Ağrı Hamur

Ağrı Hamur

Ağrı Hamur;

ULAŞIM

İl merkezine 12 km uzaklıktadır. İl merkezine bu kadar yakın olması nedeniyle, ilçe merkezi gelişememiştir, özellikle köylerde birçok işler için Ağrı il merkezine gidilir.

TARİHİ

Yörede birçok uygarlık egemenlik kurmuştur.

1502 yılında bölgede Safaviler hakimiyet kurar. Şahismail buraya Pozuklu oymağını yerleştirir. 1478 yılında başlayan Osmanlı-Safavi savaşları sırasında Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa’ya bağlı eyalet askerleri, Pozuklu boyu ve bunları koruyan İran güçlerini kovarak 1578 yılında Hamur yöresini Osmanlı topraklarına kazandırırlar.

Bölge 1915 yılında Rus işgaline uğrar. 14 Nisan 1918 tarihinde işgalden kurtarılır. 1927 yılında Ağrı’ya bağlanır ve 1958 yılında ilçe olur.

GENEL

Ağrı ilinin en genç ve en küçük ilçesidir. İlçenin diğer ismi “Havaran” dır.

Aladağlar silsilesinin etekleriyle Murat vadisi üstünde kurulmuştur. Arazinin % 65 bölümü dağlıktır.

Denizden yükseklik 1675 metredir. Karasal iklim hakimdir. Kışlar çok şiddetli geçer. Yazın gür otlaklar oluşur ve bu gür otlaklarda hayvancılık yapılır.

NE YENİR

Bu yöreye yolunuz düşerse, ayranaşı, keşkek, bişi, kete, otlu peynir, çökelek tatmalısınız.

 

GEZİLECEK YERLER

Ağrı Hamur Kalesi-Havaran Kalesi

 

HAMUR KALESİ-HAVARAN KALESİ

İlçe merkezinin kuzeyinde Hamur deresi 100 metre yukarısındadır.

Yalçın kayalar üzerindeki geniş bir düzlükte inşa edilmiştir.  

Kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.

Ancak konumu ve mimari özellikleri dikkate alındığında, yapımı Urartulara kadar gitmektedir.

17’nci yüzyıl ortalarında bölgeyi gezen Evliya Çelebi, yazılarından anlaşıldığına göre: bölge: 14’ncü yüzyıl boyunca Karakoyunlular ve Akkoyunlular arasında sürekli el değiştirdiğinden Hamur kalesinin bölgedeki diğer birçok kale gibi, Akkoyunlular tarafından onarılarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Kale sınırda olduğu için, Osmanlı döneminde de sık sık baskınlara ve savaşlara maruz kalmıştır. Bu yüzden, zaman ilerlediğinde eski önemini yitirmiş ve sadece bir sınır gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. İmparatorluğun son dönemlerinde ise, bölgede türeyen ayanların şatosu olmuştur. Osmanlı-Rus savaşları ve I. Dünya savaşında ise tamamen tahrip olmuştur. Özellikle dış surları tamamen yok olmuştur. Çünkü kalenin düzgün kesme taşları, daha sonra bölge halkı tarafından sökülerek başka yapılarda kullanılmıştır. Günümüzde, sadece iç kaleye ait bazı yerler ve duvar kalıntıları görülmektedir.

Selçuklu dönemi yapısı olduğu anlaşılmaktadır. Kalenin büyük kısmı doğa koşulları ve kazak kazılar sonucu tahrip olmuştur.

Ağrı Hamur Sürmeli Mehmet/İbrahim Paşa Kümbeti

 

SÜRMELİ MEHMET/İBRAHİM PAŞA KÜMBETİ

İlçe merkezinin kuzeydoğusunda, ilçenin kurulduğu vadiye hakim mezarlığın ortasındadır. Ağrı-Van karayoluna 250 metre uzaklıktadır.

Türk-İslam türbe mimarisinden farklı bir tarzda inşa edilen yapı, uzaktan bakıldığında sanduka görünümü verir. Bahar mevsiminde, kümbetin çatısında otlar çıkar ve değişik bir görüntü oluşur.

