İspanya Sevilla Gezilecek yerler

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

 

Kasım 2022 başlarında, Avrupa Komisyonu, Sevilla şehrini, Akıllı Turizmin Avrupa Başkenti olarak seçmiştir.

Şehir Endülüs bölgesinin başkentidir.

İspanya’nın 4’ncü büyük şehridir.

Aslan bir Roma şehri olarak kurulan ve günümüzde 1987 yılında seçilmiş, üç UNESCO Dünya Kültür Mirası alanına ev sahipliği yapan Sevilla, antik cazibelerle dolup taşmaktadır.

En temsili anıtlar arasında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilenler:

1-Katedral.

2-Alcazar.

3-Archivo de Indias ve Torre del Oro.

Evet; Sevilla şehrinin merkezinde, 4 mahalle bulunmaktadır. Bunlar:

1. Santa Cruz,
2. La Macarena,
3. El Arenal
4. Parque de Maria Luisa.

Şehrin tarihi merkezine/bölümüne “Barrio” ismi verilir. Eski şehir merkezini çevreleyen duvarların dışında, daha düzenli bir planlamaya dayanan konut ve sanayi alanlarının bulunduğu bölge vardır.

Şehirde eğer fazla zamanınız yoksa: öncelikle “Santa Cruz” ve “El Arenal” bölgelerini gezmenizi öneririm.

Ancak, şehirde kalış süreniz fazla ise, bu kez, şehir merkezinin kuzeyindeki “La Macarena” mahallesini, nehrin batısında ve karşı kıyısında bulunan “Triana” ve “Isla de la Cartuja” bölümündeki eski fuar alanını ve yine aynı bölgedeki ağaçlıklı bir park olan “Parque de Maria Luisa” bölgesini görmenizi önerebilirim.

Eğer yürümeyi düşünmez iseniz, bu söylediğim yerlere giden tur otobüslerinden yararlanabilirsiniz.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

1. SANTA CRUZ MAHALLESİ

Burası: şehrin tarihi merkezindedir ve bir Yahudi Mahallesidir. Kristof Kolomb, bu eski mahallede bir süre yaşamıştır. Şehrin en sembolik semtlerinden biridir. Dar, dolambaçlı sokaklar var.

Kastilya Kralı III Leon tarafından, 1483 yılında Yahudiler buradan sürgün edilince, mahalle terk edilmiştir. 20’nci yüzyılın başlarında, Belediye mimarı Juan Talavera tarafından mahalle yeniden modellenmiştir.

Mahallede, geçmişe dönük olarak 1575 yılı yapımı Santa Teresa de Jesus tarafından kurulan “Las Terassas Manastırı” ilgi çeker.

Evet, Santa Curuz mahallesi, aynı zamanda en hareketli ve tarihi yoğunluğu en fazla olan bölümüdür. Genel olarak: Katedralin çevresindeki bölümdür.

Mahallede “Calle Mateos Gagos” bölgesinde gezinize başlayabilirsiniz. “Plaza del Triunfo” meydanının kuzey köşesine kadar ilerlediğinizde, bu bölümdeki karmaşık sokaklar ve caddeler ilginizi çekecektir.

Buralarda, aynı zamanda, şehrin en iyi otelleri, restoranları ve barları bulunur. Bu mekanlar: tüm zamanlarda, gerek şehirliler ve gerekse ziyaretçiler/turistler tarafından doldurulur.

Eski kent merkezindeki en önemli mimari eserlerin başında gelenler: Real Alcazar ve Santa Maria Katedralidir.
Bu bölüme genel olarak “Barrio Santa Cruz” da denilmektedir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

REAL ALCAZAR-KRALİYET ALCAAZAR

Hemen, katedralin yanında bulunan “Real Alcazar” Magrip döneminden, şehirde, günümüze kalan en güzel eserdir. Şehrin en büyük yükseltisidir.

Avrupa’nın en eski, aktif kraliyet sarayıdır.

Daha önce, 4’ncü yüzyılda Roma döneminde: kraliyet konaklama yeri olarak kullanılan yapı: 10’ncu yüzyıla gelindiğinde Cordoba halifeliğinin kalesi olarak kullanılmıştır.

1181 yılında ise, Muvahhidler tarafından yapıda büyük değişiklikler yapılır ve kale olarak kullanılmak üzere genişletilir.

Ama: yapının tam olarak tamamlanması, 1364 yılında yani Hıristiyanlar döneminde olur. Sevilla şehrinin yeniden fethi sonrasında ise: Kral I. Petro ( kayıtlarda, Zalim Petro olarak geçmektedir) tarafından başlatılan programa bağlı olarak, yapı, iyice genişletilir ve konut olarak kullanılmaya başlanır.

Takip eden dönemde ise, Kraliçe İsabel II. Döneminde yapı yeniden genişletilir.

Bu nedenle: yapıda, gerek Magrip ve gerekse gotik mimari tarz görülebilmektedir.

Sayısız odası, abartılı mimarisi, birçok avlusu, göletleri ve keşfedilmeyi bekleyen lüks bahçeleri bulunmaktadır. Yani: bir anlamda, bu odalarda, Kristof Kolomb, Amerika yolculuğunu planlamıştır.

Duvara işlemeli “kraliyet silah panosu” nu görebilirsiniz. Yapının içi: özel yaşam için düzenlenen iki avludan oluşmaktadır. (Bakireler ve Bebekler Avluları)

Özellikle: yaz sıcaklarında, yapı, serin bir sığınak gibidir.

Günümüzde, İspanya kralları ve kraliyetin diğer üyeleri, Sevilla şehrini ziyaret ettiklerinde, geceyi burada, ayrılmış alanda geçirirler.

Giriş ücretlidir. Yetişkinler: 8.5 Euro, 25 yaş altındaki öğrenciler: 2 Euro’dur. Üst saray katını görmek isterseniz: 20 Euro ödemeniz gerekir. Çocuklar ücretsizdir.

Yapı: Her yıl, 1 Ocak, 6 Ocak, 25 Aralık tarihlerinde kapalıdır.

Evet, gelelim, Real Alcazar içinde özellikle gezmenizi ve görmenizi önereceğim bölümlere:

Palacio

Yapı bölümünün üst katları: günümüzde İspanya monarşisi yani krallık ailesi tarafından kullanılmaktadır. Kral Carlos’un halen burada, çalışma ofisleri bulunmaktadır.

Kızı da, 1996 yılında burada evlenmiştir. Üst kata çıkmak için: Roelas ve Madroza isimli sanatçıların tabloları ile dekore edilmiş bir merdiven kullanılır.

Üst kattaki odalarda: farklı mobilyalar ve halılar görülmektedir. Ancak, biraz önce söylediğim gibi, üst katı gezmek isterseniz, ilave bir ücret ödemeniz gerekiyor.

Palacionun merkezinde: Patio de las Doncellas (Bakireler Avlusu) bölgesinde: “Palacio de Petro I” bölümü bulunur.

Bu kral: zalim kral olarak anılmaktadır. Sanırım bu zalimliği “engizisyon” ile bağlantılı olsa gerek.

Bakireler Avlusu: üst katta, çeşitli dönemlerde yapılan özel salonlara açılır. Avluda: Granada bölgesinden gelen sanatkarların, elleriyle şekil vererek işledikleri ince detaylı alçı kaplamaları görebilirsiniz.

