Ankara Polatlı; “Polad” kelimesi Farsçadır. “Demir-kuvvet” anlamına gelir. Osmanlı belgelerinde “POLAD, POLADLAR, POLADLI” kelimesi, Türkmen yörük cemaatlerine verilen addır.
Ankara’nın en yakın ilçesidir. Merkeze uzaklık 76 km dir.
Bölgede ilk yerleşim, MÖ 3000 yıllarında Gordion şehrinde kurulmuştur.
Bugünkü yerleşim ise, 1860 yılında kurulmuştur. Ancak, yerleşimin asıl gelişimi, 1892 yılında, Ankara-İstanbul tren yolunun buradan geçmesiyle oluşur.
Kurtuluş savaşının en önemli muharebelerinden olan Sakarya Meydan Muharebesi burada yapılmıştır.
Günümüzde burası Türkiye’nin en önemli tahıl ambarlarından biridir. Aynı zamanda, en aktif tahıl borsası buradadır. Bu yüzden, Polatlı borsasında, ilçede üretilen tahılın 2 katı kadar tahıl alım-satımı gerçekleşir.
Topçu ve Füze Okul Komutanlığı
Polatlı ilçesinin bu simge kurumu: 1941 yılında Polatlı ilçesine yerleşmiştir.
Polatlı’da Gezilecek Yerler
Polatlı tarihi ve turistik açıdan, özellikle Sakarya Meydan Muharebesi ve Gordion antik kalıntıları açısından zengin bir yerdir. Bu ayrıntıları, yine bu sitede, gitmek istediğiniz yerin ismini yazarak bulabilirsiniz.
Ankara Polatlı Kurtuluş Anıtları: Ankara’dan hareket ettiğinizde, yaklaşık 90 dakika bile olmadan, Polatlı ilçesine varılıyor ve bu şirin-büyük ilçemizin hemen merkezinde: çok uzaklardan bile görülebilen, Sakarya Şehitler Anıtı bulunuyor.
Binlerce yıl önce: Anadolu’nun tam merkezinde; Frigyalılar tarafından kurulan başkent Gordion; günümüzde, Polatlı’nın ilçe sınırları dahilinde kalıyor. Ama: çok eski tarihlerde yaşanan bu büyük uygarlık yanında, bu topraklar: yakın geçmişte, bugün büyük bir onur ve gururla sahiplendiğimiz ve yaşadığımız: Türkiye Cumhuriyeti ülkemizin de, düşman işgalinden kurtarılmasında dönüm noktası olmuş bir yer.
Evet: Kurtuluş Savaşımızın, en büyük mücadelelerinden olan: Sakarya Savaşı, bu topraklar üzerinde yaşanmış. Binlerce şehit kanı ile ıslanmış ve büyük mücadeleler sonucu düşmana önce dur denilmiş ve daha sonra ise, yapılan saldırılar ile, kaçmasına neden olunmuş topraklar.
Tüm bunların anısını yaşatmak ve gelecek nesillere, bunları hatırlatmak için; Polatlı’da: görülmesi gereken: 3 yer var. Bunlar: Alagöz Karargah Müzesi, Malıköy Demir yolu İstasyonu ve Sakarya Şehitleri Anıtı.
Ancak, öncelikle Sakarya Meydan Muharebesi hakkında sizlere kısa bilgi vermek istiyorum.
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ
Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos ile 13 Eylül 1921 tarihleri arasında Polatlı ve Haymana ilçelerinin sınırları içinde kalan Sakarya nehrinin doğu yakasında, 100 km uzunluğundaki bir cephe üzerinde yapılmıştır.
Kurtuluş savaşının dönüm noktasıdır. Savaş, Yunan ordusunun Sakarya nehri mevzilerine yönelik ileri harekatıyla başlar. Sakarya nehrinin doğusuna geçerek buradaki Türk mevzilerine taarruzu ve güneyden kuşatma teşebbüsü ile devam eder.
Savaşın ilk günlerinde, kötü gidişat üzerine, Mustafa Kemal Paşa: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaş kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz” sözleri bu topraklarda hayat bulmuştur.
