Yunanistan Volos-Magnessıa

Yunanistan Volos-Magnessıa

Yunanistan Volos-Magnessıa; Ege denizinde Pagasetic körfezinin iç noktasında bir kıyı kentidir. Dilio dağının eteğinde kuruludur.

Yunanistan ülkesinin en kalabalık 5’ncı şehridir. Ayrıca Yunanistan ülkesinin 3’ncü büyük limanı bu şehirdedir.

Bölgede 1955 yılında büyük bir deprem olur ve depremin ardından şehirde çok sayıda modern bina inşa edilir. Bu özelliği nedeniyle Yunanistan ülkesindeki birçok şehirden farklıdır. Ayrıca: kesişen taş döşeli sokaklar yürüyüş için oldukça elverişlidir.

Evet, şehri ve tarihi-turistik yerlerini tanıtmaya başlamadan önce önemli bir not: şehir yaz aylarında bile oldukça fazla rüzgarlıdır bu yüzden özellikle akşamları yanınızda mutlaka kalın giyseler bulundurmalısınız.

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

ULAŞIM

Volos-Atina arasındaki uzaklık 326 km dir. Volos-Selanik arasındaki uzaklık ise 215 km dir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tarihi

 

TARİHİ

Volos şehri: Demetrias, Pagasae ve Lolcos antik kentlerinin bulunduğu yerde kurulmuştur.

Demetrias kenti: MÖ 293 yılında Makedonya Kralı Demetrius Poliorcetes tarafından kurulmuştur.

Şehirde Osmanlı hakimiyeti: 1393 yılında başlamıştır. Osmanlı döneminde, olası bir Venedik saldırısına karşı şehrin surları güçlendirilmiş ve şehre Anadolu’dan Müslümanlar yerleştirilmiştir. 1881 yılında ise, şehir Yunan hakimiyetine girdi.

1923 yılındaki karşılıklı mübadele sonucunda, Anadolu’dan gelen mülteci nüfusu, şehrin Nea İyonya semtini oluşturarak şehrin görünümünü değiştirmiştir.

 

BÖLGE HAKKINDAKİ EFSANE-ALTIN POST EFSANESİ

Magnesia, Yunan Mitolojisindeki en ilgi çeken masalların bazılarında yer alır.

Magnesia’nın: tuhaf bir ırkın (Nephele ve Ixion birlikteliğinden doğan kısmen at, yarı insan olan) yani Centaurların doğum yeri olduğuna inanılıyor. Asklepios ve Aşil: Centaur Chiron’un öğrencileriydi. Yunan mitolojik efsanelerinin en büyük destanlarından olan “Argonaut Seferi”: Pagasetic körfezinden yelken açarak yola başlamıştır.

 Athamas’ın ilk karısı Nephele (Bulut Tanrıçası) olan birlikteliğinden: Phrixus ve Helle isimli iki çocuğu olur. İkinci karısı Ino ise: Nephele’nin çocuklarına karşı kin beslemektedir. Ino: Athamas’ın kıtlığa karşı çözüm için Phrixus’u kurban etmek için ikna eder. Ancak hemen öncesinde: Phrixus’un annesi Nephele: Phriux’ altın postlu bir mahmuz getirir ve Phriux ile Helle: bunu kullanarak denizden kaçarlar.

Helle: boğazı geçerken suya düşer ve boğularak ölür. Bu boğaza “Hellespont” ismi verilir.

Phrixus ise boğazın karşı kıyısına geçmeyi başarır. Ardından Euxine yani Karadeniz’in en uzak noktasına ulaşır. Burada: Altın Postu: Ares’in koruluğuna asar. Post: burada, hiç uyumayan bir ejder tarafından korunur.

Amca Pelias: Aeson’un hakkı olan tahtı gasp eder. Pelias: Jason’a eğer Altın Postu getirirse, tahtı geri vereceğini söyler.

Jason bunun üzerine, bu görev için büyük bir gemi inşa eder ve Yunanistan’ın dört bir yanından Minyaları yani kahramanları çağırır.

Böylece: Argo adlı gemide: Aeson oğlu Jason liderliğinde 50 kahraman mürettebat vardır. Bunların amacı “Altın Postu” ele geçirmektir.

Evet efsane böylece devam ediyor. Günümüzdeki Volos şehri: Jason ve Argonautların efsanevi seyahatlerine başladıkları antik Lolkos şehridir. Yani burası olduğuna inanılıyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tesalya Üniversitesi-University of Thessaly

 

TESALYA ÜNİVERSİTESİ-UNİVERSİTY OF THESSALY

1984 yılında kurulan üniversite, Yunanistan’ın en önemli eğitim merkezlerinden birisidir.

Üniversiteye bağlı 12 fakülte, şehrin çeşitli yerlerine dağılmıştır. Üniversite, belirli araştırma ve işletme alanlarında 105 lisans ve lisansüstü program ve müfredat dışı modüller sunmaktadır. Halen üniversitede 42 bin civarında lisans öğrencisi, 4300 lisansüstü öğrencisi ve yaklaşık 1500 doktora öğrencisi bulunmaktadır. Ayrıca 1000 öğretim görevlisi ve 450 idari personel vardır. Üniversitede 40’dan fazla ülkeden 600’den fazla Erasmus öğrencisi bulunmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tesalya Üniversitesi-University of Thessaly

Üniversite öğrencileri sayesinde şehrin kalbinin gece gündüz attığı şehir merkezi oldukça hareketlidir.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Volos: özellikle meze çeşitleriyle tanınır. Ayrıca: “tsipouro” isimli alkollü bir içkisi de meşhurdur. Ziyaretçileri burada Yunanistan’ın en iyi mezelerinin yapıldığını söylemektedirler.

1922 yılında zorunlu nüfus mübadelesinden sonra Anadolu’dan gelen balıkçılar, sahildeki çeşitli kurumların çevresinde oturur, tsipoura yudumlar ve mezeler yerlerdi.

Atıştırmalıkların her zamankinden daha yaratıcı varyasyonları ortaya çıktı ve en lezzetli mezelerin kimin yapabileceğini görmek için rekabet başladı.

Akla gelebilecek her tarzda pişirilmiş, her tür deniz mahsulünün ızgara porsiyonları, kızarmış istiridye, peynirli kırmızı sosla pişirilmiş midye (ismi media saganaki), aynı şekilde hazırlanan karides, şarap sosunda ızgara veya kaynatılmış ahtapot gibi mezeler oldukça meşhurdur.

Ayrıca: taze ekmeğe sürmek için tiro kafteri (bir tür acılı peynir), ızgara saldalya ve üzerine zeytinyağı beyaz peynir dilimleri serpilmiş ve kekikli ekmek tadılmalıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tsipouradika

 

TSİPOURADİKA

Volos şehrinin her yerinde: adını Tesalya bölgesinin yerel içeceği olan ve Şarap Prenslerinden kalma bir brendi olan “Tsipouro” dan alan “Tsipouradika” göreceksiniz.

Bunlar bir tür restorandır.

Tsipouradika: sanayi işçilerinin evlerine gidemedikleri, öğle saatlerini geçirmek için bir yere ihtiyaç duydukları 19’ncu yüzyılın bir ürünüdür.

1920’lerin başında: Türk-Yunan savaşından sonra bu kuruluşlar, kendi mutfaklarını da beraberinde getiren Anadolu’dan gelen mülteciler tarafından düzenlenmiştir.

Yani, yüz yıldan fazla bir süre önce olduğu gibi: Tsipouradika, Tsipouro’nun çekimleriyle beslenen doğaçlama türkülerle neşeli bir atmosfere sahiptir.

Çoğu Tsipouradika balık ve deniz mahsulleri lokantaları: dolma, domates soslu ve beyaz peynirli kızarmış karides, buharda pişmiş midye, palamut, hamsi, sardalya, barbunya, turşu, kılıç balığı ve orfoz pişirilir, hepsi taze salata ile birlikte servis edilir.

Sonuç olarak, farklı mezelerin sunulduğu bu geleneksel tavernalar, Volos şehrinde oldukça önemlidir. Tsipouro restoranları, günümüzde öğle ve gece saatlerinde Volos fanatiklerinin buluşma yeridir. Masaya her sipariş verildiğinde, farklı onlarca meze gelir. Ancak unutmamak gerekir ki, orijinal tsipouro restoranı şehrin arkasındaki ara sokaklarda gizlidir ve plaj manzarası yoktur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Camping Hellas

 

CAMPİNG HELLAS

Pelion dağının eteğinde, şehir merkezine 17 km uzaklıkta, balıkçı köyü Kato Gatzea’nın yanındadır. Burada 20 dönümlük bir zeytinlik uzanır ve yemyeşil bitki örtüsü, mavi denizin berrak sularıyla birleşir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Camping Hellas

Kamp alanı 1965 yılına açılmıştır. Burada karavanlar için her türlü olanak yaratılmıştır. Harika bir karavan kampıdır.

Zeytin ağaçlarının arasında, muhteşem lezzetlerin olduğu bir ortamdır. Ortak tuvalet ve banyolar nispeten temizdir. Restoranda öğle yemeği servisi sunulmaktadır.

 

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

GEZİLECEK YERLER

Yunanistan Volos-Magnessıa Castle of Volos-Volos Kalesi-Castle of Palia

 

CASTLE OF VOLOS-VOLOS KALESİ-CASTLE OF PALİA

Şehrin batısında, günümüzdeki Palia semtindedir. Burada bir zamanlar güçlü bir kalenin kalıntısı vardır. Yaklaşık 60 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır.

Volos Kalesi: MS 6’ncı yüzyılın ortalarında İmparator Justinianus döneminde, Palaia Tepesinde inşa edilmiştir. O yıllarda yakınlardaki büyük Demetrias kentindeki insanlar, Slavların baskınlarından korunmak için bu kaleye taşınıyorlardı.

Yunanistan Volos-Magnessıa Castle of Volos-Volos Kalesi-Castle of Palia

Kalenin surları: 1889 yılında yakılmıştır.

Ancak doğu ve batı duvarlarının uzunlukları, hala 7 metre yüksekliğe kadar ayaktadır. Yani bir zamanların önemli bir yapısı olan kalenin bugün sadece birkaç kalıntısı kalmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Palia Semti

 

PALİA SEMTİ

Palia semti, şehrin en heyecan verici bir parçasıdır.

Adından da anlaşılacağı üzere: bu bölge Volos şehrindeki en eski alanlardan biridir.

Akşamları: zevkli ve en kaliteli bar ve restoranlarında geç saatlere kadar kalmak mümkündür.

Ayrıca: burada yemek yiyebilir ve insanları izleyebilirsiniz. Sahil şeridinde gezinebilirsiniz. Yerel balıkçıların avlarını teknelerinin güvertelerinde satmalarını izleyebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Marina

 

MARİNA

Marina: 1893 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Çünkü Volos şehri, Yunanistan ülkesinin en büyük limanlarından birine sahiptir ve bu yüzden ticari  ve nakliye gemileriyle birlikte eğlence yatları da şehri sık ziyaret ederler.

Günümüzde: Feribot limanından Tesalya Üniversitesine kadar uzanır. Bu kıyı şeridinde: balık tutmak, kürek çekmek ve yüzmek gibi aktiviteler uygundur. Marinanın yat kapasitesi: 133 yelkenli teknedir. 60 metre uzunluğunda yatlar buraya girebilmektedir. Yatlar genellikle: limanın kuzey kıyısında, doğudaki Üniversite binasındaki “soğan biçimli” kuleler ile genellikle gümrük devriye botunun yanaştığı mendirek arasındaki rıhtıma yanaşırlar.