Ama, unutmamanız gerekir ki, bu mükemmel simetrinin oluşturulması için yıllarca uğraşılmıştır.

Evet, hemen yan tarafta: Patio de las Munecas (Bebeklerin Avlusu) bulunuyor. Buranın duvarları: sırlı çinilerle süslenmiştir. Kemerlerin birinde bulunan, iki küçük yüz nedeniyle, buraya “Bebeklerin Avlusu” ismi verilmiştir.

Bebeklerin avlusu: Alcazar’ın en görkemli bölümü olan “Salon de Embajadores” yani “Büyükelçiler Salonu” na açılır.

Salon de Embajadores (Büyükelçiler Salonu); 15’nci yüzyıldan kalmadır. Burada, özellikle birbirine geçen, yaldızlı ahşap parçalardan oluşan kubbeli tavan göz kamaştırıcıdır. Çinilerle süslenmiştir. Unutmamak gerekir ki, bu görüntü, betimleme sanatının kesinlikle yasak olduğu bir kültüre (İslam kültürüne) ait bir tasarı başyapıtıdır.

“Patio de la Monteria”,burası geniş ve açık bir avludur. Saray halkı: av seferlerinden önce, burada toplanırmış. Buradan “Palacio de Petro I” bölümüne giriş kapısı bulunuyor. Bu avluda: ayrıca çok katlı ve balkonlu cephedeki, ritmik desenlere dikkatinizi çekerim.

“Salones de Carlos V”

13’ncü yüzyılda yapılan orijinal saray yapısı içinde, uzun yıllar süren yeniden şekillendirme çalışmaları içinde, 16’ncı yüzyılda, bu bölüm ortaya çıkmıştır. Günümüzde: tonozlu muhteşem bir tavanın altında, burada, tarihi halılardan oluşan bir koleksiyon sergilenmektedir.

“Puerta del Leon” Alcazar’ın girişidir. Burası: orijinal Muvahhid surları arasındaki “Patio del Leon” bölgesine açılır. Burası: Kral Petro’nun hemen yanda bulunan “Sala de la Justica” da verdiği yargı kararlarını uyguladığı yer olarak bilinir.

“Sala de la Justica” nın hemen çıkışında: Muvahhid tasarımlarına sahip, 12’nci yüzyıl yapısı olan, “Patio del Yeso” isimli, kemerli bir küçük su bahçesi bulunuyor.

“Jardines del Alcazar”: Girişin ücretli olduğu bu bahçe bölümü: ilk olarak 12’nci yüzyılda yapılmıştır. Ancak, günümüzdeki görünümüne, 16’ncı yüzyılda ulaşmıştır. Sevilla şehrinin en sakin alanı olarak değerlendirilir.

Burada: büyük palmiyeler ve çam ağaçları, birbirlerine simetrik olarak yerleştirilmiş ve aralarına yine tarihi özellikleri olan çeşmeler konulmuştur.

Evet, Alcazar bahçelerinde, sabahtan akşama kadar hiçbir şey yapmadan oturabilirsiniz. Zaten bu yüzden, günümüzde, buralar ressamların merkezi konumuna dönüşmüştür.

JARDİNES DE MURİLLO – PARK

Alcazar duvarlarını çevreleyen ve Santa Cruz mahallesine giden yol üzerinde: Plaza Santa Cruz yakınlarındadır.

Buranın isminin kaynağı: ressam Bartolome Murillo’dur. 1618-1682 yılları arasında yaşayan ressam Murillo’nun eski evi: günümüzde müze olarak kullanılmaktadır ve parka yani halk bahçelerine bakmaktadır.

Park alanında: seramik çalışmaları yapılan yerler ve bol bol çiçek bulunuyor. Ayrıca: Kolomb anısına dikilmiş bir anıt da görebilirsiniz.

CALLEJON DEL AGUA

Burası, Alcazar bahçe duvarlarının hemen yanında “Barrio” bölgesinin merkezine giden dar bir sokaktır. Bu dar sokakta yürüyüş yapmanızı öneririm.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler
İspanya Sevilla Gezilecek yerler

CATEDRAL DE SANTA MARİA DE LA SEDE

Evet, gezi meraklıları bilirler, şehrin kutsanması için, o şehirde mutlaka bir katedral bulunması ve Papa tarafından kutsanması gerekmektedir. Burası da, Sevilla şehrinin katedralidir.

Sevilla şehrinin zenginliğine güç katan katedrali mutlaka görmelisiniz.

1147 yılında, şehre ulaşan Muvahhid işgalciler: nehir kıyısında, bir cami ve minaresi olarak bir kule inşa ederler.

1428 yılında: yani aradan 281 yıl geçtikten sonra, Hıristiyanlar şehri ele geçirince: mevcut cami bir Hıristiyan kilisesine ve minare de, çan kulesine dönüştürülür. Ancak, bu dönüştürme ve yeniden yapım çalışmaları, yaklaşık 100 yıl sürer. Mimari tarz olarak: geç gotik mimari tarzı kullanılır.

Ancak, yapı tamamlandığında ortaya çıkan yeni katedral, dünya üzerinde o anda, en büyük gotik kilise olarak tarihe geçer. Ayrıca, Hıristiyan dünyasının en büyük mihrabı buradadır. Burada: küçük bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum.

Bu yapı yapılana kadar, Hıristiyan dünyasının en büyük dini yapısı olarak İstanbul-Ayasofya geçmektedir ve Ayasofya, yaklaşık 1000 yıl sürdürdüğü en büyük dini yapı olma özelliğini, bu yapı tamamlandığında yitirir.

Günümüzde, en büyüklük sıralamasında, Sevilla Katedrali, üçüncü sırada gelmektedir. Ön sıralarda: Roma-Vatikan ve Londra Saint Paul katedralle gelmektedir.

Kapladığı alan bakımından ise, bütün gotik mimari tarzdaki kiliseler arasında, Guiness Rekorlar kitabına girmiş olarak dünyanın en Hıristiyan dini yapısıdır.

İç mekan:

Murillo, Zurbaran ve daha başka çeşitli ressamların tabloları ile süslenmiştir. Orta nef bölümü: 11.520 metre karedir. Yerden yükseklik ise: 37 metredir. Tavandaki gotik süslemelerin rahat görülebilmesi için yerlere ayna koymuşlar.

Capilla Mayor-Büyük Şapel

Biraz önce söz ettim gibi: Hıristiyan dünyasının en büyük mihrabı buradadır. Capilla Mayor isimli bu kilisede, İsa’nın yaşamından 45 sahnenin sunulduğu altar panosu bulunmaktadır ki, bu dünyanın en büyük mihrap panosu olarak önem kazanmaktadır. Panodaki güzellikler: Pierre Dancart isimli bir sanatçı tarafından yapılmıştır.

Kraliyet Şapeli

Kral San Fernando, Afonso ve Pedro I; Kastilya Leona kraliyetinin diğer üyeleriyle birlikte burada gömülüdür. Şapelde ayrıca, Sevilla şehrinin koruyucu azizi Virgen de Los Reyes’in bir görüntüsü vardır.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

Kolomb’un Mezarı

Burada, 1890 yılında, Küba’dan getirilip yerleştirilen Kolomb’un mezarının bulunduğu küçük bir şapel görülmektedir. Şapel içinde: Kolomb’un tabutu ve üzerinde: Castilla-Leon-Aragon-Navarra kraliyet hanelerini simgeleyen 4 oyma figür görülmektedir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

Sacristia Mayor

Burada, ünlü ressam Murillonun resimlerinden oluşan bir koleksiyon sergileniyor. Ayrıca, bir kısım dini eser de bulunuyor.