Yapının kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Çünkü yapının giriş kapısı üzerinde bulunan kitabe, sonradan tahrip edilmiştir. Ancak tahrip edilen rakamların izleri incelendiğinde, yapının muhtemelen 1812-1813 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir.

Ancak yörede; Doğubayazıt’ta bulunan İshakpaşa sarayının hamisi İshak Paşa’nın torunlarından Mir İbrahim Paşa’nın türbeyi çok sevdiği ölen çocukları için yaptırdığı söyleniyor. Kümbetin içinde İbrahim Paşa’nın kardeşi, kardeşi Yusuf Bey’in kızı, oğlu ve eşi’nin mezarları bulunur.

Zaten yapı incelendiğinde, İshak Paşa sarayı ile malzeme benzerliği görülür. Bu taşların İshak Paşa sarayında olduğu gibi Yukarı Ağadere köyünden getirildiği söyleniyor.

Yapının tamamda düzgün kesme taş kullanılmıştır.

Kümbet: 11.50 x 4.70 metre boyutlarında, dikdörtgendir. İçi: asıl mezar odası ve giriş avlusundan oluşur.

Yapıya: güneydoğu köşede bulunan, sivri kemerli eyvan türü bir taç kapıdan girilir.

Giriş avlusunda bir ve asıl mezar odasında dört tane pencere vardır.

Yapının içinde mezar odası ve dört mezar tamamen tahrip edilmiştir. Sadece birkaç taş kalmıştır. Mezar taşı süslemeleri, Selçuklu ve Osmanlı etkileri taşır.

1915 yılında Rus işgali sırasında kümbetin tepesine isabet eden top gülleri, hasar yaratmıştır.

Ağrı Hamur Karlıca Köyü

 

KARLICA KÖYÜ

Köy ilçe merkezine 24 km uzaklıktadır. Köy, Ermeni göçü sırasında Ermeniler tarafından terk edilmiştir. Köyde çok fazla sayıda tarihi ve turistik yapı olmasına rağmen tanıtım eksikliği nedeniyle turist çekememektedir. Öte yandan, ulaşım da aşırı zordur. Özellikle kış günlerinde ilçe merkezi ve il merkeziyle bağlantısı kesilir.

Ağrı Hamur Karlıca-Şoşik Kalesi

 

Karlıca/Şoşik Kalesi

Kale, Hamur ilçe merkezinin doğusundadır ve ismini Aladağ’ın uzantısı olan Şoşik dağından alır. Hamur ilçe merkezine 34 km uzaklıktadır.

Köye hakim kayalık bir konum üzerindedir.

Kalenin üç tarafı uçurumla çevrilidir.

Yapım tarihi ve yaptıranlarla ilgili bilgi yoktur ancak mimari stil olarak Urartu kalelerinde rastlanılan ve kutsal alana çıkışı sağlayan, kayaların kesilmesiyle yapılmış üç basamaklı merdiven ve kaya çanakları, Doğu Anadolu’daki diğer Urartu kaleleriyle benzerlik gösterir.

17’nci yüzyılda bölgeye gelen Evliya Çelebi, yazılarında, bölgedeki diğer kaleler gibi, bu kaleyi de Akkoyonlu hükümdarı Uzun Hasan oğlu Ziyaüddin’e mal eder.

Kalenin dibinde, kayalara oyularak yapılmış bir kör kuyu vardır. Burada kalenin zindanı bulunmaktadır. Doğuda ise su kulesi bulunur. Kalenin alt kısmında, bir de ibadethane vardır.

Kaleye çıkmak için blok taşlardan yapılmış basamaklar vardır.

Asıl kale: 10 x 20 metre ebatlarında olup, çevresi doğal kayalardan da yararlanılarak dış sur duvarları ile çevrilmiştir. Ancak günümüzde bu dış sur duvarları harap durumdadır, batı yönünde ise birer metre genişlikte, iki burç kalıntısı günümüze ulaşmıştır. Ayrıca kalenin hamam kısmı da yıkılmadan günümüze ulaşmıştır.