Bu emri izleyen günlerde, savunma hattımız yer yer kırılsa da, bazı kısımlar geri çekilerek, hemen yeniden mevzilenirler. Bu başarılı taktik ile, Yunan ordusu durdurulur ve savaş kazanılır.
Sakarya Meydan Muharebesi, 1683 yılında Viyana kapılarında başlayarak Anadolu’ya kadar uzanan 238 yıllık geri çekilmenin sonucudur. Sakarya Meydan Muharebesindeki kayıplarımız: 1389 Subay ve 32,265 erdir.
MALIKÖY DEMİR YOLU İSTASYONU
Demir yolu istasyonu: Mustafa Kemal’in karargah olarak kullandığı: Alagöz’e 10 km. uzaklıktadır. Sakarya Savaşlarında: ordumuzun: iaşesiz ve cephanesiz kalmaması için: savaşın yapıldığı bu bölgelerin çok uzaklarından, geri bölgelerden: buralara gerek yiyecek ve gerekse cephane ikmali yapılması gerekiyordu. Bu ikmalin en önemli noktası olarak ise: Malıköy Demiryolu istasyonu kullanılmıştır.
Yani: burası: Sakarya çatışmalarında: mühimmat deposu, lojistik ikmal sağlayan indirme ve bindirme istasyonu, hayvan reviri ve istasyon yakınlarındaki alan ise: hava üssü olarak kullanılmıştır.
Ordunun ihtiyacı olan her şey: Ankara’dan Malıköy Demir yolu istasyonuna gönderiliyordu. Demir yolu olmasaydı: her gün, yüzlerce ton yem, yiyecek ve cephanenin: Ankara’dan, 90 km. uzaktaki cephaneliğe taşınması için, çok daha büyük imkanlar ve emekler gerekecekti. Bu nedenle: buranın önemi büyüktür.
Polatlı istasyonu: düşmanın top ateşi altında bulunduğu için; savaş bölgesine malzeme getiren trenler; bayağı geride durmak zorunda kalıyorlardı. Trenler, burada yüklerini boşaltıyorlar ve son çatışmalarda sayıları çok artan yaralı askerlerimizi, Ankara’ya geri götürmek için bekliyordu.
Evet, burada, bir nokta komutanlığı tesis edilmiş ve yaralı-hasta askerlerimiz, buradan büyük şehirlerdeki hastanelere trenle sevk ediliyordu. Ayrıca: hasta ve yaralıların yararlanması için, burada bir çay evi kurulmuştu. Daha doğrusu: Kızılay tarafından, yaralı ve hasta askerler için Eskişehir’de açılan çay evi, Sakarya Savaşında, buraya taşınmıştır.
Ancak: çatışmaların sürdürüldüğü, güney kanattan: Malıköy tren istasyonuna ulaşmak için, yaklaşık 50 km. yürümek gerekiyordu. Yaralı bir askerin, bu mesafeyi alması, muhtemelen 3-4 gün alıyordu. Yaralı askerlerimizin, bu yürüyüşü, görenlerin yüreğini parçalıyordu. Ama: Malıköy demir yolu istasyonuna ulaşmak: hayatta kalmanın başlıca unsurdu.
Burada bulunduğunuzda: savaş sırasında, Ağustos ayı sıcaklarında, burada, yüzlerce-binlerce yaralı ve hasta askeri, kan-ter kokusunu, bunlara hizmet vermek üzere koşuşturan doktor-hemşire gibi sağlık personelinin çabalarını düşünmelisiniz.
Gerçekten: Malıköy tren istasyonu: Sakarya çatışmalarında; son savunma hattımızın hemen gerisinde, tüm gücün kullanıldığı bir destek noktası olarak öne çıkmış ve kurtuluş mücadelesinde büyük öneme sahip bir yerdir.
Bunların dışında: Malıköy’ün diğer bir özelliği de öne çıkıyor. Malıköy: konumu nedeniyle, cephe gerisinde bulunduğundan: cephedeki birliklerin ihtiyacı olan yiyecek ve mühimmat da: burada depolanıyordu.