Yunanistan Volos-Magnessıa Marina

Marina araç girişi yasak olduğu için, özellikle yayaların gece ve gündüz saatlerinde serbestçe gezebildikleri bir yerdir. Burada konserler de düzenlenir. Ayrıca: kıyıda birçok kafe, bar, restoran ve mezelerle uzo/tsipouro tadabileceğiniz Ouzeri/Tsipouradika doludur. Buralarda eşsiz deniz ürünleri eşliğinde geleneksel likör içeceği olan Tsipouro tadılabilir. Burada yerel tavernaların isimleri Tsipouradiko’dur.

Limanın batı kesiminde büyük bir süpermarket ve kuzey kıyısındaki iki paralel yol boyunca şehrin ana alışveriş caddeleri vardır. Biraz daha kuzeyde ise, sabahları açılan Pazar yeri ve batıda taze balık ve deniz ürünleri satın alınabilen balıkçı limanı bulunur. Ancak yerel halk, tazeliği sıkıntılı olduğundan yerel balık pazarına gitmezler ve doğrudan balıkçı limanındaki balıkçılardan balık satın almayı tercih ederler.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

 

ARGONAUTS BULVARI

Deniz kıyısındaki bu asfalt yol, denizin muhteşem manzarasına sahiptir ve genellikle Volos yerlileri burada yürüyüş yapmayı çok severler. Argonauts Bulvarında, batı ucundaki limana, Sporades adalarına uzanan denize doğru bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

Burada: eski deniz el yazmalarının rehberliğinde inşa edilen Argo gemisini tam bir kopyasını görebilirsiniz. Çünkü: Yunan mitolojisine göre, şehrin sembolü olan Kral Jason; ünlü Argonaut seferine buradan yelken açarak başlamıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

Ardından yine kıyıda: Papastratos Binası, sahil parkı, St Contantine kilisesi, Yat kulüpleri, Xenia Otel Kompleksi, Ulusal Arkeoloji Müzesi ve diğer birçok turistik yeri görmek mümkündür.

Yunanistan Volos-Magnessıa Papastratos Tobacco Company Deposu

 

PAPASTRATOS TOBACCO COMPANY DEPOSU

Yunanistan’ın en büyük tütün ürünleri şirketidir. 1931 yılında Evaggelos Papastratos ve kardeşleri tarafından yönetilen bir Atina merkezli şirket olarak kurulmuştur. Yunanistan ülkesinde, ASSOS Papastratou Sigaraları: 70 ve 80’li yıllara kadar yani yabancı sigara ithalatı başlayana kadar oldukça fazla popülerdi.

En kaliteli marka sigaralar burada üretilmektedir. Fortuna Dergisi 2016 yılında burayı Yunanistan’ın en beğenilen şirketi seçmiştir.

Mimari açıdan bakıldığında oldukça mükemmel bir binadır. Depo: Volos şehrinde kıyıdadır ve iki depodan oluşan bir kompleksten oluşur. 1926 yılında yapılan birinci depo günümüzde yoktur. 1935 yılında inşa edilen ikinci depo ise günümüzde, sahilde, iki karakteristik kubbesiyle dikkat çeker. Ancak bu depo, II Dünya savaşından sonra işlevini yitirmiştir. Çünkü Amerikan tütün endüstrisi birçok yerde olduğu gibi Yunanistan’da da piyasayı ele geçirmiştir. Bu güzel bina, 1985 yılında Teselya Üniversitesi tarafından satın alınmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Agios Konstantinos Park-Sahil Parkı

 

AGİOS KONSTANTİNOS PARK-SAHİL PARKI

Şehrin en güzel köşesinde, kıyı boyunca uzanmaktadır. Teselya Üniversitesinin hemen yanındadır. Limana kısa bir yürüyüş mesafesindedir.

Park, 1920 yılında mimar N. Kitsikis tarafından planlanmıştır. Yani Volos şehrinin en eski parklarından birisidir. Şehir merkezine ve Agios Konstantinos kilisesine yakın bir konumdadır. Volos sahilinin yanındaki konumu, Pagasitic Körfezinin pastoral bir manzarasını sunar. Manzaranın tadını çıkarabileceğiniz banklar bulunur.

Sonbahar, kış ve ilkbahar mevsimlerinde çimler ve çam ağaçları, palmiye ağaçları oldukça güzel bir serinlik ve huzur vahası yaratır.

Park oldukça geniş, düzenli ve oldukça temizdir. Önünde yayılan deniz, Agios Nikolaos kilisesi ve Teselya Üniversitesiyle birleşerek benzersiz bir ortam oluşturur. Parkın sahile doğru uzanan merdivenleri ve teraslar, aile yürüyüşleri, bisiklet ve paten için ideal bir yerdir. Her yerde bakımlı bahçeler ve hem gençler hem de yaşlılar için güzel alanlar ve yemek yerleri vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

 

THE CHURCH OF AGIOS KONSTANTINOS AND HELEN-ST CONTANTİNE KİLİSESİ

Deniz kıyısındaki bu kilise 1936 yılında inşa edilmiştir. Bina Aristoteles Zachos tarafından tasarlanmıştır.

Daha önce burada ahşap bir kilise bulunduğu söyleniyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

Heybetli taş yapı, yüksek çan kulesiyle dikkat çeker. İç kısmı çok zengindir. Duvarlar: İncil sahnelerini tasvir eden muhteşem fresklerle boyanmıştır. Ayrıca: kilisenin etkileyici mimarisinin ötesinde, renkli çakıl taşlarıyla bezenmiş, azizlerin renkli görüntüleridir.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

Müzedeki ana kalıntılar: gümüş bir kasede saklanan Kutsal Haç parçacıkları ve Aziz Konstantin ve Helena kalıntılarının parçacıklarıdır.

Kilise, hala dini işlevini sürdürmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Domotel Xenia Otel Kompleksi

 

DOMOTEL XENİA OTEL KOMPLEKSİ

Otel kompleksi: 1960’ların geleneksel mimarisi ile modern tesisler ve hizmetlerin birleşiminde oluşmaktadır. Otel deniz kıyısında olduğu için, özellikle muhteşem deniz manzarasıyla dikkat çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

 

VOLOS ARKEOLOJİ MÜZESİ-ATHANASAKEİON ARCHAEOLOGİCAL MUSEUM OF VOLOS- ULUSAL ARKEOLOJİ MÜZESİ

Athanasaki Street adresindedir. Anavros Parkı içindedir.

Giriş ücreti 4 Euro’dur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Yunanistan’daki en küçük müzelerden birisidir. Ancak Yunanistan ülkesindeki en iyi 10 müze arasındadır.

Mükemmel müze, güzel bir gül bahçesinin arkasındadır.

Müze binası, Alexios Athanasakis’in bağışlarıyla 1909 yılında inşa edilmiştir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Müze binası tek katlıdır. Toplam alanı 780 metre karedir ve içinde 6 salon bulunur. Bu salonlardan 1 tanesi geçici sergiler için ayrılmıştır.

Müzenin koleksiyonunda: Dimini ve Sesklo’dan bazı şaşırtıcı Neolitik kaplar ve figürinler, Dimitrias’ın yakın Helenistik bölgesinden etkileyici bir boyalı mezar stelleri bulunmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Ayrıca: Truva savaşı ve Jason ve Argonauts gibi efsanelerle ilişkili bir zaman olan MÖ 900-700 yılları arasındaki döneme ait bir süre obje de vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Miken dönemine ait gömülerin tamamı da müzeye taşınarak iskelet ve etrafındaki adaklar sergilenmiştir.

Ayrıca: Pagasetic Körfezi çevresinde, Dimitriada’dan Helenistik mezar stelleri, hala parlak boya izlerinin yanı sıra erken Hıristiyanlık ve Bizans dönemlerinden kabartmalara sahiptir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Anavros Park

 

ANAVROS PARK

Arkeoloji Müzesinden çıkarken bu sahil parkında yürüyüş yapabilirsiniz.

1988 yılında Anavros Park’ta bir heykel sempozyumu vardı ve suyun yanında ağaçları andıran bir dizi tuhaf beton ve metal parça var.

Yunanistan Volos-Magnessıa Anavros Park
 

Burada ayrıca bir kaykay parkı var ve eğer gezinti yolunda kalırsanız ve doğuya giderseniz Anavros Plajına ulaşırsınız.

Bu kumsal “Mavi Bayraklıdır.”

Birbirine yakın, dört kafe ve restorana sahiptir. Bu yüzden güneşte birkaç huzurlu saat için ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Theofilos Museum of Anakasia-Kontos House

 

THEOFİLOS MUSEUM OF ANAKASİA-KONTOS HOUSE

Volos şehrinin 5 km uzağında, Anakasia köyünde Kontos Evi vardır.

Günümüzde Kontos’un evi ve Theophilos Müzesi olarak bilinen Chatzianastasis Konağı: merkez meydanın kuzeydoğusundaki Anakasia’da Theophilos Müze Caddesindedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Theofilos Museum of Anakasia-Kontos House

Aslen konak: 1905 yılına kadar, Chatzianastasis ailesine aittir.

Daha sonra: Volos şehrinden değirmence John Kontos tarafından satın alınmıştır. Satın alındıktan kısa bir süre sonra, binanın orijinal mimari tasarımı önemli ölçüde değiştirilir. Dönemin mevcut mimari eğilimlerine uyum sağlamak için yeni konutta birkaç yerde modernizasyon çalışması yapılır.

1912 yılında, inşaat çalışmalarından sonra, popüler ressam Theofilos tarafından, en üst kattaki lobinin boyalı dekorasyonuna başlandı.

Ancak: 1955 yılındaki depremde konak, hem destekleyici yapıda hem de tek tek unsurlarda ve özellikle birçoğu parçalanıp yere düşen duvar resimlerinde büyük yıkıma uğradı.

1962 yılında Kültür Bakanlığı, bölgedeki bu eşsiz anıtı korumak için, burayı “Tarihi eser” olarak ilan etti ve 1965 yılında arkeolojik amaçla kullanılmak üzere satın aldı.

1966 yılında, 1967 yılında tamamlanan ve ardından Kültür Bakanlığına bağlı uzman ekipler tarafından duvar resimlerinin bakımı yapıldı. 1980 yılında binada yapılan restorasyonlar sonucunda, günümüzdeki görünüm ortaya çıktı.

Yapı: orijinal haliyle üç katlıdır. Üst katın büyük bölümleri hariç, çoğunlukla taştan yapılmıştır.

Binanın taş hatlarının dışında, her yöne doğru çıkıntı yapıyor.

1905 yılındaki onarımlarda, tüm molozlar ön bahçede biriktirildi ve böylece zemin katı yarı bodruma dönüştürüldü ve binanın ana cephesi, kale karakterini kaybetti.

Evet şimdi binanın en önemli özelliği olan boya dekorasyonlarından söz etmek istiyorum.

Ama önce bu dekorasyonu yaratan Theophilos:

Theophilos: fırçalarını kemerinde taşırdı. Midilli köylerinde dolaşır, Pelion köylerinde dolaşır ve resim yaparak hayatını kazanırdı. Ano Volos’ta Theophilos eliyle boyanmış kemerler, Midilli’de kafeler, çeşitli yerlerde bakkallar ve dükkanlar vardır.

Karton üzerine düz resimler yaptı. Ancak halk onunla dalga geçiyordu ve ona gülüyordu. Hayatı böyle geçti ve öldü. Bir gün Paris’ten bir gezgin bölgeye geldi, Theophilos’un 50 kadar resmini topladı ve Paris’e götürdü, böylece öldükten sonra meşhur oldu.

