Artvin

Artvin

Hiç düz yeri bulunmayan bir il. Ayrıca: Artvin, boğaları ile ünlü bir yer ve zaten simgesi de: boğa. Tüm bunların yanında: ülkemizde, müzesi bulunmayan ender şehirlerden biri.

Artvin

ULAŞIM

Artvin-Ankara arası uzaklık: 999 km. Artvin-İstanbul arası uzaklık: 1314 km. Artvin-İzmir arası uzaklık: 1579 km. Artvin-Bursa arası uzaklık: 1327 km. Artvin-Erzurum arası uzaklık: 203 km. Artvin-Trabzon arası uzaklık: 234 km. Artvin-Rize arası uzaklık: 159 km. Artvin-Ardahan arası uzaklık: 235 km. dir.

Karadeniz turuna çıkar ve Artvin şehrini görmek isterseniz: Hopa’dan sapmanız gerekiyor. Bu sapaktan sonra, yaklaşık 75 km. ilerledikten sonra, Artvin şehrine ulaşabilirsiniz. Ama: dik bir yamaç üzerine kurulu kente, keskin virajlar ile dolu bir yolla ulaşılıyor.

Buraya uçak ile gitmek isterseniz, en yakın havaalanı: Erzurum. Ama, uçaktan inince, 203 km. lik bir yolculuk daha yapmak gerekiyor.

Artvin

TARİH

Artvin ve çevresi: köklü ve zengin uygarlıkların yaşadıkları bir bölge olarak öne çıkıyor. İlk yaşadığı düşünülen kavim ise: Hurriler. MÖ.2000 yılında, Hurriler, Artvin ve çevresinde, site devletleri kurmuşlardır. Daha sonra, bölgede, MÖ.1360 yılında, Hitit hakimiyeti görülüyor.

Takip eden dönemde: Hurilerin soyundan gelen Urartular; başkenti Van olan, Anadolu merkezli bir devlet kurarlar. Bu devletin sınırları: kuzeyde, Artvine kadar ulaşır. Ancak: doğudan gelen İskitler tarafından yıkılırlar. Böylece, Artvin ve çevresi; İskit devletinin batı sınırı olur.

İskitler sonrası, bölgede Arsaklar egemen olurlar. Daha sonra, Bizanslılar bölgeyi ele geçirirler. 1040 Dandanakan savaşında Gaznelileri yenen Selçuklular, 1048 yılında, Pasinler savaşı ile, Artvin sınırına gelirler.

Büyük Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra ise: Artvin, Azerbaycan merkezli, İldeniz oğlu Atabeyliğine bağlanır.

Osmanlılar ise, I. Selim döneminde: bölgeyi ele geçirirler. Yaklaşık 250 yıl, Osmanlı devleti, bölgeye egemen olur. 1828 Osmanlı-Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile, Artvin Osmanlının elinde kalır.

Daha sonraki tarihi süreçte, bölgede Rus işgali görülüyor. Ancak: Bolşevik devrimi sonucu, 18 Aralık 1917 tarihinde, Ruslar, Artvin den çekilirler. Daha sonra, 45 yıl Gürcüler bölgeyi işgal ettiler.

7 Mart 1921  tarihinde ise, Artvin’de Türk bayrağı dalgalanmaya başladı. 1926 yılında, Artvin vilayet haline getirildi.

İsim öyküsüne gelince: Artvin, 3000 yıllık tarihi süreç boyunca, defalarca isim değiştirmiştir. Artvin ismi: şehri kuran, Türk İskit Bey’inin adından gelir. Osmanlı devleti zamanında, şehre: Liva denilmiş ve 1936 yılında, Çoruh ismi kullanılmış ve 1956 yılında ise, bugünkü Artvin ismi kullanılmaya başlanmıştır.

Artvin

GENEL

Çoruh nehri, ili ikiye bölüyor. Bunun dışında, arazi olarak, genellikle dağlıktır. Kıyıdan iç bölgelere gidildiğinde, arazi birden yükselir. Bunun sonucunda: il topraklarının, yalnızca binde 2’lik kısmı düzlüktür.

Yüzölçümü bakımından, ülkemizin 55. ili, nüfus bakımından ise, ülkemizin en kalabalık 75. ilidir. Ancak: kent merkezinde, üzerine kurulduğu coğrafyanın bir özelliği olarak, kent meydanı yok. Valilik binasının bulunduğu küçük alan, kentin merkezi sayılıyor.

İdari binalar ve genel alışveriş mekanları, bu meydancık çevresinde yoğunlaşıyor. Yani, şehrin hareketliliği burada.

Meydancığın çevresindeki panolarda ise: boğa güreşi figürlü Artvin manzaraları görebilirsiniz.

Yer altı zenginlikleri açısından, bölge önem taşır Özellikle; ülkemizin en zengin bakır madeni yatakları, Artvin bölgesinde bulunur.

İklim ele alındığında ise: yüksek kesimlerde kışlar sürekli ve bol karlı, yazlar ise serin geçen bir iklim hakimdir. İl topraklarının, yaklaşık % 55 lik bölümü, ormanlar ile kaplıdır. Ormanların büyük bölümü, iğne yapraklı ağaçlardan oluşur.

Çoruh Nehri: İlin en büyük akarsuyudur. Mescit dağlarından kaynağını alarak, Bayburt’u geçer ve Yusufeli İlçesinin Yokuşlu Köyünden, Artvin il sınırlarına girer. Batum’un güneybatısından, Karadeniz’e dökülür. Çoruh Nehrinin uzunluğu: 376 km. dir. Bunun: 354 km. si Artvin il sınırları içindedir.

Turizm: Artvin ili, milli parklarıyla ünlüdür. Şavşat ilçesindeki Karagöl-Sahara Milli Parkı içinde bulunan: Şavşat-Karagöl ve Borçka-Karagöl, turistik özellikleri ön plana çıkan yerler. Ayrıca: Camili yöresi: UNESCO tarafından, biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen, ülkemizdeki tek bölgedir.

Her yıl: Ağustos ayı içinde, “Kafkasör Festivali” düzenleniyor ve 3 gün sürüyor. Kafkasör: bir yayla. Ayrıntılı bilgiyi, aşağıda vereceğim.

ÇORUH ÜNİVERSİTESİ

Evet, Çoruh Üniversitesi, Artvin ilinde kurulu. Ancak: Üniversite hakkında, herhangi bir bilgi sahibi olmak mümkün değil.

