Ankara Evren

Ankara Evren

Hirfanlı Baraj gölünün kıyısında bulunması, baraj gölü kıyılarının son yıllarda turizme tahsis edilmesiyle önem kazanmıştır. Sanırım yakın gelecekte, Hirfanlı Baraj gölü kıyısında, önemli turistik mekanlar kurulacak ve Evren ilçesi de bundan payını alacaktır.

Çünkü, gerçekten Hirfanlı Baraj gölü çok büyük ve bu büyüklüğü ile, yörenin deniz özlemini gidermeye yetecektir.

Göl kıyısında, plaj ve piknik alanları bulunmakta olmasına rağmen, yeni ve daha modern alanların yapımı sanırım biraz zaman alacaktır.

Ama, sizler, yolunuz buralardan geçerse, mutlaka baraj gölü kıyısındaki balık restoranlarında, barajda tutulan sazan balığının özel tekniklerle pişirilerek servis edilmiş halini tatmalısınız. Hatta, bu lezzeti, muhteşem bir maviliği izleyerek deneyebilirsiniz.

ULAŞIM

İl merkezi olan Ankara’ya 178 km. uzaklıktadır. Bu uzaklık ile, Ankara’nın en uzak ilçesidir.
Evren-Aksaray arasındaki uzaklık: 100 km. Evren-Kırşehir arasındaki uzaklık: 80 km. dir.

TARİHİ

Bazı kaynaklarda, yörenin, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu söylenmektedir. Tarihi süreç içinde, bölgede egemenlik kuran uluslar: Hititler, Frigler, Persler, Romalılar, Selçuklular, Karahanoğulları, Osmanlılardır.

Selçuklu ve Osmanlı döneminde, dönemin en önemli ticari faaliyet alanı olan “İpek yolu” buradan geçmektedir.

Yöre, 1963 yılında köy statüsünden çıkmış ve “Çıkınağıl” ismi ile ilçe olarak anılmaya başlanmıştır. Ancak, ilk kuruluş yerleşim yeri, 1957 yılında, yörede yapılan “Hirfanlı Barajı” gölü suları altında kaldığından, günümüzdeki yerleşim yerine taşınılmıştır.

1982 yılında yörenin ismi “Evren” olarak değiştirilmiştir. 1990 yılında ilçe statüsü verilmiş ve Şereflikoçhisar bağlantısı kesilerek, Ankara’ya bağlanmıştır. 12 Eylül askeri hareketi sonrası, ilçenin isminin “Evren” olarak değiştirilmesi, çeşitli yorumlara neden olmaktadır.

GENEL

Yörenin en büyük coğrafi etkinliği: Hirfanlı Baraj göletidir.

Yörenin başlıca ekonomik etkinlikleri: tarım, hayvancılık ve su ürünleri üretimi ve pazarlamasıdır. Çünkü: Hirfanlı Baraj gölü: su ürünleri üretimine ve özellikle kerevit ve balık üretimine uygundur. Bunların dışında, yöre insanının büyük bölümü, yurt dışında işçi olarak çalışmaktadır.

KONAKLAMA

Evren Öğretmenevi Cumhuriyet Cad. PTT arkası. 312-8935378

GEZİLECEK YERLER

HÖYÜK

Evren-Sarıyahşi kara yolu üzerinde, ilçe merkezine 2 km. uzaklıkta, Semizbağı mevkiindedir.
Höyüğün yüksekliği: 25-30 metredir ve taban genişliği: 80-100 metredir.

Burada yapılan yüzey araştırmalarında, çok sayıda ve antik döneme ait seramik kalıntıları bulunmuştur.

SIĞIRCIK KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Çatalpınar köyünün 2 km güneybatısındadır. Kalenin geç Bizans ve Osmanlı döneminde kullanıldığı anlaşılmıştır.

Ankara Evren Hirfanlı Barajı

HİRFANLI BARAJI

1953-1959 yılları arasında inşa edilmiştir. Kaya gövdesinin akarsu yatağından yüksekliği 78 metredir. Ülkemizin sayılı büyük boyutlu barajlarından birisidir.

En derin yeri 70 metredir. Son yıllarda, bölgede çok sayıda su kuşu görülmüştür.

Baraj gölünün çevresi, özellikle yaz döneminde plaj ve günübirlik piknik alanı olarak kullanılmaktadır.

Ankara Akyurt

Ankara Akyurt

Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki bu şirin ilçemiz, Ankara’ya olan yakınlığı ve hemen dibinde Esenboğa Havaalanını bulundurmasıyla tanınıyor.