Museo Catedralicio-Katedral Müzesi

Katedral içinde, müze olarak kullanılan yerde: altın işlemeli resimler, kutsal emanetler, mücevherler ve dini kıyafetlerin sergilendiği değerli bir koleksiyon görebilirsiniz.

Hazine Odası: Güney Amerika altınlarıyla yapılmış hazineler bulunur.

LA GİRALDA KULESİ

Muvahhidler döneminde inşa edilen caminin minaresi olarak yapılan kule, Hıristiyanların bölgeyi ele geçirmelerinin ardından kiliseye çevrilen cami yapısının çan kulesi olarak dönüştürülmüştür.

1147 yılında, camiyle birlikte yapılan kule: takip eden 400 yıllık süreçte, dörtten fazla büyük tasarım değişikliğine uğrar. İlk yapıldığında, Fas Marrekeş şehrindeki “Koutobia Camisi” nin minaresinin görüntüsünde ve benzerliğindedir. Halife Ebu Yakup Yusuf tarafından yaptırılmıştır.

Günümüzdeki görünümü ise, 1568 yılında: Rönesans mimari tarzında ortaya çıkar. Minare: dikdörtgen planlıdır. Magrip motifleriyle süslenmiş, sarı tuğlalar ve taş plakalarla kaplıdır.

1365 yılındaki depremde, kuleyi taçlandıran eski orijinal bakır küre kaybolur. Yerine, basit bir yapı yapılır. Daha sonra 16’ncı yüzyılda Rönesans çanlarının ince gövdesi eklenir. Ayrıca, inancı temsil eden heykel şeklinde bir taç yapılır. Heykel 1568 yılında yerleştirilir.

Tepesinde, üzerinde rüzgar gülü işlevi gören ve Avrupa Rönesansı’nın en büyük bronz heykeli olan “Giraldillo” nun durduğu, kavanoz adı verilen bir top vardır.

Kulenin yüksekliği: 94.69 metredir. Dikdörtgen planlıdır.

1928 yılında Katedral ve Giralda kulesi, ulusal anıt olarak ilan edilmiştir. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Son tasarım değişikliğinde, kule içten, iki atlı muhafızın, çanların bulunduğu yere kadar çıkabileceği şekilde dizayn edilmiştir.

Yani gerek atlar ve gerekse muhafızların çan kulesine çıkabilmeleri için, hafif eğim sağlamak üzere, bir dizi geniş ve hafif basamaklı, döne döne çan kulesine çıkan merdivenler yapılmıştır. (spiral düzen merdiven yoktur)

Ayrıca, kulenin tepesinde, yerküre üzerine ata biner gibi görünen “Ga Giralda” rüzgar gülü bulunur.

Günümüzde: Magribi temeller üzerinde yerleştirilen kulede: çanlar çalıyor. .

Çan kulesine çıkmanızı öneriyorum. Çünkü: buradan muhteşem bir şehir manzarası izleyebilirsiniz.

Hatta, geniş basamaklı merdivenlerle çıkarken yorulduğunuzda, pencerelerden, yine şehrin güzel manzaralarını izlemek mümkündür.

Her katta: geniş pencereler var, içerisi aydınlık ve çıkış gayet rahattır.
Giriş ücreti: yetişkinlere: 8 Euro, öğrencilere 2 Euro’dur.

Kuleden indiğinizde, portakal ağaçlarıyla dolu bir bahçe göreceksiniz.

CASA LONJA-HİNT ARŞİVLERİ BİNASI

Katedralin bitişiğinde bulunan bu yapı: 1599 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde: Batı-Hint Adaları” arşivi olarak kullanılmaktadır.
Bu arşiv: Yeni Dünyadaki İspanya sömürge imparatorluğunun tarihi ve yönetimiyle ilgili, çok sayıda: kitap, plan, yazma ve milyonlarca belgeyi barındırmaktadır.

Amerika’nın keşfi ve yapılan tüm seferlerin kayıtlarının tutulduğu, harita örnekleri de burada sergileniyor.

Arşiv tarafından tutulan belgeler, 9 kilometreden fazla uzunluktaki raflarda saklanıyor. Ağırlık olarak, kolonilerin yönetiminden sorumlu kuruluşlardan gelen 43.175 dosya vardır. Burası, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Katedralden çıktıktan sonra: hemen yakınlardaki “gezinti at arabaları” ile çevre gezisi yapabilirsiniz. Ama, tamamen yolları ve çevreyi kokutan bu tür uygulamaları, kendi ülkemizde, birçok yerden tanıyorum. Yine de, bu at arabaları ile küçük bir gezi yapmak isterseniz: çevredeki park ve diğer ilgi çekici yerlere gidebilirsiniz.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

ARCHİVO DE İNDİA-GENERAL ARCHİVE OF THE İNDİES

“Plaza del Triunfo” nun hemen altındadır. Giriş ücretsizdir.

Burası: İspanyol Amerika’sının bir ticaret merkezi olarak kullanılmıştır.

1785 yılından sonra ise, İspanya’nın Amerika kıtasını keşfine ait, milyonlarca belgenin depolandığı bir yer olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde de aynı işlevi sürdürmektedir ve yalnızca bilim adamlarının erişebildiği 100 milyon civarında belge bulunduğu söylenmektedir. Hatta, yine burada: Kolomb’un günlüğünün bile bulunduğu söylenmektedir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

HOSPİTAL DE LOS VENERABLES-PLAZA DE LOS VENERABLES

Bu yapı: geçmiş dönemde: Fundacion tarafından restore edilerek: yaşlı ve hastalıklı emekli rahipler için bir huzurevi olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise, sergiler için kullanılmaktadır.
Yapının içinde, bir de barok mimari tarzda kilise bulunuyor.

Evet: 17’nci yüzyıldan kalan ve Endülüs mimarisinin özelliklerini barındıran, bu muhteşem yapıyı görmeyi ihmal etmeyin. Özellikle, içerideki şaşalı barok şapel yapısını görmeyi unutmayın.

Buraya girmek isterseniz, ücret ödemeniz gerekir ki, yetişkin giriş ücreti: 4.75 Euro’dur.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

PALACİO DE LA CONDESA DE LEBRİJA

Calle Cuna ile Campana arasındadır.

Lebrija kontesi Dona Regla Manjon Mergelina: arkeoloji, sanat ve tarih tutkusuyla bilinmektedir.

Tutkulu bir koleksiyoncu ve gezgin olan Kontes: 16’ncı yüzyıldan kalma, aile yadigarı evini, bu merakı nedeniyle, her türlü antika eşya ile doldurmuştur.

Arkeolojiyi seven Kontesin muhteşem koleksiyonunda: genel olarak: “Pan” ve “Zeus” gibi tanrıları gösteren anekdotlar, İtalica arkeolojik kenti kalıntıları bulunmaktadır.

Yani, bir anlamda: özel koleksiyon yani bir aile sarayıdır. Yapı: 19’ncu yüzyılda “Condesa de Lebrija” tarafından yeniden tasarlanmış ve günümüzdeki durumuna ulaşmıştır.