Çünkü: internet ortamındaki kayıtları yeterli değil. Yani: internet siteleri, bir üniversiteye yakışmayacak derecede eksikliklerle dolu. Bu yüzden, sizlere bilgi veremiyorum. Umarım Üniversite yönetimi, en kısa zamanda, kendi internet sitelerini yeterli ölçüde bilgi verecek şekilde geliştirirler.

KANO-RAFTİNG TURİZMİ

Artvin denilince, burada Çoruh nehri üzerinde: rafting, kano ve nehir kayağı gibi akarsu sporları yapılıyor. Çoruh nehri: 3225 metre rakımlı Mescit dağlarından doğarak, toplam 466 km. kat ettikten sonra, Gürcistan sınırları içinden, Karadeniz’e  dökülmektedir.

Nehir aynı zamanda, dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Çoruh nehri vadisi: zengin florası ve faunası ile, aynı zamanda kuşların göç yolları üzerindedir. Nehir çevresinde: nesli tükenmekte olan kızıl akbaba türü koloniler yaşamaktadır.

Nehirde: 4 farklı etapta, rafting yapılmaktadır. Zorluk dereceleri: 1,2,3,4,5 ve 6 ya kadar çıkmaktadır. Profesyonel sporcuların tercih ettiği nehirde, 1993 yılında, 4.Dünya Akarsu Şampiyonası yapılmıştır.

 

NE YENİR

Artvin yöresinde: süt ve süt ürünlerinden yapılan yemekler: peynir kuymağı ve kaymak kuymağı. Sebzelerden ve kır otlarından yapılan yemekler: dağ pancarı, kuş yemeği, gımı, yaban semizotu, ebegümeci. Bunlar dışında: taze asma yaprağı ve lahanadan: sarma yapılmaktadır.

Tüm bunların dışında: taze fasulyenin kurutulmuşundan: puçuko denilen özel bir sebze yemeği yapılmaktadır.

Hamur işlerine gelince: Laz böreği, katmer, erişte, hınkal, çergebaz, bişi sayılabilir.

Evet, yemek kültürü geniş. Mutlaka şaşırdınız. Neyse, özellikle yemenizi önereceğim yemekler şunlar: Beyaz patates yemelisiniz. Yuvarlık bir şekilde dilimlenmiş olan beyaz patates, üzerine yağlı peynir serilerek fırınlanır ve öylece ya da balla yenir. Çok özel bir damak tadıdır.

NE SATIN ALINIR

Dokumacılık: Artvin yöresinde: kilim, cecim ve ehram/şal dokumacılığı öne çıkıyor. Ayrıca: Şavşat kilimleri de, gerçekten muhteşem. Bu arada: Yusufeli ilçesinde ehram dokumacılığı yaygın olarak yapılıyor.

Ehram tezgahlarında üretilen kumaşlar; gayet ince ve zarif olması nedeniyle  önem kazanıyor.

Ehram motifleri: yörede “hanımeliçar” olarak biliniyor. Genellikle, kadınlar tarafından, özel günlerde örtü olarak kullanılıyor. Bunu örten insana bir statü ve saygınlık kazandırıyor.

Ağaç İşleri: Artvin bir orman ülkesi olduğundan: burada, ahşap sanatı da çok gelişmiştir. Hediyelik eşya mahiyetinde: sepetler, hayvan figürleri, evler, kaşıklar gibi ürünler üretilip, satışa sunulmaktadır.

Tüm bunların dışında: Artvin yöresinden: bal satın alabilirsiniz.

Artvin kano-rafting

GEZİLECEK YERLER

Artvin Kafkasör Turizm Merkezi

KAFKASÖR TURİZM MERKEZİ

İl merkezinin, güneybatısında, merkeze 10 km. uzaklıktadır. Yolu asfalttır. Yaylanın yüksekliği: 1250 metre olup, altyapı hizmeti götürülmüştür. Belediye tarafından hazırlanmış, bungalov tarzı konaklama imkanları bulunmaktadır.

Buranın en büyük özelliği: her yıl, Haziran ayının ikinci haftasında, burada 4 gün süren boğa güreşleri ve karakucak güreşleri yapılmaktadır.

Bu etkinlik: yöre halkı tarafından büyük ilgi görmektedir, eğer sizde, bu tarihlerde burada olursanız, mutlaka katılın. Tam bir festival havasında yapılıyor.

Bu yaylada, ayrıca: Cıskaro, Yalnızhasan ve Acısu olarak isimlendirilen, şifalı sular da bulunuyor. Sezon boyunca, buraya ulaşmak için Belediyeye ait minibüsler hizmet veriyor. Yaylada kalmayı düşünenler için, konaklama imkanları da var.

CAMİLİ (MACAHEL) YÖRESİ

UNESCO tarafından, ülkemizdeki tek, biyosfer rezerv alanı olarak belirlenmiştir. Ancak, merkeze bayağı uzak. Borçka ilçesinin ilerisinde, Gürcistan sınırına yakın bir yerde. Yörenin eski adı: Macahel (Maçahel).

Yükseklik: 1830 metre. Öyle ki, kışın, 6 ay buradaki köylerin karayolu bağlantıları kesiliyor. Yani, dünya ile bağlantıları kopuyor. Buraya ulaşmak için: BİYOTEMATUR tarafından, doğa turları düzenleniyor.

Birer hafta süreli, doğa yürüyüşü ağırlıklı turlara en fazla 20 kişi katılıyor. Konaklamalar: bölge şartlarında köy evi, misafirhane, köy ve çadır kurularak yapılıyor.

Yemekler: bölge halkı tarafından, yerel imkanlarla ve köy kadınlarınca yapılıyor.

Katılımcılar: Trabzon, Kars ve Erzurum illerinden başlayan gezilerde, tam pansiyon hizmet alıyorlar. Burada kurulan laboratuvarlarda: dünyanın en kaliteli ballarını üreten Kafkasya arıları, bilimsel yöntemlerle yetiştiriliyorlar.

Burası hakkında söylenecek birçok şey olmasına rağmen, ben kısaca bir şey söyleyip konuyu kapatacağım.

Dünya Bankası: Türkiye’de, İğneada, Sultan Sazlığı ve Köprülü Kanyon ile birlikte, burayı da, mutlaka görülmesi gereken yer olarak ilan etmiş. Ama, ulaşım zor. Burada daha çok, özel doğa turları düzenleniyor ve bu turlara katılabilmek için özel donanım ve elbette fiziki güç gerekiyor.

Artvin Livaneli Kalesi

LİVANE KALESİ

Kale: askeri bölgede bulunduğu için, gezmek istendiğinde izin almak gerekiyor. Kentten, buraya gidiş için bir yol var. Ancak: dönüş zor, çünkü rampa yukarı çıkmanız gerekiyor. Bu nedenle: dönüş için araç tercih etmenizi öneririm.