Kale 1’nci derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır, ancak koruma altına alınıncaya kadar çok sayıda kaçak kazı ve tahribat yapılmış olup izleri görülmektedir.

Soşik Kız Kalesi

Soşik kalesine 2 km uzaklıktaki bu kale, Soşik kalesinin bey’i tarafından kızı için yaptırılmıştır. Ancak kaleden günümüze sadece duvar harabeleri kalmıştır.

 Şosik Kaynağı

Bu su kaynağı özellikle böbrek hastalarının çok yoğun ziyaret ettiği bir yerdir. Böbrek ve mide ağrılarına çok iyi geldiği ve böbrek taşlarının düşmesine yardımcı olduğu söyleniyor. Ancak kaynağın çevresinde hayvan otlatılması nedeniyle, hayvansal atıklar bulunmakta ve kaynak kirlenmektedir. Bu yüzden, kaynak suyunun temizlenmeden yani kaynatılmadan içilmesi uygun değildir.

Beyaztaş Mağaraları

Soşik köyünde, Karlıca kalesinin güneydoğusuna doğru uzanan dağ silsilesi üstünde, kalenin karşısında bulunan kız kalesinin güneyinde Beyaztaş mevkii olarak bilinen kayalıklar vardır. Bu bölümde, en altta doğal bir mağara vardır. Bunun haricinde tek odalı kaya mezarları bulunur.

Uzaktan bakıldığında insan yüzü ayrıntılarını yansıtan kayalar üzerinde, ağız ve biri kapalı iki göz şeklinde görüntü vardır.

Çevresi Urartu yerleşkesi özelliği gösterir. Ancak kaçak kazılarla tahrip olmuştur.

Ağrı Hamur Beklemez Köyü

 

BEKLEMEZ KÖYÜ

Beklemez köyü, ilçe merkezine 27 km uzaklıktadır. Köye ulaşım sağlayan yol stabilizedir yani ulaşım zordur, kışın yol genel olarak kapanır.

Ağrı Hamur Yeraltı Evleri ve Mezarları

 

Yeraltı evleri ve Mezarları

Kaya yerleşimleri, köyün güney doğusundaki sarp bir kayalığın, güneye bakan cephesindedir.

Yumuşak kayalara oyulmak suretiyle yapılmıştır. Yamacın güney bölümüne dizilmiş haldeki yerleşimin girişleri, yukarıdan aşağıya doğru yaklaşık 1 metre karedir ve kayalara oyulmak suretiyle yapılmıştır. Bu dar girişlerden girildikten sonra, küçük dikdörtgen bir kapı ile iç mekanlara geçilir. Belli bir plan yoktur, kayalar elverdiğince oyularak yapılmıştır. Bazılarının içi toprakla dolmuştur.

Kaya yerleşimlerinde en ilgi çekeni: kaya kilisedir. Bunun; narteksi, apsisleri, orta mekanı ve papaz hücreleri vardır. Kilisenin giriş narteksi haç biçimlidir. Basit dikdörtgen bir açıklığın ortasından, ibadet mekanına geçilir. Bu alanın iki yanında, küçük bir kapı ile geçilen papaz hücreleri vardır. Yapının duvarlarında kazıma tekniğiyle haç motifleri işlenmiştir.

Yapılan tahminlere göre, bu kaya yerleşimleri Urartu döneminde yapılmış, sonrasında ise bazı küçük eklemeler ile kullanılmaya devam edilmiştir.

Günümüzde bu kaya yerleşimleri bakımsız durumdadır. Doğa ve define avcıları tarafından kazılarak tahrip edilmiştir. Hatta: Beklemez köyü ile Kardeşler mezrası arasındaki yolun alt tarafındaki mezarlar tamamen soyulmuş, bir kısmının içleri toprakla dolmuştur.

