yıldırım Beyazıt; burayı, Osmanlı topraklarına katar.

Nazilli bölgesinde, 20 Eylül 1899 yılında büyük bir deprem meydana gelmiş ve büyük can-mal kaybı olmuştur. Bu depremde: Ağa ve Çarşı camileri yıkılmış, Aydın ve Nazilli arasındaki köyler, büyük hasar görmüştür. 1117 kişinin hayatını kaybettiği deprem sonucu, 40-70 km. uzunluğunda, yüzey kırığı oluşmuştur.

Nazilli isminin kaynağı: Evliya Çelebinin yazılarında belirttiği üzere: Nazilli kızlarının çok güzel ve nazlı oluşlarından dolayı, buraya, “Nazlı ili” ismi verilmiş ve bu isim günümüze “Nazilli” olarak gelmiştir.

İlk Sümerbank basma fabrikası, burada kurulmuş ve Atatürk tarafından hizmete açılmıştır. Günümüzden birkaç yıl öncesine kadar, faaliyetini sürdüren fabrika, kapanmıştır. Fabrika arazisi, Adnan Menderes Üniversitesine bağlı bir kampus haline getirilmiş.

GENEL

Nazilli ilçesinin bulunduğu, Büyük Menderes havzasındaki ova, denizden 75-80  metre yüksekliktedir. Kent yerleşim planı: kuzey-güney doğrultusunda, bir elips şeklini andırmaktadır. Ancak, son yıllarda: doğu-batı yönünde de gelişmeler görülmektedir. Yine de, çok mantıklı bir yaklaşım ile, verimli tarım arazileri yerleşime açılmamakta ve ilçe merkezinin gelişimi, Büyük Menderes nehri istikametinde ilerlememektedir.

İlçenin ekonomik etkinliği: tarım üzerinde yoğunlaşmaktadır. Özellikle: toprak yapısının uygun olması, her türlü tarım ürününün, burada yetiştirilmesini sağlamaktadır. Özellikle: çay, muz gibi birkaç tür bitkinin dışındaki bütün tarım ürünleri, burada yetiştirilmekte ve üretilmektedir. Pamuk, başlıca üründür. Bölgede, birçok ailenin geçim kaynağı olmuştur. Nazilli’de üretilen pamuk elyaf kalitesi açısından yüksek düzeydedir. Meyan kökü denilince de, Nazilli ve özellikle Büyük Menderes havzası akla gelir. Ülkemizdeki meyan kökü üretiminin büyük bölümü, buradan sağlanmaktadır.

İlçe, tam bir emekli cenneti olarak görülüyor. Burada yaşayan nüfusun % 23’ü, 60 yaş ve üzerindedir. 90 yaş ve üzeri olan, 161 sağlıklı insan tespit edilmiştir. Bu rakamlara göre; Avrupa standartlarının da üzerinde, uzun yaşayan insanlara sahip bir yöre olarak öne çıkıyor. Hatta: bir üniversite tarafından yapılan araştırma sonucu, Nazilli yöresi “Türkiye’nin yaşlılık şampiyonu” ilan edilmiştir.

Aydın Adnan Menderes Üniversitesine bağlı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, ilçe merkezindedir.

İNCİR

İncir, bu yörelerin simgesidir. Özellikle: buralarda yetiştirilen incir; bölgenin havasının uygunluğu, rutubet ve rüzgarın istenilen düzeyde olması nedeniyle, yüksek kaliteli olmaktadır. İncir: zengin mineral ve vitamin içermesi, şekerinin doğrudan kana geçmesi özelliklerinden dolayı, hazır bir enerji kaynağıdır. Ayrıca: hazmı kolaylaştırır, bağırsak faaliyetlerini düzenler ve kabızlığı önler.

Yetiştirilen incirlerin büyük bölümü: kurutulmaktadır. İncir kurutulduktan sonra kurtlanmasını önlemek için ilaçlanması gerekmektedir.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Nazilli yöresinde: yaz aylarında: kar helvası yiyebilirsiniz. Kar helvası: rendelenmiş buz ve şerbet ile yapılır. Bunun dışında: Nazilli pidesi düşünebilirsiniz. Bu pide: kıymalı, kaşarlı, peynirli, yumurtalı, otlu, tavuklu, karışık ve tahinli olarak yapılmaktadır. Özellikle: tahinli seçmelisiniz.

NE SATIN ALINIR

Nazilli yöresinden: kurutulmuş incir satın alabilirsiniz. Ancak: yukarıda sözünü ettiğim gibi, kurutulmuş incir satın alırken, mutlaka içini kontrol edin ve kurtlu olmadığına emin olun. Çünkü: ilaçlanmayan kuru incirler, mutlaka kurtlu oluyor.