Ankara Akyurt

ULAŞIM

Şehir merkezi, Ankara’ya 33 km. uzaklıktadır. Çankırı-Kastamonu ve Sinop illerini, Ankara’ya bağlayan devlet kara yolu, İlçeden geçmektedir.
Akyurt-Çubuk arasındaki uzaklık: 16 km. dir. Akyurt-Ankara devlet karayolu, 12’nci km. den sonra Esenboğa-Ankara protokol yolu ile birleşmektedir.

TARİH

Yörede ilk yerleşimcilerin, günümüzden 5000 yıl öncesinde buraya geldikleri tahmin edilmektedir. Çünkü: Balıkhisar Mahallesindeki “Höyüktepe” mevkiinde, Elecik Mahallesindeki “Kızıleşik” tümülüsünde yapılan yüzey araştırmalarında; MÖ. 3000’li yıllara tarihlenen çanak-çömlek parçaları bulunmuştur.

Özellikle, Roma döneminde, ilçenin “Krallar yolu” üzerinde bulunması, önemini arttırmış ve birçok Roma dönemi kalıntısının, yörede bulunmasına neden olmuştur.

Sonraki dönemlerde ise, yöre: Bizanslılar, Anadolu Selçukluları, Danişmentliler arasında el değiştirmiştir. 1071 Malazgirt savaşından sonra ise, Türk göçleri, buraya kadar ulaşmış ve yöre, özellikle Türkmenler tarafından yerleşim yeri ve otlak olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu dönemde, Akyurt’un adı “Ravlı” olarak bilinir. Hemen yanındaki Kızık ve Büğdüz köylerinin de Oğuzeli kollarının isimleridir. Ve yine bilinen bir gerçek, Anadolu’ya gelen Oğuz boylarının, Türkmenlerin atalarının isimlerini yaşadıkları yörelere vermişlerdir ve onların sadece isimlerini değil, gelenek ve göreneklerini de yaşatmışlardır.

İlçenin eski ve yeni isimleri konusundaki bulgulara bakıldığında, Kaçkarlı’da Alka-Bölük olarak karşımıza çıkan bu boy içinde Ravlı olarak telaffuz edilip Oğuz Türkçesinde karşılığı “Avlu, Evli, İvli” olarak verilmiştir. Bunun yurt manasına alınması söz konusudur.

Nitekim, Cumhuriyet döneminde Akyurt isminin ortaya çıkışı ve İlçeye verilişi geçmişten gelen güzel bir geleneğin bugünkü Türkçemizde yaşatılması şeklinde ortaya çıkmış; Alka’nın “Ak” ve Ravlı’nın “yurt” olması şeklinde yerini bulmuştur. 1928 yılında, bu Ravlı ismi, Akyurt olarak değiştirilmiştir.

Yörenin tarihindeki en önemli olay: 1402 yılındaki Ankara savaşının bu bölgede yapılmış olmasıdır. Savaş sırasında Yıldırım Beyazıt, otağını, Akyurt yöresinde kurmuştur.

1463 yılında ise, Akyurt yöresinin ilk yerleşimi olan Ravlı köyünün: Melike Hatun Medresesi vakfı olduğu kayıtlıdır. Melike Hatun: Sultan I. Murat zamanında yaşamış ve Ankara yöresinde birçok hayır kurumları yaptırmış, hayırsever bir kişiliktir. Bu arada: Hacı Bayram-ı Veli, bir zamanlar yörede bulunan Melike Hatun Medresesinde “ki diğer adı Kara Medresedir” dersler vermiştir.

Kurtuluş mücadelesinde ise, yöre insanının, Karadeniz bölgesinden gelen silah ve cephanenin, cephe bölgelerine aktarılmasında üstün gayretleri görülmektedir.

Ankara Akyurt

GENEL

İlçe: Ankara’ya yakın ve özellikle “Esenboğa Hava alanını” içinde barındırmasıyla önem kazanmaktadır. Düzgün bir arazi üzerinde kurulmuştur.
Denizden yükseklik: 950 metredir. En büyük yükselti, kuzeydeki “Tekebeli dağı” dır ve 1250 metredir. Biraz önce söylediğim gibi, düz bir arazide kurulu olması nedeniyle, yörede, tarıma elverişli arazi yoğundur.

Özellikle: Ravlı çayı çevresinde, kavak-söğüt ve meyve ağaçları sıktır.
Aslında tarihi süreç içinde, geçmiş dönemlerde tamamen ormanlık alan olan bölge; zamanla Ankara’nın hamamlarının yakacak ihtiyacının karşılanması için telef edilen ormanlar yüzünden, günümüzde orman varlığının yoğunluğundan pek söz edilemez hale gelmiştir.