Ayrıca: Sakarya Savaşlarında, Türk ordusu tarafından, 2 keşif uçağı ile oluşturulan, hava gücü de, burada konumlanmıştı. Burada görevli bir gurup havacı, yaptıkları keşif uçuşları ile topladıkları bilgileri: Alagöz’deki cephe komutanlığı karargahına ulaştırıyorlardı.
1 Haziran 2008 tarihinde, burada bir müze açıldı. Bahçesinde: savaş döneminden kalan tarihi trenler ve uçaklar sergileniyor. Güzel bir müze, ziyaret ederken, duygulu anlar yaşayacaksınız.
ALAGÖZ KARARGAH MÜZESİ
Kurtuluş savaşında, Türk ordusu, Sakarya hattına çekilirken, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk: karargahı ile birlikte, 1921 yılında, buradaki, bu çiftlik evine yerleşmiştir. Çiftlik evi: köy halkından, Türkoğlu Ali Ağa’ya aitti.
Sakarya savaşının bitiminde: bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından, 1965 yılına kadar kullanılmıştır.
1965 yılında: varisleri tarafından, Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir. 1967 yılında: Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğüne devredilmiş ve restorasyonu yapılarak, müze haline getirilmiştir.
10 Kasım 1968 tarihinde, zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından; sadece, üst katı tanzim edilerek ziyarete açılmış, alt kat odaları ise, 1983 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile ziyaretçilerin hizmetine açılmıştır.
Üst kattaki sofa ve bazı odaların tavanlarında: ahşap oyma bezemeler var. Yapının giriş cephesindeki dikmeler üzerindeki üç alınlıkta, ahşaptan kanatlarını açmış tavus kuşu betimlemesi bulunuyor. Yapının alt ve üst kat planı kare biçimindedir.
Evet, Büyük önder Atatürk: bu 2 katlı çiftlik evinden savaşı yönetmiş ve 23 Ağustos tarihinden 9 Eylül 1921 tarihine kadar, burada yaşamıştır. Bütün planlar burada hazırlanmış, tarihi kararlar burada verilmiş.
Bugün 45 hane ve 290 nüfusu bulunan köy, o zamanlar, yalnızca birkaç binadan ibaret, küçük bir çiftlik imiş.
Bugün, 2 katlı binada, gezilebilecek bölümler şöyledir: Giysi odası, Kitaplık odası, Hatıra Eşya odası, Zabitan yemek odası, Mutfak, Muhabere odası, Başkumandanlık odası, Kurmay Heyeti odası, Dinlenme odası, Yaverler odası, Atatürk’ün yatak odası, Atatürk’ün yemek odası ve Hizmet eri odası. Yani: toplamda, 12 oda bulunuyor.
Alt katta: giysi odası olarak tanzim edilen birinci odada: Kurtuluş savaşında giyilen üniformalar sergileniyor. Sağdan ikinci oda: kitaplık ve hatıra eşya odası. Burada: Atatürk’ün, Gençliğe Hitabı ile, Atatürk hakkında yazılmış kitaplar bulunuyor.
Giriş kapısının karşısına gelen “Silah Vitrini”nde, İstanbul Askeri Müze ile Polatlı Topçu Okulundan temin edilen: tabanca, tüfek, kasatura, kılıç ve el bombaları sergileniyor. Steyr ve Spanday marka, 2 makineli tüfek de vitrinin iki yanında bulunuyor. Solda, dipteki oda “Zabitan Yemek Odası” olarak hazırlanmış.
Zamanında, mutfak olarak kullanılan solda, ortadaki oda, yine “Mutfak” olarak düzenlenmiştir. Girişin solundaki oda: “Muhabere odası”. Bu odada: çeşitli haberleşme araçları var.
Alt katta: hol duvarlarında, Sakarya Savaşını gösteren fotoğraflar sergileniyor.
Üst katta: sağdan ilk oda “Başkomutanlık Odası”. Atatürk’ün şapkalı bir gaz lambası ışığı altında; 22 gün 22 gece, savaş planlarını, arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı bu oda: onun aziz hatırasını canlandıracak şekilde düzenlenmiştir. Sağdan ikinci oda: “Kurmay Heyeti Odası” olarak tanzim edilmiştir.