YOĞUNHİSAR MESİRE ALANI

Ağrı-Hamur ilçesi arasındadır. Ağrı il merkezine 8 ve ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Ağrı ilinin en yeşil ve piknik yapmaya uygun alanıdır. Bu köy ile ilgili ilginç bir durum var. I. Dünya savaşında bölgeyi işgal eden Ruslar, köyde ikamet eden o dönemin büyüklerinden 6 kişiyi esir alarak Rusya’ya götürürler. Bu kişiler, uzun yıllar burada esir kaldıktan sonra, Ruslardan birilerine altın ödeyerek kurtulurlar, trenle Azerbeycan ve sonra İran ve Doğubayazıt üzerinden köye geri dönerler ve köyü yeniden inşa ederler.

Burada: çocuk parkı, voleybol ve basketbol sahaları, piknik masaları bulunmaktadır.

Ağrı ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Ağrı Patnos

patnos.çarşı.1
Ağrı Patnos

2017 yılında: bir gece, iki gündüz kaldığım bu ilçede: maalesef ilçe merkezini gördüm, ancak: aşağıda anlattığım tarihi mekanları görme şansım olmadı. Umarım: toparlayabildiğim bilgiler: gerek burada yaşayan ve gerekse buralara yakın olup ta, buralardan geçen ziyaretçiler için yeterli olabilir. Farklılıkları; yorum olarak yazarsanız, diğer ziyaretçilerimizin yararlanmaları açısından, mutlaka faydalı olacaktır.

ULAŞIM

Patnos’un Ağrı il merkezine uzaklığı: 82 km. dir. İlçe: Ağrı-Bitlis, Ağrı-Muş illerini birbirine bağlayan, dört yol kavşağında bulunmaktadır. E-95 karayolu ile, Van ve oradan da İran’a bağlanır. İşlek bir karayolu üzerindedir.

patnos.gene.1
Ağrı Patnos

GENEL

Patnos ovasının kuzeyinde: Ağrı-Van-Bitlis-Muş karayollarının kavşağında kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 1650 metredir.

Patnos’ta kara iklimi hakimdir. Yazları: sıcak ve kurak, kışları: soğuk ve kar yağışlıdır.

patnos.süphan dağı.1
Ağrı Patnos

Patnos

Süphan dağının 25 km. kuzeyindedir. Süphan Dağı, ilçeden, tüm haşmeti ile görülür. Bu dağ: İran inanışlarına konu olmuştur. Şöyle ki: dağa çıkmak zor olduğundan: zirveye üç kere çıkmanın bir hac sevabı kadar olduğuna inanırlar.

Burada dikkati çeken bir özellik var. Askeri nüfusun, toplam nüfus içindeki payı: 1985 yılında: % 31.4, 1990 yılında: % 17 ve 1995 yılında ise: % 31.8’dir.

Tarihi süreç içinde: Patnos, Urartuların dini merkezinin bulunduğu bir yer olarak öne çıkar. İlçenin tarihteki adı: Aladri ve Patusis’tir.

Doğal oluk ve yolların düğümlendiği bir noktada bulunan İlçenin konumu, kendisine oldukça stratejik bir konum kazandırmıştır. Bu özelliği: tarih boyunca, bölgenin egemenleri tarafından hep kullanılmıştır.

Ağrı ilindeki, tarihi kalıntıların en eskisi Patnos’taki: Aznavur ve Girik Tepeleridir. Urartu uygarlığından kalma bu tepelerde: tapınak ve çeşitli maddi kültür ürünleri bulunmuştur. Aznavur Tepe: Urartu mimarisinin en önemli eserlerindendir. Diğer önemli bir saray da: Girik Tepede bulunmaktadır.