Livane yöresi: tarihi süreç içinde, birçok ve değişik toplulukları ve kültürlere yurt olmuştur. Livane kalesi ise: Çoruh nehri üzerinde bulunan köprünün karşı yanındadır. Yani: Artvin köprübaşı mevkiinde bulunuyor. Irmak yatağından: 70 metre yükseklikte bir ana kayaya bağlanmış konumdadır. Yüksek kulesi ile dikkat çekiyor.

Kesin olarak bilinmese de, 10.yüzyılda, Bağratlı krallığı zamanında yapıldığı düşünülüyor. 16.yüzyılda Osmanlı döneminde onarım görmüştür. Kale içinde: su deposu (sarnıç) ve bir küçük kilise (şapel) bulunuyor. Günümüze sağlam olarak gelmiş bir kale olması nedeniyle, görülmeye değer.

Artvin Çarşı Merkez Camii

ÇARŞI MERKEZ CAMİSİ

İlk olarak, 1860-1861 yılları arasında yapılmıştır. Artvin halkı tarafından inşa edilmiştir. 1954 yılında tamamen yıkılmış ve 1957-1958 yılları arasında, aynı yerde, bugün görülen cami yeniden inşa edilmiştir.

Ancak: cami temellerine kadar yıkılırken, minareye, minbere ve kürsüsüne zarar verilmemiştir. Dolayısı ile, şu an görülen caminin: minaresi, minberi ve vaaz yeri, 1860 yılında ilk yapıldığı şekliyle durmaktadır.

Artvin Dolishane (Hamamlı) kilisesi

DOLİSHANE (HAMAMLI) KİLİSESİ

Hamalı köyündedir. İl merkezine 32 km. uzaklıktadır. Artvin-Şavşat karayolunun, Berta köprüsü mevkiinden, 6 km. yol ile gidilmektedir. Kilisenin: 10.yüzyılda, Bagratlı kralı Sumbath (945-958)tarafından mimar Gabriel’e inşa ettirildiği biliniyor.

Güney cephesinde: “işlemeli güneş saati” varmış. Döneminin mimari özelliklerini yansıtması açısından ilginç. Yalnız: güneş saati çalınmış, bugün yalnızca, takılı bulunduğu yeri görmek mümkün.

14. yıla kadar işlevini sürdüren kilise: 17.yüzyılda, camiye çevrilmiş ve bir süre cami olarak da kullanılmıştır. 1958 yılında kısmen onarılmış ve günümüzde köy camisi olarak kullanılmaktadır. Cami, eskiden bir manastır olması nedeniyle, ismi kilise camisi olarak geçmektedir.

Artvin Porta (Pırnallı) Manastır Kilisesi

PORTA (PIRNALLI) MANASTIR KİLİSESİ

Merkeze bağlı, Pirnallı köyünün Bağlık mevkiindedir. Gürcü manastırıdır. Köyün güneybatısında, iki vadi arasında kalan ve kuzeyden güneye doğru alçalan sırt üzerinde kurulmuştur. Araç yolu yoktur. Yöredeki Ortaçağ yerleşmesinin özelliklerini taşıyan ve günümüze ulaşmış en önemli yapılardan biridir.

Manastırın çan kulesinin cephesinde bulunan kitabesinde ve yazılı kaynaklardan elde edilen bilgilere göre: buradaki ilk yerleşme, Rahit Kandza önderliğinde Bagratlı krallarından I. Bagrat (826-876) tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha sonra ise: Kral I. Aşot’un torunu Prens Khaouli (896-918) tarafından yapılaşma sürdürülmüş ve Kral Gürgen (918-941) in saltanat yıllarında ise, son şeklini almıştır.

Manastırın yerleşim planına bakıldığında, Tao Klarjheti bölgesinin o dönemlerdeki en önemli kültür ve dini merkezi olduğu anlaşılmaktadır.

Kilise kalıntıları arasında: bir çan kulesi, bir şapel ve bir çeşme günümüze ulaşmış. Çevresi: mezra evleri ile çevrilmiş durumdadır. Yapı, günümüzde kullanılmamaktadır.

Kilise: 18.5 x 12.7 metre ölçülerindedir. Tenha bir bölgede bulunduğundan, terk edildikten sonra kullanılmamış ve bu yüzden harap olmuştur Cephesindeki düzgün kesme taşlardan bir kısmı sökülmüştür. Pencerelerin ise birçoğu bozulmuştur. Yapı yıkık olduğundan, herhangi bir fresk görülmektedir.

Çan kulesi: Kilisenin güneybatısındadır ve iki bölümden meydana gelir. 4.80 x 4.55 metre ölçülerinde, kare planlı bir katın üzerine, ikinci bir kısım var. Alt katta, batı cephesinde kapı var. 16 yüzeyden oluşan ikinci kata: üstten ve alttan, birer bilezikle sınırlanan, silindirik kaideden sonra geçilmektedir.

Burası  da, 1994 yılında, hemen çan kulesinin doğu cephesine bitişik mezra evinde yangın çıkması sonucu, bir hayli tahrip olmuştur. İç kısım, yangından bir hayli etkilenmiş. Çan’ın asılı bulunduğu aksam dururken, çan yerinden alınmış, kayıp.

Külahın tepe noktasında: günümüzde tahrip olmuş olarak görünen, haç kaide altlığı görülüyor. Yapının kuzeydoğu cephesinde, iki adet Gürcü alfabesinden oluşan yazıt bulunuyor.

Şapel ve Çeşme: Manastıra sonradan eklenmiştir. Kiliseden yaklaşık 150 metre uzaklıktadır. Çeşme, şapelin doğu cephesindedir. Şapel: önden bakıldığında, gözetleme kulesini andırıyor. Cephenin ortasında çok dar ve basit işçilikli mazgal pencere var. Alt kısım ise, çeşme ile canlandırılmış.  Çeşmenin suyu: çok uzaklarda, toprak borularla getirilmiştir. Su: yekpare taştan oluşan aynalık kısmına açılan iki göze ile akıtılmıştır.

Evet: günümüzde, bir hayli tahrip olmuş olmasına rağmen, başkaca yapılar da var. Bunların manastırın işleviyle ilgili oldukları açıktır. Örneğin: Şapel-Çeşme kompleksinin, 50 metre kuzeyinde, tamamıyla toprak seviyesinin altında inşa edilen, dikdörtgen planlı ve tek odadan oluşan bir yapı daha var. Burası da, şekil olarak, “zindan” diye anılıyor.