Bu odanın hemen yanında “Dinlenme Odası” bulunuyor. Atatürk’ün, çalışmalardan yorulduğunda, dinlenmek için kullandığı bir yer. Sol dipteki oda: “Yaverler Odası” olarak düzenlenmiştir. Sol ortadaki oda Atatürk’ün Yatak odasıdır. Bu odada: Atatürk’ün kullanmış olduğu eşyalardan bazıları bulunuyor.
Karyola örtüsü, yastıklar, pijama, tabanda serili olan seccade ile halı: Atatürk’ün eşyaları arasındadır. Bu odanın yanında: “Atatürk’ün Yemek Odası” var. Sundurmanın üzerindeki, küçük mekan ise; Atatürk’ün hizmet erine tahsis edilmişti. Üst kattaki hol duvarlarında: Sakarya Savaşını gösteren, krokiler bulunuyor.
SAKARYA ŞEHİTLER ANITI
Evet, anıt hakkında gördüklerimi yazmadan önce, girişte belirtmek istediğim bir husus var. Anıtın kapısında, demir parmaklıklı bir kapı bulunuyor. Ancak, bu kapı, saat: 09.00’da açılıyor, aslında resmen açılıyor demeliyim, çünkü biz gurup olarak saat 08.45’de orada idik ve kapının görevlisi yoktu, kapıyı kendimiz açtık ve araçla içeriye girdik.
Yani, herhangi bir koruma önlemi yok. Umarım ilgili ve yetkililer gerekli önlemleri alır, bu demir kapının saat: 07.00’de açık bulundurulması sağlanır. Yoksa gelenler kapıda beklemek zorunda kalırlar.
Evet: Polatlı ilçesi içinden, tabelaları takip ederek anıta ulaşmak oldukça kolaydır. Yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuktan sonra, demir parmaklıklı bir kapıya ulaşılıyor.
Kapıdan girilince, hemen solda “Sakarya Merkez Şehitliği” var, yola devam ettiğinizde ise, biraz sonra merdivenlerin başladığı yer bulunuyor, eğer burayı görmez yola devam ederseniz, merdivenlerin bittiği, yukarı bölüme ulaşırsınız ki, orada araç park yeri de var, yani aslında merdivenleri yürüyerek çıkmak isterseniz, araç sizi bıraktıktan sonra yukarıda çıkış yerinin sonunda bekleyebiliyor.
Tercih sizin, bence merdivenleri çıkarak yukarı ulaşın, çünkü olayın özelliği bu merdivenleri yürüyerek çıkmak, yukarıdan aşağıya inmek değil.
Sakarya Merkez Şehitliği
Sakarya şehitleri için anıt dikme çalışmaları, çok önceki yıllarda yani 1930’larda başlar. Bu anıt şehitlik, 2 yılda tamamlanır. Bugün, Sakarya şehitliği ve şehitlik içindeki 140 mezar ile anıt, bu bölgede yapılan ilk çalışmadır.
Evet: anıt, “Şehitler Kaşı Tepede” bulunuyor.
Heykeltıraş Haluk Tezonar tarafından yapılmıştır. Anıtın temeli, Sakarya Zaferinin 50’nci yıl dönümüne rastlayan 13 Eylül 1971 tarihinde atılmıştır. Cumhuriyetin 50’ncı yılına denk gelen 28 Ekim 1973 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Anıt 3 bölümden oluşuyor
Bunlar
1-Anıt gövdesi.
2-Heykeller.
3-Müze.
1-Anıt Gövdesi
Anıt gövdesi: tepenin 915 metre rakımında yani yükseklikte başlıyor. Başlangıçtan itibaren daralarak, 420 basamaklı merdiven boyunca ilerler ve 970 metre rakımda/yükseklikte biter.