Evet, sonuçta ise, günümüzde, burada muhteşem bir koleksiyon sergilenmektedir. Üst katta ise: birkaç yıl öncesine kadar, yani ölümünden önce, kontesin burada yaşadığı bölümler bulunmaktadır.

Bu yani üst katta: bazı eşyalar yanında, Arap temalı odalar, kütüphane ve bir yemek odası bulunuyor. Burada, ayrıca: Van Dyck ve Murillo tarafından yapılan birkaç tablo bulunuyor. Ana veranda katta ise; en önemli eserler bulunuyor.

Evet, günümüzde, burası, Avrupa’da, en iyi döşeli ev-saray olarak kabul edilmiştir. Pratik zemin bölümünde, roman mozaikleri bulunmaktadır. Ayrıca: korkuluk, vazo, amfora, sütunlar ve heykel koleksiyonu ilgi çekmektedir.

Sergilenen eserlerin ve özellikle muhteşem mozaiklerin büyük bölümü: şehir yakınlarındaki ünlü Roma antik kenti “İtalica” harabelerinden getirilmiştir.

Diğer eserler arasında öne çıkanlar ise: Magribi eserleri, bir rahibe manastırından ele geçirilen fayanslar ve Rönesans dönemine ait bir duvar süsüdür.

Sonuç olarak son derece iyi korunmuş süs eşyaları, porselen ve cam koleksiyon eserleri, 16’ncı Louis dönemine ait mobilyalar ve paha biçilmez sanat eserleriyle dolu olan bu mekanı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

2. LA MACARENA MAHALLESİ

Şehir merkezinin kuzeyine doğru yürürseniz, La Macarena mahallesine ulaşabilirsiniz.

BASİLİCA DE LA MACARENA

Bu kilise yapısı: şehrin Arap dönemi surlarının kalıntılarının hemen yanındadır. Kilise: Sevillalılar’ın çok saygı duyduğu “Virgin de la Macarena” heykelini barındırmaktadır.

Heykelin özellikleri şunlardır: 17’nci yüzyıldan kalan bu heykelde, Bakire Meryem: gözleri yaşlı, oğlu için gözyaşı döküyor.

Ancak: kendisinden şafaat dileyen birçok Hıristiyan, ellerinde adaklarla gelerek, kendisinden yani bu heykelden dertlerine şifa bulmasını istiyorlar.

Elbette, şehrin “Paskalya Kutlamaları” sırasında, heykel, kalabalık bir topluluk tarafından, törensel şekilde taşınarak katedrale götürülüp getirilmektedir.

3. EL ARENAL MAHALLESİ

Burası: tarihi şehir bölgesi olan “Barrio” daki en eski kısımlardan birisidir. Tam yeri: “Avenida de la Constitucion” ve “Rio Guadalquvir” arasındadır.

Buranın en büyük özelliği: uzun yıllar, Sevilla şehrinin limanı ve İspanya’nın dünyanın geri kalanı ile olan deniz ticaretinin merkezi konumunda olmasıdır.

Hatta: bu alanın denizcilikte önemi: Magribiler’in, günümüzde katedral olarak kullanılan alana yaptıkları cami ve yine günümüzde “La Giralda” olarak isimlendirilen kuleyi yaptıkları döneme; yani, 12’nci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Ancak, 16’ncı yüzyıla gelindiğinde, nehir alüvyonlar ile dolmaya başlamış, 17’nci yüzyılda gemiler Sevilla şehrine ulaşamamaya başlamışlardır. Bunun üzerine bölgenin önemi bitmiştir. Ancak, gerek Kolomb ve gerekse Macellan, tam buradan yeni keşiflerde bulunmak üzere denize açılmışlardır.

HOSPİTAL DE LA CARİDAD

Günümüzde, yaşlıların ve düşkünlerin bakımının üstlenildiği bu bölümün kurucusu: Manara isimli bir şahıstır.
Miguel de Manara denilen bu şahıs: öte yandan, 17’nci yüzyılda yaşamış, bir zamanların kadın avcısı efsanevi karakter, kötü şöhretli, gönül çelen “Don Juan” olarak da bilinmektedir. Ancak, Sevillalılar’ın büyük çoğunluğu, buna inanmamakta ve Manara’nın hayırsever biri olduğunu öne sürmektedirler.

Hastanenin küçük kilisesinde, ünlü sanatçılardan Murillo, Leal ve başkaca birkaç yöresel sanatçının tablolarından oluşan küçük ama heyecan verici bir koleksiyon bulunuyor.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

MUSEO DE BELLAS ARTES-MUSEUM OF FİNA ARTS OF SEVİLLA-SEVİLLA GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

El Arenal bölgesinin kuzey ucundadır. Yani, nispeten şehir merkezinden uzakta, “Plaza del Museo” meydanındadır.

Madrid şehrindeki “Prado” müzesinden sonra, İspanya ülkesinin en önemli ikinci güzel sanatlar müzesidir.

Müze: rahibe manastırı olarak yapılan eski manastır binasındadır.
Son durumu: 1612 yılında “Juan de Oviedo” tarafından tasarlanarak ortaya çıkan binada: üç avlu ve bunun çevresinde inşa edilmiş 15 kadar sergi odası bulunmaktadır.

Tavan ise, barok tarzıdır. Binanın dekorasyonunda: çiçekler, ağaçlar ve Sevilla çinileri kullanılmıştır.

15’nci yüzyılda ise, bir sanat ekolu olan “Sevilla Okuluna” ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden: Sevilla Okulu sanatçıları olan: Bartolome Esteban, Murillo, Juan de Vales Leal ve Francisco de Zurbaran çalışmaları ve İtalyan heykeltıraş Torregiani’nin eserlerinden oluşan güzel bir koleksiyon bulunmaktadır. Yani: bir anlamda, İspanyol resim ve heykel müzesi de denilebilir.

Sıcak havalarda, müze binası, serinliğiyle harika bir seçenektir. Bu müzeyi mutlaka görmenizi öneririm.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

PLAZA DE TOROS DE LA REAL MAESTRANZA DE CABALLERİA DE SEVİLLA-CATEDRAL DEL TOREO

Nehir kıyısından, 200-300 metrelik bir yürüyüş ile ulaşılmaktadır.

Burası: Sevilla şehrinin “boğa güreşi” arenasıdır ve 1761-1881 yılları arasında inşa edilmiştir.

Ancak: bir arena olarak, dünyanın en eskisi ve ünlüsüdür.

Mimari olarak: bir daireden çok, 30 köşeli bir poligon tarzındadır. Ön cephesi: beyaz ve sarı renklidir.

Bu cephe: barok mimari tarzı yansıtır. Ana girişin hemen yanında “Petro Roldan” tarafından yapılan orijinal bir manastır bulunmaktadır. Matadorlar, mücadeleye girmeden önce, burayı ziyaret ederlermiş. Bir de revir var.

Bu revirde: Matadorların acil tedavileri yapılıyormuş. Giriş kapısı ise: 16’ncı yüzyıldan kalma, demir kapılıdır ve “Puerta del Principe” kapısı diye bilinir. Olağanüstü bir performansı sonrasında, torero (boğa güreşçisi) seyircinin omuzlarında, bu kapıdan geçer.