Yine tarihi süreç içinde, Akyurt bölgesinin “üzüm bağları” nın da yoğunluğu ve ünü, önem kazanmıştır. Ancak, günümüzde, bu üzüm bağlarının yeniden canlandırılması çalışmaları sürdürülmektedir.

Yörenin iklimi: karasal özellikler taşır ve buna bağlı olarak, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Özellikle, gece ve gündüz arasındaki ısı farklarının yüksek olması önem kazanır.

Bölgede aynı zamanda “nem” oranı da yüksektir ve bu durum, Esenboğa Hava alanı bölgesini yoğun etkiler ve sık sık “sis” görülür.

Bölge insanının ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve hayvancılık gelmektedir. 1995 yılından sonra ise, nispeten sanayi gelişmeye başlamış, hayvancılık azalmıştır. Özellikle hava alanına yakın olunması nedeniyle: elektrik, mobilya, otomotiv, tekstil vb. gibi çeşitli sanayi sektörü firmaları, burada konuşlanmıştır.

Bu sanayi tesislerinde çalışanlar nedeniyle, özellikle gün içinde ilçe nüfusu, 50 binli rakamlara kadar ulaşmaktadır.

Ankara Akyurt

GEZİLECEK YERLER

BALIKHİSAR KÖYÜ HÖYÜĞÜ

İlçe merkezine 9 km. uzaklıktaki, asıl adı “Balasar” olan “Balıkhisar” köy merkezine 1 km uzaklıkta, MÖ. 3000 yıllarından kaldığı düşünülen bir höyük bulunmaktadır.

Köyün “Balasar” olan isminin kaynağı: bir zamanlar, burada balcılıkla uğraşan birinin bulunması ve bu kişinin ballarını korumak için ağaç dalına asmasıdır. Balasar ismi, buradan gelmektedir .

Evet, biz gelelim, tarihi geçmişe. Köyde bir höyük var. Höyüğün, muhtemel tarihinin: Eski Tunç dönemine aittir.

Höyük yüksekliği: 15 metre, çapı ise 200 x 300 metredir. Buradaki buluntularda: bakır ile kalayın karışımı ile elde edilen “tunç” metalli kalıntılar ile, taş temelli ve kerpiç duvarlı mimari örneği konutların kalıntıları bulunmuştur.

Özellikle: seramik yapımında, seramik çarkının kullanıldığının tespiti, yörenin önemini ortaya koymaktadır. Bu höyük üzerinde yapılan kazılarda; Hitit dönemine ait bir adet pişmiş toprak testi, bir adet kulplu vazo ve Hitit ve Frig dönemlerine ait çeşitli seramik parçaları bulunmuştur.

KIZILEŞİK TÜMÜLÜSÜ

İlçe merkezine bağlı, Elecik mahallesi sınırları içindedir. Burada: 1987 yılında, bir süre resmi arkeolojik kazılar yapılmıştır.

Bu kazılar sonucunda: Roma dönemine ait: gözyaşı şişeleri, bir çift altın küpe, koku kapları, bir yüzük, bir kolye ve bronz parçalar ile yine 4 bronz halka ve düğme tekniğiyle yapılmış çiviler bulunmuştur.

Tümülüs üzerindeki mezarın mimari yapısı, yanının MS. 1 ve 2’nci yüzyıllar arasındaki dönemde yapıldığını ortaya koymaktadır.

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı; Ankara’ya çok yakın, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, Ankara-Eskişehir kara yolundan çok uzaklardan görülebiliyor. En büyük özelliği: Sakarya Meydan Muharebesinde Yunanlıların buralara kadar gelebilmiş olması ve anıttaki Mehmetçiğin eli ile dur işareti yapmasıdır.

Evet, anıt Ankara-Eskişehir kara yolu üzerinde, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, solda olmasına rağmen, sağa ayrılan bir tabela ve yol ile gidiliyor. Yol düzgün.

Anıtın bulunduğu Kartaltepe: kara yolunun geçtiği İğciler boğazını kontrol eden stratejik bir konumdadır. Bu stratejik önemi nedeniyle: Yunanlıların en son terk ettiği bölgedir. Eğer Yunan ordusu, bu noktayı geçse idi, Ankara’ya ve oradan da ülkenin her yerine ulaşacaktı.

10 Eylül’de başlayan Türk karşı taarruzunda, birkaç kez el değiştiren Kartaltepe, çok çetin muharebelere sahne olmuş ve 12 Eylül günü gün batımı saatlerinde ele geçirilmişti. Buradaki çatışmalarda 5173 şehit verildi.