Yolun yani merdivenlerin her iki yanında 42 sütun var. Bunlar, savaşın üstün düşman kuvvetlerine karşı kazanıldığını ifade eder. Sütunların 42 tane olması ise, Sakarya Savaşının 21 gün, 21 gece geçtiğinin ifadesidir. Alt bölümlerde, sütunların arası geniş, yukarı çıkıldıkça sütunların arası daralır.
Aynı zamanda, yukarı çıkıldıkça, sütunların boyları uzar. Yani, merdivenlerden yukarı çıkıldıkça: nihai zafere ulaşıldığının ifadesi olarak, sütunların boyları da yüksek tutulmuştur. En üstteki sütunun uzunluğu, en alttaki sütunun uzunluğunun 10 katıdır.
420 basamaklı merdivenlerden yukarı çıkıldıkça yaklaşık 55 metre yüksekliğe çıkılmış oluyor. Aynı zamanda merdivenlerin meyli azalır ve kenarlardaki sütunlar büyür, yüksekliği artar, araları daralır.
Bu durum: Mustafa Kemal Paşa’nın, Anadolu’da yarattığı yeni kuvveti ve bu kuvvetin sonunda, karanlık ufkun aydınlanmaya başladığını ifade eder. Sıcak yaz günlerinde, merdivenleri dinlenerek çıkmalısınız, ayrıca yaşlı ziyaretçilerin bu merdivenleri çıkması sorun olabiliyor. Çünkü merdivenler özellikle başlangıçta oldukça dik, ilerledikçe merdiven çıkışları daha rahat oluyor.
Yapının bu şekli ile ifade edilmek istenen şu: Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya savaşından yenilerek çıkar. Yani: gerek silahlı güçlerin ve gerekse milletin hali: sonu ne olacağı belli olmayan bir süreçtedir.
Merdivenlerden yukarı çıkıldıkça: merdivenlerin meyli azalır ve kenardaki sütunlar büyür, araları daralır. Bu durum: bizlere, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün; Anadolu’da yarattığı yeni kuvveti ve bu kuvvetin sonucunda karanlık ufkun aydınlanmaya başladığını ifade ediyor.
Bronz heykel gurubunun çevresinde 6 Türk bayrağı var. Bunlar Sakarya savaşına katılan gurup yani Kolordu seviyesindeki birlikleri temsil ediyor. Her bir bayrak direğinin altındaki yazıtta, birliğin adı, ast birlikleri ile komutanlarının ismi yazılıdır.
Anıtta, 3 bronz heykel kompozisyonu vardır. Bu kompozisyonlarda: kadın, asker ve genç erkek görülür. Genel anlamı: zamanla olgunlaşan milli şuur ve gittikçe yükselen milli güç temsil edilir.
Asker yani Mehmetçik: Milletin vatan ve özgürlük aşkını, silahlı gücün temel direği olduğunu simgeler. Tüfeğin dipçiği, düşmana öldürücü darbenin vurulduğu ve milletin bağımsızlığına, özgürlüğüne ve toprağına göz koyanlara karşı hıncını temsil eder.
Mermi taşıyan kadın: Kurtuluş savaşında, Mehmetçik’in yanında bulunan, asil ve vefalı Türk kadınını temsil eder.
Bomba atan genç erkek çocuk: Sakarya’da bütün milletin seferber ve ordusuna yardımcı olduğunu ifade eder.
3-Müze
Anıtın bulunduğu alanda, bir de giriş ücretsiz müze var. En uzun sütunun altındadır. Müze 2 kısımdan oluşuyor. 1971 yılında yapılmıştır. Müzeye mutlaka girin, hemen girişte sağ yanda gayet temiz bir tuvalet de bulunuyor. Müzenin girişinde ziyaretçi defteri var, duygularınızı oraya aktarabilirsiniz.
Orta Kısım
Ulu önder Atatürk, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün büstleri ve Sakarya Meydan Savaşına imzasını atan: Alay’dan, Kolordu’ya kadar olan birliklere komuta etmiş komutanların isimlerinin yazılı bulunduğu bir sütun var.
İkinci Kısım
Türk milletinin, kesin zaferiyle sonuçlanan İstiklal Savaşının her safhasını, ayrı ayrı yansıtan, 12 rölyef (kabartma resim) var.
