Ericeria isimli balıkçı köyü: Atlantik Okyanusuna bakan kayalıklar üzerinde kurulmuş, büyüleyici atmosferiyle ilgi çekmektedir. Kasaba: Lizbon şehir merkezinden 50 km. uzaklıktadır. Bu yol yaklaşık 30 dakika sürmektedir.
Kasaba içinde: mavi kenarlı ve beyaz badanalı şapel ve beyaz evler, dar sokaklar, kumlu plajlar ziyaretçileri cezp etmektedir. Buraya yolunuz düşerse: birçok popüler restoranlardan birinde, mükemmel deniz ürünlerinden oluşan bir yemek yiyebilirsiniz.
Ama, Ericeria denildiğinde ilk akla gelen elbette bunlar değil, ilk akla gelen “su sörfü” dür. Denizdeki sörf dalgaları: dünyaca ünlü “Ribeira das ihlas” plajını, Avrupa’nın en iyi sörf noktalarından biri haline getirmiştir. Hatta: Dünya Sörf Şampiyonası da burada yapılmıştır. Kıyıda, yaklaşık 8 km. bölümü kapsayan dünya çapında bir sörf bölgesi bulunuyor.
İlk sörf: 1970 yılı ortalarında, Ericeira plajlarına gelmiştir ve o günden buyana, Portekiz’in sörf için odak noktası haline gelmiştir. Ericeira bölgesinde: sörf ile ilgili işletmeler ve okullar da bulunmaktadır. Bölgede dalgaların çeşitliliği: zorluk derecelerine göre, yeni başlayanlardan profesyonellere kadar, tüm düzeyler için iyi sörf koşulları sağlamaktadır. Tek sıkıntı: deniz suyunun bütün mevsim boyunca soğuk olmasıdır.
Kasabanın sahilinde kayalıklar hakimdir. Ancak, küçük koylarda ünlü plajları bulunmaktadır. Kasabanın 20 km. kuzeydoğusunda ise, daha güzel plajlar bulunur. “The Beach Santa Cruz” özellikle güzeldir ve “Porto Novo” ise geniş kumlu plajı ve golf sahası ile önem kazanmaktadır.
Sao Lourenco
Burası, bölgenin en iyi plajlarından birisidir ve dalgalı denizde, sörf yapılabilmektedir.
Portekiz Lizbon Cascais hakkındaki gezi yazım için Lizbon Cascais
Buraya ulaşmak için, Lizbon Campo Grande otobüs terminalinden, otobüse binmeniz gerekir.
Kasaba: orta-batı Portekiz’de bulunmaktadır. Atlantik okyanusuna 29 km uzaklıktadır. Bölgede: tarım ve ticaret önem kazanmaktadır. Ayrıca: kireçtaşı, bazalt, granit, mermer ve su mermeri yatakları bulunmaktadır.
Eşsiz ve kültürel bir doğal çeşitlilik sunmaktadır. Burada: ulusal avcılık faaliyetleri sürdürülmekte olup: geyik, alageyik, yaban domuzu avcılıkları yapılmaktadır. Sahil ise, su sporları için gayet uygundur. Portekiz ülkesinde, sörf yapmak isteyenler, burayı tercih ederler. Bölgenin “Ericeira” isimli limanı da ilgi çekmektedir.
Ama, Mafra denilince ilk akla gelen “Mafra Barok kraliyet sarayı” dır. Yani: Mafra bölgesini ziyaret ederseniz, burada, saraydan başka görecek bir şey yok, ama saray muhteşem ve ilginç, özellikle Brezilya’dan sömürge döneminde getirilen tonlarca altının nasıl kullanıldığının en büyük kanıtı olarak ziyaret için ilgi çekiyor.
Palacio Nacional de Convento de Mafra-Kraliyet Sarayı
Bu anıtsal saray: 1717 yılında, kral Joao V tarafından kızının doğumunu kutlamak için yaptırılmış ve içinde bir manastır ve bazilika bulunmaktadır. Zaten, buraya yaygın olarak “Mafra Manastırı” sarayı deniliyor.
Saray: manastır, kütüphane ve bazilika içeriyor. Burada: Portekiz’in Brezilya’yı sömürdüğü ve Brezilya’nın tonlarca altınının buraya taşındığı yıllarda yapılmış olması nedeniyle, muhteşem bir lüks hissedilmektedir. Evet, Salı günleri hariç her gün saat 10.00-16.30 arasında ziyarete açık olan saraya giriş ücreti 4 eurodur.
Bu abartılı saray yapısında: 45 bin erkek çalışmış ve birçok sanatçı, 7000 askerin işgücü nezaretinde, yurt dışından gelerek saraya sanatsal katkılarını sunmuşlardır. Bazilika ile birlikte yapının cephe uzunluğu 200 metredir.