Seyirci kapasitesi: 12.500 kişidir. Ancak, bu boyutuna rağmen akustiği mükemmeldir. Oturduğunuz yerden, her şeyi duyabilirsiniz. Boğanın, süratle yokuş aşağıya inmesini önlemek için, arenanın zeminine hafif bir eğim verilmiştir. Bu durum, boğa güreşçisine bir avantaj vermek için düşünülmüş ve yapılmıştır.

Burada: bir boğa güreşi izleyebilirsiniz. Ancak, olay, genellikle bir boğa öldürmek ile sonlanıyor. Bunun doğal sonucu olarak: İspanya ülkesindeki genç nesil, bu etkinlikten nefret etmektedirler. Ama özellikle Sevilla yöresinde bu etkinlik olağanüstü popülerdir. Yani: burası, bir boğa ile yaşanan elektrikli atmosferi yaşamak için mükemmel bir yerdir.

Museo Taurino-Boğa Güreşi Müzesi

Arena içinde: birde müze bulunuyor. 18’nci yüzyıldan kalma müzede: boğa güreşi tarihindeki çeşitli izleri taşıyan eserler sergileniyor. Bunlar arasında: kostümler, afişler, bir boğa başı bulunuyor. Ayrıca:”Juan Belmonte” ve “Joselito El Gallo” gibi bazı ünlü Sevillalı toreros (boğa güreşçisi) ların resimleri bulunuyor. Burada, ayrıca geçici sergiler de düzenleniyor. Müzede “Picasso” tarafından boyandığı söylenen bir de “boğa burnu” var.

Evet, her ne kadar yapı büyük olmasa da, biraz önce söylediğim gibi, İspanya ülkesinin en cazip doğa arenası olarak kabul edilmektedir. Bunların yanında, küçük bir not: Bizet ünlü “Carmen” operetini burada ölümsüzleştirmiştir.

Arena ve müzesine giriş ücreti 5 Euro’dur. Gezi yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Rehberli bu gezide: arenanın özel mülkiyet olduğundan, 14 yaşındaki matadora, yaşamasına izin verilen katil boğaya kadar pek çok bilgiyi bir çırpıda öğrenebilirsiniz.

Giriş öncesinde, elbette, buraya has kitap-kartpostal ve posterlerin satıldığı hediyelik eşya dükkanı var.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

RİO GUADALQUİVİR-TEKNE TURLARI

Evet, şehir içindeki geziniz yanında, tekne turlarına katılarak nehirden şehri izlemenizi öneririm. Özellikle, akşam saatlerinde muhteşem güzel görüntüler ortaya çıkıyor.

Çünkü: nehirden bakınca şehrin farklı yüzünü görebilirsiniz. Her gün saat: 11.00 ile 23.00 arasında sürdürülen ve her 30 dakikada kalkan tekneler, 1 saatlik tur yapıyorlar.

Tekne turuna katılmak isterseniz: “Torro del Oro” yanındaki; “Alcalde Marques de Conradero” bölgesindeki büyük iskeleye gitmeniz gerekir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

TORRO DEL ORO-ALTIN KULE

Guadalquivar nehri kıyısındadır.

Real Maestranza arenasının yanında, İslam döneminde gözetleme için yapılmıştır. Guadalquivar nehrindeki nakliye kontrol ediliyormuş.

Düşman gemilerinin nehirde yelken açmasını önlemek için, devasa kuleden diğer tarafa su altından ağır bir zincir uzanıyormuş. Diğer bağlantı noktası, o zamandan beri yıkıktır veya kaybolmuştur. Muhtemelen 1755 Lizbon depremi sırasında çökmüştür.

Kule: 1220-1221 yılları arasında Sevilla şehrinin Almohad Valisi Abul Ula emriyle yapılmıştır.

15’nci yüzyılda ise, Amerika kolonilerinden getirilen hazinelerin depolanmasında kullanılmıştır.

Nehirden yansıyan altın parıltısına atfen, Arapça adı “Bury al-dahab” dır.

2005 yılındaki restorasyon çalışmasında, bu parlaklığın kireç harcı ve preslenmiş saman karışımından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Kulenin isminin “Altın Kule” olmasının bir başka sebebi ise, bir zamanlar kulenin üst kısmının altın kaplı olduğu söylentisidir.

Ayrıca, bir zamanlar Amerika kıtasındaki kolonilerden getirilen tonlarca altın burada muhafaza ediliyormuş. Gemiler nehir yoluyla Sevillaya girdiklerinde yüklerini yani altınları burada boşaltıyorlarmış. Orta kısmı depo olmasının yanı sıra, aynı zamanda hapishane olarak da bir dönem kullanılmıştır.

Mimari özellikleri:

Kule, tuğladan yapılmıştır. Yükseklik 36 metredir. 3 ayrı gövdeden/kısımdan oluşur. Birinci gövde: 12 metredir. Almohad Valisi Abu-l Ula emriyle, 1220-1221 yılları arasında yapılmıştır.

İkinci gövde: 14’ncü yüzyılda, Pedro I Cruel tarafından yaptırılmıştır.

Kule, 1755 Lizbon depreminde ağır hasar görmüştür ve aynı dönemde, Monte Real Markisi, atlı arabaların yolunu genişletmek ve Triana köprüsüne erişimi düzenlemek için, kulenin yıkılmasını önerir. Ancak Sevilla halkı, bu öneriye itiraz eder ve araya giren Krala başvurur ve yıkımdan vazgeçilir.

1760 yılında, kulenin alt katında onarım yapılır. Bu onarımda, kule moloz ve harç kullanılarak güçlendirilir. Duvarın çevresindeki patikadan, yeni bir giriş oluşturulur. Aynı yıl, üst silindirik gövde (üçüncü gövde) inşa edilir. Böylece kulenin görünümü değişir.

Günümüzde burada en üst katta “Denizcilik Müzesi” bulunuyor. Burada antik denizcilik aletleri, ölçekli modeller ve deniz haritaları sergileniyor.

 

ÜNİVERSİDAD DE SEVİLLA- TÜTÜN FABRİKASI

Günümüzde Üniversite olarak kullanılan burası: aynı zamanda eski bir tütün fabrikasıdır. 1728-1771 yılları arasında; Sebastian der Bocht tarafından barok ve rokoko mimari tarzlarında yaptırılmıştır. Sigara fabrikası iken, Avrupa’nın en büyük sigara fabrikası olarak önem kazanmıştır. Ama aynı zamanda, İspanya’nın en büyük endüstriyel binası olmuştur.

Fabrikanın mimarisi ve çevreleyen bahçenin tasarımı: yüksek bir zevk ürünüdür. Ana girişin üzerinde: üçgen cephe “La Fama” nın bir heykeliyle biter. Kilise ve cezaevi, ana binayı tamamlamaktadır. İç mekanda: etkileyici merdivenler, çeşmeler ve Patios bulunmaktadır.

Hatta: Proper Merima isimli yazarın hayali kahramanı olan “Carmen” in, burada tütün sardığı söylenir. Bizet: bu hikayeyi alıp, dünyanın en ünlü operasını yani “Carmen operası” nı ortaya çıkarmıştır.