Evin dekorasyonu:

1912 yılında Theophilos ressamı tarafından evin ve özellikle ikinci kattaki lobinin boyanmasına bağlandı. Değirmenci Yannis Kontos’un misafirperver evinde, Theophilos, sahibinin koruması altında en önemli ve kapsamlı eserlerinden birini yarattı.

Theodore Kolokotronis, “1822 yılında Lemi Gölünde Dramalis’in galiplerini bir araya getiriyor” başlıklı duvarda imzasını ve üretim yılını yazmıştır. Bu resimden sonra başka resimler de yaptı ve eski sahiplerinin ifadesine göre bu resimleri kademeli olarak birkaç yılda tamamladı.

Theophiso: aşağı bölgede: çok çeşitli saksı çiçekleri ve kuşlar, çeşmeler, vahşi hayvanlar ve av sahneleri gibi çeşitli motifler boyadı.

Oda kapısının yanındaki merdivenlerin solunda, Yannis Kontos’u atının üstünde resmetti.

Üst bölgede: daha sonra 1821 Yunan Devriminden alınan temalara sahip. 14 büyük tablo bulunmaktadır.

Theophilos, dar lobinin koridorundaki dört sütun üzerine, dört Olimpos tanrısı olan Mars, Venüs, Merkür ve Minerva’yı resmetti.

 Gelelim günümüze:

Kontou evinin ahşap iç merdivenlerinden tırmanırken, ziyaretçilerin şaşkın ifadeleri görülür. Resimlere hayranlıkla bakarlar. C şeklindeki salon, renkli resimlerle doludur. Popüler ressam Theophilos, eserleri aracılığıyla dünyaya bakışını aktarmayı başardı.

Salonun ana bölümünün duvarı, Portaria’nın Karavos bölgesinden ve arka planda: Makrinitsa ve Anakasia’dan tek bir freskle süslenmiştir. Olympus’un dört tanrısı olan Mars, Hermes, Athena ve Aphrodite, odanın en dar bölümünün sütunları boyanmıştır.

Evin resimlerinin karakteristik özelliği, her resmin altındaki Theophilos’un el yazısı açıklamasıdır. Antik dönemde Ticaret Tanrısı olan Tanrı Hermes’in altındaki açıklama tipiktir. “Hırsızların Tanrısı”. Theophilos işaretleri.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

KİTSOS MAKRİS FOLKLORE CENTER- MÜZESİ

Büyük sanatçının 2 katlı ev şeklindeki müzesi: Yunanistan’ın en önemli halk sanatı koleksiyonlarından birini içermektedir. Müzenin bulunduğu ev, 1955 yılında inşa edilmiştir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

Kütüphane 4000 ciltten fazla nadir kitap içerir. Ayrıca 4000 fotoğraf, 2500 slayt vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

Müze 1989 yılından beri Teselya Üniversitesine aittir.

Müzedeki halk koleksiyonunda: Makri’nin, Theofilos’un 25 eseri, Pagonides’in 5 duvar resmi ve ressam N. Christopoulos’un eserleri de dahil olmak üzere kendi türünde benzersiz sergiler vardır.

ACHİLLEİO SİNEMASI

1925 yılında açılan sinema mimar K. Argyris tarafından planlanmıştır. Sinema günümüzde bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa St Nicholos Church

 

ST NİCHOLAS CHURCH-KİLİSESİ

Şehrin merkezindedir. Kilise: restoranlar, kafeteryalar ve mağazalarla çevrili bir plazadadır. Önünde geniş bir meydan bulunur. Kilise: 1898 yılında yanan bir kilisenin yerine, 1928-1934 yılları arasında inşa edilmiştir. Kubbeli bir Bizans stili yapıdır. Kilisenin içinde: güzel duvar resimleri bulunuyor. Ayrıca vitray pencereler ilgi çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa St Nicholos Church

Avluda bulunan 1884 yılı yapımı çan kulesi, İtalyan heykeltıraş I. Previsan tarafından yapılmıştır.

Burayı ziyaret ederseniz: aileler ve yaşlıların mum yaktıklarını görebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Goritsa The Hill

 

GORİTSA THE HİLL-TEPESİ

Şehrin doğusunda, şehir merkezine oldukça yakındır. Tepe antik çağlardan bu yana, kutsal bir yer olarak kabul edilir.

Çünkü MÖ 4’ncü yüzyılın ilk yarısında, II Philip, Goritsa Tepesinde büyük ve stratejik konuma sahip bir şehir kurdu. Şehri çevreleyen su duvarları ise, muhtemelen MÖ 316-298 yılları arasında Cassander tarafından yapılmıştır ve uzunluğu 2850 metredir.

Bölgede 33 kule, eşit olmayan aralıklarla yerleştirilmiştir. İnsanların ve malların batıya geçişini kontrol etmek, denize ve güneye erişimi sağlamak için kuzey ve doğuya kapılar yapılmıştır. Yapılan arkeolojik araştırmalara göre: bu şehirde bir zamanlar 3000-3500 kişi yaşıyormuş.

Tepe: deniz seviyesinden yaklaşık 200 metre yüksektedir.

Çevresindeki alana hakim bir manzara sunmaktadır.

Tepe, uzun yıllar Volos şehrindeki inşaat patlamasını körükleyen ancak günümüzde terk edilmiş olarak bulunan bir taş ocağına sahiptir.

Tepenin zirvesinde Zoodochos Pigi kilisesi bulunur.

Eteğinde ise Meryem Ana’nın doğumuna adanmış küçük bir kilise olan “Panagia Tripa of Goritsa” vardır. Bu tapınak, 18’nci yüzyıl öncesinde burada bulunan bir tapınağın üzerine inşa edilmiştir.

En yüksek yerde: Akropol kalıntıları görülür. Zoodochos Pigi kilisesi yakınlarındaki bir mağarada: kayanın içinde Zeus’un şehirdeki saygısının kanıtı olan antik “Dios Milichiou” yazıtı görülebilir.

Yerel halk, burayı yürüyüş, koşu yapmak ve bisiklete binmek için kullanıyor. Asfalt yol, kiliseye kadar devam eder.

Buraya çıkarsanız: Volos’un tamamını, körfezi, Pagasetic körfezini ve Pelion dağını tek bir yerden görebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Athanasios Koutroumpas Entomoloji Museum-Volos Entomoloji Müzesi

 

ATHANASİOS KOUTROUMPAS ENTOMOLOJİ MUSEUM-VOLOS ENTOMOLOJİ MÜZESİ

Müzede, 35 bin civarında böcekten oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır. Bu koleksiyon, Doktor Athanasios Koutrompas tarafından toplanmıştır. Sadece birkaç oda büyüklüğünde olmasına rağmen, müzede zengin Koutroumpas koleksiyonu sergilenmektedir. Ancak daha çok kelebekler bulunmaktadır.

Müzede sergilenenler arasında öne çıkan örneklerden bir tanesi: kanat açıklığı 40 cm olan dünyanın bilinen en büyük kelebeği olarak kabul edilen ve sadece Güney Amerika’da bulunan “Thysania Agrippina” dır.

Yunanistan ve Avrupa’nın farklı bölgelerinden gelen ve dünyanın en uzak köşelerinden örneklerle desteklenen sergideki türler, Koutroumpas’ın kendisi tarafından yapılan geziler sırasında veya uluslararası kolleksiyonerlerin katsısıyla toplanmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Antik Dimini Arkeoloji Alanı-Archeeological Site of Ancient Dimini

 

ANTİK DİMİNİ ARKEOLOJİ ALANI-ARCHAEOLOGİCAL SİTE OF ANCİENT DİMİNİ

Volos şehrinin 6 km batısındaki Dimini köyünün hemen kuzeyindeki alçak bir höyüğün üzerinde duruyor.

Dimini bölgesi: hem bir Miken yerleşim yeri hem de Neolitik bir yerleşim içermektedir.

Neolitik yerleşim: 19’ncu yüzyıl sonlarına doğru keşfedildi. İlk olarak arkeologlar Christos Tsountas ve Valerios Stais tarafından araştırılmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Antik Dimini Arkeoloji Alanı-Archeeological Site of Ancient Dimini

Burada: taş temeller üzerine kerpiçten inşa edilmiş evlerin bulunduğu, ilk olarak MÖ 4800-4500 civarında işgal edilmiş Neolitik bir köyün kalıntıları vardır.

Yani: 7000 yıl önce belki 250 kişinin yaşadığı, duvarlı bir Neolitik yerleşim kalıntıları bulunmaktadır. Dimini sakinleri, normal olan yemek pişirmenin dışında, evlerinde alışmadık miktarda mahremiyete sahiptiler. Evlerin her biri ayrıca Orta Neolitik dönemden, diğer yerleşim yerlerinde nadir bulunan duvarlarla ayrılmıştır.

Harika bir Thohos (arı kovanı şeklindeki mezar) görmek ve girmek için burayı mutlaka ziyaret etmeniz öneririm.

Burada özellikle ilgi çekici bölümü: zemin altında yanmış bir çocuğun kalıntılarının bulunduğu iyi durumda korunmuş bir çömlek bulunmasıdır. House N’deki kazılar sırasında, tarih öncesi bir cenaze töreninden içinde bir çocuk kalıntılarının bulunduğu seramik bir kap bulunmuştur.

Harabelerin yanında ve bazı Miken dönemi harabeleri bulunmaktadır. Miken yerleşiminden bir tholos (arı kovanı) mezarı vardır.

Jason ve Argonautların efsanevi başlangıç noktası olan antik Lolkos olarak tanımlanan yerleşim yerinde hala kazı çalışmaları sürdürülmektedir ve ziyarete kapalıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Sesklo Arhaeological Site

 

SESKLO ARHAEOLOGİCAL SİTE

İlk olarak MÖ 6000’den önce yerleşim görmüştür. Dolayısıyla Yunanistan’ın en eski Akropolü olan bu Neolitik bölge, Volos şehrinin 14 km batısında, hafif eğimli bir yamaçta bulunmaktadır. Giriş ücreti 2 Eurodur.

Burada: Avrupa’nın ilk Neolitik Kültürü olan Sesklo Medeniyeti bulunmaktadır. Eski kültürün izlerinin MÖ 7510 ile 6190 yılları arasına uzandığı tespit edilmiştir. Alan: tarım ve hayvancılıkla geçinen ve ileri taş ve obsidiyen aletlere ve çömlekçilik becerilerine sahip olan insanların yaşamına ışık tutmaktadır.

Otoyolun dışında, iyi bir şekilde işaretlenmiş ve iki bölüme ayrılmıştır. Burada bir zamanlar 5 bin kadar insan barındığı tahmin edilmektedir. Alanın büyüklüğü 20 hektardır.

Sesklo A’da: sözde “Potter’s House” dahil olmak üzere münferit binalar tespit edilmiştir. Kısmen yeniden inşa edilmiştir.

Sesklo B: Biraz daha yüksektir, alçak yıkık duvarlardan oluşuyor.

Gelelim sonucu: Sesklo, MÖ 5 bin yılı civarında yandı, ardından sadece tepe veya akropol yerleşim gördü.

Yerin tarihi anlamı ötesinde, Sesklo: Kastraki Tepesinde kırsalın uzun mesafeli manzarasına sahip iki dere ile çevrili bir konumdadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

 

ROOFTİLE VE TUĞLA MÜZESİ-TSALAPATAS BRİCKWORKS MUSEUM

Şehir merkezine çok uzak olmayan bir yerdedir. Adresi: Notia Pli’dedir.