Artvin Hatila Vadisi Milli Parkı

HATİLA VADİSİ MİLLİ PARKI

İl merkezine, 10 km. uzaklıktadır. Stabilize bir yol ile ulaşılıyor. Ülkemizdeki 33 milli park alanından biridir. Vadide: Hatila Deresi ve birçok yan derecikler var.

Vadi boyunca: değişik kayaç türleri var. Vadinin genel karakteri ise: V tipi, dar tabanlı, genç vadi özelliğinde. Vadi boyunca: eğim kırıkları ortaya çıkmış. Bu eğim kırıkları: akarsu şelaleleri oluşumunu sağlamış.

Vadinin orta ve yukarı ağzında: çok zengin ve yoğun olan vejetatif örtü var. Bu örtü: bünyesinde çok çeşitli bitki türlerini barındırıyor. Bu türler içinde, belirgin özellik, bitki örtüsünün genel olarak Akdeniz iklim karakterini yansıtması. Bitki türleri arasında: endemik karakterde olanlar var. Bu türlerin sayısı: 500’ü geçiyor.

Vadi: ayrıca, zengin bir fauna da içeriyor. Bu fauna içinde: en çok rastlanan türler: ayı, domuz, tilki, porsuk, yaban keçisi, sansar, atmaca, kartal, çakal, dağ horozu, Hopa engereği ve alabalık.

Evet, bu doğal öğelerin birleşimi sonucu, vadide, eşsiz bir peyzaj güzellikleri ortaya çıkıyor ve bu durum da zengin rekreasyonel potansiyel oluşturuyor.

Milli park içinde: ziyaretçilerin günübirlik ve kamp yapmaları için belirlenmiş yerler var. Çadırla, karavanla ve belirli kapasitelere sahip bungalov tipi, doğal ortamla uyumlu tesislerde konaklamak mümkün.

Artvin Berta Köprüsü

BERTA KÖPRÜSÜ

Eski Ardanuç-Şavşat yol ayrımında; Çoruh ırmağını besleyen, Berta Suyu üzerinde kurulmuştur. Artvin-Şavşat karayolunun 21.km.de bulunmaktadır.

Osmanlılar tarafından yaptırılmış olup, 64 metre uzunluğundadır. Genişliği ise: 5 metredir. Yüksekliği: yaklaşık 7.30 metredir. 0.50 metre yüksekliğinde ve 0.55 metre genişliğinde, taştan bir korkuluk bulunmaktadır.

Köprü: üç gözlüdür. Ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak: 1878 yılından önce, Osmanlılar tarafından yapıldığı bilinmektedir. Taş malzeme kullanılmıştır. Yuvarlak kemerlerle vurgulanan gözlerin her biri 9.15 metre genişliğe ve 3.30 metre yüksekliğe sahiptir.

İç yüzeyleri, kemer başlangıç yerlerinde, karşılıklı simetrik olarak yerleştirilmiş, beşer adet barbakan boşluk görülmektedir. Herhangi bir süslemesi bulunmayan yapının, tüm yüzeyleri, düzgün taşlarla kaplanmıştır.

Günümüze sağlam olarak gelmiştir. Ancak, hemen yanına yapılan yeni köprü kullanılmaktadır. Yalnız: Berta köprüsü ile ilgili ilginç bir durum var. Hatta; tam bir Karadeniz yöresi fıkrası gibi, değişik bir hikayesi var.

Şöyle ki: Çoruh nehri üzerinde, 1998 yılında yapımına başlanan, Deriner Barajının inşaatı, 2011 yılında bitirilecekmiş. Artvin yöresi insanı: Karayolları Genel Müdürlüğüne müracaat ederek, bu köprünün, buradan başka yere taşınmasını istemiş.

Ancak: Karayolları Genel Müdürlüğü ilgilileri, köprünün yerinden sökülmesinin doğallığı bozacağını, barajın ekonomik ömrünü tamamladığında, köprünün nasılsa yeniden ortaya çıkacağını söylemişler.

Ancak, unutulan bir nokta var, barajın ekonomik ömrünün 100 yıl sürecek olması. İşte, ülkemizdeki tarihi eserlere, kalıntılara karşı yaklaşım, anlayış bu.

Artvin Cehennem Deresi Kanyonu

CEHENNEM DERESİ KANYONU

Artvin-Ardanuç karayolunun, 25. km. dedir. Ardanuç ilçe merkezine ise, 7 km. uzaklıktadır. Kanyonun içine doğru ilerledikçe, ilginç manzaralar dikkati çekiyor.

Ancak: bu kanyonun tanıtımı yapılmadığından, fazla bilinmiyor. Yine de, ilgi çekici doğal yapısı ile görülmeye değer bir yer olarak öne çıkıyor.

Rize şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ardahan şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Artvin Şavşat

Artvin Şavşat

Şavşat Artvin arası 71 km, Şavşat Ardahan arası 46 km. dir. Artvin-Şavşat-Ardahan yolu, Karadeniz’i Gürbulak ve Türkgözü sınır kapılarına bağlayan en kısa yoldur.

Artvin Şavşat

 

TARİHİ

Bölgenin tarihi geçmişi incelendiğinde,  MÖ 900 yıllarında burada Urartu ve Kimmer kabilelerinin yaşadığı görülür. Daha sonra ise, Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler yerleşir.

Yavuz Sultan Selim, Trabzon şehrinde vali iken, buraları Osmanlı topraklarına katmıştır. Yavuz Sultan Selim, Trabzon’dan ayrıldıktan sonra, fetih edilen bölgeler Osmanlı topraklarından ayrılmış ve Gürcistan vilayeti olmuştur. I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte Rus kuvvetleri sınırı geçmiş ve 1 Kasım 1914 tarihinde bölgeye girmiştir. Ermeni mezalimi de birleşince bölge halkı buradan ayrılarak Anadolu içlerine göç etmiştir. 23 Şubat 1921 tarihinde ise, Kazım Karabekir Komutasındaki Türk güçleri, bölgeyi yeniden fetih eder ve Anavatana dahil ederler.

Şavşat ismi Gürcücede “Şavi Şeti” olarak biliniyor bunun anlamı “Kara Orman” dır. Gerçekten de Şavşat ve çevresi kocaman ve kopkoyu yeşil Doğu Ladin ağaçlarıyla doludur. Uzaktan bakıldığında, kara çam orman denizi gibi görünüyor.