GEZİLECEK YERLER

KOCA CAMİ

Uzun çarşı ile, mahalleleri birbirine bağlayan bir yerde kurulmuştur. Önceleri: üstü açık ve kenarları duvarlarla çevrili bir namazgah olarak kullanılmıştır. 1900 yılındaki büyük depremde, minaresi ve kubbesi yıkılmıştır. Depremden sonra onarılmış, ancak bu kez de, Milli Mücadele döneminde çıkan yangında hasar görmüştür. 1930 yılında, halkın gayretleriyle yeniden yapılmıştır. 12 yıllık bir uğraş sonucu, bugünkü şekline kavuşmuştur. Caminin tek minaresi bulunmaktadır. İlk yapılış yılı olarak: 1886 kayıtlıdır. Kubbeleri kurşun kaplıdır.

ARPAZ BEYLER KONAĞI

Arpaz köyü, ilçe merkezinden 15 km. uzaklıkta, güneydedir. Günümüzdeki adı: Esen köydür. Köy: eski bir Karia yerleşkesi olan, Harpasa kalesinin eteklerinde kurulmuş ve adını buradan almıştır. Arpaz’daki Beyler Konağı: Arpaz köyü içinde, Osmanlı imparatorluğunun ayanlık dönemine ait, en güzel yapılardan biridir. Konak: ev, kule, hamam, fırın ve erzak depolarından oluşan bir bütündür.

Yapı: özellikle ahşap işçiliği, nakışları, tavanlarındaki motifleriyle, 19.yüzyıl mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. Bazı değişikliklere rağmen, günümüze kadar, orjinalliğini koruyabilmiştir.

Aydın Nazilli Arpaz Kulesi

ARPAZ KULESİ

Arpaz Beyler Konağının hemen karşısındadır. Geniş kapısından yukarı çıkılan taş merdivenleri bulunuyor. Kapının üst kısmında ise, daha önce kullanıldığı düşünülen bir çekme köprüye ait, makara yuvaları bulunmaktadır. İndirildiği zaman; evin, zemin kat taşlığına dayanan, kemerli bir platforma oturan asma köprü; evden kuleye, doğrudan doğruya bir tehlike anında çekilebilmeyi sağlıyordu.

Dışa tamamen kapalı olan kulenin zemin katı ise, bir dönem de  zindan olarak kullanılmıştır.

Giriş katından: üst kata, ahşap bir merdivenle çıkılıyor. Bu kat: ovaya bakıyor. Bir yaşama mekanı olarak düzenlenmiş. Oturma yerleri, dolaplar ve bir ocak bulunuyor. Hatta, yanında, sonradan eklenen bir hamam var.

Evet, bu kule: korunma, savunma ve geniş görüş açısı nedeniyle, gözetleme amacıyla kullanılmış.

Aydın Nazilli Harpasa

HARPASA

Esenköy sınırları içindedir. Arkaik dönemden kalma surların, kuzey yöndekilerin büyük kısmı, günümüze sağlam olarak gelebilmiştir. Kent:  teraslar üzerine kurulmuştur. Bizans döneminde küçülmüş ve tepede bulunan kale içine yerleşilmiştir.

Şehirde: yüzyıllar boyunca, kesintisiz olarak oturulduğu düşünülmektedir. Şehrin tiyatrosu, Helenistik dönem özelliklerini taşımaktadır. Ancak, Osmanlı döneminde: Arpaz Beyliği olarak, mülki ve askeri yönetim merkezi, burada kurulmuştur.

Harpasa’da kuzeye doğru uzanan tepelerin üzerindeki tepe Tümülüsleri: Lydia etkisiyle yapılmıştır.

Aydın Nazilli Mastaura

MASTAURA

Bozkurt köyünün, 1 km kuzeyinde, dar bir vadinin kuzeyinde küçük bir antik yerleşim yeridir. Günümüzde, bu antik kent: tamamen tarım arazileri içinde kalmış ve özel şahısların mülkiyetindedir. Günümüzde burada görülebilen yani ayakta kalan yapılar şunlardır: bir tiyatro yapısı var ve bu yapının 2 adet kemerli terasla oluşturulan sahne binası ve zeytin ağaçlarıyla kaplanmış orkestra kısmı.

Kentin ortasında: taş, kireç ve harç malzemeyle yapılmış, yüksek bir teras duvarı (üzüm ve incir bahçeleri içindedir) bulunuyor.

Şehrin, güneydoğusunda bulunan nekropol alanında: yarısı açıkta kalan mezarlar, Roma dönemi özelliklerini gösteriyorlar.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.