Yapının inşaatına: 1717 yılında, Alman mimar Johann Friedrich Ludwig tarafından başlanılmış ve 1730 yılında bitirilmiştir. 1720 yılında, bölgeyi ziyaret eden Fransız elçisi: sarayın bitirilmesi için gerekli paranın bulunamadığını yazar, ancak Brezilya’nın zengin maden yataklarından ülkeye akan altın, 1730 yılında sarayın bitirilmesini sağlamıştır.
Yapının uzunluğu doğudan-batıya 213 metre, kuzeyden güneye 244 metredir.
Sarayın: 4500 kapısı, 2500 penceresi, 880 salonu ve odası, 154 merdiveni, 29 avlusu ve iki çan kulesi bulunur. Çan kulelerinin yüksekliği: 57 metredir. 18’nci yüzyılda, Belçika-Antwerp bölgesinde yapılan çan: dünyanın en büyüklerinden birisi olarak kabul edilir ve sesi, 24 km. uzaklıktan duyulmaktadır.
Sarayın merkezinde, iki çan kulesi ile çevrili bazilika bölümünün barok cephesi ve kenarlarındaki soğan kubbeleri ilgi çekmektedir. Portekiz ülkesinde Barom mimarinin dönüm noktasıdır.
Evet, burayı gezmek mümkündür. Rehberli turlarda, sarayın diğer ucunda, kubbeli bazilikadan 250 metre uzaklıktaki odası, görkemli barok kütüphanesi görülebiliyor. Abartılı odalarda: 18’nci yüzyıla ait mobilyalar ve tablolar görülüyor. En göz alıcı odalardan birinde, boynuzlar ve hayvan derisinden yapılan avizeler muhteşem güzelliktedir.
Kütüphane
Mafra manastırının doğu kanadında bulunan kütüphane bölümü ise: değerli mermer ve egzotik ahşap dekoru ile Avrupa’nın en iyilerinden birisidir. 83 metre uzunluğundaki ana oda: karmaşık ve uzunluğu ile dikkati çekmektedir. 1819 yılında, kütüphanede bulunan tüm kitapların başlıklarını içeren bir katalog hazırlanmıştır.
Burada: 1514 yılından kalma, üç dilde İncil, değerli el yazması eserler ve Yunanca Homer’in en eski sürümü de dahil olmak üzere, yaklaşık 35 bin kitap bulunduğu söyleniyor. Ayrıca: 16-17 ve 18’nci yüzyıla ait birçok kitap ve 41 harita bulunmaktadır. Ünlü Portekizli şair Luis de Camoes tarafından yazılan “Os Lusiadas” isimli eserin ilk baskısı da burada bulunmaktadır.
Evet, burayı mutlaka görmelisiniz.
Bazilika
Kraliyet bazilikası: burası aynı zamanda kaliteli pembe ve gri mermerler ile döşenmiş olarak dikkat çekmektedir. Burada: dünyanın en büyük kubbelerinden birinin bulunduğu söyleniyor. Bazilika içinde, 10 tane şapel bulunuyor.
Hastane-Eczane
Sarayın ziyarete açık diğer bölümlerinde görülebilenler ise: hastane, tuhaf tıp aletleri bulunan eczane, izleyici odası ve Chapterhouse bulunuyor.
Av Bahçesi
Sarayın arka kısmında ise, eski kraliyet av sahası vardır. Bu doğa parkı da ziyarete açıktır. Burada: domuz dahil olmak üzere bir kısım yaban hayatı hayvanı ve İber kurt koruma merkezi bulunmaktadır. Hatta: antika atlı arabaların bulunduğu küçük bir müze de görülüyor.
Kral: ülkeyi işgal eden Napolyon ve Fransız ordusundan kaçmak için: 1807 yılında Brezilya’ya kaçtı ve sarayın iç mobilyalarının büyük bölümü de, Brezilya’ya kaçırıldı.
Joao V Heykeli
Jaoa V (1689-1750) sarayı yaptıran kraldır. Kendisi: Ekim 1708 tarihinde, Avusturya ile ittifakı güçlendirmek için: Avusturya kralı Leopold I’in kızı Mary Anne ile evlenmiştir. Saltanatı boyunca: din adamları ile iyi geçinmiş, en sadık kral olarak Portekiz tarihinde yerini almıştır.
Malveira yel değirmenleri
Malveira, Mafra ilçesinin küçük bir köyüdür ve merkeze 8 km. uzaklıktadır. Bu köyde, tepede, yel değirmenleri görülmektedir.
Igreja de Santo Andre
Bu küçük tapınak, Aziz Andreye adanmıştır. 13’ncü yüzyıldan k alma Romanesk-Gotik mimari özellikler taşımaktadır.