Artvin Şavşat

 

GENEL

Şavşat, dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmıştır. İlçenin dört bir tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. En yüksek dağ sırası, 3537 metre ile Karçkal dağlarıdır. İlçenin rakımı 950 metredir. Bazı yerlerde ise 1800 metreye kadar çıkar. Merkezin rakımı ise 1100 metredir.

İlçe akarsu bakımından zengindir. Ayrıca çok sayıda göl vardır. Göllerin en büyüğü, Karagöl dağlarında bulunan ve bu dağa ismini vermiş olan “Karagöl” dür. Ancak Meşeli köyü orman içi mevkiinde, Milli Park içinde, ikinci bir Karagöl daha vardır ve burası piknik ve mesire yeri olarak kullanılır. Pınarlı gölü yakınlarında ise Balık gölü bulunur. Arsiyan yaylasında Kız gölü, Boğa gölü ve Koyun gölü bulunur.

İlçede Karadeniz iklimi hakimdir ve buna bağlı olarak yüksek rakımlı yerlerde kışlar çok uzun sürer. Kasım ayında başlayan kar yağışı, Nisan ayı ortalarına kadar sürer.

Artvin Şavşat

 

CİTTASLOW ŞEHRİ

Şavşat bir Cittaslow şehridir yani İtalyanca “Sakin şehir” dir. Bu unvanı 2015 yılında almıştır. Ülkemizde 11 tane Cittaslow şehri vardır. Bunların amacı: “Şehirlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak, küreselleşme sonucu ortaya çıkan şehirlerin birbirine benzemesinin, aynılaşmasının önüne geçilmesidir. Şehirlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimariye, gelenek ve göreneklerine, zanaatlarına, esnafına sahip çıkması ve desteklemesi, birliğin üye şehirleri için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır.” Evet, Şavşat bu kriterlere uymaktadır ve Cittaslow şehri olarak seçilmiştir.

NE YENİR

Şavşat yöresine yolunuz düşerse ve yerel lezzetleri tatmak isterseniz sinor, peynir eritme, armut pekmezi denemelisiniz.

Artvin Şavşat Veliköy Karüstü Karakucak Güreşleri

 

ŞAVŞAT VELİKÖY KARÜSTÜ KARAKUCAK GÜREŞLERİ

1370 metre rakımlı Veliköy’de düzenlenen güreşlere, Artvin ve Rize, Ardahan, Kocaeli, Tokat, Erzurum, İstanbul, Sivas, Samsun illerinden ve ayrıca Gürcistan, İran, Ukrayna ve Azerbeycan’dan güreşçiler katılıyorlar. Kar üstündeki güreşler 11 kategoride düzenleniyor.

ŞAVŞAT MESLEK YÜKSEK OKULU

Artvin Çoruh Üniversitesine bağlıdır. 2015 yılında kurulmuştur. Yüksekokul bünyesinde Sağlık Bakım Hizmetleri Bölümü Yaşlı Bakım Programı, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Programı ve Hukuk Bölümü Sosyal Güvenlik Programları bulunmaktadır.

Artvin Şavşat

 

GEZİLECEK YERLER

Şavşat ilçesinde çok sayıda köy var ve bunların hepsi tam bir doğa harikasıdır, ancak ben sizlere özellikle gidip görmenizi önereceğim köylerden bazılarını anlatmayı tercih ettim.

Artvin Şavşat Efkar Tepesi

 

EFKAR TEPESİ

Buradan Şavşat ilçesinin birçok köyü görülebiliyor. Fakir Baykurt isimli yazarımızın “Efkar Tepesi” isimli romanı, ismini buradan alıyormuş. Yazar Şavşat’ta Türkçe öğretmeni olarak yaşarken köylerin ve köylülerin sorunlarına yönelik olarak bu romanı yazmıştır.

Artvin Şavşat Efkar Tepesi

Efkar Tepesine yolunuz düşerse, çaylarınızı içmeyi unutmayın. İlçede bütün sosyal etkinlikler burada düzenleniyor.

 

YAVUZ KÖYÜ

Yavuzköy, ilçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Artvin’den Ardahan’a giderken yol üzerindedir. Köy ismini, Milli Mücadelede göstermiş olduğu kahramanlıktan almıştır. Özellikle “Seyir Terası” mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yerdir.

Artvin Şavşat Evi

 

Şavşat Evi

İlçe merkezindeki Şavşat Evi, geleneksel mimariye uygun olarak yaptırılmış bir restorandır. Burada Şavşat’ın yöresel yemekleri sunuluyor. Ama buranın en büyük özelliği muhteşem manzarasıdır. Burada peynir eritmesi ve silor yemelisiniz, üstüne ise sütlaç deneyin. Bu restoran hakkında son dönemlerde olumsuz görüşler belirtiliyor, umarım daha titiz ve itinalı servis yapılıyordur.

Artvin Şavşat Seyir Terası

 

Seyir Terası

Şavşat-Ardahan karayolu üzerinde 8’nci kilometrededir.

Dağların arasında bir vadide bulunan seyir terasından, Şavşat tamamen görülüyor, fotoğraf çekmek mümkündür.

ARSİYAN YAYLALARI

Şavşat’ın: Pınarlı, Demirkapı, Ilıca köyleri ve Ardahan’ın Posof ilçesi arasında kalır.

Yalnızçam dağları silsilesinin kuzeydoğu ucundadır.

En yüksek yerleri: Kençiyan Tepesi ve Kanlıtepe’dir. Dört bir yanı göletlerle kaplıdır. Dağcılık sporuna uygundur. Kuzeyinde ve Batısında Gürcistan sınırı, güneyinde Ilıca köyü, güneydoğusunda Pınarlı köyü, Cin dağı ve doğusunda ise Posof bulunur.

Şavşat Arsiyan arasındaki yol düzenli çalışır. Arsiyan yaylası otu, suyu, balığı ile diğer yaylalardan farklıdır. Ayrıca tuz kayaları, kömür madeni ve irili ufaklı birçok çermik vardır.

Artvin Şavşat Bilbilan Karagöl

 

BİLBİLAN KARAGÖL

İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Karagöl bakirliğini korumuş, betonlaşma yoktur.