1926-1975 yılları arasında, Eski Kent’in Güney Kapısındaki limanın 1.5 km batısındaki Tsalapatas Rooftile ve Brickworks, Volon şehrinin kültürel dokusunun bir parçası olmuştur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

Tuğla fabrikası, Spyridon ve Nikolaos Tsalapata kardeşler tarafından kurulmuş ve fabrikada çeşitli tiplerde tuğla ve kiremit üretilmiştir. En yoğun dönemde fabrikada 250 kişi çalışıyordu. Fabrika her yıl 9 milyona kadar kiremit ve farklı boyutlarda tuğla üretiyordu.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

Fabrika: 2006 yılında şaşırtıcı derecede ilginç bir müze olarak yeniden açılmıştır. Giriş ücreti 4 Euro’dur.

Müze: bir eski çatı katı ve tuğla fabrikasından oluşuyor.

Tsalapatas Müzesi: Volos’un 20’nci yüzyıldaki endüstriyel gelişiminin bir göstergesidir.

Müzede: tuğla yapım makineleri, öğütme değirmenleri ve devasa fırınlar ile sık sık sanat sergileri düzenlenmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Şehir Müzesi-Volos Town Museum-Volos Museum of The City

 

VOLOS ŞEHİR MÜZESİ-VOLOS TOWN MUSEUM-VOLOS MUSEUM OF THE CİTY

Palaia bölgesindeki eski bir tütün deposunda bulunan bu akıllı modern müze, 1800’lerden günümüze kadar güzel siyah-beyaz fotoğraflarla Volos şehrinin hikayesini anlatıyor.

Müzenin bulunduğu eski tütün deposu: 1920 civarında inşa edilmiştir.

Müzenin avlusunda: Palaion kalesinin duvarının doğu tarafının bir bölümü bulunmaktadır.

Zemin katta: periyodik sergiler ve etkinlikler için alanlar, bir dükkan ve bir okuma odası bulunur.

Periyodik sergi salonunun altında: Bizans dönemine (MS 6-7’nci yüzyıllar) ait su dağıtım ve nakil boru hatlarının korunmuş bölümleri görülebilir.

Müzenin 2’nci katında 9 bölüm vardır. Merdiven koridorunda her kat gösterge niteliğinde kronolojik gelişim sunar. Bunların tarihi: 1423 yılında kaledeki Osmanlı dönemi ve 2014 yılına kadar olan şehrin tarihi gelişimidir.

Bir sürükleyici bölüm: 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında nüfus mübadelesini kapsıyor. Tesis bünyesinde güzel bir kafeterya bulunuyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER:

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion-Mount Pelion

PELİON- MOUNT PELİON

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail

 

PELİON CENTAURS PATH TRAİL

Portaria köyündeki Centaur’s Path, Pelion’da kesinlikle görülmeye değer bir yerdir. Yunan mitolojisinde, Pelion dağı: Herakles, Aşil, Jason ve Theseus gibi kahramanlara öğretmenlik yapan: Centaur Chiron’un etki alanıydı.

Yunan Mitolojisine göre: Sentorlar, Pelion dağında yaşayan melez canavarlardı. Bunlar yarı insan ve yarı atlar olarak bilinir. Antik Yunan Edebiyatında, ani iklim değişiklikleri veya beklenmedik hava koşulları gibi tüm olumsuz doğa olaylarıyla ilgilidir. Çılgın, dürtüsel yaratıklar olarak tasvir edilirler ve genellikle insanlarda birçok yıkıma sebep olmakla suçlanırlar.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion

Ayrıca Pelion dağı: Centaur Chiron’un evi ve Thetis ile Peleus’un evlendiği yer olarak Yunan mitolojisiyle doludur. Truva savaşına yol açacak bir olaylar zinciri burada başlamıştır.

Günümüzde: Pelion köylerini birbirine bağlayan dolambaçlı yolların toplamı 500 kilometreyi bulur. Pelian evleri olan 24 köyde: yeşil, mavi veya gri arduvazdan yapılmış ve boyalı ahşap pencere çerçeveleri ve kapıları ilgi çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail

Bunlar insanların ve malların hareketlerini kolaylaştırmak için yapılmış eski yollardır ama hala kullanılmaktadır.

Centaur’s Path’i takip ederek, muhteşem bir doğayı görebilirsiniz. Bölgenin en etkileyici manzarası burada görülür. Bölgede iki tane yol vardır. İlk yol: köyün merkezine götürür. İkinci yol çıkışa yönlendirir. Yoldan sapmamak için, taşların üzerine kırmızı dairelerle işaretleme yapılmıştır.

Bu masalları aklınızda tutarak: kayın, çınar, meşe ve akağaçlarla örtülü yeşil yamaçlarda, küçük ahşap köprülerin kesiştiği dağ derelerinin üzerinden geçen, kısa bir yürüyüş olan Portaria köyünden yokuş yukarı Centaurs Yolu’na çıkabilirsiniz.

 

PELİON RAİLWAY-PELİON DEMİRYOLU

Volos-Pelion arasındaki tarihi demiryolu bağlantısı “moutzourilerin” ünlü rotasıdır. Hat 1903 yılında hizmete açılmıştır. Volos sanayi merkezini, tarımsal ürünler üreten batı Pelion’un verimli topraklarına bağlamak için açılmıştır. Pelion treni veya trenaki (küçük tren) 60 cm lik hatta sahiptir. Yani, dünyanın en dar hatlarından birisidir.

Hat: maliyet tasarrufları önlemi olarak kapatıldığı 1971 yılına kadar çalıştırıldı.

Günümüzde: bu hat 1996 yılında yeniden açılmıştır ve artık malların taşınması değil, sadece turistlerin gezdirilmesi için kullanılmaktadır. Hat, Volos şehrinin 10 km doğusundaki Ano Lechonia’dan Miles’e kadar olan bölgede çalışmaya başladı.

Nisan ortasından-Ekim sonuna kadar, hafta sonları ve Temmuz ile Ağustos aylarında her gün sefer vardır.

Saatte 20 km gibi yavaş bir hızla seyahat ederken, Pelion’un yemyeşil meşe ve zeytin ağaçlarından oluşan manzaralarını seyrederek, Pagsetic Körfezine bakarak tırmanacaksınız.

Yolculuk 90 dakika sürer ve Milies istasyonundan hemen önce dikkat çekici De Chirico Köprüsünden geçersiniz. Köprünün kendisi düz iken, raylar bir viraj üzerinden geçer. Ayrıca: Kalorema’nın beş kemerli taş köprüsünden geçilmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail De Chirico Köprüsü

 

De Chirico Köprüsü

Ünlü İtalyan sanatçı ve yazar Giorgio de Chirico: Volos doğumludur. Çünkü babası Evaristo, bu demiryolu yapımında başmühendis olarak çalışmıştır. Tren: Milies’deki istasyona varmadan önce, benzersiz bir özelliğe sahip bir köprüden geçiyor. Köprünün kendisi düz olmasına rağmen, üzerindeki demiryolu hatları aslında kavislidir. Bu De Chirico Köprüsü ve onu trende ya da yürüyerek geçmek çok ilgi çekmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail De Chirico Köprüsü

Milies’te öğle yemeği yiyebilir ve öğleden sonra dönüş trenine binmeden önce köyün etrafında dolaşabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail The Olive Museum

Ayrıca: Ano Gatzea Köyündeki durakta: istasyonda bir kafe var ve hatta bir müze “The Olive Museum” yani yerlilerin sıvı altın dediği zeytin ile ilgili müze bulunuyor.

Pelion tren istasyonun yanında bir zeytinlik içinde bulunan müze, ziyaretçilere zeytin yetiştiriciliği tarihi ve Yunanistan’ın zeytin ağacının sembolik önemi ve ardından çalışan bir zeytin piresinin rehberli bir bakışı sunuluyor.

Daha sonra baharatlı ve yoğun olan ve süpermarketlerde satılan zeytinyağına çok az benzerlik gösteren Pelion yeşili ve organik sızma zeytinyağı tadın ve hatta satın alın. Bu arada, zeytin sıkma işlemi Ekim-Ocak ayı arasında yapılmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Milies
Milies

Tren Milies’e vardığında: küçük ve süper sevimli bir istasyonla karşılaşırsınız. Ano Lechonia’ya geri dönüş yolculuğuna başlamak için, trenin lokomotifinin dairesel bir platforma dönmesine yardım etmek için her yaştan insanın yardım ettiğini göreceksiniz. Tren Millies’e saat 11.35’de varır ve saat: 15.00’de Ano Lechonia’ya hareket eder. Evet, büyüleyici Milies köyünü keşfetmek için 3 saat zaman bulunmaktadır.  

Milies köyü ile ilgili ayrıntılı bilgiyi: Pelion dağı köyleri bölümünde, aşağıda bulabilirsiniz.

 

PELİON DAĞINDAKİ KÖYLER

Şık Makrinitsa, kozmopolit Portaria, pitoresk Tsaggarada ve eklektik Vyzitsa ve Milies gibi bilinen köyler, doğal cazibeyle doludur. Eşsiz Pelion mimarisi, Ege’nin muhteşem manzarası, bozulmamış doğal bir manzara ile birleştiğinde gerçekten olağanüstü güzellikler ortaya koymaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Makrinitsa Köyü

 

MAKRİNİTSA KÖYÜ

Pelion dağındaki köyler arasında en popüler olanı Makrinitsa’dır. Her gün yüzlerce kişiyi ağırlamaktadır.

Sadece geleneksel yerel mimarinin güzel bir örneği olduğu için değil, aynı zamanda Volos şehir merkezine araba ile sadece 30 dakikalık mesafede olduğu içindir.

Evet: burası güzel bir yer ama özellikle hafta sonlarında aşırı kalabalık oluyor, bunu dikkate almanızı öneririm. Küçük otopark hızla doluyor.

Makrinitsa köyünde yapılabilecek şeyler: muhteşem Arnavut kaldırımlı yolları, akan dereleri ve tamamen pitoresk ana meydanı ile güzel ve geleneksel yerleşimde dolaşabilirsiniz.

Evet, burada geceyi geçirmek isterseniz: burası geleneksel pansiyonlarla doludur.

Cafe Theofilos: burası geleneksel bir kahve dükkanıdır. Ancak ünlü Yunan ressam Theofilos’un kendisi tarafından boyanmış bir freske ev sahipliği yapmaktadır. Ressamın en sevdiği kahraman Katsantonis, yoldaşlarıyla birlikte ziyafet çekerken, dans ederken ve müzik çalarken aynı zamanda savaşa hazır olarak tasvir ediliyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Makrinitsa Köyü

Köy: Sentorlar dağındaki diğer köylerin çoğu gibi, bir manastır etrafında gelişmiştir. Meryem Makrinitissa Manastırı ana meydanın kuzeydoğusunda duran heybetli bir yapıdır.

Köy meydanında: taştan yapılmış Vaftizci Yahya Kilisesi (1806), Agrafalı sanatçı Theodosios’un apotropaik sembolleri, çiçek ve Hıristiyan motifleriyle ve mermer kabartmalarla süslenmiş gerçek bir mücevherdir.

Meydanın kuzey ucunu belirleyen kilisenin yanındaki çeşme, eskiden köy kadınlarının buluşma yeriydi. Bu küçük köye, çoğu 18’nci yüzyıla tarihlenen toplam 50 çeşme yapılmıştır.

Evet, meydanı arkanızda bırakın ve köyün daha az turistik olan bölgelerine doğru Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürüyün. Köyün en aşağıdaki evleri 300 metre rakımda ve en yüksekteki evler ise 850 metre rakımdadır. Tek bir köyde evler arasında 550 metrelik rakım farkı bulunuyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Portaria Köyü

 

PORTARİA

Volos şehrinin kuzeyinde kolay bir yoldan Pelion dağının eteklerindeki sevimli Portaria köyüne ulaşılır.