Girik Tepe: Değirmen Tepe olarak da bilinir. Bu tepe: 15 km. yükseklikte, bir höyüktür. Günümüzde: tahrip edilmiş ve iyice alçalmıştır. Aznavur Tepe ile birlikte, burada kazı yapılmıştır. Kazılarda: höyük tepesinde, saraya benzeyen anıtsal bir yapının, höyüğü çevreleyen bir surun kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.

patnos.kot tepesi.1
Ağrı Patnos

AZNAVUR TEPE

Yeni adı: Kot tepesidir. Patnos kalesi olarak da bilinir. Patnos’un 2 km. kuzeybatısında, Ağrı karayolu üzerindedir. Burası: Ağrı ilindeki en eski uygarlık merkezi olarak öne çıkar. Urartulardan kalmadır. MÖ 8’nci yüzyılda yapıldığı sanılan: saray, tapınak ve bina kalıntıları görülür. Urartu tapınaklarının en tanınmışı olarak bilinir.

Yerleşimi çevreleyen savunma sistemi: Urartu Kralı Menua, tapınak ise yine Urartu Kralı İşpuini zamanında yaptırılmıştır.  Mabet: 450 metre yükseklikte, 1500 metrekarelik bir alanın zirvesindedir. Çevresi ise, surlarla çevrilidir.

Ancak: gerek yangın ve gerekse tarihi baskınlar sonucu, tepe yani antik yerleşim, günümüze tamamen bir yıkıntı olarak kalmıştır. Yalnızca: tapınak, platform, mezar taşları, bazalt taşlarla örülmüş kale ve bina temelleri, tepeyi çevreleyen sur izleri ve kazı yerleri belli olmaktadır.

1959 ve 1960 yıllarında yapılan kaçak kazılarda

birtakım kalıntıların çalınması üzerine, burada arkeolojik resmi kazılar başlamış ve 1960-1963 yılları arasında, çalışmalar sürdürülmüştür. Bu kazılarda: Kral Menua’ya ait tapınak, birçok Urartu yapısı ve mezarı ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen buluntular ise: Erzurum ve Van Müzelerinde sergilenmektedir.

Kral İşpuini tarafından yazdırılmış, ancak başka bir yerde bulunmuş bir kitabeye göre: “ yörede, başka bir tapınak yaptırıldığı” anlaşılıyor. İlçeye 19 km. uzaklıkta olan “Orta Damla Köy”ünde: bir Urartu kitabesi bulunmaktadır.

Ağrı Patnos Girik Tepe

GİRİK TEPE

İlçenin, 1 km. güneydoğusundadır. Değirmentepe olarak da isimlendirilir. Tepe: yüksek bir höyük şeklindedir. Ancak: zamanla tahrip edilmiş ve günümüzde yüksekliği iyice azalmıştır. Aznavur Tepe ile birlikte, burada da kazılar yapılmıştır. Kazılarda: höyük tepesinde: saraya benzeyen bir anıtsal yapı ve höyüğü çevreleyen surların kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.

Bulunan bina: blok taş temelleri üzerine, kerpiç duvarlar şeklinde yapılmıştır. Sarayın: bu yöreye çok önem veren: Urartu kralı Menua veya oğlu I. Argişti döneminde yani MÖ.789-766 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır.

Evet: burası, bu saray kalıntısı da değerlendirilerek, Urartular döneminde, bir yönetim merkezi imiş. Ancak: yapılan kazılarda, herhangi bir yazılı belgeye, buluntuya rastlanılmamış. Ancak: yapının, çok büyük bir yangın geçirdiği öğrenilmiş. Büyük olasılıkla: kuzeyden yada doğudan gelen, atlı kavimler, burayı yakmışlar.

1960-1963 yılları arasında yapılan kazılarda: burada: yanmış bir iç avlu, taht odası, salonlar, kiler, mutfak ve iri toprak küplerin dizili olduğu mekanlar, mutfakta ocaklar, mangal, değirmen, havan, hamur yoğurma taşları, harem dairesinde 37 yanmış iskelet, iskeletlerin üzerinde yüzük, küpe, bilezik, kemer, boncuk, mühür, altın ve tunçtan yapılmış çok sayıda süs eşyası bulunmuştur.