Denizden yükseklik 3200 metredir. Bu yüzden, göle sadece yaz aylarında gidilebilir. İlçe merkezine bağlı: Dalkırmaz, Çiftlik, Savaş, Çavdarlı köyleri üzerinden geçilerek göle ulaşılır. Çavdarlı, Savaş ve Hanlı köylerinin yaylalarının üstünde, Yalnızçam dağlarının zirvesindedir. Üç büyük gölden oluşur. Muhteşem bir doğa görüntüsüne sahip olan bu gölün çevresinde yaz aylarının ortasında bile kar vardır. Bu göllerde, dünyada nadir olarak yetişen kırmızı benekli alabalık vardır. Ancak burada çadır kurmak serbest olsa da gölde yüzmek ve balık tutmak yasaktır. Gölde alabalık ve Japon balıkları bulunuyor, bunları sahilde ekmekle beslemek güzel bir eğlencelik oluyor.

Artvin Şavşat Kocabey Köyü

 

KOCABEY KÖYÜ

İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Eski ismi Gucen köyüdür. Şavşat-Ardahan karayolu kenarında ilçenin en büyük köylerindendir.

Sahara Karagöl Milli park sınırları içindedir.

Kocabey Kışla evleri, kendine özgü ahşap mimari özellikleriyle ilgi çeker.

Burada bir de 115 yıllık Kocabey camisi var. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen caminin ahşap kaplama minaresi ilgi çekiyor, minare orijinal ağaçtan yapılmıştır.

Bu yörede her yıl Temmuz ayının 4’ncü haftasında Sahara Pancarcı Festivali düzenlenmektedir.

Kışlada kamp ve karavan turizmi yapılır.

Artvin Şavşat Madenköy

 

MADENKÖY

İlçe merkezine 35 km uzaklıktadır.

Eski ismi ile Bazgiret olarak adlandırılan ve yeni ismi ile Maden köyü olarak geçen köy, kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bazgiret adı vadideki bitki örtüsünden esinlenerek verildiği tahmin edilmektedir.

Diğer bir olasılık ise, vadiye ilk yerleşen ailenin şimdiki Çimen soyadı yani Gürcüce ise Bezgi-yent olarak geçen soyun olması sonucu, Bazgiret adının bu aileden türemiş olabileceği söylenir. Köyde hiçbir şeyden etkilenmeden gelenek ve görenekler hale sürdürülüyor. Üç tarafı kayalık ve ormanlarla kaplı köyde, kışlar çok sert geçiyor. Madenköy yöresinde, her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında “Mariyoba Şenlikleri” yapılıyor.

Artvin Şavşat Cancır Yaylası

Cancır Yaylası

İlçe merkezine bağlı Maden köyü yaylasıdır. Burada ilginç mimari yapılar bulunmaktadır.

Mariyoba Festivali

1970’li yıllardan beri yapılmaktadır. Ağustos ayının ikinci hafta sonu yapılır, ulusal ve uluslararası alanda ilgi görür.

MEYDANCIK KÖYÜ

Eski ismi “Diyoban” köyüdür. İlçe merkezine uzaklığı 38 km dir.

Gürcistan sınırındaki köyde, geniş Papart ormanları vardır.

Sateve Yaylası

İlçe merkezine bağlı Meydancık beldesine bağlı yaylada, her yıl Temmuz ayının 2’nci hafta sonu Gevrek festivali düzenlenir.

KİRAZLI KÖYÜ

İlçe merkezine 21 km uzaklıktadır. Eski ismi “Balvana köyü” dür. Sahara dağı eteklerinde kuruludur.

Kaya Odaları

Meskun mahalden uzakta, sarp bir kayalıktadır.

Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Hangi tarihte yapıldığı kesin değildir.

SÖĞÜTLÜ MAHALLESİ

Satlel Kilisesi ve Mezarlığı

İlçe merkezine bağlı Söğütlü mahallesindedir.

Değişik zamanlarda onarım geçirdiği anlaşılan yapı, muhtemelen Ortaçağ döneminden sonra kilise olarak inşa edilmiştir. Daha sonra kilise büyütülmüştür. 1923 yılında kilise camiye çevrilir. Günümüzde herhangi bir amaç için kullanılmıyor. Vakıf arazisi üzerindedir. Çevresi Osmanlı döneminden kalma hazire ile çevrilidir. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen plandadır. Kuzeyde ve güneyde, dikdörtgen planlı iki mekan bulunur. Tüm yapı, dıştan kuzey-güney doğrultusunda çatıyla örtülmüştür. Yapı, plastik ve freskli süsleme açısından sadedir. Ancak doğu cephesinde haç motiflerinden oluşan plastik süslemelere yer verilmiştir.

Satlel Kalesi

İlçe merkezine 2 km uzaklıktaki Söğütlü mahallesindedir. Artvin-Şavşat karayolu üzerindedir. Yüksek bir ana kaya üzerine kurulmuştur.

Kuzeyden batıya doğru devam eden bölümünde ise, surlar yok denecek kadar azdır. Doğudan başlayıp, batı ucuna kadar devam eden çevresinde ise, yaklaşık 13 metreye kadar yükselen, 4 adet ve dikdörtgen formdaki, silindirik burçlarla, bunların yarısına kadar çıkan surlar yer alır.

İç mekanda, kalenin güneybatı surunda, dışa burç şeklinde uzayan ve 15 metre yükseklikte, silindirik planlı kule bulunur. Asıl mekandan, günümüze dikdörtgen planlı ve üstü çatılı şapel kalıntısı kalmıştır. Ayrıca hemen kuzeybatısında, ana kayaya oyulan bir sarnıç ulaşmıştır.

Kalenin doğu yönünde, birbirine bitişik olarak düzenlenmiş, üstü tonozla örtülmüş iki burç bulunur. Orta duvarında dışa açılan küçük bir pencere bulunur. Hemen yanındaki mekanda ise, dikdörtgen formlu kapı vardır. İç kısmı bozulan ve üst duvarları yıkılan kule, yaklaşık 7 metre yüksekliktedir. Kalenin tüm birimlerinde moloz taş ve kireç harç kullanılmıştır.

Yapının kitabesi olmadığından: kesin olarak hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.

Plan ve mimari özellikleri bakımından, Bagratlı krallığı kalelerine benzer. Bu benzerlik dikkate alındığında, 9’ncu yüzyılda inşa edildiği söylenebilir.

Artvin Şavşat Demirciler Köyü

 

DEMİRCİLER KÖYÜ

Eski ismi “Dada” köyüdür. İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır.

Demirciler Kemer Köprüsü

Kitabesi yoktur. Ancak, yörede elde edilen bilgilere göre: aslen Demirciler köyünden olup, Köstence’de valilik yapmış “Osman Paşa” tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi olarak, muhtemelen 18’nci yüzyıl tahmin edilmektedir.

Köprü, tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu köprüler gurubuna girer.

Köprünün uzunluğu 33 metre, genişliği 2.8 metredir.