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

 

Mehmetçik Anıtı

Kartaltepe’de görülen anıt: Koç Holding ve Tüpraş sponsorluğunda yaptırılmıştır. Anıt: 22 metre heykel ve 18 metre kaidesi olmak üzere, toplam 40 metre yüksekliktedir. Ülkemizin en yüksek anıtıdır.

Mehmetçik anıtı: heykeltıraş Doç.Dr. Sait Rüstem tarafından yapılmıştır. 10 metrelik kaidesi üzerinde, 3 x 5 metre ebadında, 8 adet savaşı resmeden rölyef vardır.

Anıt: beton malzeme üzerine bakır kaplama yapılarak, 5 ayrı parça halinde hazırlanmıştır. Baş, gövde, ayaklar, bel ve vücut kısmı ile birlikte, beşinci parça tüfektir. Daha sonra montaj aşamasında parçalar birleştirilir.

Anıt: 8 aylık bir sürede yapılarak 6 Ağustos 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır.

 

 

Müze

6 Ağustos 2008 tarihinde temeli atılarak yapımına başlanan Panoramik müze, yakında tamamlanacaktır. Anıtla birlikte aynı yıl temeli atılan müzenin yapımını Devlet Demir Yolları Vakfı üstlenmiştir.

Fakat ne yazık ki hukuki ve kaynak sıkıntısı nedenlerden dolayı, halen tamamlanamamıştır. (Hukuki neden: müzedeki tuvalde yabancı uyruklu ressam tarafından yolsuzluk yapıldığı iddiası nedeniyle açılan iki soruşturma, sonuç: kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verilmiştir.)

Proje bitirilmesi için son olarak Orman Bakanlığına devredilmiştir.

Betonarme, silindirik bina çevresine, çelik konstrüksiyon giydirilmiştir. Müze: 1600 metre karelik oturum alanına sahiptir. Yükseklik 4.5 kat yani 24.20 metredir. Silindirik kapı girişi Selçuklu mimari tarzında yapılmıştır.

Bu müzede: Sakarya Meydan Muharebesi, üç boyutlu sanal ortamda izlenecektir. Müzede yer alan panorama tablosunun uzunluğu 75 metre, yüksekliği ise 15 metredir. Bu ölçüler değerlendirildiğinde, panaromanın dünyanın ilk, en büyük tek parça tuvaline hazırlanacak resmi olacağı söyleniyor.

Panorama müzesinde bulunacak resmin yapılacağı özel tuval bezinin, dünyada sadece iki yerde üretildiği, ipek pamuk karışımı özel bezin, 1400 metre kare olarak Rusya’da tek parça halinde imal edildiği söyleniyor.

Panorama tablosunu resmederek hazırlayan Rus Devlet Sanatçısı Prof.Dr. Sergey Prisekin’dir. (Anıtkabir’deki panorama çalışmasını da yapmıştır.)

Kendisi: dünyanın en büyük panoramik müzesinin, Polatlı’da gerçekleştirildiğini belirtmiştir. Ayrıca, müzedeki bu panoramik tablo tamamlandığında, UNESCO’nun tarihi eserler kataloğuna, Türkiye’den girecek 3’ncü eser olacaktır. (diğer eserler: Pamukkale ve Ayasofya Müzesidir.)

Savaş cephesini tuvale yansıtmak için, 6 Mayıs 2009 tarihinde Polatlı’da fotoğraf çekimleri yapılmış, ardından ön eskiz çalışmasını tamamlanarak Sakarya Meydan Muharebesini tuvale resmetmek için 9 Ekim 2009 tarihinde yeniden Polatlı’ya gelmiştir.

Sergey Prisekin başkanlığındaki 8-10 kişilik yerli ve yabancı ressamlar, 1 aylık hazırlık çalışmasının ardından, Polatlı’da tespit edilecek uygun bir yerde Sakarya Meydan Muharebesini 5 aylık bir sürede tuvale resmedeceklerdir.

Ayrıca, müzede Sakarya Meydan Muharebesinde şehit düşen askerlerin isimleri ve sanat değeri yüksek, büyük ebatlı yağlı boya tablolar, balmumu heykeller, videolar ve savaşa katılan komutanların büstleri de bulunacaktır.

Dışarıdaki Mehmetçik heykelinin küçük bir benzeri de bina içine yerleştirilmiştir. Onun arkasındaki cam yüzeye ise, Sakarya Meydan Muharebesinde şehit olan askerlerin isimleri ve memleketleri yansıtılacaktır.

Son aldığım bilgiye göre, Tanıtım Merkezinin, Ekim 2019 ayı içinde ziyarete açılması planlanmaktadır.

Ankara Polatlı Duatepe tanıtımı ve gezi yazısı için.

Ankara Polatlı Sakarya Şehitler anıtı tanıtımı ve gezi yazısı için.