Evet, burası: 1953 yılından sonra, Sevilla Üniversitesinin bir parçası olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kuruluşu 1502 yılına kadar iner Sevilla Üniversitesinde, günümüzde ise, ülkemizden de “Erasmus” programı çerçevesinde, birçok öğrenci burada eğitim görmüş veya görmektedir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

TRİANO BÖLGESİ

El Arenal bölgesinden, nehrin karşı tarafındaki “Barrio Triano” bölgesine geçmelisiniz. Triana bölgesi: efsanevi Flamenko’nun doğuş yeridir. Burada, ayrıca birçok çini (azujelo) atölyesi bulunmaktadır. Yani: çömlek sanayinin merkezi, burasıdır.
Bu bölgede gezilecek yerler şunlardır:

Puanta de Isabel II

Nehrin üzerindeki toplam 9 köprüden birisidir. 1852 yılında demirden yapılmıştır. Bir zamanlar, şehrin tüm ticari faaliyetlerinin sağlandığı nehir, günümüzde ticari trafikten çok, gezi tekneleri ve yatlar için önem kazanmaktadır.

Capillita del Carmen

Burası bir şapeldir. 1926 yılında yapılmıştır. Puenta de Isabel köprüsünün, Triana tarafındadır. Burada, özellikle görmenizi önereceğim yer: azulejo yani çini kaplı kapıdır. Yapının hemen karşısında ise, bir kule var. El Faro de Triana olarak isimlendirilen bu kule: sarı rengiyle dikkati çekiyor ve terasına çıkarsanız, muhteşem bir nehir manzarası görebilirsiniz.

Calle San Jorge

Burası çömlekçiler mahallesidir. Bölgedeki en ünlü çömlek atölyesi “Ceramica Santa Ana” dır. Evet, burası da şehirde önem kazanan yerlerden birisidir. Çünkü: çömlekçilik, Triana bölgesinde, yani burada: 1314 yılından bu yana devam eden bir uğraşıdır.

Romalılar, burada içini şarap ve yağ ile doldurdukları anforalar yaparlarmış. Magribiler döneminde ise, burada, mavi-beyaz ve yeşil renkli seramik karolar üretilmiş ve yapılarda kullanılmıştır.

Evet, Calle San Jorge bitiminde, sola dönerek “Calle Campos” istikametinde yürüdüğünüzde, daha çok seramik atölyesinin bulunduğu bölümleri göreceksiniz. Daha sonra ise, Triana bölgesinin en işlek caddesi olan “Calle de San Jacinto” ya ulaşabilirsiniz.

Calle Rodrigo de Triana

Burası, tipik bir Triana sokağıdır. İsminin anlamı ise: 1492 yılında, Kolomb’un ilk yolculuğunda, Yeni Dünya’yı ilk gören denizcinin ismine atfen “Rodrigo” dur.

İglesia de Santa Ana

Burası bir kilisedir ve 13’ncü yüzyılda inşa edilmiştir. Sevilla şehrindeki en önemli cemaat kilisesi olarak önem kazanmaktadır.

Calle Betis

Burası: Triana bölgesinin en güzel kısmıdır. Buradaki uzun bir şerit halindeki bar ve restoranlarda: Sevilla Flamenko müziği çalar. Bu mekanların büyük bölümü, masalarının bir kısmını nehir kenarına yerleştirirler.

Burada bir mola verirseniz, nehrin karşı kıyısındaki “Boğa Güreşi Arenası” nı ve “Torro del Oro” kulesini görebilirsiniz. Ayrıca, nehir üzerinde gidip-gelen kano ve tekneler de güzel bir görüntü oluşturuyor.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

4. PARQUE MARİA LAİSA

Burada, bir park alanı bulunuyor. Park alanı: Montpellier Düşesi Maria Laisa Fernando de Borbon tarafından: 1893 yılında şehre bağışlanmıştır.

Şehrin en büyük parkıdır. 400 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Ağaçlıklı caddeleri ile otobana kadar uzanır.

Parkın ilk yapılışı: 1929 yılında: “Latin Amerika” diğer adıyla “İber-Amerika” fuarı dönemindedir. Daha önceki dönemde ise, burada “San Telmo Sarayı” için yapılmış romantik bir bahçe bulunmaktaymış.

Aslında, 1929 yılında dünya üzerinde büyük ekonomik kriz etkin iken, burada bu fuarın düzenlenmesi büyük başarıdır. Bu fuardan günümüze geriye kalan ise, olağanüstü mimari yapı koleksiyonudur. Evet, bu bölümdeki iki yapı: günümüzde halen “Arkeoloji Müzesi” ve “Halk Sanatları Müzesi” olarak kullanılmaktadır.

Günümüzde, burada çekici anıtlar ve müzeler bulunuyor. Caddelerinde ise çeşmeler ve heykeller var ve bunlar parkı bir açık hava müzesine dönüştürmüştür. Park alanı içindeki en önemli çeşmeler şunlardır: aslanlı çeşme, kurbağalı çeşme. En önemli havuz ise: Lotus ve Ördek havuzlarıdır.

Parka giriş ücretsizdir.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

PLAZA DE ESPANA

Ünlü seyahat portallarından biri olan “Jetcost” tarafından tüm Avrupa’nın en cezbedici meydanlarından birisi olarak seçilmiştir.

Yarım daire biçimli bir bina ile çevrili, büyük anıtsal bir açık alandır.

İspanya’nın eski kolonileriyle kucaklaşmasını simgeler, nehre doğru bakan bölüm, Amerika’ya doğru izlenecek yolu gösterir.

Meydan, 1929 yılında İbero-Amerikan sergisi için, mimar Anibal Gonzales tarafından yapılmıştır.

Kendisi meydan bittikten birkaç gün sonra ölür.

İspanya’nın Amerika’ya olan saygısını simgeler.

Bina inşa edilirken, İber-Amerikan Fuarından sonra, Sevilla Üniversitesine ev sahipliği yapması planlanmıştır. Ancak, sonunda Endülüs’teki Hükümet Delegasyonu ve Guadalquivar Konfederasyonu gibi çeşitli resmi kurumlar arasında dağıtılır.

Meydanın çapı 170 metredir. Toplam 50 bin metre karelik bir alana sahiptir ve bu onu İspanya’nın en etkileyici meydanı yapar.

515 metre uzunluğunda, 200 metre çapında bir kanala sahiptir. Kanal, 1928 yılında tamamlanmıştır. Meydanın tüm çevresi boyunca, kanalda tekneyle gezilebiliyor.

Kanalda, 4 antik İspanyol krallığını temsilen 4 köprü bulunur.

Serginin açılış töreni, Kral XII Afonso tarafından yapılmıştır.

Kral, mimar Anibal Gonzales’in başyapıtını görünce çok şaşırmıştır. İlk gördüğünde “Beyler bunun güzel olduğunu biliyordum ama o kadar da değil” dediği söylenir.

Vicente Traver Havuzu:

Kompleksin ortasındadır. 1927 yılında mimar Anibal Gonzales’in halefi olan Vicente Traver tarafından yapılmıştır. Havuz, merkez bina ön cephesinde, Haliç’e bakan revak kemerinde, Castilla ve Leon köprülerinin arasındadır. Yerleşik bir kral ceketine benzer, kollar bir kartal tarafından desteklenmiştir. Bu çift başlı kartal, sularını bir bardağa döker.

 

Bankolar:

Plazayı çevreleyen duvarlarda farklı karo işçilikleri bulunur.