Köprü gözü, iki kademeli sivri kemerle belirlenmiştir. Kemer: düzgün kesme taş, diğer yerleri moloz taşla inşa edilmiştir. Yol döşemesi moloz taştır. Her iki yöndeki korkuluk duvarları sağlam olarak günümüze ulaşmıştır.

Artvin Şavşat Muratlı Köyü

 

MURATLI KÖYÜ

Köyün eski ismi “Maradit” dir. Bu kelimenin anlamı Gürcü dilinde “büyük geniş düzlük çayır” demektir. Çünkü Maradit, yaklaşık 5 kilometrelik bir düzlüğe sahiptir. Kelimenin bir diğer anlamı ise, şarap kapılan küp demektir.

Hopa-Borçka üzerinden buraya gelirseniz, yol üzerinde 2005 yılında yapılmış Muratlı Barajı gölünü görebilirsiniz. Bu göl suları altında bir köy kalmıştır ve Karşıköy isimli bu köyün cami minaresi ve çay fabrikası bacası, gölün ortasında görülüyor. Bu durum elbette turistlerin ilgisini çekiyor, baraj gölünde sandalla gezmek mümkün.

Artvin Şavşat Muratlı Camii

Muratlı Camisi

İlçe merkezine bağlı Muratlı köyündedir.

Kapının üstündeki kitabeye göre, 1846 yılında, Ahmet Usta tarafından yapılmıştır. Yine bu kitabeye göre: 1847 yılında Uzunhasan Zade Hüseyin Alemdar tarafından minberi, Sağıroğlu Hüseyin Ağa tarafından mahfil katı yaptırılmıştır.

Yöredeki Rus işgali sırasında, iç mekanda meydana gelen tahripler nedeniyle, onarım gören caminin orijinal minaresi, 1979 yılında yeniden yaptırılmıştır. Minaresi ve bodrum bölümü dışında, tüm yapı ahşaptır. İç mekanın en önemli süsleme bölümü, ajur tekniğiyle ele alınan minberidir. Giriş kapısı ve minberi ağaç oymalı çeşitli motiflerden ve süslemelerden oluşmaktadır. Cephelere sonradan sürülen yağlı boya, yapının orjinalliğini bozmuştur. Ancak zengin süslemeli harimin halen vernikle korunan birimleri, büyük bir kazançtır. Yapı, geç devir Osmanlı camileri içinde, bölgeye özgü zengin ağaç oyma süslemeleri açısından önemlidir. Cami, günümüzde ibadete açıktır.

CEVİZLİ-TİBET KÖYÜ

Cevizli, ilçe merkezine bağlı ve 13 km uzaklıktadır. Eski adı “Tibet köyü” dür.

Köydeki bazı insanların misal Terzioğulları mahallesindeki bazı kişilerin, Uygurlara benzer göz yapısı vardır.

Ayrıca Turutlar mahallesi bir Kıpçak boyunun ismini taşımaktadır ki, bu kökeni gösteren bir işarettir. Artvin-Erzurum-Ahıska ve Ardahan Kıpçak Türklerinin yaşadığı yerlerdeki Türk kültürü gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.

Eski Türklerin yaşam biçimi olan yaylacılık, Tibetliler tarafından hala devam ettirilmektedir. Gürcistan’ın özerk cumhuriyeti Acaristan sınırındaki Arsiyan Yaylasına çıkılmaktadır.

Geçmişte güçlü şekilde yapılan yaylacılık artık yok olmaya yüz tutmuş vaziyettedir. Yazılı kaynaklara göre yapı, 899-914 yılları arasında bölgeye hakim olan Bagratlı Prenslerinden Aşot Koukhi döneminde yaptırıldığı anlaşılan ve yontma taştan yapılmış, dört yüzeyden ibaret olan çatısının her yüzeyinde “Koç heykeli” bulunan iç mekanda “Havari” figürleri mevcut olan kilisesi ve ahşap evleri ile dikkat çekmektedir.

Artvin Şavşat Tibet Kilisesi

 

Tibet Kilisesi

İlçe merkezine bağlı Cevizli köyündedir. Günümüze ulaşan herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Yazılı kaynaklardan edinilen bilgilere göre; 899-914 yılları arasında bölgede egemen olan Bagratlı Prenslerinden Aşut Koh tarafından yaptırılmıştır. 11’nci yüzyıldan sonra yörenin önemli dini merkezleri arasında anılan yapı, 12 ve 15’nci yüzyıllarda dışı kesme taş tekniğiyle örülerek onarım görmüştür. Bölgenin İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte cami olarak kullanılan yapı, 1885 yılında kubbesine ve haç kollarına yıldırım düşmesi sonucu hasar görmüş ve 1889 yılında kaderine terk edilmiştir. 1953 yılında kubbesi çökünce iyice harabeye dönmüştür. Kilise günümüze gelen şekli ile serbest haç planlı olup, dıştan 26 x 25.50 metre ölçülerindedir. Dıştan onaltıgen, içten yuvarlak bir yapıya sahiptir. Nedeni bilinmemekle birlikte, 11’nci yüzyılda kilisenin üzerine bir kilise daha yapılmıştır.

Artvin Şavşat Tibet Kilisesi

Yapıdan günümüze sadece cephe duvarları kalmıştır. Çünkü uzun yıllar define avcıları tarafından harap edilmiştir. Heykelleri sökülmüş, kazılmış ve hatta söylenenlere göre, 1950’li yıllarda kimliği bilinmeyen bir Kaymakam tarafından 19 noktasından dinamitlenerek yıkılmak istenmiş, ancak dinamitlerden 18 tanesi patlamış, 1 tanesi patlamamış, kilise yine de ayakta kalmıştır.

Dinamit yuvalarını kilisenin çeşitli yerlerinde görmek mümkündür. Kiliseye çevresinde yaşayan köylüler sahip çıkmıştır. Bu kilise, özellikle Gürcüler tarafından ziyaret ediliyor. Fakir Baykurt “Efkar Tepesi” isimli kitabında, bu kiliseden bahseder.

Artvin şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ardahan şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Artvin Kemalpaşa

Artvin Kemalpaşa

Artvin Kemalpaşa: İlçe, Artvin ilinin Karadeniz kıyısına yerleşmiş şirin bir beldesidir. İlçe sahil şeridi, deniz ve yat turizmi için oldukça elverişli, temiz ve uzun bir kıyı şeridine sahiptir. Sarp sınır kapısına sadece 4 km uzaklıkta bulunması ve Bağımsız Devletler Topluluğundan gelen turistlerin ilk uğrak yeri olması nedeniyle ticari ve turistik konumu daha da önem kazanmaktadır.