1.Rölyef: I. Dünya Savaşı sonunda, çeşitli cephelerde, birçok evladını kaybetmiş, ordusu silahtan tecrit edilmiş, her bakımdan yalnız bırakılmış bir milletin: ızdırap ve hüzün dolu yaşantısını ve bir mucizeyi bekleyişi ifade ediliyor.
2-3.Rölyef: Sevr Antlaşmasına dayanarak, Anadolu’nun çeşitli bölgelerini işgal eden düşmanın, savunmasız kişilere karşı yaptıkları, işkence ve insanlık dışı davranışlar ifade ediliyor.
4.Rölyef: Anadolu’da: Ulu önder Atatürk’ün başlattığı mücadeleyi ve mücadele edecek milletin, milli davaya inanışını ifade ediyor.
5.Rölyef: Nizami kuvvetler teşkil edilene kadar Anadolu’nun her karış toprağını kanla sulayarak savunun ve işgal kuvvetlerine beklemediği bir dersi veren milli güçlerin mücadelesi ifade ediliyor.
6.Rölyef: “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile bilinçlendirilmiş ve davaya inanmış bir milletin, her şeyi ile, milli mücadeleye katılışı ifade ediliyor.
7.Rölyef: Başkomutan Atatürk’ün, sevk ve idaresinde, birlik ve beraberliğin kurulması ve komuta heyetinin teşkil edilmesi ifade ediliyor.
8,9 ve 10 Rölyef: Yokluklara ve bütün olumsuzluklara rağmen, yeniden teşkil edilen Türk ordusunun, Yunan ordusu ile yaptığı mücadeleyi ve yapılan çatışmaların sonucunda, Türk tarihine hediye edilen “Sakarya Destanı” ifade ediliyor.
11.Rölyef: Hayal peşinde koşan bir ordu için, yalnızca ızdırap getiren bir mücadele sonunda, düşman esir ve yaralıların tahliyesi ifade ediliyor.
12.Rölyef: Savaşın bitişi ve Anadolu’da düşman temizlendikten sonra: bu zafere ismini yazan kahraman gazilerimiz, sevdiklerine kavuşurlar. İşte, bu rölyef: o heyecanlı günleri yansıtıyor.
Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı; Ankara’ya çok yakın, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, Ankara-Eskişehir kara yolundan çok uzaklardan görülebiliyor. En büyük özelliği: Sakarya Meydan Muharebesinde Yunanlıların buralara kadar gelebilmiş olması ve anıttaki Mehmetçiğin eli ile dur işareti yapmasıdır.
Evet, anıt Ankara-Eskişehir kara yolu üzerinde, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, solda olmasına rağmen, sağa ayrılan bir tabela ve yol ile gidiliyor. Yol düzgün.
Anıtın bulunduğu Kartaltepe: kara yolunun geçtiği İğciler boğazını kontrol eden stratejik bir konumdadır. Bu stratejik önemi nedeniyle: Yunanlıların en son terk ettiği bölgedir. Eğer Yunan ordusu, bu noktayı geçse idi, Ankara’ya ve oradan da ülkenin her yerine ulaşacaktı.
10 Eylül’de başlayan Türk karşı taarruzunda, birkaç kez el değiştiren Kartaltepe, çok çetin muharebelere sahne olmuş ve 12 Eylül günü gün batımı saatlerinde ele geçirilmişti. Buradaki çatışmalarda 5173 şehit verildi.
Mehmetçik Anıtı
Kartaltepe’de görülen anıt: Koç Holding ve Tüpraş sponsorluğunda yaptırılmıştır. Anıt: 22 metre heykel ve 18 metre kaidesi olmak üzere, toplam 40 metre yüksekliktedir. Ülkemizin en yüksek anıtıdır.
Mehmetçik anıtı: heykeltıraş Doç.Dr. Sait Rüstem tarafından yapılmıştır. 10 metrelik kaidesi üzerinde, 3 x 5 metre ebadında, 8 adet savaşı resmeden rölyef vardır.