Bunlar, İspanya’nın birer bölgesini temsil eder.

48 İspanyol eyaleti, karo şeklinde temsil edilmektedir.

Bu 48 bandoda, İspanyol tarihinin ünlü karakterlerini temsil eden 48 tane de büst bulunur.

Ancak, 48 yerine 50 banko olması gerekirdi. Ama plaza yapıldığında, Kanarya adalarının sadece bir ili vardı. 1927 yılına kadar, Grand Canaria ve Tenerife olarak bölünmemişti. Öte yandan, Sevilla şehri, meydandaki dört duvar resminde temsil edilmektedir. Yani, diğer vilayetlerle birlikte temsil edilmiyor.

Navarra ili: şehirlerin alfabetik dağılımında görülmez. Çünkü 1929 İber-Amerikan sergisi bittiğinde, Navarralı IV Garcia’nın ölümü, çok şiddetli olduğu için karosu kaldırılmıştır. Kralın çocukları onun yerine almıştır.

Ciudad Real Eyaleti Bankosu:

Motif olarak “El Kişot” seçilmiştir. Bu motif, Cervantes’in herhangi bir özel sahnesini temsil etmese de, ön planda, bize iki ana karakteri “Don Kişot” ve “Sancho Panza” yı gösterir. Arkalarında, ufukta değirmenlerin olduğu net bir “La Mancha” manzarası görülür. Bu hem kitap resimlerinde hem de gravürlerde ve o dönem Sevilla seramiklerinde çok popülerdir.

 

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

ARKEOLOJİ MÜZESİ

Müzenin bulunduğu yapı: 1929 yılında, Latin Amerika Fuarın bir parçası olarak: Anibal Gonzales tarafından tasarlanmış ve Neo-Rönesans mimari tarzında inşa edilmiştir. “Plaza de America” meydanındadır.

İspanya ülkesinde kendi türünde, en iyi müzelerden biri olarak kabul edilir.

Odak: Romalılar üzerine, ama daha eski bölümlere kadar uzanmaktadır. Romalılar ile birlikte: Fenikeliler, Yunanlılar ve Kartacalılar’a ait eserler sergilenmektedir.

Müzenin ana galerileri ve üst katı: İtalica ve yakınlarındaki antik kentten kurtarılan heykel ve parçaları ile Roma dönemine ait buluntulara ayrılmıştır.

Bunlar arasında göze batanlar: heykeller ve yerel doğumlu Roma imparatorları olan Trajan ve Hadrian’ı gösteren, 3’ncü yüzyıl mozaiğidir. Takip eden bölümlerde ise: Magribi İspanya’sına ait kalıntılar sergilenmektedir. Vizigot dönemine ait eserlerin sergilendiği bölüm de görülmeye değerdir.

Ayrıca: kolonizasyon bölümünde bulunan “Tartessian” hazinesini mutlaka görmenizi öneririm. Bu hazine: 1958 yılında yapılan bir temel kazısında: işçiler tarafından bulunmuştur. Hazine içinde: 6’ncı yüzyıldan kalma: bir kolye, bilezik ve altın-mücevher ve taş orjinli, 20 parça bulunmuştur.

Buluntuların tasarımları “Orient” özellik göstermekte olduğundan, bunları kullanan insanlar, yani Endülüs sakinleri hakkında bilgi vermeleri açısından önem kazanmaktadır.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

ŞEHİRDE GEZİLECE DİĞER YERLER

ISLA DE LA CARTUJA

Burası, şehirdeki fuar alanıdır. Cartuja adasında kurulmuştur.
1992 yılında, burada “Expo-92” fuarı kurulmuş ve yine aynı yılın Nisan-Ekim ayları arasındaki 8 aylık dönemde: fuar 36 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

Evet, bu fuar: düzenlendiği dönemde, Sevilla şehrini modern bir şehir haline getirecek yatırımları çekmesi açısından önem kazanmaktadır.

Ancak, fuar sonrasında, fuar alanının nasıl değerlendirileceği konusunda büyük çelişkiler yaşanmış ve hatta günümüzde bile, bu fuar alanı, şehrin ziyaretçileri tarafından sık ve mutlaka ziyaret edilen bir yer değildir.

Çünkü: fuar alanı, düzenlendiği dönemi takiben kendi kaderine terk edilmiş ve günümüzde, nehrin karşısında, çoğu binanın boş ve yıkık-dökük görüldüğü, otların bürüdüğü bir yer haline gelmiştir.

Yine de, şehirde yeterli zamanınız varsa, Expo’dan kalanları görmek için burayı ziyaret edebilirsiniz. Bu alanda: görebileceğiniz diğer yerler: çeşitli alışveriş alanları, müzeler, Omnimax sinema kompleksi, Isla Magıca ve Monasterio de Santa Maria de las Cuevas’dır.

Omnimax Cinema

Burası, bir sinema kompleksidir. Sevilla şehrindeki bu alan, 2000 yılında bir film seti oldu. Plaza de Espana ve Star Wars filmleri burada çekildi. Ayrıca: Arabistanlı Lawrance, Star Wars Episode II, The Dictatör gibi filmlere de sahne olmuştur.

Isla Magıca

Burası: şehirdeki bir eğlence parkıdır. Yani bir lunapark denilebilir. Burada büyük bir “roller coaster” bulunmaktadır.

Expo-92 gölünün çevresindeki alana: Puente de la Barquere köprüsünü geçince, kısa bir yürüyüş ile ulaşılır. Burada, birçok eğlence aracı bulunuyor, özellikle çocuklar için ilgi çekecektir.

Monasterio de Santa Maia de las Cuevas

Expo-92 fuar alanında bulunan bu bina: 19’ncu yüzyılda bir manastır olarak inşa edilmiştir. Ancak, daha sonraki dönemde, bir girişimci tarafından çömlek fabrikasına dönüştürülmüştür.

1992 yılında ise: Expo Fuarı sırasında, bölgedeki en eski bina olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmiş ve günümüzde ise bir modern sanat galerisi olarak kullanılmaktadır.

Burayı ziyaret ederseniz: Kolomb’un oğlu Hernando tarafından dikildiği söylenen “Ombu” ağacını, muhteşem güzel çini dekorasyonu ve kilisenin arkasındaki avluyu görmelisiniz.

PATİO DE NARANJOS

Burası: kiliseye dönüştürülmüş eski bir camidir. Magrip mimarlığının güzel örneklerinden birisidir. Ayrıca: yine bu kilisenin önünde, iki duvarlı, portakal ağaçlarıyla dolu avlu bulunmaktadır ki, cami olduğu dönemde insanların burada abdest aldıkları söylenir.

İGLESİA DE SAN MARCOS

14’ncü yüzyıldan kalmadır. Özellikle: La Giralda benzeri kulesi ilgi çekmektedir.
Ancak: 1936 yılında büyük bir yangında, iç dekorasyonu yanmıştır.

Kilisenin arka tarafındaki plaza, 1490 yılında kurulan “Convento de Santa İsabel” bulunmaktadır. Burası: 19’ncu yüzyılda, kadın cezaevi olarak kullanılmıştır.

Evet, bu kilise: son olarak, 1609 yılı tarihlidir. Plaza de Santa İsabel üzerine bakan barok portal üzerinde: Andres de Ocampo tarafından yapılan bir heykel kabartma görülmektedir.