 650 metre yükseklikte Pagasetic Körfezine bakan Portaria, 1200’lerde Panagia Manastırı çevresinde kuruldu.

Köy: sokaklarında yaprak döken ağaçlar, meyve bahçeleri, bahçeler ve saksılarla dolu yeşilliklerle kaplıdır.

Yamaçlarda: hafif bir yağmurun ardından bir gösteri olan dağ dereleri ve şelaleler vardır.

16’ncu yüzyıldan kalma canlı fresklere sahip rüstik ahşap Manastır Kilisesi Panagia Portarea’yı arayın ve ziyaret edin.

Evet Portaria köyü konaklamak için harika bir seçenektir. Gerek Pelion kayak merkezine ve gerekse Pagasetic körfezine kolayca erişilecek konumdadır. Restoranlar ve tavernaların yanı sıra alışveriş için çok sayıda fırsat ve hem lüks hem de geleneksel oteller vardır.

Theoxenia Hotel: 20’nci yüzyılın erken dönemlerinde Balkanlardaki en lüks otel kabul edilmiştir. (1892-1944) Uzun yıllar: politikacılar, iş adamları ve ünlüler buranın enfes yemekleri ve unutulmak kokteyl partilerinin tadını çıkarmışlardır.

1944 yılında otel, Almanlar tarafından bombalanır. Şu anda Yunanlılar, otelin yakında tekrar faaliyete geçmesi umuduyla restorasyon çalışmaları sürdürüyorlar.

Portario köyü, iki tane 4 yıldızlı otele sahip tek Pelion köyüdür. Diğer köylerde yüzlerce eski geleneksel konaklama olanağı yaratan butik oteller vardır.)

Son bir not: Pelion kaşık tatlıları (meyve konserveleri) ile ünlüdür. Portaria köyünden bu kaşık tatlılarından satın alabilirsiniz. Bir ağaçta yetişen her şey burada konserveye dönüştürülüyor. Örneğin: kestane, ceviz, antep fıstığı ve hatta zeytin. Bu kaşık tatlılarına şeker eklenmiyor ve tamamen organik olarak yapılıyor.

Köyün batı ucunda bir yürüyüş parkuru var. Parkurun ismi Sentorların Yoludur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Milies Köyü

 

MİLİES

Hafta sonları ve tatillerde, köyde bir avuç restoran, birkaç rafe, bar ve birkaç hediyelik eşya dükkanı açık bulunur. Bu yüzden Milies, içe dönük bir köy olarak tercih ediliyor. Yüzlerce günlük ziyaretçiye rağmen otantik ve nispeten değişmeyen küçük mütevazi bir köydür.

Köyün tarihi çalkantılıdır. Efsane kurucuları bazen erken Osmanlı döneminde 15’nci yüzyılda kaçarak buraya gelenlerdir. Pelion dağının erişilemeyen yamaçları, köylerinin adının yanı sıra hayatlarını da aktardıkları güvenli bir sığınak haline gelmiştir. Takip eden süreçte ise, Yunanistan’ın kurtuluşu hareketleri burada yoğunlaşmıştır.

Günümüzde Başmelekler Kilisesinde: nadir kitaplar ve el yazmaları da dahil olmak üzere o yıllara ait yüzlerce kitap tutulmaktadır. Bunların arasında: Milies’i Volos şehrine bağlayan demiryolu hattının açılışını kutlarken, tüm köylülerin (yaklaşık 2500 kişi) okulun önünde durduğu, 1903 yılından kalma bir fotoğraf bulunur.

1943 yılında Alman ordusu, köyü yakmış, sadece kilise ve diğer birkaç yapı kurtulmuştur.

Günümüzde: Milies köyü, kırsal kesimde sessiz ve yavaş bir yaşam temposu arayan zengin Atinalılar ve ünlüler için tercih edilen bir merkezdir. Köyün hem bir günlük ziyaretçileri ve hem de uzun süreli sakinlere sunacağı çok şey vardır.

Her şey sadece birkaç kilometre uzaklıkta olduğu için konumu mükemmeldir. Volos şehri, Doğu Pelion’un muhteşem plajları, Pagasitikos Körfezindeki pitoresk sahil köyleri, ana dağ köyleri, birkaç manastır ve çok sayıda yürüyüş parkuru.

Pelion’un küçük treni Moutzouris, yolculuğunu Milies istasyonunda sonlandırıyor ve güzergah gerçekten çok güzeldir. Hızlı manzara geçleri, taş köprüler, zeytinlikler, huzurlu kumsallar, yemyeşil geçitler, tarlalarda çalışan çiftçiler, karanlık tüneller, devasa istinat duvarları, mağaralar ve eski konaklar. Manuel olarak çalıştırılan döner tabla gibi tren istasyonunun kendisi de mükemmel bir görüntü sergiler.

18’nci yüzyıl ortalarından kalma Baş melekler Kilisesi, mimari sırları ve çoğu tek bir konu etrafında dönen duvar resimlerinin güzelliğiyle büyüleyicidir.

Köyün Arnavut kaldırımla sokaklarında ata binmek, raylar boyunca gezinmek, Evaristo De Chirico’nun metal köprüsünden iple inmek ve Centaur Chiron mağarasını gezmek, burada yaşanabilecek aktivitelerden birkaçıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Agios Georgios Köyü

 

AGİOS GEORGİOS

Yaz aylarında serin dağ meltemiyle sırt boyunca yavaşça uzanan ve kışın arkasında yükselen görkemli bir ayla taçlanan muhteşem bir köydür.

Köyün batı ucu: Kutsal Başmelekler’in görkemli Rahibe Manastırı ile belirlenmiştir. Burada rahibeler kibar ve şevkatli, sıcak bir şekilde ziyaretçileri karşılarlar. Onların misafirperverlikleri, ikramları (taze soğuk dağ suyu ile servis edilen kahve, kurabiyeler ve loukoumia) ve sergi salonunda satılan yüksek kaliteli el yapımı ürünler, yıl boyunca yerel halkı ve ziyaretçileri cezbeder.

Rahibe Manastırından birkaç yüz metre uzakta: eski bir harman yeri, 1990’larda taştan inşa edilmiş küçük bir açık tiyatroya dönüştürülmüştür. Burada yaz geceleri müzik dinlenirken dolunay manzarası izlenir.

Doğuda, köy, bir çam ormanı içindeki muazzam bir doğal balkon olan “Rachi” de biter.

Köyün ortasında geleneksel tavernalar ve çınar ağaçlarının bulunduğu yayla vardır. Hemen karışışında: heykeltıraş Nicolas’ın Belediye Müzesi bulunur. Sanatçı Agios Georgios köyünde doğmuştur ve bu yüzden çeşitli şekillerde köyü desteklemiştir.

Kule evler, tipik Pelion konakları ve Neoklasik binalar: ana caddenin her iki yanına dağılmış durumdadır. Bazıları, her biri benzersiz bir tarz ve karaktere sahip konuk evlerine dönüştürülmüştür.

20’nci yüzyılın ilk dönemlerinde, birkaç köylü yurt dışına kendi işinde başarılı (çoğunlukla tekstil ve tütün ticareti) olmuş ve ardından Agios Georgios köyüne geri dönmüştür. Yeni evlerini Neoklasik mimari tarzda inşa etmişlerdir. O zaman köy “Pelion’un Paris” i olarak kabul edildi.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Agria

 

AGRİA

Volos şehrinin sadece 7 km doğusundadır.

Agria, deniz kenarında bir köy olmasına rağmen, dört dağ manzarasına sahiptir. Körfez boyunca Kantiragas dağı, batıda Goritsa tepesi, güneyde Othrys dağı (Titanların dağı= ve kuzeyde Pelion dağı. Bölgedeki en büyük zeytinliklerden birisi buradadır.

20’nci yüzyılın ilk yarısında: Agria önemli bir ulaşım merkezidir. Rıhtımlarında Pelion zeytini ve zeytinyağı yüklü tekneler: Volos, Selanik ve İstanbul Limanlarına doğru yola çıkıyordu. Eski taştan yapılmış zeytin depoları hala denizin ön kısmında vardır ve simetrik ve sadelik ile karakterize edilen mimari tasarımları dikkat çeker.

Son 20 yıl içinde, Agria, sadece yerel içki endüstrisiyle tanınmakla kalmadı, aynı zamanda küçük bir balıkçı köyünden popüler bir turizm merkezine dönüştü.

Evet sonuç olarak köy, özellikle ülkenin her yerinden Yunanlılar olmak üzere tüm yıl boyunca ziyaretçi çeker. Atinalılar ve Selanikliler hafta sonu için gelirler ve Pelion’a günübirlik geziler düzenlenir. Bunun aksine, yabancı turistler, doğu Pelion’daki tenha plajlara giderler.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Lafkos

 

LAFKOS

Temiz, aydınlık ve sessiz, alışılmadık derecede büyük bir meydanı ve garip bir adı olan küçük köydür.

Güney Pelion’un alçak sırtı boyunca uzanır.

Arnavut kaldırımlı sokaklar dar ve sessizdir. Köyde arabalara izin verilmiyor. Buradaki sesler yumuşak ve doğaldır. Kocaman çınar ağaçlarında yaprakların hışırtısı, kuşların cıvıltısı, mutfaklardaki tabak ve tencere sesleri ve köy çocuklarının neşeli sesleri.

Pagasitikos Körfezinin bir görünümü, Pelion tarzı konakların, küçük yerel geleneksel evlerin ve Lafkos’un mahallerini süsleyen Neoklasik binalar göze çarpıyor. Bunların birkaçı kuzey Avrupalılar tarafından satın alınmış ve restore edilmiştir.

Köyün ilk sakinleri, 15’nci yüzyılda burada toplanmıştır. Bunlar: Osmanlı ve korsanların Ege denizindeki baskısından kaçanlardır. Köyün yetenekli tüccarları, zanaatkar ve denizcileri: tüm Akdeniz’i dolaştılar ve köy mimarisinde görülebilecek yeni fikirleri evlerine geri getirdiler.

Dışarıdan gelen ziyaretçiler, köyde: köyün geçmişini ve Pelion kültürünü görürler. Aslında Lafkos küçük bir köydür ancak iki müze barındırır. Bunlar: Radyofon Müzesi ve Tarih Müzesidir. Müze: Evaristo De Chirico tarafından tasarlanmıştır ve bir dükkandan çok tren istasyonunu andıran binadadır. Ayrıca: burada tüm yıl boyunca yerel halk ve yabancı misafirlere: arıcılık, Pelion bitkileri ve geleneksel yemek pişirme dersleri veriliyor.

Bu yüzden Lafkos, Pelion bölgesinin gerçek mücevherlerinden biridir.

PLAJLAR

Bölgede, yaz aylarında çoğu Mavi Bayrakla ödüllendirilmiş güzel plajlar bulunmaktadır.

ALYKES BELEDİYE PLAJI-ALİKES BEACH

Volos merkezinin güneybatısında, karayolu ile birkaç dakika uzaklıktadır.

Alykes semtinde: kafe ve barlarda bulunan bir plajdır.

Gün boyu plaja giriş ücreti 1 Euro’dur.

Sahil: dalgakıran ile bölünmüştür. Şeffaf sığ alanlar vardır. Çocuklar ve yüzme bilmeyenler için idealdir.

Oldukça dar olmasına rağmen: plaj şezlong ve şemsiyelerle dolu ve arkadaki barların bir kısmında garson servisi vardır.