Anıt: beton malzeme üzerine bakır kaplama yapılarak, 5 ayrı parça halinde hazırlanmıştır. Baş, gövde, ayaklar, bel ve vücut kısmı ile birlikte, beşinci parça tüfektir. Daha sonra montaj aşamasında parçalar birleştirilir.
Anıt: 8 aylık bir sürede yapılarak 6 Ağustos 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Müze
6 Ağustos 2008 tarihinde temeli atılarak yapımına başlanan Panoramik müze, yakında tamamlanacaktır. Anıtla birlikte aynı yıl temeli atılan müzenin yapımını Devlet Demir Yolları Vakfı üstlenmiştir.
Fakat ne yazık ki hukuki ve kaynak sıkıntısı nedenlerden dolayı, halen tamamlanamamıştır. (Hukuki neden: müzedeki tuvalde yabancı uyruklu ressam tarafından yolsuzluk yapıldığı iddiası nedeniyle açılan iki soruşturma, sonuç: kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verilmiştir.)
Proje bitirilmesi için son olarak Orman Bakanlığına devredilmiştir.
Betonarme, silindirik bina çevresine, çelik konstrüksiyon giydirilmiştir. Müze: 1600 metre karelik oturum alanına sahiptir. Yükseklik 4.5 kat yani 24.20 metredir. Silindirik kapı girişi Selçuklu mimari tarzında yapılmıştır.
Bu müzede: Sakarya Meydan Muharebesi, üç boyutlu sanal ortamda izlenecektir. Müzede yer alan panorama tablosunun uzunluğu 75 metre, yüksekliği ise 15 metredir. Bu ölçüler değerlendirildiğinde, panaromanın dünyanın ilk, en büyük tek parça tuvaline hazırlanacak resmi olacağı söyleniyor.
Panorama müzesinde bulunacak resmin yapılacağı özel tuval bezinin, dünyada sadece iki yerde üretildiği, ipek pamuk karışımı özel bezin, 1400 metre kare olarak Rusya’da tek parça halinde imal edildiği söyleniyor.
Panorama tablosunu resmederek hazırlayan Rus Devlet Sanatçısı Prof.Dr. Sergey Prisekin’dir. (Anıtkabir’deki panorama çalışmasını da yapmıştır.)
Kendisi: dünyanın en büyük panoramik müzesinin, Polatlı’da gerçekleştirildiğini belirtmiştir. Ayrıca, müzedeki bu panoramik tablo tamamlandığında, UNESCO’nun tarihi eserler kataloğuna, Türkiye’den girecek 3’ncü eser olacaktır. (diğer eserler: Pamukkale ve Ayasofya Müzesidir.)
Savaş cephesini tuvale yansıtmak için, 6 Mayıs 2009 tarihinde Polatlı’da fotoğraf çekimleri yapılmış, ardından ön eskiz çalışmasını tamamlanarak Sakarya Meydan Muharebesini tuvale resmetmek için 9 Ekim 2009 tarihinde yeniden Polatlı’ya gelmiştir.
Sergey Prisekin başkanlığındaki 8-10 kişilik yerli ve yabancı ressamlar, 1 aylık hazırlık çalışmasının ardından, Polatlı’da tespit edilecek uygun bir yerde Sakarya Meydan Muharebesini 5 aylık bir sürede tuvale resmedeceklerdir.
Ayrıca, müzede Sakarya Meydan Muharebesinde şehit düşen askerlerin isimleri ve sanat değeri yüksek, büyük ebatlı yağlı boya tablolar, balmumu heykeller, videolar ve savaşa katılan komutanların büstleri de bulunacaktır.
Dışarıdaki Mehmetçik heykelinin küçük bir benzeri de bina içine yerleştirilmiştir. Onun arkasındaki cam yüzeye ise, Sakarya Meydan Muharebesinde şehit olan askerlerin isimleri ve memleketleri yansıtılacaktır.
Son aldığım bilgiye göre, Tanıtım Merkezinin, Ekim 2019 ayı içinde ziyarete açılması planlanmaktadır.