İGLESİA DE SANTA CATALİNA

Bir eski cami üzerinde kurulmuştur. 14’ncü yüzyıldan kalmadır. Buranın da, La Giralda örnek alınarak yapılmış bir kulesi bulunmaktadır.

Girişinde: at nalı kemer bulunmaktadır. Sağda: “Capilla de la Exaltacion” bulunmakta olup, burası yaklaşık 1400 yıllarına tarihlenen dekoratif bir tavana sahiptir.

İGLESİA DE SAN PEDRO

14’ncü yüzyıldan kalmadır. Ancak, daha sonra çeşitli eklemeler yapılmıştır. Sağ bölümde: 1379 yılından kalma, Mudejar tavanlı güzel bir şapel bulunmaktadır.

Ayrıca, 17’nci yüzyılda Sevillalı ressam Zurbaran tarafından yapılmış birkaç resim bulunmaktadır.

İGLESİA DE SAGRARİO

Burası: 17’nci yüzyılda inşa edilmiş küçük bir kilisedir. Ama, daha önce burada bulunan bir caminin üzerine inşa edilmiş olmasıyla önem kazanmaktadır. Yapı, günümüzde kilise olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

Kilisenin hemen yanında: simetrik olarak dikilmiş portakal ağaçları bulunan güzel bir bahçe bulunuyor. Söylenenlere göre: yapı cami olarak kullanılırken, Müslümanlar bu bahçe bölümünde abdest alıyorlarmış.

CALLE DE LAS SİERPES

Burası, Sevilla şehrinin en büyük alışveriş bölgesidir. Belediye binası önündeki meydanı geçince, buraya ulaşabilirsiniz.

CONVENTO DE SANTA PAULA

Sevilla şehrinde birçok kapalı dini kompleks bulunmaktadır. Ama, bunlardan yalnızca birkaç tanesine erişmek mümkündür. Bu kilise de, onlardan birisidir.

1475 yılında kurulmuş olan manastır: günümüzde de, 40 rahibeye ev sahipliği yapmaktadır. Manastırda: dini resimler ve eserler dolu iki galeri bulunuyor. Rahibeler ise, manastır üzerindeki pencerelerde görülebiliyorlar.

Burayı ziyaret ederseniz, rahibeler tarafından yapılan ve satılan marmelat ve reçellerin bulunduğu, çıkışa yakın odaya mutlaka uğramalısınız.

CASA DE PİLATOS

16’ncı yüzyılda, Tarifa Markizi tarafından yaptırılmış bir evdir. Yapılış amacı: Markizin, Avrupa ve kutsal topraklara yaptığı seyahatlerde topladığı sanat eserlerinin depolanmasıdır.

Sonraki dönemlerde, Markizin ardılları, bu geleneği devam ettirmişler ve günümüzde yapı: gerek mimari güzelliği ve gerekse içinde bulundurduğu sanat eserleriyle önem kazanmıştır. Şehrin en iyilerinden birisidir.

Evet, burayı ziyaret etmek isterseniz, ücret ödemeniz gerekiyor.

MUSEO DEL BAİLE FLAMENCO

Burası: 18’nci yüzyıldan kalma bir binada düzenlenmiş, Flamenko danslarının bütün türlerinin tanıtıldığı bir müzedir. Ayrıca: burada, Flamenko danslarından oluşan programlarda düzenlenmektedir.

EL CENTRO

Plaze de Toros bölgesinden kuzeye doğru yürürseniz buraya ulaşırsınız. Burada: gerçekten kaliteli eşyaları ucuza bulmanız mümkündür. Burada alışveriş için zaman ayırmanızı öneririm.

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

ŞEHİR YAKIN ÇEVRESİNDE GEZİLECEK YERLER

İspanya Sevilla Gezilecek yerler

İTALİCA

Burada, bir Roma kenti kalıntıları görebilirsiniz.
Kalıntıların bulunduğu yer olan Santiponce: şehir merkezine 10 dakika uzaklıktadır. Yani, şehir merkezinin kuzeybatısında, 8 km. uzaklıktadır.

Kent: “Scipio” tarafından kurulmuştur. Ama Roma İmparatorluğuna: Troia ve Hadrian isimli iki imparator vermiştir. Evet, bu iki imparator, bu şehirde doğmuştur.

Kalıntılar arasında: eski merkezde bulunan bir amfi tiyatro ve bunu çevreleyen modern bir park bulunuyor. Amfi tiyatro: 25 bin seyirci kapasitelidir. Roma imparatorluğunun en büyük tiyatrolarından biri olduğu söylenir.

Sevilla Arkeoloji Müzesi: İtalica’dan götürülen mozaikler, heykel ve diğer kalıntılarla doludur.

CARMONA

Burası, Sevilla şehir merkezinin alternatif konaklama alanıdır. Çünkü: Sevilla şehrinin yakınındadır ve mimari zenginliğiyle orantılı olarak, çok sayıda güzel oteli barındırmaktadır.
Burada, Sevilla şehir merkezine düzenli otobüs seferleri düzenlenmekte ve bu otobüsler ile, şehir merkezine 40 dakikada ulaşılmaktadır.

Kasabanın ortaçağdan kalma kalabalık caddelerinin merkezinde, sevimli “Plaza de San Francisco” bulunmaktadır. Aynı zamanda, çok eski bir yerleşim yeridir. Çünkü: Hıristiyanlık öncesinde, İber döneminden bu yana, burada yerleşim bulunmaktadır.

Yeniden fetih döneminden sonra ise, kalenin de mimarı olan Kral I. Petro’nun yazlık mekanı haline gelmiştir. Bunun yanında, Roma mimarisine ait izler de görülür. Kasaba müzesi ilginizi çekebilir.

MUSEO DE LA CİUDAD

Kasaba müzesi: 18’nci yüzyıldan kalma bir malikanedir. Burada: kasaba tarihinin başlıca dönemlerini yansıtan eserlerden oluşan bir koleksiyon sergilenmektedir. Bunlar: tarih öncesinde, İberliler dönemi, Roma dönemi, Magribiler dönemi ve Hıristiyanlar dönemi olarak düzenlenmiştir.

NECROPOLİS ROMANA

Burası bir Roma dönemi mezarlığıdır. 1868 yılında bulunan mezar alanı: kazılmış ve aile mezarları, kemik saklama yerleri, yerel bir hükümdarın kızına ait villa tipi bir mezar gibi kalıntılar bulunmuştur. 30 dakika uzaklıktaki bu alana da rehberli turlar düzenlenmektedir.

ECİJA

Burası, İspanya ülkesinin en sıcak kasabası olarak bilinir ve önem kazanır. Çünkü: “La Sarten” yani “kızartma tavası” olarak bilinen bölgenin tam ortasındadır. Eski kent merkezinde, çeşitli malikaneler bulunmaktadır. Ayrıca: 15 ve 16’ncı yüzyıllardan kalma kiliseler vardır. Ancak, bu kiliseler ve kuleler, günümüzde bakımsız ve harap halleriyle dikkat çekmektedirler.

OSUNA

Bu kasaba, Sevilla şehrinin doğusunda, küçük bir tepeye inşa edilmiştir. Burada, Rönesans dönemi malikaneleri ve etkileyici dini binalar bulunmaktadır. Burada, beş yıldızlı bir otel bulunuyor.