Plajda: cankurtaran, duş, soyunma kabinleri ve bir sahil barı bulunmaktadır.

Ayrıca: Pagasetic Körfezi boyunca Pelion Dağının fotoğrafını çekmek için dalgakıranlardan birinin sonuna kadar yürüyebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skiathos Adası

 

SKİATHOS ADASI

Buraya: Volos limanından feribot veya yüksek hızlı gemiyle ulaşabilirsiniz.

Adanın en büyük yerleşim yeri olan Skiathos, mükemmel turistik tesislere sahip modern bir tatil beldesidir. Ada küçük boyutlarına rağmen, çok sayıda plajı ve ormanlık arazisi ile yerli ve yabancı gezginler için popüler bir turizm merkezidir. Turizm sezonu 5.5 aylık dönemle (Mayıs başından Eylül sonuna kadar) sınırlıdır. En yoğun ziyaretçi Ağustos ayında gelir.

Skiathos kasabasının en önemli özelliği, şehrin kaderini yüzyıllardır belirleyen doğal limanıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skiathos Adası

Bu yüzden bütün ada popüler bir yat ve yelkenli tekne cennetidir.

Burası: yemyeşil çam ormanları ve berrak masmavi sularıyla tanınır. Son yıllarda turizmde hızla büyümesine rağmen, ada hala pitoresk ve bozulmamış 60’dan fazla kumsal bulundurmaktadır.

En ünlü kumsalı: Akdeniz’in 3’ncü en güzel plajı ilan edilen “Koukounaries” dir.

Ada, hareketli gece hayatı da eklendiğinde, her yıl binlerce genç ziyaretçiyi çekmesiyle tanınır. Eski limanın yanında, trafiğe kapalı cadde, eğlence için en etkili yerdir. Burada birçok bar ve kulüp bulunmaktadır.

Adada ayrıca: Meryem Ana kilisesi, 17’ncü yüzyıl sakinleri tarafından korsan baskınlarına karşı koymak için kullanılan doğal bir kale olan “Kastro” da bulunmaktadır. Kastro, nefes kesen doğal güzelliği sayesinde mutlaka ziyaret edilmesi önerilen bir yerdir.

Adanın plajları

Adada: 44 kilometrelik kıyı şeridi boyunca özellikle güneybatı kesiminde olmak üzere 60 plaj vardır. Bunlardan: Koukounaries ve Altın Kum öne çıkar. Koukounaries plajı: aynı zamanda suya kadar inen yemyeşil çam ormanlarına sahiptir. Burada: Strofilia: özel koruma alanı ilan edilmiş, çam ormanlarının ortasında kalan ender bir alandır.

Koukounaries bölgesinde bir kamp alanı vardır. Ayrıca: çok sayıda taverna, kafe ve bar bulunur.

Krassa Koyu-Muz

Su sporları tesisleri ve tüm gece ve gündüz, kafe ve barlarda yapılan çılgın partiler ile ilgi çeker. Çam ağaçlarıyla çevrili harika bir plajdır.

Alexandros Papadiamantis

En büyük modern Yunan romancılarından biridir. 1954 yılında adada doğmuş, yaşamış ve öldüğü evi, devlet tarafından satın alınmış ve korunmuş, bir anıt olarak seçilmiştir. Bir müzeye dönüştürülmüştür.

Eski Venedik Kalesi

Skiathos Limanındadır. Burada Skiathos’un denizcilik tarihinin uzun geleneğini onurlandıran bir deniz müzesi bulunur.

Çam ormanı

Skiathos adası, olağanüstü bir çam ormanına ev sahipliği yapmaktadır. Orman: Koukounaries bölgesindedir ve nefes kesici bir manzara yaratan turkuaz sularla çevrili iken, Natura 2000 tarafından korunmaktadır. Adanan üçte ikisi çam ormanı ile kaplıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skopelos Adası

 

SKOPELOS ADASI

Yunanistan ülkesinin en yeşil adalarından birisidir. Volos şehrinden buraya feribot veya hızlı tekne ile ulaşabilirsiniz.

Adada 3 ana liman vardır. Bunlar: Skopelos, Agnontas ve Glossa’dır.

Adanın merkezi şehri, kuzey kıyısındaki “Hora” şehridir. Antik adı: Tanrı Dionysos’un oğlu ve adanın ilk sakini olan Ariadne’den sonra Peperithos’tur.

Hora şehri: bir tepede, kalenin çevresinde yayılmıştır. Ortaçağ kalesi: mükemmel avluları, taş döşeli dar sokakları ve Bizans kiliseleri, bir dizi taş evleriyle ilgi çeker.

Önceki yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir konakta bulunan Folklor Müzesini ziyaret ederek, adanın zengin tarihi görülebilir.

Adanın en büyük ikinci yerleşim yeri: Glasso’dur ve Hora’nın 25 km kuzeyindedir.

Evangelistria Manastırı

Hora şehrinin doğusundadır. 1712 yılında yenilenmiştir. Port ve Hora’nın güzel manzaralarını izlemek mümkündür.

Dragon Yarığı

800 yıl önce bir ejderha ada sakinlerini öldürür ve adayı yok eder. Adanın koruyucu azizi Ayios Riyinos onu takip eder.

Kovalamaca sırasında, dağın yamacında bir yarık açılır. Ejderha bu yarıktan uçuruma düşer ve ölür. Bu uçurum: Dragon yarığı anlamına gelen “Drakonstosxisma” olarak adlandırılır. Bu noktada, toprak gerçekten batar ve derin bir yarık oluşturur.

Plajlar

Adanın çamlarla kaplı kıyı şeridi boyunca uzanan harika plajlar vardır.

Milia: Hora’nın 25 km güneybatısında, çakıl taşla ve çevresi çam ağaçlarıyla kaplı bir plajdır. Ama adanın en iyi plajı olarak kabul edilir.

Panormos: Hora’nın 15 km batısındadır.

Stafylos: Hora’nın 4 km uzağındadır. Çakıllıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Alonnisos Adası

 

ALONNİSOS ADASI

Çevresine dağılmış küçük adalar vardır. Kuzey Sporades ada gurubunun en uzak olanıdır ve nadir deniz kuşları, yunuslar ve Akdeniz foku için sığınak olan “Ulusal Deniz Parkına” ev sahipliği yapmaktadır.

Efsaneye göre: Aşil’in babası Pileas: Alonissos adasında gömülüdür. Bu yüzden adanın ikinci ismi “Achilliodromia” dır.  Yine efsanelere göre: ada, büyük deniz yollarının kavşağındaydı. Jason ve Argonauts’un Altın Post’u almak için Kolhida’ya yerken açtıkları ve Achaens gemilerinin Truva’ya gittikleri yer buradan geçer.

Bugün, denizin dibinde yatan çok sayıda klasik ve Bizans dönemine ait gemi enkazı, adanın yıllar boyunca sahip olduğu deniz gücünü doğrulamaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Alonnisos Adası

Adanın merkezindeki şehir “Patitiri” dir. Burası adını: yerel halkın kullandığı ve şarap yapımıyla uğraşan şarap prenslerinden alır. Burada güzel taş döşeli sahil bulunmaktadır.

Yioura mağarası

Burası Homeros’un tepegözlerini barındıran bir yerdir. Nadir bir yaban keçisi türü vardır. Bulgulara göre, Mezolitik çağdan (MÖ 9-7’nci yüzyıllar) beri iskan edilmektedir.

Yunanistan gezi planı hakkındaki yazım için.

 

Yunanistan Sifnos adası

sifnos.ana resim.
Yunanistan Sifnos adası

Yunanistan Sifnos adası; Yunanistan ana karasına yakın bir konumda. Atina’dan 80 deniz mili uzaklıktadır.

Yüksek hızlı katamaran 2 saatte, feribot ise 5 saatte buraya varır. Burada: havaalanı yok.

sifnos.genel.2
Yunanistan Sifnos adası Genel Özellikleri

GENEL ÖZELLİKLERİ


Sifnos: antik çağlarda: altın ve gümüş yataklarıyla ünlü imiş. Delphoi’de (antik Yunanistan’ın en ünlü mabedi) saklanan ada hazinesinin, burada saklananların en büyüğü olduğu söyleniyor.

Yakın dönemlerde: zenginlik, adayı yalayıp geçmiş. Ama: adada, hala biraz mücevher üretiliyormuş.

Özellikle: ada, zarif çömlekleriyle ünlü. Burada: atölyelerin dışında, güneşte kurumaya bırakılmış olarak bu çömlekleri göreceksiniz. Çünkü: adanın zengin kil damarları var. Güneşli hava ve sıcaklık ta, çömlek yapımında olumlu etkiler.

Burada: benzersiz kavanozlar ve seramik kaplar yapılıyor ve bunlar marka olmuş. Günlük yaşamda kullanılan: kül tablası, yemek ve gıda objeleri de yapılmakta.

Ayrıca: adada, bereketli zeytinliklerin arasına sığınmış, yaklaşık 365 kilise ve manastır bulunuyor.

sifnos.genel.8
Yunanistan Sifnos adası

 

Küçük ada; kayalık olmasına rağmen oldukça verimli toprakları var ve tarım ürünleri üretiliyor. Ayrıca: kokulu bal, çeşitli tiplerde peynir, incir, geleneksel tatlılar ve el dokuma tekstil meşhur.

Ama her şeyden önemlisi, biraz önce de söylediğim gibi: Sifnos, seramik ürünleriyle ünlü.

Adanın yüzölçümü: 74 km. karedir. Uzunluğu 15 km. ve genişliği ise 7.5 km. dir. Kalıcı nüfus: 2442 kişidir.

YEMEK

Adanın yemek şefleri ünlü. Nicolaos Tselementes gibi Yunanistan’da kendi adına yemek kitabı yazan şefler buralı.

Ayrıca; buraya has yerel pişirme metotları ünlü. Chick-kek, piliç güveç, kapari salata, özgün peynir ve tatlı.

sifnos.genel.3
Yunanistan Sifnos adası Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLERİ

Ana liman “Kamares”: merkez “Apollonia” ve kardeş kasaba “Artemon”un 5 km. ilerisinde bulunuyor.

sifnos.apollania.1
Yunanistan Sifnos adası Apollonia Köyü

 

APOLLONİA KÖYÜ


Sifnos adasının başkentidir. Kent hala antik kentin adını korur. Çünkü: antik kent, Yunan mitolojisinde, güneş tanrısı Apollon adını taşımaktadır. Burada: 1000 kişi sürekli ikamet etmektedir.

Burada: seyahat acenteleri, turizm ofisleri, araba kiralama ofisleri, mağazalar, kitap mağazaları, hediyelik eşya mağazaları, bankalar bulunmaktadır.

Konaklama için ise, çeşitli alternatifler var. Sifnos’da daha önce de söylediğim gibi, ünlü Yunan aşçıları var. Bu nedenle, yöresel yemekleri mutlaka tatmalısınız.

Köyde: güzel bir “Halk Sanatları Müzesi” var. Burada: Sifnos geleneksel gündelik yaşamına ait çok sayıda obje sergileniyor.

sifnos.kastro köyü.+1
Yunanistan Sifnos adası Kastro Kasabası

KASTRO KASABASI


Adadaki en eski yerleşim yeri: “Kastro” kasabasıdır. Apollania köyüne, 3 km. uzaklıktadır. Yürüyerek de buraya ulaşabilirsiniz.

Evet, burası, günümüzde de kullanılmaktadır.

14’ncü yüzyılda yapılmış pek çok binanın bulunduğu kasaba: adanın doğu kıyısının 100 metre üstündeki, kayalık arazi çıkıntısının üzerinde, çember şeklinde yerleşmiş.