ULAŞIM

Kemalpaşa, Hopa arasındaki uzaklık 14 km dir. Sarp sınır kapısı 4 km uzaklıktadır. En yakın hava alanı, Hopa-Batum’dur ve 10 km uzaklıktadır.

Artvin Kemalpaşa

 

TARİHİ

Tarihte ilk kez, MÖ 680 yılında, bu bölgede İskitlerin yerleştiği bilinmektedir. MÖ 415 yılında Bizans ve 1490-1512 yılları arasında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon valiliği sırasında Osmanlı egemenliği görülür.

1046 yılında, Gürcü kralı IV Bagrat, Hopa ve çevresini Bizanslılardan alır.

 İlçenin ismi, 1367 yılındaki bir kaynakta “Makre Aigiale” yani “uzunyalı” dır.

1516 yılındaki bir kaynakta ise “Makriyali” olarak geçer.

1915 yılında bölge Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 18 Aralık 1917 tarihinde imzalanan Erzincan Mütarekesi uyarınca, 17 Aralık 1918 tarihinde İngilizler işgal etmiş, ardından bölgeyi Gürcülere bırakmışlardır. 22 Şubat 1921 tarihinde ise, Gürcüler bölgeden çekilerek denetimi Türklere bırakmışlardır.

1936 yılından sonra Hopa Artvin iline bağlanan Kemalpaşa, 51 yıl bucak olarak kalmış ve daha sonra bucak statüsü değiştirilmiş ve 1987 yılına kadar köy olarak devam etmiştir. 1989 tarihinde ise Belediye olmuştur.

İlçenin ismi Mustafa Kemal Atatürk’ün adına atfen “Kemalpaşa” yapılmıştır.

Artvin Kemalpaşa

 

GENEL

İlçe sahil kesimindedir ve buradan geçen Sarp-Samsun transit karayolu nedeniyle önemli bir konumdadır.

İlçenin ana geçim kaynağı yaş çay yaprağı üretimidir. Buna bağlı olarak ilçe merkezinde Devlet Çay Fabrikası kurulmuştur. Ancak çay yaprağından elde edilen gelir, aileleri geçindirebilecek düzeyde değildir.

İlçe sahil şeridi, deniz ve yat turizmi için oldukça elverişli, temiz ve uzun bir kıyı şeridine sahiptir. Sarp sınır kapısına sadece 4 km uzaklıkta bulunması ve Bağımsız Devletler Topluluğundan gelen turistlerin ilk uğrak yeri olması nedeniyle ticari ve turistik konumu daha da önem kazanmaktadır.

İlçenin en önemli özelliği Gürcülerin buraya gelmeleridir. Gürcüler Sarp sınır kapısından geçip sınıra 10 km mesafedeki ilçeye özellikle gece saat 23.00’den sonra gelirler, sabah saatlerine kadar alışveriş yaparlar. Salı ve Cuma günleri Pazar kuruluyor.

En çok, hazır giyim ve ev tekstiline ilgi gösteren Gürcüler, hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak hem de satmak için aldıkları ürünleri, minübüslere doldurarak, sınır kapısına götürürler, buradan aldıkları ürünleri Gürcistan, Ermenistan ve Azerbeycan’a götürerek satarlar.

Artvin Kemalpaşa

 

NE SATIN ALINIR

Yörede kadınlar tarafından yapılan yazmalar, çoraplar, danteller, atkı ve şallar bulup satın alabilirsiniz.

Artvin Kemalpaşa

 

NE YENİR

Beldede her zaman taze balık bulmak mümkündür. Yine burada Karadeniz yöresine özgü pide çeşitlerini de önerebilirim. Ama özellikle özel mısır ekmeği, hamsili pilav, hamsi tavalama ve hamsili ekmek tatmalısınız.

Artvin Kemalpaşa

 

GEZİLECEK YERLER

Artvin Kemalpaşa Plajı

 

KEMALPAŞA PLAJI

Kemalpaşa beldesinin 2 kilometrelik plajı vardır. Burası Doğu Karadeniz bölgesinin en güzel plajıdır. Tertemiz bir plaj ve denizde yüzerken karada sisli dağları göreceksiniz. Yani, plaj yeşilin bittiği yerdedir. Ancak Temmuz-Ağustos aylarını tercih edin, onun dışında su biraz soğuktur.

Kemalpaşa plajı ve çevresinde kamp ve karavan turizmi yapılmaktadır.

OSMANİYE KÖPRÜSÜ

Şehir merkezinden geçen derenin üstünde bulunmaktadır. Ancak yapım kitabesi bulunmadığından kaç yılında ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Muhtemelen 18’nci yüzyılda inşa edilmiştir.

Tek gözlü köprü, yolun eğimli olduğu köprüler gurubundandır. Köprü gözü iki kademeli yuvarlak kemerle belirlenmiştir. Yol döşemesi moloz taştır. Korkulukları tamir görmüş olup, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kemer, düzgün kesme taş, tempan duvarları moloz taştır.

Köprü günümüzde yayalara hizmet vermektedir.

Artvin Kemalpaşa Albaşı Köprüsü

 

ALBAŞI KÖPRÜSÜ

Kitabesi yoktur, bu yüzden yapıldığı yıl ve yaptıran bilinmemektedir. Muhtemelen 18’nci yüzyılda yapıldığı düşünülür. Köprü tek gözlüdür ve yolun eğimli olduğu köprüler gurubuna girer. Kemerinde, düzgün kesme taş, tempan duvarlarında moloz taş kullanılmıştır. Korkuluk duvarları yoktur, günümüzde araç geçişleri sağlanmaktadır.

Artvin Kemalpaşa Tarihi Kilise

 

TARİHİ KİLİSE

Yapının kitabesi yoktur. Kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir.

Deniz kenarındaki bu kilise, yaklaşık 100 yıl önce, Liozen tarafından ziyaret edilip incelenmiştir. Liozen’e göre, kilise surlarla çevriliymiş ve yanında iki katlı kulesi de varmış. Araştırmacıya göre, kilisenin yaklaşık 5 metrelik baş binası gotik tarzında imiş. Kilisenin hemen kuzeyinde, diğer yapılar da varmış, surların kuzeydoğu köşesinde eski kulenin kalıntıları bugünde görülmektedir. Yine, bir rivayete göre, efsanelere konu olan Medea’nın kızkardeşi bu kilisede gömülüdür. Günümüze oldukça harap bir şekilde ulaşmıştır.

Hopa tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.