Kasaba: solmak üzere olan görkem ile yenilenen parlaklığın büyüleyici bir karışımıdır. Venedik tarzı güzel bir bina: “Arkeoloji Müzesi”ne ev sahipliği yapmış. Mykenai ve arkaik döneme ait buluntuları müzede görebilirsiniz. Ayrıca: seramik ve sikke koleksiyonu da var.

sifnos.kato petari köyü
Yunanistan Sifnos adası Kato Petari köyü

KATO PETARİ KÖYÜ


Apollonia’nın 1 km. kuzeydoğusundadır. Köy alçak bir tepe üzerinde kurulmuştur. 19’ncu yüzyılda inşa edilen, Zoodochos Pege kilisesi görülmeye değer.

Kilise: mükemmel bir taş döşeli avlusu ile, yerel halk sanatlarından örnekler vermektedir.

sifnos.ana petali köyü.
Yunanistan Sifnos adası Ano Petali köyü

 

ANO PETALİ KÖYÜ


Küçük bir köy. Apollania’ya 1.5 km. uzaklıktadır. Petali: kayalık/yükseklik anlamına gelmektedir. Burada: ünlü geleneksel bir kafe var: tou Fellou.

sifnos.vahti köyü.1
Yunanistan Sifnos adası Vathi Köyü

 

VATHİ KÖYÜ


Vahty: Yunanca derin anlamına gelir. Apollonia’nın 11 km. güneybatısındadır. Küçük bir yerleşim yeridir.

Daimi ikamet eden yalnızca 50 kişi vardır. Ancak, sakin bir tatil tercih eden turistler için oldukça popüler bir yer.

Halk, seramik konusunda uzun bir geçmişe sahip. Konaklama tesisleri var. Buradaki güzel kumsallarda, yüzmenin keyfine varabilirsiniz.

Deniz çok güzel korunmuş. Ayrıca: çeşitli mağazalar ve Vathy seramik kapları satın alabilirsiniz. Seramik atölyesinde üretiliyorlar ve birçok yere ihraç ediliyorlar.

sifnos.plaj.2
Plajları

 

PLAJLARI


Sifnos’un plajları: adanın güney kıyısında bulunuyor. Sevimli “Platis Gialos”: bir dizi bar ve tavernasıyla ünlü.

sifnos.plaj.1

Yunan adalarının genel özellikleri hakkındaki yazım.

Yunan adalarında gezi planı hakkındaki yazım.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka: Bu bölümdeki gezimizde: Akropolis bölgesinin yamaçlarındaki mahalleleri gezeceğiz. Burada, ilk önce, yüksek bir zeminde kurulmuş “Anafiotika” semti, karşımıza çıkıyor. Daha sonra ise Plaka mahallesi bulunuyor.

ANAFİOTİKA

Bu semtte yaşayanlar, Ege denizindeki “Anafi” adasından gelerek, bir zamanlar buraya yerleşmişler ve semtin adı, buradan geliyor.

Semtte: Ege denizindeki adalarda olduğu gibi, beyaz kireç badana boyalı şirin evler, dar sokaklar ve çiçek bolluğu görebilirsiniz. Bu özellikler: Ege kültürünün, buraya yansıması olarak hemen göze batıyor. Dar sokaklarda gezerken, şirin ve küçük evleri göreceksiniz.

Bu semtte görebileceğiniz bir müze var.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

KANELLOPOULOS ARKEOLOJİ VE BİZANS MÜZESİ

Vassilissis Sofias Avenue caddesi üzerinde, Panos sokağındadır. Burası, sonradan restore edilerek düzenlenen, eski bir malikanedir. İlk yapılış amacı: bir dönem Napolyon’un generallerinden biriyle evlenmiş olan Düşes Plaisance içindir. 19’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Günümüzde müze olarak kullanılan yapı, 1976 yılında ziyarete açılmıştır.

Burada sergilenen; erken Hıristiyanlık ve Bizans dönemine ait eserler şunlar: Yunan ve Roma dönemi heykelleri, Miken figürleri, Miken çanak-çömlekleri, Bizans ikonaları, goblenler ve freskler. Evet, güzel koleksiyonlar var, beğeneceğinizi umuyorum, gidebilirsiniz. Çünkü, toplamda 25.000 civarında eser sergileniyormuş. Bu eserlerin büyük çoğunluğu: Yunanistan ve Anadolu’daki kiliselerden toplanmış eserler. Burada, dikkatinizi çekmek istediğim bir husus var.

Trabzon Sümela Manastırında bulunan “Kutsal Meryem İkonu”, mübadele sonucu bölgeden ayrılan Rumlar tarafından, 1923 yılında, Manastır yakınlarındaki bir şapele gömülerek saklanır. 1931 yılında ise, Türk hükümetinden alınan izin sonucu bölgeye gelen papazlar tarafından gömüldüğü yerden çıkarılarak, daha önce saklanan bir kısım dini eşya ile birlikte, Atina şehrine getirilir. Evet, bu eşyalar da, halen bu müzede sergileniyor.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Giriş kat

Burada: değişik dönemlere ait birçok kilisenin iç kısmı, yeniden düzenlenerek sergilenmektedir.

Üst kat

İkona ve freskler ve diğer bir takım dini objeler sergileniyor.

Bu semtin hemen batısında ise, yine aynı özellikleri taşıyan başka bir semt daha var.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

PLAKA BÖLGESİ

Plaka mahallesi, Atina şehrinin en eski mahallesidir. Osmanlılar döneminde, halk, sadece Plaka bölgesinde yerleşikmiş. Yani, burada, çok eski dönemlerden bu yana yerleşim var. Hatta, en eski yerleşimcilerin: Akropolis bölgesini yeniden inşa etmek üzere, 19’ncu yüzyılda, Ege bölgesindeki Kiklat adalarından buraya gelen işçiler olduğu söyleniyor.

Bu işçiler, Kiklat adalarındaki geleneksel tarzdaki ev sitillerini, Akropolis tepesinin yamaçlarında kurdukları evlerde uygulamışlar. Böylece, beyaz badanalı ve aralarından dar yollar geçen evlerin oluştuğu, şirin bir köy ortaya çıkmış.

Bağımsızlık kazanılıp, Yunanistan devleti kurulduktan sonra, Türk düşmanları, bu mahalleyi yıkıp yok etmek istemişler ama arkeologlar buna engel olmuşlar. Zamanla, mahalle gelişmiş ve günümüzde tüm modern olanaklara sahip bir yer haline gelmiş.

Günümüzde: bu mahalle: dar sokakları, cumbalı evleri, küçük dükkanları, restoranları, kafeleri ve barları ile biliniyor. Bu nedenle, Akropolis’in hemen aşağısındaki bu mahalleyi gezmeyi sakın ihmal etmeyin. Çünkü, yukarıda da söz ettiğim gibi, güzel bir tarihi dokusu var. Yani, geleneksel Yunan ruhu korunmuş. Yani, semt tamamen bir müze gibi, tarihi binalara ev sahipliği yapıyor.

En büyük özelliği: motorlu taşıtların girmesinin yasak olması. Bu yüzden, gayet rahatlıkla gezilebiliyor. Zaten, labirent gibi, dolambaçlı ve dar sokaklarda, turistler yürüyerek zaman geçiriyorlar. Ama, sadece turistler değil, bu yörenin insanları da, akşam oldu mu gezintiye çıkıyorlar. Dar sokaklardaki tavernalar, masalarını sokak kenarlarına çıkarıyorlar ve insanlar, bunları  dolduruyor.

Çok sayıda: taverna ve bizim işportacı olarak isimlendirdiğimiz sokak satıcıları var. Buralardan alışveriş yapmayı düşünürseniz: bu dar sokaklardaki küçük dükkanlarda: ağaç oymalar, geleneksel Yunan objeleri, takılar ve antikalar bulabilirsiniz.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

Plaka bölgesinde: 3 tane müze var. Bunlar

  1. Yahudi Müzesi.
  2. Yunan Halk Sanatları Müzesi.
  3. Frissiras Müzesi. (Amelias caddesi üstündedir)

Bu müzelerin yanında, bölgede, bir de küçük kilise var. St. George Kilisesi. Kilise yapısının özelliği: yapımında kullanılan mermerlerin, bölgedeki antik tapınak kalıntıları olması.

Yukarıda söz ettiğim müzelerden, sadece birini gördüm ve hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

YUNAN HALK SANATLARI MÜZESİ

Bu müze: Kydathıneo caddesinde. Müzede sergilenenler şunlar: dantel, nakış gibi işlemelerin bulunduğu koleksiyonlar, ayin elbiseleri, 20’nci yüzyıl Yunan sanatçısı Theofilis’in resimlerinin bulunduğu koleksiyon. Ayrıca: kostümler, şenlik maskeleri, geleneksel kuklalar, yün eğirme ve örme aletleri de görülüyor. Yani, bir tür “Etnografya Müzesi” gibi.

Müze işte bu. Tercih ederseniz girebilirsiniz. Akropolis giriş biletiniz yanınızda duruyorsa, bu müzeye ücretsiz girmeniz mümkün, ama zaman sıkıntınız varsa, bence pek de gerek yok.

Evet, müzenin bulunduğu bölümden doğuya doğru yürüdüğünüzde, Adrianou sokağına geliyorsunuz ve buradan güneye ilerlediğinizde ise, sokağın köşesindeki küçük bir meydan var.

LYSİCRATES ANITI

Akropolis Station metro istasyonuna yakındır. Yani Anafiotika mahallesinde sayılabilir.

MÖ.4’ncü yüzyılda yapılmıştır. Dairesel yapı şeklinde yapılan anıt: tek bir mermer bloktan yapılmış kubbeyi destekleyen bir sıra sütunlardan oluşmaktadır.

Bu anıtın özelliği ise: bir zamanlar, antik  dönemde, şehirde yapılan “koro “ yarışmalarında, kazanılan ödül ve üç ayaklı bir bronz kap; bu anıtın üzerinde bulunurmuş.

Ancak: 18’nci yüzyılda, anıt çevresindeki bütün arazi, Capuchin Manastırı tarafından işgal edilir ve anıtın bulunduğu yer, bu manastırın ziyaretçi bekleme yeri olarak kullanılmaya başlanır.

Günümüzde, anıtın bulunduğu meydan ve çevresinde, çok sayıda kafeterya var.

Adrianou sokağından kuzeye doğru yürüyün ve bu kez karşınıza, hemen solda, büyük bir dini yapı çıkıyor. Mitropoleos caddesinin hemen kıyısında.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

MİTROPOLİS (ATİNA) KATEDRALİ

1842 yılında yapımına başlanan katedral, 1862 yılında, yani yaklaşık 20 yıllık bir süreç sonunda bitirilmiş. 72 tane kilisenin toprakları satılmış ve elde edilen gelirle, burası inşa edilmiş. Ayrıca, bu 72 kiliseden gelen mermerler, katedralin duvarlarının yapımında kullanılmış.

Katedralde, iki tane lahit var. Bu lahitler: 1589 yılında Osmanlılar döneminde öldürülen Agia Filothei ve 1821 yılında, İstanbul’da asılarak idam edilen Fener Rum Patriği V. Gregory’e aittir.

Gördüğünüz gibi, her ikisi de, Osmanlı yani Türk düşmanlığının perçinlenmesi ve halk üzerinde yaygınlaşması için, şehrin en büyük dini yapısında, alenen sergileniyorlar. Agia Filothei hakkında pek bilgim yok. Ama: Fener Rum Patriği konusunda kısaca bilgi vermek istiyorum. Bu şahıs, İstanbul’da Osmanlı himayesinde yaşarken ve serbestçe dini vecibeleri yerine getirirken, bir yandan da, siyasete bulaşır ve Mora yarımadasındaki Yunan ayaklanmasını gerek madden ve gerekse manen destekler bir durum içine girer.

Ayrıca: o dönemdeki Rus Çarına, yazdığı mektup ile, Osmanlının yok edilmesinin çarelerini önerir. Zamanla, Osmanlı yönetimi bundan haberdar olunca, içimizde yaşayan hain damgası vurularak, yargılanır ve idama mahkum edilir. Fener Rum Patrikhanesinin kapısında asılınca, Patrikhanenin giriş kapısı kapatılır ve aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, Patrikhane girişi, bu kapalı ana kapının hemen yanındaki kapıdan verilmektedir.

Peki, aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, niye Patrikhanenin bu ana kapısı açılmaz? Bu sorunun cevabını vermek te çok zorlanmaya gerek yok, denir ki, Patrikhane yetkilileri, o dönemde, ant içmişler ve bu içtikleri ant yerine gelince, Patrikhanenin bu ana giriş kapısını açacaklarmış. Peki, nedir bu içilen ant? Burada, bir Türk büyüğü asılmasını görmeleri.

Evet amacımız siyaset yapmak değil, ama gerçekleri sizlerle paylaşmak.

Gezimize  devam ediyoruz. Katedralin hemen güneyinde, daha küçük bir katedral yapısı var.

MİKRİ MİTROPOLİS (KÜÇÜK) KATEDRAL

Burası, bir kilise. Ama, 12’nci yüzyıldan kalma bir kilise ve kentin antik bölgelerinden getirilen taşlar ve mermerlerle yapılmış. Bu yüzden önem kazanıyor.

Bu kilisenin sütunları ve alınlık kısmı, çok gösterişli. Bunları görmek için, yapının dış duvarları çevresinde, bir tur atmanızı öneririm.

Gezimize devam ediyoruz. Adrianou sokağına geri  dönün ve kuzey doğu yönünde ilerleyin, Eolou sokağı ile kesiştiği yerde “Hadrianus Kitaplığı Kazı Alanı” karşınıza çıkacak. Burası, ziyarete kapılı, ancak uzaktan da olsa, o  dönemde, yani MS. 123 yılında burada yapılan yapının, günümüze kadar ayakta kalabilen tek bölümü olan batı duvarını görebilirsiniz.

Eolou sokağında, güneye doğru yürüyorsunuz. Bu kez karşınıza, Roma döneminden kalan “Agora” çıkıyor.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

ROMA AGORASI

Burası: MÖ.1’nci yüzyılda, Roma İmparatoru Julius Ceasar tarafından yaptırılmış ve kentin koruyucusu “Athena Arcegetis” e atfedilmiştir.

Agora’nın kuzey ve batı duvarlarının birçoğu, günümüzde, burada bulunan evlerin altında kalmış. Fakat, güney duvarı ve güneydeki bazı sütun ve dükkan kalıntıları görülebiliyor. Bir de, bir zamanlar Agoranın giriş kapısı olarak kullanılan kapıya ait, 4 sütun görülebiliyor.

Ama, burada görebileceğiniz çok daha önemli ve ilginç bir yapı var.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

RÜZGAR KULELERİ-TOWER OF THE WİNDS

Monastiraki Stadion metro istasyonuna yakındır.

Bu yapı: MÖ.1’nci yüzyılda, Suriye’den gelen bir astronom tarafından yaptırılmıştır. Burada: bir su saati ve  rüzgar gülü var. Yapının: sekiz yüzü görülüyor. Her yüz: o yönden esen bir rüzgarı ifade eden friz ile süslenmiş.

Su saati ise, Akropolis bölgesinden gelen su ile çalışıyormuş. Osmanlı döneminde, bu yapı, bir tarikat tarafından kullanılmış ve tarikat mensupları, bu yapının içine girip, değişik sesler çıkararak ayin yaptıklarında, çevredeki Hıristiyanlar, korkar ve yapıya asla yaklaşmazlarmış.

İlginç ve güzel bir kalıntı, mutlaka görün.

Agora bölgesinden ayrılmadan önce, kulenin biraz ilerisinde, burada görmenizi önereceğim bir yapı daha var. Atina şehrinde günümüzde bulunan ama ibadete açık olmayan iki camiden biri burada.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

FETHİYE CAMİİ

Buradaki cami: günümüzde ibadete açık olmayıp, arkeoloji deposu olarak kullanılıyormuş. Cami: Osmanlı döneminde, Fatih Sultan Mehmet için yaptırılmış. Fethiye camisinin ibadete açılması için, bizim devlet büyüklerinin gayret gösterdiğini ve özellikle Heybeliada’da bulunan Ruhban Okulunun açılması karşılığında, Fethiye camisinin ibadete açılmasının şart koşulduğunu duydum. Çünkü: Avrupa başkentleri arasında, ibadete açık camisi olmayan tek başkent, Atina. Ama, yukarıda da söz ettiğim gibi, cami, şu an için bir arkeoloji deposu olarak kullanılıyor.

Caminin içine girmek mümkün değil, ama pencerelerinden içi görülüyor, içine baktığınızda gayet küçük bir cami olduğu görülüyor. Yani, buranın ibadete açılması, buraya yüzlerce-binlerce insanın dolup, ibadet etmesi anlamına gelmez.

Sanırım, olay siyasi boyutlarda ele alınıyor, Yunanlılar, her nasılsa, Heybeliada Ruhban Okulunun, bir dönem gelecek ve Avrupa Birliğinin baskıları sonucu açılacağından o kadar eminler ki, karşılığında bu küçücük caminin bile, ibadete açılmasına izin vermiyorlar.

Agora bölgesinde, son olarak görmenizi önereceğim bir yer daha var. Agoranın hemen yakınında, Osmanlılar döneminden kalma ve günümüzde yıkık olan bir konak var. Bu konağın bahçesindeki ağaç, o dönemde, binlerce Yunanlının asılması için kullanılmış. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemem ama, Yunanca rehber kitaplarda, bölge anlatılırken, bu ağaçtan da söz edilerek, yine Türk düşmanlığı katmerlendirilmeye çalışıldığı kesin.

Roma Agorasından sonra: geriye dönüp, Adrianou sokağından, batı yönünde yürümeye devam edin ve bu kez karşınıza, Yunan Agorası çıkıyor.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

YUNAN AGORASI

Agora denilince,  dönemin her türlü idari, siyasi ve ticari faaliyetlerinin yaşandığı ve tartışıldığı bir yer olarak biliniyor. Buna atfen, hükümet yani yönetim binaları da, Agora bölgelerinde yapılırmış. Ayrıca, her Yunan şehir devletinde, bir merkez pazar yeri veya Agora bulunurmuş. MÖ.6’ncı yüzyılda yapılan burası: Roma Agorasından daha büyük, tam bir açık hava müzesi gibidir. Bahçelerin arasında gezinirken, harabeleri görebiliyorsunuz.

Buradaki, Atina Agorasında: bir zamanlar: Socrates’in felsefi düşünceleri ve Hz.  İsa’nın havarilerinden St. Paul’un Hıristiyanlık propagandası içeren konuşmaları yapılmış. Ayrıca: eğitim faaliyetleri, mahkemeler, dini ve siyasi toplantılar, hep burada yapılmış. Hatta, insanlar için zaman geçirmek ve alışveriş yapmak için kullanılan bölge, bazen de, şehir toplantılarına ev sahipliği yapmış. Zaten, Agora kelimesinin, Yunanca da karşılığı “Toplantı”.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

MÖ.480 yılında, Persler şehri işgal ettiklerinde, diğer yerler gibi, Agora da yakılıp yıkılarak yok edilmiş. Ancak, takip eden dönemde, Atinalılar, Agora’yı yeniden inşa ederler ve eski ihtişamına kavuştururlar.

Bugün, Atina Agorasında görebilecekleriniz şunlar:

ONİKİ TANRI SUNAĞI

Burası: Atina şehrinin, Yunan dünyasının diğer tüm noktalarına olan uzaklığının ölçüldüğü bir anıttır.

Bu anıtın, hemen güneyinde, başka bir kalıntı var.

ARES TAPINAĞI

Burada, Ares Sunağı ve Ares  Tapınağının kalıntıları görülüyor.

Bunların arkasında: bir tiyatro var.

AGRİPPA ODEONU

MÖ.15’nci yüzyılda yapılmış olup, çatılı olması ile önem kazanmaktadır. Tiyatro yapısının önünde: 3 büyük figür göreceksiniz. Bunlar: 1 dev ve 2 tane yarı insan-yarı balık figürü.

AGİİ APOSTOLİ KİLİSESİ

Bölgenin güneyinde, bölgedeki, tek Bizans yapısıdır. 11’nci yüzyıldan kalmadır. Yapının narteks bölümündeki tablolar görülmeye  değer, özellikle dikkat çekmektedir.

ATTALOS STOASI VE AGORA MÜZESİ-STOA OF ATTALOS MUSEUM OF ANCIENT AGORA

Bölgenin doğu tarafındadır. Buradaki ilk yapı: MÖ.138 yılında, Pergamon (yani Anadolu topraklarındaki Bergama) kralı Attalos tarafından diktirilmiştir. Bu yapı, antik çağdaki kamu binalarının en güzel örneklerinden biridir. Bu yapının benzeri, 1950 yılında buraya dikilmiştir.

Stao yapıları: antik dönemlerin gözde yapılarıydı. Çünkü: bu uzun verandalar: yazın gölgelik ve kışın korunak işlevi görür ve önemli kamu binalarını birbirine bağlardı. Burada göreceğiniz Attalos stoası: arka bölümünde küçük dükkanlar bulunan, 2 katlı bir bina olarak yapılmıştı.

Günümüzde: 1950 yılında yapılan bina: Agora Müzesine ev sahipliği yapıyor. Agora müzesinde: kazı ofisleri ve o dönemde kullanılan günlük kullanım eşyaları ve antik dönemdeki oylama sisteminin nasıl işlediğine dair örnekler görülebiliyor.

Adrianus sokağından yürümeye devam ettiğinizde, sokağın bitimine yakın, hemen solunuzda, yine antik döneme ait bir kalıntı çıkıyor.

Yunanistan Atina Anafiotika- Pilaka

HEPHAİSTOS TAPINAĞI-TEMPLE OF HEDHAESTUS

Dünyada, en iyi korunmuş: antik Yunan tapınağı olarak öne çıkmaktadır.  Pers işgallerinden sonra inşa edilmiştir. İsmi anlamlıdır. Hephaistos:  o dönemde “Metal İşleri Tanrısı” olarak bilinmektedir. Bu yüzden, tapınak: şehrin demirci ve nalbant ustalarının bulunduğu bölümüne inşa edilmiştir.

Daha sonraki takip eden dönemde ise, iç duvarlar eklenerek kiliseye dönüştürülmüştür. Son olarak, 1830’lu yıllarda kilise olarak hizmet veren yapı, daha sonra müze ve depo olarak kullanılmıştır.

Yapının dış kısmı: iyi korunarak günümüze ulaşmıştır. Sütun pervazı üzerindeki bölümde: Herakles ve Theseus’un efsanevi başarıları betimlenmiştir. Çevresinde: bir bahçe bulunmaktadır. Günümüzde, mevcut bahçede de o dönemlerde yetiştirilen ve şifalı olduğuna inanılan bitkiler yetiştirilmektedir.

Atina şehri genel özellikleri.

Atina şehri gezi planı.

Atina şehri alışveriş.

Atina şehri gece hayatı.